ur! ii mg e arma BE İRAN? O gi Gİ 7 İŞ İİ YE Rİ Mİ ER “Şİ e me e ye e e lele ün Arkadaşım ressam İynati Pudslye! nihayet geçen hafta devri â tinden dönebildi. Ar fini, kendi ifadesile «Avrupa ve merikasının yaşayış ve kültürünü tetkik etmek, geçtiği yerlerde birkaç tablo ve birkaç eskiz yapmak» niyetile ihtiyar et. İtiraf etmeliyim ki, ârkadeşım İgnati Püdelyakinin devri âlem seyahati, devri lem seyahatlerinin geniş tarihinde hiç te medeni dünyaya mufassalan bildirmeği bir borç sayıyorum. Arkadaşım ressam İgnati Podelyakin devri âlem seyahatine çıkmadan bir hay- lizaman önce ben ona: Pudelyakin, demiştim, sen kendine ye. Wi bir çift kundura satın alsan çok iyi e. dersin!, Pudelyakin, ayaklarına baksa Parmakların kunduralarından dışarı çı. Kiyor.. Dolaşacağın Avrupa memleketle. rile şimal Amerikası, senin bu halini gö- rünce kim bilir ne düşünür? Fakat görünüşe göre, Püdelyakini Avrupa ve şimal Amerikası «olkâri um görüşü vardı. İgnati Pdelyakin ufak tefek şeylere pabuç bırakan takımından adam değildi. Bilâkis, Benim bu sözlerim üze. rine İgnati Pudelyakin esrarengiz bir ta. vırla gülümsedi: — Canım, dedi, kunduranın ne ehem. miyeti var!, Şimdi benim için hepsinden mühimi vize almaktır. Parmaklarıma gelince. ötedikleri kadar pabuçlarımdan dışarı çıksınlar; bu, onların şahsına aid bir iş Avrupaya gidince . antiparantez Avrupada kunduralar bize azaran daha ucuzmuş! - kendime mükemmel, şik bir çilt iskarpin alırım. Bizim paramızla se. kiz ruble kadar bir şey tutuyormuş.. Emin ol ki böyle! * Şimendiler garına geldiğimiz zaman Pudelyakini büyük bir samimiyetle ku. cakladım: — Sakın ha, beni mektubsuz bırakma, dedim. Sana, devri âlem seyahati gibi bü. yük bir piyango issbet etti; bu fırsatı ka. Çınma! Pudelyakin düşünceli bir eda ile: — Bü hüsüsta hiç merak etme, dedi. Bu nadir fırsattan azami istilade etmeğe çalışacağım!.. Gözler?m sulandı: Hayırlı seyaRatler Pudelyakin, de Ateşli dudakları ipek gibi saçlar ü- zerinde dolaştıktan sonra âlnmaâ, ora - 'dan da gözlerine doğru iniyordu. Neri- me hafif bir omuz hareketile onun kol- ları arasından .sıyrılmak isiedi; fakat Feridunun demir gibi kolu ve ihtirasla boğulan sesi mani oldu. — Hayır, hayır benden uzeklaşma sevgilim, nişanlım! Gözlerindeki yaşla Ti tamamile kurutmadıkca seni kolla- rım arasından uzaklaştırmıyacağım beni çıldırtan gözlerindeki yaşları... Seni tamamile teselli ettiğime, artık istikbalden korkmadığına ve bundan sonra gelecek günler? mes'ud bir te - bessümle karşılayacağına emin olmak İstiyorum. Kollarını bömuma dolayıp başmi göğsüme davıyarak bana şu s67z- leri söylemeni istiyorum. — Feridun, sana inanıyorum, seni daha yakından tanıdığım vakit sevebi- leceğime eminim ve senin karın olmağı, çe tllredi. Bu ttreyişin Acıdan mı yoksa sevinçten mi geldiği- hi tahlil edemedi. — Söyle sevgili, beni Gir gün sevebi- leceğini üimiri ediyor musun? İmal etmel.. Babar akşamlarının mor ka. ranhıkları, muzzam Eyfel kulesinin is .