ME man LDDENİZ VE DENİZCİLİK J| LED 1936 senesinden sonra İngiliz donanması Alman ve İtalyan denizaltlarının harbde rolleri ne olabilir ? “Son Posta,, nın deniz işleri mütehassısı yazıyor Bir İngiliz denizaltı çıkış esnasında İnsanların hayatında olduğu gibi, dev.| & 35 miktarile dünyaya meydan oku- İetler arasındaki münasebette de, zama -! yamazdı. Nitekim okuyamadığını da tında doğruluğuna kanaat getirilen ve fa köt çok yanış olduğu sonradan an. laşılan vak'alar, muahedeler, konfe * Tanslar vesaire vardır. Nitekim 1918 den sonraki siyasi hareketlerde yanlış olduğumu bügün anladığımız iki anlaş- ms mevcuddur. 1 — 1922 ve sonraki silâhları azalt- ma anlaşması , 7 -- 1935 İngiliz - Alman deniz an- taşması » Bun Ameri an birinciye her ne kadar önayak olmuşsa da, İngilte - Tede in varlığını ihtiva eden tam bir müzaheret göstermiştir. 1922 ga - Zetelerinin takdirkâr ve sitayişli ya - Zlarile alkışlanan bu taahhüdde İn - giltere iki mühim fedakârlkta bulu - Duyordu: a Soğunu sö Ber büyük zırhlılarını da bozuyordu. Aded pek #klımda yok. fakat zanne - diyorum İngiltere 25 i mütecaviz zırh- U bozdu veya söktü... b — Muayyen bir tül dairesinden da- ha şarkta yeni Üssülhareke yapamıyor du. Yani Japonları Uzakşarkta serbest yordu. Bundan başka Makdonald , İngilterenin sarih bir hakkı , Singapuru da inşa etmeğe lüzum görmüyordu. Bu iki hata üzerinde İngiltere 1936 Senesine kadar durdu.Hsasen 1936 se- hesi bu anlaşmaların son hağdini teş - kil eden bir tarih idi. Bereket ki 1936 Eeldi; ya gelmeseydi?... Şüpbesiz mev Zuubehs hatalar kocaman deniz devle- tini bugünden fazla sarsacaktı... * İkinci davaya gelelim: Habeşistan boğuşmasinm, daha doğ- tusu memleket hırsızlığının güzel bir #mında gazetelerde bir Alman - İngiliz deniz anlaşmasının yapıldığını gördük? — İnsiltere. dört sene gibi uzun bir barbde İngiliz kanile, İngiliz gayretile Mahvettiği Alman donanmasını yeni “ Gen ihya ediyordu. Almanya. İngilte - 9b 35 i kadar dönanma, 96 100ü da tahtelbahir yapacaktı. ngilterenin Büyük Harbe girmesin- deki esas maksad ne idi? Gene o AJ - Man donanması değil rai?.. Tarihi vok- İadığımız zaman İngilterenin ta 1900 den 1912 ye kadar anlaşma yapalım diye Almanyaya tekliflerini görürüz. İngiltere hükümeti tarihini, çek- tiği müşkülütı ve hattâ istikbali düşün Meden tayyare yapmaktan menedil - Miş, denizaltı yapmamağı taahhüd et - Miş. kora askeri sayılı olen Almanvaya gördük. Lâkin neden?... Çünkü o devlet bu © 35 miktarile kendini Avrupada söz söyliyecek * bir mertebeye yükseltti. Sanayii yüksek olan bir devletin silâhlanması pek u - zun olmaz. (Sar) dan başlayıp (Slo - vakya) da iten istilâ hareketleri bu ikinci yanlışlığn bir tezahürüdür. * Bereket versin ki bu yanlışlıklarından sonra İngiltere vaktinde harekete geç- miştir. Ya Mihver devletlerin yaptık - ları veya hazırladıkları plânlar hesab - sız dmuş, veya Mihver devletlerin bâ - kikf mihverleri bozulmuş; bülâsa ne olmuş ise olmuş... Mütecavizlerin isti- lâ hareketleri durdurulmuştur. Esasen Almanlar böyle şiddetli bir yürüyüş - ten sonra nasıl durmak lâzım geldiği- de mevcud gemilerin bir - ni (Mam) da da öğrenmişlerdi. Bu se- yor, tezgâhta bulunan di- (fer, o tarihte askerlik bakımından alı- nan dersin. siyasi cephesi oldu. Bu - gün, biz, mütecavizlerin durdurulmuş olmasile değil. kendi cephemizin gün » den güne kuvvetlenmesile memnun 0- Tayoruz. * Şimdi, beraberce. ecnebi yıllıklarını açarak Almanya ile İngiltere arasında- ki kuvvet mukayesesini yapalım. Hat - tâ bu mukayeseye mihverin diğer rük- nünü flâve etmek suretile Büyük Bri- tanyanm, bu iki mülecavize Karşı olan satvetini hesablıyalım: : Zırhk 2 74 8— 15 Tayyare hâmili A Lİ Kruvazör 04 1 34. 45 Muhrib * 199 664-144210 Denizaltı 62 654-117.—182 Yardımcı vesait (249 33-4 72105 Yukarıya aldığımız rakamları şöy - lece sıraladıktan sonra mukayesemi - ze başlıyabiliriz. Gerçi deniz kuvveti - nin mukayesesini, karadaki ordular gi- bi yapmak doğru değildir. Meselâ: Ka- ra harb tarihleri veya #ki devlet ara - sındaki, halihazır. kara kuvveti tet - kik edilirken «falân devletin 45 fırka- sına mukabfi, filân devletin 32 fırkam vardır. Binaenaleyh o, ondan kuvvetli- diri» denebilir. p Fakat deniz kuvvetleri nisbet edilir- ken ayni esaslara dayanamayız. Çün - kü deniz silâhları hemcinslerile değil. birbirlerile dövüşmek üzere yapılırlar. Meselâ İngiltere deniz hakimiyetini kazanmak arzusile büyük zırhhlar ya- parken, maliyesi dolayasile ona ulaşa- Yeniden can verdi. Gerçi Almanya bu İmıyan diğer devletler, sadece onun İ yapacağız. SON POSTA —1-f0 Ben, Valideçeşmesindeki evin, en yu. karıda üçürcü katındaki odamdı sin'in kahramanlarile bulutlara yü gibi bir coşkunluk içinde çala kalem Bri. taniküs'ü tercüme ederken, bu dağınık 'kâğıdları temize çekmek vazifesini Ge Tehsin isminde gedik misafirimiz de - ruhde etmişti, Misafirimiz diyorum, çün. ! kü o, evvelce başa hatırat yazılarımda kendisinden bahsettiğim, evdeki anamın kardeşi Hakkı Taasin İle ikımizin arka Di daşı idi. | Haldu Tahsin İle sadec: Tahsin, Bah - riye mektebinde bir zamanlar beraber 0. kumuşlardu Sonra Kakkı Tahsin mekte. bi bitirmeden terketmiş, öteki Tahsin İse son sınıfa kadar gelmişse de İki sene üst üste diploma alamadığından mektebden çıkarılmıştı. Çok iyi bir çocuktu ve ts .| tarbulda kimsesi olmadığından dakkı Taksinin delâletile bizim evde yatıp kalk 1 sile efradından farkı kalmamıştı. Tek isimi Tahsinin, yabud (daha ç»- buk anlaşılsın diye şöyle söyliyelim) bah. riyeli Tahsinin bizim gibi edeb'yata m3. sakı vardı, şiirlerine bayılır, yüksek ve dik bir sesle bize de okur dururdu. Bir merakı da, 'n- gilizce bildiğine bizi inandırmak istem: si idi. Haki Tahsin iie benim ağzımdan İramsızca bir kelime çıktı mı, derha: ağ. zını büzerek ingilizceye çevirirdi. Burada Tahsinin bir görü âmâ olduğu. nu da İçim sızlıyarak (o kaydetmeliyi: yeri hakimiyetile mücadele etmek için hile silâhlarına (torpito, hücum tek - nesi, tahtelbahir) ehemmiyet verirler. - Sayfa 7 EBi HATIRALAR | Rasinin Britaniküs'ü ve aktör Bürhaneddin büyük gafletini o vâdi yapmakla işle . miştim, * Malüm ya, o zaman temsille: gündüz kadınlara, gece erkeklere oynanırdı ve yalnız haftada bir gün temsil verilirdi. Britaniküs'ün provaları başlamış, hat. tâ « şaşılacak şeyi - bir hafta geçmeden tamamlanmıştı. Bu suretle temsil günü gelip çattı. Burad« unutmadan şunu da söyliyeyim ki, benim trajediyu ilâve clı. rak yazıp götürdüğüm son yangın perde. sindeki alı mısraı Bürkaneddin provalar csnasırda bir tirhi ezberliyememiş, bü « tün tereddüdlerime karşı da* — Sen merak etme.. ben süflörden a - İar, hatasız okurum! Diye teselli vermişti. Şimdi içimde şüphe vardı. Acaba o perdede o mısraları düzgün okuyabile - cek mi idi? Ne garabet değil mi? Rasin'e ilâve yaptığımıza canım sıkılmıyor, bun. dan fazla teessür duymuyordum da sade, mağa başlamıştı. Öyle ki, çok geçmeden, | ce kendi yazdığıra misra'arın doğru oku. nup olkkunamıyacağını düşünüyordum. Na Mİ Ki, korktuğum başıma da gelecekti, Gündüz temsilind2 son perdeye, yani bizim Ülâve ettiğimiz perdeye kadar oyun Bilhassa Namık Kemalinİ fena gitmedi. Bürhaneddin, kadın sevir, <ilerinden bir haylice alkış topladı. Ben, duvar ilânlarında ilk defa ismimle oyna, nan bu tercüme eserin sahnedeki «esin. ni, kuliste, gözlerini dekorların arkasın » dan sahneye dikmiş, vecd içinde takib ©. İdiyordum. Nihâyet Rasin'ın kaleminden çıkmış olan Britaniküs'ün — son perdesi ve bizim Hâve ettiğimiz sonunun Öyle iken, gene, benim pek acele dold: dağum tercüme kâğıdlarını, bütün silik. lerini di farkederek mükemmei sv. or ve düzgün yezısile hir vdu, Hâsılı işte berim em bu suretle İşte biz de mukayesemizi buna göre * Zırhkdan yana İngilterenin üstü iiğünü görüyoruz. Üstelik İngi de 12 tane de tayyare hâmili gem dır. Bu gemilerin fazla olması T düş rını arayıp bulmak - kânlarını bahşeder. Bu gemiler, İngil-| su yeri tene filosile beraber hareket ederse,|rak ona içinde bulunan av tayyareleri, düşma-| Aradan iki gin geçli, geçmedi. Tiyat. nın gözetliyeceği tayyarelerini düşü - | çodan birisini bizim eve yollıyarak beni rür ve düşmanların İngiltere filosu - mun mevkii hakkında iyi malümat a- malarını temin eder. Bu hal İngiltereye bariz bir üstünlük temin eder. İngiltere kruvazörlerden yana da üs tündür. Yeni o her bir düşman kruva - xörüne iki kruvazör yollıyabilecektir. Kruvazörlerin sevkülceyşi maksadlari | Hayrete: nakliye gemilerini himaye etmektir.) o Ne var? dedim. Canınız Bunlar bilâkis nakliyelere de hücüm| ; akıldı? edebilirler. Biri tecavüz ediyor, diğe- Yüzüme bin bön baktı: ri de müdafaa ediyor. Şu halde deniz - Bu tercüme böyle gitmiyecek.. lerde kruvazörün kruvazörle dövüş “| ©... ağzındaki baklayı çıkardı. mesi vardır ki İngiltere 2 misli <uvve- NN gir; tercümeni m Bürhaneddinin arzu. götürüp bırakmıştım. çağırttı.» Gittim. Bu defu, hiç beklemediğim ye. ni bir tek karşılaştım. Oturduğu iskemleden, şişman vücü » doğruldu. Sonra, birden, sanki büyük bir kederi varmış gibi pulladı, sönüvedi, bir geye dür. Diğer devletlerin yalnız denizaltı sis lâhında mühim üstünlükleri vardır. Esasen denizaltı silâhı düşman tica - ret gemilerini tehdid edecek silâhir “|, seğisini ssındaki gibi oynarsak hal . lar. Bundan dolayı İngilterenin deni -| başuna gitmiyecek. Nazmı ortadan zaltı silâhı yapmağa değil, bilâkis on - kalkınca kupkuru bir oyun oluyor. dan korunmağa ihtiyacı vardır. — Ey, ne yapalım! a Denizaltılar açık denizlerde çalışır -| — Hahişte, mesele orada, âzizim.. şim Jarsa iyki lella Zira bulundu - İdi bana bir son perde daha yazarsınız. ğumuz devirde harb ve ticaret Timan “| — Nasıl, ben mi? Rasin'e ilâve mi ya. larının ağızlarında, bu silâha karş» en | pacağım? kuvvetli tedbirler alınmıştır. Eğer İn-| Onun gibi bir şer. fakat öteki per, giltere ticaretini. müstakbel bir harb - |deler aynon oynanacak. Yalnız facia, de Akdeniz ve Şimal denizi yolların - | Britaniküs'ün Neron tarafından zehir . e uzak yerlerden geçirirse mihver İlenmesi ile bitmiyecek.. onu, yani Ra . devi £ denizaltılarının faaliyeti büyük İsin'in trajedisini takiben bir Roma yar. bir müştelüta girer. Zira bu denizal « | gını perdesini de biz ilâve edeceğiz. tılar, daha hedeflerine varmadan Döver | Hayretimden ne diyeceğimi şaşırmış. Cebelüttarık gibi dar geçidlerden geç” | tem. Hatitten itiraz edecek oldum, din, mek zorunda kalırlar. Bundan dolayı | lemedi: mihver devletlerin denizaltılarına ol “| — Haydi bakayım, bana şu iyiliği de duğundan az kıymet vermek yerinde | yapıver! yaramamıştı. — Niçin? Diye sordum. Anlatlı; — Çünkü, sonradan düşündüm, Rasin'in hir karar olur. De Arkasından da yen daya etti: itere bu kuvvetine 1936 dan son | — Yalnız unutma, şair, bu son periç er Elinde bulunan iptidaf | #apanınken ben. yangına karş, rübab İmadde kaynakları ve gerekse sanayi - | salacağım. Artık ona göre birkaç ta rms. inin heyeti bu varlığı günden güne ar. |'8 Yazıverirsin olmaz mı? tırmaktadır. Bu tezayüğ pek yakında kapri iza mez mülereddid günleri izale | ;— Poki! dedim. ez Kin en kavi desteği ola - İşte gençliğimde edebi hayatımın en caktır. i p” ei - AB mizde çıkmışlar, gazete- müşter tercümeyi tam n'a. dünü bir kat daha kabartan bir azame:'e ; el böşuna kürek çekmiş -| de El GA em dim, Üstelik Tahsinin hattatlığı da işe| sonu perdenin açılmasına sıra geldi. Bu perdenin dekoruna Bürhanediin rlerinden (azlu ehemmiyet vermiş v9 ettirmişti. Bir tarafta geniş bi dan Roma şehri görünüyor ve bü dibindeki sekiz on a; | | İdi, eşem. tahtı göze çarpı. Şimdi parde başlamış, meclisler birbi. rini twkib ediyordu. Yarabbi” ben de ne. ler düşünmüş, seler uydurmuştum! her ne ise, meclis meclis arkasından pere. nin sonuna gelmiştik. Neron o zamana Ikadar birço kereler (bunlar Bürhaned . dinin ilâvesi!) haykıra haykıra merdi İvenden tahta çıkıp inmiş, üstüne yaldız (vurulmuş tahtı şarab kadehlerile böl İbal şarab içmiş ve sözde artık iyice sar. oş olmuştu. Ve işte hu sarhoşlukla, tarinte görül . memiş, işitilmemiş bir zevk olarak Ro . mayı yakmek arzusuna kapılmıştı. Evet, Romayı yakacaktı ve emrini de vermişti! Derken, kulislerin arkasından kızıl mehtablar yakıldu Koma yanıyordu. İşte ne oldu ise bu perdenin sonunda oldu. Bürhaneddin, kudurmuş bir keye. canla rübubını yakaladı. Ben, sağ kulis. te, kalbim çarparak mısramır. inşadımı bekliyordum. “Bürhaneddin, sözde, parmaklarile rü. bâbini akord etti ve İlk mısraı ilik keli, mesini okudu: «Eyys in arkası gelmiyordu.. mısram ortasını sütlörden alamadı, yalnız sonv. wu işitti ve onu söyledi. Yanmaktasın Roma! Buradan ötesini ise hiç duyamadı. Si, lör, deliğinden kafasını çıkarmış, eli de. ki defteri sallıyarak mütemadiyen tek rarlıyor, fakat Bürhaneddin gene işit « miyor, aldırış ta etmiyordu. Nihayet ka. rarını verdi ve mensur olarak İrticale baş adı; — Yanıyorsun. tütüyorsun.. kavrulu. yorsun, Roma'.. Seni İşte ben yaktım küllerini göklere savuruyorum, Rom Ben Neron'um, ben büyük hükümdarım, ben şairim... Roma, Hey Roma, vfukla . rında kuşlar kebab oluyorlar senin dümaniarına, slevlerin« babımı zevkle çalıyo; Seyirci Banım!ar, ğinden, bu çalınan rübeba karsı leri de, pek tabif olarak ıs1 madılar, Fükat öyle sanıyorum ki o ıslıklardan bir kaçı akşam temsilinde çalınmıştı. Çünkü ben, Bürhkneddiniz ne dik kafalı adım olduğunu iyice anladığımda geceki tem, (Devamı 14 üncü sayfada)