14 Sayfa «Son Posta» nın tefrikası: 20 iMISIRLINCİSİ Yazan: Hasan Adnan Giz Aşkın engin ufukları Aybey bir kere daha anlıyordu kiJağırlıkları ve hastaları nehirden nakle- haystta hiç bir varlık, akçe, güzellik, saltsnat hiç bir şey gönlünün refhını kazendıramıyor; yükseldikçe şen ve kaygusuz hayatından sıyrılan insan «- lemlere yaklaşıyordu. İşte Mısır ül” sinin sevgili Melikesi, bu akşam bir ço- ban kızı kadar mes'ud değildi. Belki şu anda sunu gelmiyen kaygulardan kur- tulmak için saltanatının bütün ihtişa - mını bir köylü kızın çıplak saadeti ile değişirdi. Mısır İncisinin titriyen sesi, Aybeyi kaygusuz bir hayatın hayalin- den bile ayırdı. — Sizi bu akşam mühim bir mesele- nin müzakeresi için şağırdım. — Umarım ki Turanşahın bugünkü soğuk hareketinden bahsedeceksiniz. Tam can damarına basmıştı. — Hem ne soğuk! Ne ağır bir hare - ket. Önce onun tatlı sözlerine kanar gi- bi olmuştum. İyi ki Dimyat meselesi açıldı da hakiki ruhunu meydana çi - kardı. Eğer yanılmıyorsam Turanşah ile istikbalde geçinmek biraz güç ola- cak! Düşününüz pederinin ölümünün akabinde böyle hareket ederse yarın mevkii kuvvetlenince neler yapmaz? — Onu sizin verdiğiniz mevki şımart tı sultanım! — Fakat tahtı meşru varisinden mah- Tum edemezdim. Şımarık genç emeğimi iki sözle ödedi. Düşünmüyor ki: Hakiki sultan gönüllerde hüküm süren insan- dır. Ya bu şımarık çocuk kendi başına| hâreket ederse Aybey? | Gene hayalata dalan Aybey tasasız bir halde kolunu salladı, — O zaman icabına bakarız sultanım. — Çok yüksekten attınız. — Niçin sultanım? Demin hakiki Sul- tan gönüllerde yaşıyan insandır diyor « dunuz. Nerede siz, nerede Turanşah! Daha onu seven kim? Tanıyan kim? “Ancak sizin sayenizde tahtında tutuna- bilir. Bu meseleyi fazla büyütmeyiniz sultanım! Eminolun Turanşahın değil saltanatı, hayatı bile elimizdedir. — Hayır Aybey! Şimdilik beklemek lâzım, insaf ile düşünelim ki Turanşahı tetkik için henüz kâfi vakit bulamadık. Kimbilir belki yorgun, belki pederinin ölümü onu kabalığa sevketti. Bunun için şimdiden hüküm vermenizi doğru bulmuyorum. Aybey şaşa kalmıştı. Mısır İncisi ne demek istiyordu? — Şu halde bahsetmek istediğiniz mesele nedir sultanım? — İstikbale aid endişeler. şimdi Tu- Tanşahtan evvel düşünecek düşman var, Düşmanın imhası için muhakkak Tu - rTanşahın vücudüne muhtacız. Bıraka : lum bu iş halledilsin, o sükünetle tahtı- na çıksın eğer ulu orta icraata girişirse o zaman... — O zaman işi bana havale edersiniz. — Hayır gene size havale etmem. — Niçin bana bu kadar itimadınız yok mu? — Hayır. Sizin kadar kimseye iti - madım olmadığı için tehlikeli işlerde kullanacak adamları bilirim. Misir İncisi hakikaten müthiş bir ka- e Aybey ona hayran hayran bak- — Çok zekisiniz sultanım. — Bana hâlâ sadık mısınız Aybey? — Oh! Size daima sadık kalacağım. Güzel kadının gözlerinde insanı çıl ğın emellere sürükliyen renksiz bir a- lev vardı. Aybey kendinden geçmiş bir , Kalde onun elini tuttu. Misir İncisi elini çekmedi. Aybeyin aşkına engin bir u- fik açılmıştı. vo — Vaziyet fena kral hazretleri! Türk. Igr yeniden hücuma geçti. Artık dayan- hak ila, Dimyata doğru çekilelim. çe aliye — Ne diyorsuntz? Bu feci işte; bari din! — İmkânsız aziz Sir. — Niçin? — Nildeki otuz iki sefinemizi zaptet- tiler. — Peki büyük kadirgalar? — Dokuz