27 Aralık 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

27 Aralık 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Birincikânun Macar takımı Peşteden istanbula hareket etti F.T.C. nin üç oyuncusu; Sol müdafi Biro, sağ açık İyetvai, sol haf Lezar Macarların F. 'T. C. takımı Peşteden)nin 30/12/939 Cumartesi saat 20 de C. H. P. Sola çikmiş bulunmaktadır. i e binasında yapılacağından fe Futbol Kaz F. > — e p işyeri unmaları lüzum! lacak üç maç için oy! : akşam eği in toplıyarak Yeniden cezalandırılan Bâzari hazırlığı yapacaktır. oyuncular F.T. C. maçlarının çok yaklaşmış| Aşağıda adları, soy adları, ve klübleri ya. Olduğu bugünlerde alınacak başka hlçlzlı Sömenciara iştirek ettikleri müsabaka. bi, in öre, oynanacak |larâski sulhareketlerinden dolayı hizaların £ tedbir olmadığına göre, OY da yazın müdüetler için Beden Terbiyesi Oyutların ehemmiyeti hakkında müda-| deni Direktörlüğüne mürabaka boykotu Velei efkârda bulunmak faydadan ha-|ccansı verlimiştir. M değildir. İ Hizalarında yazıb tarihlerden itibaren Her üç maçı da İstanbul muhteliti |klüblerinin ve hakemlerin bu futbokular Yapacak ve en sağlam takım Cumarte.|“e>a müddeti içinde müsabakalara iştirak m t ettirmemeleri tebliğ olunur. 8İ günü sahaya çıkmış olacaktır. İ X. Davudpaşa'kiibünden 489 Vecdi Çok sıkı ve o derecede zorlu bir YRAÇ18.12-1989 tarihinden itibaren 1 ay. sonra ayakta kalabilen oyuncula-| Galataspor klübünden 2064 Petro Papado Tm « ile vapılacak ikinci ve ü-|polo 16-12-1939 tarihinden itibaren 2 ay. | »kviyesile yapıla Gnlalagençler klübürden © 1028 Hüseyin Öze Şünct mea baki e pall “İKartoğlu 16-12.1939 terihinden ibare 2) ka a nasil bir derece alabi -ay. 5 | İsteklerini tahmin güç değildir. Fener Yılmazıpor klübünden 371 bölge seli sayılı Fethi Pekyamarna da bir maçta. F.T. C. maçlarının Macarların iste. ki suihsreketinden dolayı 20-12-1939 tari leri düzgünlükte idaresi de mühim Noktalardan birini teşkil edecektir. Hâkem ve yan hakemlerin toplu © - larak bir etüd .. yapmaları lüzumunu|” kâyde mecburum. Ömer Besim | Matürk koşusu bugün yapılıyor Stanbul oMektebleri Spor Bölgesi nlığından: 27/X11/1939 Çarşam- Bünl İstanbül mektebleri arasında hinden itibaren bölge başkanlığınca 15 gün müddetle müsabaka boykotu cezası ver? Ankara borsası Açılış . Kapanış fiatları 26/12/939 ÇEKLER Açılış Kapanış (Alat i . Yarda 1 8terlin 521 5.2375) ürk) koşusu ismile bir sokak ko-İl çe york O 100 Dolar o 13036 13030 tertib edilmiştir. Paris 109 Fran 29171 29171 u koşuya mektebler arası kir ko -(İ Milano 100 Liret 80 6731 Mularına iştirak eden o her mekteb 15 (cene © 100 İsviç Fr. 2027 20425 Ofucu ile iştirak edecektir. İİ Mümsterdam 100 Florin © 602520 69.252) yaglanma yeri Taksim orta mekte -İğ sür — ar Rİ pi e İr. Koşu saat o 15 te başlıyacak velİ atina 100 Drahml (o 0985 097 tkur Cümhuriyet âbidesihden Harbi sotya 100 Leva 15925 16025 € gidiş geliş suretile tamamlanacak İğ Prag 100 Çek Kr. — — . tir. İğ Maarta 100 Poçeta © 135328 13605 5 Varşova © 100 Zioti — Ee Ni Budapeşte 100 Pengö © 233505 23475 Atatürkün Ankaraya ayak bastığı -İl Bükreş © 100 Ley 0866 007 atirasını tebcilen atletlerimiz a -|ğ Beirrad 100 Dinar 31575 3175 İu <a tertib edilen Atatürk koşusu || Yoronama ie fen | 21045 ya akşam saat 6 da “Taksim abidesinde || Sxhem 100 İsveç Kr. 3052. 310625 Beş yacak da bitecektir Moskova » 100 Ruble |o—o— Si : e yea ecri Esham ve tahvilât öy sporun yıllık konnresi (f sese 1075 1075 Ortaköy por yurdundan: Yulik kongresi aş, Bir sey bulamazsak gezmiş, hava al- açayım oluruz, fakat ber halde bu- ii Sa e Mazhar söylemişli. Hü- susuyordu. Doktor Marhar ilâve etti: ak Kürücalar bütün iz ” tün gece gerek otla - ta iin dolaştıkları, gerekse kendilerini tilm,pen kurdlardan. çakallardan kur - İçi İçin oradan oraya o koşustukları Barker, karşı yorgun düşerler, Gün do- Yahudi Srman kenarlarındaki açıklıklara, Büneşe yşpelerdeki düzlüklere o çkarak! dövüp bir zaman ayakta u- «Son Posta» nın veni edebi romanı: e © zaman hemen elinizdeki uzun |meğe basladı. Ayni zamanda; i tüfeğe davranır, iyice nişanlar — Aman gözünüzü seveyim, söyler Irırsımz: yahud da... — yahud da? Yak oyy da köpekler izlerden anlıya- | Vr, sonra avı bozarsın kaya yerı kovalar, herkes ayrı bir pati -|keli hayvanlarla karsılasırsan bayan kisik olan yol ağzını tutmuştur) Sözlerini de herkese bir bir tekrar et- İcra, “Yünüze düştü mü derhal steş e-|meği unutmuyordu. tiği dizgi unutmamalı ki avcı te -| (o Avcılar dağılmışlardı. li mcive kadar geçecek kısa 7a- ktir, onun için silâkı h si mu — biraz üst tutmak ne e leri y: öylü erd Mi yerlerden eyırnıyan köylü- Ey Tabii tehli - karaca havli yol sip kaca sine gösteriler yol ağzını bir nöbetçi ne-! biraz feri gibi sadakat ve dikkatle beklemekte! lidi. Saatler geçiyordu. Boş'ukta ağaçla -| İrm yaprakları arasında gizlenmiş kuşla» İz var K rın çıkardıkları seslerden baska biç, hiç be ann ale bir şey yoktu. Bir aralık başını çevirin- — Yav Osman ağa: ce Ayşenin ileride tepe'le bir âbide halin- Der, aş... dedi, sonra ürkütürüz... İde yükseldiğini gördü. Demek ora da o- berkey bir sessizlik içinde. Osman ağa rası gösteri'misti; lâkin biraz daha dik - rı ayrı fısıldar gibi talimat ve- katli bakınca biraz ileride ağaçların & - N POSTA artıyor, kabahatli kadın mı, erkek mi? (Baştarafı 1 inci sayfada) Fakat gelin de siz ayni mukayeseyi er- keklere tatbik edin. En münevveri dü - şüncesiz, en iyisi hissiz, en evine bağlısı fırsat düşkünüdür. İlk fırsatta karılarını aldatmağa teşnedirler. Tabiat kadım, er. keğe nisbetle âciz yarattı diye, erkeklerin kadınları bir hizmetçi menzilesine indir - meğe hakları yoktur. İşte bunu düşün - medikleri için de karılarına karşı mağrur bir tavır takmıyor, onları ehemmiyet vermiyorlar, Yuva içinde kadınla erkek hiç olmazsa manen müsavi olursa yuva sağlam temeller üstüne oturur. Erkeğin her fedakirlığı kadından beklemeğe ne hakkı var? Erkekler güya, İ hareket ederler. bilâkis. bütün yuvalar erkeğin fena düşüncesinden, hesabsız ha- reketinden yıkılıyor, Erkekler daima gü- gele, zengine, gence rağbet ediyorlar. Bu| yüzden küfüvlerine düsemiyorlar, Bitta- bi bir müddet sonra iş bozuluyor. Herkes dengini bulsa mesele kalmaz. Pir erkek evlenirken çok düşünmeli. muvakkat bir cazibenin esiri olmamalı. a takdirde yuvanın yıkılması için en basit bir se - beb kâfi gelir. Bunlar kadının elinde ol- sa, mesel& evlenmek teklifi erkek tara . fından değil de, kadın tarafından vâki o). », bu hususta erkeğin bütün hakları ka» dna verilmiş olsa, ictimaf hayattaki bu aksaklıklar katiyen mevdanâ #elmezdi Kadın kaprislerine mağ'âbdur derler im ma, haveti meselelerde cok titizdir. Hak buki erkekler evlendikten sonra titizleşi. yorlar.» © M. Metinel (Ankara, caddesi): «Her cihetten kabahatli erkeklerdir. Br. keklerin gözleri dışarıdadır, yovalarımı ih » mal etmektedirler. Erkeği, kadın eve ın. durmalı derseniz, buna (o hemen hemen her adın tevessül etmiş, uğraşmış, didinmiş, mu Hak olamamıştır. En küçük bir kadın bi. Ie evlendikten sonra bütün emellerile yuva. sına bağlı ve kocasına shdık kalır. Erkek öy. Işıklar le mi ya? Azaml bir buçuk, !ki gene sonra; mutlaka bir değişiklik arar, havalarır. Hep. si hercaldir. Kadınlara İsnad edilen hayal - İik asıl kendilerindedir. Kadın. erkeğini yo - la getirmek için durmadan uğraşır, müen - dele eder; baktı ki yola gelmiyor bırakır, De halt varsa görsün! der. Fakat nafakasından kesip dırarıda harcamasına asla dayana . maz. Ve ne kadar geç canına tak dedikten sonra narin ellerile güzlediği, tatlı hülysla - rile kurduğu —hiç yıkılmasını — arzulama - tığı yuvasından elbette kaçar. Haklıdır. Er. #lerini 'drak etsinler ve kuşun yarak ora göre musmele etsinler ve son. inde"bulunmasmlar, » Taksim Belediye gazinosu yılbaşında açılacak Taksim Belediye gazinmsunun yubaşında açılabilmesi için azami gayretle çalışlmak- tadır. Noksan kalan yerter tamamlanmış ve beleiiyeye teslim edilebilecek bir hale gel - miştir. Yılbaşı gecesi beş yüz kişinin yemek yiyebilmesi için izm gelen Ihzarat tamam. lanmıştır, O gecenin lâmamen neş'eli geç » meşini temin için bazi eğlenceler ter$ibi dü. şünüümektedir. Bu eğlenceler Çocuk Esirgeme Kurumu ta rafndan tertib edilecek ve menfaati de Ku- ruma ald olacaktır, ra o'duğunu farketti, Ayşe yalnız ceğildi. Ayse henüz bu nevi avlarda ik defa Yuk), Reliyiz ar... Belki de böyle bir seve rast Terek svcrları duracik'arı yerlere götür-'rasında bir gölgenin daha kıpırdımakta| ve af l) Sakm kuş, tavşan, filân bulunduğuna göre onu yalnız buakmak seniz vurmağa kalkma-|ta doğru olmazdı. Kendi kendisine: — Aferin Osman ağıya... İyi akıl et - z o başkü...İmiş? Diye söylendi. Sonra Ayşenin böyle tablatin kucağında, güzel bir ormanın krnarında, bir tepenin düzlüğünde hayali Hüseyin Gerçek, etinde silâhı, kendi -İvfka irtisam etmiş gibi yükselirken ken- sini güneşin ilk ışıklarına doğru çevi - rerek dinlenen bir güzel karaca gibi, ha- vır, eski edebiyatın asla eskimiyen tav- siflerine uyarak sövliyelim, güzel gözlü, güzel endamlı, zarif ve çâlâk bir ceylin gibi duruşunu daha yakından seyretmek hevesine düstü. Averık insiyakları bu - lunduğu yerden ayrılmasına mânidi, Ay- şenin yanına gidemezdi: boynunda asıl dürbünü hatırladı. Yeni sa Bayram Paşanın daveti üzerine, İyüzü sapsarı kesilen Receb Paşa, yüzün. | de ği tebessüm ile: — Mübür mübarek olsun paşa karın - daş... Hoş, mühür arzulanacak günde de. Biliz amma, bu fitne ve fesad gününde si- zin gibi yarar vezir gerektir. dedi. Bay - ram Paşa ise, gayet tabii bir hareketle Receb Paşanın eteğini öpmüş: — Senin gibi devletlü vezir dururken bize mühür gerekmez... Padişahımız haz. retleri beni bir hizmeti için çağırmıştır j Bayram Paşanın dönmesine kadar, Ya- b köşkündeki devlet erkânı, heyecanlı ve meraklı anlar geçirmişlerdi. Bilhassa, Iki- de bir, kaş ve kavuk altından Receb Pa - sayı süzüyorlardı. Receb Paşanın - İzündeki acı ü Yali mii bi- lâkis, çizgileri daha derinleşerek, yüzüne yırtıcı bir hayvanın, hasmına atılmadan evvelki sinsi halini vermişti. Elindeki kehribar tesbihin iri taneleri, birbiri üs - tüne, asabi fizkelerle «çat. çat. Çat...» diye düşerken, salonda oturanların sinir- (lerinde, bir idam mahkümunun sayılı za. manını tüketen bir saat tesiri yapıyordu. Hemen hiç kimse soluk almıyor gibiydi. Hizmetine memur Enderun Osmanlıları « nın çıplak ayakları, ince hasırlarm üze - rinde hafif bir hışırtı yapıyor. fakat bu ayak hışırtıları, Receb Paşanın kehribar İtesbihinin çakırtısını bastıramıyordu. Bayram Paşa, Yalı köşkünden İncik köşke, koşa koşa gitmişti. Padişahın ya - rında ise ancak beş on dakika kalmıştı. Muradın huzuruna soluk soluğa çıkan vezir ayak öpüp elpençe divan durmuş. tu. Padişah ta Hafız Ahmed Paşaya yaz- dığı hükmü uzatarak: — Bayram... Oku bakayım şunu... Demişti, Bayram Paya, iki satırlık fer- manı, bir göz atışta okudu. — Ne dersin bakalım... — Padişahımız hstahı iş çıkmaz... — Zbrbabaşıyı vezir etmek isterim, ona! ne dersin? | Bayram Paşa, zorbabaşının kim oldus| İğunu anlamıştı. Murada emniyet vermek için: — Receb Paşa kulun bugüne uygun ve. zirdir, efendimiz isabet eder derim pa - dişahım!, Dedi. — Var öyleyse Receb Paşaya müjde eyle... Hem dahi bu hattı hümayunumu dergiki âli müteferrikaları kullarımdan biri ile Hafiz Paşaya gönderin... Bayram Paşa, İncili köşkten Yalı köğ- küne, gene koşarak dönmüştü. Yalı köş- kü harlemesi tarafından okoltuklanarak karşılanan Bayram Paşa, devlet erkânı - nın toplandığı salona girer girmez, Receb Paşa ayağa kalkmıştı. Receb Paşa ile di- ğer bütün erkân ve rical de ayağa kalk- Fakat beriki, azamet ve haşmet ile Receb Paşanın kalktığı baş köşeye ku- rulacak yerde, eteğini öpmek üzere eği - len Receb Paşanır ellerini tutarak öp - müş ve yüksek sesle; Allah ömrü devletini uzun eylesin, hünkürmiz Hafız Paşa kulunu mührü hümayun Hafız Paşa - mur ettiler... Paşa hazretleri, makamı sa daret mübarek olsun, bn fitne gününde senin gi Yazan: Refik Ahmed Sevengil Adesenin içinde yaklaşarak bir tablo! gibi gözüken Ayşenin saçları rüzgârla u- cuşuyordu. Bu saçları okşamağa uzanan | bir el, dürbünün adsesine girdi; Hüse- yin Gerçek istikametini biraz değistire- rek elin sahibini görmeğe teşebbüsd etti, Ayşenin çalıştığı şirketin roüdürü genç| kadının yanıbaşında yılışık ve müteca vi viz edası ile, boylu boslu, gittikçe bü - yüyen bir tehlike halinde yükseliyordu. Hüseyin Gerçek hiddetten kendisinden geçmiş gibi oldu; lâkin el durmuyor, Ay- şenin saçlarından omuzlarına İniyor, o - muzlarını okşıyarak genç kadının beline sarılıyor, kendisine doğru çekiyordu. Hü. seyin Gerçek ani bir düşünce darbesile dürbünü Ayşenin yüzüne çevirdi. Genç kadın, zevk ve haz râşeleri içinde, ken - idisinden geçmiş gibi bir halde dudakla İri âşikının dudaklarına doğru uzatmak- ita idi. çak yarası izi vardı, | Yazan: Beşad Ekrem drazam raber cümlemizin ırzımız ve canımız sana emanettir... Dedi. Receb Paşa derin bir nefes aldı, o kadar ki, kocaman burnunun geniş de- Jiklerinden giren havanın hışırtısı, salon - da bulunanların hepsi tarafından isiti) mişti. Sonra, kaşlarını çatarak yüzüne sahte bir azamet verdi, birkaç adımda ei sedire gidip oturdu, bayram Pa- Paşa Karındaş. devlet müjdesi âlâ dibaya kaplı bir #lâ samur, bir mücevher hançer ve bir mücevher kılıç ve üç top âla donluk ve üç top kadife ve üç tep tülbend ve daha nice hediyelerdir, insal- lah devlet ve sıhhat ile sarayıma vardık- ta veririm... Dedi. Bayram Paşa, padişahin Hafız Paşaya yazdığı hattı hümayunu Receb Paşaya göstermedi. Biraz sonra , yalnız bir müjde ile sadrazam rolü oynıyan Re. ceb Paşadan izin alarak dışarı çıktı. Dİ - vanı hümayun müteferrikalarından pa - dişsha ve bilhassa sadakati ile tanınmış Köse Mehmed ağayı çağırdı. Eline padi - şahım fermanını verdi, —Bre Mehmed ağa buzün ana baba ve velintmet günüdür.. tiz bir sipahi esvabı giyip bu hattı hümayunu Hafız Pasa E - fendimize götür ve benden dahi selâm e- dip eteklerini öpüp bu mektu u ver.. tiz, dakike kaybedecek zaman değildir. dedi, Köse Mehmed ağa hattı hümayunu öpüp koynuna koydu. Bavram Pasanm mektubunu da öperek hattın yanma attı. Bayram Paşa: «Meded sultanım. sakın sn, rayı #ümayuna geleyim deme, olmıya ki bir zarar Plise, Hattı hümayun fle amel edip bir sadık kulunun hanesinde gizle - nesin>-dive yazmıştı. Köse Mehmed ağa, saravın Demirkapı taraflarına açılan kücük kapılarından bi- rinden e'kmıs ve İlk soluğu, o civarda, bir kapısı da öbür taraftaki caddeye acılan bir kavıkcı kahvehanesinde stmıstı, Kah. veci, Silâhtar Melek Ahmedin hemseri « lerinden 181. Orada, birkac dakika için - de bir, ihtilâlciler arasında yüzlercesi bu. tunan Karadenizli bir fakacı kivafetine girmis ve kahvenin cadde kapısından el- ni kolumu sallıvarak çıkmıştı, Fskat asıl müskül nokta. Hafız Paza saravma girmek idi zorhabaşılar, geniş bir ada teskil eden Hafımasa sıravımı, dört kösesinden sıkı bir cöz hapsine al - dırrms'ardı. Köse Mehmei ağa. bu nok talarm önünden kacabilirdi. Fakst en korkulacak sey, iseriden kendisine kapi- nin acılmaması idi Köse Mehmed ağn, salrazsmın sarayı ha ummimıvacak bir kolavfikla girmieti, TamirkamAsşki kehvehaneden esddeve siktikten biraz sonra, arkı sekak'ardan birine sapmistı, hic olmazsa Hafiz Paşa saravına kadar kimseve restlamadan git. mek istemişti. Fakat, bir hevli vol aldık- ten sonra arkasından bir öksürük sesi işit Dânün baktığı zaman, bütün vü « ecndünden buz gibi bir ter bosanmıstı: Arkasından. biraz evvel Demirkapı daki kahvehanede, bir veyke üzerinde w- yuklamakta olan bir sipahi peliyordu. Bu, on sekiz ile yirmi yaş arasında tüysüz bir delikanlıydı. İri yapılı güzelee bir gençti, Yüzünde, sağ yanağının üstünde bir bi - miti (Arkası var) cağını, nasıl bir duygunun tesiri ket ettiğini birden tayin edemedi; silâ . hını kaldırıp nişan aldı; namludan fırlı - yan kurşun vızıldıyarak uzaklaştı, tepe - nin üstündeki düzlükte bir kadın hayali havada iki kolunu açıp sallanarak yere dü: bir adam ağaçlarm altma doğru kosmağa başladı. Hemen hemen ayni saniyelerde orma. nm muhtelif yerlerinden si'âh sesleri işi- tilmişti. Hüseyin Gerçek gözlerinin karardığı. nı, dizlerinin titrediğini hissetti ve silâhı elinde, olduğu vere çökerek çahların üs- tüne yığıldı. Silâh seslerinden sonra yerlerini terke- den avcılardan önce 'döktor Mazhar, yap. raklarını yerlere kadar uzatan bir ağacın dallarını iki elile tutup iki tarafa ayıra - rak ortaya çıktı; gözleri memnuniyetle parlıyordu; Hüseyin Gerçek'e: — Karaca yok galiba... dedi, ben bi? yaban domuzu lum... Ya sen? — Ben bir cevlân vurdum! — Burada mı?.. Ormanda . Ne müna, sebet Hüseyin Gercek kendisini tutup kal « dırması için elini arkadaşma uzattı: son. ra onu tepeye, Ayşenin cansız vücudü « ün otlar arasında boylu boyunca yat - makta olduğu yere doğru götürmeğe bağ. ladı. SON 'Son Postal S5 E? © ER Boşanmalar niçin ai il ı BİNBİRDİREK BATAKHANESİ “ j l 0 ş

Bu sayıdan diğer sayfalar: