Hergün Küçük evle insanlığa Büyük hizmet yaptılar talyan hükümet reisi demir fırkeler- dan birinin geçid resminde hazır bu- Yunuyor, zırhlı otomobillerden birini biz- zat idare ediyor. İtimad telkin eden kuv- vetle, alkış toplayan haşmetlen memnun- dur, Mareşal Badoglio'yu çağırıyor, de - mir fırkaların bir misli arttırılması emri- Bi veriyor. Habeş harbi bitmiştir, İtalyanın Arna- | vud'uk seferine hazırlandığı günlerde ya- gyoruz. Sinyor Mussolini geçild Tesminin $0 - nunda bütün dünya ufuklarında akisler uyandıran mutuklarından birini daha söylüyor. Söylev mühimdir. Fakat bü - tünciham bilhassa bir cümlesi meşgul etti. Bu cümle: — Harb medeniyet için, terakki için lâzımdır, medeniyet de, terakki de onun- la kaimdir, cümlesidir. Bir tefsir meselesidir, iptidal, sefil, pe- rişan fakat serâzad yaşayan zenci esüret altında medeniyete, rahata, bolluğa ka - vuşan zenciye müreccah mıdır, değil mi suali münakaşa: bir konferansa O mevsu teşkil edebilir. Fakat cihan İtalyan baş - vekilinin cümlesini mutlak manası ile als dı, soğuk karşıladı, ve soğuk karşılayan- Jarım en başında da Amerikalılar bü'un- du: — Harb insaniyet için bif terakki va - sıtası olacaksa insaniyetin âtisinden ü midi kesmeli, diyen Amerikalı gazeteci bir tek değildi. * Sinyor Mussolini o zaman münakaşa- m kabil bir felsefenin müdafaasın yapı- yordu. Fakat tehlike karşısında kaldığı dakikada bütün insanlığa iltihak etti, ve Çek meselesi yeni bir yangına yo: açmak #stidadını aldığı zaman onu itfaiyenin ba şında gördük: — Her şeyden evvel (sulh, diyordu. Müzakere ile, münakssa #le, anlaşmı fle halledilmesi imkânsız hiç bir meselenin mevcud olamıyacağımı müdafas ediyor 1 du. Münih konferansı tarihte mantığın ve!" insaniyetin cinnete ve vahşete karş yap- tığı mücadelenin son safhası olsrak kay-| dedilecektir. ! Diplomat ve gazeteci halk'a beraber - SON POSTA Fransız içtimaiyatçısı La Brüyere imsarların en ziyade görünüşe aldandıklarına kanidir. — Birçoklarının kıymeti taşıdıkları isimdedir, kendile- rini yakından görünüz, hiçten de aşağıdırlar, der, , Fronsız içtimalyatçısı iddiasında tamamen haklıdır. Var kat hakiki kıymetini saklamak için daima uzakla kalmasını bilen insunın da bir nevi kıymet sahibi olduğunu unutma, kusurunu bilen sdam hatasını düzeltmenin yarı tedbirini almış demektir. SÖZ ARASINDA ingilizler ayaklarına Çuval parçaları Sararak dolaşıyor Son günlerde Sürsai de ON O | Hergün bir fıkra Bu kadar hızlı Taygare ile geçen Atlas okyanusunu İlk bebek Bü dokuz ay - . e Sözün kısası Bir hazine önünde Düşünceler 1) ostlarımız İngiliz w Fransızlan dan gelen bir kamy:.. külçe ak tına, sokaktan geçerken ben de rastla « dım, Etrafındaki sila,.u muhafızlarla, bir hükümdar azameti ile ağır ağır giden bu hazinenin, tahta sandıklar içinde tenek- kür etmemesine rağmen, halinde düşün- dürücü bir başkalık vardı, Hafızam derhal harekete geldi; beyni- min içinde sürü ile hatıra canlandı. Ço- Jcukluğumda ve ilk gençliğimde mükerre- jren seyircisi olduğum sürre ayalarından, i Muharrem ayında darbhaneden saraya içil paralar taşıyan Hâsahır araba'orına | kadar birçok buna benzer manzara göz lerimin önüne geldi. Aneak onlarla bunun arasında öne! bir fark vardı: O hazineler elden ç memlekete on paralık faydası do Mü mıştı. Buise memlekete giriyordu ve İmilli refahın artmasında kullanılacaktı, 3onra bu tonlarla altıma bize emniyet İedilip verilmiş olması ne büyük bir mana taşıyordu. Müsrif imparatorluğun, tamtakır ma- Jiyesini acil bir sıkıntıdan kurtarmak, üş faydanberi aç ve biilâç bekieşen memur. lara yarmışar maaş verebilmek için paralı devletler nezdinde zelilâne teşebbüslerde bulunduğu ve gene de bir netice alama « dığı devre yetiştim. Şimdi, hamdolsun, itibarımızın ne kas dar yükseldiğini görmek bahtiyarlığmın eşsiz tadını tadıyorum. İki devrin arasındaki bu tezad, kimin, nenin eseridir? Hiç şüphesiz, devlet ve hükümetimizin dürütlüğü, başımızdaki © konuşulmaz Şehir Tiyatrosunda perde açılmış, : tiyatro başlamıştı. Yan yana oturmuş $ i iki kişi mütemadiyen konuşuyorlarıl, ? onların önlerinde oturunlardan biri $ İ kendi kendine: Ni #» | — Bu kadar hazı konuşulmaz. e 5 Dedi, mütemadiyen konuşanlar o- a İE < $ nun dediğini duymuşlardı. gerin r Kinin kayıp ya düşmekten İ — Acaba bizim için mi süslüyor? kendilerini kurtarmak için ayaklarına Bu kadar hızlı konuşulmaz, diyen çuval parçaları #ararâk dolaşmışlar -|: arkana döndü: dır. j o— Hayır, dedi, sizin için söyleme- dim. sahnedekiler için söyledim. O İngilterede müt - hiş soğukların hü- küm sürdüğünü İ elbette ki biliyor- runuz. 1815 yılın- danberi böyle şid irk İngiliz bebeği! Milli Şefin darbı mesel olmağa lâyık se- dünyanın Atlas ciye ve ahlâkı, dostlarımızın gösterdik « Okyanusunu tay -|leri itimadda amil olmuştur. Lâkin bu yare ile geçen iv işde milletin de büyük hissesi bulundu. çocuğudur ve; 14 Zunu unutmak hata olur. bin kilemetreliki Fraosızların bir atalar sözü 7 . İ Borç, zengine verilir.. derler. Vi mesafeyi KAY *İ nk illeti öheni hayrette baraka yare ile katederek snialâbinin Mes'ud semereleri Mmeyanın- İos Ancelostan|ga Çasarrufa, tutumlu olmağa da alışımı Londraya gelmiş -İ ve bu suretle, harice karşı çalışkan, cide tir. Bebek, Lon -İve mali bünyesi sağlam bir kütle man - dralı bir tüccarın |zarası arzetmekte bulunmuştur. Hakkımızda emniyet doğuran, bize ve- vardır A di. Halk gibi düşündü ve muvaffak oldu, |Ba sabredikseydi insaniyet bu defa da fe- Fakat ne yazık ki, halkın halkı ölümden Jâketten kurtulacaktı. kurtaranları istisnasız bütün memleket - * lerde çiçek yağmuruna tutarak takdiş et- Harbelz yaşayamıyan insaniyetten & - Gördüğüm ve Sari Çek uni |midini kesecek derecede bedbinleşen A- Yeni felâketin mayasmda dalgalma merikalı gizeteci haklı olabilir, insanla- Tak kabaran hırs fle, kâbararak şahlanan |"! birbirine düşüren hurs, şüphe, korku, şüpheyi bulursz. * menfaat işte insanlardan teşekkül eden! Alman devlet reisi Çek meselesinin|eemiyetleri de yekdiğerini boğazismaya halinden sonra bir gece «Berhtesgaden, | sevkediyor. Fakat karanlıklar arasında köşkünün balkonunda ayakları altında küçük bir yıldız halinde küçük bir ümid si kadar hızlı konuşuyorlar ki, onların yüzünden sizi iyi işitemiyorum. pencereden 4 | baktırılınca ağlaması ve titizlenmesi EE | durmuş, bütün yolculuğu gayet neş'e- Br İtalyan sinema yıldızı | bir şekilde geçmiştir. Aimanların teklifini reddetti! Holivudun meşhur yıldızlarından İsa Miranda bir Alman film kumpanyası- nın, bir film çevirmek hususunda vâki olan teklifini reddetmiştir İsa Miranda İngilterede çiftçilere yapılan garib bir tavsiye Geçenlerde İngiltere Ziraat Nezareti çifiçileri ve sporcuları davet ederek serili feerik manzaraya bakarken Fran -|noktasınm parlamakta olduğunu görüyo-İolan bu miz sefirine: da. Franz sefirinin kendi mektu! n- İtalyandır ve artistin Almanlara karşı yüzlerini tencere isi veya siyah boya ile Harb başlıyalı beş ay oldu, da kaydettiğine bakılırsa sözlerinde de| patladığı noktadadır. Bütün ri il samimi idi, fakat kücük Danzig işini sü-İkorkulara, tehdidlere rağmen şimaldeki kân içinde halletmek için biraz daha | küçük, garbdaki küçük, cenubdaki küçük! sabretmesini bilemedi. yangından uzakta kalmıştır, kendi kan: -| Garb, gittikçe büyöyen Almanya kar-|nın, kendi servetinin, kendi kaynağının! çısında şüphelenmekte, tedbir almakta haklıydı, fakat şüphesini içinde saklayıp! büyük devletinkinden çok az olduğunu düşünmüştür, efirgemek zaruretini duy-| i karşısındakini ürkütmeden al - muştur, azami #btiyatla hareket etmiş -| mayı yapamadı. 1914 harbinin menşelerini tetkik eden tarih başlıca mesuli korkuya atfeder. tir, Başta Balkanlar olmak üzere bütün iyeti başlamış olan| küçük devletleri basiret ve ihtiyatkâr - Çarın telgraf Berlins, imparat Uiklarından dolayı tebrik edelim. Harbin telefonu Petersburga isal oedilebiy ydi, eskisinden çok farklı olarak 'umumileş -| bir gün daha bekirnebilseydi felâket be. |meyip mevzii kalmasını on'ârın doğru! ki çıkmıyacaktı. Fakat erkâmharbiye se. | hareketlerine borçlu bulunuyoruz. ferberlik emrini 24 saat geri bırakmanın tamiri imkânsız zararları mucib olma - sayi korkuyordu. Harbi korktuğu için 1914 de devlet reisleri bir defa daha konuşabilselerdi, şahsi kinlerini biraz y- nutabilselerdi belki harb , 1939 da da ayni sahneyi gördük, Sin- yör Mussolini yaptığı tavassutta biraz Asha wrar edebilseydi, Hitler nezdinde biraz daha müessir olsaydı ve nihayet devlet reislerini gene bir masa etrafında toplamak imkânı bulunsaydı, 24 saat da- Ekrem Uşaklıgil İSTER İNAN, İngiltere memlekette milli yemek sayılan Bakonu vesi - kaya tâbi tutmuş, adam başına günde şu kadar gram dağı- tıyormuş, fakat piyasa genişleyince miktarı bir misli arttırmış, hareket İngilterenin lehindedir, fakat Alman »ad- yosunun aleyhde bir tefsir yapmasi lâzım, bula bula ne bulsa beğenirsiniz? Dün akşam: — Miktorin artması neye yarar? Ptatı da bir misli art - tiktan, amele için alınmaz bir hale geldikten sonra, diyor- du. Tabit bu iddiada &n bir hayli sübaliğa olacaktır, fakat dün akşam radyoyu dinliyenlerden biri sordu: — Kuzum bu, Bekon, yahud İngiliz telâlfuzu ile «Bey- İSTER INAN, #nası film dünyasında bay- ruz. Hastalık bu dakikada yalnız büyük“! etle karşılanmı — İnsaniyet ideallerinden Dr arasındadır. İSTER iSTER boyamıya, yakalarını çıkarmiya, koyu rerkli elbiseler giymiye, ellerine eldi- ven geçirmiye. ve ondan sonra da çift- liklerinde bir çalı dibinde hiç kıpırda- maden yatmalarını rica . Buna sebeb de. mahsulü Yiyip biti- ren, yabani güvercinleri mümkün mer- tebe fazla miktarda öldürmektir. ————— Prençipin babası öldü; 1914 harbinin Patlak vermesine şe- beb olan harb Prençipin babası Saray Bosna dışında küçük bir Şiftlikte haya- te gözlerini yummuştur. Bildiğiniz gibi, Prençt emin İp 287 UZ 1914 ö: Saray Bosnada Avusturya ar- İNANM Al kon: # benziyen şey nedir? Bilerler anlattılar: — Pastırmadır, bir çeşid Pastırmadır, rine domuz eiinden yapılır, bilhama | yenir, İngilizlerin çok düşkün, İzahatı alan şu cevabı verdi; «— Alman radyosu İngilterede du, yahud pahalhlandı, halk Erme Yesikaya tâbi tutul. de adamakıllı atıyor, Kendi hesabıma ben bu yemeğim bir gramını dahi yemedi silmedi, bizde bile bizim yı Riç bir yerim ek- rıma gelmez, muhakkak ki İngilier de AL e hat olacaklardır.» İrilecek borç paranın bir takım münase «- İbetsiz işlerde israf edilmiyerek müsmir İve faydalı teşebbüslerde kullanılacağı kanaatini veren, her şeyden önce bu man- zaradır. Bu sütunda defeatla söylediğim gibi İş Bankasında ve onun hayırlı isrini takib eden diğer mali müesseselerimizin kasa- larında biriken ve bilânçolarında beliğ rakamlarla görünen küçük tasarruf he- sabları, sade sahiblerine ilerisi için mad- di bir istinadgüh teşkilile kalmıyor, onun ayni zamanda yabancıların hakkımız - daki hüsnü nazar ve itimadlarını arttır- mağa, itibarımızı yükselimeğe de yara” dığını görüyoruz. Nevama denebilir ki, önünde hep bun- ları düşündüğüm o kamyon dolusu altın- Jar, o küçük tasarruf sahiblerine, o, bir kuruşun kiymetini bilmiye alışan ve biri- ken parasını milli bankalara yatırmak fe- tanetini gösteren yurddaşlara Ikraz edil miştir, Bizzat anladığımız bu hakikati evde çocuklarımıza, mektebde talebemize de iyice anlatmalıyız. TA ki iyi başlıyan bu tasarruf hızı devam etsin ve kazanılan #tibar günden güne artarek, her bakım - dan kavi olan milli bünyemizin bu cephe- si de kudret ve azametini birteviye mu- hafaza eylesin. Her çocuğun, her törkün bankada bir tasarruf hesabı olduğu gün baricden ö »- dünç almağa ihtiyacımız kalmıyacağını ve kamyonlarla o vakit kendi altınları - mızı taşıyabileceğimizi zihinlerimize yer- leştirmeliyiz. Mit vahdet, inkılâbın sirri olduğu gi- bi, tasarruf itiyadından o doğacak mali vahdet de, kalkınmanın ve dik durmanın en büyük amilidir. Fransız radyosunun Türkçe neşriyatı Paris 3 (A.A.) — Fransız radyo idare- si, her gün yapmakta olduğu türkçe neş- riyatını bugünden itibaren, Türkiye sna- tile «20,30» da Türkiyeden iyi işitilmez- INANMAI te olan «Nice P. T. T.s istasyonu ile vers meği kararlaştırmıştır.