8 Sayfa ee SON POSTA HAVAGILIK Tayyareciliğin İstikbalin muharebe tayyaresi: İki motörlüdür. Motörlerin önüne yerleştirmiş iki topla mücehhezdir .ue ZAN TEE 3 am... sid Transattantik deniz tayyaresi: Yüz kişi alaotlir. Dört motör grupu vardır, müteaddil kamaralan kanadlarn içine | “sarlağtirilmizdir Bu da Yaşka bir transatlantik deniz tayyaresülir. Yüz yolcu alır. İk: bin beygirlik altı motörü vardır Bundan lakriben otuz sene evvel in- sanlar bir makine icad ettiler. Ve ha - vadan ağır olan bu makineyi uçurabil- diler. O günden bugüne kadar aerono-| tik ilimde hiç bir değişiklik olmadı. O- tuz senedenberi tayyareleri topraklar - dan ayırıp göklere yükselten fiziki se- beb aynidir. Fakat otuz senedenberi teknisyenler bu makinenin bütün ak -| samını ayrı ayrı tetkik ettiler ve onun her noktasını daha fazla tekâmül ettir- Evet! Ahmedi seviyor, (o kıskanı kadar seviyordu. O saate kadar müb - bemiyet içerisinde kalan ve tereddüdü- nü mucib olsn bu aşk, en ehemmiyet - siz bir vak'a yüzünden olanca vüzuhu ile meydana çıkmıştı, Ve bunun için, Neriman, Ahmed Er- cana, oturduğu yerden, başkası tarafın- dan tecavüze uğrıyan kendine aid bir malı ogözetler gibi gözetliyordu. Ortalığa hâkim olan neş'esizlik, Ra- miz beyle İrfan, bir an evvel Cadde - bostanına dönmek orzusunu verdi. — Dönelim mi? Hava çok ağırlaştı. Ufukta bulutlar da beliriyor; bir bora çıkmak ihtimali var. Vaktile yerli ye- rimize gidelim... Demiye başladılar. İtir#z eden de ol- Mmayınca, kalktılar. Motör de hareket etti, Neriman, bililtizam, Ahmedle Nev - berin arasına oturmuştu. Lâkin susu- yordu. Her zamanki canlılığından, neş'e ve şetaretinden eser yoktu. Hamdi kaptanın yalısına yanaştıkla- rı vakit, bütün sefer müddetince, tek bir kelâm teati etmemişlerdi, —10— Nertmanın not defterinden: «Bugün, hayatımın ilk ıztırsblı gü - nünü yaşadım, Ahmedi seviyorum. se- Viyorum.. seviyorum. Bu aşk gönlüme birdenbire doğmadı. Onu azar azar, için için, günlerdenberi hissediyordum. Aşk bu mudur, fakat? Böyle ıztırabla mı başlamalı? Öf! Bilmiyorum. İçimde, ta, benliğimin derinliklerinde karmakarı- pk duygular birbirlerile çarpıştıkça ben harab olacağım. Bu azabtan nasıl kurtulayım? Kendisine itiraf edeyim. Ya beni fena karşılarsa?” OO vakit ne yaparım, Allahım? Çünkü, anlıyorum. görüyorum.. bana çocuk nazarile bakı- yor. Nevberin yanından hiç ayrılmadı. Ondan hoşlanıyor. Onu kendine ben - den daha ziyade küfüv buluyor. Haklı Yarının gerider. kanadlı tayyaresi: Bu tayyare stratosfer üstünde uçuşlar için kullanılacaktır mek üzere büyük bir gayretle çalıştı -Imak istenilmektedir. Göz görmeden lar. tayyareye kumanda edebilmek, yol al Tayyarelerin emniyet ve sür'ati mü-|mak ve yere inebilmek meseleleri bu- temadiyen artırılmaktadır. Her gün ye|gün tamamile halledilmiş meselelerdir. ni tayyare tipleri inşa olunmaktaklır.! Bunun için radyo elektrik rehber kul - Ve bu ejderlerin kıymet, © emniyet ve|lanılmaktadır. Şimdi yenilmek isteni - lotlar hayatlarını tehlikeye koymakta- | donması, bir