Jale sevgili çiçeklerini sulamak için taraçaya çıkınca küçük gül fidanının ta. e yaprakları arasında açılmış tek gön. cayla karşılaştı. Mayısın bu iki güzel ki zı birbirini pembe gülüşlerile selâmladı. Jar. Jalenin şeffaf. narin dudakları da ye- Bi açılmış goncanın eşiydi. Genç kız, 86- rin suya susamış öbür çiçeklerine bir ke. re olsun bakmadan gül #danının yanına koştu, yeni açılmış pembe goncaya du - daklarile dokunmak için eğilmce bir sar. maşik dalının sarkıntılıkyapan bir çap - kın gibi ona sarılmağa yeltendiğini gör - dü, Tatlı mırıltılarla küstah sarmaşık dalını paylıyarak goncadan ayırdı. Kendi zarif ince parmaklarile hafif hafif okşı - yarak yeni açılmış güzel goncaya müşfik nasihatler verdi: — Sakın yavrum! Bir daha o hain sar. mâşık dalına inanma! Yanına sokma onu.. Sonra senin bu güzel rengini soldurur. Benim nazlı goncam... Bsk ben bile öp - 'meğe kıyamıyorum seni... Jale yeni açıl mış goncasile sevişirken gözucile öbür - İlerine baktı. Menekşeler yüzlerini küs - &ün küskün yere sarkıtmışlardı. Lâlele - tin Kimi kıskançlıktan sapsarı, kimi Kid. detten kıpkızıl kesilmişler, yavaş yavaş başlarını sallıyorlar, minimini mavi mi - neler birbirle: sokularak gizli fısıltı - "larla dedikodu yapıyorlardı, Papatyalar twaevei bir tecessüsle gözlerini açarlar » ken şakayikler aşifte kahkahalarla fıkır. 'dâşıyorlar. Sünbüller hâlâ uyukluyor - Jale hepsine serin ve berrak sudan içir. di. Hepsinin birer birer gönlünü almağa çalıştı. Güneşin mücevher tacından fışkı. ran huzmeler kumral kirpiklerinden süzü. lerek menekşe gözlerini yaldızlarken bi konun altından Mayıs havasını ilik bir rosla titreten tatlı bir ses yükseldi; Jatol Güzel Jale. Çiçeklerini bırak, Biraz da berimle konuş! Bu sesi duyunca Jalenin körpe göğsü beyecanla kabardı. Gözlerine ve dudakla. rma en güzel tebessümler doldu, Taraça. dan sarkarak delikanlıya cevab verdi: — Hep seni bekliyordum. — Hayır hep 'çiçeklerinle konuşuyor - dun! — Onlarla konuştuğumu nereden bili . yorsun? — Şafakla beraber buraya geldim ben! — Öyleyse benim yeni açan gonenmı gördün mü? — Neme lözim benim, yeni açan gonca,, Benin küçük kalbin ondan daha güzel, da. “Son Posta, nın Hikâyesi “Mamma Çiçeklerin hıçkırığı Nezihe Muhittin Yazan : Jale kendisine yapılan bu iltifattan kü. çük yani açılmış gontasının küseceğini sa- narak arkasına dönüp fidana baktı. Gon. ca küsmemişti. Yalnız küçük başını etra. fında titreşen sarmaşık dalına doğru da - ha eğmiş, incecik al dudaklarını kıvırarak şeytan bir gülücükle Jaleye bakıyordu. Mayıs havasını ılık bir ihtirasla ürper. ten ses yalvarıyordu: — Jale aşağı gel, seninle ormana gide - İlim... Orman öyle tenha, öyle serin ki..| Sana çiydemlerden sarı atlas bir yastık ya payım.. Nar bülbülleri cıvıldaşarak sana ninni söylesinler, Kimseler görmeden gel Jale... — Geliyorum. Jelenin narin ellerinden serin sularını içen bütün çiçekler dimdik başlarını kal. dırarık baktılar. Yeni açılmış gonca sar. maşık dalına biraz daha sokuldu. Şimdi. | ye kadar hiç sesini çıkarmadan çıtır çıtır | yem yiyen ihtiyar kanarya tüneğine sıç - rıyarak: «Mayis fanidir. göz kırpıncıya kadar geçer» şarkısını söylemeğe başladı. Fakat ihtiyar kanaryanın şarkısını ne nazlı nazlı sarmaşık dalına sokulan pem. be gonca, ne de sevgilisinin kollarına ko » şan Jale duydu. Jale mes'uddu; sarmaşık dalınm sev - dah kollarındı