7 Mays Mizah : Tanıdıklarımızdan biri Dimyata pirince giden (Baştarafı 7 nei sayfada) Fakat kendilerini göstermek için gi - yinip sokağa çıkmıya evlerine misafirler gelir. Üstlerine baş larına masraf etmekten evlerine hiç bir gey alamamışlardır. Misafirler etrafa ba- karlar. Evin içinde eşya namına gördük. leri, iki kırk sandalye. bir çürük masa ve bir ot minderden başka bir şey yoktur. Misafirler; — Ne fakir msanlar, ne kadar sıkıntı içinde diye düşünüyorlardır. Dimyata pirince gidenler, zengin ve rahat yaşar görünememişler, fakir ve si- kıntı içinde gürünmüşlerdir. Kış geçmiş. baharın son ayı gelmiştir. pirince gitmek istiyenler karşı şe geçer Kanar — Amma hepsi den iyisi Büyükada, Büyükadada bir ev tutarız. Hem şöyle görünüşlü bir ev olmah, — Ben bir beyaz kostüm yaptırırım. — Bana bir iyi, bir de şöyle böyle iki! yazlık ePbise lâzım, — Mayo lâzım, — P'âja inmek için ayrı bir rob yaptır- malhıyım. — Ben bir panama şapka alırım — Bende... — Evvelâ bunları almak lâzım. — Evet almalı, Ellerinde bir miktar para vardır. Bix Mikte sokağa çıkarlar. Ellerindeki bütün parayla yazın Adada gitmek için tasar - Jadıkları eşyayı alırlar. Evlerine döndük. leri zaman neleri var neleri yoksa kapı önünde bulurlar, şaşırırlar: — Bu ne hal? Ne hal olduğu çabuk anlaşılır, aylık! vermedikleri için ev sahibi onları evden çıkarmıştır: Şimdi ne yapmalı? Adaya taşmacaktık ya... Dimyata pirince gidenler, Adada köşk tutmak isterlerken, şehirde oturdukları evden atılmış olurlar. Dimyata pirince gidenler, binmek istemezler, tramvayı edi bulu - yorlar, taksiye binmekten hoşlanmazlar: — Taksiye binmek de bir şey mi her - kes taksiye biniyor. — Kenâlmize bir otomobil almayız. — Taksitle de veriyorlarmış. — Oldu olacak alalım. ne yapar ya - par öderiz. Taksitle bir otomobil alırlar, Bir iki defa bu otomobille gezerler. Taksit vakti gelir: — Nasıl vermeli, — Bilmem. vakit bulmadan,| zl — Şimdi ne yapmalı? ! Birkaç güh geçer, bir çaresine baka - İmazlar. Otomobil haczedilir, neleri varsa haczedilir, maaşlarına haciz konur. Bir yere gidecekler, tramvaya binseler de gidebilirler. Fakat hacizden para art - mamıştır ki tramvaya binebinsinler, ya- ya yürürler, Dimyata pirince gidenler, hususi oto - mobilde gezmek isterlerken tramvaya da| binemiyecek hale gelmişlerdir. | Dimyata pirince gidenler ihtiyar olur- İlar, saçları beyazlaşır. vücudleri fki bik- jlüm bir hal alır, Fakat huy canm altm. İdadır. Canları çıkmadığı için huyları da baki kalmıştır. Kârşı karşıya oturmuşlardır. — İkimiz de epey yaşlandık. — İki ayağımız çukurda, Şurada kaç günlük ömrümüz kaldı ki, — Doğrusu cenaze alayımın çok par - lak olmasını isterim. - Ben de öyle, en aşağı otuz'otomobil (olmalı, — Otuz az, elli olmalı. Cenaze otamo- bili &e hani o yeni süslü bir otomobil var | ya o olmalı. — Cennette gene birbirimizi buluruz. — Cenmetler de birkaç