| | Yuzan: Hasan Adnan Giz Meraklı bir serencam Suriye ve gb ikeli maceralardan elbette herkes gi- be de haberiniz vardır. boğa, tembel tembel gerindi: oldık. Artık mütemadiyen yutulan ve yür| tuldukça ümidi, ihtirası artarak neticede muhakkak kazanacağını uman çılgın bir kumarbara dönmüştük. Mısır yolunda mağlüb olduktan sonra o hırsla Şam sul. tanına saldırdık. Nâsır key 5 dü. Biz de GR Del A len dee mu 7,9 balde'k ize! Das; Da bie hayli Smm gn biraz sara etti. İşte bu sırada Fatihüddin bü- derdleşmiş, hem de birbirimizi biraz da- ha Yakından, tanımış oluruz. Biliyorsu- | kadaşları Nâsıra teslim ederek onunla Büz ki ben kölemenlerin en sivbilmiş e-/ uyuştu. Bir'erinden biri idim. Mansurede haçlı-| — Sizi de teslim etti mi? lari büyük bir hezimete uğrattıktan son-, — Hayır. İntikamımdan korkarak Fa. Eyübiler saltanatına da nihayet vere- yalnız beni serbest bıraktı, O günlerde Pek Turan Şahın yerine Şeceretüddür 2- Helâkü Diyarbekir taraflarına tecavüze dmdaki o meşhur melikeyi geçirdik. Ne başlamıştı. Nösirüddin etekleri | tutuşa-| Yazık ki kurnaz kadın tahta geçtikten rak benimle barışmaya mecbur kaldı. sonra arkadaşlarımızdan Aybeyle evlen Tekrar Şama gittim. Fakat Heliküve dl. Bu yüzden aramıza nifak girdi. Ay karşı yapılacak hareket bahsinde geno YİN bir arkadaşımızı öldürtmesi Üzeri | aramız açıldı. Onlar körükörüne teslim De biz de isyan ettik, sarayı sardık. Pe İolmak istiyorlardı. Bu korkaklıktan fena kat karşımıza gene o müthiş melike çik- halde Asabım bozularak şiddetli bir mü & Kalbimizde o kadar büyük bir müfu: | nakaşa neticesinde vezir Zeynüddini &- TA sahibdi ki 6, keskin biz bakışı karşı | damakıllı dövdüm. Nâsır elimden çüç tında bütün davalarımızdan vazgeçerek hükle kurtuldu. Tabii bende Şamdan Misir terketmeye mecbur kaldık. İkaçmaya mecbur kaldım. Fakat o bu se- Kuvvetli hatıralara dalan gözlerini «fer pesimi bırakmadı. Görüyorsunuz ya! örterek, slnında toplanan iri ter Beni öldürtmek için buraya kadar a damlalarını sildi: İdamlar göndermiş. İşte altı sene içinde — O meş'um günden şanra artık bizim | be'ki altmış kere ölümle yüz yöze gelen İçin çok yorucu ve serseri bir hayat boş tehlike ve heyecan dolu bir ömrün hü- lamış oluyordu. o Arkadaşlarla beraber lâsan!. Hünlerce ga: kararsız Filistin çöl“ lerinde şi a ayni fikir pr TU gelemiyen Arıkboğa biraz kendin. toplanarak ayni ülküye hizmet e- den geçer gibi olmuş, fakat Nayman bu den insanların, başiboş yaşaması ölün) meraklı serancamı büyük bir alâka ile den ve esaretten daha güç oluyordu. Ni | dinlemisti, hayet Suriye sultanı Melik Nâsırın da- vetini kabul ederek Şama gittik. Fakat|. giyerek Bavbarm (takdir etti - Bövle! Orada da çok duramadık. Perişanlığımız! | tehlikeli macera'ar beni de pek samur. Unutmak için dövüşmek, mücadele €-|. pemindenberi hiç. söze karışmıyan Mek ve kendimizi oyalamak istiyorduk. Baybars karısı asabt bir hareket yaptı" Şamdan ayrılarak Nablüse geldik. Melik! | pakat fazlası iyi değil! Biraz makul Nümr bizden şüphelenerek peşimize dü?-| e asamak lâzım. g8. Gazzede çarpıştık, mağlüb Olarak) eca acı bir tebessümle güldü: Kudüse girdik. Biliyorsunuz ki hissen Misrm hududları odahilindeydi ve i sekle ir şehri almakla Suriyeden başkan Mr Mİ la macera, ei br erkek kümetile de savaşa girmiş oluyorduk. için hakiki bir çılıgnlıktan başka bır şey Kuvvetimize bakılırsa bu pek çılgın ağ deği'dir. Biliyor musun, benim yözüm-! elretten daha doğrusu bir delilikten e ii . ” başka bir şev değildi. Fakat içimizde öy- | den Pilistinde geçirdiğim şey yiz buralara yeni geldik. Çok bir T lmiyaruz, Anlatırsanız dinleriz. SON POSTA Memleketimize gelen ithalât eşyası kontrol edilmiyecek Yabancı memleketlerden memleketi - mize ithalâk eşyası getiren vapurlar milt- tefik abluka heyetlerince kontrol edil - mekte ve bu yüzden baz: tuzun tanhhörler vukua gelmekte idi. Nitekim geçenlerde Amerikadan memleketimize demir, ka « lay, teneke vesair eşya getiren bir vapu- Tun bamulesinin bir kısmı Pirede bopal.| tılmış, diğerlerinin de limanımıza geldik! den $onra ordinoşu verilmediğinden bir! müddet vapurda ve mavnalarda kalmıştı. | Haber aldığımıza göre memleketimize Amerika ve diğer memleketlerden gelen demir ve alelümum eşyanın sırf memle - ketimizin ihtiyacı Için getirildiği ve lekete ihracına imkân bulunmadığı gözö-| nünde tutulmuş ve yapılan teşebbüsler ürerine Türkiyeye Ithal edilen eşyanın bilâteahhür sevki kararlaşmıştır. ZİRAAT. (Bartarafı T mel sayfada) kiden olduğu gibi dalları sopa ile silke- lemek doğru deği'dir. Bu usu) dalları kı- rarak, ağacı da sallandırdığından bu kı - letine müsaid olurlar. Ayni suretle piç -| lerin keser ve nacakla ayıklanması ve yer'erinin perdahlanmayıp öylece bıra- kılmam, ağacı, buraları kapatmak için çok yoracağından zayıf düsürür. 5 — Hulfsa beş, altı diye kaç madde sıralasak Jâfın ucu hep fenn! bir bakı - mun lüzumuna dayanacaktır, Çünkü ku - ruluk iki böcüden ileri gelmekte ve bu böcülerle mücadelenin başı da usulünde! bir zeytinci'iğe bağlı bulunmaktadır. Bel-| O hikâyesini anlatırken, uzun sözlerelleme, gübreleme, budama, devşirme ve Per tarafı temiz görürsünüz. Fakat divan, | fih.. hizmetleri kusursuz başarılan bir zevtinlikte ağaçlar kuruluk vetiremez. Tarımman ARNE mam lâzım. Delikanlı sordu: — Onu da mı Melik Nâmr yakalat- i Mizah: Elbise falı mütehassısı (Baştarafı 7 nci sayafada) — Karım da sarı saçlı, hem de erke in birlikte gittiği boyslı sar: saçlı kadın gibi olsa, erkek arılardan nefret etmiş bir vaziyette olduğu için o kadının poşin- den gitmedi. Evde karısı, bu sarı saçları görecektir, Kavga çıkacaktır. Esasen ka- rısından muazzeb olan erkek kararını verecektir ve dosdoğru bugünü birlikte geçirdikleri kadının yanına gis! decektir. O kadın hakkında söyledikle- rim aklınızda ya. Böyle bir kadın eski karısına herhalde rahmet okutur. Adam| mahvoldu gitti işte. den silkseydi. ayrılmak | yırtıklar, ancak saç saça, başbaşa ka larda olur. > O devam edecekti, ben sözünü kestim | — Şu geçene bakın. a — Kim 0? | — Dalkavuğun biri. O sayede mevki ,ahibi olmuş. — Dalkavukluğu ne malüm, mevki sâs| ihibi olduğuna emin misin? — Ben bu hususlarda hiç yanılmam, i Şapkasının sağ kenarı biraz çökmüş, bu ikide bir selâm vermek ıçin şapkasını çıs kardığına delâlet eder, Pantalonunun beli de sarkmış, bu da selâm * verirken İ — Bari söyleseydin, saçları ensesin-| yere kadar eğildiğine işarettir. Ceketin iliğinin yıpranmış olması da ikide bir ö — Söylenmez. Fal faldır. Falcı ber İnünü iliklediğini gösteriyor. Böyle adam Sözlerine aklım yatmış gibiydi. Fakat bir kere de ben imtihan etmek istedim. Karşıdan uzun boylu, mütenasib endami- z bun-! bildiğini söylerse, bazan daha feci neti-| bir dalkavuktan başka nedir kii yük bir oyunbezanlık yaptı ve bütün ar. 'arın transit suretile herhangi bir mem- celer vukubulur da. Birini gösterdi. — Daima otobüse biner. — Nereden belli? — Elbisesi benzin kokuyor, bu biz. hı, çok şık giyinmiş bir kadın gellyordu.İŞapkasının üstü basık, bu iki, Seâmlaştık. Elbise falı döndüm: — Görüyorsun ya tanışıyoruz Kom- şuyuz, — Evet. — Yakından tanıdığımı da ilâve ele- mütehassısına İyim, evlerine gidip gelirim. İsmlar Üeride kurmluk böctlerinin sav -| — Size Cihangirde oturuyersunuz de- gil mi? — Nereden bildir. İ — Bayanın iskarpininden, bu havada Cihangirden başka nerede çamur olur ki ayakkabısı çamurlanabilsin. — Oran öyle, — İyi bir ev kadını görünür. — Evet, — Amma hakikatte hiç te öyle değil. — Onu da nereden anlıyorsun. — Çoraplarından, evine girdiniz mi kanape altlarına bakayım, demeyin, bü- tün pis şey'er oradadır. Pis çoraplar, pis İştendiller. İşte çorabını bir koltuk altın- — a |dan elıp ayağına giyiniz. Çorabın koncü-! İC Ne cazib. ne hareketli bir havatf/zede tevkif ettikleri kölem Biliği kurtar. |1* Yapısmış tozdan belli. — Kâfi; şu sarışın kadın? — İşte mükemmel bir fal — Mükemme! bir fal mı? — 'Tabif mükemmel, cek bariz. Ki- — Şapkasımın üstü basık?.. — Otobüs kapıları alçak, otobüse bi- İnenlerin elbiseleri de hep böyle oluyor. Sağa sola baktı: — Kocası muhtelirin biri, -— Kimden bahsediyorsun? — Şu mağazaya giren kadından. — Kocası muhtekir mi? — Evet. giydiklerine dikkat etrnedin mi? — Fens giyinmemiş. — Yalnız güzel giyinmiş değil, arka sında ne versa ayakkabıdan şapkaya ka- dar yepyeni.. fakat pek yakışmamış, Renkler çiy düşüyor, o mantoyla o çank gitmez. Orası öyle. — Fena giyinmemiş dedin amma, pek te iyi giyinmiş sayılmaz; Çok pahah gl yinmiş o kadar. — Olabilir. | —- İşte muhtekir kansı olduğuna! ; bunlardan anladım. Giydiklerinin yep yeni olması yeni yapıldığını, pahalı ku maştan olması, bunların zengin olduğu renklerin uygunsuzluğunun, çantasını mantosile İyi gitmemesi, sonradan 26 gin olduklarını belli eder. Yan: birki aylık belki de birkaç haftalık — Tabif © olacak? Size son hâdiseler | '9PJAN okur gibi bir anda okuyuverdim.| bu birkaç ay, hafta içinde muhtekir) den bahsetmeyi unuttum. Biliyorsunuz ki Mısırda Aybeyle Melike öldükten son»! — Fatmanın hakkı var, Sen vastekiİra yerlerine Aybeyin genç oğlu Nurettin #id olduğunu söy'erlerdi: Aliyi geçirerek ihtiyar hekimi de Ata- bey yaptılar. Bizim eski emirlerden fettin Kutuz namında biri var ki şimdi Sey-| I Müthiş muktesid. Kadını şöyle böyle tanırdım. Mukte- — Nereden belli! — Son moda tayyörünün kumaş mo- dam geçmiştir. Hiçbir kadın eski bir mo- Atabeyi devirerek yerine geçmek £isti- da kumaştan kendine yeni bir :mödelde büyük ıztırablara katlandı? Onları sana işde muvaffak olduğu takdirde benim (kostüm, bundan beş sene evvelki kostü- den başka zengin olanlar var mı ki! Ayrılacaltım. O sırada aklıma geldi — Sen beni tanıyor muydun ki, be- nimle komuşmak istiyordun. — Muharrir değil misiniz? — Evet. Muharrirler de giyimlerinden tanık bu zavallı kadın neler çekti, ve ne yormuş Bana bir mektub göndererek bu |kostüm yaptırmaz, demek oluyor ki, bu|yorlardı demek. — Muharrir olduğumu elbisemden mj| le coşkun ve kayıdsız bir ihtiras vardı Kİ) tan emin ol ki büyük bir hicab Mısıra dönüp, dönmiyeceğimi soruyor; mün modası değiştirilerek yapılmış. Ay-) anladın? hiçbir kuvvet ve tehlike bizi yıldırmı Yordu. Kudüsü aldıktan sonra biraz va- *iyetimizi düzeltmek içim (şehri Gerek hâkimi Fatihüddine peşkeş çekerek © hunla ittifak ettik. Eyübiler hanedanına mensub olan Fatihüddin eski dostumdu. Yeni bir maceraya daha atılarak onu ec duyarım Navmani. Genç kadın: .— Mübaliğa ediyorsun Baybara! de- di, — Hayır Fatma! Beni avutmaya vs- lışma, bundan sonra yalnız senin saade- tahtını istir. | tin için çalışacağım. Fakat görüyorsun a KA e bizi bu/ya ben ne kadar mutedil davransam ge- oyunda da mağlüb çıkardı. Gene yılma- ine karşıma hâdiseler çıkıyor. Şimdi G İkkarışıyordu ne söyliyeceklerini evvelce İkararlaştırmak pek isabetli olacaktı. Otomobil tam sokağın başına getin- ce Siret köşeyi dönmek için volana bir iwrmti hareketi verirken. zihnini şid- Javak Münire detle kurcalıvan bu karışık dü *İdurulimek için danışmak üzere Hicra- nmeyince... İna dönünce onün yüzünü bir ölü'ren;i Artık konu» | dibi sapsarı ve başım perişan bir hölde arkaya düsmüş görünce şiddetle ürktü. Bu iki üç saniye süren şaşkınlıktan ve telâştan sonra. büyük bir sarsıntı, şid- detle bir ş#kırt. kolunda biçak yemiş Simdi ne s m Le iakciklar: Ve ne cevab vere ime ee YG Sarar yüzün teklerdi?. Geçen gece Siret biç düşün Ci ça 1 laklı söylemişti... | kanlar ne hareketsiz görerek ken- nlı ol ye) iü ii. Gene ayni yalanda devam etmek mi | dine ezin hk sürmedi. Gözleri: | zmdı? Bu yalan ona şimdi garib Dir See ni e bazi, ei çerçeveliyeri vermiye başlarmıştı. Hem bakabm O la talebe içinde Hicranın can le bir iddlin Hicranın muvafakatine uy- (98 gun muydu? O geceki mesele kapanın- esi i Mizum kalmamıştı. lana giren bem yad bir zabıta işineldisini de ayni arabaya a YA m amaMMMMNAMMN Siret sevincini saklıyamadı: — Demek ilk defa? : — İnanmıyor musunuz? — Beni temine mecbur değilsiniz. — Fakat doğrusu bu. — Çok merak etmiş ©! mem, e — Evet gece de geri dö! Otomobile binmişlerdi. Şamadılar. Küçük otomebil huzla yol ghırken #kisi de ayni geyi düşünüyorlardı: kölem Biliği bu mesele için Kahireye göndermiştim. Şimdi her şeyden önce bu »i zamanda iyi dikiş biliyor. Çünkü kos- İtüm iyi dikilmiş, bu kadar muktesid bir çok sadık adamımı kurtarmak Virım ge- kadın, eskiden bozma bir kostüm için Yiyor. fazla terzi parasına kıyamaz, fena terzi Güzlerini ümidle delikanlının gözleri-!de böyle dikemiyeceği için kendinin dik- ne dikti: ber gidelim. İtiği belli. Biraz hırçın, kocası da kendine Wyorlar. Kostümün yakası yırtılmış ta — Siz de o tarafa gidereksehiz 1 yaar ikide bir saç saça, başbaşa ge- (Arkas var) — Beni nereye gölürüyorsunuz? — Hastaneve. 5- O? Yanımdaki arkadaşım ne oldu? Çok mu ağır” «« Mayır, yarası hafif: fakat bavsm-. » — Yarabbi ne müthiş hal!, Fakat be- ni bırakınız: hastaneye gitmiye ihtiya- cım vok. Fakat o.. zavallı çocuk onu kurtarmalı,.. Siret tekrar memurların kolların - dan kurtulmak için çırpındı: -- Görüyorminuz ya benim hiç bir ilseyim vak... — Nasıl yok? Siz de yaralısmız... — Fakst. — Havdi rica ederim vazifemizi iş- kâl etmeviniz... Hastaneye gitmiye mecbursunuz! İfki memur Sireti daha kuvvetle tu- tergk aynican kurtsrans soktular, Genç san'atkâr simdi daha şiddetli his. setmiye başladığı kolunun sızıları için- de bir aralık kendi küçük otomobilinin köşe başındaki bir mağazanın parça parça olmuş geni; vitrinine saplanıp ealmaş olduğunu farketti, Kolunun <ızı- larından çok beyni sancıyordu. Haki Z katen talih denilen meşum hokkabaz biraz vüzlerine güldükten sonra bütün sonradan belli belirsiz dikilmiş, böyle sevden ziyade Hicranın ner len ya: ralanmış olduğunu düşünüyor, merak ve iztırabfan çıldırmış bir bale geliyor- du. Cunkurtaran hastanenin önünde du- — Evet paltondan, — Paltom Malettayin bir palto. — Cep'eri torbaya dönmüş, — Orası öyle, gazete, köğ:d filân do lar da. — Bütün meslektaşlarınız gibi. şiny) dilik Allaha ısmarladık. | Yanımdan ayrılmıştı. HAlâ lâkordı söyliyecek mecali ölme) yan Hicranın ensiz bir sargı ile bağlı masupa ve güzel başın: incitmemek için yaralı kolile tutan Siret eve gelince; onları bu halde görmekten bir deliye runca yardım beklemeksizin dışarı fır-'dönen Mustafanın yardımile odasına ladı, Kelunden sızan kanlar beyaz çıkardı. Yatağına yatırdı. Göz yaşları sömleğini kırmızıya boyamıtı. Hasta iye kanlarla lekeli leylak rengi robu yas bakıerların nezsreti altında o sedyesile'vaşça kesip çıkararak güzel Hicranın beraber dışer: alınan Hicranm yüzünü jaşsiz vücridüne kendi mavi İpek pijas sörünce bülün felâketleri unutavak ka.İmasmı giydirdi. Siret bunları en ma, dar sevindi. Derhal ilk tedavisi yapılan |haretli bir hasta bakıcı ihtimemile yas senç kızm gözleri acıktı. bir an bakış-İpıyordu. Bu işler bitince pek ei lar; birbirine tesrdüf etti. Oh Hicran)arkadayı operotör Nihad Tezele derhi yaş'vordu. Ölmemişti. Belki yarası bile |gelmesi için telefon ederek sevgili has çok hafifti. Çünkü yüzünde ken yoktu. |tasının basucuna getdi. Kolunun acıs Basında ince bir sargı vardi. Yalnızlnı tamamile unutmuştu, Kazanın hatti dudakları renksiz, sözlerinin bakışı me-İgeçmiş olması bütün müthiş vak'alari caksizdi, İste a kadar. onun nazarında hiçe indirmişti. O şim Kazazedelerin derhal tıbbi müdeva-İ|di telefonla doktordan almış olduğu tını yapan doktor vanlarındaki zabıta |tedabiri itina ile yapmakla meşguldü memuruna yaraların hafıf olduğumu. (Hastaya hevecen vermemek için sakin yainız duyulan biyik heyecanın iki günlük istirahatle savusmeağını, bunun | için de yaralıların hastanede yatmıya ihtiyaçları olmadığını söyledi. Kuzazedelerin hüviyetleri tesbit edi. ince, doktor raporunu tanzim ve zabıta tahkikatının devamı için icab eden > onun kollarını hafifce ko , jlonva ile uğuşturmak, derecesine bel! mak gibi şeyler,., Hicranın yavaş yavaş rengi yerini ge'dikçe duyduğu derin sevinç içindi İşörünme! #rtik kendilerini rahat mii muamele yapıla dursun yaraklar bir |temenmi ediyor, fakat iş bu sahaya kurtaran arabasına sokulduğunu, kol- saadetlerini bir anda umulmaz felâ -İpolis memurunun refakâtinde bir ara. |rince meselenin dal budak salacağın memurunun ken- |ketlere, gittikçe içinden çıkılmaz ba -|baya bindirilerek derhal) istirahat etme. |da hiç şüphesi kalmıyarak. götürdüklerini ;taklara saplayıp bırakmıştı. Siret herjleri için evlerine gönderildiler. (Arkası var)