Kış modasının esas hatları Dünya hadiseleri ister istemez modaya tesir etmiş bulunuyor. Vâkıs kadın Modüsirin beşiği olan Paris bize henüz tamamile «Hi modası» denebilecek iselerin ahengi #rz vermedi amma modanın ana çizgilerinde um DE yy “Run bir ağırbaşlılık ve sadelik giden ziyade hayatın pratik ihtiyaçlarından almış görünü İSE simdi dayanıklı kumas, rahatı, ceb, pli gibi muhtelif ihtiyaçları karşı- Yatak garnitürleri ve spor elbiseleri tercih ediyorlar. Bununla beraber doğ- dan doğruyu üniformayı taklid eden elbiseler pek az... Kadın her zaman ibi y y ; 7 Kii Gİbİ kendi ince hususiyetlerini elinden bırakmış değil. tabii olarak yünlüyü ipekliye tercih şam elbiselerinin birçoğunun ince yün- rün dantel, yünlü krep a ve pratiği arıyan moda! Pe Vileri bulunuyor. Öğle sonu, hattâ en yapıldığını görüp de şaşma fdra) en moda kumaşlardan sayılı yor. h yün jerseyden, kâh yün dantel Sapkalar bile (ister tok, ister türban) kâl yde <Ya fileden yapılıyor. Bu, işa mahsus değil Önümüzdeki bahar ve Yaz Modas; için de göze kalın görünen. hakikatte bir tül kadar hafif ve ince Tünlüler hazırlanmakta... Renklerden bilhassa açıklar moda... Koyular da üstü Oeti Bibi duran yeni renkler pek beğe Kışın ince bluz Yün jersey, yalnız K $ diye hep kalın şeyler giy erin me Isıtıcı mantoların ta diydi ndan ince bluzlara da İhtİYAÇ| iti i e beki çoktur. Yerine yür duyulacağı pek tabi Peklileri bir zaruret hs si halini aldı Maamafih ars; . Bu ihtiyacı mü nız permi İkal ve iri cebli bir Şıklığı seven kadın nelere dikkat eder? | Tırnaklarınızın kırılmamağı, iyi bir biçim alabilmesi için yi meyiniz. Bırakınız iki yanlar par ucunun hizasına gelsin. Ondan sonra'| bu noktal ıyarak tırnağa beyzi bir şe NİZ. * Çok elbise yapamıyorsanız «spor» tarzından sak ardan ba; tam; den ise klâsik ! bir tayyör dahâ çok işe yarar, daha sık| giyilir, Cünkü onu öğle sonunda da ktur. ciyi pek r niz. İkineiyi birçok yerlerde... a İşte az elbise ile şık görünmeyi fsti- yen kadının te biçimler: ih etmesi lâzım gelen r manto (ne kloş, ne kemerli) klâsik bir ta Koyu renk ipekli, sade bir rob. * Bir robun Korsajile eteğini ayrı yap-| tırnak; az eli i çok ından pek dalıdır. Bu korsaj etek i gibi bluz ve etek ye- » başka eteklerle de östermi tar. Ancak çok değ bir iki tane ve mobil; na ay ; rf rahatımızı aradı - anlarda (pratik, yıkanır ve dayanır modelleri tercih et- İmelidir. Etamin bu maksada son dere- ce elverişlidir. Yeni bir iş olmamakla İberaber yastığın şekline, işin ve renk- lerin intihabına göre yepyeni bir şey En son saç tu Devamlı ondülâsyonlar çıkalı saçını ken a daha usta ve daha alışik ellere de ihtiyaç gibi görünebilir. İşte bir örnek... valeti ğe düzeltmek kadınlar için bir kün olduğu kadar azaltmak için yel- ananta güvenmek kâfi değildir. Elden geldiği kadar pratik saç bi- Yün Mymeğ # örgünün kalını, kabası Gİ lr İncesini de İster ve sever in yy ğünüz model bu ihtiyaca cevab Yatır nİŞ yollar sık iğne arasına telmiyti MIŞ Sra dantellerle meydana Müş *. Tabif gene ayni yünden örük kia, * danteller. Uçları erkek yaka” Ye biş gi geriye bükülü dik bir vaka Tamakiggbek kravat bu şıklığı tamam çimlerini benimsemiye de bakmalıdır. Ne uzun ne kısa bir sa için şu kuvafür pek uygundur. Kolayca yapılır. Çabuk bozulmak tehlikesi de yok gibidir. Çünkü: Bozularak nesi var? Ön saçlar en tabi şekilde geriye taranmış, bafif bir dalgadan sonra uçları iyice bükülm Yanlar da öyle... Arka alelâde saçlardaki gibi yukarı taranmamış, sağı da kıyrılmamıştır. Daha orijinal bir şekli var. Yana doğru taralı ve iri sa» halinde bükülü”. Olsa olsa bu kısım çabuk bozulabilir. Onu da > ii birkere eliğtıkter sonrasyeniden yapmak güç bir iş değildir. «Son Posta» nm zabıta romanı: 47 — Peki amma şimdi ne olacak? — Eve döneceğiz. — Biz mi? Ne yapmak için? — Allah Allah... Uyumak için des- tum... Uyku vücudü, zihni dinlendirir ve bizim de dinlenmeye çok ihtiyacımız var. Serkomiser bir müddet olduğu yerde durarak derin derin düşündü. Takib edi- lecek daha faydalı bir tarzı hareket olup araştırdığı anlaşılıy kuk ölmişti ki Vefidiş Jaletle başı hoş olar bir şa Gavri yeloğlu değildir. Serkomiserin birçok sus rememişti. Bu suallerin hakiki cevabları alınıncıys kadar kendisine Ra- if beyin ii olarak bir mahzur d olamazdı babi mucil isini biran evvel yı kalamak lâzımdı. Fakat nasıl yakalıya- caktık? Adam bizim burnumuza gülerek avucumuzda Evinde erine tı? oyunu çok evvel tasarlamış ve nihayet hakika- ten muvaffakiyetli bir şekilde oynamıştı lWiakat böylece kendi aleyhinde en kuv- İvetli delillerden birini de meydana atmış ılmuyor mu idi? Yakalandığı gün elbet İbunun hesabını verecekti. Verecekti am» mma acaba enü ele; geçirmeye muvaffak 0- lâbilecek mi idik? Ön dakika sonra Rum komüsyoncunun İstinye sırtlarındaki evini yaya olarak ter kedip Maşkaya dönerken Rıdvan Sadul - lah müstesna, gösterdiğimiz inhizam ve nevmidi manzarası bugün bile bir türlü gözümün önünden gitmez. ÜÇÜNCÜ KISIM Hastanedeki facia Vafidtsin evinden 500 metre mesafede, asfaltın sağ tarafında bizim otomobili bulunca doğrusu kendi hesabıma ço memnun oldum. Maçkaya ya dönmek- ten kurtulmuştuk, Arabanın sadece lâm- baları söndürülmüş, başka tarafına do- kunulmadar. yolün kenarına bırakılmıştı. Anlaşılan Vafidis bir ihtiyat tedbiri ola- rak arabayı evden çıkarıp uzaklaştırmayı muvafık bulmuştu. Böylece belki hapse- dildiğ be girişmemiz ihtimalini önlemek mişti. Belki de bizim otomobili gö meye karar vı halde yarı yolda ken- di" spor otomobilini garajda bıraktığına pişman olmuş, dönüp onu alarak bizimki ni olduğu yerde bırakmıştı. Eve girdiğimiz zaman saat biri yordu. Kütübhanede oturup birer e içtik. Bu geceki vak'a ile (Zehiri Gölge) faciasıma yeni bir faslı kapanmış olu- yordu. Serkomiser bu münasebetle faali- yetimizin bir muhasebesini yaptı. Bilân- ço hiç te memnuniyeti mucib değildi. O- na göre vak:â artık meseleyi halletmiş sayılırdık. Katil Vafidis idi, Necdet te şe- riki idi. Buna şüphe edilemezdi. Fıkat işin kötülüğüne bakm ki b: şa et mek işime gelmezdi. Vafidisin ismini or- taya atınca onu nasil elden kaçırdığımız da anlatmak lâzım gelecekti. Serkomiser ömründe böyle faka basmamıştı. Anlatır- sa herkesi kendisine güldürmüş olacaktı. O'acaktı amma aksiliğe bakın ki ona da- imiz yerden kaçıp kendilerini taki- iste ür - 8 * İrayı mettcelendirmek kadar katilin ismi: İzeHiRLi GÖLGE Hastanede bir facia <E Vafidisin evinden 500 metre uzak (& bizim otomobili bulduk. Jni ortaya atmak, bu suretle gazetelerin, polis müdürünün ve müdiriyette kendi- sini çekemiyenlerin ağız! kapatmak ta lâzımdı. Ridvan Sadullah susuyor ve düşünü- yordu. Serkomiser koi sını — Osman bey müdir eisene bakalım, dedi bitirince e bir telefon başına geçti müdürünü şte o dakika şey oldu. erinde serkomiser birde e yüzünü Rıdva yarı korku, yarı hayretle b: aç defa 1. Ne oluyordu? Müddetumum Mükâlemenin deha ilk Sad Sonra başım bi aşağı 3 sal avini ile ben h mla yererin fırlamış, Osman beyin yanına koşmuştuk. Müküleme devam ediyordu. bey sözü kısa kesmek istiyor, fakat anla- şılar » tçi müdür anlattığı mevzua sid bütün tafsilâtı vermek istediğ i tele fonu elinden bırskam'yordu. Serkomiser birkaç defn (garib) dedi. İki kere «hay Allah bölükin! cümlesini kul dan ya'nız yarı tiği daha ağır bir kü Artık merâakımız son & tu. Ahizeye yakl defa (Cerrahpaşa hastanesi) tiyar), (maktul yerem'i) kelime lındı, Fakat bunlardan bittsbi m anlamaya imkân yoktu. Nihayet mükâleme bitti makineyi kapatırken ayağını şiddetle ye re vurdu. Rıdvan Sadullah gülerek seslendi: -- Bendeki hissi kablelvukua ne der- sin Osman bey? — Hem öe.ne hissi kablelvuku ho- cam... Müthi; asko dö Goma faaliye- tine devam € — Ne diyorsun! mühimleşti! Anlat bakalım. — Leylâ hanım, Raif be dan yani Rüstem Paşa ahfadından erk olarak bir Necdet, bir de Cerrahpaşa has- tanesinde yatan, Hüsnü bey isimli nü- zülü bir ihtiyar kaldı, demiş — Evet Evet — Bu den çalınmış Çalınmış mi? — Öyle ya... Nüzüllü bi rüyüp kendi kendine kaçamış re kaçırılmış veya alınmış demek lâ- zum. — Saat kaçta oluyor bu — Hemen hemen bir 5 kat iş bununla bitmiyor. — Arkası — Evet bir sirkat ve bir de cinayet... — Ne söylüyorsun? Osman versin!» ağzın- iktifa et- Serkomiser Bak şimdi mesele ı akrabssıne ihtiyar evvel. Fa- mı Var? — Verem'iler koğuşundan bir da hastane kapısından 200 ad lü bulurmuş... Kurşunu kafasından ye- miş... 0,25 çapında bir Kolt otomatik kurşul — Necdetin tabancası çapında. (Arkası var)