İki günlük fasıladan sonra Avrupanın vaziyetini tetkik Sür EE Emekli General H. Emir Erkilet “Son Posta, nın askeri muharriri İ : i ; : İ A Vrupanın garbinde üç büyük devlet on haftadır müsellâh bir #htilafa girişmiş birbirlerine ölüm besini indirmek için #rsat ve im - kolluyorlar. Eğer Majino ve Zi2 - İrid hatları arada birer mâni teşkil et- keydiler Alman, İngiliz ve Fransız mları çoktan sel gibi akacak, Fran - © - Alman hudud bölgelerindeki ma- Müreler askeri harekât dolayısile bi - Ter harabeye dönecekti; fakat bereket Versin, bu hududun iki tarafma inşa © ii iş olan iki kuvvetli müstahkem Müsellâh üç büyük milletin kötle ind2 göğüs göğüse gelmelerine mâ- Mİ olmakta ve bu suretle mânasiz bir üzümden yüz binlerce insan hâ- Yatı şimdilik korunmaktadır. Büma mukabil, Holanda ve Belcika larının Almanlarla müttefikler i ında bir döğüş sahası olmaları ih - İmali bu iki müstakil küçük devleti, 2sa son haftadanberi, o derin edişelere düsürere'k pek eldâi ve mas- ! »#keri ve siyasi tedbirler almağa ye etmektedir: Bugün pek vazih ola. ik #shmin olmuyor ki, . Holanda ve Belcika Kükümearlarınm muhartbleri Siştırmak yolumda yaptıkları teşeb- Ii M öaiki, Almanlar tarafından isti- Ya uğramak korkusu olmuş ve hazır. we bir Alman darbesini durdür » ile “nlar için #ncak bu siyasi teşebbüs kabil olabilmiştir. Püvük maharibler arasmda ezilmek İhlikesine maruz kalan bu #ki küçük VE bitemaf devlet hükümdarın, sirf memleketlerini koruyabilmek endise - » Yaptıkları sulh teşebbüsü, pek Gö kalmış olmakla beraber, ehemmi - MİZ ve tesirsiz. addedilmemelidir. hunla beraber bu teşebbüsten he - *i kat'i bir netice çıkacağını ve der- W barış olasağını tümmak henüz “bir Yâldir. Bu siyasi teşebbüsün ehem - bizi ve kıymeti #ki muharib tarafın Pirine diş bik bir zamanda sulh i. Be kadar nf olursa olsun, en almasıdır. Görülüyor ki iki hü- dnrm sulhe tavassut teşebbüsüne, e Fafların çoğu daha şimdiden taraf. Yü lardır. Bundan başka bu teşeb m bir faydası daha vardır ki o da Sn gelince ten tekrar bahsolu - di, İmek içir bir temel teşkil etmesi - » Yakat bunun için Holanda ve Bel “am bitareflıklarina Almanyaca' ve f tn $ harbiye nazırı olan ve Fransanın Alman hududunu aşılamaz bir istihköm kattı ile ceviren Andre Majinodur müttefiklerce riayette devamı olunma - sı Iklıza eder. Aksi takdirde harb Av. rupanm bütün şimal batısını, şimal de- nizinden İsviçre hududuna kadar, sar. mış ve yakında bir barış ümidi büsbü- tün suya düşmüş olur. Bu gördüğünüz Fransız askeri, bilahare! tamayile samimi olsun, Avrupamn şi- mal hatı kısmına biraz nefes aldırabi- lecek at iyi bir haberdir. Fekat ne olursa alsun, ancak pek yakın bir harb tehlikesi takdirinde alınmaları mutad olan şu taşırmaları, seferberlik ve örfi idare #ibi son eskeri tedbirlere mü cant olunmarı gösteriyor ki Belçika Hblanda halkları korku. endişe ve 12 - fıral. içindedir. Fakat endişe ve ıztirab Avrupanın şimal batısında “yaşıyan ve yüksek bir medeniyet ve bir kültür taşıyan 6,5 Eşhas: Karı, koca Bayıam sabahı: AN Beylere Em. — İalelere.. — Her bayram biz gidiyoruz. bir bayram da onlar gelsinler... Sen Nihad art yazdın mı? klıma gelmedi. 'sten senin aklına gelmez ki. A. iki eli kanda olsa bir bâay- mi unutmaz. — Kanı çalınıyor. İşte misafir geldi. Ben sana de - mindenberi, giyin diyorum. — Bekçi imiş, sehde yirmi beş ku - var mı? — Dur çantama bakayım.. Lira var, bir on kuruş var. — Dümen düşünüp para bozdur - iman lâzimdı. Söyle, birazdan gelsin. Ayıb değil mi canım. Ne muhaxkak uğrıya - ruş çabuk hazırlan da kimse milyon bitaraf Felercenk veya 8,3 mil- yor Belç'kalıya inhisar etmemektedir. İşte (o İskandinav devletleri ahali - de, - Baltıkm beli teh - Avrupanm doğusunda, harb| katen küllenmiş bulunmak İfa ve istikbalin Avrupanın bu semtine bunlar ermek için yeni büvük sar. karışıklıklar bekliyorlar. yar ki Avrupada ıztırab ve bu karanın yalnız orta ve ba- tılmna münhasır değil, bütün şi ve doğu semtlerini de sarıştır. panın cenubile cenub batısı ba - sinde bucün nisbi bir sükün ve Sa- fh #örülüyorsa i bunu İtalya ile Türkiyenin zeki lerine ve a « kıllica davranışlarına borçludur. Ta» (ih bumu böylece takdirle kaydedecek. tir. İlalva harbe girmemekle ve Türki- ye Balkalsrla Akdenizde hârbi sureti kat'iyede menetmek istemekle Avru « cenubile cemub bâtısında barış Künun devamını temin etmişler - dir. Har iki devlet bu siyasetlerinde Ii Filvaki Almanlpr Belçika ve Holan. darın bitaraflığına riayet edeceklerini ettiler. Bu, iki hü - künuların yaptığı sulh teşebbüsümün neticesine intizar için muvskket voya rü dir. Ah o gün! 'Zarihten sahneler ekizinei asırda hir cürmü meşhud cezası ve uğursuzluğu ile meşhur hir vezir iz ğ z > Çelebi, muazzam seyahatnı. er H sederken, adeta bir tablo 7 : 17 inci asırdı, 3080 dükkânlı, Fi £ UM niz kenarında kat kat harabat- meykedeleri, her birinde beşer, Z fasık vefacirişvoisret eder Galatada hanenda ve sazen- le bir hay ve huy olur idi ki dillerle unmazdı, Gemlcilerin, » tüccarla- San'atkârların, gemi marangorları ve oturduğu Galatada, mey. Meet Rum, satıcılar Ermeni, meyf- ç Yahudi ve ulüfeciler ise Yahudi ii İdi. Meyâneci ve ulüfecilerin e “ LAYAN k ğ 7 ğ 214 ” işi ise rezaleti. Gulalanızi has ve beyaz franenla ekmeği, nice bini renkte miskli caklı baharlı helvası meşhur idi, Taş İ merdivenli meyhanesinde, Kefelide, Mi-|de kasablık halâkide, (OKaşkavalin, o Sümbüllüde, bile haram Ankona,* Sakız, Mudanya, Edremid, Bozesada şarapları satılırdı. Sokaklarında, yalın ayak, başı açık hum- bâne esirleri sürünürdü; Öyle sermestim ki idrak etmezem dün-” ya nedir, misafirleri yetip kalktığı küçük bir be-| Ben kimim, sâki olan kimdir, meyi kör odasında ağırizmak niyetinde olan| sahbğ sedir? Kasabı: «Sen bizim şerbetimizi içen müş-! Bebalarımızın, gençliklerinde Galata. terilerden değilem. diye kovarlar. Kala-| ya büyüklerinden gizli olarak geçtikleri hatırlanır, Evliyanın anlattığı Galata, (“Son Posta, nın tarihi bahisler muharriri yazıyor | inci asrın büyük Türk muhar-! aa sekizinci asır vak'anüvislerinden Sup- hinin naklettiği şu vak'aya güzel bir de- | tarafınd: olduğu gisi, Gala-; ekerleri, baharlı simidi, münakkış ve-)kor olur: Kalyoncu neferlerinden olup Tophane- jgelir. Bir kalyoncu meferinin nasıl olup (bleri ekseriyet le Rum ve| Konstantinde, Serandada bir tek katresi ta kssablık ettiğini başka bir tarih sub- ibetinde anlatırım. Kasab kalyoncu dük- (kârundan biraz et alır, dalma yaptığı gi. bi, Gelatadaki meyhane aşçılarından bi- rine gidip, parasını da veretek eti pişir- melerini rica eder. Lâkin meyhaneciler, balık oldukları için de, birbirlerinden ce. “Devamı 8 inci siyfada) eden bir adama misafirleri | gelmeden sokağa çıkalım. * Öğle vakti: ilbisen? — Benim canım hiçbir şey istemi - T. Nereye gittikse; şeker kahve. İçim şeker kahve kesildi. — Benim de öyle. — Konyakları da hesaba kat! — İki kadeh Ali Beylerde.. İki kadeh Nebahat Hanımlarda.. Nebabat Hanım da vişneleri enfes yapıyor. — Zaten sen öylesindir. Bütün er *; kekler de öyle ya. Nebahat Hanımı ne benzere. Ben daha iyisini yaparım. -—- İş, yaparım, demek değil; yap - & İmak — Ne demek istiyorsun. Ben o rü - İküş karı kadar olamaz mıyım?.. İşi erkeklere kırılmak. Bir daha evine ım atarsam iki olsun. Gözlerile işiten hayvan Gözlerile işiten n hayvan kurbağa - dır. Her iki gözü - nün arkasında bu lunan ve Gimağa “/ uzanan (o sinirler kurbağanın işitme hassasını temin et- mekledirler. | Bir dans düşmanı Bayan «Fa. Fa.» diyor ki: «Bir aile toplantısında dans da va Ben ve kocam bütün diğer *oplamtılarda olduğu gibi bu toplan. tıda da dansı uzaktan seyretmekle iktifa ettik. Size bu mektubu yazışı. mın sebebi toplantının sonuna doğ - ru çok sevdiğim bir arkadaşımın ku. fağıma fısıldadığı sualâir. — «Kocan dansın neden bü dere - ce düşmanıdır? Seni yabancı bir er- keğin kolları srasmda dans eder gör meye tahammül edemivecek kadar kıskanmasını biraz hafif, biraz kırı. cı bulmaz mısın?» — «Hayır, dedim, fakat işle size de biraz derd dökmek isterdim.» * sın tarihi insanlığın tarihi ka- » ilk insan sevincini evye. sonra da dansla izhar etti, bununla beraber dansın bugünkü şeklini almak meylini göstermesi 1960 yılına doğru başlar. Bakınız şimdi hatırıma geliyor: Bir gün Alman başvekili Bismar. ki yeni danslardan birkaç nümune * şey. valım oldu. düze du. yatacağım. Bayram muhaveresi — Uzatma artık; bak bir kart Yan« Necati ile “karısı gelmişler. : — Onlara o kadar yakın gitmiştik. Kapıdan bir uğrayıverseydik. — Benim — Sonra unutt — Ne yapalım, baş tiz. Medihalarm şekerliklerine dikkat etlin mi? — Güzel bir şeydi galiba! — Damad göndermiş olacak. çok. zevkli adam. Nasıl olmuş da o kızı be, enimiş. — Gönül bu.. — Kızı gördün ya. — Fena kız değil — Haydi canım.. Solucan gibi bir - — Kimbilir başka meziyetleri var dı — Hiç ummam. — Sen kimseyi beğenmezsin ki! j — Kapı çalındı. Hele bak. — Misafir geldi. Şu masanın üzerini Yere de kül dökmüşsün, aya — inte dağıtıver... * Akşamüstü: — Bittim. — Ben de. Ayaklarım ağrıyor. Pacaklarım kopuyor zannediyo * rum. — LAf yetiştirmekten dilim kuru *. — Kaç kiş! eve gelip gitti.. — Kaç merdiven çıktın!... — LAF dinlemekten kafam şişti. — Bugün de geçti amma. — Yarın de bir çok yere gitmek lâ» 4 zum. yapsa beğenirsiniz. Sanki bir şeyel | yarm'da bir atlatsek. — Kimler gelirler dersin! — Belli olmaz ki — Yor gunluktan gözlerim kapanıyor. — Ben de. EE, emel İliği | Bunları biliyor mu idiniz? | Kuşların ve balıkların hicreti Kuşlar ilkba. Lİ a harda şimale doğ- KEİ rü hicret ederler. Balıklar ise onla « # rm aksine olarak, ilkbahar gelir gel mez cenuba doğru hicrete başlarlar. * pin gösterileceği bir toplantıya ça - Fırmışlar, o vakte kadar kadrilden veya polka ile emsalinden başka dans görmemiş olan Bismark a sarılarık odönmeye yi ince: — Kaoklaşmak için evlerine dön « meyi neden beklemiyorlar? diye sor muş PBismarkın fikrine iştirek etme » mekle beraber son yılar içinde icad . ad'lmiş olan danslardan bazılarını hen de sevmem. Okuyucumun köcâ. $ı bu kususta daha müteassıb olabi « lir, fakat tanssubunu dikkat gözünü çekerek derecede ileriye . götürme - wesi lâzımdır. Manmefih şimdi bu © da okuyucumun mesele çıkar - maması icab eder. Vaziyeti olduğu gibi kabul etmelidir. a Bay «A. Ka: n — «Bu kadın evin! yıkmışlır, ü çüncü kocasından ayrıldıktan sonra Wikayd görünmektedir» 'diyorsu nuz, fokat dikkat ettiniz mi «görün. mektedir diyorsunuz, eğörürmek iğ başka» gerçekten öyle olmak da ge. me başkadır. TEYZE |