| Ağustos merikalılara göre Almanyanın içy SON POSTa uzu “ Almanyada 8 gün oturan her genç oradan tamamile Hitlerci olarak ayrılır. Fakat üç ay kaldığı takdirde nasyonal sosyalizmin düşman Meşhur bi sir yoz ahir bir Amerikalı muharrir yazı” Yeni Almanyayı en iyi tanıyan yük - «Hitler Almanyasın Benç sekiz günden fazla otur- ök şartile oradan tamamile Mitlerci ayrılır. Takat daha ziyade mese - sek bir & diplinmat: Sören her ni Mam, Olarak i basile beraber dört sene beğ a erikanın eski Berlin sefirinin Yasındı 58 Martha Dodd) un Nazi Alman- a bizzat pördüklerine d ii canli hatıratını okurken bu söz- yereli Babası; Dodd Şikago ü- Profesör min tarih ve Cermen kültürü da daki (Târibzie) üniversitesinin , oru olmak sıfatile evvelce “iç se- huş gi soyada bulunduğu için zeisisüm- çapvelt tarafından Almanya sefareti Olm, alak bir vazifeye tayin itibaren sefareti ir; Almanyada yalnız ne kalmak isterken vazifesinin sevk valla 1937 öcnesine kadar kaldı. iğ e Yirmi beş yaşmâak! profesör lv ri üç buçuk yaş küçük ve olan X bon gazetesinin edebi muhar- berap, ,, 121 Martha Dodd.da babalarile Güya ei Oğlu babası kadar hivaraş,» <olmadı, fakat sık sık Berlin Sine giderek yeni Almanya > * siki temasta bulunmuştu. Al - i piş Sene kaldıktan sonra çok Deofaşğ, sela memleketine dönen genç Yakane, p ik İşi: o zamana kadar ya - Yak inde de politika hayatıma atıla - Sina, TİZMİ İn Amerikada yayılma lar Del eye girişmek oldu. kendisi odda gelince: O da babasının fini, p, beraber Avrupaya gitmek tek - Sİavey, 7 * Dir seyahatin kendine temin ur etti, z ali tecrübeyi düşünerek ka- - han elk kadar politika ile hiç “ erinde; Almanyaya din i rejimi pek beğe: a ve hayran- — er) diya ba- nin anı karşısında kendi - di $ olarak her hangi hir Bitlayy b eyecan ve hayranlıkla Di Yil it bağırdığını itiraf ediyor. TİR, tat leri », yeni Almanya şef- i ettikleri şiddet ve tazyik - tüklerinden de müsbet biraz mü - A biraz p * Gören, ağ a münferid vak'ılar İg- Pakaş 39 salışmaştı, ME” vi Kara Vasalatından bir ay sonra is ve b; İK Ea Şezete muharriri ile bir- .. Nurenberg kongresi günlerinden bir intiba birldü. Almanyaya aid bir şey konuşurken gizli dinleyici teleton tertibatını şaşırt - mak için namı müstaar kullanmıya mec. bur kaldı. Evlerinde herhangi bir mevzu üzerinde konuşmıya başlamadan önce te- Yefon âhizesini bir yastıkla tıksmayı â - likte cenubi Almanyada otomobille seyahate çıkan, Nurehberge giden, orada şehir sokaklarında genç Nazilerin mü « teassıb ve taşkınlığını gören Miss Dodd şunları anlatıyor: «Başı ustura ile kazılı ve boyaunda bir yazı asılı bir kadın arabanın içinde ayak- ta duruyordu.. Gençler etrafına toplan - mışlardı. Kadın; hal ve tavrından acı işkenceler görmüş bir zavaluya benziyordu. İte ka- ka arabadan indirdiler. arkasından biz de gittik. Onu nasıl tahkir ediyor, hırpalı - yorlardı, gözlerimizle gördük. Güya bu genç kızcağızm bir Yahudi ile münase * beti varmış, bu hakaret ve işkenceler hep ondan imiş.» Martha Dodd bu tablonun fecaatini hiç unutamıyacağını söylemekle beraber bu taşkınlıkları Hitlerin iş başına geçtiği 73- | manların heyecanına atfederek wejimi gene mazur görmeğe çalışıyor. Ve gaze“ teci arkadaşından bu müstesna ve mün- ferid vak'aları Amerikaya aksettirme - mesini rica ediyor. Fakat fikrinde Al - manya hakkında edindiği ilk intabaların aksine bir istifham işareti beliriyor. Bir| taraftan da babasile görüştüğü zaman ü- çüncü Rayh şefi Hitlerin söylediği şu sözleri düşünüyor: «Almanyada tek bir Yahudi kalmasına uzun müddet tahammül edemem.» Hitler bu sözlerini Amerika sefirine; Almanyaya geldiği ilk sene işinde söyle- mişti. O zamanlar sefir henüz Almanya- rım; gerek Yahudi ve gerek katolik, pro- testan bütün siyasi hasımları hakkında tatbik ettiği kanlı politikanın içinde u - yandırdığı iğbirar ve infiali gizliyordu. Alman halkının her an boyun eğdiği hafiyelik kordiplomatiği de dairci şü - mulünden haricde bırakmıyordu. Sef: Almanyaya geldiği zaman bu hususla na zarı dikketi celbedilmişti. Duvarların İ- çindeki dinleyici telefon tesisatından ha- ber verilmişti. Sefirle çocukları (garib saydıkları bu ikazları bidayette gülüm - gediler, Fakat zaman geçince hiç te mü- baldğa olmadığını anladılar. Her zaman, her yerde böyle bir nevi nezaret altın da yaşamanın ıztırabı son günlerinde büs bütün artmıştı. Halbuki bunlar, (harici- ez memleket) kaidesine tabi ecnebi diplo- | matlardı. Zaman oldu ki hizmetçilerindez bile sakınmıya mecbur kaldılar. Nihayet duvarlarda dinleyici gizli telefon tesisa tının mevcudiyetine, mektublarının dahi açıldığına, sürat efhetinden tercihen Alman vaputlarını verilen siyast muha- berat çantalarına bile el uzatıldığına ka” ni oldular. Martha Dodd ilk zamanlarda tanıştığı Nazi gençlerinin; maksadı hakkında kendisinden malü - mat edinmek istediklerin! hayretle gör.|hat Fransız Majinosunun A ı kesilir,, verip ELLE EE det ettiler, Martha Dodd'un eserinde şu küçük| sahne; Almanyada tatbik edilen hefiye- Miğin derecesini göstermek itibarile na ar: dikkati celba değer. Bir gün Alman| Yague ken bazı mahrem şeyler söylemek istediğini bildi. rerek onu içinde telefon tesisatı olmıyan banyo dairesine götürür ve söyliyecek - lerini orada bile kulağına fısıldıyarak söyler. Martha bu haleti ruhiyenin o ka- arkadaşlarından birisi; kendisine dar tesiri altında kalır ki Amerika döndükleri zaman bile konuşurken söz“ sevki tabif ile hep yavaş yavaş Terini söylemeği Adet eder. Miss Dodd'a göre: Almanyada hafiye « Hattâ; Nazi partisi erkânı arasında bile şiddet | le devam etmektedir. Bunu (gizli pölis lik umumi bir mahiyet almıştır, teşkilâtını icad eden ve Mareşal (Gö ring)in mahremi osrarı bir zattan öğ - renmiş. Bu adam kendin! temin ederek demiştir ki: «Almanyada hafiyelik yal - nız gizli polis teşkilâtı tarafından değil, D GüNüN ADAMLARI J General Yague General Frankonun muvaffakiyetinde en büyük hissesi olan ve son günlerde çıkarılan adam kumandanlıktan İspafiyadaki son hâdiselerin kahra - manlarından olup Frenko tarafından ku- İ mandanlıktan çıkarılan generallerden bi- ri de General (Yague) dir. Bu adam İspanya harbinde iş gören Franko taraftarı generaller içinde en c€- sur ve en azimkârı olmakla şöhret ka - zanmıştır. Kendisi Afrika kıtaatı kuman- danı bulunuyordu. 1936 senesinde cümhuriyet idaresine muştur. Kanarya sdalarından gelen General «Franko» Ceuta şehrine varıncş isyan hareketini başlamış buldu. Şu nokta belki bilinmöz. Fakat çok mühimdir. General Yague General Frankoyu baş kumandanlığı deruhde eylemeğe adeta icbar etmiştir. General Franko tereddüd eseri gösterir göstermez onu hapsedece- ğini ve bizzat Caudilloyu teşkit eyliye « 'ceğini bildirmişti. Bunun üzerine Gene - ral Franko başkumandanlığı kabul eyle- miştir... Fasta bulunduğu müddetç? Yague mahalli Arab askerlerine tam ma- pasile uygun iyi bir kumandan olmuş setle hiç meşgul değildi. Yüzde erdi, General yüz asi Vaktile İspanyada Asturieste maden ciler arasında vükun gelen kıyam hare. ketini tedibe Franko tarafından memu: edilmiş idi. General Yague bu hareketi pek kanlı bir surette bastırmış idi. O ka - dar kanlı ki İspanyol halkı bundan derin bir nefret hissederek sola doğru kay - mağa başlamıştı. Bu sola kayma harske- |ti 1936 senesi intihabatında halk cephe - sine muzafferiyet temin eylemiş idi... Asturies tedib hareketinin iki kahra -| «İmanı olen General Franko ile General lerihden günün birinde he - sab soracak olan solların muvaffakiyetini kabul edemez idiler. İşte İspanya kıyamı- nın başlıca sebebi büdur. karşı ilk isyan hareketine başlıyan o ol- General Yague karşısında dahili harb başka bir safhaya girmiş oldu. Franko selâmeti İtalyan ve Alman yardımında buldu. Onlar da hes men İspanyaya geldiler ve harekâtın ida- resini ele aldılar... İşte bu anda General Franko ile Gene. ral Yague arasında derin bır ihtf)âf baş gösterdi. General Yague ecnebilere mü- racaati vatan Yu trane bir hareket say- ordu, General Yağuz'ın Frankodan bir kanaat beslemesi siyasi akide me selesinden ileri gelmiyordu. O, askeri iz zeti nefsinin tesiri altında idi. İspanyol kudretinin bu İşi başarmağa kâfi gele - ceğini hesab ediyordu. İşte bundan dolayı General Yague kik mandanlıktan geri çekildi ve bir müddet açıkta kaldı. Bunun acısını falânj teşkilâtına dahil olmak suretile çıkarmak istedi. Bu su « retle falânj teşkilâtının orduda genişle » mesine var kuvvetile yardım etti. O, bu teşkilâtm halk arasında köklenmiş old ğunu sanıyordu. Fakat inkisarı uğraması çok gecikmedi. Bu arada tekrar hizmete alınmış, Ab man ve İtalyan kumanda heyetinin İs - panyada ne kadar hâkim bir mevkide bu- haya İspanya tarihi buna bir delil teşkil ey- lemektedir. Milli bir felâket, yahud vak'a akabin - de halk mes'ullerin cezalandırılmalarını ister istemez hep isyan hareketleri vu- kua gelmiştir. Bu seferki #htilâl hareketi sebebleri içinde Asturies madenleri tedib hareke - tinin büyük bir yeri olsa gerektir... İsyan hareketinin ilk günlerinde talih Frankoya yâr olmamağa başladığı bir sı. -İrada General Yague hemen gelmiş olsn İtalyan tayyareleri vasıtasile Faslı kı - taatının bir kısmını İspanyaya geçirmiş ve onların başında Endülüsü istilâ ve Estramadureden Madride doğru yol aç - belki bütün nezaretlerde tatbik ediliyor, | Müşti.. (Devamı 10 uncu sayfada) Madr'de yapılan hücumun akameti İunduğunu tecrübe eylemişti... Bu defaki vazifesi Katalonyadaki or - duların kumandanlığı idi, Büyük yarar- lıklar gösterdi, umumi tasrruz emri ve « rilince, İtalyan Kıtaatına şeref hissesi bi. rakmamak üzere, cebri yürüyüş ile Bar- celone'u zapteyledi!. Takdirlere mazhar oldu. Harb biter bitmez Generâl Yagus, çok güvendiği ve pek çok Lakdir ettiği fr lânj teşkilâtının tamamile Almanya ve İtalyanın ellerinde oyuncak olduğunu an. lamakta gecikmedi. Çok bilgili, ve çok cesur bir asker olan General Yague büyük bir İspanyol va - tanperveridir. O vatanının zaferini sırf vatandaşlarının eseri olarak görmek ar. zusundadır. KAK im spp cn yam bra Mem e ay nın Majin MK a disini bir de fülen koruyacak kuvvetli babasının fikir o ve| bir istihieâm hattı vücude getirmiştir. Belçik 4 ii #stihkâm hattına ald görünüşler Belçika siyaset sahasında kendisini|dunda bittiği noktadan başlıyarak OAl- müstakbel harblerin haricinde bırakacak |manya - Belçika hududunu takiben tâ bir bitaraflık politikası tutmuş olmasına Belçika - Felemek hududuna kadar git- rağmeh her türlü ihtimallere karşı ken-| mektedir. Belçikanın tahkimat hattı biri esu sa- hası», diğeri de istihkâm hattı olmak ü- MAD jik yaratılışından istifade ederek istilâya uğrayabilecek sahaları suya boğmak için yapılmış tertiban ihtiva eder, istih kâm hattı ise yeraltı ve yerüstü betop kulelerden vücude getirilmiş bir zincir dir. Belçikalılar bu zinciri yaparlarker, «Belçika Majinosu» adını taşıyan bu) zere iki çeşididir. «Su sahası» Büyük Mu-|hem Fransız, hem de Alman usullerinden ye Belçika hudu-İharebede olduğu gibi memleketin jeolo-|istifade etmişlerdir.