Hergün Bir Kemektönl çıkan, Hep o kadın Ekrem Uşaklıgil inlandiya cephesine ( giden bir İngiliz gazetecisinin gazetesine yolladığı mektubda şu fıkrayı okudum: «— 'Tâ uzaklarda meçhul bir noktayı göstererek sordular; «Görüyor musunuz?» Beyaz, bembeyaz, lekesiz beyaz bir Peyzaj içinde meçhul bir nokta... Hayır görmüyorum. Biraz daha ilerledik, biraz daha israr ettiler, o zaman beyazlık için- de bir beyazlık, bir başka beyazlık sezer gibi o.'dum. «Gözcü!» dediler. tayyare tehlikesini haber verecek olan odur. Alarm işaret - lerini tahrik edecek olan da odur, gece gündüz 6 saat bekler, sotira nöbetini bir| başkasına devreder. Tabii bir Lottadır, bir kadın...» Gözüm o belli belirsiz goktaya takılı kaldı. Soğuk, sıfırm altında 28 dereceyi aşar- ken açık havada dimdik ve hareketsiz, biliyorsunuz, & Siyah perle.. s Bir kısım İnsanın gözünü kör eden menfast diğer bir kı- rm için projektör yerine geçer. Menfaatini bil, fakat menfaat hissinin gözü kapayan siyah bir perde haline gelmesinden çekin. memleketinin se.âmetini gözetliyen ka - dın, bir Latta... Fakat sonra öğrendim ki Fin kadınının omuzlarına yüklenen vazife bundan iba- ret değildir. Hastanın yarasını o Sarâ- cak, askerin yemeğini o pişirecek, ordu- mun bir kısım nakliyatın © başaracak, sivil işlerin çoğunu da o üzerine alacık- tır. Bir kadın, bir Lotta...> * İngiliz gazetecisinin tekrar ettiği bu kelimenin, bu Lottanın kendisine mahsus bir hikâyesi vardır. Fin Orta Asyadan kalkıp Baltık deni xine geldikten sonra 7 rci asra kadar kendi âleminde yaşadı. 7 nci asırdan| 14 üncü asra kadar Rusya ile İsveç ars -| sında bir çok defalar ihtilâf mevzuu ol - du. Daha sonraları taksime uğradı, niha- yet bir kül halinde Rus idaresine geçti Fakat daima yarı müstakil bir hayat ya-| datta.,. Lotta Svard» 1808 tarihinde Rusya bu memleketi mutlak olarak ida - resi altına almağa çalıştığı zamanlarda Fin gönüllülerinin başında çarpışmış, &- dı milli Fin şairi Runeberg şiirleri ile ta- rihe geçmiş bir kadının ismidir, Pinlandiya 1918 tarihinde tam 110 se- ne süren bir esaretten sonra östiklâlıni kazandığı zaman küçük bir müdafaa kuv- veti teşkil etmekle işe başladı. Yalnız er- kek kuvveti kâti değildi, müdafaa kuvve- ti ile mütenazır olarak çalışmak üzere bir de kadın teşkilâtı yapmaya lüzum gör di. Ve o zaman tarihinin kahraman ka- dinını hatırladı, kadın O teşkilâlını onun SOZ ARASINDA 5 bin izdivaç I Mektubu Alan kız 18 yaşlarında olan. bu genç kız Amerikanın 1940 senesi «genç kızı» ünvanmı kazan - miş ve bu haber Amerikada yayı - hınca 5 bin tane iz divaç teklif eden mektub almıştır. Bu mektublar beş gün gibi kısa bir müddet zarfın da gelmişler. pos- tacılar genç kızın evine mektub ta - şımaktan bıkıp usanmışlardıre Genç kız bu 5000 talibden hangisini tercih e- decek? Bu benüz belli değildir. ye Aİ Fin ordusunun i Hergün bir fıkra || Kahramanbir i Biz sıcaktan terlerken || #uZrandanı kocam hiç donar mı? Avrupanın