8 Aralık 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

8 Aralık 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sam “Son Posta, nın Hikâyesi Ümmünün mas . Yazan: Nimet Mustafa «MEB li ti i herhalde çok sevmiş- kada, ” tanıdığım zamandan bugüne pm senele ayısı tabii ömür on bir insanın bütün ömrünün üç- a fazla olduğu < halde ben biz çiy Sik sık haftırlarım. Ne vakit kapıley âtalı (krema) yemek arzusuna #rip EN bu arzuyla bir mahallebiciye öm gr İabak çikolatalı krema getirt. Din aa iin yüzü hemen gözleri - üne geliyor. Çünkü çikolâtalı Ber mi üstündeki çizgilerin eşi çiz- gi AR da yüzünde vardır. Ne za he Be hel Çi ün İn acı camekânında İ Zörsem gene onu hatırlarım. helvayı eden bilmem; bana hep susam kürkağ alırdı. Bilhassa bir o gazetede oh a Tesmi görsem, hele sayfiyede Yula, SUMuZ vakit oralarda sık sık du * kapı bağa seslerini duysam gene Sara Yüzile karşıma çıkar. "Ba resmini, kurbağanın kendi. ünce; kurbağâ sesi işitince Üm- atırlammamın sebebi şu: henüz çok küçüktüm. Yaşım İN ok rü Böri bam i ha, amma, çocukların duyduk - lar, N URutmadıkları, ve merak sardık. Gecek Kani yaşsa işte o yaşta İdim Müz ie ben esnemiye başlr başla - #nâ varır: —E.. z yep ik beyimin uykusu geldi! türü, beni kucaklayınca odama gö Hİng , “Yar, ve yatağıma koyup üze - Kani ilkten sonra masal anlatımıya “ Ümmünün yeyine masalı Üren Masal ağ yü hatırlamamın sebebi bu; kur- — yp salina şövle başlardı: iv ir yı 5 iki kur - bağ iş bir yokmuş; iki ku N Etne esnerim: ra Ümmü? ğa iç, irbağalardan biri erkek kur- Bang” öteki dişi kurbağa. Mang, Ji sonrasını Ümmüm swlet - aker Masalı keser, başka şeylerden ta iye başlardı, Mak kala büyüyeceksin, elin ek - Maraz cak, ben o zaman iki büklüm ba e Sen soracaksın ben de rrasa- Be, Yü anlatacağım. dalnğ, Ümmünün bu söylediklerine ber, * Ben büyüyeceğim hal... Ba- alacaz gbyük olacağım... elim ekmek da nasıl l⣠benim elim DE öl Yor mu ki?! Gerçe annem iniş kma lokma yapıyor amma, al ben gene elimle tutuyordum. luk, Being *RST da var. Büyük annemle Bengi tut İâr UP eve getirmiştim. Bütün bun. Ün da bir tek eksik kalmıştı. i büklüm olacaktı. Acaba bu © iye? İlt büklüm insan nasıl o- bj - benim: saçlarıma me benziye- — Çünkü beni görenler: asıl dat büklüm bü Sen'in a b 2 im! susam | ği Yedi mi idi? Şimdi pek bik)” idi, işte kurbağadan! an gibi büklüm büklüm kıvrılacak mıydı? Seneler geçti. Ümmü bizim evden çıktı. Ben mektebe gittim. Ulümudi - niye dersinde Ümmünün, münn İmametinin esiz olduğunu okuduğu zamanlarda da onu bötırlarım. Başta İda dedim ya... Bugün gene onu hatır- ilarım. | Nihayet yirmi karşılaştım. O sene ben liseyi biti İdum. Bir kitdb almak için Babifliye İinecektim. Eski Medresetülhattati |bulunduğu binanm arkasındaki di yokt en Ümmümü gördüm, Kendi, duvar dibine oturmuş, önüne kavvaü bir kutuya susam helvalarını koymuş; iya susam, helva! her şevi Il Ümmü susam helvalarını, Junuttu. Yerinden fırlad, boynuma dı. Ben de onun boynuna atıldım: Aman kilçük bey ne kadar da bü.| Aklıma kurbağa masalı gelmişti. He- men onu sordum: Hani Ümmü bana bir masal söy lerdin... — Söylerdim Ayu! — Bir varmış & ğa varmış. bu kurbağalardan biri er . kek kurbağa imiş, öteki de dişi kurba- Ümmünün gözlerinde yaşlar belir - mişt — Nasıl bilmem küçük bey bu be - nim sana anlattığım masal. — Peki #mma dadı, sen bana bu mâ- salın sonunu anlatmadım. is © zaman küçüktün. Ayıbdı yü igözün açılırdı. — Peki şimdi söylet — Şimdi söylerim, büyüdün yat — Haydi, haydi çabuk. — Bir varmış bir yokmuş, iki kur - bağa varmış, biri erkek kurbağa imiş, hiri de dişi kurbağa. — İşte arkası Ümmü, hani bana ar- İkasını söylememiştin! — Erkek kurbağa dişi kurbağalı, di- şi kurbağa erkek kurbağayı sevmiş. | | Ümmünün çizgili yüzünde utandı nı belli eden daha başka çizgiler ha zün İ et söylettin.. Sen bü » yüdün amma, gene sana söylemem ay:b. Sen benim için gene o kadar kü- çüksün ve keşki söylemeseydim. O zamandan bu zamana kadar bir daa Ümmümü görmedim. Bütün su- sam helvası satan zenci kadınlara dik. Yugoslav takımı dün geldi ve Ankaraya gitti Yugoslavya futbolcularından bir kısmı istasyonda Ankarada iki maç yapmak üzere davet etilen Yugoslavya futbol takımı dün sabah şehrimine gelmiştir. Sirkeci İstasyonundü merssimle karşılanan Yuğuslavyak wisafir İfutbolcular dün Ankaraya hareket etmişler. dir. Yugorlavya takımı Ankarada yapacağı İki maçtan sonra İstanbula gelecek ve şehri mizde 3 oyun oynıyacaktır. Galatasaray, Fener - Beşiktaş- Eeyoğ usnor maçları hakemleri Stad kupası maçlarının finali Pazar gü - Taksim stadında oynanacaktır. Galatasaray, Fenerbahçe maçın Sami, Beşiktaş, Beyoğluspor maçını Şazi idare e - desektir, Şeref ve Bakırköy stadrlaında yapılacak maçlar Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesinden: 10/ 12/890 tarihinde yapılacak maçlar şunlar - dır: Bakırköy stadı; Rumelihisar . Doğanspor saat 1230 hakem Ruıtkı Aksay. İstikldi . Feriköy wat 1430 hakem Eşref Mutlu. Şeret stadı: A. Hisar . Karagümrük saat 1030 hakem azl Tezcan. Yan bükemi Fikret Kayral - Ziya Kuyumlu, Anadolu . Feneryilmaz saat 1230 haken Ref'k Top. Yan hakemi: Halid Uzer .Ne . şet Şarman. Şişli Kale saat 1430 hakem: Necdet Ge- zen. Yan hakemi Halid Uzer . Fahrettin Somer. Altınordu da finten çekildi Oyuncularından bir kısmı ceza görmüş 6 lan emektar Altınordu klübü ikinci ligden çek'imiştir. Altınordu ile Wgden çekilen lühlerin a - (ded! üç olmuştur. Teşkilât da Eyübü ligden Içıkardığından ikinci lgden ayrılanların «a. yıst dördü bulmuştur. Bir çocuğa yük arabası çarptı Küçükmustafapaşada oturan 9 yaş- larmda Yusuf adında bir çocuğa Fener caddesinden geçerken Hayri adında bir arabacının kullandığı yük arabası çarp tır, Yusuf muhtelif yerlerinden ya- ralanmış ve tedavi ilmek üzere Et. katli dikkatli bakarım. Fakat hiç biri kaldırılmıştı Sayi ı Yazan: Reşad Ekrem | İsyan haberi — Öyledir, hünkâr hizmetine iden az m yiğitin kanına girdi — Yazık oldu Musa Çelebiye... , — Sultan Murad işini bilir, çalgıcınm|vablarını çıkardı. dengi köçektir, çengidi Gözlerini yumunca, Murad, ki lg — İşittiniz mi, padiğah Musa Çelebiyi bir kan denizi görüyordu. Üstünde bütün çırağ ediyormuş... İsevdiklerinin başsız cesedleri yüzüyordu. — İşitmez olur muyuz, Misıra beyler-! Kendisi, boğazımda ve uyaklarındı kup beyi oluyormuş... şun gül bağlı, bu kan deryasının di — Ne günlere kaldık. tüysüz oğlandan | bine d« ö beylerbeyi olur mu? silkinip fırlıyor, gene dalı Yeniçeri ağası olduktan sonra bey-| yordu. Deli Hüseyine kayığ lerbeyi ne diye olmasın! zarlanmasını, hemen İstanbula gideceği” — Bre susum.. bre susun cahiller... BiZ'ni emretti. Kendi kendisine de: «Hasar köylüyüz.. bize böyle lâflar gerekmez...|ne yapar ki... Hasan ne yapar ki... Bang — Bre cambaz seyredin. eden bir kaber salmadı.. voksa zavallıyi, — Bre köçek seyredin. iparaladılar mm?» diye söyleniyordu. Deli — Bre varın şerbet için, limon suyu,| Hüseyini gönderdikten sonra huzuruna armud suyu, elma suyu içi Küçükefendiyi devet etti. Vaziyeti ong Padişahın huzurunda yapılan eğlence- birkaç kelime ile olduğu gibi anlattı. Mi4/ ler, ayı güreşleri ile başlamıştı. Evvelâ rasyedinin eli ayağı titremeğe başlamıştı. girme-) damlarla fazla hemen orada böy ra, süratle çiftliğe döndü u Üçünün de, durttw. Son Balıkçının es- .İ meydana, sahibleri ile beraber on tane Murad, kendisine, düğümü ve eğlencelerfi kadar ayı çıkarıldı. Sonra Demirayak di- büyük bir soğukkanlılıkla devam — ettir-i ye meşhur bir pehlivan çıktı, İri yarı vemesini, İstanbulda, vaziyete kısa bir za- ayı kıllı bir adamdı, Gözlerinin etrafın.'men zarfında hâkim olacağını söyledi. da, avuçlarında ve bir de ayağının taba-, Tam bu sırada, Çekmeceli nında derisi görünüyordu, üst tarafı kıl! arala; ikleri dört y , ile örünmüş idi. En iri ayılardan birinin göndermişler, padişahı, Çekmeceye denia, zincirini çözdüler ve Demirayak pehliva-| onanmasına davet etmişlerdi. Murad bu mın karşısına saldılar. Demicayak, koça davetten İstifade etti. Deniz donanmasına: hayvan ile kucaklaşarak yarım saatten seyretmek üzere derhal geleceğini söyle fazla boğuştu ve nihayet ayının sırtım di ve Küçükefendiden d yere getirdi. Ayıcılar da onu taklid ct- birer hançer hediye etmesiniricaeli. mek istediler. Hepsi soyunarak ayılarMe! Daha gelin gelmeden, padişahın Çek- güreş tutuştular, fakat a il meceye deniz donanmasını seyre davet altlarına alıp sırtlarını yere getirdiler. | edilmesi, diğer düğün halkı Için pek te Ayıcılardan sonra meydana maymun-| © kadar haş karşılanmamıştı. Murad, Deli cular geldi. Onlar da bir takım hünerler Hüseyini kayığın hazırlanması için Çek- gösterdikten sonra, Mısırlı cambaz ile ya- meceye gönderirken, Güllü Fatmayı da, mağı meydana çı Bu cambaz, hokka. yola çıkmışsa, yoldan çevirmesini, çık- baz çırılçıplak soyundu. Ayaklarına de-!mamış ise, hemen alıp ükefendi ya” mir kelepçe vurdurttu. Gözlerini bağlat-|lısma götürmesini tembih etmişti ta. Ellerini de arkasından sımsıkı bağlat.! o Padişah, çiftlikten kasıbaya dönerken ti. Onu hünkârn ve binlerce seyirelnin| yanına yalnız Musa Melek Çelebiyi al- gözü önünde bir zembilin içine koydular. mış idi. Tayyarzade ile Gümrükçüye de, Zemibili de bir peştema! ila sarıp ağzım bu karışık zamanda İstanbula gelmeme" diktiler. Sonra zembili, bir maka; ile lerini tavsiye etmişti Küçükefe: Hü- düğün meydanına dikilmiş bir sırığın te-|seyin efendi, Tayyarzade ve Evliya Çe- pesine çektiler. Beş on dakika sonrs, hok-(lebi, Murad giderken, göz yaşları içinde kabazın, bütün bağlarını çözmü ma kapanmışlardı. Muradın niyeti, zembilin içinde oturduğu gi ile Musayı, yanında götürdükteri tepesine, zembil içinde dördü izli dın bayat ve devletine dua ettikten sonra sırığa sarılarak aşağı indi. Padişahım hu- zuruna çıkarıldı. Bir kese akçe ihsan aldı. da hassa çiftliklerinden birinde mekti. O, bütün ih lerde olduğu gibi, 'ibtilâlcilerin her şeyden evvel, bir takım masum gözdeleri ile mlerinin kanme Onu, ip cambazlarının ip üstünde me- Muradın huzuruna çıkmıştı. İlk fırsatta padişahın kulağına bir şeyi Murad, sadık hizmetkârinın yüzüne ma- nah ve dik dik baktı. Fakat etrafma hiç bir şey belli elanedi. Büyük hir soğuk- kanlılık ile fp cambazlarını da seyrettik. ten sonra maliyeti İle beraber çiftlik bi nasına çekildi. Orada, Çekmece balıkçı larından bir yiğiti çağırtıp derhal soyun masını emretti. Bir balıkçı kıyafetine gi- rerek Deli Hüseyin ile beraber at'andı ve derba! üç yeniçeri neferinin hapsedil. yere gitti. Padişahı karşılarında yeniçeriler, hiçbir şeyi inkâr edeme İstanbulda, ba sabahtan itibaren rilerin ve hattâ bütün İstanbul halkınm kendisine karşı silâka sarılmış olmaları fısrdadı. şale yarışları takib etti. Ve işte im ban maması olduklarını biliyordu. sırada idi ki, Deli Hüsevin de dördüncü! Sevgili gözdesile beraber ılgar ile Çek“ meceye gelen Sultan Murad, Güllü Fat- mayı merak ve heyecan içinde, Küçüke- fendi yalısında kepdisini bekler buldu. Güllüyü görür görmez, Murad, birkaş dakika ora şöyle bir uzaktan seyretmek- ten kendisini alamamıştı. Gelinlik, bu dilber, bu güzel, bu şuh çingeneye de yaraşmıştı. Ayağına in- ci işlemeli bir pabuç giydirmişlerdi. Be- yaz atlastan bir şalvar ile beyaz ipekten bir iç gömleği ve incili bir mintandan ibaret sade bir tuvaleti vardı. Boynuna, vaktile Sultan Mursd (arafından hediye edilmiş ve daima yanında taşıdığı bir di- zi incisini takmışlı: Her tanesi fındıktan büyüktü. (Arkası var) güzellik olarak ve biribirin- den ayırmayarak arzuladım. Bir tanasi ile başa çıkamazken ikisini ibirden sevmeğe kalkma! Allahım, ne badbhatlık? Mama geçtiği Korent kanah| Ahaiya mıntakan denilir. Bu- Ç ar, planımuş bir halk şarkısının Biz gatırlıyorum. Anne ile kız 2- «Son Posta» nm yeni edebi romans 47 konuşma: kaş, değirmene git, unu * Patras fstasyomuna geldik... Dediler, tren burada bira: uzunca du- racaktı, Sabahın saat dekuüzundanberi şalı yedi şaet üstüste oturmuş olduğumua için uyuşan ayaklarımızı biraz harekete İgetirmek üzere trenden inmeğe karar a vE GEYLAN AVI N verdik. Daha önce atlıyarak hanımlara Yazan: Refik Ahmed Sevengil yardım etmek üzere elimi uzattım, Lisa ren varlığını hatırlatıyor ve bu hal onda hizmetimden istifade ederek indi: Rita- hususi bir canlılık teşkil ediyor. ran bütün ağır" Kendimi iyice yokladığım zaman Bö-İymusaklığı ile birlikte kolur rüyorum ki ik bu kadınların üçü için | piesettim; Ayse: de yer var. İhtiraslarımın bitmek bilmi-| O. Rahstsz yen açlığı bu üç güzeli de pekâlâ hazme-| Diverek ve Sebilecek - Hattâ üçünü bir- by kr erimi bir sç- den. . İ m ii © üçü-| Patras, Yunanistanin ehemmiyetli Hi- a hiç reg Earl olrak — manlarndan biridir. İstasyon binası bü- a İyü kalabalık, hareketli bir hayat ediyorum! N İyük, peron yaptığım his tahlil : kaşasına dülan arkadaşlarının yanında |kametimi değiştirterek günlerimi netice- istasyonumu geçmiş, Di- ayakla durarak bahse karıştı. Heyecanlı siz gibi görünen bir emel ile öldürüyur. Yaklaşıyorduk. Saat on İkiyi sesle telâffuz edilen türkçe cümleler ya-/ Ayşe yokken Lizayı gittikçe hum- Trönde vagon restoran yoktu, rım yamalak aksediyor, arada bir başka|malaşan bir hava içinde arzu ediyorum. ir büfe vardı. Soğuk dillerden cümleler işitiliyor, Ayse Atmaya geldikten sonra hi lerimde an mürekkeb | Yanımda pencerenin önünde oturan garib bir vuzuhsuzluk ve karışıklık hâsıl Yemeği hazırlanmıştı; yol matmazel Rila, karşıki sırada yanyana oldu. alarak dizlerimizin oturan Liza ve Ayşe, olimpiyadlardaki | Pencereden dışarısını seyrederken göz- bu ;suretle bir sofra derecelerden başlayıp sporcular ve seyir-|lerim yanı başımda oturan matınazel Ri- İcirler arasındaki kadınların kıyafetlerine! fanın profilini ince ince tetkik ederek do- iya şarabırın me geçerek oradan son tuvaletlere atlamış- laşıyor. Lizanın eşsiz benzeri Liza kadar lezzetini henüz ağzımda, lar, kırık dökük, mevzudan mevzua, bir mefis ve arzuya lâyık. örada yüz meseleyi birden konuşuyor-| Ben bu kadinların hangisini seviyo . Vel çantasından yapi-| (o Sigaramm dumanlarını, hammları ra- rum? Ayşe ayrı güzel. Liza ile Rita ara- adi ne a nlğnnin hatı çümiş olmama için yukarıya, ia (eda dat birliği, iç baekaliğı ver. Eran) anın tatmin edilmesile geçip gidecek a olduğunu gördüğümüz Sarılmş olduğu gazeteyi vaya doğru üflüyarum; halka halka dur-! melârkolik taheyyüler, efsanevi his ve a faklı büvük! dan da anladı Rİ .,, İkalikta görünmüyor. Ben bu kadınları|u!amı © ue z N hayal âlemleri, şir ve sevgi zevkleri ile! 3 a in "İ Artık Korent k bitmiş sayılır, geçmekte ola ger anlar birleşin a pecerşoin Ün Gala yahu, yakılanıdıkça derinleşen velimdii uygar bütün rank, e | pelenoner yerımedannn üst ayaklarım uyuştu, ya- | rafında koşturduğu rüzgira kapılarak | ihâarı esrarlı uçurumlarına çeken bir hür) rabları, şiddetli ihtirasları ve inkisarları İ gerilere atılıyor. — z viyet sahibidir, Rita da her şey ilk na-işle aşktır. İkisini birden mi? Evet. Zâten Ayşeyi birkaç ay evveline kadar deli- Kendi kendime leri | hissedilivor. Memleketin başlıca ihracat bu merhaleye gelip düğümlenince vardı- | $ehirlerinden birinde olduğumuzu biraz ğım neticeyi doğru bulmadım. Hayır, be-|sonra tren yoluna devam etmeğe başla- ni rahatsız eden şey sadece cinsi bir ar-|YIP ta denize kavuştuğumuz zaman İima- um içinde dolaşmağa iraz İlerideki başka bir bararetli bir spor müna İzarda maddi zevklerin kızıl renkli gül | Ankarada beni ziyarete geldikleri ik! K $ / a cesine sevdim; Liza ne zamandanberi be-İlerle dolu, havası başdöndürücü bir bah- İgünlerde de hangisi ile karşılaşsam mut denize rağmen karşıdan seyrediyordu ni arkasından sürükleyerek, seyahat isti-'çeye beriziyen ve bakışlara sarhoşluk' ve-'haka ötekisini de arardım. # Ben onları de: /Arkası vari

Bu sayıdan diğer sayfalar: