6 İkincikânun SON POSTA Avrupadaki harbin Balkanlarda yaptığı “ekonomik tesirler Bugünkü harbler yalnız muherib devletleri değil, fakat ayni derecede bitaraf devletleri de alâkadar ediyor. Nitekim Almanya ile İngiltere-Fransa arasında başlıyan bugünkü harb de YAZAN Hasan Âli Ediz fında hissettirmiye başladı.. Harbin vejyükseliş kaydedilmiş, ve vagon başına karşılıklı ekonomik ablukaların tesi- rinden en fazla müteessir olan millet- ler, ekonomik bakımdan nisbeten fakir olan. tâbi vaziyette bulunan milletler- dir. Bugünkü harbin ekonomik bakım- dan en fazla müteessir ettiği memle- ketler, Balkan devletleridir. Bu mem- Jeketlerin dış ticaretleri, endüstrilerine iptidal madde tedarik etmek meselesi, bazı iptidaf maddeleri ihrac etmek key- fiyeti harb dolayısile tamamen normal vaziyetini kaybetmiş bir haldedir. Romanya, Yugoslavya, Bulgar ve Yunan matbuatı, hemen hemen hergün, buşünkü harbin Balkanların ekonomi- si üzerinde yaptığı tahribkâr tesiri an- lata anlata bitiremiyorlar. Bütün bu saydığımız memleketlerde harb dols- yıstle, dış ticaret Üzerinde sıkı bir dev. Tet kontrolü mevcuttur. Meselâ Romanyada: Bütün ithalât ve fhracat işleri münhasıran İktısad ve Ticaret Nezaretine verilmiştir. Roman yanın harice sattığı mallardan ele #e- çen paranm © 30 u dışarıdan intidef madde tedarikine; © 25 şi Romanyada bulunmıyan mamul maddelerin satın alınmasına; 96 45 şi, Romanyanın s'lâh- Yanmasına, ve devletin dış borçlarının ödenmesine tahsis edilmektedir. Harb Romanvada havayici zaruriye fiatları üzerinde tesir yanmış, ve bir çok gıda maddelerinin fiatları, eekisive nazaran birkaç misli artmıştır. Meselâ: Harbden önce 100 kilogramı 260 ley olan petrol, 450 leye kadar yükselmiş- tir. Diğer taraftan fasulya Hatı bir mis- 1 artmış, harbden önce vasonu 30 bin ley iken, harbden sonra 60 bin leye 34 bin ley yükselmiştir. Arpa ve çav- dar da vagon başına 37-38 bin leylik bir yükseliş kaydetmiştir. Buğdey ise vagon başına 44 bin ley yükselmiştir. Yugoslavya: Bilbassa iptidai madde sıkıntısı hissetmektedir. Bu sıkıntı bil- hassa, mensucat smayiinde kendisini hissettirmektedir. Çünkü Yugoslavya- nın mensucat sanayii, umumiyetle dışarıdan ithal edilen iptidat madde. lerle çalışmaktatır. Birçok mensucat fabrikaları bu yüzden kapanmak teh' kesile karşı karşıya bulunmaktadırlar. Bu vaziyet tsbiatile memlekette işsiz. Wği, dolayıslle sefaleti arttıracak bir hâdisedir. Menewcat sanayii icin gere. ken iptidat madde ihtiyacı o kafor delidir ki, Yureslavya hükümeti bu hususta hususi bir takım tedbirler itti- haz etmek lüzumunu bile duvmustur. Son iki ay zarfında bürada da birçok maddelerin fiatlarında bir yükseliş kavded'imiztir: Meselâ çinko fiatlar iki mislinden fala artmış, k'lo basına 5,5 dinardan 11,5 d'nara yükselmistir. Nebati veöler 2-2,3; deri ftatları iki misli artmıştır. Yunanistana gelince: Burada bilhasss tütün ihracatı meselesi gayet keskin bir safhada bulunmaktadır. Yunaniş. tanda istihsal e ı hemen hemen & 90 mik ilmekte idi. Harb dolayısile Yunanistanın bu en kıymetli ihraç maddesi tamamen mfis- terisiz kalmış bulunuyor. Buzün Yu. nanistanın tütün ihracati bemen hemen sıfıra inmiş bir haldedir. Bunun cin. dir ki Yunan hükümeti son aldığı br kararla tütün ekim sahasını © 30 niş- 'betinde daraltmıya karar vermiş bultü- Muyor. Bu vaziyet, bilhassa Makedonya ve Trakyadaki birçok çiftçilerin işsiz kalmasını intac etmiştir. Hilenin kurbanları N e mendebur şeydir bilirim. Giz li gizli sokulur, her yere girer ve girdiği yeri berbad eder. Onu kasabın sattığı etin nescinde, sütçünün gügümünde, Urla yağınn tenekesinde, ipekli kumaşın dokuma - sında, çorabın tabanında, ayakkabının köselesinde, kahve fincanında; çay ib- riğinde... daha ne kadar sayayım, bin- lerce yerde gördüm. O kasab dükkânında kıvırcık koyun Son harb Bulgaristanda da kendini olmuş keçidir, o sütçünün gücümün - hissettirmekten hali kalmamıştır. Bul-|deki sudur, o Urfa yağına karıştırılmış derhat tesirini dünyanm dört bir tara-)çıkmıştır. Ayni şekilde mısırda da bir|garistan kendi sanayfi için gereken ip-|margarindir. O ipekli kumaştaki sun'i tidaf maddelerin 2/5 şini dışarıdan,lipektir, o çorabınçürük (tabanıdır. bih dir. Helbuki harb dolavısile deniz yoli- ssa deniz yolu ile ithal etmekte.| 9 Xöseleye benzetilmiş mulaavvadır. O kahveye katılan nohuddur. O çaya e nakliyat astari bir hadde indiği için|sitilan Jâalettayin bir yapraktır. O Bulgaristan kendine lâzım olan iptidei maddeleri çok zorlukla tedarik edebil. mektedir. Bugün Bulgar limanlarına uğriyan gemiler, umumiyetle bi devletlere mensub gemilerdir. Tabif bunların havtunları da fevkalâde art- mış bulunuyor. Şimdi Bulsaristanın ithalât ve ihrs- caz yollurı, Tuns nehri ile şimendifer- dir. Halbuki bu yolların ikisi de vek pahalı olduğu için, bu yollarla gelen emtia fiatları da bizzarure yükselmek. tedir. Bu vazivet dolawsile petrol, ben- zin, hububat fiatları bir hayli artmış bulunuyor. Harb ve ekonomik abluka dolayısile Bulrar hükümeti. bir sıra ekonomik tedbirler ittihaz etmek mecburiyetini hissetmiştir. Bulgar hükümeti buğday, cavdar, keten, kenevir üzerine devlet inhisarımı koymuştur. Gene bu tedbir. ler cümlesinden olmak üzere, Bulsar devleti, 17 cins madeni eşya imalini menetmiş, ve 1938 yılma nazaran 20 eins madeni eşya imalâtmı # 90 n's- betinde azaltmıştır. Ellerinde bir tona kadar bakır bulunan bütün sanayi mu- esseeelerine, bu mikdarın © 30 unun ihtiyat olarak elde ham bir halde mu- hafazası emrolunmuştur. Yukarıda sıraladığımız bütün bu mi- sa'ler, bugünkü barblerin bitaraf dev- etler ekonomisi üzerinde de, hemen hemen muharib memleketler kadar, tesir yaptığını göstermektedir. TİYATRO Yazan: İsmet Hulüsi Haftanın tiyatro hareketleri Şehir Tiyatrosu dram kısmında; düğünü zannediyor. Rüyada bu kadar operetinde temsil edilmiş olan bu ope- Piyes değiştirilmiştir. Kaldaan dö Ri ke davrandığına pişmatıdır. Fakat İret güzeldir. İyi oynandığı zaman mu- Barka'dan tercüme &dilmiş «Hayat bir/halk onu istiyor kuleden © çıkarılıyor. |vaffak olur. Zevkle seyredilir. rüyadır» temsil ediliyor. Babasile harb ediyor. Babası mağlüb - İsmet Hulüsi 1608 de doğmuş, 1681 senesine ks -İdur. Önünde diz çöker. İşte kaderin yaz dar yaşamış olan İspanyalı o müharrir)dığı. Fakat Sizismunt artık hunhar de- ye Yirmi tiyatro eseri meydana getir- | ğildir. Şiddetle hareket etmez çünkü miştir. hayatın'da bir rüya olduğunu anlamış» «Hayat bir rüyadıre bu yüz yirmi e.Jtir. serden biridir. Bir tarih vak'ası hissini Bu esas mevzuu, aşk, namus ve ka- verdiği halde tarih değil, bir nokta! na-İdın varlığının bir insan üzerindeki te - sillerine başlamış bulunuyorlar, — Ba ine ve daha ziyade sürük -İsirlerinin çerçevelediğini görürüz. Geçen akşam Sönen Ümid EA m m Dekorlar, mizansen güzeldir. Tem -|eseri muvaffakiyetle temsil eden gençis- Bazil okumuş Ma Oğlu Sine silâe muvaffak olan artistler arasında İrimiz uzun uzun alkışlanmışlardır. Bu €- munt dağlı 5 , | Hadinin, Nevinin, Hüseyin Kemalin, İserde, Avni Duysak, Süreyya Şener, Tur- > m, yıldızlardan Oğ-İmalâtın ve bilhassa Mahmudun isimle-|gud Baykal ve Cebir bilhassa muvaffak lunun hükümdar olursa, millet başına); sayabiliriz. olmuşlardır. bir belâ olacağını — anlıyor ve oğlunu İzmit Halkevi temsil kolunun İzmit bir kuleye hapsediyor. halkina bir vâdi vardır ki aradan uzun Bilâhare oğlunu bir denemek istiyor. m bir zaman geçmiş olduğu halde maalesef Kuleden çıkarılacak, üç gün için aşj|, “Sözün Kasaspa tekrar ediliyor. SÖR) geyag tat edilememiştir. mevkiine yükseltilecektir. Fakat onun birkaç #iyatmo saevstml » içinde-en. g9 Batırlardildiri emeli yüke Hiyük.ve saraya getirilmesi işi uykuda iken ya « beğenilmiş eserlerden biridir. in “İgeniş bir kadro ile Ankara ve Eskişehir - pılacaktır. Çünkü üç gün içinde fena dapte komedide eşhas tamamile “İde Yedekçi operetini muvatfakiyetle tem hareketlerde bulunursa, tekrar uykuda ||“ ettirilmiştir. Bayağı hissini Ver “İn etmiş ve Halkevi temeli şubeleri ara- ie öka * İken kuleye götürülecek ve uyandığı) yı, kek KEİ Dms Mer en > zaman gördüklerinin rüya olduğunu), ey © pe e - e ya olduğunu | atta olmuşlardır. Kat İzmit halkı, bu eseri seyretmketen Sizismunt vahşidir, hunhardır. Her- * Piti ELA kese karşı, e karşı da şid) Halk Operetinde: pe e e detle hareket eder: Ve kuleye inde cdi-) «Tarla kuşu» nun tekrar edileceği i-İlan bayanlar, İzmitte sahneye çıkmak: * Kulede uyandığı zaman rüya gör -İlân edildi, Operet heyetinde, Süroyya|tan imtina etmektedirler izmitte Halkevi temsilleri İzmit (Hususi) — İzmit Halkevi tem- sil kolu uzun bir fasıladan sonra kış tem- * Komedi kısmmdz: müşterek ismile hiledir. Hileliyi satın alırız. Çünkü hilesizini bulmak güçtür. Hilelisini kullanırız. Çünkü hileli olduğunu bilmeyiz. Tâ ki hilelinin zararını bariz suretle görü - İrüz. O zaman sesimiz çıkar, — Hile ile mücadele lâzım! Ve göslerdiğimiz misal bin - lerce hileliden ancak biridir. O bir tek hileli ile muvakkat bir müddet bir mücadele yapılır. — Acaba niçin hilekâr yaşıyor, ve Hilekârlikta devama cesaret buluyor? Bu #üslin cevabını vermek herhalde hiç de kolay olmıyacak. — Hilekâr yardımcı görüyor?, Zannetmem, ihtimal vermem. Fakat | Bunları biliyo lortada bir hakikat var ki, hilekâr yaşıyor. ve hile yapmağ/ müsaid saha buluyor. — Ne yapmalı? Onu ben de bilmiyorum. Fakat öy - le İstiyorum ki, hilekâr, en küçük bir" hile yaptığı zaman en ağır oca cezalandırılsın.. Tâ ki bir daha ne 0 hile yapmağa cesaret etsin, ne de baş- kaları. Son büyük felâketin, yalnız tabiat- ten değil, ayni zamand# da hilekârn vüzlnder bu kadar büyük old n kim tasavvur edebilirdi? Fakat m teessüf felâketin büyük olmasında hi- 'ekârm kırilasıca parmağı da varmış, İDünkü Son Postanın bu hususa dair İverdiğ! haberi aynen elıyorum: «Son zelzelede Tokatta yıkılan ba « zı binalarm insa (otarzında o insastin. kullanılan malzemede büyük sakatlık» lar sezildiğinden hükümet bu hususta tahkikat yaptırmak lüzumunu hisset - miştir. Meselâ Halkevi binasına beton- arme harcına donmuş çimento ve don duktan sonra dökülüp toz haline ko - nulmuş çimento ve kireç ilâve edildiği, beton tabakasının zelzelede toz haline gelmesinden anlaşılmıştır.» Hilekârm verdiği zarar, insmmlarm hayatlarına da mal olduktan sonra on - lara verilecek cezanın, ne kadar sır olsa gene yaptıkları zararı telâfi etmi- yeceği gözönünde değil mi? “Dema Altan rmu idiniz? | Nuhun gemisinin büyüukluğu Kitabı Mukaddeste Nuhun gemisine dair yazıl olanlara göre geminin büyük- lüğünü hesab eden 'bir meraklı, gemi - hin 144 metre uzurluğunda, 24 metre ge- niş'iğinde ve on dört buçuk metre de - rinliğinde, 11,500 tonluk olduğunu tesbit etmiştir. x Gangsterlere harb Sekiz senedenberi Amerikada gangs - terlere karşı polis büyük bir faaliyet gös- termektedir. Yapilan bir istatistiğe göre sekiz sene İçinde her on iki saatle bir gangster imha edilmiştir. | Meşhur bir cellâd ailesi Fransada Sansar ailesinin şöhreti, bu aileden birçok cellâdlar gelmiş olmasın- dundır. 1608 senesinden, 1647 senesine ka» dar celâdlık bu ailede babadan evlâda in tikal etmiştir, En meşhurları Şari Hanre, ön altıncı Lüiyi idam eden cellâddır. pa ; 104 sena ayni köyde ayni evde İngilterede Verblington -Vatt. Emsnot köyünde 104 yaşında bir İhtiyar kadın vardır. Bu kadın ayni köyde doğmuş, köyden bir kere bile dışarı çıkmamıştır. ve 104 sene içinde doğduğu evden başka bir evde bir gece olsun yatmamıştır. sena anes mm0e 10808 e9 NA Kemm En uzun Elifin Mektubu sİki sivri elif. in hikâyesini bir kısım okuyucularım belki unutmuşlardır, Mü . töade odersenla birkaç cümle içinde bir hatırlatma yapayım: Geçen yılın son aylarında Çorludan «İki Sivri Ezf. imzam altında iki arka - daztan müşlerek bir mektub almıştım. Yazılış şekli hoşuma gittiği için bu sütü, Da aynen geçirmiştim. Bir müddet geçin. ©e İzmirden el» insiyaji altında bir genç kiz meklubu aldım, Sivri Eliflerin yazı - ını o da hoş bulmuş. İki Sivri Elifin en siyrisine talib, onun da mektubu bu sü. tunlarda çıktı, İki Sivri Bifin en sivrisinden tek im salı bir mektub alıyorum. Diyor ki: — Hakikatli Hanım Teyzeciğimi!. Ben iki Bivri Elifin en sivrisiyim. İs - mürden «L» harfile başlıyan bir isim sa, hibesi bundan evvetki #ötununusda inti gör eden yazımızı (okumuş. ve hoşuna gitliğinden bana talib olmuş. sarih adre. si stada mahfux imiş. Ben yılbaşında milli piyangodan ümid ederken, para ile mukayese edilemiyecek kiymelte —ceylân boylu, kumral, Zara gözlü ve işgüzür— canlı bir İkramiyenin müjdesini, Hanım Teyseciğim (30/12/939) günü sütununda verdi. Mübalâga olma . sın belki kırk defa Ookudum. Böyle bir kısmet her kula müyesser olamaz. Haya. len tasavvur ettiğim hayat arkadaşımda görmek istediğim her şey mevcud. Ben cevab yazmakta geciktim ammal. Araya yılbaşı girdi. bir de İstanbul se - yahati yaptım. Gerek siz ve gerekse müs, takbel bayat arkadaşım bu kusurlarımı affederler... Ben bu işin biran evvel intaç edilme, si arsusundayım.. Pişmiş aşa su katma dan, bu işi tezelden yapmanın (lk çare sini gene himmetinizle elde edebileceğim Bu garib anlaşma birleşmeye kadar gi. debilir —ki en büyük dileğim budur— mesr'ud yuvamız kuracağız. biz sevinir , ken maceranuz gazetecilere mevra ola - cak, Teyzeciğim ksu yazmamı ihtar ediyor. sunuz atima!, Geveze miyim, yoksa çok mu söylemek ihtiyacındayım, bilmem ne, dense 47 yazmak üdetim değilse de ihta. Bence meçhul isminin baş harfinin (L) olduğuna nazaran İsmini bulmağa uğra - gıyorum., Leman ise parlaktır. Lâmla ise bundan uzak deği, Lâle devrinde yaşa madımsa da Lâle en sevdiğim bir çiçek - tir. Lâtifeyi severim.. Lâtfiye ise lütuf kârdır. Daha başka da olsa bels yok. E, mazen isim değil cisim lâzım. «Le nin mahfuz adresine intisardayım, Mektub için de size yük olmamak için pul gönderiyorum.. hususi tavsiyeleriniş varsa lütfedin,. Bir ricam daha var; Sir. «i Bifin ikincisi mahzun oldu. Sütunu - muzda gene yanımız (çıkarsa belki o da kısmetini bulur. Bunun bir muzfbiik ol masından korkuyorum. Heyecan içinde - yim. Beni bu derdden kurtarmağa acele ediniz.» Yukarda okuduğunuz mektubun altına sarih bir isim İle sarih bir adres de ek - lenmiş, fakat gönderenin arzustle bu sü, tuna göçmiyecek. Yazanı «En Sivri Elf» olarak belleyiniz. Fakat (diğer taraftan adres İzmire yollamıştır. (o Cevab belki doğrudan doğruyu uzun Elife gider, belki bana gelir, o zaman hikâyenin ma. badini de öğrenmiş olursunuz.