1 Tier Toni Gano - Ribenirop. SON POSTA mülâhatının yakın ve uzak hedeileri “ Öyle zannediyoruz ki, Bulgaristanın 60, 70 milyonluk bir ittifakın ehemmiyetini biran evvel takdir ederek, nihayet karar vermesi zamanı gelmiştir,, YAZAN Emekli General H. Emir Erkilet Mussolini Hitlerle beraber Münihte Almun askerlerini teftiş ederlerken 2. alzburg ve Berehtesfaden mü- zakerelerinin yakm ve uzak hedefleri henüz tamamile belli değil » Herhalde, bu müzakereler Mih - Siebenbürgen dedikleri bizim eski Er. del eyaletile Banatın doğu kısmını Ru Taenlerden istemek demektir. Fakat bu sırada Almanya Yugoslav- Veri alâkadar eden türlü meseleler et-jYa e bir mesele çıkarmak istemiye - tafında olmaktadır. Ber'inde çıkan Alman Angriff ga * “etesi Avrupa arazi meselelerinin ve dolayısile sh muahedelerinin Salz- burda görüşülen noktalardan birisi Olduğunu ve devamlı bir sulhun an - vak Saint . Germain Trianon muahe - deler nin tadili ile kabil olabileceğini Yanıyor. ve, nlar Büyük Harbden sonra galib- tarafından Avusturya ve Macaris. tana dikte ettirilen muahedelerdir. Es- Avusturya ve Macaristan İmpara - keluğu bu vesikalar mucibince Çeko- akya, Polonya, Romanya, Yugos- Ya ve İtalyaya birçok yerler bırak- Dağa mecbur edilerek ayrı ayrı müs <il birer küçük devlet haline geti. Bimişlerdi. Avusturyayı ihak ettiğindenberi Al ME gerçi kendini bu eski Alman Vistinin varisi addeder. Fakat Çe » a lim niea meşk A bu turvanım ve dolayısile Almanyanın - Memlekete olan toprak hesabları Srühmüş ve tasfiye edilmiştir. Avustur- mein İtalyaya ve Yugoslavyaya geç- NX “lan yerler meselesi de, Almanya- a” iki devletle olan son münase - eri dolayısile, bir süküt perdesile Ülmüşlerdi. Buna rağmen Alman #etelerinin Trianon ve Saint - Ger- Mele ,Muahedesinin tadilinden bahset rindeki gaye aceba nedir?! Almanya, İtalyaya şiddetle muhtaç ay Ve üstelik siyasi ve askeri it. ini, arla bağlı bulunduğu bu sırada v * eski Avusturyanın toprakları Por, “enubi Tirolu veya Triyesle ve e si elbette istiyecek değildir. O hal ili Ya, #ncak vaktile birer Avusturya lay nt * Germain mushedesinin ta - ci a olan Krain ile Dalmaçyayı ve Ml > Herseği Yugoslavyadan, Ga - Ayı Lehistandan ve Bukovinayı de, “yadan taleb etmeği istihdaf e - ki yşöPon münhedesinin tadili de es. Dy nan Hırvatistanile Slavon. N di uğoslavyadan ve Transilvan- , Parma kadar olan, Almanların ceği farz ve kabul olunabileceğinden 0 halde Salzburg ve Brehstfaden mü. zâkerelerinin asıl gayesinin şimdilik gerek eski Avusturyanın mirasçısı o - lan Almanyanm ve gerek Macarista. nm doğu ve cenub doğu Avrupadaki eski topraklarına aid taleb ve takın - tılarının hal ve tesviyesi olduğu neti - cesine varılır. Ancak bu hususta oy » niyacağ: faal rolle Almanyaya mülhüm hizmette bulumabilec#k olan İtalya, bu hizmeti bedava yapmıyacağından ona da bir menfaat göstermek pek ta. biidir. İtalyava vadedilebilecek taviz şim- dilik ancak Balkanlarda olabilir. İtal. yanın herşeyden evvel Adriyatiğt ken. dine bir göl yapmağı azmettiği ma - lümdur. Bu da İsteryadan Arnavudlu. ğa kadarki Dalmaçya sahillerini ele geçirmekle mümkündür. Adriyatik İmethalinin