buz deposu haline gelme- dırlar. sidir. Kanadlar ekseriya tayyare, ha - Meselâ modem tayyarelerin bugün | raret derecesi sıfırdan düşkün bir bu - isürmek akıllılığını Bir alay serseri ve baldırı çıplağı yeniçeri yazdırarak d. gisi mühim asker ocağının teşkilâtını bozdu, onun bir haşeral rayek haline gelmesine sebeb oldu; liyakatsiz adamlara timarlar © eri teşkilâtına suistimali soktu, devletin bu ikinci teşkilâtına da fesad karıştırdı. sipahi Kanuni Süleymanın torunu ve Sarı| Selimin oğlu Üçüncü Murad 1546 da doğmuştu. 1574 de yirmi sekiz yaşında | cülüs etti. 1594 de öldü. Yirmi yıl sü - ren saltanatı, Osmanlı İmparatorluğu | için ilk büyük kötülüklerin başladığı devir oldu. Üçüncü Murad, ne dedesi gibi muh - teşem bir hükümdar olabildi, ne de ba- bası Selimi taklid ederek devlet işleri- ni Sokullu Mehmed paşa gibi bir dev- let adamına bırakardk sadece saltanat gösterebildi. O, mağrur, kindar, Hyakatsiz, hunhar bir adam idi. Nefsine ve şehvetine o kadar idüşkün idi ki sarayı cariyeler ile dol -| süratini tecrübe etmek için bir çok pi-İlen tehlike şudur: Kanadların üzerinin | durmuştu: Zamanında, iki yüz altınlık cariyeler üçer dörder bin altına satılır olmuştu. Sayısız çocukları olmuştu, Öl- &ötü ha muksvemetleri artırıl - (Devamı 13 üncü sayfada) Yazan: m? Hayır: O, bilmiyor ki, dü - şünemiyor ki, kalbi bir defa da başkası Için çarpmış bir ka- $& din onu mes'ud ede- rez. Kalbin bekâre- ti hepsinden üstün - dur. Şarttır. Ben Ahmede, kalbimi? tekmil saflığile ve - tiyorum. İlk aşkım.. Fakat oreddede - sek... — biliyorum. |Keşki onu görme - İseydim; konuşma - saydım onunla? O İvakit, Nevberi de ta nıyamıyacaktı. Seviyor mu onu ? & Belki.. amma, bir günde, bir tek gün- de de, bin insan sevilebilir mi? Nevbe- | sem? Babama mı açılsam? ri, Ahmed yakından tanımıyor ki. He -| Gecenin sükünu insana öğüd verir - üz birkaç söz teati ettiler. Konuştuk-|miş. Ah! Yarın sabahı nasıl bulacağım? ları şeyler de ehemmiyetsizin ebemmi-| Yoksa, bu hislerim, senin koynunda yetsizi idi. Hayır! Sevişmiyorlar. Banwİilelebed gömülmiye mi mahküm, be - öyle geldi. Nevbere karşı, Ahmed, be- inim sevgili defterim., sırdaşım.. can - nim kendisine karşı duyduğumu duy -|dan dostum?» muş olsaydı, ilk ihtarımda vaziyetini değiştirir mi idi? Gerçek!. Düşünemedim bunu, ben : «Biraz da benimle meşgul olun!» der demez, sözümü hemen dinledi. Şu hal- de, Nevbere değil, bana ehemmiyet ve- riyor. Aman yarabbi! Ne etsem?, Yüzyüze söyliyemiyeceğim, itiraf edemiyece - ceğim aşkımı bir mektubla mı bildir * Ahmed Ercanın not defterinden: « Bugün, hayatımın ilk hakiki heye- canım duydum. Galiba, istikbalde, öm- rümün istikametini değiştirmiye vasita olacak mahlüku nihayet buldum. Bu, ötekile kabili kiyas değil. O bir çocuk, bir gonca, bir filiz. Bu, olgun bir mey- v& Neriman hayata inanmış, saadetin Nertman, bilütizam, Ahmedle Nevberin arasına oturmuştu. adından geyri benüz bir şey belleme -'Bu kanaatinin yanlışlığını kalmıştı. Yeni Edebi Romanımız: 33 KARLI DAĞA GÜNEŞ VURDU Ercümend Ekrem Talu miş, semanın mavi - liğinde, baharın beş'esinde, insanla - rn saadetinde ebe- diyet gören, ebedi - yete kani - bulunan bir gafil. Nevber i - se, doldurduğu çile- ye içinde çırpındığı yeis dolayısile her şeyin hakiki değeri- ni öğrenmiş, satade - tin yalanlığına kail olmuş ve ondan büs- bütün ümidini kes - miş bir biçare. Bana da, ancak böylesi eş olabilir. Lâkin, öyle gö - rüyorum ki, kendi - sini yeniden bu şey- lere inandırmak çak güç ve zamana mütavakkıf. İnanmadık- ça da ikinci bir tecrübeye girişmemek- te pek haklıdır. 'Tam kadın! Mükemmel kadın! Ağır, vakur olduğu kadar histi, Ne iyi anla- şırız. Heyecanlarıma onu ne de kolay iştirak ettiririm! Benim gibi ergen adamın dul bir ka- dınls izdivacını fena telâkki edenler o- lacak. Halbuki, onun bu sıfatında be- nim için ayrıca bir kıymet vardır. Ko- cası ölmüş olsaydı, belki de onun yadı aramızda Yir diken gibi müşterek ha- yatımızı rahatsız ederdi. Likin Nev - ber bedbaht olup boşanmış Saadetin kuru bir Iâf olduğuna kanaat gelirmiş. müşahade “SON POSTA,, nın Tarih Müsabaka! halletmeğe Üçüncü çalıştığı meseleler düğü zaman 20 erkek ve 26 kız Bee altında öldü. sayfada (Devamı 13 üncü #6y/ İşey mi anladı? Bir tesadüf MÜ No. 20 Murad inpa razam olan Sokullu Mehm işlerine karışmakla başladı gi İlk kötülüklerine on yaldambı ed Pp ved? yi” hemmiyet vermeden, bazı sabları kendi istediklerine yi doğruya vermeğe başladı. Sarak kunç bir şekilde rüşvet girdi” ” yö” tarafından bir çok hırsızlıklâP ari na çıkarılan bir adamı, sa yeri men baş defterdar yaptı... SE amcası oğlu ve Budin veziri ys paşayı, Budin baruthanesin€ Şi düşmesinden suçlayarak idam yö Mehmed paşanın görür gözÜ Vag eli olan Nişancı Feridun beyi gönderdi. Bu ağır muamelelere ya büyük bir metanet gösteren Mehmed paşa, nibayet bir eder etmez, bana iki kat bağ tır. Acaba bugün, benim si halimden bir şey sezdi-mi? Lö Kİ nüyorum da, ona haleti ruhiy' ye settirecek sözler de söyl gö? bir iki cümle? Bunlar da hemdi. A Ya, Neriman ne demek Ki Herhalde, sözleri bana bir ibi ciddiyete davet mahiyetinde e ne dedim? Ne yaptım ki, kemi balilikte pek ileriye giden Nefi! le bana bu ihtarı yapmıya lüzyE? j o Nevberi v Neriman gi 7 mamda, alâka göstermemde bi çi lık gördü ise, çok esef ederi vir ji benim nazarımda ikisi katiye ğil. Neriman ne kadar hoppa' gf nisbette ağır başlı. Neriman” Bi kirlerine, sözlerine kıymet VE bi idim. Harekâtı bene tabif BİLİ,fe nüyordu. Nevberi tanıdıktö” 4 Neriman hakkındaki telâkki De kadar uzaklaştım.! Yüreğim de kadına, aşka, *£ teşne imiş! Nevberi, tesadı . çıkarmasa idi, ötekini sevec0 nu bugün kendi kendime it lirim. Karlı Dağ... k Gene de Nerimanın hakk! ri ısıtacak, onun karlarını erit! neş bulunduğu takdirde yas ye? miş senelerin ne ehemmiyet * y Fakat bu, benim ei nın telkini ile böyle düşünü? . 8” 0? Nevber? O da bu kanaatte ” Yalnızlık beni pısırık ein , namına bende bir şey bir: d saydı.. Bu müz'iç davayı yö” derdim. i z ? |) Şimdi ne yapayım? tanesi