tane imiş. — Tahil en #lâsnda, — Tabif tabit, Ecel gelir, onlan alır, Dörder kişinin omuzunda mezarlığa götürülürler. — Ya öbür dünyada ne olur? O dünyadan bu dünyaya haber gel - miyor ki. cennetler içinde cennet! âlâden baskasını islemiyenlerin hakikaten cen. reti âlâ da rm, yoksa cehennemde mi ol duklarını bilelim. İsmet Hulüsü tramvaya | Do'mıbahça izdihamı hâdisesinin mahallinde keşif yapıldı SON POSTA SPOR Galatasaray - Fener muhtelitinin Mısırdaki maçları Cuma günü Msıra hareket eden Galata, şo « Fenerbahçe tuhtellti İk maçmı Cu- mürtesi gönü İstehderiyede yapacaktır. Takım oradan Kahireye giğerek Pazar gü- Bü ikinci oyununu oynıyacaktır. Bisikletçilerimiz bu halta Romanyaya gidiyor Romanyada yapilacak sürat ve mukave met bisiklet yarışlarına iştirak edecek wor.| cularımız bu hatla Bükreşe hareket edecek. deri. | Takım 12 kişilik bir kafile olarak seyaha. İle çıkacaktır. 19 Mayıs şenlikleri 19 Mayısta yapılacak Jimnastik şenliklerine her yene olduğu gibi bu sene mekleblilerden maada klübler de iştirak edecektir. Ayni gün bir sene zarfında mükâfat ve kupa kasan İmiş bulunan kifhb ve sporculara bunlar me. Jrasimle verilecek*ir. Ankara muhleliti Suriye ve Lühnana gidecek Ankara (Fwsari) — Beruttaki Hifmi spor E'öbü, Ankaradan seçileeek Kuvvetli bir futbol taken O gönderilmesini UFiariciye Vekilliği vasıtasile Fulhcil Fodorasyomundan rica etmiştir. Yapılan davete mazaran Suri. ye ve Lükmandaki tornuva 15 gün devam &decek ve kafile 18 kişiden mürekkeb olacak. tar, Bu davetin #xbul edilip © edilmiyeceği ve oraya hangi takımın gönderileceği (o henüz belli değildir. i İ İ zamdıracağı serveti düşün. a KAZ İN EİN İm EZ Yazan: Hasan era ln Re COM O ille Giz Müthiş bir tehdid — Sen Jâfı uzattıkça ben de korkum-;Şarab ve buyaz ten işte çevirdiğim bütün dan &cel terleri döküyordum ya Mansur. desiselerin Vaktile Turanşahın sarayında Kutuzia| Soluk yüzlü şair koynundan çıkardığı kaç kere karşılaşmıştık. Eğer biraz zeki bir parça afyonu yuttuktan sonra: ve hafıza sahibi bir adam olsaydı. siyah| — Kadın, kadın! - diye inledi - lüzus sakallarımıza rağmen bizi tanımakta güç. mundan fazla kullanılmış bır kelime. Bex Tük çekmezdi. yaz et ve şarab; ruh ölemindeki sunsuz — Daha fazla temâsımız olduğu kalde|lezzetin #ırrına eremiyen yarı hayvan « i Şamda iken Baybars bizi tanımadı da Ku-|lara salya akıttıran iki kelime, Kadın, cw» tuz nereden tanısın? Aradan bu kadar nım: sıkan şey. nihayetinde bezginliği zaman geçti. Turanşahım eski toy ve hop-j veren kudurma. Ya Mansur ben kadın «e isimlerini de - İdan hâlâ bir şey anlamıyorum. ğiştirerek uslu akıllı iki elçi olacaklarına! o Melik Nâsırın sahtekâr sefiri: kim ihtimal verebilir? Herkes bizi çok .; — Fena ahlâklı esrarkeş - diye ho « tan unuttu. Aklın varsa şu buzlu şerbeti, Murdandı - bu afyon sevdası ile o kötü iç de keyfine bak, eskiden bize diş biliyen | buy sende oldukça hiç bir zaman kadın İkölemenler şimdi nasıl ikram edecekle - denen varlığın manasını anlar cak sıl, *İrini bilmiyorlar, Yavaş, yavaş keyfi gelen Haldün şim — Bu mavaffekiyetimiz hakikaten şa-| Si bem yavrusu gibi yerde yuvarla « nıyordu. — Sen sanarsın ya Mansur. Bey hayal âleminin miracını görmüş bir ima sanım, kadın benim için bütün muhtevi- pa nedimlerinin bir gün ii hane oldu ya Mansur. — Hangi işe el attım da muvaffak o'a-| madım ya Haldun? Benim kimin oğlu ol.| duğumu bilirsin. Babam toprağı bol ol- P sun cesedinde şeytan ruhunu gezdiren bir | Yalımı boşaltmış bir torbadır. insandı. |, Titrek elile havada helezonlar çizerken — Onu bile mağlüb ettin ye Mansur. asabi bir sıçrayışla doğruldu. Kapı vw — Meydanm bana kalm: İrularak dışarıdan bir ses yükselmişti, yahumdan çekilmesi lâzımdı. Size bir mektub: ya paydi, Şimdi maziyi karıştırıp canımı sıkma. El) Mansur koşarak kölenin getirdiği mi de edeceğimiz muvaflakiyetin bize ka -;tubu eldı. — Kim getirdi bumu? — Zenci bir köle, — Bir şey söyledi mi? Hayır, söyliyemezdi. — Nasıl? — Ya Helâgü galib gelirse? — O bana vız gelir. Onların boğuşma. sı bitene kadar biz çoki ğammazı a) Israk bir tarafa savuşmuş olacağız. Bi - zim gibi adamlara dama muhtaç olan Nasır budalası muhakkak vâdettiği pa -| — Garib! rayı verecektir. Daha olmazsa Holâgü .| Köle çekildikten sonra hayretle mek « nün bizmetine gireriz. Zaten Şamda iken 'tubu açtı, Keyfi başına vuran Hal onun casuslarile münasebette bulunup sabiyetle haykırıyordu. bir hayli parasını çekmiştim — Hizlı oku ben de merek ettim. — Bundan da hiç & O kaşlarını çalarak yüksek sesle okun hakikaten müthiş bir ad sur! «— Eski dostum Kemaleddin Ömerin — Ya sen Haldun! Sen de çak yaman Kahireye avdeti beni pek sevindirdi. Ke bir şairsin. disini derhal ziyaret etmek arzusundays İki arkadaş kah! arla güldüler, Ka- dım. Fakat bazı mühim sebebler buna zanacağı servetin hayalâtını dalan Man-| mâni olduğu gibi ismimi dat! açığa vur- sur artik eğlenceli şeylerden bahsediyor. maktan çekindim. Kıymettar dostum e- du. ;ger bu akşam tensib olunan şekilde beni — Bir kere Nâsırdan paraları çekti k görmiye gelirse kendisi için çok faydalı mi ondan öte kolay - diyordu - zaten olacağım. Tensib olunan şekil akşam eza. yanımızda da külliyetli para var. Şan ni okunurken dilsiz bir kölenin getirdiği daki eşyaları da satar, harbden uzak hir, arabaya binerek ziyaret mabullire gel « medi. Dilsizdi çünkü. tw. Sen Keşif yapılırken Dolmabahçe sarayındaki izdiham hö-)larile, bitaraf ir ehlihibre tarafından fa- disesinin gemi tetkiki üçin, İzmit! cilanın vukua geldiği yerde keşif yapıl Ağırcezasın: gönderilen talimat üzeri- İnc, bir keşit — ki hâdisenin cereyan şekli araştırıl- mişti. Dün saat 14 de saraya gidilerek, 2 inci | Keşi'te, Emniyet 2 inci şube müdür diyara meselâ Yemene veya Tunusa gi - deriz. He'e Bizans bana pek caz'b geli . yor. Orada nefis şarabları gövdeye çeke- vek o zambak kadar beyaz tenli ve sarı - şın Rum güzelleri arasında coşkun sart- ler geçirmek; oh ya Haldün biliyor mu - sun? Hiç bir zaman kadına ve şaraba — Bele birkaç gün geçsin bir çaresme | Ağırceza hâkimlerinden Halil Ceysey ve | muavini Tevfik Doğan da hazır bulun-! doymuvorum. Senelerdenberi bu uğur. bakarız. Som Pastanın zabıta romam, İĞ KELİMENİN SERA — Nasıl areu ederseniz. Birer sizera yuktlar ve Büyükdere” ye kadar havsiyatlan konuştalar. Büyükderede iskele civarındaki lo kantalardan birine girdiler, deniz üze- -İkeli bir serseri diye tanıyor, ve dsima İmüddelumimi muavini Turgudun huzur. | muştur. des Kadri derlerdi. O da kendisini mas- ikelemiye lüzum gördüğü yerlerde Kudret Altuğ ismini kullanırdı.) Genç serseri asl ismini duyunca garib bir tsrada sırıttı. — Kadri. ben sendendir yandım bekliyorum. — Emredersiniz paşam! Şurasını söylemek Hizımdır ki, Kad-| Ti, hakiksten iyi, kibar bir aflenin çocu- | #adur. Nasıl, serseri olduğunu kendi-İde sinden başka kimse bilmez. Fakat orun | Yazan: İhsan Arit İmiş, 2eikâsı sayosinde birşoğunu mu 4 vaffdkiyetle atlatmış. fakat beş on kere de yakayı ele vermişti. Polin ona tehli- takib ediyordu. Hele, son walk kaç yüz kere yüz bin dinar harcadım. we korkmuyorsah şu (Yarasa) hakkm- Bara malümet ver. Kadrinin galeri parladı: — Muhterem bayım! Yarasanın çir- kin bir hayvan olduğumu bilmiyor nru- gayri ihtiyari bir irkildi ve gazeteciye İsumız? — Ben suna hayvandır bahrsetmiyo- piresi Şu şeytan gibi kendisini hiç Kim- senin gönmediği esrarengiz adamdan beheediyorum. — Ha ya mestle! Evet o bir şeytan- » Ve tahmin edersin ki şeytam ben de görmedim. Yılmaz. Altındiş Kadri ile #onuşur- İmekten #berettir, Zeki bir adım olan Ke- malettin Ömer eğer hayatını tehdid edeni bazı gizli tehlikelere karşı koymak isti. yorsa muhakkak tek başına bu davete icabet etmelidir. Aksi takdirde ne olabi, leceğini pekâlâ tavmin buyurebilirsiniz, Baki selâm ve meveddet.» Mansur sapsarı bir mindere çöktü, | (Arkası var) “ bilmiyorum. Yarasa hakkında berkes bir şey söylüyor. Fakat. kimsenin haki. bildiğine emin değflimi — Çok garib şey. — Hattâ, daha leri dilerik Biyebi « lirim ki, Yarasanın cinsiyeti hakkında da kimsenin doğru olarak bir şey bildi. gi yoktur. — Ne demek istiyorsun, bu bir er « na eminim. Zira. kadınlar arasından müihiş katiller çıklağını biliriz. Fakek, rine uzanmeş tahta selaşm ta ucuna daha adamelkılh okkanın altıma gide - onlar, bu kadar esrarengiz bir teşkilât. dturdular. Yılmaz, #ki bira smarladı. Birçok kimseler tarafından (Kudret Auğ) ismile tamlan şk genç. mite - ressis nacarlarile etrafı sözüyordu. Bu genci tanumıyan onu miras yemiş bir paşazade sanırdı, Geniş alm zekâsı hakdonda iyi bir not sayılsbilirdi. Eler) zaman baypın gibi bakan iri siyah göz- leri kendisine cazib bir hal veriyordu. Şik ve genç olmasına rağmen züppece hiç bir hali yoktu. Hattâ yaşına nazaran farla vakur ve ciddi görünüyordu. Onu bilmiyen “şte tam bir centilmeni di- yebilirdi. Halbuki, bu zat! İstanbul po- İlkinin sabikalılar kısmında şişkin bir dösyası olun genç ve imaruf bir serseri idi. Şimdiye kadar. İnrsızlık, dolandırı- ckk, sahtekârlık gibi yüzlerce suç işle- çekti; Yılmaz. bu serseriyi. polisten tanı - yordu. Onun fazla vak'alarında göster- diği maharet ve inceliği tifedir ediyor- du. Ve zekâsını cemiyet zararına kul - lanmak vaziyetine düşmüş olan bu adama acıyordu. Onun için sırasına gö- re, kendisine dost muamelesi ediyordu. Bumur) başka faydaları da van&. Yıl - wez, polisin bile bazan içinden çikama- dığı birçok mühim hâdiselerin esrarın böyle serserilerden öğrenilyordu. Gaze- tecilikteki o muvahakiyetini biraz da bunlara medyundu. Yılmaz. ldkamtanın tenha bir yerine otummuş olmalarına rağmen yavaş bir| eder, sesle konuşmayı tercih ediyordu: — Evlfidım Kadri (serserinin asıl 15- serseriliğinin de garib tarafları vardır. İken omm polisin vekif bulunmadığı Her zaman terbiyeli ve naziktir. Dost-|binşök rühim esrura sahib olduğumu larına kat'iyen fenalık etmez. İş ortak- çök iyi biliyordu. Fakat, acaba, bildik- larma karşı çek nameskâr davranır.İlerini bir gazeteciye söylemek (işine Hileyi sevmez. haksızlığa daima isyun gelir mi? eder. Kendisine yapılan iyilikleri de| Altındiş Kadri sinsi sinsi güldü: kat'iyen umutmaz, Yılmaz, bir kere ona| — Acsha bu (Yarasa) ismi takılan bir iyilik etmiş, h'ksız yere kodesi boy-İinsün kimdir? İsriken polisin elinden daurtanmaıştı. Kad-| — Bu suali bama sormona havret edi- ri. bu iyiliği hiç bir zman unutamazdı. İvorum. Herif. herhalde (bir barika mü - Binaenaleyh. meikabeleye hazırdı. İdürü veya bir tüccar değildir. Yılmaz, eğilerek serserinin &ulağına | — Ne malüm? Onun ne olduğunu fısildadı kim biliyor ki?. — Ben senden namuslu adamlarm| — Haklısın! Fakat sana bunu soru - yapamıydeağı bir şey istiyeceğim. Eğer İşumun mühim bir sebebi vardır. Vicdamen Tazı olursan teklifimi kabul| — Şuna tamamen emin olabilirsiniz , İstediğimi yaparsın! ki onun hakkında bir şey bilmiş olsa — Hay hay! dım bumu size mutlgka söylerdim Fa- — Ber. viodanın müsaade ediyörsâ|kat siye faydabı dokunacak hiç bir şey İla çalışmıya Tavktedir değildirler. — Evet. şayam hayret bir insan bul de omı gören ve tanıyan kimseye tesadüf etmedim şimdiye kader. Alhındiş Kadri; birayı bir nefeste içti, ve Yılmaza kendisine eğilmesini İşaret ederek dedi ki: — Onu amesk,çök yakini olan ve tamamen itimadını haiz bulunan birkaç kişi bilir. Bunlar; Yarasaya bir mdbuda tapar gibi taparlar. Ondan aldıkları emri nsikaddes bir vazifeyi ifa eder gi bi yaparlar ve başka hiç bir şeye karış» pepe Onlar harice karşı bir mezar sağır ve ketundurlar. (Arkası var) i