1939 harbine 1939 harbine aid vesikalar Halifaksla Berlin Sefiri Henderson arasında teati edilen telgraflar Varşovaaki İngiiz sefi erine bir Leh mümes: aid vesikalar | Alman- Sovyet işbirliğinin pratik değerleri İngiliz maibuztins göre yapılabilecek rinin Halifaksa cevabı: yardımlar nelerdir? «Son Posta» nın tarihi tefrikasr: #1 BİNBİRDİREK 'BATAKHANESİ Yazan: Reşad Ekrem Balıkçıların gelini Hüsam Rels eve geç gelirdi. O akşam Ah-| — Onlar da utanmadılar mı koca konağa ilini göndermek hususunda Dü mkü sayımızda, İngiltere hükümetinin | ald w olduğu may) api veslkalarını ğ £ 8 E ji & g # ğ yolunda, € tekaddüm eden Sünlerde Almanya Ve İngiltere arası ındakl muhaberele, ne m İneliterenin sadik Berlin lal De «e olan mülükm; de Bu fazla dövam ani imiz Berlinde Sir N. Kenderson'a Hariciye nezazsti, 30 Ağustas 1939 Sat 21 (telgrafia) Alman hi m Hibe Kmetinin cevabını dikkatle sl nde alacağız. fakat elbette ki, Ber 2| m eke Leh mümcasili çıkarmamız Bu beki “ Alman hükümeti de bu- Bunu , muvafık yanal münasib kanallar. © yağıtasile iti bilinmesizi temin etme. mi eee bugün öğleden sonra Mendi #esondan Palifnke'e © (esat bizde ) Telkeafla, Berlin 30 Ağustos 1939 hazır v saat dörtte Beci ilm, Ben de dün e sa müşabih Madede bulun - « Ce hem Vartovadan Berlina bir bu- : Yyare e gidebileceği oldu mesajı devlet hazırına tele- Nazır o mesiğin Her söyledi. Mümkün kete bulunulmasını Sulhi ii Ü korumak yolunda, kendilerine Yapmaya hazır olduk - — için de olsn, Leh US UN: ii #aatlik del'etmelerin; daha bAlA tavsiye 2 Gevabindanı insan ancak Her ünsi? vasıtalar di- 2; olmadığı takdir. ia (elgranay De Mezaseti, gp Ağı , asi saat 2g e 19 Hariç, talimatın tekid in ne di tayoruz. srece o hayati dara rağmen öyle ... Hayatta bundan Mandet bulunabileceğini ta- Yorum. Gündüzlerim onun- AF Yalnız ve beraber, “e talik rüyalar İşinde ge- an DİP sonu giy ren tath ei: sabah Past: e 3E) Cahid beve ve e vi Nahide Elti, eAtub getirdi. İkisi da İzmir. S ama, ndi Barım birkaç mi mektuhda Fah gelree- Bini söylediki, <8 kadar Mersina mişti: ten #onra şu sözleri ilâve et sİzrirde, gi n Refika muş —eğer.. Ddan tyandım, hbabiarimmzdaşı birisinin kin ha Mersine i 8 Tasladim ve ken duvak ettim. Yaşı oturu m el bu han; süküü teri ek 2ekÜS, gerek Küzetisi, ge-| eeiyor Kİ w Nezaketile © Kadar hosuma ! tail, '#Mirden Mersine, Mersinden de kadar vin deniz yolculuğu. uktansa onunla beraber Bundan Cahidin de! Co Zannediyorum; cünkü sk ml da pek beğenir ve takdir zn. Bundan manda Cahide başka im amma onu mek - de hazırladı iYaCA ğın maki Yengesinin yüksek sesle wi dinlerken ben de annesi i ye hoşlanacağını zan- » kekdisine ald olan mek- dikin #onra kaşlarım! © san olonya hükümetini izna etmek imkânsızdır,, | Lord Halifaks isteğinin bulunuşunu hüsü suretle karşı - arım. İngilterenin Varşova sefiri Sir Kermard'dan Halifaks'n (saat 10 da alımmıştır) Varşova 30 Ağustos 1939 Her Hitler tarafından tektif edilen esas üzerine bir anlaşmayı müzakere etmek üze - re Berline derhal M. Bek.i veya diğer bir mi messili göndermek hususunda Polonya hü - kümetini ikna etmenin tmkâzsız olacağına emin bulunuyorum, Hele hiihasıs Ceko-S!0- vakya, Lithunia ve Avusturya misallerinden sonra, böyle Bir cehalete boyun eğmektense, | muhakkak snrette hemen O harbetmeği ve mahvolmayı istiyeceklerdir. ? — Müzakereler eğer !ki hem âyar dev - Jetler arasında olacaksa, bu müzakerelerin herhangi bir bitaraf memlekette, hatta müm künse İtalyada olmasını, ve herhangi bir müzakerenin esasını, (Alman tarafından)| vazi bir surette tarif edilmiş olan Mart tek- iflerile (Polanyaf tarafından) O statifkonun arasında bir uzlaşma teşkil etmesini ileriye süreceğim, 3 — Leh hükümetinin tek başına kaldık- ları ve harb azim bir şekilde hazırlanmamış | bir sırada Mart şartlarını reddetmiş olma -| larını nazarı itibara alarok, şimdi İngiltere müttefikleri olduğundan, Fransa onlara yar- dım edeceğini bildirdiğinden, ve dünya efkâ- TI ümüumiyesi de apaçık olarak müsavi şazt- lar dahilinde doğrudan doğruya müzakerele- | rin lehinde bulunduğundan ve dikte edilmiş bir anlaşmaya karşı Polonyanın göstereceği mukâvemete zâhir olacağından, Mart şart- larından daha aşırı gibi görünen bu teklif- leri kabul etmek onlar için muhakkak sn - retie İmkânsız olacaktır. 4 — Gecikmeden vâsıl olacağına fümld et- tiğim talimatı alıncıya kadar, elbette ki Leh hükümetine hiçbir fikir beyanında bulunmu Yor, ne de onlara Herr Hitler'in cevâbını bi)- dirmiyorum. (Vesikâları neşre devam edeceğiz) «Son Posta» nm tefrikası: o 55 çattı ve gayri mennun bir tavırla zarfı ma- Üstüne fırlattı: — Ansem buraya misafir davet etmesey- di çok daha iyi yapard: değil mi yenge? Doğrudan Goğruya itiraz etmek ktemiyen Nahide hanım ses çıkarmıyordu amma onun yüzünden içinin duygusunu anlamağa alış- kın olduğum için, o dakikada bu misafirin evde yapacağı karışıklığı ve üzüntüyü dü- şünmekte olduğunu görüyordum. Nitekim Cahid bey de bunu anlamıştı. — Evde hiçbir değişiklik yapılmıyacak yenze... Refika mı kabul etmek için kimse yorulmıyacak; her zaman ne isek gene Öyle olacağız. Annem yabancı bir misafir davet etmek fanteziaine kapıldı diye sizin yorulmanıza sebeb yoktur. Cahid beyin anaesinin bu hereketine kız- dığı belli idi; fakat bu hiddetini yenmeğe çalışarak sakin görünüyordu. — Olmaz oğlum, ne de olsa yabancı bir Londra 1 (AA) — Matbuat Sovyetler arasındaki işbirliğini mevmubahs etmeğe devam etmekte faks: bu işbirliğinin! uzak yakın siyasi neticeleri hakkında bü - kümler dar etmek hususunda ihtiyati dav- ranmaktadır. Bu neticelerin pratik değerleri üzerindeki mütaleslar muhtelifti Deyli Herald, gazetesi Sovyetlerin Nazilere yapacağı yazdımın kıymetini izam etmeme- lert için okuyucularının dikkatini celbetmek- tedir. Deyli Telegraf, gazetesi Sovyet müdaha - lesinin ekonomi bakımından © ehemmiyetini tanımakta fakat Nazi şeflerinin Alman mil- letine Inandirmak istedikleri gibi Vu yardı- İman kat'i bir mahiyeti haiz olmıyacağı mü- taleasım iler! sürmektedir. Gazete ayni za - manda komünist partisinin (geçen Martta aktettiği senelik kongresinde Sovyetler ti - caret komğsori «Mikoyanın aşağıdaki beya- Batının nasıl memnuniyeti» £ karşılandığını hatırlatmaktadır. «Mikoyan» şunları söyle - miştir: «Sovyetler ne yumurta ne tereyağı, ne de Jambon ihracı niyetinde değillerdir.» Gazete İlâveten diyor ki: Sovyetlerin petxol ve yiyecek maddelerin- de göz kamaştırtcak kadar zengin olduğunu tahayyül edenler Henret komlarrinin Oma - denlerle petrolü dahi dahili istihlike tahsis etmek niyetinde olduğunu öğrenmek sureti- le şaşıracaklardır. Yardım m-hdud mu olacak? Matbuat Sovyetler tarafından © ekonomisi bitkin bir halle bulunan Almanyaya Yapı - Inek yardımın pek mahdnd olduğunu hesab etmekte haklıdir. Çünkü sMolotofem kâğd üzerinde vâdettiği şeyler umumiyetle Londra da Sovyetler ve sarki Avrupa hakkında mev cud malimata tetabuk etmektedir. Bu res - ml malümatı hissolunur derecede değiştir - meyi mucib olabilecek hicbir sebeb görülme- mektedir, Simdi hülüsalen denilebilir ki, ye- nl pakt Almanyanın yarısını tedavi edemi - yecektir. Bu pakt Almanlara bir müddet dn- ha mukavemet imkânını verebilecek fakat Almanyanın bu mukavemetini hiçe indirmek hususunda kuvvetle tesirini gösteren ekono- mi tazyikinin amansız netlcesinin tahakku- kuna kat'iyen mani olamıyacaktır. Ri b -tron'un gavesi Umumiyetir Landrmda hükmolunduğuna göre, «Von Ribbentrop» Maskovaya o yaptığı İkinel seyahatini Alman efkâyı umümliyesini teskine yarayacak surette «Stalinden bar müşaadeler istihsal gayesile yapmıştır. Rsn - sen Alman efkâri umumivesi o İngiliz deniz hikimiyetinin tazyikini süratle bhissettirmiş olmasından dolayı şaşırmaştır. «Fon Ribbentropsım gayesi, Almanya ile Sovyet Rusya aramnda akdedilmis olan di - Her itliflara inrimam eden iktisadi *EJAf et rafında yapılan nümayişleri İzah eder, Na - ziler. Alman milletinin ve ecnebi milletlerin denisler kendisine kapalı olduğundan #olayı Almanyanın artık ithal ademiyeceM iptidaf maddeler yerine Rusyanın an'anevi iptidal maddeler menablinin kafm olacağı ümidin! uyandırmaya gayret etmektedirler. Fakat manganez müstesna (olmak Üzere Rusyanm iptidai maddeler o 'stinsalâtı Al - manyanın ihtiyacını tatmine kâfi gelmiye - Demir, pstrol Umumiyetle Sovyet Rusya, kendi hudud - tarı dahilinde Iktisadiyatını sehilkeye maruz (Devami 6 ne sayfada) — Ne yapmak lâzım geldiğini siz bana söylersiniz; her şeye ben hakarım. Bu teklifi bir parça istemiyetek yapmış- tim; Refika hanım gibi sevimsiz ve yılışık bir kadın için bir sânm bile atmak benim tçin Yürumsuz bir külfeti; bahusus bi sakin ve mes'nd günlerimizin ortasına düştüğü bir sirada... Paka Nahide hanıma karşı böyle hareket etmek vazifemdi. Bunu vasim de anlamış olacak ki, evvelâ gülümseyerek bana baktı ve şakacı bir sesle: — Gördünüz mü hamarat kızıl... dedi; fa- kat ayni saniyede kaşları tekrar çatıldı. — Hayır, senin €e yorulmana sebeb yok; zem olan şeyleri hizmetçilere yaptırırsınız, işte o kadar... Fahriye hanımla mlsafirinin gelecekleri günden bir gün evvel hava harikulüde dene- cek kadar güzeldi. Vasimle birlikte çok uzun bir kotra getintisi yaptık. Gök tertemiz, de- niz idea) derecede güzeldi; fakat ben, artık bu başbaşa geçen günlerin sona erdiğini dü- ARI DAĞLARIN E PR mahsus eve geimedi. Bahıktan sabaha! gelip ki istemeğe.. Almanlarla | karşı dönmüşlerdi. Gırgırları kızağa aldık - tan sonra, kayıkhanenin üstünde balıkçılar- dan birinin odasında yattı. Anası sözü: — Ahmedi başgöz edecek zaman geldi... Diye açacak oldu. Hüsam Rels: — Geçti bile. di, Kadın: — Yüreğine bir kız Koymuş. onu istiyor. izin verirsen gidip isteyeceğiz Allahın em - ri Ne... Diye ilâve etti. Balıkçı İşl alaya vurdu: — Ulan gidip de kır istenir mi . Delikan- nı dediğin kızı görür beğenir, sonra da kan- dırıp kaçırir... Kaşırsın kızı yapayım düğü- nünü... Sonra, ciddi, lâve etti: — Kimin kızı miş sordun mu? — Mısırçarşılı Hası Osman efendinin... Balıkçı biras düşünmüştü” — Biz öyle hacı hoca kızı İle pek olama - yiz amma, bir delikanlı da göz koyduğu kız- dan kolay kolay caymaz... Haydi hayırlısı olsun. gidip isteyin yarın... Balıkçı güzeli Ahmedin anam gidip kın #stameden, balıkçı güzelinin âşık olduğu ha- ber! Kumkapıda çalkalanmağa başlamıştı. Bütün genç kizlar, gelinlik kızlar, babkçı güzelinin sevdiği kızm nasil bir şey ölduğu- nu düsünmeğe başladılar. Ahmedin nas kız istemeğe gitmeden, Kumkapıhlar, kafile kafile sorup sorusturup tanrı misafirliğine Hacı Osman efendilere gitiler. Bilhassa Kumkapı kışları, Sıfinarı tepeden tırnağa kadar sürüp muayene ettiler. e Kumkapıya döndükleri zaman da (gidip göremiyenlere anla Ahi gözlü... İnet dişli... Yanakları ti pembe gül — Elleri ki ak güverein. Ve nihayet bir kesime İle: — Bir içim su... Dediler. Bir zün Hisam Reisin karım, ik! Üç reis karıstle beraber, giyindiler. kurandılar, bir koruya binip kız ezine etttiler. Allahın emri peygamberin kavli ile Mısırçarsılı Haet Os- man efendinin kıs Safinaz hanimi, oğul - ları Ahmede istediler. Kiz tarafı babasına söyliyelim dediler. Hüsam Reisin karım boy-| nundan bir dizi inci çıkarıp bıraktı, Hüsam Rels takımı gittikten sonra Hacı Osman e- fendinin konağında da akıma kadar iş güç kaldı. Reis karıları gittikten sonra, hemen arkalarından konu komşu dolmuştu. Her ge- Jen komsunun ilk suali: — Kimler imiş a/o' kirmizi İsteyenler? Kızın anası, — Kumkapık Hüssm Reisler... Diyordu. Ortağı da dudak bükerek ediyordu? — Sizin anlayacağınız balıkçı... Oğlan da balıkçı imiş. pek AlA işte, Safinaza denk.. Artık bundan sonra, kadınlar, karşısında- kinin ne söylediğini dinlemeden, wlü orta lâf yetiştirmeğe çalışıyorlardı: — Bizim bildiğimiz Haci Osman efendi! Safinam öyle balkeıya gemlelye vermez... — Ayol onun Kolundan tutulup (atılacak kızı yok — Safinsz nakış işlemeğe alışıktır, ağ yır- tığı dikemez bizim kuze — Herkes kendi boyundan kız artmalı... Ben olsam kızı çıkasmazdım bili Vallah! eve bfi> almazdım. Have gündenberi dağılmış olan bulutlar gene göz“ lerine dolmuştu. Dönüşte bana sordu” — Bugün sana ne oldu Semiha? Her za- marki gibi etwidamıyorsun? — Refika hanımı düşünüyordum. Onun gelişinden siz memnun oldunuz mu? — Hayır; sakin hayatımızı buracak, bisi rahatsız edecek. Onu tezdirmete, eğlendir. meğe metbur kalacağ: ediyorsam da bir düzüye onunla münakaşa etmek lâzım gelecek — Niçin? — Çünkü fikirlerimiz birbirine zıddır. Be- nim sevdiğim eserleri o seymez, onunkiler. den ben hoşlanmam. Umumi görüş tarzları- mız da başkadır. i Onun bu sözleri kalbime büyük bir inşirah verdi, Mutlaka bu düygüm gözlerime akset- miş olacak ki Cahii bey hayretle sordn: — Ayol balıkçı kurlarında öyle saygı lân arama... — Kenarın kibarları... — Kızımızı siz verseriz biz vermeyiz doğ” Tusu... — Hattat Rakım efendinin oğlu Saim için ne zamandanberi Saffaza tutkun diyorlar. gül gibi oğlan doğrusu... Hem öyle tabanı nasırlı yalınayak başı kabak balıkçı parça- sı değil. kâtih çocuk... Mürekkeb yalamış... — Kahvede geçen çün bizimkine kendisi sövlemis, Trafiz paşanın o yeğen! Sehsüvap bey Hacı efendinin kızını istesem verirler mi, ne dersin demiş.. — Osnım Hâci efend! kızını evlendirecek olsun. koca mi yok, elimi atsam ellisini Du- Turum... — Güleyim bari şu balıkçıların baline... — Pari başlarma birer tabla balık alsay- dilnr da öyle gelssydiler.. akşama ağız tadi ile yerdik. — Avol, kızı istediler bari karılar bir Li bıraktılar mı? — Buldun elmas bırakacsk insanları, Hüsm Refsin karımın bovnundan çikam Tp bıraktığı bir dizi İnel elden dolaşır « ken. birar evvel ağınnı seleni sövliven kam dinlar, gözleri hayrelie acılarak birbirleri « İne bakısıvorlardı. Ve biraz evvel söyledik « lerini evvelâ Kendileri unutuyorlardı: — Nereden bülmr: bu karılar bu inelleri? — Ayol elmasın incinin kümelisi onlarda» dır. — Derya bereketi nerede vardır, erkar balığı, götür & Satamadın mi gö- tür at... Sermnye yok ki ziyan edesin! — Bem bunlar Avla Adi baliker odeği.. Oğlanm babasının biimem kaç tene hani hamamı, dalyanı, kayığı varmış. Olana da çöpsüz tisüm imiş diyorlar, Lökabı balıkçı gireli imiş. Bütün Kumkapı kızları vargunmuş oğ- at ağı, lana, Peri padişahızın oğlu gibi imiş... Görür geldiğim masaraya koşun Hacı &- fendiye fik haber veren Ayvaz olmustu. Ha- m» efendi oğlanın ba'ıkcı olduğunu öğre nince: — Ben balıkçıya kış vermem! İ Diye homurdanmmıs, 6 kizeinlik ile de çi - İrakları dörmüs, gelen müşterilere ters mu - İnmele yapmağa başismıztı. İkindive doğru dükkâna kâhya gelmişti. o Kâhyadan biraz tafsğt amca: — Hüsam Relsin oğlu mu? Diye biraz yumuşarmştı. Hacı Osmrn © « fendi Hüsam Relzir adım işitmişti. Bu meş- hur balıkcının İstarbulun en zengin adam larından biri olduğunu biliyordu. O gün e « zanı beklemeden dükkân: kapamış, Tahla - kale tarafına giderek, tanıdığı birkaç kişi « den Hüsam Reisi sormuş, OKendisine, sade Tahtakalede Hüsam Relsin biri büyük ikisi kücük üç haninı, beş on dükkân pöster « mislerdi. Oradan bahkbaneye uğramış, be hkhanede çalışan birkaç kişiden de: — Hüsam Rels m!? Hacı baba sana devlet kuşu konmuş! Cevahını almıştı, Bundan sonra (Odamaği olacak delikanlıyı sorup soruşturmuştu; © « nun için de her sorduğundan” — Karda leke vatdı: Ahmedde yoktur (Arkası var) Hislerimt gizlemeğe 10sum göriöden ha - kikati Miraf etim: — Doğru... Refika hanım hiç boşuma git mediği için bu hususta sirin de benimle ay- hi fikirde oluşunuza sevindim, « Niçin hoşuna gitmiyor? Bir saniye şamrdır Bu nefretin sebebini şimdiye kadar kendi kerâtme sormak ihti yacim hissetmemiştim. Runun için biraz te reddüdle cevab verdim” — Bunun kat'i sebebisi bilmiyorum, el rum, Har Cahki bey süailerinee wrar etmedi ve gün hile kadar konuşmadan geldik. Her zaman, gezintilerimizden sonra vasim bizzat kolra » sile meşgul olduğu halde her nedense bugün Martiyi Muharrem ağeya © braktı ve önde Ayda, arkada #rimiz, ağır ağır, adeta içi - mizin düşünöeleri altında yorulmuş adım - larla eve kadar geldik. Nahide hanım bahçede, güller arasında ©- turmuş İş işliyordu. Bizim ayak eeslerimiği June başını xaktırâ! ve İlk defa olarak onun görlerinde bir bulut, bir şeye sıkıldı - ğını, yahud bir şeyden memnun olmadığını gösteren bir bakış görür gibi oldum. — Postacı sana birçok gazete ve mecmia, sana da bir mekte5 getirdi. Cahid bey masa yerindeki (o gazetelerine doğru yürürken ben de müdiremden gelen zarfı açtım. Rina harım, mektebe ve İs - tanbula ald birçok hevadisleri (o verdikten jsonra bugünlerde Adanaya o giğeceğini, on hanım... Ortalığa bir parça bakmak lâzem. Yeğeninin cevab vermesine meydan birak-| şünerek bu güzelliği doya doyn icime alami- madan ben atıldım; yordum. O da süküti ve dalgındı; birkaç — Söylediklerim seni menmun etti galiba | ber gün orada kalarağın: yazıyor, cevabimi. Semiha, .oraya göndermemi söylüyordu. (Arkası var)