/ Yazan: Hasan Adnan Giz Sultanın nedimleri Herkes bu fikri tasdik etti: -- Evet hükümdarımızı görmek iste- riz. Muhsin: — Sultan pek yorgun -dedi- köşkünde istirahate çekildi. Aktay sarhoş olmuştu: — Huzurile meclisimizi şereflendir- meli! Bu bizim için unutulmaz bir hatı- ra olacaktır. Türe Hüsameddin: — O halde dileğimizi gidip kendisine bildirelim. — Hay hay! — Haydi gidiyoruz arkaaaşlar. Önde meş'aleler ve çalgı olduğu hal- de kalabalık bir kafile yola çıktı. Yol da bunlara diğer beyler ve asker iltihak etmiş büyük bir alay vücude gelmişti: * — Yaşa İbni Mansur! Biraz da aşkım için çal. Turanşah kupasın bir nefeste bo- galttı. İki çıplak ve nefis vücudlü cari- ye bir değneğin etrafında kıvranan yi- lanlar gibi, ayak ucunda oynâşıyordu. Onlara: — Kadehimi! boş bırakmayın! - haykırdı- şarab neşvenin ilâhıdır. Bütün günü askeri arasında geçiren 'Turanşah, akşam erkenden yorgunlu- diye ğunu bahane ederek Muhsinin hazırlat.! tığı köşke çekilmişti. Maksadı istirahat- ten ziyade hayatmm bu en mes'ud gü- nünü Şamdan ve İraktan getirdiği sev- gili nedimleri arasında geçirmekti. Za- ten keyfine düşkün ve toy bir delikanlı olan Turanşah, gece gündüz sefahet içinde yaşatan bu nedimler bir takım serseri ve ahlâksız gençlerden ibaretti. İçlerinde en çok ikisi genç prens adefa avuçlarına almışlardı. Birincisi: Man- sur İbni Mansur! Çok zeki ve çok güzel tambur çalan esmer bir delikanlı; bir musevinin piçi olduğu rivayet edilen mechul bir maceracı. Diğeri: Sabih güzel sesi ile Turanşahı teshir eden bir arab genci. Mütemadiyen içen ve zaman zaman ıslak dudaklarını cariyelerin göğsünde kurutan yeni hükümdar İbni Mensurun kadehini kendi eli ile doldurdu. — İç ya İbni Mansur parmaklarından çıkan o nağme saadetimi göklere çıkar- tıyor. -Sabihe dönerek- ya Sabih sen de güzel sesinle bu ahenge neş'e kat Güzel bir ahenk, tatlı bir ses yükseldi. O bu sesten mest ve baygın yattığı yer- den haykırıyordu: — Ya Monsur sen Atabey olmıya lâ- yik bir gençsin. Kö'enin gözlerinde bir alev yandı. — Sizin köleniz olarak kalmak benim için en büyük şereftir. — Yok ya Msnsur! Şu tamburun tel- derinde nasıl coşkun hünerini gösteri - yorsan devlet kapısında da o iktidarı göstermelisin. İltifat ediyorsunuz sultanım. — Hayır ilk Atabeyim sen olacaksın ve sen Sabih sen de çok değerli bir gençsin. Şimdi Sabihin gözleri parlamışt — Beni nası) bir vazife ile şereflen - direceksiniz sultanım? — Sen güzel sesinle gönüller fetheden bir gençsin. Seni sarayımın hacibi ya - pacağım; bilirsin ki bu meslek güzel konuşmak ister. — Fakat sultanım! Sarayınızın el'an kıymetli mir hacibi mevcud; öyle eski Üir emektarı bırakıp benim gibi değer- $İz bir genci nasıl kullanırsınız? — Öyle elli bunağı seninle değiş - #nem. Babamın kullana, kullana kafa- a boş yer bırakmadığı bu sersem - İârin benim sarayımda ne işleri var? İem seni bugün Mansurla yeni bir va- Gfeye tayin ettik haberin var Mu? — Hayır sultanım. — Kral ve diğer esir prensleri bugün Mansureye naklettirdik. Şimdi İbni i nın evindedirler. Onların muha- ığına seni tayin ettim. Ya Sabih bi- «İlim sen zeki ve nazik bir gençsin, hü- kümdarlara edilecek muameleyi bilir - sin. Bu bedbaht hükümdara karşı da iyi davran! Hiç bir suretle onu incitmek is- temem. Sabih sevinç içinde Turanşahı etek- ledi.: — Bu değerli vazifeyi bana verdiği - nizden dolayı nasıl teşekkür edeyim sultanım? Emirlerinizi harfiyen tatbik edeceğim. Nedimler arasında şişman ve kıvırcık saçlı bir genç ayağa kalktı: — Ya Melikülmuazzam! Sevgili köle. lerinize yaptığınız iyilikten beni mah - rum mu edeceksiniz? kulunuzu da münasib bir makamla 5e- vindirin. Turanşah bir kahkaha attı: — Ya İbni Haruni seni hiç unutur muyum? Sarayımın baş Enüğü muhak- kak ki sen olacaksın. Salonda müthiş bir curcuna koptu. Ayağa kalkan Mansur eline geçirdiği bir hançeri Turanşaha gösterdi: — Müsaade buyurun sultanım! İb Horunu şimdiden bu vazife ile şeret - lendirelim. Bunu duyan diğer nedimler şişman gencin üzerine atılarak yere yatırdılar. Zaten sarhoş olan İbni Harun yerde yu- yarlanıyor, garib sesler çıkarıyordu. — Beni kurtarın sevgili sultanım! isterseniz zavallı Harunu böyle yüksek bir vazife ile şereflendirmeyin! Onun bu kadar İmühim bir işe liyakati yoktur. İ Sahne komikti. Turanşah arkadaşla- İrmın hücumundan bitab düşen İbni | Harunu bırakmalarını emre ra önündeki boş şarab sürahis terdi: — Görmüyor musun ey rahim boşaldı ve ben henüz ğilim tez şarab yetiştir! öki? Su - sarhoş de- Günün Bulmacası Biz meri işleme - Mukarele Bu mahal - Çift Batırlarız - İsimlerden maya yarıyan lâhika, Araba kullanan İnanış - Atların ayaklarındaki de - mirler, Matem - İyi olmıyan. 8 — Onu seven 9 — Kübeye gitmek - Maaş. 10 — Abide - Bir nota, Yukarıdan aşağı. 1 — Soba kuran - Etiletin eski adı 23 — Lüab - Şeref 3 — Sarhoşun attığı - Az iyi, 4 — Tahar! etmek. 5 — Vakit, 8 — Akıl renk. 7 — Unağı işaret için söylenilen nida - El- mas gibi taşları parlak göstermek i- çin arkalarına sürülen şey. 8 — Akıllıca 9 — Gebe. 10 — Gelecek zaman - Yükseltmek - odalı, Geçen bulmacanın halledilmiş şekli 1 — Kurabiyesi 2 — Usul - Zabit 3 — Ruhiyat - V 4 — Âlim Miras 5 — B-Y-Me-İ-İ, 6 — İzam etmek. 7 — Yakı - Matem 8 — Ele - Rietan 9 — Ova - Kenar 0—8 SiSM-.Re sıfat erdirmek - Kırmızıya benzer Rabıt Lütfen bu âciz|Y Cesedimi isterseniz Babızüblede sallan- | imsahlara atın! Fakat| Genç hükümdara dolu şarab kâsesi: ini | uzatırken Sabih, Hayyamın bir rübaisi- ni okudu; — Dostum! Saf ve berrak gönül çeken güzel sevgilileri yadede -| rek İç! Şarab üzümün kanıdır ve üzüm sana der ki kanımı helâl ettim kana na iç! Turanşah doldur diye haykırdı: — Eğer koca Hayyam şu anda kar - şımda olaydı ona Mısır hazinesinin ya- rısını verirdim. Nedimler arasında zayif ve yüzlü bir genç ayağa kalktı: — Şu anda karşınızda bulunan ve Hayyamın hakikt bir telmizi olan Hal- dun o hazinenin onda birine razıdır. Mansur alay etti: — Ya Haldun Mısır hazinesinin onda birini isterken telmizi oldu ettiğin Ömer Hayyamın bine dar hünerin var mı? soluk Şair Haldun göğ — Sultan hazretleri! Müsaade buyu- rursanız Haldun hünerini ispat edecek- tir. — Müsande ediyorum ya Haldun! Göster hünerini. Soluk yüzlü şair ayağa kalkarak, bi- razda vaktile Salâhaddin Eyübi için ya- zılmış bir şiirden aşırdığı Arabca bir kasideyi okumıya başladı. Kasidenin daha ilk beyitinde dişarı- dan bir gürültü koptu: — Yaşa ey Melikülmüazzam. — Varol Turanşah! Nedimler hemen balkona koştular. — Büyük bir fener alayı geliyor mit hiş kalabalık. 'Turanşaha endişe ili — Ne istiyorlar, niçin beni rahatsız ediyorlar? (Arkası var) m ele as Tİ Bir doktorun günlük notlarından Kalb hastalığına Müptelâ olonlar Evlenmeli midirler? Kalb hastalarına erkek veya kadın ol- sun evlehmek tamamen menedilmelidir. Hayatı intizama koyacak olan teshhül bazı kayıdlar ve doktorun evlilik hayatı tavalyelerine riayet eyledikleri takdirde faydalıdır. Yalnız kalb afeti büyük olan mall hastaların evlenmelerine müsaa- de edilmez, Fakat: her iki tarafda karı koca teehhiilden maksad müşterek ba- yat olup cinsi münasebette tabibin tav- siyesi üzerinde İizumunda tam imsak- te bulunacaklarını vadederlerse #eehhü- le müsaade olunur, Aksi takdirde netice vahim olur. Ademi kifaye hâline gelmo- miş muarazalı kalb hastaları pek seyrek olarak cinsi münssebette bulunabil! e Arcak bu münasebeti tok karnına: ye- mek üstüne olmamalı ve gece İstiraba: - ten sonra; sabahleyin olrnalıdır. Fakat münasebetin nabzı çoğalıtığını, tevettd- rü yükselteceğini, kalbin faaliyetini art- tıracağını ve teslübi farlı terettürlerde beyinde damar çatlamasını hünnakı sad- re, anjin de pröterine, hâd akciğer üzima- sını ve hattâ ani ölümü intaş edece- ğini asla unutmamalıdır. Cevab istiyen okuyucularımın posta pulu yollamalarını rica ederim. Aksi tak. dirde istekleri mukabelesiz Kalabilir, Demirspor - Fenerbahçe maçında Hüsamettin cezalı olarak mı oynadı? Ankara (Hususi) — Demirspor . Fe. ner maçında kaleci oynıyan Hüsameddi. Demirsporlular itiraz etmişlerdir. Çünkü toahhurla oynanan bu maçın asıl gününde Hüsamettin'n cezası bitmemiş bulunuyordu. ne şarab iç,| Türk Spor Kurumu tarafından tadil İve kabul edilen külp azalarının teşkilâta tesgilleri hakkındaki kararı malümdur. Teşkilâta bağlı, &federasyonlarımızın, hususi ve resmi, yapacakları müsabaka. Isra iştirak edecek sporcuların klüp hü - viyet cüzdanını ibraz etmeleri mecburi. İdir. İ Hüviyet cüzdanı için 6 resim, polis ika- met tezkeresi, nüfuz kâğıdı gibi bir ta- kım vesaikten masada, sporcunun doklor muayenesi, mıntaka merkezinde fişleri zalaması gibi bazı formalitelere de ti - ikle dikkat edilmektedir. Spor teşkilâtımızın pek haklı olarak istediği bu kayıd, nihayet kendi. öz maji olan sporcusunun başını bir yere bağla. mak, programını, istatistiğini, bütçesini, | nizamlı bir ordu halindeki kadrosunun işlerini ona göre tanzim etmek zarure tinden ileri gelmekle Maatteessüf futbol federasyonu müs - | tesna, bütün diğer fedi zu üzerinde teşkilâi termiş değillerdir. G İstanbul atletizm şampiyonasında teşkilâta bağlı pler de dahil olmak üzere, teş - hiç bir münasebeti bulunmıyan, Beyoğlu spor, Kurtuluş, Şişli gibi federe olmıyan klüple, Haydarpaşa ve Deni geleri atletleri İstanbul ( birinciliklerine girmişler, dereca almışlar ve bir sürü puvan kazanmışlardı.. Şampiyonadaki bu curcuna yüzünden pek büyük bir haksızlığa uğrıyan bir klüp, o zaman atletizm federasyonuna nizami yollardan giderek itirazda bulun. çen sene W de memiştir. Beden Terbiyesi Umumi Müdü Türk Spor Kurutunun yeriai alınca, bu Sicil işine tepk; eskiler gibi devem etmek yolunu tuttu. sanslarını günlerce bekliyen idarecilerin, lisansların gecikmiş olması yüzünden ba. | zan takım bile ağ henüz u. nutulmuş değildir. Lig m geri idarecilerin yağmur, kar altında lisansları teker teker muaye. nelerini, şüphelendikleri oyuncuları tet - kiklerini, nihayet kabul edilen bif niza mın tatbikinden başka bir şey olmadığı için bu sıkı kontrolü doğru yerinde buluyoruz. Fakat? Gelgelelim, diğer sporlara: Atletizmin vaziyeti, geçen senenin ay. nidir. Sicil talimatnamesi iyi hoş amma, memleket gençliğinin koşup stlaması da. ha evvel gelir denilerek iş tevekküle bı. rakılmıştır. alna » duğu halde, bugüne kadar bir cevab gel. | Futbol »wiçları için, tasdika giden li | Atletizme, su sporlarına futhol kadar itina göstermeliyiz Futbolda oyuncuların Usanslarına büyük bir ehemmiyet verildiği halde atletler başıboş bırakılmıştır mesini biliyoruz, fakat, Allahın denizinde yüzüp, atlıyacak gençleri ne diye feda e. delim deyip burada da yan çiziyoruz. Bence, bunun manası şudur: Dün de, bugün de futbol, memlekette ileri gitmesi en çok arzu edilen ve başta gelen bir spordur. Ve maatteessüf hepimizce malüm oldu ğu üzere, söylendiği şekilde futbol ihti yart değil, mecburi sporlar sınıfına dahiL. İdir. Ve gene maatteessüf atletizm, yuka - rıki izahlardan da (anlaşılacağı üzere, mecburi değil, ihtiyari sporlar meyan. dadır. «İhtiyaridir!» dedikleri futbola bu it na, «mecbur'dir!. dedikleri atletizme ve su sporlarına gösterilen bu müsamaha da İbu kanaatleri takviye etmektedir. Mevsim zarfında yapılacak müsaba kâlar neticelerind: bu kanaatlerimizi mi. sallerle zikretmeği vâdediyorum!, iz Ömer Besim Klüplerin isimleri değişmiyor İ Ankara (H i) — Mili küme maç - ları başında bir ihtilâf yüzünden oynana. mamış olan Galatasaray - Beşiktaş maçı. 16 Temmuzda yapılacağına dâir çı » kan haberler futbol federasyonu tarafın. dan tekzib adilmektedir. Fakat oynanmı. yacağına dair de verilmiş bir karar yok. İtur. Diğer tarsftan son günlerde klüpler arasında endişeyi mucib olan isim değiş. İtirme meselesi tamsmen yersizdir. Klüp. , İleri isimleri değişmiyecektir. Atletizm hocaları kursu imtihanı i | bugün yapılacak Beden terbiyesi umumi müdürlüğü ta. İ rafından hazırlanan atletizm hocaları ya. tştirme kursu bugün Çengelköyünde Ku İleli lisesinde yapılacak' imtihandan sonra yarın açılacaktır. Memleketin muhtelif köşelerinden mü racaat edenlerin sayısı elliyi bulmuştur. Kursa müracaat edenler, bu sabah onda imtihan olacaklardır. İmtihanda muvaffak olanlar yarından itibaren altı ay devam edecek kurstan mezun olduk - lan sonra muhtelif şehirlere giderek va - #felerine başlıyacaklardır. Futbol federasyonu reislikleri Ankara (Hususi) — Münhal bulunan futbol federasyonu reisliklerine kimlerin getirileceği henüz belli değildir. Bu hu» susta yapılan neşriyatın aslı yoktur. ( Fenerbahçe ) A. Gücü maçı Evvelki gün Ankarada yapıımn Fenerbahçe - Ankaragücü maçı 10 Mayıs sta, dında Ankaralılar tarafından büyük bir heyecanla soyreğilmiştir. Yukarıdalğ resimlerde maçtan Iki görünüşle oyunun heyecanlı seyrini takib eden iki Anka, ral, bayan görülmektedir.