kivrun kıvrım taze ve pembe yapraklarını açan güzel gülün| rengi. onun da yanaklarında gülümsü . yordu, Artık sarmaşığı paylıyamıyor, ta. ze narin gülü sevgilisinden ayırmağa ku yamıyordu, Jale de, taraçasında açan bi. ricik gül de Mayısta içlerine dolan aşkı yaşıyorlardı. Jalenin küçük ve hisli benliği her gün biraz daha aşka kapılıyor, ruhunu uyuş. | turan bü atlı rüyanın ebediyete kadar süreceğine inanıyordu. Bütün günlerini, ormanın mahrom gölgelerine dalarak sev. gilisinin kolları arasında geçiriyordu. İh- tiyar kanarya onlara bakarak gene bir şarkı söylemek isterken vazgeçip sarı ipek kanatlarını güneşe açıyor ve sırtını gaga. yordu. Jale bir akşamüstü övine solgun dön. dü. Kaç günlerdir yüzlerini bile görme diği çiçeklerine bir kere olsun gülümse - meden bir köşeye kapanarak için için ağ- lamağa başladı; o gün sevgilisi onu akşa. ma kadar ormanda yapayalnız beklet . mişti... Tam üç gün böyle bekliyerek, or. POSTA Gün kararırken mecalsiz ve solgun, sü - rüne sürüne sevdiği gencin oturduğu muhteşem köşkün kapısını çaldı. Açık pencereden bakan hizmetçi kız elinde iki dilim ekmekle kapıyı açarak Jaleye sa - daka uzattı, Jale fakirdi amma dilenci de. gildi: — Ekmek istemeğe gelmedim - diye in. ledi . söyle bana Ramiz nerede? Hizmetçi kız küstah bir hiddetle Jaleyi iterek haykırdı: — Ramiz mi? Bizim küçük beyi mi s0. ruyorsun?! Sen onun ismini ağzına al - mağa utanmıyor musun? vi sevgilimdir... Söyle bana ne olur nerede? Hizmetçi kız acı bir kahkaha attı: — Senin gibi miskini ne yapsın? O ni. şanhsile üç gün evvel seyahâte çıktı. Hay. di defol buradan!., Muhteşem köşkün kapısı bir şamar gi. bi yüzüne çarparak kapandı. Jale odasına kapandı, kendinden kaç - mek ister gibi bir köşeye büzüldü. Ağla. mektan bile korkuyordu. Küçük odasına sessiz bir karanlık doldu, Penceresinden içeri bakan yıldızlar sönmüşlerdi, cı kanarya bile ka du... Jale, belirsiz bir yerden gelen acı ve derin bir hiçkırık duvarak gözlerini açtı. Minimini kalbi sızlıyarak etrafına baktı: Gün maştı. Acısını hâlâ duy - duğu hıçkırığın nereden geldiğini araş « tırırken: — Çiçeklerim.. çiçeklerim ( bıçkirıyor! -diye. yerinden kalkarak taraçaya çıktı. bilmediği ince ve kasvetli bir yağmur ser. peliyordu. Sevimli çiçeklerinin hepsi soL gun küçük cesedler halinde topraklara karışmışlardı.. Kendisi gibi coşkun bir sevda yaşıyan pembe gölüne baktı, Zi - valı küçük goncanın, açılmış taze yap. rekları uşuk bir renge bürünmüş ve ya. rısı fidanın dibine dökülmüştü. Sarmaşı. ğı aradı, O, şimdi yeni tomurcuklanan ta. ze bir goncaya sarılmak için uzanıyordu. Jale fidanın dibinde ıslanan kuru gül yaprak? rma gö rken ihtiyar kanarya, gene güneş açar, gene Mayıs renk saçar, gene aşklar coşar» şarkısını söylüyordi HEYBELİADADA SATILIK #manda dolaştı. Kendi kendine onun is . mini çağırarak ağladı.. Yanaklarının pem. be gül rengi susuzluktan yanmış bir çiçek gibi soldu, ha taze, «Son Posta» nın edebi romanı: 47 — Bunları düşürme kızım; mademki $eni hakiki bir Giğin yoldan yi Ja seviyor, onu iste - tebilirsin. Görmüyor Üçüncü akşam hicranına dayanamadı. Yuvakı Yazan: GÜZİN DALMEN Nuriye hanım biraz hayretle ona baktı: — Burada uzun zaman durmakla nas Musun, daha şimdiden senin bütün is - İzarı dikkati celbediyoruz; şöyle biraz tediklerini yapıyor. Bize karşı tama -| yürüyelim kızım. mile değişti, o zavallı amele Ahmedin gilesine de muntazaman yardım ediyor. Bunlar hep onun etrafındaki sefalet - leri insani gözlerle görmeğe başladığı - na delâlet eder. Nerime başını salladı: — Bilmem... Filhakika şimdiye ka - dar hiç bir ricamı reddetmedi fakat on- dan, onun tekrar eski zalimliğini alma- sından korkuyorum. — Onu sevmiyor musun Nerime? Hiç beklemediği bu sual genç kızı ha- İifçe titretti fakat hemen cevab ver - di: — Hayır. Zannetmiyorum... Uzun zZâman ona karş: duyduğum nefret his- Nerime yaşlı hanımefendiyi uzun zak man sokak başında ayakta tuttuğu için af dilerken o, hem yürüyor, bem de konuşmakta devam ediyordu: — Ona red cevabı vermenin senin i- çin ne kadar müşkül olacağını hiç dü - şündün mü yavrum? Eğer Feridun bey şayanı kabul bir adam olmasa, herhan- gi bir kusuru olsa, onu bil$tereddüd reddetmek hakkındı; #aket (hal böyle değildir. Bilâkis onun gayet (ciddi ve n8muslu bir adam olduğunu ve karı - sını mes'ud etmek için bütün meziyet- leri haiz olduğunu bizzat kendin itiraf ediyorsun. Maddi faydalara gelince, her ne kadar buma en büyük ehemmiyeli vermek doğru değilse de zengin bir ko- Sile mücadele ettim. Şimdi maziyi U -| canın fakir bir kocaya tercih edileceği Yuttum; bana karşı yaptığı iyilikler İ -İçok tabildir. Bu hususta karşında canlı çin ona minnettarlık duyuyorum... E -İbir misa) var kızım. r zarfında onda çok büyük dan korkmasarı böyle ciddi, malâmet » Nuriye hanım bir dakika durup ken « — Bundan maada, dünyada yabyal - UCUZ ARSA İskeleye 5 dakika mesafede Kuyubaşı 80 - kağında 85 arşınlık arsa gayet ucuz fiatla Satılıktır. Müracaat: Mekki Haker Divan » yalı No, 67. Telefon: 22055 mak için ımı kazdnmağa mecbur olacağın şüpbesizdir. Bu takdir de de güzel bir kız için çalışmanın çok bü - yük tehlikeler & yaratabileceğini sana hatırlatmağı bir vazife bilirim. Genç kız düşünceli tavırla başını sal. ladı: — Evet; onu reddedersem bir dâkika bile burada kalamam. — Dahası var: Onun gibi mağrur bir adam, kendisine izdivaç teklif ettiği bir kızın onun aşkını ve onun Karısı olmak şerefini reddetmesini çok güçlükle af - fedecektir. Bahusus ki bu kız, küçük - tenberi evinde büyüyüp yaşattığı biri- sİ olursa... Evet, bu vaziyet senin ya - şında ve senin mevkiinde bir kız için hakikaten pek güç olacak... Konuşmadan bir iki adım yürüdük «- ten sonra Nerime endişeli gözlerini Nu riye hanıma doğru kaldırdı: — Sizin fikrinizce onu kabul edeyim mi efendim? — Böyle nazik bir mesele hakkında sana kat'i bir cevab vermeğe pek cesa- ret edemiyorum kızım. Eğer benim Ne- jadım daha ciddi bir çocuk olsa ve a - damakıll; bir iş sahibi bulunsaydı, se - nin Feridun beyi sevmediğini görünce bilâtereddüd sana: «Nejadla evlen; hiç olmazsa onu İyice tanıyor ve onun iyi bir adam olduğunu biliyorsun.» der - dim. Fakat, kendi oğlum olduğu halde on# emniyet etmediğin için sana hak veriyorum Nerime. Hakikaten (Nejağ lik oldu ve eğer onun müte-.İdi hayatını düşündükten sonra devam havat bir çocuktur ve henüz Kend'sine zım ve mağrur huyun» | etti; 1 bir istikbal yapmaktan pek uzaktır. Nerime, kondi oğlu hakkınön bile Sa İ, yakışıklı ve zengin bir adamla ev » | nızsın Nerime. Feridun beyi reddettiğin | derece dürüst bir mufhinkeme yürüten lenmekten pek memnun kalabaktım. takdirde buradan ayrılmağa ve yaşa - ve kendisini bu derece büyük bir şel - Bulotlü bir gündü. Ne zaman başladığını | 1 toplıyarak solgun dudakla. |“ GAZ Mide için her yemkten sonra 1-2 SATIŞ YERLERİ: Ankara katle seven bu candan kadının ellerini tutardk öpmeklen kendisini menede - medi. — Onu müteessir ettiğim için ne ka- İdar üzüldüğümü bilemezsiniz efendim, Nejadı ben hakiki bir ağabey gibi se - viyorum fakat, sizin söylediğiniz gibi, onu reddetmekten başka bir şey yapa - mazdım. — Haklısın kızım. Sana karşı olan bütün sevgisine rağmen havalliği yü - zünden seni mes'ud etmesine imkin yoktu. Ben oğlumu tanırım. Binaena - leyh onun çok meyus olduğunu göre - rek kalbim parçalansa da gene senin gibi bir kızı ateşe yakmdk O istemem. Hattâ kendisi bile sana lâyık olmaktan çok uzak olduğunu takdir ediyor. Nerime bu saf kalbli ananın ellerini tuttu. — Dün de bilmünesebe Feridun be - ye dediğim gibi; hiç olmazsa Nejad da sizin hepiniz gibi iyi kalbli ve namuslu bir çocuktur. — Dün onunla bizim hakkımızda mi konuştun? — Bana sorduğu bir suale karşı ken- disine Nejadın bana izdivac teklif etti - gini söylemeğe mecbur oldum. — O kendi teklifini yapmadan evvel mi? — Bevet. — Ne dedi” — Nejadın benim için iyi bir koca o- Tamıyacağını, bana beni himaye ede - cek bir adam lâzım olduğunu söyledi. — Onun gidi... Doğru.. mantıkla dü- şünecek olursak Teridanun çok mezi - yeti bir adam olduğunu itiraf etmiye mecbur kalırız. Bunun için ona cevab)” v İŞTİHASIZLIK - HAZIMSIZ- LIK - ŞİŞKİNLİK - BULANTI. - SANCI - MİDE BO- ZUKLUĞU - DİL - BARSAK ATALETİ - İNKIBAZ - y ve bütün mide ve barsak rahatsızlıklarına karşı HASAN MEYVA ÖZÜ kullanınız. ve müshil için her sabah veya gece yatarken aç karnına 1-2 şığı yarım bardak su içinde köpürterek İçmelidir. Avrupa ve bilhassa İngiliz meyva tuzlarından duha yüksek olduğu sabittir. Buna rağmen Avrupa meyva özlerinden beş misli daha HASAN MEYVA ÖZÜ yalnız birtürlü olup şekersizdir va çok köp” Şişe BO iki misli BO Dört misi BO KP Yastık, yatak ve yorganların mutlaka kullanınız. Yazın sıcak havalarda yorgun başınızın serin ve yumuşak yastık ile rahatını temin eder, Kuştüyü yorgan, şilte ve yastık fintlarında mühim tenzilat yapılö” (1) liraya alacağınız bir kuştüyü yastık bu ucuzluğu İsbala ADRES: İstanbul Çakmakçılarda Sandalyacılar sokak kuştüyü Mallar Pazarınd Haziran Hasan Gazoz Özü a e e ii SIKINTI - SİNİR gs” tatlı kaşığı yarım bardak su “.ş go ağ MEYVA kariyi” vena” HASAN e kati. a ve Beyoğlunda Sümer Bank ai vermeden uzun uzun düşünmeni ye ederim kızım. Ona ne an GÜ vereceksin? past” — Bir hafta sonra demiştim. vakte kadar bekliyeceğini rum. e — Sava bir sual daha soracağı e ri: Orun seni cidden sevdiğin” © misin? gelincik gibi kızardı. — Evet. gi "Yaşlı hanım tatlı pazarlarla on dü. wv — Sen çok cazib bir kızsın Ni Feridunun yalnız sana olan dolayı bu derece değiştiğine Bu seböblen onun üzerinde he müessir olacağını ümid vii Haydi yavrum, ben şimdi ee İŞ Biraz daha durursam çocuklar ” meğinde aç kalırlar. Allaha şekerim; Allah bafekında versin! — Teşekkür ederim efendim vi sizden rica ederim, henüz ortağ” 0 bir şey olmadığı için bu mesleği kilere söylemeyin. — Merak etme çocuğum.» o öy Bir adım attıktan sonra tw dü: s — Feridun bey tamirat hakkınd n4 bir şey söylemedi mi? — Hayır, hiç bir şey demedi" — İnşallah unutmamıştır. — Unutmadığına emin ola! fakat fırsat düşerse ben gene tırlatırım.”” varki öf) önline MEZE e İz SEFP.ŞEPF, were SEZ 2 8 EEEEGSZE. öy