FARE © yolu yaptırtmış. Biraz aşağıda petrol mi de bulmuştu. © Eski coğrafya Kitablarımız bu memle - in: l Hergün Petrol Girer Demir, bakır kömür Arıyoruz! Ekrem Uşaklıgil İtalyan radyosu söylüyer: — «Arnavudlukta maden işletme işle- rine son zamanlarda büyük bir hız ve « İtalyanın bir yıllık kömür ihtiyacı 12 milyon tondur. 1940 yılından itibaren bu miktarın 2 milyon tonu Arnavudluktan gelecektir. 'Amavadlağım. pelzol, “üssir» bakırı) krom madenleri de bu yel içinde büyük! bir inkişafa mazhar olmuştur. Önümüz - - deki seneler zarfında İtalyanın muhtac olduğu petrolün, demirin, bakırın, kro- civarında yapılan bir araş yeraltı şervetinin er Şi bir he-' abla İtalyaya şu kadar zaman yetişece »| ini, göstermiştir. Bir İngi'iz gazetesi yazdı: — Meksika hükümetinin memleketi dahilindeki petrol kuyularına el koymuş | olması İngiltereyi sadece bu deniz aşırı memleketin petrol sânayiine yatırmış ol- duğu sermaye bakımından müteessir et- miştir. Yoksa İngiltere donanmasının! muhtac olduğu azim petrol ve mazutun en büyük kısmını Musuldan temin et - mektedir.» , * Nihayet Anadolu ajansı Kahireden al- dığı bir telgrafta haber verdi: — Musırda yapılan bir yeraltı araştır - © ması esnasında mühim bir demir made - ni keşledilmiştir. Yakında işletilmesi i - çin tedbir alınacaktır. Eski harbin son yılında Batuma gidi - yordum. Trabzona çıkmak icab etti. Şe -| © hir henüz istirdead edilmişti Hayata ye- ni doğuyordu. Ve ben işgalin acılarını yakından duymuş olan bu şehirde bekle- mediğim bir manzara ile karşılaştım: Rus idaresi limanda tahmil ve tahli - yeyi kolaylaştırmak üzere büyük bir dal ga kırannın uz ilerisinde de bir demiryo-! lu görünüyordu. Küçük tipde belki yüz -| lerce vagon, lokomotif vardı. İç memle- miş bir arkadaştan dinledim. Rus idaresi orada da dar bir demir Taştırmaya başlamış, galiba cevherin izi-| * Bir dakika düşününüz: Arnavudluk 450 sene Türk idaresinde yaşadı, Mısır geçen astın sonuna kadar | bizimdi, Musul havalisi de daha dün "Türk hâkimiyeti alında (o bulunuyordu. ketlerden bahsederlerken çoğu — Fakir bir yerdir, ahalisini bile bes- j Byemez, derlerdi, hakikaten memleket- derinde yiyecek bulamıyan o halkın İs - tanbula koştuğu, milli kıyafetlerile mev- sim mevsim sokaklarımızda dolaştıkları | görülürdü. Fakat sonra... Halkını bile besliyemiyen bu fekir memleketlerde biz çekilir çekilmez pet- © rol fışkırdı. Demir, bakır, kömür bu -İ © Tundu. Düşmanın toprağımıza ayak bas-| tığı dakikada, orada ebediyen kalacağı © tahakkuk etmeden demiryolu yapmaya, © maden aramaya koyulduğu görüldü. | Müşahedenin neticesi acıdır, fakat bi-| “diyoruz ki, Osmanl idaresi bu toprağı İ-! çinde oturanlar için bir yurd değil, sade- © ce tahtta yekdiğerini istihlâf eden bir| “sürü deli için bir çiftlik sanmış, Türk - — Jükten ayrıldığı nisbette vatana yaban - ci gelmiştir. ir & © Cümburiyet idaresinin 17 sene gibi we kısa bir zamanda başardığı eser gü; “lerimizin önündedir, demiryolu şebeke - ii mize gırurla bakıyoruz, deba goğuları - ğını, ayni nisbetle geniş şose ile tamam- — lanacağını biliyoruz. Demir, bakır ma - © denlerimiz hakkında büyük ümidler bes- yoruz. Bir zaman evvel hükümet Reisi: © — Bu toprağın bir noktasında petrol vursa mutlaka bulacağız, Demişti. Onu da hatırlıyoruz. Fakat — bilhassa bu maden sraştırma işinde bü - “tin himmeti devletten beklemek bizi maksada geç ulaştırabilir. Şahsın ve gir- Resimli Makale: Eski bir Fronsiz içlimaiyatçısı, La Rochefoucauld demiştir: — «İnsanda hırs olmasaydı dünyada eser de olmazdı. İnsan yükselmeyi hep ona borçludur, fakat soz İngiliz ordusunun en Uzun boylu zabiti İngiliz impara- torluk orduları er kânı harbiye reisi General Sir Ed - mund İronside İngiliz ordusunun en urun boylu za- bitidir. Bugünler- de pek meşgul ol masma rsmen 'ene arada sırada £ gezintileri ya - nan generale or - dunun en yüksek makt tahsis olun - atı »r. Burada kendisini bir gezinti Kete doğru dar bir hattın inşasına baş sferans da görüyorsunuz. anmıştı. 15, 20 kilametresi de yapılmış- 1. Az sonra Batumda Erzurumdan gel - Dünyada en faz'a tütün içenler kim'erdir ? Holündada tütün memleketin dahili hayatında pek büyük bir rol oynamakta- dır. En son yapılan istatistiklere göre Ho- lândalılar dünyanın en fazla tülün içen insanlarıdır, - 1939 senesinde Holândada sarfedilen tütünler hakkında neşredilen cetveller - den anlaşıldığına göre 1,670,000 püro si- arası; 5,290,000 sigara, 11,000,000 Jibre püro tütünü sarfedilmiştir. Bu tütün - lerin bütçede tuttuğu masraf 4 milyar #ranktır, Her bir Holândalı bir sene içinde va- seti olarak 190 püro sigarası, 886 sığara, 2 Mbre ağır tütün içmiştir. setin yardımını da temin elmek lâzım- ir. Amerikanın Klondik alın madenini bulanlarla petrol hazinelerini meydana çıkaranlar kendi hesablarına hareket e- denlerdi. Ha'buki bizde yeraltı servetinin mül- kiyetini devlete alıkoyan kanun araşlır- ma sahasmda ferdi fazla teşvik etmez. Ferdi, şirketi ve bilhassa © mütehassısı menfaatte alâkalandırmak faydalı gö - rüldüğü takdirde bu bahis üzerinde çek| düşünmeliyiz. Ekrem Uşaklıgil İSTER vermek üzere şehrimize geleceği haberi rı hatırlattı. On iki yıl evveline gelinceye kadar İstanbulda ecnebi ti- yatrolarına mahsus bir mevsim vardı. Her dilden opera, ope- Tet, komedi trupları yekdiğerini takib eder, sırasına göre bir ders, sırasına göre de bir musiki ziyafeti haline geçerdi. Derken şehrimize ecnebi truplarının gelmeleri seyrekleşti, nihayet bösbütün kesildi. İşte on iki yıl var ki/Türkiye bir ecnebi trupunu ilk de'a bedbinlere bakarsanız uzun müddet için gö- iNAN, görecektir. Ve İSTER izıh levhalar asmışlardır. İNAN, sl ir devletin hayatında hiç sayılacak ka- Resmi Fransız tiyatrosundan bir trupun öç boş temsil SON POSTA göyle obirşartla...