an İML a «we tıpkı bir ev kütüphanesi gibi sadelik © besşümle karşı © öyle karakteristik halleri İngilterede bir Hariciye Nazırı nasıl yetişir ? Lord Halifaks, taarruza bile maskeli bir bataryadan geçer. Boş bir emniyetle uyuttuğu hasmını gafil avlar. Birgün harbi ilâna karar verdiğimizi bir ecnebi sefire bildirmesi icabederse, muhakkak bu haberi de masasının üstündeki kâğıdlarla meşgul gibi yapıp, lâf arasına sıkıştırıverecektir (İngilizce kaynaklardan çeviren: Mister Çemberlayn Lord (Halifaks) a| hariciye nazırlığını teklif ettiği vakit,; Hindistanın bu eski valisi tereddüd «ei meden kabul etti. Zira İngiteretin ve belki de Avrupanın kendine ihtiyac duy. duğunu biliyordu. «Pekis demesi için bu kadarı da yetmez mi idi? Kendi akından tanıyanlar kararı. ma şaşmadılar. O bu mevkü istememiş, avamamıştı. Şahsi muvaffakiyet mesele. ginin bugün artık bahis mevzuu olamıya. cağını, Büyük Britanya dış siyaseti için zafer günlerinin çoktan geçmiş ve çok u- zaklarda kalmış olduğunu biliyordu. Bu tayin Avam Kamarasında tenkid. lere uğradı. Fakat Çemberlayn; (teşkil etliği kabinenin bir «istidadlar kabinesi olmasına men, azalardan hiç birinde| Lord Halifaksın bu mevkie uyan hususi evsalını bulamadığını nezaket ve güven. le izah etti. Çemberlaynin bu derece kıymet ver. diği evsaf nedir? Buna cevab vermeden önce, Lord Ha. lifaksı hariciye nezaretinde! odasında, işinin başında g : Masası, selefi E. deninki gibi bir köşededir Ve samimiyetle düzeltilmiştir. Halifaks ziyaretçisini utangaç bir te- gözlüklerini düzeltir, Oturur, söze sizin başlamanızı bekler. “- Tıpkı Kayser gibi - sol kolunu kımıl datamadığını, tabiatin bir eksiği tamam Yamak üzere bağışladığı o fevkalâde mi haretle sigarasın; sağ elile çıkardığını, sağ elile yaktığını acıyarak görürsünüz. Muhatabı anlatacaklarını bitirince Ha. Maks, sigarasının dumanlarını bir yana üfler. Söyliyecek bir sözü kalıp kalma. dığını anlamak ister gibi karşısındakinin yüzüne bakar: Ve: — Sonra? diye sorar. Sesi tatlı, derin ve son derece tesirlidir. Konuşanı De tasdik, ne de itiraz etmeksizin süzer. Sonunda: — Evet, der, sizin görüşümüze göre or. tada halledilmesi lâzım olan bir mesele var, Eli gene gözlüklerine gider ve onu ya. rım santim aşağı çeker: — Hiç şüphe yok, davanız bir mahke. mede kazanabilir. Gözlüğkler ım santim daha | Lord etrafındaki eşyayı düşünceli düşün. celi gözden geçirir. Sonra gözlüğünü çı. karır ve elile karşısındakine uyku geti-| ren daireler çizer: — Düşüncenizi tamamile anlıyorum. r alâkası kal. Mamış gibidir. Yüzü tatlı, melânkolik bir mana alır. O gün daha ne işler göre. ceğini hatırlamak ister gibi önündeki not defterine eğilir ve gözlerini kaldırma. dan: — İddianız, doğru görünmesine rağ men, mantıksız ve asılsızdır. der. Lord Halifaks takındığı bütün bu ta. vırların belki farkında bile ii Fakat O; taarruza bile maskeli Ni Batarya dan geçer. Boş bir emniyetle uyuttuğu hasmını gafil avlar. Bir gün harbi ilâna karar verdiğimi ecnebi sefire bildir. mesi icab ederse, muhakkak bu haberi de masasının üstündeki kâğıdlarla meş. gul gibi yapıp, lâf arasına sıkıştırıvere. cektir. Halifaks gösteriş yapmayı sevmez. “Umumu alâkadar etmeyi ne arar, ne iz. ter. Fakat öyle seçkin bir şahsiyeti ve boyu bosu var ki kimin yanında bulunsa derhal göze çarpar. İnsan ona baktıkça insaniyetin hayrını istiyen, dünyadaki tün muztarib çocuklara acıyan ve tam manasile olgun bir entellekütelle karşı karşıya bulunduğunu hisseder, * Eton kolejinde iken sakatlığı oyun İ küçük kızile evlendikten sonra Lord Halijaks oynamasına mâni oluyordu. Arkadaşları arasmda büyük bir tesir bırakamadı.| Kollej hayatma dair bütün «Etonu bitirmiştir» kaydından t.. Etondan sonra nicelerinin iiineliği Oxford yolunu tutar. Bu yol; resmi ha. yatın zengin meyvalıklarına giden biri. tik kısa yoldur. Halifaks bu yolu muvaf. fakiyetle yürür. Evvelleri belki de en. gellere uğramış olan öğrenme uşkına ar. tık istediği kadar hız verebilmektedir. Bununla bersber onda hâlâ yarınki mesleğinin müjdelerini göremiyoruz. Ne Smith gibi parlak, ne John Simon gibi ateşli Henüz, dövülen örsün kıvılcım. larından eser yok. Halifaks milli hayatı. mızın seline herhangi bir karakter ve kültür sahibi insan gibi katılmaktan “eri geçemiyeceğe, öğle güneşi kızgınlığı azılı politikacılara bırakacağa be Fakat bu görünüş aldatıcıdır. Lorâ Halifaks (9 zamanki adile Wood) daha © zamandan, hâdiselerin enginine dalma. ya hazırlanmaktadır. Earl of Onslowun (West minister) e gider. 1910 da siyasi mukad. deratın okızışıp karıştığı bir sırada 'Yorkshire'den meb'us seçilir. Fakat mec. liste bir tesir uyandıramaz. Bu; Bal. four'un, Walter (o Longla Atsten Chambeerlaimlerin, OLeyd o Corçların. Winston o Cirurchill'lerin, o Asgulthlerin devridir. Wood gibi utangaç bir arka sıra meb'usu, bunca parlak Şıldızın arasında bir kandilin göze çarpamıyacağını ne ka- dar düşünse yeri var. Bereket kendi gibi gölgede kalmış bir arkadaş bulur. Parlemana iki yıl evvel girmiş olan bu yarı şair, yarı taşralı eş. rafı andıran adam (Stanley Baldısin). jdir. Woodun bir arkadaşı daha vardır: O da Etondan çıkmıştır. Esmer, enerji sa. bibi, kumanda için yaratılmış canlı bir genç. Adı (George Lloyd) (*). Parle. mana 0 sene girmiştir. Woodla hep mu. hafazakâr partinin istikbaline dair ko. muşmaktadırlar. Zaten muhalif partiler daima kendi istikballerini düşünürler, George Lloyd sözle Kalacak insan de. Bildir. Bir şeyler yapmak lüzumunu duy- maktadır. Woodla beraber bu mesele hakkında «Büyük fırsat» adında bir eser neşrederler, Bu sırada, hiçbir devlet adamının hal tercümesinden eksik olmıyan, meslekle. (91 Loyd Corç deği, Corç Loyd. İlur. İyi bir 2 Neyyir EN, dünya sienidi kimi den bir hâdise, «Bü; Harb» gelir ça tar. Kasınga gibi gelen bu felâket o za. mana kadar parlamış bütün göhretleri siler, süpürür. V N Wood, kolunun sakatlığına rağmen, mükemmel bir idir. Av sahasma ce. saretle atıldığı gibi harb sahasına da yıl. madan koşar. Fransaya giden kafilelere katılır. İki kere taltif edilir. Mirslay o- er, temiki li bir zabit, ce. sur bir erkektir. Fakat ün bu vasıflar daha binlerle insanda bulunabilir. Mec. Wiste dört yıl hiçbir fevkalâdelik göstere. memişti. Muharebede yaptıkları da ya. rarlıktan ileri geçmez. Bunünla beriber, mesleğinin başlangıcı parlak olmasa da, eşine her adamda rastlanamıyan böyle bir karakter sahibi nihayete kudar göl gede kalamaz. * (Westminister) e dönünce emuhtelit kabine» yi düşmek üzere bulur. Sinirleri harb felâketinden yorgun, kalbi politika manevralarından hasta düşen Balöwin; kabinede ticaret nazırıdır. Woodla eski dostluklarını canlandırırlar ve belki de Woodun 1921 de müstemlekeler sekreter. liğine tayinine de o, sbeb olur. Bu vazife ağır olmakla beraber, Avam Kamarasın. İda tanınmak için ufak bir fırsattır. Derken “Carttön “kt pılır. Muhafazakârlar'muhtelit kabine boyunduruğundan sıyrılırlar. Liderleri Bonar Law hemen o gün Lloyd Georgeun| * yerine başvekil olur, Baldwin toplantıya Lloyd Geongen karşı söz almak ve poli. tikadan çekilmek üzere gitmiştir. Bu ve. da hitabesinin kendisin; başvekilliğe nam. zed a atırından Vood da le ii eğer o gün partiyi Layd Corç ka. zamymış olsa idi . ki bu pek mümkündü . iki devlet adamını siyaset sahasında bir daha göremiyecektik. Bonar Law; Baldwini maliye nazırlığı. na alır. (Wood) ada rif nazırlığını verir. Zaten bu mevkia gerek ilmi, gerek karakteri itibarile Wooddan uygun insan bulunamaz. Harbde kaybeltiği iki genç oğlunun ıztırabile fazla çalışmaya dayanamıyan Bonar çok geçmeden ölür. Yerine Bald. win geçer. Bunun üstüne, müstakbel Lord Halifaks, mevkiinin kendisine temin ettiğinden çok daha büyük bir nüfuz ka. zanır. Başvekil Baldwin kendi gibi du. yan ve düşünenlerin fikirlerini almaktan çok hoşlanmaktadır. Woodun kiliseye 9. lan samimi bağlılığının tesiri altındadır. Yarının Lord Halifaksı artık perde ar. kasında büyük bir kuvvettir ve nüfuzu. nu nezaretlerin idaresinde değil, doğru. dan doğruya siyaset cereyanının kayna. Banda göstermektedir. Fakat halk henüz onu tanımıyor. Gazetelerde bahsi geç. mez. Nazır arkadaşları ona mecliste na. ılsa gecikmiş bir ziyaretçi gözle bak. maktadırlar. ; sevdiklerini erken alırmış. (Baldwin) de sevdiklerini hükümet dai. Telerinin en nanrkörü olan ziraat nazırlı. kına geçirir. Muhafazakâr parti 1924 te yeniden iktidar mevkiine gelince Wooda karşı da ayni şeyi yapar. İhtimal böyle. likle gülü sevenin dikenine de katlanma. sı lâzım geldiğini göstermek istiyordur. Wood ziraat nazırlığını muvaffakiyet. le başardı sayılabilir. Çünkü: Onun kısa nazırlık devresinde çiftçi şikâyeti her za. mandan azdır. Maamafih Woodun istik. bali tarlalarda değildir. Hindistanın ha. vası bulanmıştır. İskelet vücudlü, kur. naz ve mahir kafalı Gandhi milyonlarla Hindlnin uyuşuk siyaset şuurunu uyan. dırmaktadır. Hindistanın yanık yüzünde birbirini toplamı ve Tiraatı Yaprak bitlerine karşı mücadele nasıl yapılmalıdır ? (Başlarafı 9 uncu sayfada) Bu kırmızı böceklere fen dilinde Kok. sinella (<< Coceinelia), türkçede de Ge. lin böceği »» Kâbe böceği derler. Çocuk. ların (Uç, Uç. Cici böcek) tekerlemesile avuçlarından uçurmaya çalıştıkları kız. mızı böcek, işte bu gelin böceğidir. (Ha. şeratın Kınkanad sınıfındandır). Sırası gelmişken söyleyim ki, püserön. ların di vardır: O da gelins#Töceği gibi püseronla.! yerek yaşı tokünu bermehği iz dalin ziyade sinek gibidir. Fen di, İle Sirfâs (w> Syrphus), türkçede Balsıra sineği diye anılır. (Ha. şeratın Zarkanad şınıfındandır.) Böylece püserorları iyice öğrendikten e gelin böcekleri hakkındaki yanlış bil. i değiştirdikten sonra, mundarlığa karşı koymanın çaresini de yazalım: Mundarlığı yapan püserornların en pratik ilâcı tütün suyudur. Bunun için bir teneke suya beş kilo tütün kırıntısı ıslayarak 24 saat bekletmeli, Tütünün acısı suya iyice çıkınca bunu bir bezden süzerek diğer bir tenekeye aktarmalı, Üzerine 250 gram arab sabunu, bir tatlı kaşığı kadar da karbonat ekleyip güzel. ce karıştırmalı. Ondan sonra bu suyu bir «Pülverizatör - Piskürgeç) e'doldurup hastalıklı nebatlara sık sık serpmelidir. Tütün suyu, haşereleri ancak temas suretile öldürdüğünden serpme sırasın. da yaprakların bibassa alt yüzlerinin ıslanmasına dikkat etmelidir. Şurası da püseronlarla başa çıkabil. mek için işe daha yeni görünmeye başla dıkları zaman başlamak ve tütün suyu. nu sık sık tekrarlamak lâzımdır. Eğer takib eden isyanların gölgesi dolaşmakta. dır. Avrupalı eşleri gibi açıkgöz, mahalli politikacılar; bu vaziyeti parlak bir fır. sat saymaktadırlar. Havada suikasdci kurşunları vızıldamakla, ayak takımı yer yer birikip, sessiz sesiz hükümet kuvvetine karşı koymaktadır. Başvekil: — Wood, der, seni Hindista- na yollamak istiyorum.» Hindistana umumi vali olmak... Yer-| lere kapunmış insan yığınlarının arasın. dan bir mabud gibi geçmek, koca bir * kıtanın sivil ve asker şefi olmak, Sa ları şark rTomansının sayfaları arası! ani prenslerin urmağanlarına ül , Kim bilir kaç muhteris büplen ekine bu hayal peşinden Koşup muştur. Woodsa arkadaşlarına sadce: — Me den nefret ederim, amma, belki Hin. distanda insanlığa bir hizmetim doku. nur. demektedir. Bu gözler Mister Woodun son sözleri. dir. Zira, Hindistan valisi olduğu gün Mister Woodluktan çıkar. Baron İrwin ünvanını alır. Halk bir ismini geç beller, geç unutur. Şimd: artık her rasgeldiğiniz adem Hindistana gidecek yeni valinin 2. dını biliyordur. fakat kim olduğunu ta. nıradığını da ilâve ediyordur. İsim de. irme, umumi hayatımızın hiç şüphe.| siz en karışık taraflarından biridir. Me. selâ: Sinyor Mussolini ile cörüşmelere başladığı söylenen Ear of Perthin MiL letler Cemiyetindeki Sir Erie Drummond | olduğunu da o vakitler kaç kişi farkede. bilmişti? * Hindistanda vaziyet bütün bütün ger. ginleşince Baron İrwin; Gandhi ile uzur bir mülâkatta bulunur, Hiçbir uzlaşmaya varamaz, Mistik Gandhi, idealişt Gandhi, siyasetçi Gandhi: — Kongreye danışa. yım, Diye çıkar gider. Fakat umumi valile konuştuklarını uzun uzun düşünür. İn. giliz hükümet adamlarını o, Şimdiye ka. dar Olimpos tepelerinde yaşıyanlar gibi görmüştür. Bu mahzun, nazik yüzlü İn- gilizde bir başkalık bulur. Belki de onun. la anlaşmak mümkün olacaktır. Geri dö. ner. Londraya gitmeyi, yuvarlak masa konferansında bulunmayı kabul eder. Böylece Hindistan Tütlerinin, Lenininin - ne derseniz deyiniz - kudreti sona er. miş olur. * Kırk dokuz yaşında memleketine dö. nen Baron İrwin alkışlar, çiçeklerle kar. şilanır, Kral kendisine en yüksek şövalyelik nişanını verir. Delhide heykeli dikilir. Merasimden nefret eden adam en coş. kun merasimler ortasında kalır. anı olan bir başka böcü doha| zekat şekil itibarile ö-| tütün suyu; kırıntıdan yapılmayıp ta, nikotin hülâsasından yapılırsı, ilâcın beti daha güzel kararlaştırılacağından tesi kat'i olur. Tütün suyu nebatlara ârız olan diğer birçok haşerelere karşı da faydalı oldu. Bundan, gerek amatörler, gerek kazang için ziraatle uğraşanlar onu kullanmak. İlan fayda görürler. l Bizi bahçesine “davet eden — tanıdık, mevzüa o kadar alâkalanmıştı ki, geç vakte kadar hep böyle şeylerden konuş. tuk. Dönüşte fidanların yanından geçer. ken kederi gene tazelendi. Ve,.. Bidayet. te (Hoş geldiniz) demeyi unu'tuğu gibi, Bihayette de (Allaha ısmarladık) sözü. müze (Güle güle) demeyi unuttu! Tarımman Siyaset âleminde (Baştarafı 3 ncü sayfada) da bir köprü kurmak garabetini dahi gös. termiştir. Zira, Alman matbuatını göre Versay muahedesi bundan yirmi sene ev. vel bir 28 Haziranda imza edilmişti. Yeni İngiliz notası da, gene bir yirmi sekiz Haziranda verilmiştir. Bu ise bir tahrik. ten başka bir şey değilmiş. Görülüyor ki siyasi davaları ha'letmek için her şeyden evveli bit parça hüsnüniyete ihtiyaç var. dır. Bu olmayınca, dünya ahvalini ısla. ha matuf bütün gayretlerin iflâs etmesi zaruridir. Son İngiliz muhtırasına Berlin. de gösterilen kabul şekli, kaydiyeyi isbat eden itiraz kabul etmez bir vakıadır. Selim Bağın Emeç Fikrini soranlara; — Geldim, amma, kalbimin yarısı Hindistanda kaldı, orada bizim rehberli, ğimizin altında bizim itimad ve iştiraki mizle kendi talihini çizecek ve istikbalini daima imparalorluğumuzun istikbalile birleştirecdk olun bir Hindistanı düşiL nüyor ve onun için çarpıyor, demektedir lerde r ae rahat bir Oksfordu bitiren, hârbde, ü DE yır, kaPiyan o eş Bi il pek veris ğını amlıyo * öMün sürmek örle uğraşmaktan Zevk di Kl layan bayilik ieE ir GE eden odur. Fakat halk Lo dına yabancıdır. Aradan bir Bu isim gazetelerin başında akşam gazetesi Lord Halifaksn Hitlerle görüşmek üzere Almanyaya - gideceğin, haber vermiştir. Bu haberi yalanlamays çok çalışılır. Av köpeğine son derece me. rakhı olan lordun Almanyada bir köpek yarışı görmeye gideceği iddia edilir, Amma orada Hitleris Goering gibi spor. culara da rastlıyacakmış, olur a, tesadüf bu!... * Hâsılı, Lord Halifake Hitlerin çiçele kokuları ve tatlı rüzgârların ninnisi için. de Avrupaya Yeni yeni sürprizler harır. adığı sessiz inzivagâhına gider. İki ada mın aralarında bilinmez ne geçer. Hari. Giye nazırı memekete dönünce Çember. layni Almanlarla anlaşmanın mümkün olduğuna inandırır. Yoksa Çemberlayn, Edenin kabineden çıkmasına ve son de. rece şddetli siyasi buhranlara sebeb o lan politikasında israr etmezdi. dr Lord Halifaks elin hariciye nazırı... Fırtınanın coşturduğu, korkunç ve bula. nik bir suda tehlikesiz bir yol açmaya çabalıyor. Halk onu tanımıyabilir, mü. nekkidleri onu anlamıyabililer, Zarar yok. O; hiçbir vakit hiç kimseden sem- pati istemiyecek. Tek sağlam kolile in. sanliğa dalma daha yükseği gösterecek, Allahtan Hindistandaki gibi iyi bir yol açmasın, diliyecektir. Ve eğer av mevsi- minde tesadüfen bir serbest gün bulabi. lirse, yanında küpekleri, derhal atına at. yacak, damarları gençlik ateşile tutu. şan bir delikanlı çevikliğile ormanlara dalacaktır.