birçok yerlerinde in sanlar soğuktan donarlarken, Arjan- tinde mcaktan ölmeleri bana bir fık- rayı hatırlattı: «Bir kış günü kadının biri hamama gitmiş, göbek taşma oturmuş, terli- yormuş. Natır, kadının yatma sokul- i müş: — Hamm, demiş, kocanız Kapya gelmiş; soğuktan donuyorum, hamam- dan çabuk çıksın, diye haber gönder- ; miş. Kadın hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamış. Hamamda bulunanlar koş- muşlar: — Neye ağ'ıyorsun hanım, kocan : donuyor, diye mi? i : Pin ordularının pek sevilen kumum- Bir kaldırım taşı ve bir aşk hatırası Bundan bir ay kadar evvel İngilte- rede Birmingham şehrinin belediye re isi huzuruna bir adam çıkar ve der ki: miş: — Aklım kaçırdığına ağlıyorum. : mıntakasında teftişe çıkan kumandan Biz burada sıcaktan terliyoruz, kocam : müşahedelerinden pek memnun kalmış nasıl olur da soğuktan donar!» İlolmah ki. bu hissini işte böyle gülerek izhar etmiştir. İ | | i N e Bir is! eletin danlarından. General Wallemtus, res -| mini gördüğünüz güleç zabittir. Salla — Me ingiliz tayyareleri ge6? Avusturya ve Çekya üzerinde uçtular Londra 13 (Hususi) — İngiliz e leri dün gece, harbin başlangıcında”. > Almanya üzerinde yapılan keşif uçuşa rinin en büyüğünü muvaffakiyet mışlardır. Fransadaki üslerinden hareke? bu tayyareler iki kola ayrılarak. rupada hüküm süren şiddet'i soğui men, Avustur$a, eski ÇekoslovasY* cenubi Almanya üzerinde uçmuşla”” Tayyarelerin bir kolu Viyana, Li Frankfurt şehirleri üzerinde, ikirci ise Prag, Bratislâva, Nüremberg V€ nih üzerinde uçarak birçok beyan” ler atmışlardır. 9 saat havada Bu akına iştirak eden istisnasız © limen üslerine dönen İngiliz vayfay | dokuz sâat havada kalmış ve hiçbir kavemet görmemişlerdir. İngiliz tayyarecilerin ifadesine rn “EN ap” dir. Fakat Avusturya ve Çekoslovak bu kaideye fi riayet edilmemiştir si yarcciler, gidişleri esnasında muyis gi man tenvir edilmiş gördükleri Münih Te, rini, dönüşte tam bir karanlığa gör miş bir vaziyette bulmuşlardır. İ det pe” yi Diğer taraftan Şimal denizinde ye vazifesi gören İngiliz tayyarelerk şembe günü Jütland'ın B'avand bur” 40 kilometre mesafede üç Alman t© muhribi görmüşlerdir. Tayyarelerde” yi lan bombaların, terpitoların yeni şında patladığı tesbit edilmiştir. gi Almanların iddiasına rağmen, bü ii Xi kın. hareketine iştirak eden devriy? yarelerinin hepsi salimen üslerine © müşlerdir. Fransız tayyarecilerin Dün kaydedilen hava muvi ri meyânında, Fransız tayyareleri “a dilerine düşen vazifeyi parlak bir sU başarmışlardır. Garb cephesinde, bir Fransız keşif e yaresini himaye eden 4 Fransız vi dıman tayyaresi 12 Alman tayYi karşılaşmıştır. Fransız tayyareleri, sayıca kendileri” tefevvuk eden düşmanla harbe tutuşan : üç Alman tayyaresini düşürmüş ve “©, ğerlerini uzaklaşmağa mecbur etmiş” İdir. ii Londra 13 — Hava nezareti bildi i yor: a Bir İngiliz tayyaresi bu sabah İsKÖĞ, — Efendim! Filân caddenin filân nu Giimrük resmi İlpekten kundura tabanları sas İl İAlman şehirleri tam bir karanlık ei İ Şimal denizinde i SEREF İZA. HAR. yanın cenub - doğu sahillerinde, i of Forth açıklarında bir düşman tayyar sini düşürmüştür. adına kurdu, mili kuvvetleri kumanda- ğ hımin emri imi Serdi İZ bütün yarali mağazası önünde bulunan Kal -| Viyana gazeteleri tanınmış antro - memlekette 428 tane şubesile yüz binden dirim taşlarından 46 ncısını İstiyorum. | polajistlerden Taıshan'm dikkate de -| Japonyada bulunan ipek fabrikaları! şayanı dikkat tecrübelere girişmiş bu-| fazla üyesi bulunan bu cemiyet askeri bir kuvvettir, ordunun siperden başlayıp geriye küdar dal buduk salan bütün mü- zahir işlerini o, görür, | * | diya bugün milli hayatının eni kat”! harbini yapıyor, malzeme yardımı nı bir kenara bırakalım, mücadeleyi yal- nız kendi kuvvetine dayanarak yapıyor, korkmadan, çekinmeden, tükenmez bir cesaretle yapıyor, fakat netice henüz ta- ayyün etmiş değildir, en tehliketi, en ü - midsiz dakikalarda dahi dövtşmesini bi- len bir milletin yaşamak hak'ı olduğu - Bu biliyoruz, bilmekle beraber ufkun el- an karanlık olduğunu da görüyoruz. Yal nız, kat'i netice ne olursa osun muhak - kak ki Fin kadını dünya tarihinde en şe- refli bir sayfa işgal edecektir, bizim ig. Ekrem Uşaklıgil Japonya ve Milletler Cemiyeti Cenevre 13 (A.A.) — Milletler Ce- miyeti mandalar komisyonu. Japon mandası altında bulunan adalarm 1938 deki idaresi hakkında Japon hüküme- #inden bir rapor almıştır. Siyasi mehafilde buna büyük o bir ehemmiyet verilmekdedir. Çünkü Ja- ponya Milletler Cemiyetinden çekilmiş olmakla beraber bu müessesenin teşek küllerile daima teması muhafaza et - mektedir. Mareşal Göring 47 yaşında Berlin, 13 (A.A) — Mareşal Göringin 47 yaşına girmesi münasebetle - Hitler, dn kendisini ziyaret ve tebrik etmiştir. iLüâifen bunu bana verdirir misiniz? deceğiz.» İğer bir sözünü tebarüz ettirmektedir- Belediye reisi hayret ederken adam iler. ğız sözüne devam etmiş; İ Bu profesöre, Afrikada bulunan ar- — Hayatımı cenmete çevirmiş olan |kadaşlarindan biri bir zenci iskeleti zevceme tam bu kaldırımın üstünde | göndermiş. Gümrüğe emönetini teslim rastgeldim. Bu taşın üzerinde bir du -Jalmağı giden profesör memurları meş u vardı ki... Bu taşı ben aile oca -'gul görmüş ve onlara meşguliyetleri - #ımızın temel taşı addediyorum. Bunu|nin sebebini sormuştur. ş yuyamızın en şerefli mahalline vaze-| İskelete gümrük tarifesinin o hansi, Harb dolayısile Sovye: Rusya me - mâddesini tatbik edeceklerini bilmedik |$in Merimiz şim — lâstik ihraç : z . azizi i Ni rü üskülüt ici demedikleri için Japonlar kendi mil- Belediye. reisi aklamcağızın istediği İlerini ve bu vüzden müşkülât içinde| © Gani nm asm: vermekle bir mahzur olduklarını söylemişlerdir. li ilk maddeleri olan ipekle bu iki dev- Profesör bu iskeletin gümrük resmi-İlete muhtaç bulunmaktan kurtulmak 2 ne tâbi olamıy nı ileri sürmüş.İarzusundadırlar... 20 inci asır harbinin en |sümrük memurları muafiyeti bahşeden E di “m : — maddevi bulamadıklarmı söyleyince n eski talebe rekordmeni büyük siyasi bombası profesö ve tarifeyi elime © alıp İngiltere harbiye nazırı Mister Hoar!bir müdd ik ettikten sonra: re — İskelet müstacel eşya meyanına sunuz, bu hâberi sütunlarına geçiren A- girer!... demiştir merikan gazeteleri, hâdiseyi: İ “Yirminci asır harbinin en büyük si- murlar arzusunu yerine getirmişler -İki talebe rekordmeni ünvanı verilmiş- Yasi bombası» diye tefkir etmektedirler. dir. i tir. lunmaktadırlar. Bu fabrikalsr ipekten kundura tabanları yapmak için tec - rübelere girişmişlerdir. İlk tecrübeler muvaffskiyetli neticeler vermiş, ipek lâstik ve meşinden daha mukavim ol- duğunu sbat etmiştir. Bunun bir fay- das da yürüyüşü sessizleştirmesidir. ca kı görmemiştir. On dokuzuncu asırda yaşıyan Alzaslı Jak Riper, Paris Üniversitesinde 8! sene ialebelik ettikten sonra nihayet İSTER Rivayet bütün fakat biz birçok — Bugün saat rmş, diyorlardı, Zelzeleyi vukuundan evvel haber verecek alet henü et henüz icad Hare. bununla beraber rivayeti işitenler arasında yarım mma hareketi gösterenler de yok değildi, meselâ bir ar e ve şu hikâyeyi anlattı: «Bır dostum öğle yemeği için apartımanına dündüğü 2a- man karısından ba bikâyeyi duymuş, başımı sallamı : akat kadıncağız kocasma çok düşktn, sözüne devam edere! ! Ben işittim ki bir zelzele vukuunda bir evin ei emin | mi İNAN, İSTER şehre yayıldı mi, yayılmadı mı bilmiyoruz, semtlerde, birçek kişilerden işittik; üçte zelzele olacak, hem de şiddetli olacak- İNANMA! yeri köşeleridir, bak bizim köşede de bir dolsb var. Ne olur ne olmaz sen köşeye yakın bir yere otur, ev sarsılmaya baş- Jarsa dolabın içine girersin.» Dostum pek aldırmamış, fakat yemeğini yedikten sonra gözünü saate dikmiş ve yelkovan tam üçe yaklaştığı zaman yerini değiştirerek köşeye yaklaşmış ve dolabın önünde du- ran geniş koltuğa oturmuş, ve bu vaziyette tamam saat Üç buçuğa kadar bekledikten sonra: «Canım nafile yere benim vaktimi kaybettirdin; diyerek çıkıp gitmiş, İlâve edeyim ki, bu dostum bütün tabsilini Fransada yap- uştır; mimar, mühendistir.» İSTER İNAN; iSTER INANMAL Profesörün sözlerini kabul eden me|diploma, alabilmiş ve kendisine en e&s-! Garb sephesinde K Paris, 15 (A.A) — 19 Kânunusanl ÖĞ şam tebliği: ş Biies ile Rhin arasındaki cephesi muhtelif noktalarında topçu faali” artmıştır. ii. 1 İki taraf tayyareleri de faliyet gös mişlerdir. 'Lehistanda gizli bir taleb? | teşekkülü meydana | çıkarıldı Vilno, 13 (ALA) — «Povs ismini ve yan gizli bir Polonya talebe teşekkü vd nün merkezinde yapılan araştırmaler “. * ticesinde bu cemiyetin Alman makas İrma karşı isyanlar hazırlamak eri tesis edildiği arlaşılmıştır. Gey kezi Varşovada olan ve diğer ii şehirlerinde faa) komiteleri bulunan #, | niş bir teşkilâtın şubesi idi. iii sözmererenetsemereneseğöznsernedasanmsuamaazmmzasi İl TAKVİM â