> Hırs tababette kullanılan zehirli maddelere benzer; Bir damlası muayyen ahvalde hastayı iyileştirir, fakat ikin- ci damlası ölüme sevkeder. Hırsın mutedili iyi, fazlası fenadır. ARASINDA Li mal Arabları idare etmesini Hergün bir fıkra Bilen güzel bir kadın amp Tabakamı kaybetmiştim Kırk yaşındaki erkek gazete oku - yordu. Karım karşısında oturmuştu. Bir aralık erkek kadına baktı: terakki ile güzel memurlarından İngrams Aden se- fareti başkâtibli - — Bak, dedi, gazetede ne var? ğine tayin edilmiş Kadın sordu: tir. Senelerdenbe- — Ne var? Tİ Arabistanda va| — «Tabaka kaybetmek bir insa - nın başına felâket gefirir,, diyor. ERA iliypi alam 1 — İnanmıyorum karıcığım arama, hani hatırlar vusın, yirmi sene ev - hessis müşavirle - vel seri ilk defa görmeğe geldiğim rindendir. Arab - zife sören İngrat ma İngiliz hari. yesinin Arabiş - tan işleri müte - 5 İyileştiren zehir öldürür de & Bir Fin heyeti yarın Moskovaya gidiyor İbir refim değidir. Sovyet rejimi, ; : i i i İ ; gün yolda tabakamı kaybetmiştim. - İllar arasında bir sürt harbe mâni olan ve müdebbirane idaresile her yerde, her İşi memleketin menfaatine göre âyarlıyan İngrams'ın başmüşaviri, 34 yaşlarında gayet güzel karısıdır. Ma - dam İngrams, kocasının sağ kolu me - sabesindedir. Bir İngiliz esirinin Alman kampındaki Düğün pastası Avrupa düğünlerinde bir âdet var- dır, Evlenen çiftler, düğün günü ser - vetlerine ve zevklerine göre birer pas- ta yaptırır, ve bunu birlikte keser, da- vetlilere dağıtırlar. İşte, geçen Eylül başlangıçlarında evlenen bir İngiliz delikanlısı düğün pastasını kesemeden askere çağırılır ve günün birinde, karargâhtan izin alarak düğün eğlencesini tes'id etmeği dört sözle beklerken: cephede lr bulunan bir zatın girdiğini mevkie hücum eden Almanlara esir)lârdan birine oturarak garsonu bekle- Londra lokantalarının birinde Nazi kıyafetli adam Lodrmda gayet hoş bir hâdiseol- muştur. Bir otelin lokantasında yemek yiyenler, içeriye Nazi üniformalı. ko - Bugün delikanlı, bulunduğu esirlerİdakika geçmez. bir polis görünür, Nazi kampında karısmın gönderdiği düğün) önitormalı zata pastasını, omm hayalini gözlerinin 8 - ünde canlandırarık kesmiş bulun - maktsâir zeklaşır ve mesele de anlaşılır: İ Londra stüdyolarından man zimsindarlarına isyan edip te - merküz kampına gönderilen papas Nic- mollerin kamptaki hayatını tasvir eden Çocuk arabalarına musallat olan mütecessis gözler Londrada Haydparkta arabalarında güneşlenen çocukların mürebbiyeleri, İonları mütecessis gözlerden saklamak İ kaygusile arabalısrın içine: «Lütfen arabanın içine bakmayınız. İbeni rabatsız ediyorsunuz.» diye ya - yemek için vakit bulup da İSTER İNANMA! rüp göreceği de bundan ibaret kalacaktır. Anlayanlardan birine sorduk: — Sebeb ne? dedik. Kısaca söyledi: — Ecnebi trupu buraya gelebilir, fakat burada kazandığı parayı memleketine götürmesi mümkün değildir, binacna - Jeyh gelmeye lüzum görmez, dedi, Doğrusünü söylemek lâzımsa, memleketleri yekdiğerinden ayıran menfaat, rejim, harb değil, eski harbde bir defa bozulduktan sonra bir türlü yerine konulamamış, düzelti - lememiş clan para sistemidir, kıymetli para, kıymetsiz para mekelesidir, iSTER iNANMA! bize eski zamanla - lumda gamalı haç işaretli bir bazubend! değiştiremediği için bulunduğu kılıkla| tesebbürlerini Mart 17 (Baştarafı 1 inci sayfada) günü Moskovaya hareket edecektir. Bu meseleler ezcümle şunlardır: 1 — İki memleket arasındaki hududun kat'i surette tahdidi. 2 — Muahedede derpiş edilen iktisadi müzakereler. 