6 Sayfa Finlândiyada 120.000 kadın ordu hizmetinde! Fin kadınları vatanlarını müdafaada erkeklerle adeta yarış edigorlar Fin kadınlar: bugün cephelerde pek büyük bir kahramanlık ile çarpışmak- ta olan kardeşlerine var kuvvetleri ile yardım etmekte, vatanlarını kurtarmak için erkeklerle birlikte uğraşmaktadır- lar. Finlândiya hükümeti büyük bir yazet eseri olarak bundan birkaç sene evvel bütün memleket kadınlarını ge- ni hizmetlere alıştırmıya başlamış, bunların talim ve tşebiyesine azami itina göstermiştir. Bunun neticesi ola- rak Finlândiya, kadınlardan müteşek- kil bulunan ordusunu, pek mükemmel bir suretje tanzim eylemiye muvaffak oluştur. Orduda hizmet eyliyecek olan kadınlar hep gönüllülerden müte- şekkildir. Fin kadınları hep uzun boylu, sarışın iri yapılı, temüssıhhadırlar. Bunun için ordu gönüllüleri seçmekte hiç müşkülât çekmemiştir. Fin kadınları vatan hizmetinde ilk defa olarak bulunmuyorlar... 1808 senesinde Rusya ile İsveç ara- sında vukua gelen kanlı muharebede Fin kadınları İsveç ordusunda pek bü- yük yararlıklar göstermişlerdir. Bu muharebe esnasında kocasını şeref meydanında kaybetmiş olan Lotta Swnerdt adındaki Fin kadını binbir kah amanlık eseri göstermiştir. e Meşhur Fin şairi Runeberg bu kadın hakkında destanlar vücuda getirmiştir. 1918 senesinde o bolşeviklere karşı olan harblerde Fin kadınları taburlar 1 eylemisler ve erkekler gibi dö. işlerdir. Dövüşmek o kuğretinde nmıyan kadınlar hâsta — bakıcılık, ki- rtibat memurluğu vazifelerini| diya tam mânasile İstiklâle uştuktan sonra Fin kadınları bir araya gelmişler ve 1pkemmel bir teş- kilât vücuda getirmişlerdir. Mili kahramanlarına izafeten bu teşkilâtlarının ismini Lotla Swaerdt kowvmuslardır. Merkezi Helsinskide bulunan Lotta Swnaerdt teşkilâtı Finlândiyanın en u- fak k de bile bir şube tesis evlemiş- tır. Teşkilâfa dahil olan kadınlara «Lottas» ismi verilmektedir. Lottala - rın mükellef bulundukları üç mühim gaveleri vardır. Şunlardır: Dini, aile ocağını, vatanı eylemek... Vazifeye başlamazdan evvel Tottalar eylemekte müdafaa İşin lâtifeye tahammülü yok bay di rektör; Allah aşkına beni üzmeyiniz!, — Şaka yapmıyorum oğlum; vaziyet bu... Oturdu ve anlattı: — Gittim, istedim. Cevabı aynen şu - duri Yanlış yola sevkedildiğimi öğrenmis bulunuyorum. Esasen bunun başka türlü bir netlee alabilmesine imkân olmadığını, kızımın kat'i ifadesinden de anlamıştım Fakat ne büyük bir buhran içinde bu . Tunduğumu takdir büyurursunuz. Sıvası kürumadan çöken bü yuvanın İnhidamın da Haşmet Güneşin zerre kadar tes yok mudur?, Yüreğim, velev pk cü: mikyasta olsun, onun yüründen de va - rahıdır, bu yara iltiyam bu'malıdır bay direktör; daha evvel ben hr izdivsen mü. saade edemem. Kızımla mutabık kahr . larsa gelsin, kendisini gözümün önünde) kaçırsın.., Daniş Beyin bu sözlerine derhsl cevab verdim: — His'erinize hürmet etmeği muksd - des bir vazife sayarız beyefendi; esssta mutabakat olduktan sonra mesele ksl - mamıştır; siz müsaade edinciye kadar bekleriz. — Esasta mutabıkız bay direktör. Haş- met Güneşi de bir evlâd gibi basmağa hazırım. Yalnız iki şartım var. — Buyurunuz efendim... — Birinci sartım. ic güveyi girecektir. göğsüme | Helsinkinin Sovyet tayyareleri tarafın manzara; Yuvası «Lott& Swaia» Fin kadın teşkilâtı başkumandamı: Madam Lükkonen ve sand içme merasimi kiliselerde ya - pılmaktadır. Andın metni şudur: «Dinin, sile ocağınm, vatanın müda- faası hususunda teşkilâtın bütün emir- lerini harfiyen ifa edeceğime, mutlak bir itantta bulunacağıma, Lotta Swo - in'ya ölüme kadar sadık kalacağıma namusum üzerine yemin ederim.» Bunlar and içme merasiminden son- ra talimgâhlara gönderilirler, talim ve Bilhassa beni tahrib eden şu son vak'a - dan sonra yalniz ka'amam. Kızım, ben &- i|'üneiye kadar, benimle beraber olmalıdır. — Kabül... — İkinci şartım, izdivacın muayyen ol mıyan bir zaman için tehiridir. Musyyen olmıyan bu zemana meselâ bir ene gisi azami bir had tayin edebilirim. — O da kabul... — Allah mes'ud etsin. konuşuruz. Temenniniz hep budur beyefendi. Oldu mu Haşmet?. Buna kem reğ, bem kabul derler... İ Bir çılgın gibi direktörün boynuna a -| İti'arak yanaklarından öpmeğe başladım. O elimden kurtulunca, erkek kadın. ö « İnüme gelen arkadaşın boynuna sarıldım. Ortada kucaklanacak kimse kalmayınca, | yedi, sekiz defa zıpladım. Sonra müthiş! bir kahkaha sahverdim; nihayet sınıfta! kabahat yapmış bir çocuk gibi sağ kolu. | ileride tekrar Jruz. , | ekaiktir; SON POSTA dan bombardımamındar sonra hazin bir yıkılan bir kadın Her altı ayda bir Lottalar imtihan verirler. Sıhhi teşkilâtlara ayrılmış bu- lunan Lottalar Helsinki ve Viipuryde- ki askeri hastanelerde kurslara devam ederler. Her merkez ve nahiyede Lot. taların konferanscıları, talim karargâh- ları, spor teşkilâtları, musiki cemiyet- kri vardır. Ayrıldıkları kısımlar ne olursa olsun her Lotta muhakkak bir surette silâh kullanmasını öğrenir... Genç Lottalar harb sırasında hemen cephe gerilerinde vazife alırlar... Yaş- ları ilerlemiş olanlar ise iç taraflarda vazife görürler. Şimdi Ruslarla çarpışmakta olan Fin| ordularının muhtelif cüzüleri arasım- ibat vazifeleri hep genç ve çe- mektedir, Bu genç ve gürbüz kızlar kayaklarla, bazan köpekler tarafından çekilmiş kı. zaklarla vatani vazifelerini yıldırım sür'atile pörmektedirler. Fin ordusunun levazım teşkilâtlan- nın yüzde doksanı hep Lattalar taralın- dan idare ed Finlândiyanın 60.000 i bulan uçsuz, bucaksız gölleri üzerinde Lettalar kü- çük ve seri sandallarle k kosup dururlar .. n Lottaların di bu harbden evvel tam 90.000 olarak tesbit edilmiş idi. Harb basladıktan sonra ad hakkak ki 120.000 Vatarlarını erkekler dir. Askeri üniforma i grupun bil müda | ederler. Her sancağı; vardır. Ru sanı mu duvara dayayıp başımı üztüne yaslı-| yarak uzun, uzun ağlamak suretile sinir- lerimi biraz yatıştırabildim. Müfettiş arkadaşlardan birisinin karı- si; - Leylâ ile Mecnun hikâyesini yaşıyo. | Dedi; kültür direktörü çok haklı ie rak: — Ondan,da yanığını.. | Cevabım verdi... İ * Neclâyı artık tam bir saadet inşirahı İ içinde, sik ,sık parkta gezdiriyorum. Haf- tada en az iki defa Daniş Beyi 2iyaret e İderek teveccühünü kazanmağı çalışıyo- İrem. Bana karşı soğuk duruşundan alın. ıycrum. Uçmak için bir çift kanadım geceleri rüyalarımda bile saa - detin sarhoşluğu içindeyim. Neclâ, yarın &kşamki düğüne gitme - mizi istedi, Halkın yüzüne çıkmaktan u- ile adetâ rekabete girmişler- İz Boşanmalar niçin artıyor, kabahatli kadın mı, erkek mi? “ Erkeklerin ihanetlerinden kadınlar mes'uldürler! , Bir okuyucunun fikri : sevgilisi “ Kadınlarımız kocalarının hen hem de arkadaşı olmasını beceremedikleri müddetçe yuvalar yıkıl»xıya mahkümdur |, © 5, Fahrettin Ulkay (Kayseri): «Güzetenizin anketine karışmağı ak. lumdan bile geçirmiyordum. Fakat Anka- ralı Bayan Belma Senarın yazısını muka- belesiz bırakmağa gönlüm kâil olmadı. Kendisine eş olarak seçtiği erkeğin, ka. zanç ve gelirini hesablamadan onunla hayatını birleştiren kadın, mukadder bü- tün maddi sıkmtılara Katlanmağı daba önceden göze almış ve kabul etmiş olaca Zından, hiçbir şikâyete hak kazanamaz ve «sıkıntıya katlanıyoruzs diye övünme. ğe de kendisinde hak bulamaz. Eşinin gelirini uzun uzadıya hesabla- dıktan ve istediği gibi bir koca buldük- tan sonra onunla hayatını birleştiren ka. dın; acaba kocasının servet veya kazancı ile kendisine temin ettiği refaha karşı or- taya ne koyar; «güzellik ve kadınlığını» değil mi? Maalesef kadınlarımızda gözellik, yel- nız sokağa münhasırdır. Onlar evlerinde kocalarına taranmış bir başla oçıkmağı dahi külfet sayarlar. Ev içinde tamamen pasaklıdırlar... Kadınlığa gelince: Ev idaresinden ve ev kadınlığından sarfınazar, kadınlarımız daha bir hizmet. çi kullanmasını bile beceremiyorlar, Kocasınır., işçi kizlarile veya hizmet- çilerle, kendisine ihanet eitiğini gören kadın ona değil, kendisine acımalıdır. Evinde güzel ve kendisine âid bir ka- İdıni olan erkek; eğer ona ihanet ediyor. sa, bunu; kadınının kadın olmamasından ve kendi ma Senarın dediği gibi - hizmetçisine ka- ş ise, kadınında hizmetçisi kadar ik bulamamış demektir. Güzel bir kadın olan ve kadını tara- fından da her cihefçe tatmin edilebilen bir erkek başka: kadınlardan tiksinir. Hizmetçi ve işçi kızlarile değil, karısın- dan daha yüksek kadırlarla bile ihaneti| aklından geçirmez. Ben erkeğini, hizmet. çisile kendisi ihanete muzlar bırakan kadına sadece acırım. Kadınlarımız, kocalarının hem sevgi- m amam ların ker biri üzerinde bir gamalı haç ir. Fakat bu gamalı haçlar Alman lı haçına hiç benzemez. Başka ür... Haçların ber bir ucunda bi- gül bulunmaktadır. Lottaların umum kumandanları Ma- Fanny Lükkonen adında bir ka- kadın bir muallime idi. Yazan: Zeynel Besim Sun tandığı için şimdiye kadar sokağu adım atmıyan Daniş Bey de, kızının ısrarı 4 - zerine, yarın akşam herkese karşı tabil j Ferhundeyi de yanına alarak, Halkevine İ gelecekmiş... * Bravo Zülküfül Efendiye!.. Bakkaller cemiyeti reisi cidden yaman âdamdır. 'Tertib ettiği ziyafet, muhakkak ki, kendi İ in iki derece üstünde. işte büfe var, müzik var, memleketin velisine ka- dar birçok davetlileri var; bu düğünün zengin düğünlerinden farkı ne?. Şampanya yerine bira mı? daha iyi... Tuhaf şey; ben şampanyada silindir şapkalı, fıraklı, tek gözlüklü, sahte va - kar bir tatlı su frengi edası bulurum. Halbuki biranın kabarışında, kolunu sı - yayan bir delikanlı disk atmağa ha. zırlanışı, gibi, ene: bir istical vardır. Rakıya dikket ediniz; berraklığına rağ men bünyesinde, dördüncü sınıf manila- tatmin edememesinden ya-| piyordur ve bu erkek eğer - Bayan Bel. list, hem kardeşi, kem de arkadaşı olp** sini becermesini bilmedikçe, yuvaları $* kılmağa mahkümdür ve yıkılacaktır. nun mes'ulü de yalrız ve münhasıran #” dın dediğimiz, fakat kadın olmıyan 5 vallılardır.» © Receb (Ankara - adres neşriri arza etmiyor): «Boşanma anketine cevab vermek!” kendimi alamadım. Hele bayanlarımı?' heimfikir olan kadın ruhlu erkekleri Mi zin saçma ifadelerine sinirlenmemek eli den gelmedi. Boşanmanın mühim ve K sebebieri: 1 — Bayarlarımızın modem hayıt hakkındaki telikkileri pek iptidai ve & hilânedir. 2 — Bayanlarımız erkeklerle, erkekl? * rimiz bayanlarla daire, çarşı, balo, her yerde tanışıyor, bir takdimden samimi olabiliyorlar, > Tanıdığım genç bir memure, tab sili iptidaf olduğu halde, 80 lira 8 ğını ve serbest yaşadığını, halbuki *# il disini 70 lire maaşlı bir memur istediği” bu 70 lira ile mes'ud olamıyacağını v€ naenaleyh evlenmek istemediğini ans” Halbuki bu kızcağız memur olmss4, yecek ekmeği yok.. Gelelim bana: Ben karıma acaba 9 tedi de yapmadım. Her türlü fedakâ” larda bulundum, her türlü mahrum lere katlandım. 100 lira olan magşım” men hemen onun isteklerine tahsis et İ Halbuki, karımın tahsili yüksek, yen bilmez, dikiş bilmez, yalnız çocuğun! veri. ona mukabil bana hakaret eder. *” |irkinsin, kabasın, fakirsin, asil değil sen adam olmazsın.» d Daha da” ler? Ortada fol yok, yumurta yok «seninle yapamıyacağım, boşanalım!? o ye tutturur. Ona karşı hiç bir suçun * evime bağlıyım; ihanet etmedim. musu hakkında şüphelerim olmadi! ayrılmak istemiyorum. Fakat öyle bir” le geldi ki tahammül imkânları ka'mi e Kendisinden bir bardak su dahi iste İstesem alacağım cevab şudur: Babanın uşağı dei er Bu vaziyet karşısında kabahat bi? keklerde mi? pg Annelerimiz, babalarımız gayet w ralarile, kanunu medeni olmadığı ” Ladif senelerce ömürlerinin nihayeline K (Devamı & inci sayfnd0? pas” Yerin : Kadınları" verdikleri © De ari işi” ya” tura dükkânlarının önünde Tap e eden bir yarı biçkının çıtak ve ya hüviyetini görürsünüz. ir” Muttasıi dansediyoruz, sevgilim, s taz güzelliğile - her zaman ve her 210” olduğu gibi . bu akşam burada d€ - sun yıldızıdır. Dansederken kulağı” rek: gile — Bak Neclâ; diyorum, şu salonda ei rin hangisinde sendeki müstesnâ Bin bir milyonda biri var? Gülerek cevab veriyor: ge — İkimizin de gözleri perdelenmd, w ; neredeyse, mülekabilen, DED” ya senden başka bütün güzelleri ve SÜ“ leri inkâr edeceğiz... mi” Şimdiye kadar hiç görmediği” kellef bir zat, bizimle karşıdan ör pek faz'a alâkadar oldu. Sordu: huriyet müddeiümumisi imiş. ağın” Gece yarısından sonra ayrls” zaman Neclâ: — Yarın akşam parkta buluşa” söyliyeceklerim var. Dedi. Kendisine sordum: yim? — Seni evden mi #layım sevi gi” — Hayır Haşmet!. Yarın akşn adi” ri bir arkadaşıma uğrıyacağın» çıkınca parka giderim. — Saat kaçta?. — Saatini tayin edemiye" Her halde akşam üzeri.. şuruz ye vi 9 * (Arkası ve)