büyük gemi de bunların içinde. Elimizde işe yarar bir şey kal - madı. Sen Lul, sapsarı olmuştu. — Feci -diye tekrar etti- fakat sadık bir hiristiyan Cenabıhakkım ve onun aziz oğlunun imdadından hiç ümidini keser mi? Belki sema bizi tecrübe edi- yor. Sevgili Sarjin' Bana kardeşlerimi, mareşal Dotampli, kont «de Châtillan» ile Filib Domonforu «Philippe de Man- fort» çağırın. Birkaç dakika sonra yukarıda ismi geçenler, Fransa kralının etrafında top- Janmıştı. Bütün yüzler sarı, bütün kaş- lar çatıktı. Sen Lut: — Eğer Cenbıhakkın yeni bir lütfüne mazhar olamazsak vaziyet eldden fona! -dedi- Fakat hiç bir zaman & izi kaybetmeden sonuna kadar çal 1- yız. Salib yolunda nice cefalara katla- nan mukaddes şehidlerin Mesihin ve Havariyumun çektikleri mihneti dalma tahattür etmeliyiz dostlarım. Şimdi si- zi vaziyeti müzakere etmek için çağır- dım. Dok dö Puvatye: — Artık döğüşerek kazanmak ümidi Günlin Bulmacası “ SOLDAN SAĞA ve YUKARDAN AŞAÖL: 1 — Kifayet, 3 — Sıhhat - Çok iyi 3 — Yeni yetişen dal - Rserler. 4 — İyinin yaptığı - Gözleri görmiyen. 5 — Tenesrüh yapan - Su. 8 — Kasabın sattığı - Bu dahi - İsti'ham nidasi, 7 — Üzerinde yemek yenen ev eşyasi - Ba- yağı, 3 — Sarhoşun sttığı. 9 — Artık bıkkınlık geldi manasina söy - lenen bir kelime - Fona olmıyan. 10 — Akrabalık - vilâyet. Geçen bulmacanın halledilmiş şekli: SOLDAN SAĞA: 1 — Kerestesi. — İzaz - Acaba, 3 — Raket - Ban, 4 — Anılan - İri Nöbetçi eczaneler Bu 00 nöbetçi ok olam sezi sezaneler şunlar- de: İstanbul cihetindekiler: Şehzadebaşında (Üniversite), Eminö - nünde (Hasan Hulüş), Aksarayda (Ziya Nuri), Alomdurda (Esad), Boyazıdda (A- sador), Fatihte (Emliyadi), Bakırköyün- de (İstanbul), Eyübde (Byübsultan). Beyoğin cihetindekiler: İstikili caddesinde (Della Suda), Bos- tanbaşında (İtdmad) Taksimde (Limon- elyan), Pangakıda Yan Ka - kalmadı. Diğer vasıtalara baş vuralım. Eğer bu hale derhal bir çare bulamaz- sak hepimiz esir düşeceğiz. Jüvanovil: — Dük çok doğru söylüyor, böyle bir zamanda müzakerelerle vakit kazan - mak muvafık olur. Bir kere de sulh yo- lunu (O denemeliyiz. Nitekim bundan evvel de Kudüsü böyle kazanmıştık. Filib dö Monfor: — Esasen hastaların nakli için bir mütareke akdine muhtacız , Bu fikirleri tasvib eden Sen Lui: — Hakkınız var -dedi- Türklere sulh teklif edelim. Teklif edeceğimiz şart - ları şimdi tesbit ederiz. Dük Danjo sordu: — Bunun için bir heyet göndeririz. Riyaset vazifesini Filib dö Monfora ve riyorum. Sarrasinlerin (1) lisan ve &- dalına vâkıf olan sadık dostumuz her- halde bu vazifeyi muvaffakiyetle başa- rr. Onlar masa başında çalışırken, Harb meydanında son sözü gene kılıçlar söy- tüyordu. 'Turanşahın gelişi askerin ma- yatını çok kuvvetlendirmiş, zafer ihtimalini yüzdeyüz “etmişti.Harb hem karada hem Nil üzerinde oluyor, Türk ordusu şimdi mühim bir çevirme hare- keti yapıyordu. (Arkan var) (1) Kuranuvüsta hıristiyanları Avrupa ve Afrikada yaşıyan islâmlara Sarrasin adını vermizlerdi. Bir doktorun günlük notlarından Kansızlığın Tedavisi : 2 Dünkü yanmızda kansızlığın sebebleri- nI bir dereceye kudar izah etmiştim.Kan-, sızlık dünkü yazdığımız sebeblerden baş- ka veremde, bilhassa kanser hastalığın- da daha bariz bir şekild; kendisini gös- terir. Bundan maada bizzat kan basta- lıklarında meselâ beyaz küreyvatın art- tığı lüsemi gibi hastalıklarda da beyaz küreyvadın fevkalâde artmasma muka- bü kırmışı küreyvatın son derece azal - dığına şahid oluruz. Çok fena bir hasta- lıktır, Kansızlığın tedavisi... Şüphesiz sebebe merbuttur. Hangi sebeb kansızlığı mu- cib oluyorsa onu İzale etmek lazımdır. Meselâ muhtelif sebeblerle vukua gelen nuzüller, mide ve barsak kanamaları, ba- sur memelerinden vukua gelen kanama- lar, kadınlarda rahim dörizaları sebebile vukua gelen kan siya, akciğerlerden ve - nüzullerin derhal tevak- kuluna çalışmakla beraber derhal vücu- dü takviye etmeğe, kaybolan kanı yerine getirmeğe çalışmalıdır. Kansızlığın en büyük tedavisi beslenmektedir. Et, süt, yumurta, #ebzeler, hamur işleri velhası) tam ve mükemmel bir gida ile beraber bü gıdaya karışan, karışması lâzım ge- len karaciğer yemeği asla İhmal etmeme- Hidir, Karaciğeri gerek tıkara şeklinde ve gerekse başlama şeklinde hergün bol bol yemek kansızlığın en büyük, en esaslı te- davisinl teşkil eder. Çelik ve demir mü- rekkebatını havi kuvvet ilâğları, güneş tedarisi, ültramiyole şekli tedavisi cid- den tavsiye edilen esas tedbirlerdendir ve hiçbirisini ihmal etmemelidir. Cevab istiyen okuyucularımın posta pulu yollamalarını rica ederim. Aksi tak. dirde istekleri mukabelesiz kalabilir. Akba kitabevi Her dilden kitab, gazete, mecmua satar. SON POSTA'nın Ankara ba- ylidir. En iyi kırtasiye malzeme- mmm» Si mevcuddur. Doktor Hafız Cemal (Lokman Hekim) Divanyolunda 104 numarada hergün hasta kabul eder, Telefon 21044-23308 nr SPOR Galatasaray takımı bugün Ateşsporla karşılaşıyor Fener de eski Güneşli Melih ve Ömerle takviye edilmiş olduğu halde Demirspora karşı oynayacak MIM kümedeki son maçlarını yap - mak üzere şehrimize gelmiş bulunan İzmir Ateşspor takımı bugün ilk maçı- nı Galatasarayla yapacaktır. Müsabaka saat 17,30 da Taksim stadında olacak- tır. Ateşspor genç ve enerjik bir takım olmakla beraber teknik ve tecrübe nok sanlığı yüzünden mili kümede iyi ne- tioe alamamış ve sonuncu vaziyetie kalmıştır. Beşiktaş ve Galatasaray gibi ikinci kuvvetli takımla son maçlarını yaptığına göre bunları da kazanması beklenemez. Geçen hafla Doğanspot maçlarından evvel yazdığımız yazida ayni rakiblerle karşılaşan İzmirlilere açık bir oyun oynamamaların; tavsiye etmiştik. Doğanspor kuvvetli rakible - rine karşı müdafaaya ehemmiyet ver- mediği için fazla farklarla mağlüb ol - du. Bu maçlarda Ateşsporun açık bir oyun yerine tamamile defans oyunu oy naması daha doğru olacaktır. Enerjik oyunculardan mürekkeb olan Ateşspo- run içleri geri çekerek üç bek, dört haf şeklinde yapacağı sıkı bir müdafaanın muvaffak olacağı muhakkaktır. Zayıf takımların bu şekilde kuvvetli rakib - lerine karşı çok iyi neticeler aldığın iik maçlarında çok defa görmüşüz - dür. Kuvvetli takımlara karşı yapılacak srkı müdafaa oyunu ve ileride forve - din fırsatlardan istifade edebildiği tak- dirde bir beraberlik, hiç olmazsa az farklı bir mağlübiyet elde etmek im - kânı vardır. Bu noktai nazarımızın do- kânı vardır. Bu nokta nazarımızın doğ ruluğunu bugünkü Galatasaray - Ateş maçı gösterecektir. * Fenerbahçe Ankarada bugün ilk ma çını Demirsporla yapacaktır. Demir » sporun İngilizlere karşı son galibiyeti ve saha avanlajı gözönünde tutularak galib gelmesi şansı daha fazladır. Fa - kat karşısındaki takımın kıymetçe on - dan hiç de aşağı olmadığı muhakkak - tır. Fenerliler takımlarını eski Güneş- li Melih ve Ömerle takviye etmiş bir halde sahaya çıkacaklardır. Bu yüz - den maçın çok sıkı olacağı ve neticeyi tahmin etmenin çok güç olduğu kanaa- tindeyiz. T. Özerengin Spor eğitmen kursları Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi Baş. kanlığından: Beden Terbiyesi ve Spor Eğitmen kur. sunun kayıd ve kabul-müddeti 26/6/1939 Pazartesi günü akşamına kadar temdid edilmiştir. Evvelce vazedilen askerliğini bitirmiş olma şartı kaldirılmıştır. Bu müddet için. de müracaat eden ve kabul şartlarını haiz olan namzedlerin imtihanları 27/6/1939 tarihine müsadif Salı günü saat 10 da Çengelköyünde Keseli Sporevinde yapı « lacaktır. istanbulun spor bütçesinin tetkikine dün başlandı İstanbul o mıntakası istişare heyeti dün üç saat devam eden bir toplantı - da, İstanbulun spor bütçesini tetkik et miştir. Dört yüz bin liradan ibaret olan büt çede 250 bin lira stadyom için ayrıl - mış, mütebaki miktar ise tesisler ve i- dari masraflar için kabul edilmiştir. Bütçenin heyeti umumiyesi üzerin - de mutabık kalınmış olmakla beraber, bütçe tasdik edilmemiş ve müteakıb bir içtimada tekrâr müzakerelere devam » dilmesine karar verilmiştir. Mektebli'er arasındaki müsabakalara ehemmiyet veriliyor Haydarpaşa ile Işık Liseleri arasın - daki kavgalı maç hakkında son kararı vermek üzere dün Maarifte bir toplantı yapılmıştır. Maarif Müdürünün riyasetindeki bu toplantıda Galatasaraydan İbrahim Hak kı, Erkek Mualtimden Ferhad, İstanbul Lisesinden (o Vahi, Kabataştan Hamdi bulunmuşlardır. Maarif Müdürü Tevfik Kut kendisi- le görüşen muharrimize şunlar: söyle- miş — Mektebler arasında yapılan mü - sabakaları; klüp maçlarına benzetmek doğru değildir. Biz daha ziyade, mekteb talebesinin dimaği ve bedeni kabiliyetinin ayni se- viyeye yükselmesini gözönünde bulun duran bir takım spor hareketleri yapı» yoruz. Şu veya bu takımın birinciliğinden ziyade, biz bu takımlarda disiplin, bir birlerine karşı saygı ve muhabbet his - lerini taşımalarını arıyoruz. Bu bakım- dan nazar: dikkati celbeğden mekteb ta kımı bizim için muvaffak olmuş bir ta- kıradır. Bu suretle umumi takdiri ka - zanan mektebi mükâfatlandırmak ge yemizdir. Bu sene yaptığımız bu maçlar da elde ettiğimiz tecrübeye göre gele- cek sene daha esaslı bir faaliyet pfoğ - ramı çizeceğiz.» Güreşçilerimiz yarın Habeş, Bulgar ve Polonyalılarla karşılaşıyorlar Şehrimizde bulunan Habeş, Bulgar ve Polonyalı güreşçiler yarm ilk defa "Taksim stadında Kara Ali, Mülâyim ve Babaeskili İbrahimle karşılaşacaklar - dır. Haftalardanberi dedikodusu yapılan bu müsabakalar için kabul edilen mü - sabaka şartlarına göre bu üç müsabâ- kada pehlivanlar birbirlerini yeninci - ye kadar çarpışacaklardır. Her ne ka- dar Kara AH, Habeşli ile yapacağı mü- sabakanın yarım saatten fazla sürme- sini istemiyorsa da, organizatörlerin İ- ifadelerine göre bu müsebaka da di - ğerleri gibi yenişinciye kadar yapıla - caktır. Tesbit edilen proğrama göre müsâ - bakalara saat 3 buçukta birkaç (seri İgüreşle başlanacaktır. Bu seri müsabakaları şu maçlar ta » kib edecektir. | — Babaeskili İbrahim — Bulgar Feriştangof. 2 — Mülâyim — Polonyalı Gestvins- ki, Bulgar güreşçisi Feriştangof 3 — Kara Ali — Habeş Kasimtafa -