15 Şubat 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

15 Şubat 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hakim ve müddeiumumiler arasında yeni tayinler Va ii, A maaşla Kozan relsliğine Armas Kagı, Melümumisi Asm Boymi, Babkesir nı Biray, kimliğine Elâzığ kadastro bök 0 ra maaşla Malatya müddelumumni - Düzce müddetumumisi Zeki Bilgin, Bo-| Didge,, Hukuk hükimliğine Nevşehir eski) &ei umisi Şevket Konel, Silifke müd. & yevmliğine Gürün müddelumumisi Hak| to, Gürün ağıroema müddelumumlli - Haç, GöMancık müddelumumisi Nezih E- hikiyarka hâkimliğine Safranbolu ceza 30 iç bn Türel. Bine jip, meşla Safranbolu oosa hâkimi - > müddelumumisi Hakkı Tikmen - hükimliğine Gürün hukuk tin, N Birgeeyi seki müddelamuml muavini Ar. Beğ Gür, Amasya aralığına Karadeniz 4) yı, bukuk hâkimi Muammer Levent, Keli, p, erasln Giresun sulh hikimiiğine| Mena bayi Hilmi Bergöz, (OOrhu Asliye Man g kimliğine Maçka hâkimi Abdürrah - Bü pri Brüpoğlu, Ordu sulh hâkimliğine nr ukuk bikim! Mehmed Al Derinöz, Ga. Mi 7 hukuk hikimiiğine Adana icra mu. bini, Sıtkı Akyaman, Edremld ceza! Map Orhangazi müddelumumizi Ad- Manhay en. Dinar esma hâkimliğine Saf - Ham Tüddelimumisi Hulüsi Oskay, Muş Kuloğlu tayin edilmişlerdir. « Ana, çıktı Maharririz Pearl Back ürkçeye çeviren: Mebrure Sami Basan ve yayan: Hüseyin Kitaba Fintr: 75 kuruş ml? İngiliz. liralık NOBEL edebiyat heç ifatımı kazanmış olan ve kitabları dile çevrilmiş bulunun Pearl Buckün Düz adlı saheseri Mebrure Saminin m Muvaffak olmuş, içten hissedilerek dın, 3 tercümesile Hisanımıza kazan - haşır, Yin çe güzel bir kab içinde, Bay Hüse- Kir Skar; abcı tarafından basılarak satışa Ir. Bütün çocukluğunu, hattâ genç kızb geçirmiş olan Pearl B da yide a bike in Çinin bir köylü kadınım | bu kat karşımıza, isimsiz olarak çıkan köygeyı biz bir Anadolu anası, kendi! amy zün derdli bir kadını Kadar ru-| “iza yakın bulmaktayız. ! Bar, ; ESETİn aslı ile tercümesi için, - ba- Yüş<ok yerinde olarak - «bir kumaşın Banı İle tersi» teşbihini kullananlar, öyle öy Tuz ki, Mebrure Saminin bu ter- kumaş pürüzMü. kusurlu, donuk bi | m aslından alabilecekleri zevki, eksiksiz| Seaaıyuz inceliği içinde, Ana'nın Wirk-| ei de bulacaklardır. Me, hin mevzuunu birkaç satırla çiz-| barika bütün sadeliği içinde tasıdığı! oluş silâde ve değişik güzelliği incitmek <Anas her sabah, çafak sökerken tar- lava giden Ki un acısını, gözÜ- Mi iyetten doğan bu ârızi hod- tan, İK) hududsuz vüsatte bir havsa - ki, in-mümbit topraklarında yaşamak im ii bulmuştur. Bay LGt# Koçer; seni *“Yyen salonlarında bir çiçek gibi, bir Marya gibi, bir vazo gibi muhafaza €- derek başkalarına karşı m tatmi- ? Si siyer. Biliyor ki kanun! hakimi 18 de ileri gitti; seni elden kaçı - tacak ve > ei senin kader kr (23NA ve eşsiz bir süg koyamıyacak - « Benimle olan muinasebetine göz YU - da bundandır. ve m sebeb de var- a3 — Bili : bu «başka sebeb» ın slim meli vardır. Ne kuvvetli, tabiat kanunlarıyıa vâkıf varlıklı bili- > ki kereste fabrikası katarahtının ç€- hı, İli testerelerini peşinen BÖZE MİR EL yerindeki eicilere geren Ve heh temellük cazibesinden Kurtula- aa işlardir. Bunların başlarına mukad- koz, vE Şey, elbette berber tarağı vey? lonya suyu değildir. Senin kocan işte en birisidir. İlk karısı ölmeden vel bir kız doğursaydı, şimdi sen ona «bla diyecektin. İmuavinliğine Giren sulh hâkimi Emine Zonguldak SON POSTA Hakkı Tarık Us'a YAZAN Musret Safa Coşkun | Çok şey değil, belki hiç bir şey bümediği, fakat haddimi çok iy! bildiğimi takdir eden.| lerden birisi de alasiniz, sanırdım, İki bu - çuk saat süren pek istifade o konuşmanız Arasında, benim şahaumda nefret etUğiniz *İ gazeteci tipinden bazı çizgiler bulmanız gibi, Zonguldak müddetumumiliğine Ünye MÜd-| ürün bir meslek telâkkleinde de yanıldığı delumumisi Zeki Levemi, Biri #uih hâkim -| çiz, müsadenizle tekrar söyliyeceğim. iliğine Sürüş hâkimi Sabri Dündar. Mutabık olduğumuz, benim hataya düştü 35 lira maaşla Giresun o müddelumümi| gara sizin Wade edemediğiniz noktalar bu. Yunabilir. Fakat bir nokta var ki, hâlâ iza. hinı dilinizde ve yazınızda bulamamanın hayret! içindeyim, O da: Müşterek bir mes. ek derdinin teşrih edüdiği bir yazının er -| tesi günü, Basın Birliği Relsi olmanızı rağ. İni a amaç artmis heal lynn ik Hazım Borca, Mersin hâkim “İleyi meşretmenizdir. viniiğine Göynük müddelumımi muavini) “İzan ve idrâk slnlarımın darlığını mazur! Fehmi Artün, İstanbul müddelumum! sakini | Birimiz Oraya elbette kırk yılık Hakkı Hikmet Bingölü, müddelumu - mi muaviniğine Zonguldak ossaevi müdü . rü Fabri Kosan. Bursa Aza musvinliğine Er- sincan hâkim muavini Mürüvvet, Bürt müd (Ham) bir gazeteciye (olgun) bir gazete. ten, Nazilli biktim muavinliğine Gördes Sör- cinin ders verme kaprisi yüzünden bir mes. gu hâkimi Avni Erkunt, Kızitipi, hâklir lek tesanüdü borulmamalı, sizden bekleği - muavinliğine Hassa sorgu hâkimi AbdÜr - gimiz gazetecilik telâkkiai yerine bizi bay - rahman Bayar, Orhangazi hâkimliğine Sar. rcte düşüren bir sürpriz sadir olmamalıydı «Son Posta» nım tarihi tefrikase 141 , BİNBİRDİREK BATAKHANESİ xazam Reşad Ekrem Ramazan şenlikleri Vüzera, ülema, erkân ve ekâ -'ramıştı. Kahvehanede Emir Çelebi, masal birin, tanınmış tüccar ve zenginlerin ko- anlatıyordu: hakları önünde ise, meddahlar:, hokka -| — Merhaba delikanlı! bazları, köçekleri, cambazları, gazelhan-| — Merhaba baba... ları, semaicileri ile türlü türlü maskara -| — Merhaba Tayyarzade!,. lıklar ve oyunlar tertib edip, kuklalar öy-, — Merhaba imam efendi... natıp, arşın arşın, top top çuha ve kumaş| — Merhaba oğlum... hediyeler alarak nakıllar donatmışlardı. — Merhaba Dede amca... Bir vezir kapısından, meselâ Tayyarzade, atını kahve önündeki kıma bağlamıştı. Hasır kenarında yeme Adam aman... Ak... Çadır. İnilerini çıkardı. Tertemiz ayakları ile s0* İşte geldi Nazlı kolu, kurdu şurda ak Jma salına ilerliyerek Osman Dedenin çadır, gösterdiği yere bağdaş kurup oturdu. İgün, Amasya müğdelumumi İdiktı eski hliktmi İbrahim Özkaya, Urfa müd delumumi muavinliğine Urfa hâkim mua vini Ahmed Semla, Alaca hirimlifine A - masya müddelumumi muavini Zerrin Ak - mutvinliğine Poça sorgu hâkimi Müsnü, İstanbul müddel. | umumi yuavinliğine Errincan müddelumu - mi muavini Hilmi Davaslığıı, Binop hükim muavinliğine Araç sorgu ( bâkimi İbrahln Vidinli, Kastamonu müddelumumi muarin- Hğine Çerkeş müddelumumi muavini Hayri Ankara borsası Açılış , Kapamış 14/2/9489 PFlatları Jardıs New. York Parla Müane Cenevre Mimsterdam Brüksel Atina Botya Madrid Budapeşte Bükreş Relgrad Yokohama Stokholm | 10125 zon! 087 10,04 19.10 108,28 050 Türk borcu 1 peşin Ergan 4938 5 ikramiyeli Sivas Ersurum i Merkez Bankası peşin Lüslik şirketi —— aaa m — nün de yaşını terine katarak toprağına akıtan, kocasız ve yüzüstü kalmış, yükü büyük, derdli bir anadır. Bu ananın milliyeti yoktur. O, ne Çin- idir, ne de herhangi bir ırktandır. Sadece Sürükleyiei bir merak içinde öğrenmek En çok, vene , hepimiz için de bir var - iğın adını taşıyan bu güzel eseri, «Ann yı okuyucularımıza bilhassa (tavsiye ederiz. tığı, hem de gönlü tazedir. Bayat $ ta - ze — laze # taze olur mu?. B. Hımbıl sarsağın hatırı için bütün hesab kaidelerini altüst mü edelim? Bu- nun «patbcan -- marul e marul 4 ma- rul dan ne farkı var?. Amma sayın bayım «erkeklik» iddia- sındadır; sanki diğerinde «kadınlık» id- diası yokmuş gibi... — Çok haklısın şekerim... v — Teşekkür ederim Nadidel. Zaten sen hakka tapan bir kadınsın. — Nereden belli?, — Beni sevdiğinden!.. — A. Ayıb ayoli.. — Nesi ayıb bunun Nadide? Bay Lütfi Koçerin sana malikiyetini en nefis bir krep damur topunun bulaşık paçavrasına bohçalanmasna benzetiyorum. — Aman ne pis teşbih but. — Daha temizine benzetmek elimden Çehresi, sıkılmış islak çamaşıra döndü- ” halde genç kız peşinde dolaşan ak sâç- Mekâratını tekrarlamağa kalkarlar: İhti- Yar olsam da gönlüm tazedir... Ey amma Göz koyduğu genç kızın hem tekmil var « bedbahtlara sorarsan sana mahud şarkı | g€ elmez. -— Bundan sonra kocam konuşurken Süre siyer olurum. Bu iş artık bitmeli Ben! Basın Birliği Relsi görmezsenia, biliyorum bir kayıtım olacak Fakat ken (gazeteci) Hakkı Tarık Us'un te. reccühünü kaybelmeğe razıyım. İş ki (in #an) Hakkı Tarık Us mutad alâkasını esir - Etmesin. Aramızda bir meslek telâkisi Parkı olduğunu söylemek cür'etimi marur görü nüz. Siz (Cerldeı havadis) in havasım, ben de ideni Türk gazeteciliğinin bir vasfı ola - rak görmek istiyorsunuz, Ayrıldığımız nok. tü bu. saygılarımla. Nusret Safa Coşku dler ithalât birlikleri halinde teşekkül edecek İthalât Limited şirketinin itha'ât bir- likleri halinde teşekkülleri Ticaret Ve - kâletince muvafık görülm İç ticaretin de bu şekilde t dırılmasının daha ameli olacağ Yaktadır. Fındık istihsal mmntakalarında kurulan fındık ihraç birliğinin mühim bir transit ihraç merkezi olan şehrim'7- de de bir şubesi bulunması faydah gö- rülmektedir. Fındık ihraç birliği mühim fındık ihraç angajmanlarına girişmek üzeredir. Mekteb müdürleri yarm bir toplantı yapacaklar Şehrimizdeki lise, orta okul, san'a ve muallim mektebleri müdürleri ya - rın öğleden sonra İstanbul kız Lisesin - de Maarif Müdürü Tevfik Kut'un ri - İ yasetinde bir toplantı yapacaklardır. Pu toplantıda şehrimizdeki orta ted risat müesseselerine ald muhtelif me - seleler görüşülecek ve Maarif Vekâ - letine bildirilmesi ic#b eden hususlar bir raporla tesbit olunarak “Vekâlete gönderilecektir. Bir tramvay yoldan çıktı Maçka - Beyazıd hattını işleyen vatman Mehmedin idaresindeki 209 sa yılı birinci mevki tramvay ardbası ye- #fatile mazur! Paşamıza getirdiği güzelleri akçadır, Nakıl doldu çuha ile, dileğimiz akçadır. | Diye yükselen bir semaiden sonra, her güruh en az bin kuruş almadan ayrılmaz- ii : «Bayram hamamı parası» dikleri bu bahşişler biraz küstah ve tehdidkâr ikinci işitilirdi: Adam aman... YU. ze bak, Bu yoksulluk deryasında sen haydi var yüze. bak, Bir guruşu alan gitmiş, sana kalan yü. ze bak, Sırtında kürk atlas ama, paşadaki yü. ze bak! Bazı çeteler, daha tertibi!, hesablı dav- ranmışlardı. Semt semt, kapılarında o- yunlar tertib ederek kukla ve heykel gös- terecekleri konak ve sarayları tesbit et- İmişler ve bunların sahiblerinden ne ala- İbileceklerini de, servet ve rütbesine göre aralarında kararlaştırmışlardı. Marifet - lerini gösterdikten sonra, gerçeşmeleri kim ise, pı a, yahud ağaya ve beye de terini sunu . Beriki taraf ter İder, yahud pagojığa girişmeğe kalkarsa bal meşalelet yukarıya, sarayın şah şverine kaldırılıyordu. Tehdid de açıktı «Şu kadar yüz kuruş ve şu kadar çuha ve kumaş tiz getirin ve illâ hanenizi ya - karız!..» Gündüzleri de, mesciâ ve camilerde, köşe başlarında, dörtyol ağızlarında ge - lip geçenleri çeviriyorlar, ellerinde birer gül#bdan, içi ddi çeşme suyu dolu, birkaç! damla serperek: — Gül sudur... Peygamberimiz teri - :. Bir akçe iftariye bahşişimi unut- ma ağa!.. diye sil avuçlarını uzatıyorlar- dı. Vermiyecek gibi olanları da evvelâ sert bir bakışla, sonra kat"! bır hüküm ile tekâ'd ediyorlardı. adın ver « gecikince bir semai di dek sübay okulu önünden (geçerken hattan çıkmış ise de bir kazaya sebeb olmadan vatman tarafından durdurul - muştur. Bu yüzden tramvay seferleri Nadide?, Kocan seni bırakmalı; evlenme- liyiz... — Temenni kâfi değil Nadide.. sen is tersen bunun çaresini bulursun. Ayaklarının dibine oturdum. Ellerini ellerime aldım. Boynumu bükerek yal - vardım: — Yapma bulu Nadidel. Hiç bir şey ol- masa bile uykusuzluktan çıldıracağım. — Uykusuzluk mu?, — Uykusuzluk Nadide, uykusuzluk!. Geceleri karyolama uzanınca seni düşü - berek buhranlar geçiriyorum. Hastayım Nadide; bana acımalısn... yen m ben bilirim. denberi çektiğim Tânet olsun bu karılık, kocalık kanunla- rına Nadide; lânet olsun. — Kendimiz için içtimat nizamı mı bo- zalım?, Bozulmun veya devam etsin, fakat bu bana ağır geliyor Nadide!. Düşün bir kere; sen beni istiyorsun, ben seni iş- Tayyarzade, arife günü anasının evine İ giderken, belki otuz kırk yerde önlenmiş, i birer ikişer akçe «bayram hamamı parasi» vererek Şekreminine gelmişti. Evvelâ ke İmant Osman Değenin kahvehanesine uğ- İtiyorum; senin de, benim de istemediği - İmiz bir adamın vücudü, gecelerimizi ve gündüzlerimizi birleştirmemize mâni o - luyor'., O adamı cebren ve kahren orta- dan kaldırmağa teşebbüs etsek cemiyetin | pençesi yakamıza sarılıyor. Onun rızası ihilâfında bana gelsen, ayni pençenin se İni saçlarından tutup gene ona teslim etti- Kemani Osman Dede çoktanberi gör mediği Tayyarzadeye, kendi elile pişir ia Jdiği kahveyi kendi elile getirip verdi; ve delikanlının yanına oturdu. — Ne var ne yok Tayyarzadem orta » Uıkta?. — Vallah Dede efendi, ben Hüseyin Efendinin yanında kapanmışımdır. Ha « ivadisler sendedir, — Dün buraya Kumkapılı Tüsam reis gelmişti. Tayyarzadenin gözleri parlayıvermişti; — Balıkçı güzelinden ne hâber?.. — Hüsam res divaneye dönmüş... On günden fazla olmuş. para kâğıdlarının arkası kesilmiş. —:... amma işaretin alır, sağ olduğun bilirim, hallsına dua ederdim. vah Ahmedci » ğim, ah Ahmedciğim der ağlar. — Dede amca benim aklım ermedi bu işe... — Benim Tuyyarzadem bu işe kinin aklı ermiştir. Bursalı Sadizadeden... Küçükefendiden haberin var mıdır? Tayyarzadenin kaşları merakla çatıl - 1. Güzel delikanlı kahvesinden daha bir yudum bile içmemişti: — Ne olmuştur Küçükefendiye... Sa- dizayede?... — Onlar da meydanda yoktur. — Bre deme Dede amca... Sadizadenin kaybolduğunu dün işittik... Bursadan buraya Japon güver- cini almağa gelmiş. kayıktan çıktıktan £onra gören olmamış... — Allah Allah... — Küçükefendi de meydanda yoktur. .— Dede amca... Küçükefendi Çekme- cede çiftliğindedir. — Çiftlikte değildir; Sultan Muraddan hat akp atlanmış ve fitnenin ikinci gü »- mü çıkmış... Çıkış o çıkış... Dahi gören — Dede amca. sen beni vehme verir- sin... ç (Arkası var) tır; ale denilen şey unutulmuştur; ne olur? — Hiç bir şeyl... — Evet; hiç bir şey amma senin kul landığın gibi hiç bir şey değil. kadın, &- palık ihtiyacını nasi tatmin eder? Er » kek, neslinin idamesi zevkini nasıl ta « dar?. Cemiyet, vatan, millet nasıl sevi « ir. — O zaman milliyet de kalkacak, in « sanlar sadece insun olarak kalacaktır!. — Güzel, fakat bu insanların arasında «daha iyi yaşamak» hırsını besliyen kimse olmıyacak mı?.. — Olmuyacak; çünkü kollektif hayat başlamıştır. Yaşayış tarzında tam bir mü savat vardır. İğini görüyorsun. Bu adamın sende ve bende ne hakkı var Nadide; söyle, ne hak ki var?. — İki gözüm seni anlıyorum, Ancak nasil zorlıyacağız?. — Ne gibi?. — Öyle ya; piçhanelerde büyüyenle- rin hepsi de, ayni terbiyeyi ve ayni tah- düşüncelerinde, cemi değil, ferdisin.| gili almış olmakla beraber, ayni kabili - Ferdler kend! menfaatlerinden fedakâr- yette yetişmiyeceklerdir. Neden yer yü- lık etmezlerse cemiyetin teessüsüne İM-: zinde birçok Atatürkler, Leninler, Yo « kân olur mu?. Cemiyet nasıl ferdler için-| han Ştravslar, Viktor Hüçolar, olmu « se ferdler de çemiyet içindir. Umumi a-| yor?. Kendi bünyemize bükarik bahsi , hengin, ferdi menfaat namına, bozulma-| mize en yakın bir misal seçelim: Atatürk sında sadece mazarrât vardır. olmadı; orduya sınıf arkadaşlarile birlik- Senin #lkrini bir an için kabul edelim: Harbiye mektebinden tek başına mezun Herkes dilediğile istediği kadar yaşıyor;|te #itihak etti. Hepsinin de tahsilleri bir- bu münasebetlerin mahsulleri o«devletİdir. Orduya çıktıkları zaman rütbeleri de piçhaneleris nde kendilerine yer bulu “birdi, yorlar; karılık, kocalık, analık, babalkk,| O— Anlıyorum... akrabalık mefhumları ortadan kalkmış - (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: