The NAAT Ta a Total harb ned idare olunur | ve nasıl neticelenir ? eken mk AN | Ml B ugün Avrupanm gerbında, bir) tarafta Almanya vediğer Ota - T3fta İngiltere ve Fransa olmak üzere Üç, yük devlet arasında, başlamış bir barb| Yar; fakat diğerlerine benzemiyen gayri-| tabii bir harb. İki tarafta cepheler ve or-! dular mevcudu harbe hazırdırlar. Top ve; ve tüfek de patlıyor, fakat kavi neticeli, büyük muharebeler ve taarruzlar oldu -; Ru yoktur. | Fskiden harb bir kere başlayınca Ya -| Placak is ordulara bırakılırdı ve bu su - Tetle harb ordular arasında olur, biterdi Run için bu sefer de, siyasi gerginlikle ##livam askeri seferberlik ve tecemmü - © Sonra herkes, (o muharib devletlerin Orduları arasında, kat'i neticeler verebi-! lecek ve harbi süratle £ bitirecek büyük Muharebeler olmasını bekliyordu. Nitekim 1859 da Fransız İmparatoru içincü Napolyonun Sardunyalılarla bir ikte Avusturyalılar aleyhine açtığı hu Mferino meydan muharebesinin ertesi i bitmişti. Prusya - Avusturya ara - x olan 1886 seferi o Sadawa meydan Mivâş'le neticelermişti. Parisin teslimi 1670-71 Alman - Fransız harbine on ver- Mişti, 1977-78 Osmanlı - Rus harbinde Ana - doluda Alacadağ ve Rumelide Şipka mu- rebeleri ve Rus ordusunun İstanbul ine yürüyerek o Ayasislonosa girmesi imanlı devletini sulha mecbur etmişti Fransız askerleri a a lan İn çer ki < e, o a, en barbi de kursla Mulla ve dell İlgiyle un Ole Seki bü harb yek a ae eml Tini bilenler ve Büyük Harbin ilk hare - ayan İğ le oiğisi kât devresini hatırlayanlar şimdi, gerb| “1 harbde sekeri sevkülceyşin yanın- “ephesinde hüküm süren askeri afaletin|da bir siyasi ve bir de iktisadi sevkülceyş Mahasını aplayamıyorlsr ve harbin ay -İ yardır. Ham madde harbi askeri harbin ÇA ee Emekli General H.Emir Erkilet “Son Posta, nın askeri muharriri enansaanamansnanan sararan seansa msm 'zamsn olduğu gibi daima ON POSTA ir, nasıl On yedinci asır ortasında, yemek, bakır sahanlar, güveç toprağından yapılmış ta- baklar içinde verilirdi. Hoşaf cam kâselere konurdu. Aşçı dükkünlarında, yemekler de İstanbul b yahnisinin okkası da 9 akçeye İl ge hem pirinç pilâvı, zerdesile beraber E & yunda üçer #iş dolusu kebab yediler. Üstüne de 90 ür dirhem zerdesile beraber şehriye püâvı yediler. Aşçıdan çıktıktan sonra da, tenha arka sokaklardan ağır ağır Fatih yolunu tuttular — Miami, benim Edirnekapıdakı dükkân. da yatıp kalkacaksın artık sen... — Our ağa... — Ben Zerefşanı bilirsin... — Bilmem ağa... — Nasil bilmesin canım... Hani imamın — Bilmem ağn... Sen bana öyle şey söyle- — Beni dinle öyleyse... Çocuk hem yürüyor, hem de gözlerini Yan. dım Alinin yüzünden ayıramıyordu. «- Şimdi sana bir ey göstereceğim. Bu ge. garb cephesinde ce ve yarın gece sabaha kadar o evi gözliye- ve sulh' stratejileri de bahis mevzuu ol |*ESiN.. ANAN mi2. maktadır. Kezalik diplomasi, propaganda| — ia. bu in ve ülkü stratejileri de türemiştir. O su- retle ki bugün harb meselelerini yalnız askeri bakımlardan tetkik ve idare ar - tık kâfi gelemez. Fakat (harb meselesi Bü iş deği mi? şimdi ne kadar geniş ve ihatalı bir mev-| yeaçök serseri buna da &udak büktü. Tam Zu teşkil ederse etsin harbin hedefi ETİ garaçnane eivarındn enddeye çıktılar, deli- sarzularımız! | anlı Miâllliye Zerefşanın evini gösterdi. Mialih ormuz silkti: - Ben de bir iş imarlıyacaksın sanmış- tam. medir hiç... | Sayfa 8 BİNBİRDİREK /BATAKHANESİ Yazan: Reşad Ekrem istanbulda yemek narkı gittiği için idi ki bu çocuğun adı arkadaşlar tarafından Midili konmuştu. Yandim Ali de ayaklarını açtı, Dükkâm kapayıp gelmişti. Bir gece evrei Hüsam Reisin evine balıkçı güzeli Ahmedin ikinci mektubu atılmıştı. £. şindeki yazı ve şekli bakımından birincisinin ayni idi; «Ben sağım. Nerede olduğumu öğrenmeğe kalkma, bana kıyarsın sonra, Edirnekapıda. ki helvacıya yüz altın bırak.. hiç kimseye bir şey söyleme. Oğlun Ahmed. Bu mektubu götürüp atan 4a Yandım All id1. Hüsam Reisin hemen © akşam parayı ge- Hreceğini kuvvetle tahmin ediyordu. Tahmi ninde de yanılmamıştı. Akşam ozanına doğru Rels görünmüştü. Hüsam Reisin içinde, daha ik karşılaştığı gün Yandım Aliye karşı bir emniyetsizlik, bir şüphe uyanmıştı. Genç helvacının gösterdiği asabi titizliğe rağmen, onun paril parıl ya. nan gözlerinde saf bir esnaf bakışı yoktu Balıkçınm ilk hükmü, bu genç helvacının. içine oğlunun düşürüldüğü muhakkak olan meçhul bir batakhanenin adamlarından o). mas idi, Hüsam rels daba İk mektubu alır almaz, evselâ yüz altın: koynuna koymuş, sonra doğruca Hacı Osman ağanın evine gitmiş ii, Orada Hacı ağanm karısını bir köşeye çekerek, yemin ettirdikten sonra Ah. medin mektubunu güstermişii Ve: «Merak etmeyin, bugün, yarın Hacı ağadan da böy bir melt alirsime. Aman kimseye bir Şey söylemeyin. hemen götürüp İstiyecekleri pa rayı verin... Yoksa hem Hacı, hem de Ah mede fenalık etmiş olursunuz... Hele bh sabredelim.. etrafı İyice bir kollayım. demiğ ti, Hakikaten, Hüsam Reisin arkasından, gece, meçhul bir el tarafından Hacı ağanin mektubu da erine bırakılmıştı. Yandım Ali Hüsma Reisi görünce, kendi. sini sahteliği fevkalâde bir meharetle gizle nen bir telâş ve Keyeenn ile karsıladı: — Buyurun ağa... İnşallah oğlunuz çıkıp gelmiştir ya. Diye sordu. rilmaz bir lâzimesi olan büyük ve katl aarruzların vukuunu günbegün bekli Yorlar Bunlar olmayınca da hayretle $0- rayarlar: ahu nasıl harbe?! u bir total harbdir. Yalmız orduların Gym T harb değil, muharib mil - masin nihai zafer için bütün maddi ve meyi vasıtalarla mücadeleye mesbur Rer'ları sürekli bir harbdir. 1914 harbi te 'pi bir ordular harbi olarak başlamış - v "akat Rittikçe bir milletler harbi va - Jihi alârak nihayet neticede bir total Mi manzarasını göstermişti. Çünkü or- klar, her türlü vasıta ve silâhlarla tah - de” ve müdafaa edilmis cepheler önün - mile vet durmus ve harb müzminleş - an Harbler hareket harbi halinden ç». hi k müzminlesince bizzarur dayanma #bi haline inkilâb ederler ve nihayet harb mahivetini alırlar. M9 Eylül Lehistan harbi, müstahkem dappelerin yokluğu ve Alman baskuman- nin bazı feci Leh hatalarına inzi - # ra «den büyük sevk ve idare faikiye- Yari layısile, © hem pek kısa sürmüş ve Sie de sonuna kadar hareket harbi vas- 4, gruhafaza etmisti. Fakat garb cephe- kep yük ordularm serbestçe açılıp hare- tey, imelerine kâfi olmadıktan baska her tarsfca tahkim edilmiş ol — Ne oluyoruz, bir tehlike var mi acaba? Hayır, dedim, korkmayınız... Şimdi ge. » Marmarada ne tehlike olabilir; küçük sâkin hir deniz... baş Ayana, İkimiz de bir xaman başka hiç m #ey söylemedik. Tehlike vardı; fakat va- ün batması, kazaya uğraması şeklinde *$iL... Vapura ve yolculara ald deği, yalnız EDİ için tehlikeli bir vaziyet hâml olmuş. Yong dinl büyük bir boşluk içinde hissedi. rar vapur. deniz, gök, kâlnat, her şey du er silinmişti; sanki dünya batıyor. wa erin bir uçuruma doğru yuvarlanıyor- e Laylânın #evgisi beni tatmin etmemişti, ük ağır bir darbe ile beni yaralamiştı; Li ta ir yumuşak, hisli, güzel «tini avucumda buyordum; belki de bu el beni kurtarsbi. Mrdi; derimin derlafne temas etmiş olmasın. dan garib bir haz duyuyor ve farkına var madan bu eli sıkıyordum. Genç kadınım ne iğtnü Bilmiyorum, fakat ben e İehalaşmakta olduğumu hissettim, ve Dimitriyadusun karısı benim için N ! an ne Made Beni seven bir genç kızın iina ve alâka. Sinda saadet bulmadım; deliresine peşinden miğum, hareketinde mana, cümlesinde Şir. bakışında efsun, yürüyüşünde sihir bu. A İdesiire ettiğim Ayşe, kanl canlı spor. 1 bir gençle evlenerek yalnız adele için ya- ineğini isbat ett, hülyalarımı yıktı, ümidi. kırdı. İki bekfirden alamadığım saadeti €Vİ bir kadından mı umuyorum? O Iki be. Kâr ki benim olmak ihtimalleri vardı, bu ev. kâdınsn işte resmen dur; kocası Var, yeni eviidirler, belki de sevişiyorlar... — Buslak hava izi hasta edebilir ma- vanında yer almıştır. İşte (buna total hasma kabul ettirmek» den ibaret olarak harh derler. Bu bir tümel (külli) harb - kalmış ve öylece kalacaktır. dir. Bunu, ancak, bütün millete ve mil - Ancak Umum! Harb hedefine bizi bu- letin tam birliğine dayanmış kuvvetli hü gün vardırabilecek vasıtalar eskisi gibi kümetler idare edebilirler. yalnız ordu ve yalnız askeri sevkülceyş Onun için Almanyada bugün Führeri olmayıp bunlar hem çoklaşmış hem de yani devlet ve hükümet (başkanını tek|Fenislemişlerdir. O suretle ki bir mem - bir fırkanın ve disiplinli bir hükümetin|leketin askeri kara, deniz ve hava kuv İbaşında total harbin idare mevkiinde gö-|vetleri bu muhtelif vasıtaların artık yal İrürür. İngilterede harbi idare eden, tek|niz pervenesini teşkil ederler ve bunla - bir adam ve tek bir asker yerine, im; rın istimeli, düşmanın yıprandığına hük- İratorluğun total bir harbe İâzım olan bü-) medildikten sonra, harbi müsaid bir sona tün mali, iktisadi, siyasi, sınal ve aşkeri)erdirmek için ancak en sonra bahis mev- enerji kaynaklarının nazırlarından mü -|zun olur. k rekkeb bir komite buluruz; Fransız Baş-|,...... memmun. Erkilet vekili Daladye'nin milli müdafaa ve ha - i Hicive nezaretlerini ele alarak askeri sev.) Marmara ve Karadenizde fırtına b-ş'adı küleeysle idare, sanayi ve politika sev - külcevşlerini tek bir elden yürütmek is - temesi total harbin sevk ve idaresini ko-| Dün Karadenisden ve Marmaradan İstan. laylaetırmak içindir. İngilterede İktisad!bul mıntaka liman relsliğine gelen haberlere ve bropaganda, Fransada abluka neza -| göre; Marmarada cenubda, Karadenizde şi- retlerinin ihdası propaganda ve iktisad|Mal istikametinde şiddetli bir fırtına başla - sevkülceyşinin naml © ayrılmaz unsurlar)mıştır. Mıntaka llman reisliği keyfiyeten olduğunu göstermektedir. dün bütün merakibi haberdar etmiştir. E'hasıl total harb, (harb sevkülceyş Ni b san'atini pek genisletmiştir. Bugün aske-) ( Vali yarın Ankaradan geliyor ri, irtısadi, mali ve siyasi sevkülceyşler-| İstanbul vali ve belediye reisi Lütfi Kırda. den ve ikmal ve muvasale vasıtaları sey-|rın Cuma günü Ankaradan şehrimize dön - ön dam, dedim, arru ederseniz aşağıya İnip ka- pah bir yere girelim. — Nasıl isterseniz... ve şimalden esnuba gelmekte olan muhacir. lermiş. Sovyet Rusyadan çıkarılmışlar, Yuna. Bep) CEYLÂN AYI Balıkçı: Oğlum değil, tkinci mektubu geldi... Diyerek içinde yüz altın bulunan bir kes cıkardı. Yandım Alive uzattı. Delikanlı rolü, ne muvaffakiyetle devam etti, Etrafına kor kak korkak bakındı, kekeliyerek: — Ağa. ben korkuyorum bu işden doğra. su... Bu benim başıma bir belâ açacal — Söyle. Balıkçı: — Oğlu: N Li — Bunun en iyisi evin yanındaki küçük SN, KER ŞAM Rİ ER .|paravı gelip alacak olan adama söyle... Ü- eyes dart ön rig ergin AİSSİA-| einen seferde baska yere götürün vereim. j Yandım Al bir şey söylemesi, Fakat ken- Ben anlamıyor değilim. Ahmedi bir batakha. Piksel gecedenberi bulup gir. 070 dösürdüler. Mektubu yazıp vençesini : basliriyorlur. İstersen parayı almağa gelen Gi yolu bir bakışta gören Midilinin bu sa. yi hada inkiyat eden zekâama hayran olda, | 0dAmA Denim Gözimdeh söyle, istedikleri za. — Midimi, şimdi sen doğru git, Sullanmeh.|'7A” 'ontan bir mararıBa girişirim. Tek ba. medil ile Tesbihçiyi bul, bana getir Edime- 7) OÜUMU etirsinler... Mo iüsam Rels, o gün Edirnekapıya Irmhım YP lede senin dükkânın Yandım Alt ağu? | Halli İsminde bir adamını getirmişti. Fm- — Eâirnekapısından çıkarken sol köşede... ;bım Halil, kısa boylu, yusyuvarlak, koca ka- — Kolay buluruz. jfahı bir balıkcı idi. Fakat, şeylanın yattığı — Geç kalırsanız. kepenkleri hafifçe vu.j veri Sezer, şeytanr pabucunu tere eiydirtir. İrarsunuz... binbir kaza ve belâdan arda kalmıs bir «- — Olur. damdı. O gün daha erkenden bir Bulgar — Dur para vereyim sana biraz... bahçıvanı kıyafetinde Edirnekspiya | gelmiş, — Haydi Allaha ısmarladık... İkale dıymdak! bir mevhaneye oturmuş, bir — Haydi güle güle... | müddet sızmış, sonra kalkmış, gene çmiş Yandım Aliden ayrılan çosuk koşmağa İdi. başladı. Sokakta yalnız iken dalma koşarak Midimi: — Evin içi kalabalık mı? Diye sordu. Yandım Ali çocuğa Zerefşanın evi hakkın. da malüma$ verdi. Midilli evin etrafını dik. katla gözden geçirmişti. — Ağa sana bir şey söyliyeyim mi ben? Dedi. (Arkası var) lardan birçök kimseler dansa kalkın; k- sn bir zaman içinde bütün salon halin ara- sında teklifsiz, hemen hemen samimi bir ah. bablık havası hâsıl olmuştu. “elik piyanist fevkalâde dikkate şayandı En yeni, kımdırıcı, coşkun, neş'eli oyun ha vaları buluyor, ezberden çalıyor, esmer de kanlı kemanla akompanye etmek işin ba zan piyanonun kenarına iliştirilen notaları takibe mecbur kalıyordu. Bir aralık gürül. ler ve alkışlar arasında bir genç kadının ka» lundan tutup çekilerek piyanonun oyanıma Yazan: Refik Ahmed Sevengil j getirildiğini gördük. Munfki başladı ve kadra, Pürüzsüz, berrak, tertemiz bir sesle, pek f3E nürsek belki de başka türlü netiöelere varırı:.İla yükselmiyerek, fakat, bu basık tavanlı sa, Bunlirin koculurı, erkek kardeşleri, kim: bl. Tonu kâfi dercede dolduran nağmelerie gava Merdivenlerden inmasi için yardım ettim. İ Hemen oracıkta kendimiri kapısı önünde bulduğumuz turist aalonuna girerek sisten, jFutabetten ve evhamdan kurtulmağa çalıştık. Meğer birinci sınıf yolculara mahsus ye. İ mek, istirahat ve eğlence salonlarının boş- Yuğuna, sessizliğine, kimsesizliğine karşi asl hayat ve hareket burada imiş. İkinci ve üçün cü mevki yolcularının oturdukları bu geniş, sydınlık, pırıl pırıl söslü salonda Amerikan |barın önünde uğultulu bir kalabalık vardı. Balonun bir köşesinde on iki on üç yaşların. da sarışın bir kız çocuğu piyano çalıyordu, ni başında ayakta duran esmer bir del. kanlı kemanla refakat ediyordu. Birkaç çift dansadiyorlar, kenarlardaki koltuklara uza- mir gibi oturmuş kadınlar konuşuyorlar, « kekler dilsiz, siyah bir süküt ile maskeli, dü. şünüyorlardı. Bunlar yarı Rus, yarı Yunan kanı taşıyan nistan bunları kabul etmeğe karar vermiş; nerede yerleştirileceklerini, bundan sonra n? W tutacaklarını ve masıl geçineceklerni bil. miyorlardı. | Liza bu macerayı öğrenince fevkalâde alâ. Iksdar oldu. Henüz çocukken bırakıp çıktığı eski memleketi hakkında birçok snaller sor. du, istediği cevabları aldı mı bilmem, rusça lir belki de kendileri siyasi mahkümlar, ya- bad mubali? düşüncede kimseler olabilirler... Meseleyi şimdi yalnız bir cephösinden görü. yoruz. — Aman, bırakın, ne olurlarsa olsunlar; şu siyasetten"esla boşlanmıyorum! Demin Liza ile konuşmuş olan kadın şim. di dansa kalkmıştı. Genç bir erkekle kol kola, İ konuşuyorlardı, anlamıyordum, fakat dinle -| göğüs göğüse, pek neş'eli, fazla nareketli, kıy. diği şöyler yüzünde gitiikçe endişeli karal.|rak, heyecanlı bir surette hoplayıp zıplayarak tılar hâsıl ediyordu; sonra bana dönerek: oynuyorlardı. Erkek yabancı idi, valeulardan — Facia... dedi, bunlar benim kanımdan,| biri... Suriyeden İstanbula gelmiş, orada bir bentm soyumdan insanlar sayılır; Obabam!'müddet kaldıklan sonra Yunanistandan ge- iyi ki vaktile müsald şartlar İçinde çikip ge-çerek Mısıra gitmeğe karar vermiş Lübnanlı lerek Türkiyeye yerleşmiş, orada refah (ve bir delikanlı imiş; sonradan öğrendik. Kula. İsnadet içinde yaşıyoruz; bu zavallılar ne ola |balığın içinde danseden muhtelif çiftler ara. caklar? sında onların taşkınlığı dikkati çekiyor, ha. — Mer memlekette rejim değişikliği bir ta-|reketleri alaka ve neş'e ile takib ediliyordu kım acıklı neticelerin meydana çikmasını| Kadının kocası da seyireller arasında essiz, zarvri kılar, diye cevab verdim, biz ferd ba.|bir facia artisti gibi karanlık ve «apalı bir kımından elbette bu vaziyetlerden mütecesir | çehre ile onları seyrediyordu. oluruz; fakt işi memleket ölçüsünde düşü. söyledi; birçok defalar — alkışlandı, Sorra tekrar dans havaları basadı. - Ah, sü Rus kadırlem... dedin, felfikete bile dansederek ve şarkı söyliyerek gidiyor” tar! Lisa cevab verdi: — Mir övlevizdin arkı, cinayeti ve ölü mi «lir haline getirmek bizim san'etimizdin Tisenin Pre eldnönn vnutmuetm: dal enhila sirtesitim o sör genç kadini ineliti mi? Bonu anlamak lein zizllee yüzüne bak: term, Bireme belli olmuyordu. — Her ##ve riğmen nes'sil olan ba İnsan ların #rasına bir de karışmıyalım mı? Dedim ve ayağa kalkâra ide ceketimin düğmesini #ikleyip onu dan sa kaldırmak üzere önün“ m. Gülüm. seyerek ayağa kalktı. Ortalıkta musiki ie sarılıp dönmekte olan çiftlerin arasma ka. şakacı bir şe Salondaki neş'e gittikçe artıyordu; yolcu-| rıştık. (Arkası var) ŞA A