Tl 7 A 7, : RMA e an e gPi Yeni müttefikimiz Türkiye Cümhuriyeti İngilterenin nim resmi gazetesi eğ YOU Dİ Em de İle * Çıkan şayanı dikkat bir makale göçen Son yi " izlerle . çe kiye “Türkiye Yakımşark İst Şe griye yel rarının anahtarı demektir. pitalistler, Rum kâ - ie alen Böyle bir memlekette azim- Her. Hmm e all. Seleme 1 Kâr, cesur, âkil bir milletin köy ve asker kalan "Türk; itaatin ve zah « met çekmenin ne ci- duğuru” öğrendi. A - tatürkü emredince €- linden sapanını bi » râktı, şimendiferci ol yaşadığını ve © milletin birinci sınif bir devlet adamı üstüne tarafından idare edildiğini düşünmek insana ferahlık veren bir hakikattir. ,, a a i göhminlerini boşa çıkardı. | Onda hepsini başaracık kabiliye: ver. İlönüng, <evisler; bir zaman. da.) Mil programın, ecnebi idarelerdeki ki söylediğini yapamıyaca -| demiryollarını satın alıp bir Türk sisle- ileri çin, arasında bariz farklar mi halinde toplamaya aid maddesi he - rdüler, Türkiye Atatür -İ men hemen tamamlanmak üzere... Tür - in teşvikine muh-| kiye 15 sene gibi kısa bir ozaman içinde bazı dağdır. soyak idaresi için he-| bütün büyük şehirleri birbirine bağlayan » dediler, Fakat aradan | hatlarla kaplanmıştır. Şarka İran ve Jra- taç çi VE Bazik idarenin de| ka doğru da iki mühim yol uzatmaktadır. Sahi i ağa ayni demirden ka * iş İS gene ç ÇAğUMN gördüler. Bugün| Dahili siyasetinde bu kadar büyük bir iŞ ski huzur ve sükünu i -) istikrara ulaşan bir millet ileri bir ha - tı va en Ölümü y Bici siyaseti benimseyecek vaziyette bu- Memek Bibi bir hâdiseyi baş- | lunuyor demektir. Türkiye 1933 denberi ermez, Türki bu kadar sarsıntısız ge-| Balkan Antantnın en mühim (rüknü, ban zen üs, öteki devletlere) 1937 denberi de, İran, Irak, Afganistan bedeş, ÖDlüğü şurada: Şefinin| Ortaşark Paktının en mühim ömili oldu. Yurdu, yürüdüğünü biliyor, Asa | Fakat beynelmilel sahada bu muvaffa - bir şapı, di kendini yaşatabilen | kiyetten elde ettiği ehemmiyet, 1936 da tay, , 4 memleketi haline ulaş- *öinm FE 77 Ni 7 a ği ğ x 4 Ji / » hiç içindi, Onun elinde mem -'hır, bildiği için İhlikeye sürüklermi Habeş harbi «Milletler Cemiyeti> nin Yarma cuz korkulara ka - silâhsız milletleri koruyamıyacağını; Al Ayni İnanja Sen İsmet * İnönü -|manların Ren havzannı işgali de asker - va arkasından yürüdü. Büzü, İkten tecrid edilmiş muntakaların uzun » Türkiy, yoç ün inkar hemen bütün enerjisi - müddet muhafaza olunamıyacağımı gös - na hasretmiş bulunu - E termişti. Türkiye davasını öyle idare et- > Hu ef my larin dışımda istediği biricik ti ki kimse hayır diyemedi. t Progr. Şimdi Karadeniz ve Çanakkale kıyıla- *"kân very ili huzur içinde tatbi- > hür, Erecek Şi ,, vETecE) z rındaki yeni tahkimatı (He stratejik ve yi ibaret, uzun bir Avrupa sul - 74 #İE diplomatik nüfuzu bir kat daha (artmış ta, Zahire ihr, Din tabil kaynakları | bulunuyor. nd bütü, < ediyor. Anadolu yay -| memlekete yetecek et dan geçen harb gemilerini, yalnız halinde değil, kendini harb tehlikesi i çinde hissettiM zamanlarda oda, kontrol etmek Türkiyenin ohakkıdır. Bu, onun doştluğunu Akdeniz ve Karadeniz mem- leketleri için pek kıymetli bir hale koy - muştur. Sade bu değil, Petrol - hacmi ve ağır- lığı yüzünden - imkân dairesinde dalma denizden taşınır. Montreux anlaşması Ru men ve Rus petrollerinin (yolunu Türk silâhlarının hükmü altına vermiştir. Bu silâhları kullanacak ordu, iyi techiz e - dilmiş, güvenilir bir kuvvettir. Türk, yük sek bir asker olduğunu her fırsatla gös“ terdi. Bugünkü Cümhuriyetini de kendi kuvvetile yaratmıştır. (Zaten "Türkiyede sharb» dediniz mi akla büyük harb de - ğil 1921 - 22 İstiklâl Harbi gelir) Türkler donanma ve hava kuvvetle - > rinden az bahsediyorlar. Fakat son sene- ber trenle memleketin en |lerin bütçesinde ikisinin de mühim bir yer İrem bile, es. | tuttuğu görüldü. Donanmanın elinde sa- Ür. Şurada çel filiz ver-İyısz denecek kadar çok emin liman var. rgdan Zel -İ Anadolu sahilleri gibi girisi çıkıntı lıklar deniz k Seyi makinelerle doldu. |bol bir sahilin donanmam küçük de olsa İngiliz toprak kazma ma, | bir kiymet ifade eder. vom ber tecrübeli milletin | Şu halde Yeni Türkiye | kurulalıberi haya tren «mek istiyorlar, dostluğunun neden o kadar çok arandı - Yol Ankaraya girerken ya! ğına şaşmamak lâzım. Bu dostluğu ara - zmir ve Ce; p eri nub meyvasi» bayan başka geliyor. Madı ihtiyacına yetecek a be eze bab olmak gibi be p Köye Ocaklarına, SAibi. » Karadenizdeki çikan dan mlhim © mitarda tün dünyay: on”; hyaya ihraçi lu p. ki bal, Benay işin m: la Ve mağnezyomu da Renge 0) Ye pamuk ihra mi yetecek kadar ipek bilir. Petrol çı - va Kakaslarla TRomunya ve » Demüria kavsinin üzerinde bu- Dalabiği, ge birini kendi top - : » Eksiği © yalnız Tâstikle f WE f. Şeker, kâğıd, çimento fabı i ri hayli emektedir. Ml çelik, de ia gayi 2! bitmek üzeredir. Bun , li i 1 san'at hayatı henüz KİN bera ÇEESELIŞİIİ e Vİ 4 1147 id - Mir ve im milletin sem «| yanların başında Ruzya gelir. İki devlet Mine G büyük füsununu Büyük Harb sonunda möstefikleri tara" Sai pen alan İstanbulun ak ki, alm Phir, büyük öl fından 78 “Öze dür, Onun Tür - | artik Türkiye münhamran bir tarafa gü- la Müzigi zden şüphesi olanlar | venmek lüzumunu duymuyor, tin tarihini düşünsün -| Rusyadan sonra Almanya (gelmekte - «.. Türk milleti ayni inanla İsmet İnönünün de arkasından yürümektedir.» kanların istihsal maddelerini dünya piyâ- sasından az daha yüksek fiatlarla, kredi ile ve Alman malları mukabilinde satın almak esasına dayanan— Doktor Schacht plânil 1936 da son hadde varmıştı. Türk siyase- tine tesir etmesinden korkuluyordu. Eski ecnebi tahekkümünü hatırletan her şe - ye karşı çok hassas davranan Türkler, Alman gayesini diğer hükümetlerle eko nomik münassbetlerle girişmek suretile önlediler. 1936 danberi hergün biraz daha inki - gaf eden Türk - İngiliz yaklaşması bu ak- sölâmelin ilk neticesidir. Türkler gerek İ İngilizlerin tarzı hareketini beğendikleri, Karadeniz. boğazlarını tahkim haklımdan | gerek istedikleri uzun sulh devresini İn- işti. Türk milleti onün İ kazandığı kıymetin yanmda sönük ka -| gilterenin izinde bulacakları, bildikleri için bu yakınlığı benimseyorlar. İki taraf da, son senelerde karşılıklı iyi niyetlerini bir çok münasebetlerde göster diler. Edvard VITI Türkiyede büyük bir sa- mimiyetle karşılandı. Bir İngiliz mühen - çildi. Türk demir » çelik fabrikalarını kur ma işi (3) milyon liraya Brassett İngiliz şirketine verildi. Ve bu iyi münasebetler geçen Mayısta İngilterenin Türkiyeye 1 milyon liralık istikrazile en yüksek öe » recesini buldu. Bununla beraber hiç bir devletin tesi- rine girmemeye ahdetmiş olan Türkiye müvazeneyi temin maksadile Alma: le olan mukavelesini yeniledi. Birincite rinde Dr, Funk'la gene askeri ve sınai kişafa harernmak üzere 12,5 milyon lira- hık bir istikraz imzaladı. Bu yüzden mem- lekete daha fazla Alman malı girmesine müsaade etmekle Türkiye bir tarafa te - mayülünden ziyade her fırsattan istifade etmek arzusunu gösteriyordu. o Bununla beraber, Alman tesirinden kaçınmak üze. re evvelce aldığı vaziyet sebebile 1997 de epeyce düşmüş olan Alman ticareti 1938 de Türk piyasasının yüzde yirmi - sinden fazlaya yükseldi. Türkiyenin Rusya ie uzun vadeli itti- fakın yukarıda söyledik. £ İtalyaya buna benzer hiç bir his duymadığı için Asya ve Yakınşarktaki etarihf vazife, lerinden bahseden İtalyanlara infal besliyor. Ve İtalyan harb plânına Anadoludan bir par çanın katıldığını unutmadığı gibi gahille- rinden görünen adalar da İtalyan topla - rını, İtalyan tayyarelerini sezmekten de hoşlanmıyor. * 'Tekmil gayretini dahili inkişafa veren Türkiye; Yakınşark istikrarının anahtarı demektir. Böyle bir memlekette âzimkâr, cesur, âkil bir milletin o yaşadığını ve o milletin birinci sımf bir devlet adamı ta- rafından idare edildiğini düşünmek insa - na ferahlık veren bir hakikattir. Türkler size fabrikalarını gezdirdikleri vakit: «Daha şimdilik bir şey degil, on se- ne, yirmi sene sonra görün. diyorlar, Av- rupanın garbında kim istikbale bu kadar güvenle bakabilir? Çeviren: Neyyir Kemal dir. Almanya; Türk piyasasına —Bal “| hükim olmak istedi. Bu teşebbüs| dis grupü Nafıa işlerinde müşavirliğe s€-| Sayia 7? İspanya, mihver devletlerile birlikte hareket edecek mi? YAZAN Emekli General «Bon Postas nim İspanya iç harbine General (o Franko - nun saflarında iştirak etmiş olan Alman gönüllülerinin çoğu memleketlerine dön“ mek için İspanya sularından hareket et- tiler, Balear adaları tahliye olunmuştur. Vatanlarına avdet etmek (üzere Kaiks dolaylarında toplanmış olan 22.000 kadar İtalyan gönüllüsü de hareket etmek Üze- redirler, Bunlar gösteriyor ki İspanyada barış avdet elmiş ve Cebelüttarık'ın zaptı, Sep te boğazının kapatılması veya bu yoldan Fransız Fasıma doğru bir akın tasavvuru gidi pek yakın bir zamanda dünya bası - tunı hayli bir faaliyetle çalıştırıp uğraş - tırmış olan Batı Akdenizn eniniyetini muhil şayialar icra kabiliyeti olmıyan bi- rer İaraziye mahiyetinden ileri gideme - mişlerdir. Filvaki gerek İspanya iş harbi General | Prankonun kat'i zaferile (bitmek üzere olduğu günlerde ve gerek (daha sonra İberya yarım adasındaki vaziyeti tahlil ederken General Frankonun (üç seneye yakın ve çok çetin bir ig harbinde fazla kanamış. harb ve fakr düşmüş İolan (o İspanyayı tamır o ve kaldır - mak için me Cebelâitarıs ozap- ia ve nede bu boğan aşarak Af- rikada yeni bir fütuhata muhtaç olma - dığını, ona lâzım olan en birinci şeyin u- zun bir barış olduğunu ve onun bu ba - kikati tamamile kavrayacak en iyi bir mevkide bulunduğunu icab ettikçe yaz - mıştık. Gerçi, General Frânkonun, zafe - ri müteakib, İspanya iç harbinin devamın ca kendisine yardım etmiş ve kat'i zafe - rin onun tarafında kalmasına büyük fay- daları dokunmuş olan devletleri unutma- masi da gerekti Bunun için İspanyanın 24 İkincikânun 1989 O İspanyol - Alman kültürel £ 1edesini ini, 77 Mart ta, İspanya tarafından formüle edilmiş 0- İan, antikomintern paktına (girdiğini, 8 Mayıs beyannamesile Milletler Cemiye - tinden çekildiğini, yakında İtalya ve Al - manyaya askeri heyetler, ve 4 Haziranda İRomada yapılacak olan bir geçid resmine bir tabur göndermeğe muvafakat ettiğini görürüz ki, bütün bunlar nasyoralist İs * panyanın kendisine en müşkül günlerde yardım etmiş olanları ounulmadığına ve onlarla samimi münasebetler muhafaza ettiğine birer delildirler. Fakst bunlarla İspanyanın Roma - Ber “İlin siyasi ve askeri #tifakma £ katışması arasında ehemmiyetli bir fark vardır ve General Frankonun İspanyayı böyle bir ittifakın muzlüm olabilecek (o Akibetlörine sürüklemek istemediği görülmektedir. Bunda İngilterenin ve hususile Fra sanın dış siyasetlerinin tesirleri yok de - ğildir. Büyük Harbden sonra gerek dal - dıkları gevşeklik ve gerek iç anlağama - mazlıkları yüzünden muvakkat bir as - keri ve siyasi zâfa düşm bu iki bü - yük demokrat devletin birkaç senedenbe- ri bir taraftan kalkınıp kuvvetlenmeğe çalışırken diğer cihetten, kendileri &çin bin bir tehlike ve güçlüklerle dolu bey - nelmilel siyaset alanında (gösterdikleri uzak gören ve olgun politika cidden tak- dire sezadır. Bu cümleden olarak Fransa, komşusu İspanyadaki iç harble, her ne kadar hükümetçilerin ( taraftarı olarak, bir an bile alâkalı olmaktan geri kalma- dığı gibi nasyonallstlerin zaferi tahakkuk eder etmez de, en büyük Mareşali ve Ge- nerâl Frankonun vaktile hocası olan (Pötain) i oraya göndermekte tereddüi etmemişti. Fransanın bugün İspanyada, büyük bir faaliyet ve dirayetle, takib ettiği si - yaset kendisi ile yeni nasyonalist İspanya arasında mütekabil dostluk, samimiyet ve itimad üzerine müesses yeni bir münase- bet tesis etmek ve bu suretle bu memle-|bir an evvel H. Emir Erkilet askeri muharriri General Franko lışılmış ve çalışılmaktadır. Meselâ bugün Fransada bulunup eski İspanya hükü * metine aid olan silâhlarla bunların atım- ları, nakil vasıtaları, gemiler, Fransa bankasında bir istikraz garantisi (olarak mahfuz altınlar we Üh.. bir çok şeyler ge ri verilmektedir. Yalnız hâlen Fransada, henüz iadeleri meselesi hallolunamıyun, 409 bin kadır İspanyol mültecisi vardır ki bunların ia“ şe ve bakımı Fransaya büyük bir yük ol- iduğu nisbette General Franko bunların İİspanyaya celbi hususunda hiç acele et - İmemektedir. | Generalin bu hususta ağır davranışı - İnın sebebi de anlaşılan muallâk mesele- lerin biran evvel halli için Fransaya taz- yik yapmaktır. Diğer cihetten İngilterenin de Portekiz ile olan eski ittifakını tazelediğini görü » yoruz. Bu ittifakın bir manası Akdenizin Batı kapısının, yani Septe boğazının dış taraftan emniyet altına alınmasıdır, Fil - hakika (Lizbon - Asar - Mader) sevkül- ceyş müsellesi hem Akdenizin bat, kapı- sını, hem de Afrikanın Atlas sahilleri bo- yunca giden İngiliz ve Fransız denizyol * İlarını kontrol ederler. Netice olarak görülüyor ki Türk - İn - giliz ve derdest olan Türk - Fransız an - İlaşmaları doğu Akdenizde nasıl bir em - niyet havası yarattıysa General Franko - nun makul ve vatansever siyaseti ile be- raber İngiltere ve Fransanın İspanya ya- rımadasında takib ettikleri tahanımü! ve dostluk politikası Batı (o Akdenizde ayni şeyi yapmaktadırlar, Çünkü bu iki büyük devlet Türkiyenin Doğu Akdeniz barışı » nin anahtarı olduğunu (o anladıklan gibi İspanya ile Portekizin (Batı Akdenizde sulh ve emniyetin temel ayakları olduk- larını vaktinde kavramışlardır. Bir ayda 375,000 kilo yapak satıldı Sovyetler yeniden mühim miktarda ya» pak angajmanına girişmişlerdir Bu miktarın 1200 ton kadar olduğu söy- lenmektedir. Trakya malları 65, İzmir mıntakası malları 60, orta Anadolu mal ları 58 kuruştan satılmıştır. Evvelce a - çığa satış yapmış olan birçok firmalar bu sene yerli fabrikaların ve dış piyssa- ların fazla miktarda yapek mübayaa et meğe başlamaları üzerine tsshhüdlerini tamamlamak için istihsal ketin bir harbde Berlin - Roma mihve -| mıntakalarından mal mübayan etmek za- ri saflarına iltihakını menetmektir. Çün- kü Fransa, bir harbde, İspanya cihetinde tedafü! dahi olsa da, bir cephe tesis etmek istemiyecektir. Bunun için arada mev - cud ve sabık Katalonyadaki hükümetçi ordunun Fransaya İticası keyfiyelinden, eski İspanya hükümetine ald gemilerden ve Fransada rehin olarak mahfuz altın - lardan çıkanış bazı ihtilâfların haline ça- ruretini hissetmişlerdir. Piyasada geçen seneden stok kalmamış gibidir. Geçen sene bu mevsimde 43-45 kuru » şa olan Anadolu cinsi yapaklar 52-53 ku ruşa, Trakya malları 58 kuruş iken 62.63 kuruşa, Mayıs ayı içinde İstanbul piya - sasında satılan yapak miktarı 375,000 ki” loyu bulmuştur,