10 Aralık 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

10 Aralık 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> Sporcuların çok iyi tanıdıkları Finlândiye ve Fin çocukları Yazan : Ömer Besim 1936 senesi Ağustosunda iki ayrı grup| j mücadele halinde idi. On birinci olimpi- yad oyunları münasebetile Berlinde top- | . Hası gazeleci oldum? ANLATAN ve Bürhan Cahid Ustad Hüseyin Cahid Yalçın anketi .| mize cevab verirken hatıraları arasında Bürhan Cahidin gazetemizde çıkan bir| fıkrasına takılmış, kendinden bahseden! bu fıkradan dolayı maruf romancım. bir hay'i tarizde bulunmuştu. Bu itibar-| la Bürhan Cahid ile konuşmayı tail et- » kaldım m mek mecburiyeti asında karşı kar-| m gibi dilim ns dedikodu ve gürü k, kendi âleminde an 19- man üstağına evveli, başladığımız seri- nin İlk sualini gazeteciliğe nasıl başladı. kini sordum: İ Mercan idadesinde yazeteci başladı inde iken el yazısı Fatih Rıfkı, Or n Seyfi, Hıfzı Tevfik, şimdi Diyarbakır va- disi bulunan İhsan ©ir sınıfta bulunuya duk. 908 de nl meşrutiyetin ilân edil- diği sene. Hüseyin Cahid üstadımız da mektebin müdürü idi. Bu el yazısı ile kan gazetenin ben siyasi makâlesi: zardım, diğer arkadaşlar da edebiyat rafını doldururlardı. Mı m idadisini sonra Mülkiyeye geçtik. Orada da me mua çıkarmağa devam ik. Ben Mülki. yenin ikinci sını a iken â dım, Babıiliye düştüm. O zam; &den, Mahmud Sadıkla, Abdul! Zühtü- nün çıkardığı (Yeni Gazete) ye intisab ettim, Fayh Rıfkı da Tsnine girdi. | miz de ayni sene, ayri ay, ayni gün İç de amatör olarak matbusta girdik, bir daha 4a kurtulamadık. Esas gazetecili- Bim 910 senesine raslar. Demek oluyor ki 20 sene olmuş bu mesleğe gireli. Gazeteci Burhan Cah'd, romancı Burhan Cahid Sözlerine kısa bir fasıla veren değerli Yorgancı: — Garibdir, dedi, benim romancılık tarafımın daha kuvvetli olduğunu iddia ederler. Ben kendimi daha ziyade gaze- teci sayarım. Gazetecilikte de bir inkılâb yaptığıma kaniimdir. «Köroğ'u» janrın- da siyasi halk gazetelerinin mucidi nim, diyebilirim. Beni mizah muharr sanırlar, İlk defa «Karagöz» e O başm harrir yaptılar. Halbuki kat'iyen mizah- her c Gülümseyerek söze ide mama” intişar Servette, içtimat mev küfüv tanımay mal şuurla, muhakeme ile hiçbir alâkası bulunmıyan aşk yök mudur? Niçin meselâ bir ma. rangoz kalfası bir meb'us o hemşiresini, bir kömür amelesi bir mühendis karısı- nı, küçük maaşlı bir öğretmen bir gin kızını sevebiliyor. O kalfa, bu amele ve şu öğretmen hiç düşünmüyorlar mı ki gayelerine vusulün imkânı, muhal de- recesinde, güçtür?. Elbetle düşünüyorlar ve biliyorlar; fakat onların bu aşka müptelâ varlıkları herkesçe görünen kısımları değildir; mu. hakeme, akıl, şuur, mantık tanımayan diğer mevcudiyetleridir. Spirtüalistler bu nazariyelerinde ister haklı, ister haksız olsunlar; bizi alâkadar etmez. Bizce tesbit olunması Tâzım gelen nokta; insanlardaki şuur ve muhakeme kabiliyetinin de başka bir kuvvetin esiri bulunduğudur. Bu başka kuvvet, Çanakkale muhare- besi esnasında 80 kiloluk bir nefere kiloluk 24 lük bir mermiyi sırtında ta tarak topun merdivenini çıkartıyor. Nor- mal halin avdetinde ayni nefer ayni cins. ten bir mermiyi yerinden bile kaldıra- öyle inanılmaz tecelli ler arzeden bu kuvv sahada marangoza mebus hemşiresini, kömür amelesine mühendis karısmı, -zavâlli bir öğretmene de - az kalsın seni diyecek. esile birlikte evinin ahçesinde Halk gazeteciliği tipinin müessisi olduğu. mu iddia edebilirim. Unutulmıyan matbuat hatırası Sıra en şayanı dikkat matbuatı hatıra" “İsmi sormağa gelmişti, Bu suali sorarken alamadım.! Al de gülümsemekten kendimi Kendi kendime: — İster misin, dedim. bu Cal şayanı dikkat hatırayı diğer Cal sis etsin! Aklıma gelen pek çabuk basıma geldi, «Köroğlu» başmuharriri, «Köroğlu: hey- betile yaman bir cevab döşendi: hide tah- «— Hüseyin Cahid Bey hocamız zem| alâtarikulmedih yapmak istem hüneri gösteremediği için muva mamış. Muvaffak olamayışının İfikren pek yorgun olmasıdır. Üstadımızı muk mensuca daha başka muvaffakiyetsizliklere düş- müş görmek istemediğim için artık kule- mile çalışmaktan da müstağn! olduğunu düşünerek istirahate çekilmesini doğru buldum. Çünkü bu şeralt altımda fikir mücadelesine devam etmesi halinde me- Lozan vak'ası, Cü; yetin ilânı tim, durdum , zenginin kızını sevditiyor. Şu hale nazaran her şey şuuridir iddi- asında bulunmamamız İizım gelir. Ana hatları bu olan konferansım bir saat kadar sürdü. Alkışlar içinde sahne. den çekilerek küMür direktörünün yanı» na indiğim vakit bitab ve perişandım Kültür direktörü beni tebrik ederek koluma girmek nezaketini gösterdi. Hep beraber yürüyoruz. Halk salonu terke- diyor. Konferans salonundan hole çıktığımız zaman, Daniş beyin kızile beraber, bize doğru İlerlediğini gördük. Direktör ko- lumdan çıkarak Daniş beye doğru bızlı birkaç adım attı; el sıkıştıla Ben, mephut ve hayran, aşkımın hali. kana, benliğimin mabudesine daldım. Muhayyilem bir esrarkeş, bir kokal - noman, bir eroinci dimağı cevvaliyetile işliyor: Ona doğru koşüyorum; omuzlarım sâr- ddenn. ıma olan hür- metimle yazılarına karşı ağır ve acı tea rübelerle hâsi olmuş emniyetsizliğim a- rasında müşküle düşünce hürmeti kay- betmemek için kendisini yeni bir hataya düşmüş görmekten çe 1 ve bu make sadla artık istirahate çekilmesini teklif ettim; ind dedim İvabınız. Bir de mez msiniz, güzeteci maz hatırası hangisi”. Külüstür bir tavyarayle Parise — Gazeteciliğe bu Hüseyin Cahide c cevab v Peki, yenim sualum Fe zin en unutuk hatıralarım, öyle çek | bitmez. | Bir defa, mahkemeye düşme rekoru ben. İdedir. Zem ve k olmak sifa elli üçünde de İkimse gazetecil şmemiştir. dihten müdiri dava edild 3 defa Zannederir tim. Zi d ne- tam ye Türk En iyi gazetecilik hatıra gazetecisi gitmemdir. O z dürdüm. Bu ha en heyecanl eder. Zira idi küt acılık 0 4 Bilhassa bindiğimiz t stürdü. Buna rağm gittik. | * Bir taşla iki ku kete, hem Hüsey ma rağmen, içimde garib bir eziklik du- İk ben “sebeb olmuşum gibim yüyordum Cahidin arasını Dün mühim miktarda ithalât eşyası geli ün limanımıza gelen İlalyan ban. ita di Bari» vapuru demir eş- yün mensucat, makine aksamı, pi- kâğıd; boya; vernik; men- » pa - ak eşya; zım- ktrik malzemesi, lâst bara, kimyevi ve tıbbi ecza; cam eşya, İaevülddı gıdaiye, ipek ipliği, oyuncak, fotoğraf malzemesi, mantar, sigara kâ- , Rumen bandıralı Daçya var dişçi malzemesi, Teç tik oyuncak; teneke eşy ider lanan elli iki milletin murahhasları dört İsene sonra yapılacak olim yerini tayin için birbirlerine Dünya siyasetinin spor sah rol oynadığı o ateşli günlerde F yalar on üç eksik reyle mevkilerini Japonlara terkettiler, 1940 oli İ Toky dılar. İ "Tokyo olim İla meşgulken, binlerce | yapacakları spor te birakan Japon spor yerine at nı tercih ettiler ve a yapılmasını kebüle mecbur kal- yad komite rânü bir t , hazırlıklar» gencin bir arada $ ve ka. 6 da olimpiyad 0-| inci namzedi olan Finlân -| na kavuştu. Ne garib tecelliâ bürünmüş olan dan aldığı a boğdu. Son bi rinde olduğu 'andiyadan bal iy beyaz renkleri için çarpışan Finlerle ha uzun müddet alâkadar olacağ 1974 kafile hali nes) Temm e F oyunlarına gitmiştik teki Kol sta- tutun da, kl bütün nüsabaka « kendimizi k ın toplandığı Pa üveli muazzumadan a kedar irili, uf tirak ettiğ mi İdında Hayti ada bir cihanın arda bir bayrak ve bir renk için çalışan Finlandiyalı atletlerin o kadar çol şahid olduk mak imkânı yoktu. 4 k sporların en cazib ve en heye- canlı tarafı olan koşu! İcra bir köşesinde Kışın buzdan, yazın kurtulm garib bir arazi üstünde yapan bir milletin sporcusu olan Finlandiyalılar zaferden zafere ko- şarak cihanın hürmet ve sevgisini kâ- kardan zanmışlardı 1925 senesinde, Amerikadan meli bi ım talebinde bulunan Finlandiyanın üzekere edilirken maliye nazırı kürsüye gelerek o «Nürmi gibi bir koşucu yetiştiren bu millete yar- dım etmek borcumuzdur. demiş ve Fin- «Harika adam: oismini te şıyan atleti ONurminin şayanı hay- ret spor varlığı neticesi hayati bir mese- leyi kökünden söküp atmıştı Geçen Mayısta Osloda yapılan Avrupa açılış merasimin- reisi rzusu mecliste m b lândiya güreş birirciliklerinin de beynelmilel güreş federasyonu Finlandiyalı Smeds 1940 olimpiyadlarına bütün milletleri davet eden nutkunu söy- | | leri ÖLDÜRM Isla, sarsıla ağlıyarak ayaklarına kapanı İ yorum. İpekten ellerile beni tutarak yer. den kaldırıyor. — Konleransı bahane ederek yalnız ve ancak bana karşı söylediğin sözlerde- İki manayı anlamamış değilim; babamın İservetinden aşkımıza ne sevgilim?. Ben de seni seviyorum. Diyor. Onu kollarımın aramna alıyo- rum, Gözlerimiz yekdiğerlerine, samit ve sakin, kalblerimizin zemzemesini te rennüm ederken dudaklarımız ansızın İbiribirlerini buluyorlar. Gözlerimi yumuyorum ve kültür di. rektörünün sesi kulaklarımda çınlar çın» Jamaz birdenbire sıçrıyorum: — Buyurun bay direktör... — Gel Haşmeti. Daniş beyefendi se- inle tanışmak istiyorlar. Bir #ümnambol gibi ilerliyorum. Küi- #ir direkiğrü tekdim ediyor: ni Yazan: Zeynel Besim Sun — Haşmet Güneş, orta mekteb mual İlimlerinden... — Daniş Sırım beyefendi; şehrimizin maruf ve en kibar şahsiyet Derin bir reveransla, bana uzatılan e li sıkıyorum. Daniş bey: — Sizi tebrik ederim bay Haşmet Gü“ neş; memleketimizin cidden iftibara de « ğer bir gencisiniz. İltifetını bezlettikten sonra kızım iğa- retle: — Kızım Neelâ, diyor, size takdim € - derim. Bu gibi mevzulara ve alelıtlak 0- kumağa merakli bir çocuktur, namızla fevkalâde alâkadar oldu ve be ni sizinle teşerrüfe o sevketti. Bayan Neclâ, nurdan nişan veren e - Mni uzatıyor, bir taraftan kalbim göğ - sönnü yırtmağa çalışırken diğer taraf - tan sağ elim önümdeki mur parçasına doğ Yu uzanıyor ve temas Aninda bukaria - şan kanım tekroll vöcudümü — elekirik Kanfe -| 1 Finlândiyanın harike adam; | ki eğlence ye malik değiliz. F ikati gördüm. Ors inde olduğu gibi eğlenmek mür n değildi. Bir kenari dan girip, diğer | narından — çıkğuğ” nın baştanbaşa çamla ında küme küme koşan atleti” a meri eke” ğini anlami” Finland ormanla hayretle gördüğüm tin Nürmiyi nesil yeti ta müşkülât çekmed Senelerdenberi memleketle için spor yapan ve « d yedi iklim, dört bucağa tanıtan Fİpi* diyalılar meğer o hararetli hazırlıkla 1940 olimpiyadı için değil, âmansız harb için yapıyorlarmış 5 Bir avuç atletin şimdi spor yapar gibi harbettiğine hiç şüphe yoktur. yi İ © 1040 olümpiyadına iştirak edecekleri bildiren milletler, bugün dünya att rine çok evvelden hazırlanmış ve Zet? de beş kıt'anın renkleri dalgalanan ol” piyad stadının üzerinde bombardi.. tayyarelerinin dolaştığını teessürle &ö” İyorlar; Medant asrın sporu, pore vöcudünden ter yerine kan çıkatıYö”” İ Muhtelif olimpiyadlarda dinlediği? İkinlândiya marşı çalınırken, Nursi, İRitolâları, Jarvinenleri, Sahninev VE e boloları alkışlamak için ayağa kalkan” İbugün bütün Finlândiyalıları seli mak ve bütün dünya sekenesinin İf inin şeri say aştıktan 8 . Uğuldıyan kulaklarımd? i bir musikinin en tahammülsüz ” meleri çınlıyor: Tebrik ederim bay Haşmet Onlar yürüdükleri için ben de * yorum. Müteharrik bir halinde Allahım!, Sevinç delisi — olacağı" 3 gayrimuntazır t iyarlığın garh0f” ep İçinde perişanım, Hududsuz feza. syf harareti, onun bayıltıcı rayihasi * du. Halkevinin bahçesine çıktığım. pi man ciğerlerimin bütün genişleM” (ş4* Hyetini kullanarak onun kokusunU neffüs ediyorum. Ayrılırken, tekrar elimi sıkarak? Gü” — Daima konuşalım Bay Haşm8* g0? r, her Salı saat dörtte abul günümdür. a UN Güne” * — Ne o delikanlı? Çarpılmığt Orsun... v EE onlara yordu da bay direk vel — Atma Receb, din kardeşiyi” nin yutturma &detin olmasa İ İsali bulunmaz çocuksundur. — Teveccühünüze ( teşekkü” bay. direktör amma (yutturma nerden çıktı? v —'Bena gelirsin, «bir öğret” gi gin bir kızı isterse yazacağı” iti verdireyim mi» dersin. Konfera a. jeek olursun, ayni mlssli kullanı) vi i Arkası V et, 7

Bu sayıdan diğer sayfalar: