2 Sayfa SON POSTA Hergün Harb arz Üçüncü devlet Ekrem Uşaklıgil e vakit İngiltere - Japonya mü - nasebatından bahsedilse İngil - tere Başvekilinin iki sene evvel söylemiş olduğu bir nutku hatırlamamak mümkün olmaz. O zaman Japonlar imtiyazı İngiliz mıntakasına tecavüz etmişlerdi. İ 2) selaretinin bayrağını taşıyan bir © bile karşı da ateş açmış'ardı, bir diploma- tın yaralanmasına sebeb olmuşlardı, İki devlet münasebeti gittikçe gerginleşiyor- du. Bu sırada İngiltere başvekili Avsm Kamarası kürsüsünde Japonyaya şiddet Mi bir ihtar yapmaya lüzum gördü, söyle- diği en mübim cümle şudur: — Japonya bilir ki, bagün İngilterenin Uzak; kta Japon kuvvetine fak b'r kırwveti yoktur, fakat Japon kuvvetine çok fa'k bir kuvvete burada maliktir ve bu kuvveti istediği dakikada Uzakşarka yollayabilir. * Japonya bükemediği kolu öpmesini bi- Jir, fakat hiçbir zaman unutmaz, kaç de- İm harb ilân ettiyse muaraza haline gire- ceği devlete yollamış olduğu ültimatom, | © devletin kuvvetli zamanında kendisine vermiş olduğu ültimatomun barliyen ay- midir. An'anevi hareket tarzı bu defada değişmedi. Japonlar milli nefis izzetlerini korumak şartile biraz ric'at ettiler, İngi- Yizler de fazla ileri gitmemeyi münasib buldular, bir anlaşma temin edildi. Bu anlaşma gittikçe genişleyerek eski ze manları hatırlatan kuvvetli bir dostluğa İnkıllb edebilir Düşmanlığı dönmesi de| ma yıldızı Greta mümkündür, iki ihtimalden | Garboyar bir şey- tahakkuk edeceğini bu dakikada belki ler olmuşâ ben « bizzat alâkadarlar da bilmezler, netice | ziyor. Şimdiye ka gelecek hâdiselerin alacağı şekle bakar, |dar makyaja ilti- bununla beraber şu veya bu ihtimalde fat etmiyen yıl - ceğinizi tetkik ediniz. Greta Garbo Âşık oldu Meşhur sine - | | | | Japon siyasetinin hedefleri daima ayni 'dız. e Nevyorkun halde kalacaktır. pi en mutena güzel * lik enstitüsüne git Avrupa Uzakşarkı dalma sis içinde 'Mİ yüzüne hari - Yeni bir muhite mi giriyorsunuz, evvelâ o muhitin heyeti Mecmuasından ne bekliyebileceğinizi öğreniniz, sonra mu- hiti terkib eden bütün ferdlerden ayrı ayrı ne elde edebile- Herhangi bir sah bulunduğu #danılar: Hergün bir fıkra İnmiyeceğini bilseydim : Kayınvalidesinden çok iyi lisanla $ bahseden bir damadı dinlemiş yaşlı ca kadın, kendi damadını görür gör- mez: — Ah, demiş, sen de filâncanin da- madı gibi olsaydın, adamcağız kayın- validesini göklere çıkeriyor, Damad düşünmüş; cevab vermiş: — Oradan, tekrir yere iwmiyece - Hayat ilminin amentüsü ada insanı muvaffakiyetsizliğe sevkeden bin sebeb varsa, sebeblerin başında evvelâ insanın kendi kendisini, sonra bütün muhitini, daha sonra da münasebette ın mahiyetini bilmemek gelir. sSOZ ARASINDA İngilterede çok Garib bir hâdise Sözün kısası Günde 264 yem Mamma E EKPom Tal üyük Napolyona' atledilir bir söz vardır.. Bir gün, Fransızlar imparatoruna sormuşlar; — Harbde muvaffak olmak için ne lâ- zımdır? — Üç şey! demiş. Para, gene para, ge- ne para! Napolyonun bizzat keşletmeyip, lâkin teyid eylediği bu hakikat, o zamandan « beri bütün kuvvetini muhafaza etmekte ve muharib milletlerce ona riayet olup- maktadır. Son gelen İngiliz gazetelerinde ukuh- duğuna göre Londrada, milli servetin in- kişafını temin için geçen seneler kurulan milif artırma komitesinin faaliyeti sa « yesinde halkın, biriktirip de bankalara yatırmış olduğu paranın yekün bugünkü günde takriben 240 milyara baliğ olmak- ta imiş. İngilterenin ne kadar mektebi, fabri « kası, dükkânı, yazıhanesi, klübü ve cermi- yeti varsa, hepsinde milli artırma ko - (miesnin bir şubesi bulunmakta ve aza- İaımın adedini gün günden çoğaltmakla - İdir. Her aza, kazancından, gelirinden ar- turdığı parayı, cüz'i de olsa, ya posta şu- be'erindeki tasarruf sandıklarına, yahud ki ban a yatırmakta ve azıcık bir fala mukabilinde oralarda saklamaktadır. Milli artırma komitesi en büyük faa - liyetini geşen Teşrinisani ayındenberi göstermekte bulunmuştur. Ve hali hazır da, İngiliz dostlarımızın her günkü ta « sarrufları vasati 204 milyon franga var - maktadır, Günde 264 milyon (rank. yani aşağı yukarı 720,000 Türk lirası, Ayda ne & der? Yılda ne eder?. Bunu siz hesab edin, gayri. Hesab ettiklen sonra dâ böyle bir mi'letin sırtı yere gelip gelmiyeceğine dair hükmünüzü kolayca verebilirsiniz. Diğer cihetten, bu yakısdan ulnacak pek büyük bir ibret vardır. One itimade dır, kendi kendine ne türlü güvenmek - görür. Zihniyeti kendisine yabancıdır. Ayni hâdisenin Avrupada ve Asyada ve- receği neticeler bir çıkmaz, zemin başka, ruh başka, ölçü başkadır. Japonya üç yıldanberi Çin toprağında dövüşüyor. Mançuri hududunda da Sov- yetlerle kanlı bir müsademe yaptı. Fakat her iki devletle de resmen harb halinde değildir. Avrupa Uzakşarkta biraz miyoptur. Fakat ne de olsa umumi gidişini öğren- meye vakit bulmuştu. Bilir ki, bi'hassa Japonyanın bir tek hedefi vardır: — Asyayı Asyalılara hasretmek, cüra- lesile ifade edilir. Japon siyaseti bugün şu veya bu şe kilde gelişebilir, dostlarına veya düş manlarına dağıttığı madalyaları birinden alıp öbürüne verebilir, fakat esasta daf- ma ayni kalacaktır. * Dört yıldanberi Çin topraklarında dö- vüşen Japonyanın hedefinin muhtelif merhalelerine ayni hamlede varılamıya- cağını hesab etmek bâsiretinden mahrum | değildi, kendi nüfuzu ve işgali haricinde kalan topraklardaki Çin hükümetine Rus- yanın yardım ettiğini biliyordu, Uzak- kulâde ustalıklı bir makyaj yaptırmış-|i e aesdim, ben de seni göklere çi- tır. Artık eskisi gibi inzivaya da çekil- Küterdsü koni Gene “eti imemekte, bilâkis barlara, klüblere git laa il gfüniimesii 5 mekte, sosyete meşhurlarının hal veli a” hareketlerini takib eylemektedir. Bu değişikliğe sebeb de: Gretanın (âşık) İ oluşudur. Sevdiği erkek ise Budapeş- teli doktorlardan, Havzerdir. Havzer, ariiste güzelliğini artırmak için havuç | Şekerden imal edilen kauçuk 4 dan bir süt şişesi çıkararak, binanın) ve neticede muazzam bir yekün tutan ta- Londrada 36 yaşlarında bir amele tir ki, harb olanca hizile devam edip du- kadın başvekâlet datresinin önüne gel'ruyorken, millet ortalıkta hiç bir şey yok miş. etrafı kolladıktan sonra çantasın-Imuş gibi çalışıyor, kazanıyor, Artırıyor penceresine stmıştır. Etraftan koşuşan | sarrufu ile memleketinin müdalaa ve za- polisler, kırılarak yere düşen şişeden |er kabiliyetlerini yükseltmiş oluyor. bir kâğıd parçasile bir yumurta ve bir) O Meşhur mütefekkir Siegiried İngilizler parça da domuz pastırması Çıktığınıliçin: «Onların en büyük kuvvetleri, ma « suyu tedavisi yaptırmıştır. Greta Ger- İboyu, klüblere, barlara götüren odur. İPeki bu Havzer kimdir, diyeceksiniz İ Anlatalım. Doktor Havzer. Holivudun rejim diktatörüdür. Bütün wldizlar 0- nun yazdığı reçeteleri kullanmaya mec burdurlar. lemek istediği şudur: — Japonya Almanyaya antikomintern! hareketinden dolayı minnettardır, eğer; Almanya Sovyet dostluğunu ileri gölüre- cek olursa Japonya bir başka istikamete teveccüh edebilir. Japon hariciye nazırının işaret ettiği ikinci nokta da şudur: — «Tokyo kabinesi Çin meselesinin zu- hürundamberi İngiltereyi vaziyetin haki- katini görmeye sevk için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Bugün bile muallâkta şarkta gittikçe artan Japon nüfuzunu İn-|bulunan meselelerin halli için Londrada gilterenin pek hoş görmiyeceğini de tak-İmüzakere cereyan etmektedir. dir ediyordu, fakat arasıra şu veya bu hâ-| Japon hariciye nazırının birinci cdmm- diselerin çıkmasına mâni olamamakla be-İlesini hatırlamak şartile bu ikinci cüm- yaber iki devletle de muaraza haline gir-İlesinden de şu manayı çıkarabiliriz: mekten sarih surette ictinab etmişti. E-| — «Japon siyasetinin esasi antikomin- linde icabına göre kullanılacak bir'«ko-İtern olmaktı berdevamdır. Japonya Çin- Münizm, aleyhtarı: cephe vardı, arasıra İde bolşevik nüfuzuna karşı uğraşmakta- Amerika kıt'alarında şeker pek meb- zul olarak bulunmaktadır. Bir kimya- ger şekerden sentetik kauçuk imaline muvaffak olmuştur. Sentetik kauçukun imali için eski- denberi Amerikada tetrübeler yapıl makta idi. Bu defa şekerden bunu imal eylemi- ye muvaffak olan adamın ismi doktor Ernest Klaiberdir. Bu zat Amerikada bulunan bir Alman profesörüdür. Lau- islanne eyaletindeki vâsi şeker tarla- İlarında yapmış olduğu tecrübeler mu- vaffakiyet ile neticelenmiştir. Bu su. retle elde edilen kauçuk hem daha ucu- za mal olmakta, hem de asıl lâstükten çok daha dayanıklı çıkmaktadır. Amerikan hükümetinden lisansı #İ- dıktan sonra bu imilât için birkaç fab- rika açacak clan doktor Ernest Klaiber Icadının dünyada yeni yeni endüstrile- Te mevdan vereceğini bildirmiştir. —————————————> bütün ihtimallere açık bırakan bir oyun oynamaktadır. Hedefi birdir, kendisini bu hedefe götürecek merhaleleri seçme- yi ahvalin gidişine bırakmıştır. Bugün Avrupa harbi karşısında bitarat değildir, harb harici kalmıştır, o'da İtalya gibi fır- sattan İstifade etme gününün gelmesini Ekrem Uşaklıgil İSTER görmüşlerdir. Kâğıdda şunlar yazılmış tı «Gıda israf edilirken halk açlıktan kırıyor. 19403 Kadın yakalanarak. asayişi #hlâl ve tahkir suçu ile mahkemeye verilmiş - tir. Uykusuzlığa mühim bir deva Bugün uykusuzlukları karşı kulla- nılmakto olan ilâcların hemen ekseri- sinin esasları morfin veya buna benzer başka bir ilcdan mürekkebdir. Bu ilâç Jar, sinirleri gevşetmek suretile uyku temin evlemektedirler. Bu ildclar vası. tasile uykuya alışanlar bir daha ilâcsız uyuvamamaktadırlar, Bundan sıhhi büyük mahrurlar tevellüd etmektedir. reiki Nevyork üniversitesi em- razı dahiliye profesörlerinden o doktor Carnos uykusuzluğa bir ilç bulduğunu Amerikan matbuatına bildirmiştir. Doktorun bulduğu ilâç «B. Is vita- miridir. Bu vitamin yoğurt içinde bu- lanmaktadır. Memleketimizde uyku- vi karsi yoğurt istimali seneler. beri halk tarafından tatbik edilen bir usuldü. Anlaşılan o Amerikalı dok- tor bu üsuslü şimdi keşfetmiştir. Bu doktor yoğurttan maada, «Ga vi- taminini ihtiya eden portakal ii mâtesten de Balat ii İNANMA! Üçüncü sınıfı teşkli eden köpekler ise eştmdilik muha - fszem caiz olan köpeklerdir,, bunları evlerde bıraktı, fakat bekçi, av, veya süs köpeği olduklarına göre onları da muh- ba silâhi göstermekle iktifa ediyordu. Ah-İdır. Siz İngilizler, Moekovanın Berlin ile e eee komünizm anlaştığı zamandanberi Sovyet tehlike- Jan myazieden çekilince sanıldı ki sini görmemiş insanlar değilsiniz. O hak kat hakikat ssasında değişecektir. Fa-İde hakikf vaziyet Özerinde bir anlaşma emi çıkma-İtemin edebiliriz.» beklemektedir. tan uzaktır. i6İ bir karar almak-İ Görülüyor ki, Japonya bütün kapıları Japon hariciye naz Arita ki noktaya tem bilhassa Birinci nokta güdü İSTER İNAN, dndenbesi Japonya Me plebin ökeİl ( Almanyadan gelen bir yolcu anlattı: ya arasındaki münasebat gli A 4— Almanya son zamanlarda memlekette mevcud kö- samimi olmuştur. Büzmkkkütisaği e pekleri üç sınıfa ayırdı. min edebilir. Hakikatte pılmış sarih bir ihtardır. Zira açıkça İSTER ; siye Birinci sımfa giren köpekler «işe yarıyan köpeklerdir, bunları topladı. Harb hizmetinde kullanacağı hatıra gelse ia hizmetinin me çeşidinde kullanacağını bilen yoktur. sınıfa giren köpekler «işe yaram klerdir> bunları öldürttü, inkat derilerini m mesi INAN, bağladı» şamanın zevk verici İSTER | telif kategörilere #yırdı, hepsine mahsus ayrı ayr. gıda şekli tayin etti, bu gıda şekline göre de her birini vesikaya Bu vaziyette Almanyanın teşkilât kabiliyetini hatırla. memak mümkün olmasa da, bir ecnebi için Almanyada ye- bir şey olduğuna; NANMA! neviyatlarındadır!» der. Manevi kuvve « tin mutlaka maddi kuvvete istinad etti « ğini, maddi kuvvetlerin en başında da pa- ra kuvvetinin geldiğini iddia edenler - denim. Günde sekiz milyon Türk hrasma ya» kın para tasarruf edebilenlerin kuvvel maneviyesi elbette mükemmel olur. Bunda bize ders olacak cihet şudur! Cümhuriyet rejimile beraber bizde uya » nan artırma ve biriktirme hevesini dahâ da hız'andırmalıyız. Bu davada önayak olan İş Bankasının ve onu takiben, kü - çük şermayedarlara ber türlü menfaat gösteren diğer mili müesseselerimizin se. nelik bilânçolarında, Küçük tasarruf he - sabları sevinç ve kıvanç verici bir yekü na varmalığır. Zaten hali hazırdaki yekön da istisgar edilemez. Kemali şükrala ikrar edebi « Wiriz ki mili servetin milli muvaffaki « yete önerali Bir rol oynadığım vatarıdaş* larımız .çoktan anlamışlardır. Fakat gö nül bul. Böyle, İngiltereninki gibi büyük ve güzel örnekler karşısında, istiyor ki biz de harikalar başaralım. Zira, dilediğimiz zaman, harikanın biz- ce basitten farksız olduğunu kaç defa is - bat eylemiş bir milletiz! E. Ebi Talu nn yapsan 4000009000 AE TAKVİM