24 Aralık 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

24 Aralık 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa Bus .E'in harbinin içyüzü nedir? İ Ercümend Ekrem Talu eX-| gemilerin uğrağıdır. Bu gemiler ora.Jdır. in başlıca iki hedefi oldu görülüyor. Ki dunun — hamleler filhakika cenubda Kareli, şimalde de Ribaçi berzahl, ı ele geçirmeyi is - tihdaf etmektedir. Kareli mıntakasındaki muharebeler yalnız iki alâkadar ettiği halde, Şimali Buz denizi i nın etrafındaki faaliyetleri Norveç ve İsveç devletleri de büyük bir dikkat ve endişe ile takibden hali değillerdir. Harb patlamazdan önce Rusyanm Finlândiyadan iddia ettiği şeyler me- yanında Ribaçi berzahinın da Petsamo Hmanı ile beraber üzün müddetle ken. disine kiralanması da vardı. Finlândi. yanın Buz denizine yegâne mahreci 0- lan bu bölgeyi ona vaktile, 14 Teşrini- evvel 1920 tarihli muahede ile Rusya terketmişti. Ve o zaman Norveç devleti İle, bu yerlere 1809 tarihine kadar a-|.. m bulunmuş olan İsveç bu| itirazda bulunmuşlardı. ıssız; soğuk; taşlık yerlerin acaba ne kıymeti vardır?! Kutub hava. Misinde Petsamo o arafsinin ne türlü zengin ve istikbali parlak bir üs teşkil eylediğini bilenler bu sualin cevabını kolayca bulurlar. Hakikaten tükenme. si ihtimali olmıyan nikel madenleri ve emsalsiz kuvvet ve kudretteki su şel. Iâlelerile bu yerler, sahibleri için pek büyük ehemmiyeti haizdir. Diğer ta - raftan, sahilleri hemen umumiyetle sığ olan ve buz tutan bu havalide, Petsamo manı Atlas Okyanusuna doğru açılan suları derin ve buz tutmıyan mükem- mel bir limandır. Petsamo çayının mansabında kâ'n bir de Ljinahari kasabası vardır ki bu. na miihim bir liman nazarile bakıla - Gözlerim yer yüzünde şon olarak ha- yalini görecek, dudaklarım son Xıpırda - nışını adınla yapacaktır. Beni örten toprakların üstüne kendi ellerinle beyaz bir gül dikmen son âr - zuradur sevgilim... Haşmet Güneş Kadın hademelerden birisini çağırarak mektubu kallaya götürmesini rica ettim. Hademe gitti; ben de tasavvurlarım: tat- bik için evime döndüm. Masamın üstünde browning ( duruyor. Omu bir çocuk başı okşar gibi ckşadım. Ceketimi çıkararak pijamamın ceketi- ni giydim. Maksadsız ve hedefsiz biraz gezindim. Sonra kültür direktörüne ve meslek arkadaşlarıma bir vedâname yaz- mak icab ettiğini hatırladım. Oturdum, yazmağa başladım. Onlara, baştan başa, hayatımı anlattım. Berlin - deki maceramı, Ferhundenin rezaletleri- olan münasebetimizi bü- tün tafsilâtile bildirdim. Mektuba baş - yalı bir bucuk saatten fazla olmuştu. Bir tomar yazılı kâğıdı sarı bir zarfa yerleştirdim: Üstüne bay direktörün gdı- nı yazdım ve zarfı masaya bıraktım. Artık benim için yapılacak iş kalma- mıştı. Halâskâr brovningi elime aldım; kapı yıkılır gibi çalınmağa başladı. Hiç famla verilmeden muttasıl çalınan kapıya koştum. Çığlıklaşan bir ses beni çağırıyordu: — Haş... mecet!... ekseriya kereste ve tuzlu veya ku- ru balık yüklerle. Zira Ribaçi berzahın- da balıkçılık çok ileriye gitmiş ve Fin. landiya için hatırı sayılır bir milli ser. İvet kaynağı olmuştur. Buralarda, gece dokuz hafta devam İettiğ! halde #klim nisbeten mutedildir, İve deniz bu noktada kat'iyen buz maz. Buhun da sebebi Gülfstrim akın- lisının yakından geçmi r. 1920 de Rusya bu bölgeyi Finlândi- yaya terk evlediği zaman, iki devlet arasırdaki hudud Vâaitolahti adındaki bir çizgi halinde çizilmişti. Bu gayri tabif hudud birçok Finlândiyalıları Rus ilin. de birsktı. Buna mukabil, Fin idaresin. de kalan Rusların sayısı hiç hükmün. dedir. Finlândiyanın Şimal Kutb denizi eki sahillerinin diğer kısımları emmiyette değildir. Vaitolahti ile Liinahesmari 'arasında iki tane fiyord. birkaç tane de balıkçı kövü vardır. Bazısı 150 metreye kadar yükselen sarp Kayalıklarda milyonlarca deniz kuşları barınır. Rusyanın son hüküm- dar: Nikola TI, bu kayalıkların arasında biten böğürtlenlere bayılır ve sureti mahsusada adam gönderip onlardan toplatır, getirtirmiş. Li'nahamari ile Vuoremi arasında, Norveç hududu ancak 25 kilometre mesâfededir. Lâkin bu mesafeyi katet- miye irnkân yoktur. Arazi o mertebe sarp ve kavalıktır. Diğer taraftan ta. mamen Finlerle meskün ve Finlerin Koltakongas ( Gültekin-eli ) tesmiye ettikleri bir toprak parçasını Ruslar muhafaza etmişlerdir ki, Sovyetlerin «Son Posta» nın tefrikası: 40 NEZ Kapıyı açmamla Neclânın kucağıma yığılması bir oldu. Onu evime alamazdım, burada oturta- mazdım. Halbuki Neclâ muttasıl; — İçeriye. Diyordu, Benim tereddüdümü görün. hızlı adımlarla arkasından yürüdüm. Ma- sanın üstünden rovelverle sarı zarfı aldı, sonra bana dönerek: — Sebatsız; dedi, ilk darbede mağlü - biyeti kabul eden adam!. Senin zayıf ta- rafin budur işte!. Ne var, ne oldun, ne © luyorsun?, Ferhundenin bir müdahale - sile her şey bitti mi? Yetişmesevdim de bu tabancayı kullanmak imkânını bul » saydın ben ne olacaktım?. Beni bu ka - dar sevdiğini söyliyen sen, beni hiç mi düşünmedin?. Zayıf iradeli Haşmet!. Te. şebbüs ettiğin bu iş, öcizlerin klâsik ça- residir. Yürü, ceketini giy; beni evime götüreceksin! ü tam ortasından bölen düz bir)gü ee kollarımdan silkinerek koştu, ben de! “SON POSTA | Koltakongas'da ve bunun etrafında- ki Fin bölgelerinde birçok Laponlar ya- şamaktadır. Bunlar kendi hayatlarını İbu vahşi yere uydurmuş ve iklimi ile Imtizaç etmişlerdir. Fakat Finler için buralardaki hayat şartları çok ağırdır. Bu ağırlığı bir aztcık olsun kendi yurd. daşlarına hissettirmemek için Petsamo bölgesini her türlü vergiden muaf kıl mıştır. Bölgenin cenub kısmında bile ziraat imkânları mefkuttur; ve orada yi ların başlıca gıdası bazı yerlerde az ve kle yeti; ir. | O civarda kâin Janiskoski şellâlesin. den, Finler, memleketlerinin elektrik kuvvetini kısmen istihsal etmekte ve| yaz kış orada bu iş için 12000 kişi ça 4 lıştırmaktadırlar. Bu havalideki ırmak. ların yataklarında altın bile bulundu. 8u vikidir. Pinlândiyalı kardeşlerimiz Kutub de. larına kadar muntazam yollar getirmişler ve Koltakongas ya. | kınında, şelâlenin üzerine muazzam bir köprü kurmuşlardır. Harb patlamadan evvel; memleketin| merkezinden Buz denizi kıyılarına ka- dar elektrikle işler bir demiryolu inşa- sı da mutasavverdi. Ve bu demiryolu muayyen bir noktada Norveç şebekesi. ne bağlanacaktı. Rusyanın taarruzu 19 sene süren bir sulh devresinde Finlerin başardığı bü. yük işleri birdenbire sekteye uğrattı. Zaten taarruzün da hedefi bu idi. Finlândiya medeniyet yolunda terakki ettikçe dış politikasını bir Şimal devlet. hadına tevcih ediyordu. Ve böy. ittihad, Rusyanın Baltık denizin- leri İ ÖLDÜRMEDİM Suçlu başım yere eğildi, emrine sükü- netle itaat ettim. Elini dudaklarıma u - Jzattı: — Bunu öp ve bir defa daha benden habersiz böyle münasebetsizliklere te « şebbüs etmiyeceğine söz ver!.. Dedi; bu nermin eli derin, derin kok- iladıktan sonra: — Sen ne istersen o olacaktır. Cevabını verdim. Kapılarına kadar be- raber gittik. Son emrini de orada tebliğ Jeti: — Yarın akşam üzeri parkta buluşa - cağız!, * Neclâ, ellerini çırparak, öyle keyifli, öyle neş'eli geliyor ki... — Sorma Hâşmetçiğim, kıyamet kop- tu... — Nerede?. — Dün âkşam, bizim evde... —ieesüsür İolup, miktarı 36 bin değil, 16 bin lira İolduğu bildirilmiştir. Denizbank hamalları bir dava açtılar Yardım sandığı için kesilen 36 bin liranın ortada olmadığı idd Sabık Denizbankla alâkalı bir yol - suzluk hödisesi etrafında Müddelu - mumilkçe yapılmakta olan tahkikat neticelenmek üzeredir. Denizbank hamalları bir müddet ev. vel alâkadar makamlara müravaatla, kendilerinden araba nakliye ücreti ©-| larak ve bir nevi yardım sandığı kur-| mak maksadile kesilen paraların, or - tada olmadığını iddin etmişlerdi. Ha- malla; iddiasına göre, bu para 36 bin lirayı bulmuştur. Hâdise, adliyeye de intikal ederek bu işle alâkalı olanlar hakkında tahkika- ta geçilmiştir. Bunlar da daire şefi bulunan Said ile hamallar kâtibi Bi - lâldir. Müddeiumumilik, bu ciheti Deniz - banktan sormuş, Dlenizbankın lâğvını müteskıb yerine Devlet Liman- ları Umum Müdür! tarafından ve- rilen cevabda böyle bir para mevcud Bu işin müfettişlerce tetkik edildiği ve neticenin ayrıca bildirileceği ilâve olunmuştur. | Müddeiumumilik, şimdi bu cevaba | İntizar etmektedir. Eski Dahiliye Vekili şahid sıfatila dinlenildi Eski Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, ia ediliyor Müdürü Vedad Nedim bana bu 9*X 8 Kemalin za mahkemesine gönderilmiştir. i İki gardiyana işden el çektirildi Haber aldığımıza göre müddetumi” likçe görülen lüzum üzerine hapi”... ve tevkifhane başgardiyanlarından Hiğe yet ve Haşime işden el çektirilmişti”. Geçenlerde yapılan bir arama sıras” da bir mahkâmda sustalı çakı bulun” ve bunu müteakib açılan tahkikat, gardiyanın işden uzaklaştırılmasile celenmiştir. İstanbul barosu dün topland! İstanbul barosu umumi heyeti sasi 14,30 da Adliyede toplanarak BÖ çen defaki içtimada reylerin dağ! rol sı yüzünden netidelenemiyen 509 ikmal etmiştir. gil Dünkü intihab neticesinde, a Sofu, Osman Nuri Lermi, Asım So idare meclisi azalığına, Hamdi ipe 5 oğlu ile Ahmed Sabri yedek azal”, ra; Hüseyin Avni ve Vedad da muf kıblığa seçilmişlerdir. ti Ruzmamede bulunan diğer husus 4 görüşülmesi, Baronun Şubat topl bir istinabe duruşmasında şahid ola - rak dinlenilmiştir. Hâdise şudur: Bundan bir müddet evvel Ankara Matbuat Müdürlüğünde bir vak'a ol - muş, iddiaya göre, Kemal isminde bir memur, ayni dairede çalışan Selmin adında bir kadın memuru tahkir ve tehdid etmiştir. Bu hâdise Ankara asliye ceza mah- kemesine intikal ederek, duruşmasına batlanılmıştır. Vala şahidlerinden Şükrü Kayanın da ifadesi, İstanbul as live birinci ceza mahkemesine gönde- rilen talimat üzerine, istinabe yolile alınmıştır. Eski Dahiliye Vekili, mahkemedeki şehadetinde v etrafında, hülâsa - ten şunları söylemiştir: — Bu hâdise hakkında şahsan bir bilgim yoktur. Yalnız, eski Matbuat deki varlığını tehdid edebilir, Kutub denizi kıyılarındaki faaliyetini de belki tahdid ederdi. Rusya bu tehlikeleri önlemek istedi. Şimdi bakalım bu işin sonu ne olacak? Ercümend Ekrem Talu Yazan: Zeynel Besim Sun — Sen döndükten sonra doğru odama çıktım, kapıyı arkadan kilidledim. Kültür direktörüne ve arkadaşlarına hitaben yazdığın yazıları başından sonuna ka - dar okudum. Niçin bu Lizbet Zaydel hi- kâyesini, Ferhundenin rezaletlerini bana anlatmamıştın? Münasebet düşmedi Neelâ! — Hayır; anlatebilirdin. Bu suretle belki bu izdivacı da önlerdin. — Zararı yok, üzülme. Ben © geçmişe hiç kıymet vermem; halle istikbali dü - şünürüm, Sonra Haşmet, yemeğe indim. Yemeğin sonlarına doğru babam senden bahis açtı, — Dinle, Neclâ; dedi, artık Haşmet Gö neşle olan münasebetini kesmelisin. Cevab verdim: — Niçin baba? — Çünkü kızım, sizin münasebetiniz dedikodu mevzuu oldu. tısına bırakılmıştır. Poliste: Bir sarhoş bir kahveyi altüst < Haydarpaşa Rıhtım caddesinde APİ, Eskişehir otelinde yatan duvarcı İDA yaf dında biri evvelki gece son dereo? y bir halie Değirmen sokağında Kem ye sayılı kahvesine gelmiş, masa ve sog” ları devirerek orasım altüst ettikte? yumrukla camları kırmağa Kınlan camlardan biri İbrahimin damarım keserek ağır surette yaralan na sebeb olmuştur. Yaralı baygın b “14 Haydarpaşa Nümune hastanesine mıştır. İki amele iskeleden dürtü | Eyübde Bahariye caddesinde yeni ip r dilmekte olan kadife fabrikasına sinde çalışan amele Yuvan ve Çırağı sayt” kurdukları iskeleden müvazenelerini derek düşmüşlerdir. ri Bu sukut peticesinde her ikisi de ei lerinin mauhtelif yerlerinden ağir SU yi ralanmışlar ve tedavi edilmek Üzer” Wi hastanesine kaldırılmışlardır. Kaz © da tahkikat yapılmaktadır. wi giz ik — Bizim münasebetimizde ve yapılacak gizli ve kirli hiç bir Dok baba... » — Biliyorum yilmın; Geli zel de suz olan bu münasebeti idamedf edt” ne? Herkese birer, birer müracâ# rek izahat verecek değiliz aki ei — Anlamadım baba; bu mü neden zâten sonsuz oluyor? gi pe — Ne olacak kızım? KendisiBi * ge” lemekten âciz bir muallime VAM ay * ğilsin a7. İzdivacda aslolan ş87- deği dür; Haşmet Güneş senin küfü? — Peki baba, sen ne diye bU”: gf evlendin? Bu nazariyene göre Pİ bünde senin küfvün müydü? Bu sözlerim üzerine yüzü lan Ferhunde söze karışmak — Fukat Neclâ, ben baban4 madım ki.. bir kaplar celâdetile . ele Sali hanım; baba 119 ye rasına girmek hakkına malik öd” nir Bİ Unutmayınız ki bu evdeki veZİ” yer? sığıntıdan ileride değildir. EV6$ zorla vardınız! Babam bağırdı: — Neclâ! ni ? kire$ g wi çı atıldı” ) carkası v”

Bu sayıdan diğer sayfalar: