Bekâr erkeklerin iddia ve ifhamları “Erkeğin bir kadınla anlaşmasına imkân yoktur. Onun için aile yuvaları yıkılıyor. Zevkleri ayrıdır, düşünceleri ayrıdır, yaşayışları ayrıdır. San'attan anlamazlar, pkumaktan zevk duymazlar, yazı yazamazlar. Güzelliği fark edemezler. Felâket günlerinde ıztırabı paylaşmazlar. Mantıkları yoktur. Bayanlar, erkekle anlaş- mak istiyorsanız biraz olsun onun sırtından inin ve hakiki arkadaşı olun!,, © Nedret Cemit (İstanbal, Di -| vanyola): «Oludum, uzun uzun, katli, bitaraf olmağa çalışarak bütün ce a a okudum. kuxdlınları bir tarafa bı - ah omahlüklardır. Ne Göyledikllerini bilmezler. Hissiyatlarına kapılırlar, mazundurlar. Erkeklere ge Birce: Asil derde teşhis koyanlar yok de. dikkatli dik . | 4 | at dkserisini geçim bahsinde kor yontma, Ben az kazanırım amma, geçinmek - ten korkmuyorum, Zira bilirim ki bu ka nen elindedir. Kadın vardır ki, az ma - ula evini zenginler derecesinde yaşa - br. Şara bağlı. Ben şimdi niçin evlenmediğimi arze - deyim Evlendim. Arlaşamadık. el mahkemeye baş vurduk. Ay- dedik. İli sene Şim güyüyonum. Evlenirim, mes'ud Olar da bir defa duha ayrılmak iceb ederse, kaç sene uğraşmak Jâzım! İ Benim örnrüm günüm mahkemede mi| göçecek?..» © 5. Sedat Rifat (İstanbul): «Niçin evlermiyoruz? Evet bu suali hergün. her fırsatta ken. İ bendimize defalarca soruyoruz. Dü - Jüncelerimizi tatmin eden, şüphelerimizi gideren bir cew ki bu koca istifham beynimizi kemiren bir kamt gibi günden güne bizi yiyip bi. Hrmeletedir. Niçin evlenmiyoruz? Gençleri edenmeğe zorlamak içim medliste kanunlar kabul edilsin, hatibler kdivaç lehinde konferanslar overedur - irlar, gene kafalerdeki bu istiham! yengeli kavmla kovrila, gitgide artan bir| Mudretle bulunduğu yeri © oyarken, hiç Şüphe etmemeli ki; bekârların sayısı a. zakıcağı yerde gittikçe çoğalacaktır. Evvelâ hastalığı teşhis etmeliyiz. Bun dan sonra tedivisile uğraşmak kölay o - var. * Bugünkü erkeklerin evlenmemelerine bir tel basit sebeb var: Genç kızlarla an laşamamaik korkusu! Bu gayet basit görünen biricik sebehi yavaş yavaş inceleyelim, & göreceksiniz! İkimiz de!” ab. bulumadığımızdandır | S. Sedat Rifat cevab veren gilenin | İ altından ne korkunç hakikatler çıkacak - | tar. Hakikaten bugün © bir erkek için bir anlaşmak tamamen irk Bir kere kızlar erkekleri anlamak is. iyorlar. O helide, erkekler kızları an. maz lerle dolu vetilükler ki deği) İankımağa çülaşmak da uzun bir ve sabır meselesidir. Onların zevkleri başkadır. Yaşayışla. İri başkadır. Düşünüşleri başkadır. Zevk dedim de aklıma geldi. Kadında zevk var, demek de biraz mübalâgalı ol » mez ru? 'atlan, güzellikten anlemak. tan âciz olanlarda ne dereceye (o kadar zevk bulunacağını tayin etmek bana düş- iz, San'at onlara hiç bir mena ifade et. rez. Tiyatroyu, sinemayı, edebiyatı bi - zim göremediğimiz bir gözle görürler. Tiyatroda; düşünceye hisse hitab eden eslerde onlum pek göremessiniz. Ha f sudan komediler onların biricik eğ - İencesidir. Tiyatroya kendilerini teşhir, başkalarına çekiştirmek için giderler, Bundan birkaç ay evvel akrabamdan iki kadınla sinemaya gitmiştim. Film mevzu itibarile gayet kuvvetli id. Ar. tistler de rollerinde fevkalâde muvaffak | ddular. Oyun bitip de sinemadan çıktı - L İz aman bizim bayanlar konuşma. Ba Haşikıdılar, Biri: zaman KÖYDEKİ Şehirde eğlenmek için bir tiyatroya, si- nemaya giden insanı tasavvur et. Me - deni hayatın kaç çemberinden, turni - kesinden, mengenesinden geçer, ları alışkın bir den, insanlığından o neler feda ettiğini larketmeden yapar. Buna mukabil al - İlğı zevk nedir: — Aldanmak! Osman beyin, daha ayağımın tozile yerime alışmadan giriştiği konferans hiç te sıkıcı değildi. Hattâ orljinal fikir lerdi. Aldanmak dediği ne kadar doğru. Medeni eğlencelerin en bayağısı da şüphesiz sinema rezaleti. Kuş beyni ka- dar bir fikri makine ve teknik süzgeç- Yerine sokup çıkaran sinema muhak - kak ki insan zekâsının en ahmakça bul duğu bir hokkabazlık. Bu elektrik oyu- nundan heyecan duyan insanların 7e - kâsından şüphe etmek haksızlık değil. Osman bey dedi ki: — Makine ve motör etle kemikten i- baret insanı testere gibi kıtındata kıtır- data doğrayıp duruyor. Ben Pariste yeraltında cehennemi bir uğultu İle a- DOST Burhan Cahid rı kovanı gibi işleyen metrapoliten hat- larında çok defa beynimin uyuştuğu - nu hissetmişimdir. Hayatı makineleş tirmek ilk hamlede verdiği rahatlı insana hoş görünüyor. Konfor diye çıl- diran ve konforu en yüksek saadet ve refah işareli gibi gören (insanlar bu makine ve motörün bizden neler alıp götürdüğünü farketmiyorlar. * Hem bu yalnız insanların rahatı, istirahati için icad edilen parçaları Bunun bir de yikla; mak, öldürmek için keşfedilenleri var. Bir motör ve makine harbinin insan - lara neye mal olacağını düşün. İnsanın aklını öynatacağı gel Şimdi bir kere tabinta dönen veya - jhud tabiatın koynunda yaşayan insan- lara bak. Gözlerinin nurunu eriten si- nema yok, sinirlerini altüst eden ray ve molör ve daha yüzlerce madeni ha- reket sesi yok. Benliklerini, hürriyet - lerini ellerinden alan © sokak ve salon nizemları yok. Ciğerlerini çürüten ufu- netli hava ve zehirli içecekler yok. Hat İce ağlarlar. Bdebiy anlamak, !, - Ayd, sızım baloda giydiği elb İ idi öyle, diyordu. Vallahi hiç de yakış İmamış. e kardeş. Kaşlarını da ne z gibi bir şey. Lâkin delikanlının bakışları da çok İyaman. Kızın gönlünü kaptırmakta hak. İka yok değik İ Görüyorsunuz ya hep elbiseden, deli. kanının güzelliğinden bahsediyorlar. 1 », kötülüğünden, artist. İleri Gebiliyettnden hiçbir söz yok. Çirkin erkek artistlerin kadin seyir. İcileri de pek azdır. Onlar kadın tavırlı, İyluk suratlı, güzel (!) erkek artistlerin e eps Kadın artistlerin güzelini de hiç çökmecler, o da başka... Hem sonr Acıkih filrilere gidip ağlamasını veriler, mey se. akan hassas olduklarını zârmet. Ya filmdeki faclanın kendi başla. İrma gelmek korkusu veya bir felâket İ karşısında duydukları onlara bol bol gözyaşı döktürür. Biz kedere oğlar, sevince güleriz. Onlarsa aksine; felâkete güler, sevin. tan da anlamezlar. Şimdiye kadar ericeklerden çıkan binler. yük edibe mukabil kaç kadın şahe. mıştır? Haydi yazmağı bir tara. ilim. Okumukfan da bir şey am. sr, Kitabı ellerine aldılar mı ilkin #onunu dkurlar, sonra başa dönerler, Eikeriyeti öteden bariden bir iki sayfa okuduletan sonra fırlatıp atarlar. İsmi güya Kitabi okudu olur! Fikrini soracak olasanız, size bir münekkidin yapam. İyacağı salâhiyet ve cesaretle en patavat. İsiz tenkidleri yaparlar. Güzelklen, çirkinden de anlamazlar. Sizin beğendiğiniz şeyi onlar mutlaka nefretle karşılarlar. Çünkü mademki ka. dın hür bir mahlöktur, o halde erkek be. yana beyaz mı diyor? Kadın muhakkak siyah diyecektir, Sonra üçünün, dördü. nün bir mesele Üzerinde kaç defa hemfi. kir diduğunu gördünüz? Şu veya bu tab. lortun güzelliğini kazaen biri kaba) etse diğerleri arf ayni fikirde olmamak için aksini söyliyeceklerdir. Wüyon ki kadınla erkek ara; De vardır, aşayığları da erkeklerinkine uymaz, iş çalışıp Iazanmasını, onlarsa - çalış. maden anmasnoı severler, (Devamı 10 uncu sayfada? nda Jkarmakarışık yiyecekler yok. Gece uy- kuların alıp yerine sigara duman; yut- tem salon rezaletleri yok. Nasıl an - atayım daha hatırıma © gelmiyen bir düzine törpüler, mengeneler, işkence - kalkan, sütten ete, sudan meyvaya ka- dar insan denilen uzviyeti besleyen ve her nesnenin çür karışığı yok. Hepsi tabiatin verdiği gibi saf ve taze. Osman bey Mistengetin soğuk ayranı önün elinden uzatarak devam etti; — Bak şu içtiğin ayran - taze yoğurtla. Hem de yağı, kaymağı alınmamış taze sütten kestirilmiş yoğurtla yapılır. Şe- hirde yağı alınmış sütten dondurulmuş bayat, ekşi, artık yoğurtla ayran içebi- lirsin. En saf sandığın su bile şüpheli- dir. Taşdelen diye sipariş verirsin Tor ruk, getirirler. Karakulak istersin Kan- hkavak verirler. Kasaba git. Damgası üstünde kıvırcık al, Mutlak dağlıçtır. | Hem de nasıl dağlıç hastalıklı mı, kele- bekli mi nedir bilmezsin. Şehirde o meşhur pastacıların iç ta- raflarını hiç gördün mü; o kristal vit - rinlerde, yaldızlı kâğdlara sarılı şe - kerlerin, pastaların nasıl ve neden ya- pıldığını gördün mü? — Hayır. getirdiği alıp bana ler yok. Burada güneşle yatıp güneşle| | Kadınlar ceva veriyorlar «Yüz genç kız arasında yaptığım anket erkeklerin ne kadar e. i : i X © G. Birleştiren: «Bekirler. düşünceleriniz ne kadar yanlış! Demek kadınlar yalnız süslerini düşünürler, yuvalarına, eşlerine sadık değildirler! Yanılyorsunuz, ve işte isbafı; Tanı - dığım yüz genç kıza beş mal sordum. Bunların 50 si Enatiti, beşi Üniversite, 20 si lise, 10 u'orta, dördü ilk okul lide k İccilej memmu veya talebesidirler. Yaş - İki da on yedi ile yirmi beş arasıdır. Suallerimi ve cevablarım hülüsa ediyo - rum, «Hayatla idealiniz nedir?> Bu suale aklığım cevabların hepsi şu. İdealimiz evlenmek ve mes'ud. bir yuva kurmaktır.» 2 nci suelim şu idi: süslenir, boyanusınız?» Genç kızlardan on sekizi makyaj ve fazla süs yapmadıklarını söylemişlerdir. Diğerleri ise aşağı yukar şöyle de. #mişlerdir: «Çeşid, çeşid boyalar, kat kat elbiseler, bütişemize çok zarar veriyor, fakat bunları yapmazsak erkekler kadın şik, süslü, zarif olmalı, diye bizi tenkid ediyorlar.» Üçüncü sual de şu idi: «Sinema, dans gibi eğlenceleri sever misiniz, miüptelâ mısınız?» On beşinden şu cevabı aldım: «Böyle yerlere hiç gitmiyoruz». Üçü o. kumağı her şeyden üslün tutmaktadır. Geri kalanlar böyle eğlencelerden hoş - andiklaranı, faks? müptelâsı olmadık . «Yuvanıcan işlerini kendiniz mt göre « oeksiniz? Ana olmak ister misiniz”, Bu suale bütün genç kızlar bilâistisna şü cevabı verdiler: «Ev işleri bizim için zevktir, elbette ki yuvalarımızın işi kendimiz görece » ğiz, ana olmek (böylelikle milli ve insani borcumuzu ödemek vazifemizdir. 5 inci suml de Böyle idi «Kadınları eşlerine ihanetle #ham edi, yerler. Bu doğru mudur? Kadınları ko .| calarınz ihanete sevkeden sebebin ne ol.| duğu kammatindesiniz?» Bu suale gene bilâistisna her genç kız gu cevabı verdi «— Eşlerimize ihanet aklımızdan bile geçmez. Salin ikinci kasmını da yirmi dokuz genç kaz şöyle İzah etmiştir. «Kadim dünyanın en nezih imahlüku . dur. Eğer eşini alklatmışsa buna sebeb gene bizmet erkektir. O karısını aldatmış, tar. Kadın da intikam sevdasile günah İş. İemişti ker yerine glikoz koyarlar. Çünkü ha - lis şeker çabuk bozulur. Yani pastanın formunu bozar. Sonra bütün kullan - dıkları yağ vejetalindir. e Daha sonra şık, güzel dursun da şeklini muhafaza etsin diye işlerine vâzelinden don, iç yağlarına kadar koyarlar. Bu bahsi bi- Jrakalım; çünkü kâfi derecede mide bu- ğü yok, bozuğu yok, | landırir. Gelelim şehirde tabi ğini en fazla muhafaza etmesi icab eden ye - mişlere: Osman bey ilerideki meyva bahçe - sini elile işaret etti: Farzedetim ki ben İstanbula mey- va gönderiyorum. Bir kere İstanbula gidecek her meyva ham koparılır. Çün- kü turfanda yetiştirmek lâzımdır. Kârı buradadır. Ham toplanan meyva pek çabuk bozulur. Çünkü onun ana kök - ten alacağı, güneşten arayacağı madde- ler vardır. Bundan mahrum © kalınca derhal bozulur. İşte bu hem ham hem bozuk meyva İstanbula hale gider. O - rada küfeler içinde daha hamken ezi - Tir. Halden manava gider. Manav bun- ları kirli önlük bezlerile parlatır, ara| İsıra da tükrük atep cilâ verir, perdah - İlar. Artık meyva şehirlinin emrinde - idir. Hangi gün kısmeti ise gelir alır. Ve bol vitamin alıyorum diye bu vita- mini tükenmiş posaları midesine indi - İrir, tâ midelerini bulaşık Gia eyi, — Öyle ise anlatayım: Bir kere şe - Ayi vaziyetin sebzeler için de oldu- olduklarını meydana çıkarıyor. Bekâr baylar birkaç şımarık genç kı- zın çılgınlıklarını bütün Türk kadınlarına teşmil etmeyiniz ki bizde müsrif, fena ve vefasız tiplerin sizlerde hemen hemen ekseriyet olduğunu unutalım!» 71 ide kanaatlerini şu şe diyorlardı: «Buğday tarlasında ot ta bi - ter, buğday dal.» Evet buğday tarlasında zârarlı otlar | da bötebilir, lâkin o tarlaya colluk demek Merezdan geçer mi? Bir çuval pirinci &vuç taşı var diye atar arasınız? Bay. hır, siz yalan 8ö muz diyemiye « iniz kadın tipleri iesef mevcud. Fakat o kadar azdır İşte sizler bu azlığın vasıflarını bütün kadınlarda görmeğe kalktığınız için ya. nılyorsunuz, halesızsınız. Gül güzel bir çiçektir. Onu seversiniz ve dibemlerini boş görürsünüz, kadınları da öyle farzetmekten niçin çekiniyor - sunuz? Birkaç fenasma bakarak şikâyet ede . ceğinize binlerce ve binlerce iyiler ya » rattığı için Tanrıya şükretseniz daha gü. naz m? Böyle yapmamakla « farkında masınız? Pansiyon odalarının kasvetli duvarları arasında, meyhanelerde, barlarda, lokan. talarda sürünmenin üzerinizdeki menfi tesirlerini ve kendinizin günden güne çöktüğü Bazı, bazı kelblerinizin içinde nazh bir eş ve çocuk cıwiltılarile dolu sesk bir Yuranın hasreti szlamıyor mu? Yalnız şehirlerimizin o da belli başlı şehârlerimizin hali vakti yerindeki ka, dınlarında görülebilen süs iptilâsını bir kaç şımarık genç kızın çılgınlıklarını bü. #in "Türk kadınlarına teşmil etmeyiniz! Etmeyiniz ki biz de içimizdeki sinema yda mukallidi veya erkek karikatürü rüppeleri gönnemezlikten gelelim. Bizde ekalliyeti teşkil eden müsrif fe. na ve vefasız tiplerin sizde hemen, hemen ekseriyet olduğunu unutalım, Karşı, karşıya geçip alışacağımıza bir. leşelim ve anlaşmağa çalışalım. O üç parmak topuklar, yarım meire paçalar, dar beller, havalara kalkan pa. mik omuzlar, üç tel biyıklar, ensede top top dim enaşsh, briyantinli saçlar Türk gençliğini gülünçleşliriyor. O çirkin erguvan! kadın boyları da İ Türk kadını için çak aykırıdır. Bunlarla birlikte mücadele edelim ettiğiniz zararın İ Benliğimizi bulmağa çâlışalım. Hem bay. lar size tavsiye ederim. Kadınlara karşı biraz daha hirmetisir olunuz. Sizi doğuran, büyüten adam eden a - nalarınız kadın değil midirler? Nankörleşmeyiniz! (Devarm 10 uncu sayfada) ğunu söylemeğe hacet yok. Son zamanlsrda şehirde yaşayan ki- barların bir helis tereyağı, bal ve mey- va modasına düştüklerini işittim de kah kahalarla güldüm. Şehir hayatında sıh- batlerinden çok şeyler kaybettiklerini anladıkları için mümkün mertebe vita- minli ve tabii maddeler yemek hevesi- ne düşmüşler, Hakları var amma acaba aradıklarını bulabiyorlar mı? —Bilmemi? l — Bir kere bal diye yedikleri gli «| kozdan yapılmış sun'i bal. Bir fabrika var ki İstanbula bal yetiştiriyor. İçinde bal kokusu olsun diye yüzde on bal var, Gerisi glikoz. t Sonra o paket tere yağlarının yağ değil de krema olduğunu hiç fark et-| miyorlar. Düşün bir kere İstanbulda günlük tere yağı satıldığını iddia ede! kaç yüz tere yağcı var. Bunlar bu ka *' dâr yağı nereden buluyorlar? Buldulir? ları yok tabi. Hepsi krema. Meyvası bozuk, sütü karışık, tere yağı kuvvetsiz, balı uydurma bem yü" jmurtası civcivli bir kahvaltıdan ne vi” İtamin olabileceğini artık tahmin ede * bilirsin? Osman bey şehir hayatım öyle bir anlaltı ki handise ellerine yapışıp!” — Aman ocağına düştüm. Beni bur! İradan salıverme! Diyeceğim geldi. (Arkası var) >