| Be miye> si hakkında kendine mahsus bir! “Son Posta, nın Hikâyesi “YMRzmına 1111102. i ; 12 ” İ opp al Çeviren : DEVRİ ÂLEM SEYAHATİ | düm. Sabırsızlıkla ilk mekrubunu bekli - yeceğim!, Mektublarında bana her şey. den bahset; ufak teferriatı bile ih - keletini hafifçe kucakladığı anlardaki Pa. | risin menekşe rengi ışıklarını; Ren neh. | rinin pırıkılı akışını; Romadaki Sen Pol; kilisesinin haşmetini; Nevyorktaki Bruk. | lin köprüsünün hendesi kudretini bana mutlaka tasvir Sonra, Pudelyakin. | muammalı Sfenksi, Bahrimubhitleri aşa - rak seni Amerikaya gövürecek olan trans atlântiği de yazmağı sakın unulmal.. tılmaş olan burnundan birkaç santim da | garı fırliyan 8 ğının baş parmağını kaygusuza oya k; — Merak etme canım, dedi, hiç unu - tur muyum?. Fakat iş bir defa Avrupayı ayak basmakta. Ondan sonrası kekâ", — Dikiket et; Pudelyakin! Ben sana çök güveniyirum, Pudelyskin. Ben eminim Pudelyakin, senin keskin bakışından hi amma hiç bir şey kurtulamaz: Ne vadi - lerden esen esmer rüzgârlarla daiğila - mat Tibr nehrinin sarı suları; ne de.., Pudelvakin; — Hiç üzülmeyin, benim gi “nden biç bir şey kaçmaz, dedi, ve garbi Av. jrupa ile sima! Amerikasına hareket etti. İ Pudelyakin hakikaten sözünde duvdu.| Hareketinden takriben bir hafta sonra 9. nun ilk kartını aklım. Pudelyakin kar .| İ teda, şunları yazıyordu: «Sevgili Saşa!, Orra! Orra! Orra! Nihayet. maldmatımı genişletmek Için pek zaruri olan garbi Avrupaya vara - bildim, Dün Varşovaya geldim. Tren is tasyona gelir gelmez, ilk işim kendime bir kundura almak için şehre gitmek ol. du, Varşovada müthiş bir ucuzluk var, En gözel hir çift iskarpinin fiatı, bizim psramezla, (sözüme çinanmıyacağından korkuyorum) on ruble kadar bir şoy tu. tuyor. Âdvla inanıimıyacak bir şey de. gil mi? Halbuki bizde böyle bir çift kun. durayı Kırk rublsye bile almak kabil de. ği Maamafih burada kundura almak - tan sarfı nazar ettim. Çünkü anlattık . lanma göre. Viyanada kunduralar, iki misli daha ucuz, ve üç misli daha iyi imişi, Nihayet garbi Avrupaya gelebilmiş ol - mama ne kadar memnunum, bilemezsin! Seni çok çok kucaklar, öperim. Varşova. da yağmur yağıyor. Ben de yarın Viya. SON POSTA H. Alaz nadan yazıyorum. Dedi hakikaten doğru imiş: Bu n kunduraları psk ne. paramızla otuz ruble tutuyor. Ma söylediklerine (göre i du rı hem daha gizel, hem daha ucuzmuş. Onun içir şimdilik burada kundura satın almaktan caydım, 9,40 da Berline hareke* ediyorum. .Yirmi dört saat sabredip daha güzel bir çift kunduru satın almak daha ma değil mi? «Garbi Avrupa çök güzel amma, bu - talarda da bazı noksanlar yok değü: Me selâ sokaklarda cam kırıklarına İslan fs. Hem de bizi ni Bu yüzden sila yağımın topu » kesildi. Maa. mafih Viyana güzel şel erinden öğ. perim Senin Püdelyakıninz.» * bir şey tutuş rine göre Hamburgda her şey yarı daha ucuzmuş. Şöyle Iamburga uzanmağı ü n; Hemi fer çeşini de görmüş olurum Yedi ruble, Ha?, Vallsh: insanın inana » . Ne ise, şimdilik otuvar, * i günü akşam üzeri gel . » mağazaları kapal: bul. pazartımı, l&« budala gibi n. telde geçirdim, Bilmem neden Beni lo. kantaya da sokmadılar. Pazartes iple çektim. Kunduralar cidden çok ucuz: Bi. zim. paramızla aitı ruble kadar bir şey tutuyor. GC n ucuz. Maamafih burada a ş der. bi yeceğe sid şeylerin Belçikada çok daha ucuz oluğunu müjdeledi: Liyeje kadür kıyamet kopacak değil ya! * « Bu kartımı sana. Paristen yazıya - rum. Buradâ kunduralar bizim paramız. la dört ruble tutuyor. Maamafih Marsil. yada daha ucuzmuş. Yağmur dolayısile evde oturuyorum. Akşam da Marsilya. ya hareket ediyorum. Allaha ısmarladık. Pudalyakin.; * «Az kalsın kunduraları Marsilyada sa. tın alıyordum. Akşama Napoliye hareket ediyorum. Söylediklerine göre orada a.! haya hareket ediyorum. Senin Pudel . yakinin;» «Merhaba Sı Yazan: GÜZİN DALMEN omuzuna dayadı ve onun göğsüne 50- kularak mırıldandı: — Evet, buna eminim.. bunda. güç- lük çekmiyeceğime eminim... Bir fki dakika sustular... Feridun, annesinin senelerdenberi nefret ettiği halde kendisinin hergün artan bir sev- giyle bağlandığı altın saçları derin bir aşkla öpüyordu. — Altın saçlı Neri; seninle biz bu ciddi ve karanlık konakta oturmıyaca - ğız. Burada seni üzen çok hatıralar var. Senin gençliğine ve güzelliğine lâyik olan yeri keşfettim ben; seninle «Bül- bül Yuvasında yaşıyacağız, orasını sa- na Jâyik bir şekilde süsilyeceğim. Ora- da başbaşa yaşıyacağız; seni dünyanın en çok sevilen ve en 'mes'ud kadın yapmak için bütin kendi. varlığımı ve çalışmamın getireceği bütün maddi ra- hati ayaklarının altına sereceğim, kim- #enin seni üzmeşine, güzel gözlerini bulandırmasına meydan. vermiyece - gim; sana karşı, bir insanın kuvveti da- hilinde olan her şeyi yapacağım.. bana inan sevgili! Ateşli kalbimin İlk ve son | birkâç çiçek vermiştim. aşkını ben sana verdim ve bunu bir da- ha geri almıyacağım; bu kıymet duy- ğumu kendimle beraber mezara kadar | sözüne devam edebilmek için büytük bir götüreceğim Nerime, benim sevgiM ni- | gayret sarfediyordu. Genç kız, kızaran yüzünü feridunun | şanlım! yakkapı fevkalâde ucuzmuş!. Bir de hiç KUVVET larda kullanılan en tesirli şuruptur Ke YUM TURTA Tİ TATANİ VİTACLIN' şurubu her INGİL!Z-KANZUK ECZAN ŞURUBU VİTALİN Kansızlık, Dermansızlık Mİ TY EE İP YY ere İNE İEİN temin eder eczanede bulunur. İİ İT MM Eİ ETİL Vakıf Paralar Müdürlüğünden: | 15/12/936 tarihinden önce idaremizden ö rinin durumu talimatnamemiz hükümlerine (500) kiradan aşağı olmasından dolayı tecdid oedilemiyen omükaveleni yüzde onu peşin ödenmek ve bir defaya mesine mezuniyet verilmişlir. Vakıflar. Ursm Müdürlüğünün yeniden bir ve Kürürlarin müşt »ç para almış olanlardan di yöre müsaid olduğu halde yi mahsus olmek kayid ve şartile e ilerimize göstermekte olduğu bu kolaylıklardan p edilmek ve bu babör daha fazla malüat ve izahat alınmak üzere a derhal idaremiz ikraz şefliğine müracaat etmeleri ilân olunur. den, Münakalât Vekâleti İstanbul Elektrik İşleri Umum müd 1 — Mühüenmen bedeli 113135 «bin yüz otuz bir lira otuz beş kurup muhtelif demir civata, perçin çivisi, düvar civatası, demir rondelâ açik me usulile satın alınacaktır. 2 — Muvskkat teminat 84,85 «seksen 3 — Eksiltme 4/7/939 günü, saat 15 de Janacak olan artürmu ve eksiltme komi rik edilebilir. 5 — İsteklilerin kenuni vesikaları ve ğenmedim. Ayak Pudelyakin.» «Napoli, Kundurslarını beğenmedim. Derhal Hindistana hareket ediyorum Pudelyekin.» ” «Bombay, Kaldırımlar pek kötü. Ayak. kabı ucuz, Fakat Ameriknde daha ucu muş. Pazartesiye Sanfarnsiskoya hare - ken ediyorum, Pudelyakın» * «Şikago. Ayakkabı ndetâ hedava. Mel. burn'a telgrafla $00 göndermeni yalvar. rim, Ayaklarım berbâd Pudelyakin.> *# Pudelyakine 300 gönderdim, Bunun ü- zerinden dört ey geçti. oPudelyakinden ses seda çıkmadı. Beşinci ayın başlanğı. cında Pudelyakinden Odesadan bir kart haldım. Bakın bu kartında ne yazıyor: «Sevgili Saşa! Az kalsın İstanbulda bir İçi kundura satın alıyordum. Burası tâ. 4 — Bu işs ald şürinameler iderenin levazım müdürlüğünden parası ve saatte komisyonda hazır bulunmaları. m parça parçaol du. | ş sıkılmadan İtalyanın bir ziraat memle » keti olduğunu savvurun fevkinde ucuz bir yer: Bir çift derler. Lâf o aramızda) ayakkabı, bizim para ile, bir buçuk rub. in. kaldırımlarını hiç be. İle kadar bir şey tut Fakat tam bu Birkaç dakika genç kız yazı | gibi bir netice tevlid edebileceğini dü- odasından çıkarken elinde beyaz bir |şünmediğine pek şaşıyorum. gül demeti tutuyordu: Nişan çiçekleri... | — Netice mi? Bundan daha tabif ne Güllerin kokusu birinei katın sofası- | var: Onunla evleneceğim anne... Biraz nı kapladığı için bir iki dakika sonra o- İevvel nişanlandık: Size yarın haber ve- dasına giderken oradan geçen Süheylâ | recektim. hanım bu kokuyu aldı ve öfke ile tit-| Süheyl hanım firmaya tutulmuş bir redi: «Bu ne demektir?» burnunun de-| yaprak gibi titredi ve boğuk bir sesle im yek e JR e cevab verdi: uradan birisi elinde bir çiçek demeti| . . Demek bütün bunlar doğru'idi ha! olduğu halde geçmişti. Bu birisi de Ne- Demek © alçak kız manevralarında ve ri kağ erer Fakat bu Şİ- İ entrikalarında muvaffak oldu mihayet! çekler nereden gelmişti? ” n ii in Sübeylâ. hanım “düşünceli! adımlarla Atama Delete. aimenliin düşünü yürüyerek oğlunun odasına kadar yak- di > ğ Taştı. Çiçek kokusu buraya kadar sin - e e artık “ ie mişti, nek istemiyorum anne! Nerime- Demek. demek! Hayır, onun gibi te- eg la ayardan peden tırnağa kadar gururla yuğurul - BA — muş olan ciddi bir kai ai - | Sizin o zavallı yavrucağa karşı olan bu likler yapmasına imkân yoktu! hislerinizi değiştirmek için bir şey yap- Birdenbire yazı odasının kapısı açıl- mak elimden gelmez fakat böyle çirkin ürlüğünden: dört lira seksen beş kuruş» tur. Metro hâh binasının beşinci katınd4 isyonunda yapılacaktır. wwwakkat teminatlarile ilân edilen «4247» : kar » ği almâk üzere olduğumu. işitinc& ene birbirine çırparak: «Yahu, sen a8” kaçırdın, diye bağırdı. Rusya ri derilerile meşhur klâsik bir defi leketidir. 'Tadikoy vilâyetinde öğ “ nabiye vardır ki, bütün ahalisi iyi VE Z Cd cuz ayakkabı yapmakiz geçinir. Ayakların da oldukça alıştı. $u benim Jâriyerd elbisemi sat İ8 telgrafla 60 ruble gönder, Cumaya riye hareket ediyorum. Gözlerinde rim, Pudelyakin.» * Geçenlerde mühim caddelerden “a zerinde güzel bir afiş gördüm. Bu “e meşhur İgmati Pudelyakin'in Ameriği, Avrupa intibaları hakkında bir Ki vereceği ilân ediliyordu. oneri mutıtevası pek zengindi. Maamafih ben Pudelyakinin bu XX ransına gitmedim. 4 Pudelyakin, hey Pudelyakin, nerede konferans ve — Peki, ya ben sana bu izdi zi mediğimi, o kızla evlenmene a dığımı söylersem! e Ferldun soğuk bir sükünetle © verdi: hi — O zaman maalesef ben snr nız haricinde iş görmek meci 2 de kalacağım; çünkü bu reddiniz ve mühik bir sebebe istinad sadece Nerimeye karşı di Hi haksız bir nefretten fleri geliyOf” — Demek, onun için benim, yütüb bu yaşa getiren annenin ve tavsiyelerini kale almıyacak | ona feda edeceksin öyle mi? Mast bi gösterdiği tavır ve hareketli ni cezbetmiye muvaffak olan bü La kacı kıza, bu hilekâr ve dessas “ nanı feda edeceksin hal p. d: ve Süheylâ hanim şiddetli bir hare - | iftiralarla onu girletmenizi de kabul e- ketle bir adım geri çekildi amma iş iş- demem. Şunu bilmiş olun ki, Nerime ten geçmiş Feridun onu görmüştü. beni kendisine cezbetmek için hiç, am- Genç adam, hiddetini gizliyen müs-|Ma hiç bir şey yapmadı. Onunla evlen- tehzi bir tavırla annesine doğru geldi. | miye karar verdiğini için ben ona yak- — Burada ne bekliyorsunuz anne? ( |laştım, ana kendimi sevdirmiye çalış - Yaşlı hanım suç üstünde yakalanan tım. bir çocuk gibi verecek cevab bulamadı. | - Belki de benim bu tarzı hareketim si- — Hiç, hiç bir şey... Bir koku duy - | zin arzularınıza mugayirdir; bura çok muştum.. bunun nereden geldiğini an- | teessüf ediyorum. Fakat Nerimeyi sev- İlamak istedim. diğim için başka türlü yapmak kabil İ — Fevkalâde bir şey yok: Nerimeye | değildi ve doğrudan doğruya şahsıma alâ olan bu meseleyi size danışmadan — Ya! Öyle mi? Fakat ben... neiledendirmek mecburiyetinde kal - Oğlumun soğuk nazarları karşısında | dım. Süheylâ hanım, vücudünü geriye «- tarsk hiddetle doğruldu. Yüzü kıpkır- — Ona karşı olan muamelelerinin ne | mızı olmuştu. Süheylâ hanım bu hakaretamiz rinde belki de daha fazla ileri BİT gf ti; fakat oğlunun gözlerinde çe! vii? şimşeği onu susmıya mecbur gi Hakikalen Feridunun sabrı tü işti. İlk defa olarak in v sini yükseltmiye mecbur kaldi” ei değilsiniz. Biraz evvel zavalli e Nerimecik aleyhinde olmıyacak , İ söylemiştiniz; şimdi de gene onü İ kacılıkla, dossaslıkla itkama kalka yorsunuz. Bu meseleye bir nihs' # mek zamanı geldi artık; ilk ve fa olarak size vaziyeti kat'i şekil edeceğim: — Artık bu kadarı pek fazla #ke ile ne söylediğinizin (arkasi La *k EE a 28 Z&> res Sa ou -. e...