ileriden korunması da Kor fonun alınmasını lüzumlu kılar. Fakat Almanya. ötide Triyeste yo. We Adriyatiğe inmek ihtimalinin ö - nüne bir sed çekecek olan bu değişik. liği pek de istemiyerek ağlebi ihtimal İtalyayı Yanya ve Selânik istikametin de sürecektir. Bu surelle Yugoslavya şimdilik korunmuş olacaktır. Fakat sonra şimaiden, batıdan, cenub ve do- ğudan sekiz misli fazla nüfusa malik çok kuvvefli < fi devletle bunların bir tâbil olmaktan kendini güç kur - taracak (oolan Macaristan tarafından ihata edilmiş bulunacak olan Yugos « lavyanın hali neye varacak?! Kendisine cenubi Dobrice ile Dede. ağaç vadedilmekte olan Bulgaristan büyük tehlikeyi pek yakından gördü- ğü zaman iş işten de geçmiş olmıya - cak mıdır? Danzig veya Tirol hikâyelerinden fazla ve daha evvel, biz Balkanlılara kendi selâmetimiz lâzımdır. Bu selâ - metin ise tek yolunu Türkiye çoktan çizmiş ve Aleme göstermiştir. Bu yol bütün Balkanlilarım dahil bulunduğu bir Balkan ittifakı ve bir Balkan it. tihadı yoludur. Eğer Almanya ve İtal. ya Arnavudluğua da istiklâlini iade e- derek Balkanlardan el çekerler (o ve Bulgaristanın da gireceği bir Balkan paktına Arnavud'uğun girmesine mâ- ni olacak bütün hafHleri bertaraf e - derlerse o zaman Avrupanın cenub do ğusunda sulh devam edebilir. Fakat kör olan emperyalist emel ve hırslar doğru yolu görmekten daima uzaktırlar. Onun için gene ve gene bi- ze lâzım olan ittihaddır. Balkan pak * tma girmemekle Yugoslavyayı da za- yıf ve müşkül bir mevkide bırakan reviziyonist Bulgaristan bugün mahza : Nöyyi muahed miş olmamak için girmediği Balkan ittifakı (dışındaki fersat kollayıcı siyaset acaba ona bir emniyet hissi verebiliyor mu?? Şüphesiz hayır O halde neden tereddüd ediyor?.. Ce - nubi Dobrice ile Dedeağaç için miti. Evet, fakat haddi zatında hayati, ırki ve tarihi zaruretlere dayanmıyan bu talebler yüzünden bir devletin kendi mevcudiyet ve istiklâlini tehlikeye koyması doğru olur mu?! Öyle zarmediyoruz ki Bulgarista - nn 60.70 milyonluk bir ittifakın e - hemmiyetini biran evvel takdir ede « rek nihayet karar vermesi zamanı gel möştir. Bahusus Balkan paktının da yandığı bir Sâdâbad paktı daha var - dır ki Belgraddan Kâbile ve Bükreş. ten Bağdad ve İskenderiyeye kadar bir yakın doğu milletler ittihad, vücude getirmektedir. İşte bu mükemmet! sulh kemerinin ortasında bir taşın yeri boş durmaktadı. ki o da Bulgaristandır. Bulgaristansız bir Balkan paktı olma” dan Bulgaristan yaşıyamaz. Balkanlı. ların ve görülüyor ki, hattâ yakın do. ğu milletlerinin emniyeti onların bir. Teşmelerine kollektif bağlıtıklarına da yalıdır. Gerek Balkanlılar ve gerek ya kın doğu millet ve memleketleri ayrı ayrı ve birer birer kolayca yutulabi » lirler. Fakat birleşince dünyanın en kuvvetli bir sulh blokunu vücude ge- tirebilirler. Bu öyle bir nimet ve bir fırsattır ki kaçırılması halinde büyük tehlikeler vardır. Onları karşılamak” ta acele etmeliyiz Devlete aid davalar Ve hazine avukatları Hazine avukatları elile takib edilen davalardan bazılarının bezi avukatların takibsizliği sebebile yüzüstü kaldığı, bir kısım dosyaların kaybedildiği ve icraya intikal eden bazı ilâmların infazı için kibler yapılmadığı anlaşılmıştır. Maliye Vekâleti bu hususta bütün hazine avu- katlarının nazarı dikkatini celbetmiş ve devlet dairelerinin de bu gibi dava dos- yalarını vaktinde takib etmelerini ve da- va evrakını vaktinde hazine avukatları. na vermelerini teşkilâtına bildirmiştir. ni zımnen tasdik el! BUGÜNKÜ FRANSA O karanlık günler geçti Fransızlar Daladyeye karşı büyük bir itimad besliyorlar “Başvekil Daladye bir kasabdan aldığı mektuba meclisin harici işler Komitesi reisinin mektubundan fazla ehemmiyet verir ,, Fransada yaşamak gene bir zevk oldu.| Gerçi bu memleket artık tam bir parla- manter demokrasi sayılamaz. amma, doğ- rusunu söylemek lâzım gelirse buna pek| aldırış eden de yok. Niçin?. Sebebini an- bu halile daha serbest, daha iyi bir memleket... «Münih» anlaşması- na takaddüm eden o karanlık günlerden; Flândinle arkadaşlarının seslerini yük - selttiği, orta sınıf halkın diktatörlere giz- iiden gizliye hayranlık duyduğu, memle- ketin ruhunu kaybetmek tehlikesini ge » çirdiği o menhus günlerden herhalde daha çok kendi kendine benziyor. Meşhur bir Fransız muharriri o gün - leri aziler yalnız Çek Majino hattını anın ruhi cephesini de zap - melânkolik bir cümle ile Döladye | Bonenin siyaseti İngiliz hükümetinin st- yaseti idi, Bugün roller tersine döndü: Daledye ül hissi bilhassa Münihi ta -/önde, Bone onun - hiç değilse yüzüne kib eden üç sy içinde şiddetle göze çarpı- | karşı - ardından gidiyor. Bütün hayati yordu. Bir yandan Yahudi aleyhtarlığı| kararları alan Daladyedir. Geçenlerde bir yapan, bir yandan Almanyaya şarkta hu- | Fransızın dediği gibi: «Başvekli; nihayet dudsuz bir serbesti teminine çalışan Na-İ şöhretine Miyık kuvvetli bir insan oldus. zi propagandası son haddine o varmıştı.| Daladyenin, Prağın işgalinde zayıf dav- (Ribbentrop) un Paris seyahati ve Fran-İrandığım söyliyenler var. Fakat ben bu Siz - Alman deklârasyonunu imzalayışı |fikirde değilim. Eğer o, Münih anlaşma- Almanlarca, Fransanın resmen Flândinin |sına ve Prsğ işga'ıne Fransa hariciyesi «Majino hatlını tahdide nazariyesini ve! gibi «tabil bir şey» gözile baksaydı, âyin a devleti olmaktan ziyade bir p « Bone) deklâ - mayı» kabul ettiği mana.| zlüğünü İlin et - A ARE, İmer. bilâkis bu deklâresyonu ne paha - Bu fikir birçok Paris gazeteleri tara -İsma olursa olsun kuvvetlendirmiye ça - fından da tasvib edümişti. Hariciye ne -|; inde ve Havas ajansında, tahdid si- yasetine aleyhdarların işten uzaklaştırı!- dıklarına ve şüpheli gözle görüldüklerine dair haberler dolaşıyordu. Matbuatın bir kışmı hariciye nezaretinin avucu (içine girmişti. Göçenlerde bir vilâye: ve üç Pa- e mize Ağri «dostane halletmesiz ni. rica eden bir İkimne «gazeteciliğin kâbusu; diye amı, /Dektubu okudu. «Bilir misiniz, dedi, ne © icevab vereceğim?, yorlard İ Tahâid siyaseti ilk darbeyi İtalyanla -| Mektubu yırttı, kâğıd sepetine attı. Şurası da dikkate değer: Matbuat kon- feranslarının en mühimleri harbiye ne - zaretinde yapıldı. Frangz başvekili bu konferanslardan rinde meşhur bir «Münih, tâbiindet aldığı ve kendisinden Hitlerin Polonya üzerindeki | taleblerini rın Tunus ve Korsikayı istedikleri gün| yedi. Münih taraftarlar, Almanyanın! İtalya isteklerine müzaheret etmediğini ne kadar iddia ederlerse etsinler, Korsi-! ka ile Tunusu istemenin güdülen siyaseti kökünden sarstığını anlamışlardı. Demek İefihver»; küçük devletleri birer birer İyeyip Fransayı rahat bırakacağı yerde. listesine ikinci yemek olarak Fransay: koymuştu. Eğer. Hitler büyük bir iâbiye hatası! yapmadıysa, İtalyanın ondan müsaade almaksızın Fransadan taleblerde bulun. duğuna ihtimal verilemez. İşin içine bu mesele İkarışmasaydı, Fransada «tahdid Daladyenin cepleri dalma doludur. Günde yüzlerle mektub 3lır. Hej i birer birer. dikkatle okur. Vilâ- yet ve köylerde dehşetli bir şöhreti var. dır. Muhakemesinn doğruluğuna kuv- vetle inanılır. Gelen mektubların çoğu şu yoldadır. «Siz harbetmemiz lâzım geldiğine kani iseniz, bundan sonra bizde öyle düşüneceğiz. Başveki! bir kasıbdlan aldığı mektuba, meclisin harici işler komitesi reisinin mektubundan fazla ehemmiyet verir ve bunu gizlemez. Bugün harbiye nezareti. nin de başında bulunduğu için ordunun mektubla siyasetis ne bugüne kadar bağlı kalanlar olacaktı. Fihakika hariciye nezaretinde üzerinde tam bir nifuza sahibdir. Bu vaziyette Fransaya «askeri bir dik- öyle şahsiyetler vardır ki: Hitler Prağa|tatörlüktür» diyenler var. Evet öyledir. yürüdüğü vakit geniş bir nefes almışlar| Yalnız esas demokrat hürriyet; kuvve - ve içlerinden: «Ne olursa olsun yüzünü|tinden hiç bir şey kaybetmemiştir. Bu, şarka çevirdi yaf» demişlerdi. Bunlara öyle bir diktatörlüktür ki Fransa; lüzu- Münihten ve Çeko-Siovakya garantisin-İmu anında canla başla kendisi istedi. den bahsedilirce olnuzlarını sikip: “Â-| Parlâmanter bükümeti özlediği de yok. dam sende> diyorlardı. Meclis; Alman kıt'alarının Prağa yürü- Fakat bu hal Fransız halkının göster -! dü; gün Marty meslesi gibi ehemmiyet- diği aksülâmelin ifadesi değildi. Münih |siz bir münakaşa ie vakit geçirmekle hakaretinin uyandırdığı hakiki reaksi -| kendi kendin! baltaladı. Marty... Komi. yon; Daladyenin Afrika seyahatine ve|nist meb'uslardandır. İspanyada beyne! « İtalyaya karşı söylediği şiddetli nutuk -| milel mımtalısda bulunmuştu. Meciisin lara verilen büyük ehemmiyetle kendini!o gün o kadar hararetle münakaşa ettiği gösterdi. Bu seyahatten sonra Fransada | mesele? Bu meb'usun, casusluk su; «*Daladyenin selim #klına> derin bir iti -|#tham edilen bir Fransız yüzbaşısının mad uyandı ve Boneye karşı beslenen| kurşuna dizllmesinde eli olup olmadığı taşkın güven biraz eksildi, meselesiydi. Teferrüatı pek iyi hatıriıya- 1938 de Bone hep başı çekmiş, Daladye | mıyorum. Esasen o gün bile bu telerrüs- - çok defa istemiye istemiye - arkasından | tın üstünde durmıya âeğmezdi. gitmişti. Daladye Münihe aleyhtardı. Bu| O Daladye işte bu hazin kargaşalık için anlaşmanın imzalandığı gün son derece|de meclisten tam ve hududsuz bir salâ. muzlarib olmuştu, Daladye İspanya hü-| hiyet istedi. Ve bunu öyle mütehakkim kümetinin (yıkılmasını da istemiyordu.İbir tonla fleri sürdü ki itiraz edenleri Fakat her iki vasiyette de baş oğdi. Zira: (Devamı 11 inci sayfada)