5 Nisan SON POSTA L ASKERLİK BAHİSLERİ | Modern ordu teşkilâtında fırka, kolordu, ordu, ordu grupu ir memleketin barb kudretini asker sayısile veya firka adedi- le ölçmek ekseriya âdet olmuştur. Mese- lâ: Fransa takriben beş milyon asker çı- karır veyahud Fransız ordusu tskrioen 100 fırkadan mürekkebdir denir, Fekat buri'ar başka başka şeylerdir. Bir memleketin, nüfus, içtimai durum ve teşkilât, sihhat, mali sây ve ümran derecelerine göre bir harbde şıkarabile- ceği, askeri yaşlar içinde askeri hizmete elverişli, azami erkek insan sayısı elbette o memleketin müdafaa kabiliyet ve kud- retinin derecesini tayin için umumi bir ölçü ifade eder. Fakat bu umumi insan sayısı zihinlerde ancak mevhum hadler ve kıymetler tayinine yararlar. Çünkü YAZAN Emskli general H. Emir Erkilet “Son Posta,, nın eske'i ruharriri harbi yapan ordulardı. Şimdiyse harbi İmilletler yaptığından silâklanan'arın #- dedi fevkalâde artarak milyonlara bajiğ olmuş ve bunların teşkil ettiği ordular da tabiatile büyümüştür. Onun için Bü- yük Harbde ordulardan mürekkeb ordu- ,lar grupları ve hattâ cepheler dahi vü- hiçbir devlet ve memleket ne bu rakam-'cud buknuştu. Nitekim bizde de Filistin Jar: ve ne de hattâ bunlara yakın mik-| cephesindeki 7 inci, 8 inet ve 4 ilncü or- tarları tamamile silâhlandırıp seferber ye teşkil edemez. Fransanın Büyük Harbde (beyaz) n'i- #usu takriben 40. koloni halkı da #1 mit yandu. Bütün bu 809 milyonluk kalabe- aktan 1914 den 1918 e kadar, silâh sltına alman hizmete elverişli adam adedi tak- riben 3.194.500 idi. Fakat Fransanın silâh altında bulunan kuvvetleri harbin bida- yetinde ancak 3.800.000 ve harbin sonun- da 5.192.000 kişi idiler. Keza 64 milyon nüfuslu Almanyanın silâh altına çağırdı- Zı cem'an 13.250.000 hizmete elverişli 8- damdan harbin bidayetinde (sncak 3.900.000 ve harbin sonunda 8.000.000 kişi silâh altında bulunuyordu. Diğer memleketlerde de vaziyet ayni idi, Yalnız bir memleketin içtimai, sıhhi ve mali durumile yolları ve ümrani geri oldukça onun hem nüfusuna nazaran çi- karabileceği hizmete elverişli efradın sa- yıları azalır ve hem de bu efraddan vü- cude getirilecek teşki'ât mahdud olur. Nitekim Büyük Harbde Rusyanın nüfu- su cem'an 167 milyon olduğu vülde onun « hem de yalnız 1914 den 1917 ye kadar- anâh altına çağırdığı adam yekünu ancık 15 milyonu bulmuştu. Rusyanın silâh al- tında bulunan kuvveti ise - harbin bira- yetinde - 500.000 den ibaretti. Bir memleketin askeri kudretini silâh altına alınabilecek o'an veyahud bilfli silâh altında bulunan adamlerin sayıla- mile ifade etmek usulü o memleketin mu- dularla Iraktaki 6 meı orduyu bir elden idare için evvelâ Helebde ve sonra da Fi listinde karargâh kuran bir Falkenhayn ordular grupu ve kezalik merkezleril& âşağı kuvvetteki liva, alay ve tabura da küçük birlik'er denir. Fırka, eskiden bizde ve diğer mele - ketlerde olduğu g'bi piyadesi fazla, epey ağır ve kuvvetli bir birlikti. Meselâ Meş- rutiyete kadar bizde fırkalar, piyade &- larak dörder taburlu ikişer alaylı iki Ji- vadan, yani 16 piyade taburundan mü - rekkeb idiler. Kuvvetlerin ancak zayıf topçusu (bir tabur ve azami bir alay, »ra veya dağ topçusu), birer süvari muhabere ve istihkâm bö'üğü.vardı. Moş- ette, merhum Ahmed İzzet Paşanın erkânı harbiyel umumiye reisliğinde, ordumuza verilen yeni fırka, kolordu ve ordu teşkilâtnde üçlü teşkilât kabul olu- narak piyade alayları üçer taburdan ve fırkalar üçer piyade alayından o terkib olunmuştu, Arten piyade taburlarile de yeni alaylar ve bım'arla yeni fırkalar vü evde getirilmişti. Bu suretle üç piyade ve bir topçu slavından mürekkeb ik fırka sistemini biz kabul etmiş olduk. Rİ rinci A'man ordusunun yardımsız kalı Gence, Batum ve Karsta bulunan istüm| Ondan sonra, bilhassa Büyük Harbde, ordusl'e 3 üncü ve 9 uncu ordulardan diğer devletler de tedricen ayni fırka sis mürekkeb bir şark ordular grupu vücu-İtemini öabul ederek fırka sayıların: arte de getirilmişti. . tırdılar. Büyük Harbden sonra fırkalar İstiklâl harbinde de birinci ve ikinci hemen her memlekette üçer taburlu üç ordulardan mürekkeb bir garb cephesi | piyade #'ayından, bir ve iki topçu ala - kumandanlığı vardı. İyndan, bir keşif müfrezesinden, bir te- Ordular grupu ve cephe kumandan: |lefon ve bir istihkâm bölüğünden, bir te'- lıkları başkumandanlığın vazifelerini ko-|aiz takımından ve ilh. nakliye, iaşe ve laylaştıran bir kumanda teşkil idare kol ve teşkilâtile seyyar, tamirha- Bunlar bir cephedeki veyahud yekdiler-| ne ve malzeme parklarından ve bü su - lerile yakından münasebet'eri bulunan | çetle seferde 10,000-15,000 muharibden mütesddid çephelerdeki orduları harbin | mürekkeb olarak tesbit olunmuştu, Şim- daha yakından daha seri görülecek olan | diki harbden biraz evvel fırkanın piyade flcaatına göre tereddüdsüz ve tenhhürsüz | alaylarırı ikiye indirerek onu makine - sevk ve idareye yararlar. Meselâ ©ğet | testirmek fikri hasıl oldu ve nitekim İtal- 1878 de Balkanlarla, Kılasmrbaada ve'ya bu suretle bazı seri piyade fırkaları Pilevnede bulunan muhtelif Türk ordü'ş,sefi etsi, Bununla berâber ekseri dev - ve kelordu'arı müstakillen | İstanbalunİletlerde fırka, ilk büyük muharebe emri altında bulunacak yerde eğor Ordu- | o ütammı olarak, henüz yukarıda ta - lar grupu kumandan: sfatile Süleyman | cüz'ütumı olarak, henüz yukarıda ta- Paşanın emrine verilse idiler harbin! gı, şansının değişerek galebenin Osman'ıla- H. E. Erkilet ra teveccüh etmesi pek muhtemel Olür- | semarrsersssurananeasonserssanasunansun une sana nsanansanamsne du. Çünkü o tarihte eksik olan ehemmi- Camdan her şey” yeti tey müttehid sevk ve idare idi. e “ yapılabilecek mi? 1914 de Paris önünde hereket eden bi- Taş devrinden demir devrine, sonra rak kendi başına ric'at kararı vermesiİbronz, sonra kömür, sonra da elektrik Alman karargâhı umumisinin pek geri - |devrine geçtik. Şimdi de cam devri gel- harebe kudretini tamam iadeye kâfi de- lerde ve uzaklarda kalarak uralarında|)miş gibidir. Zira hergün camın yeni bir ğildir. Çünkü bu sdamların ne miktarı- muvasalanın kesilmesindendir. Eğer Al nın cephelerdeki kıt'alarda, ne kadarının mepzillerde ve nihayet kaçının daha ge- ride ve mem'eket dahili teşkilâtında kul lanıldıklarını bilemeyiz, Onun için bir memleketin ordusunun kuvvetini fırka yani tümenle ölçmek da. ha doğru olur. Çünkü fırka muhtelif sı. nıflardan mürekkeb ilk büyük muharebe bütünüdür. Normal olarak insan kuvveti 10:15 bin arasındadır. Piyade ve süvari fırkaları tebirlerin. den maksad fırkaları teşkil eden muhte- If sınıf ve cins kıt'alarım çoğunun piya- de veva süvari olduklarını ifade etmek- tir, Yoksa sırf piyade, topçu veya süvari amıflarından mürekkeb bütünler nihayet alay ve livadan iharet olurlar, Yani me- selâ sirf piyade, süvari ve topçudan mii- rekkeb olan kıt'alar tabur, alay ve liva. lerdir; t srf piyade, süvari veya topçudan müteşekkil fırkalar yoktur. Muharebe etmek için piyade, süvari, topçu, muharebe arabası, muhabere ve #stihkâm kıl'ası ve ih. bütün sınıfların birlikte ve biribirinin vazile ve işlerini ikmal ederek savaşmaları iktıza eder, Bu sebeble bunların bir araya gelerek yücude getirdikleri fırka veya tümen ilk büyük muhsrebe cüzütamı olur, Fırkalar tarih itibarile, Fransız ihtilâ- M zamanında vücud buldular. O zaman ordu mevcud'arı büvüdüğünden birinei Napolyon birkaç fırkayı bir araya geti- rerek kolordu (yani şimdiki askert ta birle kor) lar vöcude getirmişti. Ondan sonra, birkeç kölordudan miirekkeb or- dular olmuştu. Napolyonun o kullandığı © orduların mevcudu 600.000 1 geçmemişti, O zaman şekilde kullanıldığını görüyoruz. man sağ cenahından bir ordular grupu| Cam tuğlalar ve camdan musiki elet- İteşkil olunsa idi bu mahzur kalmaz vejleri imal olunuyor. Kurşun geçmez cam- İbelki de Almanlar Marnda mağlüb ol -|lar yapılıyor. Camdan merdiven ve döşe mazlardı. ma yapılıyor. Fibasıl kaldeten her üç fırkadan bir) Bu gidişle camdan evler ve Kuleler kolordu ve birkaç kolordudan ordu vü -|inşa olunacağını ümid edebiliriz. Zira cud bulur ve büyük cepheler ve kuvvet- | mütehassıslar, camın herhangi diğer ler bahis mevzuu olunca, ordulardan da|mâdde kadar mukavemet! haiz bir hale ordular grupu veya cepheler teşkil olu -| yetirilebileceğini, her tarzda kullanı'a- nur, Bütün bunlara büyük ve fırkadani bileceğini söylemektedirler. Taksim kışlasının yıkılmasına başlanıldı Prostun imar plânına göre Taksim mey! #ir. Kışlanın bulunduğu sahanın hir kıs- Ânnının ve civarının alscağı şekil içinimi belediyeye, bir kısını da Emlâk Ban- stadyomun bulunduğu Taksim kışlasının | kasına verilmiştir. Prost burasının ala - me e yz cağı şekli bir plânla tesbit etmiştir. Bu dilrsişti. Belediye Taksim kışlasını mü » kalke Bl Lİ yes aşla,|bahçe bulunacak, etrafına bir ömek ve mıştır. Dünden itibaren kiremidlerin kal. | 8Ynİ irtifada apartımanlar yapılacak, ve dırılmasına ve yeni açılan meydan tara- | diğer tarafında da Halkevi, Matbuat klü- fana düşen kısmın yıkılmasna geçilmiş «| bü vesaire gibi tinalar yer alacaktır. plöna göre bu sahada ortada geniş bir! ŞUNDAN e eee Dünkü gazetelerden birinde okudum: Çengelköy ve civarında binlerce kar- ga varmış. Son günlerde bu kargaların bir kısmı Çengelköyden o Arnavudköye hicret etmişler. Kendi kendime: — Kargalara kalan Boğariçi, Dedim. * Palto hırsızı: Üniversiteden yirmi palto çalan bir genç yakalanmış, Kim bilir belki bu gencin paltosu yok- tu. Bir gün üşümüştü, Biraz ısınmak için arkasına başkasının pallosunu giymişti. | Kendi ısındığı gibi, paltoya da ssınmığ olacaktı ki arkasından çıkarmadı. — Peki amma, diyeceksiniz, ya geriye kalan en dokuz palto. Gene ısınmak meselesi, çaldığı paltoya ısındığı gibi, palto çalmaya'da ısınıver- miştir, # Etyemez: Düün konuşuyorlardı, duydum: — Etyemez semti İstanbulun ne tara- fına düşer? — Eskiden Samatya tarafında Etye- mez denilen bir semt vardı. Etin kilosu yirmi kuruş artmea İstanbulun bütün semtleri Etyemez oldu. Resim bahsir Şoförler, plâka resmi bahsine pek fazla ehemmiyet veriyorlarmış. | Bunları biliyor mu idiniz? | Suda havasızlıktan ölen balıklar Amerikada bü - yük bir gölün bü- tün balıkleri bir » 2 den ölmüştür. Bu- nun sebebini tet - ; kik eden lim a - damları, gölde ha ie ı > sl olan tahavvilat üzerine, nebatların çürüdüğünü ve çü - rüyen nebatların çıkardığı bakterilerin suda mevcud havayı çektikleri, ve balık» ların havasızlıktan öldükleri neticesine yarmış'ardır. gz * Kırılmaz cam Otomobil- lerde kullandık - Jarı dağılmaz cam dan sonra kırılmaz cam da icad edil - miştir, Bu cam A- merikada yapıl - maktadır. o Suni surette elde edi - Jen bir nevi kauçuğu cam kadar şelfaf yapmak mümkün olmuştur. Bu camlar elöstiki olduğundan meselâ bir taş alılsa esniyor ve kırılmıyorlarmış, Camcıların aleyhine bir itad, fakat yaramaz çocuğu olanlar bu icaddan çök sevineceklerdir. | yetiştireceğim demiştir. yn rün saa saa sase ens san s0m09 0s ARUMUNDEFUNsümEr108s0nemaneneresesv0rerasemsnr0n Banansanammam Temeli atılmamış Bir bina... Şöyle bir mektub aldım; — «Gönül işleri köşesinde A imza- aile yazı yazan 36 yaşında olup 25-23 yaşlarında, orta veya lise tahsiline ma- lik bir gençle evlenmek arzusunu iz har etmiş olan bayanın mektubunu O kudum, Ben istenilen şartları haizim ve iyi bir mevkie malik bulunuyorum. Bu mektubu okurken Imzasını gör mek ihtiyacını duydum, saylayı çevik rerek baktım. eİzinir: F. O» yazılı ve dü Bu, temelsiz bir binadır. Bayan A imzasız mektubun sahibini ne yapsın? * Acele verilmiş bir karar.. Ankarada oturan Bay «H. Ça diyor ki: — <Adresimden de anlıyacağınız ü- zere ben birkaç aya kadar yüksek tah- silimi: bitireceğim, bayata atılacağım BUNDAN — Bizde resme ehemmiyet verilmiyor. Diyenler meğer ne kadar hata ediyon * Suyla vurmuş Üsküdarda oturan Karol ile Karâbef kavga etmişler. Karol Karabetin başına | su ile vurmuş, Karabet yaralanmış, —Su ile başa vurulunca insan yara. lanır mı? Diyeceksiniz. Su şişenin içinde olursa, evet, * Peşin ücret: Bazı doktorların muayene ücretini, hastayı muayeneden evvel aldıklarını bir gazete yazdı ve birkaç doktorun bu husustaki fikirlerini sordu: R Aleyhte ve lehde cevab verenler ok muş, : Herkesin her şeyi taksitle aldıkları biz zamanda doktorların muâyene ücretini muayeneden sonra da toplan almaları e- sasen bir mazhariyetti, Onlar demek bu mazhariyete de kanaat edemiyorlarmış. * Hakiki Afrodit; Müvezzi bağırıyordu: — Hakiki Afrodit bunlar, Yaşlı bir adam mivezzie baktı: — Onun hakikisini maatteessil? dede min dedesinin dedesinin dedesi bile gö ger İl ulüsi En eski çocuk eğlencesi Bugünün - çe cuk eğlencelerinin başında çocuk ti- yatrosu ve çocuk sineması gelir, Ev- velce bizde kara güz vardı. Birçok yerlerde kuklanın envaile çocuklar eğlenirlerdi. Ço - cuk eğlenceleri - nin en eskisi ise Çinde elin mev - t cuddur. Çin kuklası hiç bir yerde çocuk eğlenceleri yokken ortaya konulmuştu, ii * Bir patates 850 gram Rudu yakınla - rında (o Düklerde bir bahçıvan 850 gram gelen bir pa tates yetiştirmiye muvaffak olmuş - tur. Bu patates, büyük sebze ye - tiştirenlerin yetiştirdikleri sebzelerin en büyüğü addedilebilir. Bahçıvan kendisila konuşanlara: 1 — Bu bir şey değil, daha büyüğünü de Evlenmek arzusundayım, fakat muhi. tim yok, kimseyi tanımam.» 7 Bana öyle geliyor ki, bu delikank çok acele bir karar vermiştir. Zin yüksek tahsil diploması hazineyi aça anahtar değildir, olsa olsa sahibini hayat mücadelesi için lâzım gelen si | 1âh'arla silâhlanmış olduğunu göste Tir, amil xmesele bu silâhları muvaf” kiyetle kullanmaktadır. — Evlen bahsi muvaffakiyetin kazamılmasın- dan gelir. Bu itibarla delikanlı acele ediyor, Daha bir bayli belkemesi lâ. zımdır. * 4Divriks te Bay «S5 Me e: Darılmaz mısın? Sen ne kadar ho- şuma gitmediysen bahsettiğin kızın dâdiyeti de o kadar hoşuma gitli, ad resini bilseydim annesine, babasına ve mektebine çocuğa iyi terbiye verdik. leri için muhakkak bir tebrik mektu- bu yollardım, 3 TEYZE