8 Aralık 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

8 Aralık 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

b) Vaziyeite ilk vuzah Alümeileri Yazan: Muhtttin Biygos 5 (Baştarafı 1 inci sayfada) ketmişiir. Halbuki Almanyanın askeri kuvvetleri ne kadar böyük olursa olsun dekine nazaran iktisadi sahada ne kadar daha iyi bir mevkide bulunursa bulun- sun böyle büyük bir mücadeleyi Führer yalnız başına istediği neticeye ulüşlıra- maz. Almanyanın manevi sahada çoktan kaybetmiş olduğu bir mücadeleyi kuvvet bakımından kâzanması için mutlaka ken disine yardırmlar bulması lâzımdı. Onun aksini düşünen bir siyaset, cezbeli bir ruha sahib olduğunda şüphe bulunmıyan Führere hayal inkisarlarından ve mu - vaffakiyetsizliklerden başka bir şey ge-| tiremezdi. Bundan dolayıdır ki yakın za- manlara kadar biz Almanyanın bir takım | gizli anlaşmalara istinad eden bir hare - ket plânı içinde bulunması ihtima! he- sabdan hariç tutmadık ve sarih bir fikir edinebilmek” için hâdiselerin inkişafını beklemek lâzım olduğunu daima tekrar- adılr. Şimdi son günlerin hâdiseleri gös- teriyor ki Almanya bu harekete daha zi-| yade müfrit bir nasyonalizm duygusu ve | derin bir cezbeye sarılı olan heyecan ha-| vası İçine atılmış ve her halde müsbet ve kuvvetli esaslara istinad etmekten ziyade bundan sonraki kombinezonlara bağla - nan ümidlerle hareket eylemiştir. Böyle hesabanzca hareket son senelerde o kadar hesablı muvaffakiyetler elde et- miş olan bir memleket için ne karlar müsteb'at görülürse görü'sün son za - man'ar vukuatı bu görürüşü teyid eder mahiyettedir. Kati bir hülüüm vermek için biraz daha beklemek lâzım geldiğini kabul etmekle beraber ahvalin bugünkü seyri bu intibsı kuvvetlendiriyor, * Filhakika geride biriktığımız son üç aylık vukuatı gidişini tetkik edecek o - Yursak görürüz ki Almanyanm yalnız! kalmıyacağına veyahud çok kuvvetli yardımcılar tedarikinde büyük bır talihe malik olduğuna dair alâmetler hiç art - mamıştır. Bilâkis bunun zıddını göste - rir alâmetler gittikçe vuzuh kesbediyor. Meselâ Bay Hitlerin yaptığı sulh taarruzu netleelenmediği takdirde nasyonal 205 - yalizmin yeni dostları Almenya ile ko - muşup yeni bir hareket p'ânı hazırlıya - caklardı. Halbuki Rusya Almanya ile ko- nuşup müşterek bir hareket plânı vü - cude getirmek yerine zabıtasız kalan Av- rupada kendi başına ve kendi hesabına bir takım mevzii hareketlere girişti. Her iki tara? arasında garb devletlerine karşı siyasi bir tesanüd görülmüyor değildir. fakat (bu tesanüd müşterek gayeler için değil, ayrı ayrı esaslar için kullanılıyor. Diğer taraftan İtalyanın son Finlân.| diya hâdiselerini takib ediş şekli de! Almanyanm müsbet yardımcılar but-) mak bakımından İtalya hakkında bü. «La Roche.vucaulde a dostlarından biri: — Dünyada en mes'ud adamlârm hangi sını? msanlar ara- sında yaşamakta olduklarını sormuştu. La Rochefoucauld: — Beden kuvveti sarfederek çalışanlar arasında, cevahım SON POSTA İnsanda biri zihni, diğeri adali iki çalışma kuvveti vardır, bu kuvvetlerin ikisi de ayni zamanda faaliyet halinde bulu- namazlar, biri çalışırken diğeri dinlenmek ızlırarındadır. Bu sebebden dolayıdır ki beden kuvveti sarfeden ekseriya az bulur. düşünür, az düşündüğü zaman da bodbahtlık sebeblerini az SOZ ARASINDA verdi. Gandi ile Lüks otomobil! Hind liderlerin (778X den Gandinin don b“ yö) gömlekten baret 7, A » Ns olar sade elbisesi- hye > le hususf otomo fe arf& 4 ili arasnda pek | Mi büyük bir tezad di vardır. Kendisi ne Şi! kadar basit ise 0- tomabili de o nis- bette lüks ve her türlü konforu havidir. Rus bestekârı Rahmaninof Sovyet tebaalığını terketti Rus bestekâri Rahmaninol Amerikan tebaalığına geçmek arzusunda bulunmuş- tur. Son Rusya hâdiselerinin bu kararın- da bir tesiri olup olmadığı sorulduğu 2a- man bestekâr: «Rusyaya dair fikirlerimi sormayınız!» cevabını vermiştir. Bir İngiliz boyacısını fedakârlığı Bir İngiliz boyacısı Soutbabpton doklarında bir transatlantiğin yanları- ni boyarken müvazenesini kaybedip de nize düşmüş. Ayağında ağır demirden postaları bulunan bir arkadaşı on met re yükseklikten denize atılarak boya - cıyı kurtarmaya koyulmuş. Bunu gö « yük ümid besliyecek mevkide bulun -İren ve denizde çırpınmakta olan boya- madığını gösterir Firlândiya hâdise -İcı, arkadaşıma: lerinin İtalyada çok fena bir tesir yap- miş olduğunu isbat eden deliller hayli çoğalmış bulunuyor. İtalya Mihver dostluğuna kuvvetle sadık kalacağını söylemekten vazgeçmiş değildir. Fa » kat Pinlândiya hâdiselerinin İtalyada. ki akisleri gösteriyor ki, İtalya Rusya- nın fazla faal siyasetinden de asla memnun bulunmuyor. Demek İtalya Mihver siyasetini bâ- lâ sıkı tuttuğu hide Rus - Alman dost- luğuna karşı hiç değilse soğuktur. Son zamanlarda ayni vüzuh ile göze çar- pan alâmetler Eylülün birindenberi meçhulâtla dolu duran bir siyaset ha. vası içinde gözümüze çarpan ilk aydın- lıklardır. Bu alâmetlerin bize tam bir vözuk ile kat'i bir hüküm vermeğe ki- fayet edecek deliller olmadı : lim etmekle beraber çok manalı alâ - metler olduklarından şüpbemiz yok- tur. e ME O Almanyaya #kıl öğretmek bize düş- memekle beraber ve gene eğer Alman- ya bugün göründüğü gibi hakikaten bu mücadeleyi yalnız başına yürüt - mek mevkiinde ise bu harbi elevlen . — Yahu!. Hiç bu halde denize atla - mr mm? Allah göstermesin öleceksin be! diye seslenmiştir. dirmekten ziyade yetıştırmayı temin ! edecek bir yol bulması hem kendisi hem de bütün dünya için en hayırlı bir hareket olur. Ve harb böyle devam ettikçe mücadeleden kim galib çıkarsa çıksın Avrupanın tarihte tasavvur bi. le etmediğimiz böyük bir mağlübiye- te, bülün sekenesile birlikte büyük bir mağlâbiyete uğramış bulunacağı mu- nakkaktır. Allah cğmleye akıl versin! e uheitin ( asan İSTER dâş soruy: — 75 Uraya satılan boyunbağlar; 35 liraya iskarpinler, 10 liraya fırçalar ve daha bilmem neler gözüme çarpıyor, bunların mal oluş flatları ne, bıraktıkları kazanç ne, halka verdikleri ziyan nel; diyor, Suallerinin cevabların: bulup çıkarabilmek möiim bir hesab meselesidir. Bu hesabın ko- laylıkla yapılabileceğini sanmıyoruz, buna mukabil 7,5 hire- İSTER İNAN, Manifatura eşyasınm kıymetinden bahseden bir meslek- İNAN, srereimemessesmesseereseeserereeseeeee seeeeeeReRARAAAN, Horgin bir fıkra Çocuk ta tek olmasın Evlendiğini yılında, kanısı ikiz çe- cuk doğuran genç erkek, hemen o gün çocuklarımın nüfus kayıdlarını yap- brmak üzere nüfus memurluğuna diyordu. Keyfi yerinde Bir me hanenin önünden geçerken: Meyhaneden çıktığı zaman iki tarafa sa'lanıyordu. Fükat nüfus memu oraya giki di: — Beyler, dedi, ikiz çocuğum oldu. İ Nüfus kayıdlarını yaptıracağını, Memur cevab verdi; halle der b Biran düşündü: Bir yanlışlık oldu sanırım, he bir ikere de eve gidip bi İ ta sakın tek olmasın! : N klik ski Polisler fosfor'u elbise kullanıyor Almanya, Fransa, İngilterenin birçok şehirlerinde geceleri, tayyare hücumla - rından korunmak için hiç ışık yekılma - maktadır. Yakılsa bile bu ışıklar pek ha- #iftir, Öyle ki insanlar birbirlerini pek güç seçmektedirler. Bu yüzden de sk sık küzâlar vukua gelmektedir. Almanyada Münih şehri zabıta âmir- liği zabıta memurlarını korumak için or- ların vazife esnasında giyecekleri elbi - seleri bir terkib ile fosforlaşlırmaktadır. Fosfor kelimesini kullandık. Bu pek te doğru sayılmamalıdır. Çünkü elbiseler fosforlu değildir. Yalnız Üzerlerine ra - İdinakti£ bir mayi sürülmektedir. Zabıta İmemuru nöbette bulunduğu sırada uzak- tah hizalarına doğru hususi isrtibatı havi projektörler tutulmaktadır. Bu pröjek - törler sayesinde zabıta memurlar: fosfor. lu gibi görülmektedirler, Mem ŞER ya kravat, İlaçılan bir deliğe parmaklarını İl bekledikten sonra kurtarılan o Fleming, Bir kazazede karısına Favuşunca ne der? İngilizlerin son günlerde batan meş - hur Rawalpindi gemisinin tahlisiye ka - pığının kapaklanması yüzünden denize dökülenler arasında bulunan ve tam 25 saat, geminin bordaşında, mayn isabetile takarak resimde gördüğünüz gibi karısı tarafın - dan karşılannca: .Oh hsyat varmış, birleştik ya. geri | yanı hiçtir!» demiştir. Milyarm ehemmiyeti Son zamanlarda, «milyar» kelimesi - nin ehemmiyeti artmış bulunmaktadır. Biz milyar der geçeriz. Fakat milyarın &- hemmiyetini acaba bilenimiz var mı? Milyarm ehemmiyetini geçenlerde bir Amerikalı gazeteci tebarüz ettirmiştir. Bu gazete muharririne göre Hazreti İsanın doğuşundan itibaren hayatta bulunabi - eceğini kabul eylediğimiz bir adam gün- de bin frank sarfeylemiş olsa bugüne ka- dar bu para bir milyara varmamış olur. Milyara varmam için daha 800 sene lâzım gelmektedir. En çenesi düşük adam dakikada ancik 150 kelime telâffuz edebilir. Hiç istirahat etmeden günde sekiz #aat aleddevam ko- maşmuş olsa bir milyar kelime söylemesi için otuz sekiz seneden fazla bir müddet lâzım gelmektedir. jektörlerin şualarının istikametlerinden hariç bulunur bulunmaz elbiselerindeki hususiyet zayi olmaktadır. Bu usul çok beğenilmiştir. Diğer Alman şehirletinde r pro-İdahi tatbik edilmek üzeredir. İNANMA! liraya iskarpin, 10 Mraya fırça satılmasının önüne geçmek kolaydır: ISTER Harbin sonuna kadar yerli mamulâtı, bilhassa hükümet fabrikaları mamulâtı haricinde eşya kullanmamıya abte - im, sözümüzü ketiyetle tutalım, şimdi 35 lira flatla teş- hir edilen iskarpinin ondan her halde daha sağlam olan Beykoz fabrikası marnulâtı fiatına indiğini görürmündz, yal mız bu birliği temin etmenin de kolay olduğuna: INANMA! Sözün kısası Zavalı Saffet! E Ekrem Talu © altı, on yedi yaşımda idim. 5 seyi henüz bitirmiş, yüksek tab siime hazırlanıyordum. Babamı evini üst katında, ayrı, ufak bir odam Vi Ben burada hem yatar, hem de -çalışıf * dım. Karşımdaki diğer bir odayı işgal © den anneciğimin şefkatkâr nezareti rimden eksik olmazdı. O bana bunu settirmemeye çalışırdı, fakat Oben hisseder ve bilirdim, ve soğuk bir kış gecesi idi, Ak bir ağız yakılan ufak odun sobasının BA rareti zail olmuş, odanın içi buz gibi 50” Zumuştu. Ben, bunun kat'iyen farkındi o'maksızın elimdeki kitabı okumağa d€ © fvam ediyordum. Kendimi o kadar wn şarmıştım ki, söatlerin bir bir geçtiği hissetmedim. Birdenbire sabahı oldu. İni zamanda, m zerindeki lâm) Bazı tükenip söndü, e İ Bu sırada, içeriye usulcacık anneni İ girdi. Sobamı uyandırmağa, uyuyorsa” büstümü örtmeğe gelmişti. Beni, kitabı © mun üzerine kapanmış, hıçkıra h$ ağlıyor görünce heyecanlandı. sordü: — Ne oldun, evlâdim? — Hiç, anne! O beni imtihanlarımın en sıkı zan nmda böyle görmemişti. Merak içindi, idi. — Bir derdin mi var? — Hayır, apne! — Bir tarafın mı ağrıyor? — Hayır! — Ya, nen ver? Neden uyumadın? için ağladın? Gözlerin yumruk gibi! N — Ne kitabı bu? — Roman. “ — İnsan romana ağlar mı? Roman © kuyacağım diye sabahlar mı? — Çok hoşuma gitti de. bitirmedeti bırakamadım. Bilemezsin, ne kadar KÜ zel, anne! — Adı ne? — Zava'h Necdet. — Kimin? i — Saffet Nezihinin. İ Kitabı elimden alan canım anacı; İda, benden sonra ayni suretie uyk İbir bütün gece geçirmiş olduğunu h* tırlarım. Net Sade o mu, ya? O vekit, Zavallı » ( detsi her kim eline aldıysa, sabahladı hi ve sıcak sıcak göz yaşı döktüğünü '“ raf edecektir. ede Edebiyatı Cedideve tekaddüm #4 günlerde. bunun kadar hisli ve cazib. vilen ve beğenilen bir eser dilimizde 18 tişmr etmis değildi. İşte bunu yazan adamın evvelsi BÜ zaruret ve ıztırab içerisinde hayati ber Verini yumduğumu İstanbul gazeteleri İO yalnız bir şöheserin unutulmuş i öteki verk | Cekingen tabistı, onun ötekinden emek itiyadmda olanlar, bütün bi£ ber verdi. Ben kendisiri yakından tanımı İdii değil, ayni zamanda, terbiyeli, j ve kâmil bir efendi idi kinden bir msişet medarı dilemesine ni oldu. Ağlamıvan çocuğa meme “eg kendi duvcularınm inceliğile gi le yası döktüren bu edibi ihmal ettiler: Ve işte nihavet. bir hastane kebşesindt Zaval'ı Saffet öldü. i Zavalh Necdet yaşıyor. Eren Tale, menemen eee Eğ | Üniversitede yeniden yabancı kurları açıldı Bu yıl Üniversite yabancı diller 7 tebine keydedilen talebe miktarı 32 geçmiştir. Bu talebeler içini şimdiye gi dar 32 A kuru açılmış ve bu kurlar a yaca kâfi gelmediğinden, 10 kur açılmak üzere hazırlıklara başlan. i Aynca 29 (3) ve 22 (C) kuru açıl. İnkılâb tarihi derslerine z başlanacak gü Üniversite inkılâp tarihi en e programları ikmal edilmiş ve devam la releri bastırılarak fakültelere tevzi ay bu muştur. İnkılâb tarihi derslerine olunacak”

Bu sayıdan diğer sayfalar: