14 Eylül 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

14 Eylül 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Eyldi İngiltere ve Fransa Lehistana niçin yardım edemiyorlar YAZAN Emekli General H. Emir Erkilet “Son Posta,,n Sam Pasta» nın tefrikasr 90 dr ZİYA SANIR Parçalanan mabeyinci Tarihin büyük bir dönüm noklas-Jilerlemeğe başladığı zaman, halk ve esnaf « ni gösteren şu üç dört günlük hhdisattan dallar arasında, müthiş bir panik başgöster anlaşılıyordu ki; —her kim olursa olsun—İmişti, İâni Insanların mukadderatını değiştirmek) Dükkânlar, acele acole kapanıyor, ka « mümkün olamıyordu, dınlar ve çocukler, haykıra haykıra kaçışı 3 üncü Mustafaya boş görünmek için, sa-İyorlardı. Ayasofya camisinin minarelerin < atinin yelkovanını parmakla (vakti muh -İden Cenlâ) lar veriliyor. bü salâ sesleri, ösi- tar) a getirmiş olan müneceimbaşının hile-ilerin tekbir gürültülerine karışarak tüyler #i, g& anda bütün üryanlığile görünlyordu. |ürpertici bir velvele ile semalara doğru yük- 3 üncü Mustafaya (cihangir) olarak tak-İseliyor.. halkı büsbütün ürkütüyordu... &m edilen oğlu, Kabakçı Mustafanın yak -| Yeniçeri zabitleri orataya © atılmışlardı tığı ihtilâl ateşi karşısında, âdi bir yağ mu-|Halkın bu korku ve heyecanını durdurmak mu gibi, erim erim eriyordu. için: Bedbahi ve talihsiz hükümdar, şarkısını bıraktıktan sonra, yanındaki! sedefli çekme - ceden, kabı olmas ve İnci işlemeli şiir mec- En son yazmış olduğu Şu şliri de okumağa başladı. Cünbüşünden duyarız, Vaz'ı sitem pişesini Biz feragatle, fukat, Meşgaleden mesruruz. İktirab etmededir, Yaz'ını çarhın idrak, Katrei eşk gibi, Gerçi nazardan düruz, Milletü devlete tâyüc mı Bu vaz'ı nâsaz”, Bunun encamımı tefhime, (Selim), mecburuz, « Sâlim e hemşiresi Hatice Sultan, büyü vicdan istirahati içinde, böylece samimi anlar geçirirlerken, Atmeydanında- ki ihtilâl kazanı di hizile kaynı- yordu z Ulema (Muraârade, Bre vatandaşlar! sim sizlerle işimiz y sefayi hatır eyleyin kânlarınızı ne kapar: kaybolursa, yerine alt Diye, bağırıyorlardı * KANLI BİR KURBAN DAHA. Atmeydanından, Soğ &oğru bir İlnsan seli akıyordu. Yeniçeriler ve yamaklar aras lan sarıklı, kavuklu. ldırı çiplak, b ıftan £ü « h binlerce caddeye sığmı « Ne kı k. Varın Bro karsınız. Bİ hanelerinizde r!,, Dük - ? r bir helâliniz ve cevahir veririz. ın askeri muharriri çeşmeye ha - Soğukçeşme kapısı, sımsıkı ka - Kale bedenlerinin üzerinde nö - bet bekliyen etlâhli bostane (dendan) (li Tarın diplerine yatmışlar.. kendilerini &- ilere göstermekten korka korka, bu hg selini seyrediyorlardı »akçı Mustafa, bermuta. lenin önünde gidiyordu. tn üze: Botta bi >! bu muazzam k göster İbir ulmuştu. o Muzaffer bir ordunun, kahraman kumandanına benziyor. du. son a ie ihtlâlciler, artık birleşmişlerdi. EA Semsettin efendi, Hafid efen Burnazzade Dervis Mebmed Sall efer ve hattâ, ihtiyarlığına rağmen hoca Mü nib efendi bile— o geceyi, âsflerin U karar gâhlarında ve ihHilâlcilerin aralarmda ge «derdi Daha ortalık aydınlanmıya baslarken M İsa pasa, bütün devlet rl meclis var diye haber göndermiş, hensini Babıkliye ge tlrimisti. Seyhlslim Ata Molla ce Enbiâlide kalmış, eylemiş Devlet ricali, htilâlin aldığı son henüz haberdar değillerdi. Onun işi katen tmeelis var) zannederek Babilliye gelmisler 2, teşrifat öwrasile yerlerine geçmiş - Jâlin bu müthi köşkünün önüne geldi Salkımsöğüâ tarafında, beş or kişi He karşılaştı. Bunların arasında, derviş ki- fetinde, elleri arkasına bağlanmış bir a — dam vardı. Kabakcı Mustafa, bunları görür görmez, atının başını çekerek durdu. Dik bir sedle, Jsorda: idare) Kim, bu? O adamlar, muvaffakiyetlerinden mem - nm ve mağrur bir eda tle cevab verdiler: Ahmed bey. Padişahın mabeyneisi med bev... Kalender kıyafetine girmiş, ka - sardı. Yakaladık... Kibette, bahşişimizi iste- #ergerdesi, tam Alay» birdenbire, Londra ve Paris'in Varşovaya meselâ bunlardan beşer yüz tane göndermelerinin neden mümkün olmadığına aklım ermiyor diğer mühim ve esaslı sebebler var: i ük bir as hü diye asabileşmeleri do bu arzularının tahak- Er amk Ege Gm bak li gön nelerle ii se Ni amam gal ve Merak z i l li olonyaya niçin yardım edilemiyor? Sor-)ya ndisinde: yen, iki Yardım edilemiyor?! Nede. Alman Earb| gasanan yerinde bir şey olmadığını anlamak | komşu olmasıdır ahkein cephesi yarılıp geçilemiyor?! Bu). bunu Poloyyaya nasl yardim edilehi -İ Bu böyle olunca v6 nçak ta gönderileme- maşa mlşrime lir? şekline çevirmek iktiza eder ve bu sual Pölonirüyü iin me aarilmaran — tâ İngiliz - Polonya ittifakındanber: kalıy Me Yalnız İngilterede değil, dünyanın hemen 1:0*ta olduğu iç ydi İngiliz > her tarafında, slâkalı ve alâkasız hemen ber ederek bu- kes tarafından, ayni asabizeti sorulmaksa- dır, çünkü Almanlar kürenin beş karasile yedi denizlerinde oturan insanların hiç de- Piise çoğunu gene aleyhlerine çevirmiş bulu- Duyorlar. En basit mantıklılar bile Almanla- ra durup dururken bazb çıkardılar diye Öf- Kelenmişlerdir. ayı el zaten 0 ge- vaziyeti umumi Deşretmeleri #ekliden şeceğl bir harbde İngiltere ile Frans. aya doğrudan doğruya yardımı cak havadan mümkündür. Fakât harb başl yalı Wi hafta olduğu hslde bu yardım he - müz vaki olmamıştır. Hem de Polonya or - d yıca çok üstün Alm, anın / balarlla tahrib olunduğu bu lemem umma galiba tarih Almanyanmİtere'ne Pransadan beşer yüz uçağın have eN e ğmiyia arak Polonyanın yardımına koşmaları 129“ "pek lâzımdı. Böyle bir yardımın faydaları yal vrlpanln 8 İpar Leh ordularının daha muntazam ve t Z. 'de tututmala- v , ed sız çekilip icab eden yeri yas “ AE ei Gi > > uhak edil- na şevkalâde yaramakin kalmaz, ayni za- mesi ve di lonyaya tastru: : manda Leh askerinin ve milletinin mane — e lin bü gakerarkırı |viyatının çek tehlikeli olabilecek olan kı - miş kunmlarını <lecrE> varla yat alm lal i A, rüm; a& da mâni olabilir ti kuyucularımızla birlikte) e k İkea taret memleketlerde ve ma) İngiltere ile Pransanın bir daarruz teh hârebe meydanlarında şöyle bir dolaşarak ve|likesi karşısında bu unanadikları. bu arada vak'aları gözden geçirerek bazı netlerler çı-| onlardan beşer yüz uçağın ayrılması ne Mü-| a Li yük Brilanyanın ve he de Fransanm müda-| fansını elddi bir muhata mazdı. Her ne ise görüü ler, Lehistana doğrudan de noktasından ellerinde bı ii nı da İstimal etmemişlerdir. Bunun elbette İmevcud olan sebebini bilemiyorum ve ne ka- dar düşündümse bulamadım Nk eltizelerile fordulârı bir müstahkem mevzle şiddeti bir taarrusun ionb ettirdiği çok büyük fedakfr- İlixlara katlanncaklar mı? İkinelsi, bir müs. tahkem mevzie taarruz ne kadar ciddi ve |#aleyanın son haddine varmıştı. Öbek öbe! uvret ve vasıtalarla yapılırsa yapıl- 'toplanan Âsiler: sin muvaffak olmak için dalma çokça bir) — Sultan Selimi istemevüt ı#man İster. İşte bu çokça zamanı acaba Po! Sultan Mustafayı isterüz... ie ez ir? ve Dive, bağırmaya baslamızlardı. i de Polonya darüfverekâtını bir GÖK“! Bu feryadlar, o ciyardaki hali srmt -İ, im: Burada umumi vaziyet gudur: | lar üzerinde kakam e sl halk ve emme -| Leh ordusunun büyük kısımı şimalinde Na- mleti > mi ge rer - Buz ve garbında Vistül ve San nehir- - duğu halde yeni bir müdafa, cephesi Bilhassa, Asitlerin kafeleri iki Kola ayrı - tutmuştur. Bu yeni müdafaa cephesinin u -İlarak bir kol, To'kanı Sarayının (Babı HU surluğu muharebenin bidayetinde tâ Baltık-|mrayun) una, diğer kol da Bi tân Rua Karpatlarına kâdar uzanan 800 — — Km. lik hudud ephelerine nazaran yarı ya -| Leh kuvvetlerinin cenah serilerine düşebilec rıyadır ve sağile önde nehirler oldüğu içinlcek bir vaziyette olduğu gibi cenubi Lehis müdafaası nisbeten kolaydı. tanda hareket eden Alman seri kıt'aları ver-| Leh ordusu budnd muharebeleri ile iki|dıktarı Przemyselden Lembere ve Dinyester| hafta kazandığına göre bundan sonraki da-| nehri ametlerinse #akarak bütün Le - İha toplu hareket ve müdafaâlarile belki bir) histanın ve Leh ordusunun Romanya fle mu- Jay daha izmir. Normal olsrak daha axİASI| yasa yalarını tamâmile kesmek szmindedirter. | beklenemez. Çünkü buğün Radom cenubun- daki mıntakada mahsur 4 kadar Leh töme -| Lehistanda hareket eden Atman ordusu - ln VE nun fırka sayım Leh ordusununkininden çok Kahakçı Mustafa, derhal daldırdı. Çıkardı elini koynuna Hı para kesesini, o adamla. *İrm önüne fırlattı. Mevklinin cebbarane kad X 'retini gösteren bir sesle bağırdı: — Koman teresi. tez, gebertin. Diyr, bağırdı. 3 üncü Selimin, bu zarif ve nazik gözde « saten bitkin bir halde 14! Kabakrının zallmane ve gaddarane emrlı işitir işit. mes Bah'âiide bu hazırlıkisr görülürken, artık Atmeydanında kavnayan fesad O kazanı da rd İngi liketine sebeb ol; (Arkası var) (1) Kale bendlerinin üzerindeki #iperter. diş diş —— manların üstünlüğü uçak filolarile mo - törlü, zırhlı ve seri fikalamaadır. Buna bir de sevk ve idare falkiyetini de ilâve e'mek caiz olursa Leh ordusunun nihayet Lehistan ga Almanlara mağlüb olacakları netlersine varılır, meğer ki bir muelze tecelli etsin. Maamafih bu micezeler harblerde bee © nz tecelli Herkesin ve hattâ bir kisim muhariblerin hislerine tercüman olmak salâhiyetini ken - dimizde görürsek diyet ki harbin kısa sürmesi ve mahdud kalması hakkındaki temenniler umumi gibidir. Bu arzuya biz Türkler de candan iştirak ediyoruz. Çünkü evvelâ ve ancak kısa sürmesi ve mahduyd kalması sayesinde harb bize bulaşmaz ve sonra da onun ziyanları ax ve mahalli kalır. Üç veya daha çok seneler sürecek bir har- be hazırlandıklarım söyliyen İngilizler de barbin kısa sürmesini elbette isterler ve za- ten niçin Polonyaya yardım edilemiyor? Ne- den Zigirid hattı bir hamlede yarılamıyor? Polonyanın o müttefikierinden (o kendisine doğrudan doğruya yardım mevkiinde bulu- nan Romanyadır. Paxat Rumen - Leh itt fakinın cephesi garba deği, daha siyade şarka müleveccihtir. Onur için Romanya bu gün Lehistanın bir hayırhahı olsa dahi bi - taraftır: Onu: nile Woelawek - Pek - Lowtcz - Lodz - Ko 10 arasında etrafı alınmış bulunan diğer Leh kı'alarının tesellâmünü müteak') “bunları sarmış olan Alman tümenleri serbest kala - caklardır. Bundan başka Alman şimal or - un şark oenahı Narev, Bug, Modlin dusu —— fazla değildir. Her zaman Len ordusunun $9- feri kuvvetini takriba 00 tümen sayarken İ kuvvetini 70-75 tümen olar»x hesab ve tah- İmin etmiştik ki bu hesab ve tahminlerimiz bitaraf kalmasını mucib olaf | ve Varşovada mubarsbe ve mukavemet eden!bugün hakikate muvafık çıkmışlardır. Al Lehistana taarruz edecek Alman ordularının | neler Her halde Leh ordusunun normal muka - vemetini daha biray kadar tahmin edebi - Mirsek bu en v re 'phesinde yapılabileceğini tetkik etmek kalır ki yerek bunu vr » çıkaracağımız neticele- yarına bırakıyoruz. H. Em Erkilet |, Bümem bana mi öyle geldi? Bu sözleri - İpin yaşlı hanımı mülcessir etziğini zanne. 7 diyorum, Dudakları hafifce titredi, kurgu - ni tatlı gözlerinden bir hüzün geçti. Zi İ — İstanbulda çok işleri var. Ondan son- 3 gi (A E do R 4 R | Fa mk sık seyahat ediyor. Maamafih her se | ne Eylül veya Teştinleyvelde on beş yirmi YAT YT AA “TİNER ETİ gün için buraya gelir... Haydi biz yömeğe gidelim çocuğum. p alıya kahvaltı etmeğe|duran iri bir kaya üzerine otur rafi- e RM İM a a ye eye agir Hi kadar gezersin.İmi seyre koyuldum. eee İm sürü e ile sizi Ani İarikdiki bebeğ, yanunanla halan gu da | büyerdil Biz'vapır manee y Yİ ee ali bil boya, tâ Deriye kadar bizimdir. kaç yelkenli tri beyaz"kuşlar gibi suyan yüz) da a ai akbil GAME Nasıl, şu güzel ağaçlıklı yer bu ero mldİzünde uçuyordu. Bunlardan birisine binip! Gezintiyi yapacağımı söyledim. Babahle - de dinlenip duruyorlardı mu bilmiyorum. Uyalır uyanmas da şu gö-| midi? Imavi denizlere açılmak ne erişilmez bir sa-Iyin her tebileceğimi söyliyen bi. ani Mürgilaşlil — Evet kızım, orada ve daha ilerirle dste-|âder olurdu! yük hanım bu defa her nedense biraz x bu kadar yakından görmemiştim. Seyahat- z ak sein ribi gezmekte serbestain. Eve geldiğim saman başım rüzgürdan â -İzeddid kaldı. Da elm ei değ kayıyandnz hizet | öğ halâ Lan 68 bekmAEn özpüny9 - ii men; sza: Sehir Bardak içmiş, Jen raemdi fakat kamım acıkmıştı ve İİ. Gok wzakla ld sl micimiz sl sular mu - (Tüm. İnsan bu haşmet, bu harikulideliği| birkaç dilim tereyağlı ekmeği büyük bir iş-| Gide büyük ve anlaşılmaz Dir sevinç Vardı | are doğ sima m e aman bu) görünce Canabıalahm “Endret ve büyüktü -İta tie yemiş ve bebun getirdiği neş'e tel — Dünyada en güzel şey denizdir! İyerler âdeta tehlikelidir. Hele evin 5 İd eyer b dar ha - ünü daha İyi hissediyor, ruhunun yüksel *Jarta Kapıdan bahçeye çıkmam. Pakat be-| Be sözü m hanımefendi güldü a katiyen yelniz gezme, ya Muhar k ve ma anlı İni asıl cerbeden denizdi. Ağır ağır yürtyerek a Ti) Demek hemen | Âşık oldun?İağayı yahud da Palmayı yanına al Mem - Yakut burası ber saman böyle güneşli de:|ve etrafımdaki güzeliği içime sindirerek su-| DaBlarına hiyanet ediyorsun Semiha... — | seker pek emindir amcn ae de Ol Mi ğildir Semiha, bazan da kurşuni ve mağ -|ya doğru inmeğe başladım, Nefls çam ko -| — Hayır, hayır, orası benim bütün Gn yülnju görebel çğre ömer. mum havamız günlerce devam eder, deni -)kusu bana kendi dağlarımı batırlatıyordu. İrümün goçtiği yerler fakat deniz başkaf yekikkir ein fikat inden “Xu zin dalgaları yükselir. Mersin! parlak bir gü-) Böyle maksada adımlarla dolaşırken bir-| — Bir müddet sonra ondan bıkar, yorulur- vermiş, mümkün olduğu kadar şanla neş altında ve sevimli yözile gördüğüne mem)|denbire karşıma yüksek bir duvar çıktı, Bulsun. a ad > mun oldum; burasını seveceğine eminim Ar-İduvarın arkasında bir evin yalnız damı gö- Denizden bıkmıyacağımı hissediyorum. |“ #imamağa niyet etmiştim çünkü çocuk « ar. İrinüyordu. Misafir bulunduğum eve ald bir) Fakat hanımefendi, ihtfen bana söyler mi — |)Jufumdanberi dağ, bayır, tepe demeden Val Nazıl olursa olsun, deniz her (ozaman,dalre olan bu yer, mullaka kış için ( suretilsiniz, Cahid bey burasını o kadar çok sev -|nIZ başıma dolaştığım halde avuç içi kadar güzeldir. Onu daha yakından — görmek, şulmahemaade yapılmış mahfuz bir. daire MLİdiği halde ve gtirlerinde dalma buralarınıkl karşıki kayalıklar üzerinde sıçrayıp dolaş -| Yüksek duvarı arkada bırakarak gene sa-|terenniim ettiği balde niçin buraya mk e İhile doğru indim ve Adeta denize uzanmış) gelmiyor? e ae Ertesi sabah gözlerimi açtığım zaman par lak bir güneşin odamı kapladığım gördüm Etrafımda eski fakat temiz ve şirin eşyalar vardı. Hemen yatağımdan fırlıyarak pen: teye koştum ve ayni saniyede, görmedi ve anlamadığım bir kuvvetin tesiri ali kalmışım gibi 1xi elimi dışarıya uzatarak — Ah! diye bağırmaktan kendimi alar dım Karşımda vesuz bucaksız bir deniz vardı. Kıvırcık dalga! birbirinin üs un ka yarak tâ ileriye, gözün alabildiği kadar u -| sak'arı gidiyordu. Önümde köpüklene kö -| püklene yaklaşan mavi sular (yavaş yavaş kayalıkları okşu; sahilin kumları üzerin- «Son Posta» nın tefrikasr | 37 da , |, Bu teklifi tekrarlatmiadan yerimden kalk- — Jtam; karnım o kadar açtı ki ne bulsam yi - yere ordum. Sof, emi h yor, bir Zee Drum. Sofrada gene sabahkı tintimden bahsettim ve öğleden sonra ay tarafa nüte- a senedir gör-|diğir z um, hele deniz csen dikkat et ke - bazı sı olabileceğin ra karşısında Dayretle ve aç bir iştiha ile bük: geçtiğini, dakikaların ilerlediğini farkede miyordum. O kadar dalmıştım ki dünya gö- sümden allinmiş, başım bomboş olmuştu. Kapıma hafifce vurulunca top gibi sıcra- dım ve bemen sabahlığımı arkama almak Xi çantama doğru gittim. — Uyandın mı kızzm? — Evet efendim, denizi ( seyrodiyordum.'mak için sabırsızlanıyorum,

Bu sayıdan diğer sayfalar: