lem ii Ni . Tane gm een / i | gir32 2? Sayfa Hergün Sanayileşme Hareketimizde ikinct Bir hamle lüzumu Yazan! Muhittin Birgen ürkiyenin devlet, siyaset ve ik- T tısad cihazlarının en yüksek teşkilâtında vukua gölen değişmeler ne - ticesi olarak, sanay! hayatımızın umumi meseleleri Üzerinde bir durup düşünme, tetkik ve mürakabe, sonra da elde edile- cek kanaatlere göre yeni kararlar verme devri açılmış oldu. Böyle bir devrin açılmış olması gayet tabii, hem de gaye: lüzumlu ve faydah idi. Ferdler gibi, cemiyetler ve milletler ve bunların en yüksek teşki - Mtları olan devletler de, zamar zaman durup düşünmeğe, giriştikleri işlerde ve tuttukları yollarda #lerden kalkıp ne- relere geldiklerini tetkike muhtaçtırlar. Şimdiy kadar bu hususta hükümet ta- rafından bir takım tetkikler yapılmış ol makla berabr bu tetkikler elin devam e- diyor. Nitikim, milli muhitimizde bu me - sele etrafındaki fikirlerini ve duygula - rını şimdiye kadar muhtelif şekillerde 42 har etmiştir. Gerek halk arasından gelen sesleri dinliyerek, gerek hükümetçe ya- pılan tetkiklerin bugünkü derece ve saf. haları üzerinde durarak; arlık bu bahis üzerinde bir takım umum! fikirler edin. mek kabildir. Biz de bugünlerde bu mese lelerNf meşgul olmak istiyoruz. * Evvelâ şu umumi noktalar üzerinde 1#- rar edelim: Bir memleketin iktısad hayatına isti - kamet vermek, daha doğrusu iktısadi te- kâmül stadında çok geri kalmış bir vata- na adeta iktısadi bir ihtilâ" hareket: yap- tırarak, onu modernn iktısad hayatına #okmak işi, dedikodu denilen ve yalnız karıştırıp bulandırmasın: bilen anonim fesadcının elile yapılamaz. Her gey, tet- kike ve hesaba göre tanzim edilmedikçe, her karar, kat'i malümlera istinad etti - tilmedikçe sarfedilecek faaliyetten yal - nız perişanlık ve bozgunluk çkar, Aynl zamanda bu iş, mütehassıs olmıyan in - sanların rastgele edindikleri ve söyleyip gezdikleri #ikirlerle de idare edilemez. Buna sözün ayağa düşmesi derler, Üçün- cü derecede, şunu iyi bilmek mecburi « yetindeyiz ki Türkiye gibi, bu nevi işler. de her cinsten bilgi ve ihtisas itibarile çok. geri kalmış olan bir memlekette yeni bir İktışadi devir açma işi, ne hatasız, ne - rafsız, ne de az para İle yapılabilir. Bundan on Ik; senc evvel memlekette yeni sınai bir harekci uyandırmıya teşeb- büs ettiğimiz sıralarda, bu işlerin tam manasile cahili id'k. Bundan dolayı ben devletin sınai işlere mümkün mertebe âz müdahale etmesi fikrinde idim. Bugün memnuniyetle itiraf etmeğe mecburum Ki devlet, sınal işlere vaki olan müda - haleleri esnasında, hattâ bazan çok :leri gitmiş olmasına rağmen, benim tasavvur ettiğim derecede mühim hâtâlara düşme. miş, bu bakımdan, benim endişelerimi tekzib etiniştir. Bununla beraber, hata. Jarı yok mu? Eski tabırile, tümen tümen! Fakat, bu hatalardan dolayı işlen vaz mı geçelim? Hayır, modern iş hayatı bakı » mından nazari bilgisi fevkalâde az, ame. H ihtısastan külliyen mahrum bir nem - leket, eğer kendis'ni dünyanın gidişine uydurmak zaruretini anlıyorsa sade bu anlayıştaki sevabı kâfidir. Bu anlayışı tatbikata geçirmek teşebbüsleri (o baştan başa da hata olsa - ki çok şükür o vazi - yette değiliz - gene bu teşebbüslere gi - Tişecekti. Her sevab bir takım hatalar ü- zerine kurulur ve bü hataların neticesi olur. Bilgi ve ihtisas denilen şeylerin ik- tişabı için başka milletler asırlarca çalış- muşlar, hesabsız hatalar yapmışla- ve İs- raflara düşmüşlerdir. Biz bugün hazıra konuyoruz, yaptığımız hatalar, düştüğü- müz israflar, yaptığımız işlere göre bizi Ümideizliğe düşürebilecek dereceden çok uzaktır. İsraf bahsine gelinen, esefle görüyo - rum ki bu noktada memlekette, dahâ 2i- yade, korkunç bir demagoji hâkimdir; muhitin her sahasında kendisini hâreket halinde gördüğüm bu demagoji, arada bir, rastgelenin ağzile feryad eder: «Mil letin mülyonları israf ediliyo, Bu fakir milletin dişinden, tırnağından arttırdığı milyonlar ötekinin berikinin cebini dol - duruyor. Bir takım züppeler şampanya “Devamı 10 uncu sayfada) hem Korkaklık mikratise benzer, görülen | dün *ehlikeleri bu derd ile malâl olanın na mukabil cesaret bir kalkandır, bir mündedir, bizi yıldırımdan korur. Dünyanın ilk ““ İdeal mektebi ,, İskoçyada Edinburgh'ta Kilsyih ma- den mıntakasında 80 bin İngiliz Tirası sarfile, dünyanın en modern mekteble- rinden biri yapılacaktır. Jimnastik şalonile yüzme havuzunun duvarları ieabında güneşin nüfuzunu te- min maksadile müteharrik olacak, bir düğmeye basılır basılmaz yanlara doğru açılacaktır. Her sınıfa hoparlör tertibatı Yapılacak, bu suretle başöğretmen, oda- sından bütün sınıflara ders verebilecek. tir. Sınıfların duvarlarına geyet güzel ve san'at zevkini okşıyacak resimler na- İkışlanacaktır. Mekteb küsabadan 70 metre yükseklikte inşa edilecek, meyilli arazide sedler yapılarak, buürâlarda bah- çeler vücude getirilecektir. Mektebin et- rafını 10 dönümlük bir arazi çevreliye- cek, talebeler burada bahçe işlerile meş. gul olacaklardır. Binaların yüzde 75 i camdan yapılacak, sınıflerin cephesi, fazlaca güneşe maruz kalsınlar diye ce- nuba doğru müteveccih bulunacaktır. Amelf ve iktısadi derslere mahsus, kı- sımda talebeler yemek pişirme, çamaşır yıkama ve daktiloluk öğreneceklerdir. | Eski usul çan, zil ortadan kalkacak, tale- beler bir gremofondan verilen ve hopar- İörle yapılacak olan bir musiki parçasile derslere girecek ve çıkacaklardır. Resimde 10 ay çalışarak mektebin plân- larını hazırlıyan mühendisi o görüyorsu- nuz. İSTER ğil, ne olur ve olmaz? Elimde bulunan dik: İSTER İNAN, Bir arkadaşımız yaz münasebetile bi: köye taşınmak üze. reydi, fakat dün gece kendisini bir sinemada gördük: — Vazgeçtim, diye söylendi, para sarfedecek zaman de- Bir başka dostumuz vardır ki, bilmeyiz, ne sergisi mü - nasebetile Almanyaya gidecekti, Hattâ biz onu çoktan git miş sanıyorduk. Fakat şehir içinde onunla da karşılaşıver- INAN, ve görülmiyen bü- Üzerine çöker, Bu- siperisaika hük- Korkak mısınız? Zayıf veya kuvvet herkes size Lücüm edecek, hayatınız derd ve gaile içinde geçecektir. Bilâkis cesur musunuz? Size hücum eden, taarruza geçen olmâz, kendinizi müdafaa etmek mecburiyet'nde de kalmazsınız hayatınız sükün içinde geçer. gara Hergün bir fıkra / e Hasise göre Ev sahibi misafirlerine sigürz ik. İ ram etmişti. Kibriti çaktı. İki sigarayı £ yaktı, Üçüncüyül yakacağı sırada mi #afirlerden biri: — Üç sigara yakmasana! Dedi, Ev sahibi güldü: — Bu bir lâjtır efendim, bir kibi le üç sigara yakmanın ne uğursuzluğu olabilir? Misafirler arasında bulunan hasls- Biğile meşhur biri söze karıştı: — Öyle bir şey vardır amma, üç sigara için değil... Bir kibritle on iki sigara yaktıktan sonra on üçüncüyü yakmamalıdır. a sihirli Elleriie iyi eden Sefir karısı İngilterönin eski pe Türkiye sefiri Sir George Clerk'ın e g Leydi Clerk, ek lerinin sihirli te masila beş yüzden fazla hastayı iyi etmiştir. Söylendi. gine göre Leydi Clerk'ın, dha faz- la göz ve cild has- talıklarında sa | sı vardır. Paris doktorlarının Leydinif| tatbik ettiği tedavi usullerine inandıkla- rını Pari Snar gazelesi yazıyor. Leydi Clerk, kendisinde başkalarını tedavi etmek kudretini sezer sezmez, bu kudretin; arkadaşlarının ü; > mekle işe başlamıştır. Kocası vazife ica- bı Çekoslovakyada bulunurken, kendisi Mazarike aat ederek, den bahsetmiş, yerli doktorlardan bazı-| larının yardimi ile birçok hastaları iyi etmiştir. Clerk şu şekilde iyi etmiştir; Uyku hâlinde bulunan kıza, ellerile bir takım masajlar yapmakta olan Leydi kabiliyetini hastanın üzerinde toplamış. tır. 9 tedaviden sonra daldığı uykudan uyanan hasta, daha iy! ve berrak gördü. İSTER İ elimde Kalsın! İ getirip getirmeyeceği okuyucu sen: İSTER Üç büyük Şahsiyetin üç oğlu Belemir. ee atmamalıdır. Bazan, dalgınlıkla de rabalıkları bulunan üç İngiliz delikanlısı bugün Londra efkârı umumiyesinin ziya- İdesile alâkasını "Harbi Urmumide bahriye nazırlığı yapan | Kiçnerin yeğeni Lord Kiçner, gene Har. bi Umuminin devamı müddetince, Alman flolarını felce sevkeden amira; Celiko- nuh ve Fransada başkumandanlık eden General Haig'in oğullarıdır. Kiçnerin “yeğeni Kambriç Üniversite. sinde okumakta ve âilenin olan servetini kurtarmak emelile de ka.! İnuni bir muhasib yetişmek sevdasında. | “** Amiral Celfkonun oğlu, babasının. onu denizci yetiştirmek arzusuna rağmen, hiç te bu fikirde değildir. O daha ziyade dip- lomatlığa üzenmektedir. Oksfordda tarih kurslarını takib etmektedir. ise babasırm rinde dene-| mesleğini takib edecektir. Resimde Lord Kiçneri görüyorsun: General Haüig'in oğlu tetlerin-| A mannadan para kaçıran “talihi i3ler,, Merkezleri Londrada olan 13 sergüzeşt- 4: çi genç. her türlü işkence, hapis sezala- Uzağı göremiyen bir genç kızı Leydiİran, hatta ölümü bile göze alarak, Alman mültecilerinin paralarını dışarıya kaçırmaktadırlar, «talihli 13 ler» ismini veren bu şebeke Clerk, tedavi esnasında bütün düşünce|efradı birçok kereler A imanyaya gitmiş. ler, dönüşte hudud memurlarını kandıra. rak birçok mücevherler ve paralar kaçır. mışlardır. Şebeke azasının isimleri giri tutulnaktadır, NANMA!T — Düşündüm, bu zamanda memleket dışına çıkmak, hem de masrafa girmek akıllı işi olmyacak, dedi. Bir gün içinde kimi gördüysek ihtiyatlı bulduk. Terzi - den, hattâ fotoğraf atelyesine kadar herkes yarının endi - şesi içindedir. ve bütün zihinlerde yaz aylarının bir harb Bir ay önce bu endişe bir dereceye kadar muhik görülebilirdi. Fakat bu - gün için tehlikenin mevcud olduğuna biz EN ey endişesi hâkimdir. İNANMA! çekmektedir. Bunlar, darmadağın Almanyadan Kendilerinf Pot inleye Çam devirmeğe dair E Talu ekteblerde talebeye adabı Mi aşeret öğretilmesini Maarif rar altma aldı, Bu kararı da zem! İhep alkışladığımızı hatırlıyorum. ze şüphesiz ki bu iyi bir şey. Cemiyet ka” İde yaşamağa namzed insan yavruli daha Kiçükten, o cemiyetin adabına VR kı? olmaları, ileride mahcubiyetin # ğını duymamâları için şarttır, Ancak, adabı muaşeret dersleri, NE riyeleri adama her şey öğretmez. kimseler tanırım ki, «elendi» dirler. Böyle iken, ya dalgın duklarından, yahud ki patavatsız bir raktere malik bulunduklarımdan; başında pot kırar, çam devirirler, Yaşlı başlı bir aşinaya, yanmda gas karısile tesadüf edip te: — yeri neniz, değil mi? Maşallah, Bİ da büyümüş! ia Sual soranlar.. babasını KAY” berlen biz albâb; isiyae gidip te, bulunarak; — Allah kavuştursun! Diyenler. sakat biz adamın yanınd onun malüliyetile münasebet; olan darbı meseli tekerleyiverenler çoktur. Lâkin bunların içerisinde en çok gems cak olanları, kırdığı potun derhal farki” Ge olup ta, onu tamire kalkışan, ve tikçe bocalıyarık fecaatten fecante SÜ rüklenenlerdir, . A Şair Andelib, bugün ilim âlemimizin &ö kıymetli rükünlei an çök mii terem bir zatin böyle mütemadiyen (88 devirmesinden şikâyetçi Bir gün, beraberce yorlarken, o zatın, kaş ğı tuttu. — Babal Bu kayık neden yapılır? — Tahtadan beyim. Neden olacak? — Ne tahtası? ğ — Çamı Bu çam sözünü işitir işitmez, Anda | arkadaşının kolüna sarıldı, ve: İ — Aman, azizim! dedi; yalvarerım #* na: Bunu devirme! Çürkü bu ötekiler benzemez.. ikimiz da top yoluna gide irin şaka tarzındaki bu fhtarı yabani a haneye gidi çı ile konuşa€i” öyle çamlar, kırılan öyle muazzam poli vardır ki, hakikaten insanı top Yol götürü: indir ki adabı muaşeret dersi” ri almak, cemiyet adamı olabilmek İŞİ kâfi değildi! le Hizar” ve emniyet nin cn büyük örceden kafa ölçü iyice tayin edip kesti mektir. Yeni Börom Kununu Ankara 1! (Hüsust) — Bütçe ene meni yeni bsrem nu Üzerinde inde EE kiklerine devam etmiştir. Lüyihal maddeleri üzerindeki tet mira “pet teşkilât kadroları cetvellerinin müs keresine başlanmıştır. . Lâyiha, önümüzdeki günlerde ui mi hey, ete sevkedilmişti ' loğillere Kra “Brükseli i resmen ziyaret edecek Brüksel VI (AA) — Bela aki nın öğrendiğine göre, İngiltere Ki K Kraliçesi gelecek İkinciteşrinde Tr seli resmen ziyaret edeceklerdir. TAKVİM