3 — İktisadi münasebetlerin iadesi, Heyet Helsinki meclisi tarafından tas- dik edilen Fin - Sovyet muahedesinin musaddak suretlerini Moskovaya götü recektir. Fin beyetine Passikivi riyaset etmek- tedir. Roma 16 (A.A) — bildiriyor; İtalyan matbuatı, Fin sulhünün ak- di ve bumun dünya efkârı umumiyesin deki akisleri etrafında mütalea yürüt- meğe devam etmektedir, Muhasamatın tatili Urmumiyet itibarile, harbi geniş - Jetmek istiyen demokrasilerin ağır bir mağlübiyeti şeklinde muhskeme edil mektedir. Halbuki. harb, şimdi garbi Avrupada mevziileşmiş bulunmakta - dır. Bu müşahedeyi yapân Tribuna ga - Zzetesi, askerlik şerefini kurtaran Fin- landiva ordusunu tebeil etmektedir.Bu arazi kavıblarını telâfi edecek bir nokt tadır. Einlandiya şerefini kurtararak istiklâle hak kazanmıştır. Fin - Rus mu harebesi Milletler Cemiyeti tarafından kararlastırılan müsmir yardımı. Fin - landiyava yaramıyan demokrasi dev- letlerinin kudretsizliğin; gösterir. Livorno'da cıkan Telecraphe gaze - teri direktörü, Fin-Rus sulbünden şü hükmü çıkarıyor: Sovvet retimi, harbe dayanabilecek 1917 senesinde Breslitovsk mağlübiyetile, Tenin tarafından havkırılan «ne vaha sma orsa olsun sulh» sözü İle doğmuş tur. 20 sene müddetle bu rejim. Rus milletine, harb müstesna fedakârlık - Stefani ajmsi İlar, xbrabiler, sefalet, adaletsizlik, kü- rek eerası gibi bütün tecrübeleri yan » tırdı. Fakat, seferberlik ilânı yapma - dı. 20 sene sonunda rejim anlasmayı “HAY feeriibesine etristi ve Kızıl or - duvu Finlandivava harbe sevketti. Rus kütleleri aracmda, 1917 senesindeki ayni akstilâmeller, yani mücadelelerden vazgecmek #rrusn husule gelmis olsa serektir. Ve dahili buhran, rejimi için tehlikeli bir bale gelmeden evvel. Sta- İn ew'he basyundu. Moskova, 16 (A.A) — Salâhivetli mehfeller, Sovyet matbuatının Fın « Rus harbi neticesi hakkındaki tefsirlerine is- tinaden Stalinin harlef siyasetinin yeni bir safhaya girdiği hükmünü vermekte- dirler. Bunun'a beraber şu zihet te ilâve e- dilmektedir: Bir «Stalin sulhü» progrâ- mı, bu siyasetin en hâkim prensipi ol- mak mahiyetini muhafaza etmektedir. Bu sulh proğramı, cenubda, cenubu şar“ ve masa -|kide, garbde ve şimali garbide Sovyetler Birliği emniyetini muhafaza hususunda düşer. Fakat esef etmeğe ne hacet?İdiğini hayretle görürler. o Aradan beş Kremlinin hissettiği İüzumundan mül « ir, Stokholm, 16 (A.A.) — Finlândiya yaklaşır. ona bir $eY -İdabıı olmak üzere; şimal memleketleri ler sorar, arkasından gülümsiyerek U-İnin era'arında tedafüi bir ittifak yap- mak üzere aktedecekleri konferansın ta- - Nszi üniformalı zat bir aktördür.|rihi yakında ilân olunacaktır. Konferan- birinde Al -İsin Osloda in'ikadı çok muhtemeldir, Finlândiya hariciye nazırı Tanner, Af - tonbladete verdiği beyanatta o demiştir ki: — Bu tedafüt ittifakın aktine hiçbir sahneyi çevirmektedir. Ancak, yemek! emetten engel bulunmadığı muhakkak- elbisesini | tır. İsveçle Norvecin de milli müdafaa kuvvetlendirmek (Üzere lokantaya girmekte (o tereddüd etme -|fsaliyetlerini teksif ettiklerini nazarı iti- miştir. bara almak lâzımdır. sanereesmensezesansanansasan TAKVİM