| | ii | | 12 Sayfa “Son Posta, Reklâm kurbanı Faik Bercmen yam m mmm ip, Çemdzem £ Piyer Landri, işsizlik ve haylâzliğın! tam manasile hüküm sürdüğü hal civa- rındaki Sent Onore sokağında dünyaya gelmişti. İlk tahsili ona, sütninesi, sokak başlarındaki büyük harflerle yazılı ve ilân afişlerini heceleterek yaptırdı. İşte o tarihten itibaren, Piyerde, afiş denilen bu dörtköşe büyük levhaların üzerinde- ki mavi, sarı, kırmızı ve çeşid çeşid renk- lere karşı bir sempati ve bir yakınlık u- yanmıştı. Bilhassa yazısı bol iri harfli a- fişler pek hoşuna giderdi. İradı ile geçi- nen babası da her akşam gazetesini oku- duktan sonra ilân sayfasını Piyere verir ve onun bu yoldaki tahsilini tamamlardı. Piyer Landri yirmi yaşında öksüz kal- dı. Babâsı ona dolgun bir dünyalık bırak- miştı. Bu vaziyet karşısında çalışmak ih- tiyacını duymıyan Piyer, hodbin bir in- san gibi medeniyetin bütün icadlarından ve şartlarından nefsi azizini iyi yaşatmak kararile bir köşeye çekildi. Babası çalış- muştı. Şimdi o, babasının bıraktığı para. ları, bütün gazetelerin methettiği şeyleri aldrak yiyecek ve dünyadan kâm ala. çaktı, Kendi kendine: «Astımız, medeniyet, ışık ve terakki çağıdır. İnsanların raha! ve mes'ud yaşa- masına çalışan birçok adamlar hergün yeni şeyler keşfetmekle o meşguldürler. Hayatın plân: tamamile çizilmiştir. Asrı. | mizın icab ettirdiği konfor ve huzurlu ha- yatı gözü kapalı olarak kabul etmekten başka yapacak işim yok. Hergün biraz daha ilerliyen şu medeniyetin icabatıma göre hareket eylemek ve yaşamak için akşam, sabah ilân broşürlerini, gazeteleri okumak ve onların tavsiye ettiği şekilde Hareket etmek kâfi, en akıllıca iş bu yol. da giderek huzura kavuşmaktır» diyozdu, 7 O günden sonra gazete ilânları ile afiş. ler Piyer Landrinin hayat anahtarı oldu. Herhangi bir şey hakkında vereceği ka- Tar bu ilân vesairenin rehberliği ile olu-! Yordu. Her sabah dindarane bir huşu ile gazeteleri, ilân broşürlerini açıyor, eli. İinden yesine kadar birbir okuyor, yeni icad ve ihtiralara aid'notları kemali dik. katle bir tarafa kaydediyordu. Öyle, ki evinin içi az bir zamanda gülünç şeylerle dolu br mağaza haline dönmüştü. Terek. Posta» nm edebi romanı: 10 Küçük çocuklarımı büyütmek ve o- kutmak için elimden geleni yaptım, se- nelerce ömrümü tükettim. Şimdi kız- Yarım ev ve yemek işlerinde bana biraz Yardım etmiye başladılar. Zavallı yav- rudaklar hüsnüniyetle © çalışıyorlar amma ne kadar olsa çocukturlar, be- cerebildikleri kadar beceriyorlar. Bütün bunlardan başka, çocukları" mın - Feridden başka- hepsinin baba- Yarı gibi müsikiye meraklı olduklarını, çalgı çalmak ve şarkı söylemekten baş- ka bir şey düşünmediklerini de göz &- münde tutmak lâzımdır. Hatice hanım komşusunun söylediği bu sözleri dikketle dinliyor, bu iyi yü. rekli ve temiz düşünceli insanların, yalnız kendilerine zararı dokunabile- cek olan bu kusurların hoş görmiye çalışıyordu. Reşad bey ailesinin Neri- meye karşı gösterdiği muhabbet ve alâka ve onu eğlendirmek için icad et- tikleri oyun ve eğlencelerden dolayı onlara karşı o kadar büyük minnettar- bk beslemekte idi ki hu sevimli aile İçin fena şeyler düşünmesine imkân yoktu. Esasen, konaktaki fazla ifrat SON POSTA nın Hikâyesi “Mn, kiyatı adım adım takib ederek ihtiyacı|bol yaprak vereceği söylenen ağaçlar için reklâmların delâletile seçip kullan-| kuru bir dal manzavasını muhafaza et dığı şeylerden iftihar ve gurur duyuyor. | mekten ileri gitmediler. Bir reklâm delâ. du. Fakat ne çare!, Mantıkt zannettiği bu | letile adresin; öğrenip bir mimar bulmuş- düşünceleri hergün biraz daha kendini/tu. Bu mmarın kazdığı sarnı; yıkılarak hırpalıyordu. Her şeyin mükemmel git-İaz kalsın Piyer de altında eziliyordu. mesi lâzımken aksi oluyordu. İşte facla| Bununla beraber Piyer Landri hiçbir buradan başladı. Piyer Landri için sıki| inkisara düşmüyor ve facia ile biten fe bir cehennem hayatı başgöstermişti. Bir| Jâketlerin karşısında dudaklarında bir sayfiyede satın aldığı bir arsanın üzerin-| tebessüm sadece bakakalıyordu. İmanı de yaptırdığı köşk yavaş yavaş toprağa| azalacağına bilâkis gittikçe kuvvetleni. gömülmeğe koyulmuştu. Modern esaslara | vor ve «Ne yapalım, diyordu, ilk icad göre yaptırılan bu köşk en hafif bir rüz-| böyledir. yavaş yavaş tekemmül eder ve gârda zangır zangır titriyor. Şiddetli bir) bir gün bu münasebetsizliklerder eser yağmurda her tarafı ekmek ufağı haline | kalmaz. İlân ve reklâmları daha yakın gelyordu. Köşkün içinde yaptırılmış 0-| bir alâka ile takib etmeliyim. Madem, ki lan son sistem şömmeler, dumanı yukarı | sarnıcım yıkıldı; kabahat benim. İlânm çekeceğine içeri veriyor, ortalığı dumana | az bir hararetle tavsiye eltiği bir m'mara boğuyordu. Elektrikli ziller koparırcası. | inşa ettirdiğim için bu âkıbeti beklemeli na çekilmelerine rağmen ses vermemekte | idim. Daha sitayişle reklâm edilen bir inad ediyordu. Helâlsra ise kokudan gir.) mimara yaptırayım da bak ne kadar mü- menin imkânı yoktu. Mobilyaya gelince | kemmel olur! az bir müddet içinde berbad olmuştu. m Hele mekanizmalı bir piyano vardı, kil Zavallı Piyerin sadece ev ve apartima. sasi billâr gibi çıkması lâzımken barbar. | nının uğradığı Akıbetle üzüntüsü bitmi- ların zamanından kalma orgliardan be.) yordu. Asıl belâlısı bizzat şahsı Üzerinde terdi. Bir de gayri kabil, iştial ve yerin.) vükua gelen tahribatı. Sokakta giderken den kımıldatılması mümkünsüz olduğu) elbiseleri çatır çatır çatlıyordu; sanılarak satın alınmış olan bir kasa bir) hepsi ya mevsimin geçmesi veya mağaza. kış gecesi hırsızların sırtına binerek uç.fnın ahara devri gibi hâdiseler yüzünden muştu bile. iin bahçesine dikilen ve (Devami 13 üncü sayfada) Mayıs 5 İnhisarlar Müfettiş Muavinliği Müsabaka İnhisarlar Umum Müdürlüğü Teftiş ka İmtihanı drosunda münhal «125» lira ücretli ki müfettiş muavinliği için 6/6/939 Salı günü saat 10 da Sirkecideki Teftiş Şubesi binasında tahriri bir müsabaka imtihanı icra edilecektir. Bu imtihanda muvaf fak olanlar ayrıca bir de şifaht imtihana tâbi tutulacak ve bu imtihanda da mu. vaffak olanlardan derece itibarile ikisi namzedi olarak kabul edilecektir. «125» er lira ücretle müfettiş muavini Müfettiş muavinliğinde geçecek asgari Iki sene sonunda yapılacak mesleki bir imtihan neticesinde muvaffak olanlar « tirilir. 150, lira ücretli müfettişliğe terfi et İmtihana girebilmek için aranan şartlar : 1 — Hukuk Fakültesinden veya Siyasal Bilgiler okulundan veyahud Yüksek Ticaret ve İktısad mektebinden veya derece ve programlarının bunlara muadil olduğu Maarif Vekâletince kabul edilen ecnebi mektebinden birinden mezua olmak ve memürin kanununun aradığı evsafı haiz olmak, 2 — Fransız, ingiliz ve alman İisanların dan birine «o lişandan türkçeye ve türk- geden o lisana tercüme yapacak derecede » vâkıf bulunmak. 3 — Otuz beş yaşmdan yukarı olmam ak ve fili askerlik hizmetini ikmal etmiğ bulunmak. 4 — Yapılacak idari tahkikat neticesinde müfettiş olabilecek evsafı haiz oldü- ğu anlaşılmak. 5 — Vücudünün seyahat meşakkatlerine mütehammil olduğu hükümet dokte- rundan almacak bir raporla tahakkuk etmek. 6 — Müracaat talihın muhtasar tercüm ej halini de ihtiva etmek üzere kendi el yazısile yazılmış bir istida ile 20/5/9309 Cumartesi günü öğleye kadar yapılacak ve bu istidanın zirinde talib hakkında malümat almabilecek en az iki kimsenin İsim ve muvazzah adresi gösterilecektir. Geç yapılan müracaatlar nazarı itibara alınmaz. Müracaatlar mum Müdürlüğe yapılacaktır. Müracaat istidasına bağlanacak 1 — Mekteb şehadetnamesi, 2 — Nüfus hüviyet cüzdam, 3 — Askerkk vesikası. 4 — Sihhet raporu. İstanbulda U- vesikalar : 5 — Polisten alınacak hüsnühal kâğıdı. 6 — 6aded4,5 Xx 6 eb'adında fotoğraf, imtihan programı : 1 — Maliye: Vasıtalı vergiler ve İnhisarlar, ahkâmı, Muhasebei Umumiye kanunü 2 — İktısad: İstihsal, tedavül, inkisam ve istihlâk. 3 — Meli ve ticari hesab; Falzli hesabı cariler, borsa ve kambiyo muamelâtı. 4 — Hendese satıh ve geçim ölçüleri, 5 — Ticari muhasebe ve usulü defteri 8 — İdare hukuku ve memurin muhakemât kanunları, ceza usulü muhakeme lerinden tahkikat bahsi, memurin suçları hakkında ceza kanunu hüküm- leri, kanunu medeni ve borçlar kanununun mali hükümleri, 7 — Türkiyenin tebif ve fktısadi coğrafyası, inhisarların tarihçesi, 8 — Ecnebi lisanı, İmtihanda muvaffak olabilmek #çin bu derslerin her birinden en az 6 nu- mara almak ve numaralar vasatisi 6,66 yı doldurmak lâzımdır. (3091) günkü — — — — ————— Zonguldak Belediyesinden : Belediyemizce muhtelif eb'adda buz kalıbı alınacaktır. İsteklilerin son fiatla- rile beraber Zonguldak Belediyesine müracaatları ilân olunüu, , > İmak onların nazarında bir ayıb, bir le- |düşünceleri hastalığını hergün biraz kedir. Yarın öbürsü gün kardeşlerimin kapı kapı dolaşıp hususl ders vermele- rine, veya herhangi bir mesleği seçme» lerine pek tabil nazarlarla bakıp bun- df Hacı Osman ailesi için bir küçüklük Yazan: GÜZİN DALMEN £| görmiyecekleri halde, ben, faraza dün- tadı. İlk yanın en meşhur bir şarkıcısı olsam, yi Dn pir gene bunu ailenin üzerine sıçrıyan bir De iri gitgide böyük bir eğlence çamur addetmekten geri kalmıyacak - : lardır. yerine geçiyordu. Nerlmenin gösterdi- Hi gereki ee pek memnun edi -| Nejad bu sözlerinde pek haksız de - yördü. gildi, Süheylâ hanım cidden böyle dü- şünüyordu. Her Pazar günlü Nerime man Nejad şöle e <efa haşır buhü İkBüsbül yuvasısndan döndüğü zaman “ ona sordrdı; — Nerimenin ber şeye istidadı var.) oo ON e ire İN ” e yaptınız? Nasıl vakit geçirdi. gibi... / derecedeki intizam ve samimiyetsizlik- ten sonra, Reşadların dağınıklıkları bazan göze hoş bile görünüyordu. Nuri- ye hanım hem alafranga hem alaturka piyano çalardı. Kocasile tanışmalarına da bu piyano merakı vesile olmuştu. Reşad bey ona husus! ders verdiği es- mada sevişmişler, evlenmişlerdi. Neri. teenin sesinin güzelliği ve piyanoya 0- Jan istiriadı bu musiki meraltısı kadı- nın pek hoşuna gittiği için küçük kıza haftada bir defr Pazar günleri piyano niz? İnşallah gününü şarki ve çalğı ile Demekten kendini alamıyordu. heba etmedin? Nejad Nerimeyi pek seviyor ve yir- mi yaşında olmasına rağmen onunla ve kız kardeşlerile bahçede koşup oy- namaktan, küçük kızlara bin bir eğlen- ce hazırlamaktan geri kalmıyordu. Hil- katen iyi kalbli fakat hoppa bir gençti. Bütün vaktini kemanına ve şarkılarına hasretniişti. Yakında İstanbula gidip konservatunra girmiye niyet ettiği için gününü çelışmakla geçiriyordu. Konservatuara girdikten sonra da bü- — Hayır elendim, bahçede oynadık, gezdik. Nuriye hanımın kendisine piyano ve şerki meşkettiğini, Nejadla Melihanm kendilerine küçük konserler verdikle- rini ve «Bülbül yuvasvndaki bütün bülbüllerin bir ağızdan şarkı söyledik. lerini Süheylâ hanımdan gizlemeği kendisine bir vazife biliyordu *» Aylar geçmiş, kış gelmişti. Hatice tün emeli, yeni açılacak Türk operası- | hanım hergün bir parça daha zayifle- na İntizaren, İstanbul Şehir Operet|diği ve kuvvetten düştüğü için artık heyetine dahil olmaktı. Bir gün bu projelerinden kız kardeş- lerine ve Nerimeye bahsettikten sonra küçük kıza dönmüş, şu sözleri söyle - mişti.: odasından dişarı çıkamıyordu. Iztırabı yalnız maddi değil ayni zamanda ma- nevi idi. Bu evde kendisine yapılan a- ğır muamelelerden, Süheylâ hanımın yaptığı iyiliği hergün başına kakma - sından ve gerek kendisinin gerekse kı- — Sâkın bunlardan konakta bahset- | zının koca konakta bir sığıntıdan baş- meyin... Kendi akrabalarından birisi -İka bir şey addedilmemelerinden muz- nin artist olmasın; hiçbir suretle kabul| tarib oluyordu. ve terviç etmezler ve bize ellerinden Eter müntazam ve !tinalı bir hayat gelen fenalığı yaparlar. Onların nara- geçirmiş olsa ve sıhhatine dikkat ede- rında dünyadaki bütün meslekler mak- bul ve muteberdir, yalnız artistlik| yaşıyabilirdi; müstesnst... Şarkı söylemek, çalğı çal-|ler, bilseydi, belki de daha bir çok seneler fakat gördüğü hakaret- Nerimenin istikbali hakkındaki acı daha arttırıyordu. Bütün bunlar kâfi gelmiyormuş gibi, milyonlar içinde yü- zen bu insanlardan, odasına birkaç per- ça aleş, hasta midesine bir kaşık sıcak Süt istiyecek cesareti de kendinde bu- lamıyordu. Nasıl cesaret edebilsin ki, üşüdüğünden veya yemekleri hazme - demediğinden bahsedecek olsa derhal: — Evinizde kalorifer mi vardı yok- sa dalma kendinizi süt ve yoğurtla mı besliyordunuz? Gibi ağır sunllere muhatab oluyor - du. Bazan kendi kendisine düşümürdü: — Asıl bize eza ve cefa eden Sühey- İâ hanım; oğlunun bizimle meşgul ol- duğu yok; acaba zavallı yavrucağım - dan ona bir defa bahsetsem olur mu? Belki de ona kendimizi, acındırabili - rim? Lâkin Feridun beyin soğuk ve mağ- rur yüzünü, seri gözlerini, lWikayid ta- vırlarım görünce titriyor, bundan vaz geçiyordu. — Hayır, ona mürscaat etmem doğru olmaz; hatta belki de tehlikeli olur; çünkü annesi haber alırsa esasen Ne- rimeye karşı göstermekte olduğu ağır muameleleri büsbütün arttırır, küçük kızıma işkence eder. Bu üzüntülerin! kızından gizlemeğe, içli ve meyüs düşüncelerini ona belli etmemiye bütün kuvvetile gayret etti- ği halde, annesile koyun koyuna yaşa- mış ve daha küçük yaştan büyük bir insan gibi düşünmiye ve hissetmiye a- lışmış olan Nerime bütün bu facisyı anlıyor, annesinin kendisine karşı oy- namıya çalıştığı komediyi o da oyna - yarak kendi üzüntüsünü harice ver - meden hastayı büyük bir ftina ve sev- gile ihata ediyor, eline geçen etiz' mik- tardaki paray: hemen annesinin ihti- yaclarına sitrfediyordu. Hastaya bakarken, onun en ufak iş- lerini bile bizzat görürken o kadar neş'e 4317 ve ümid içinde gibi görünüyordu kl çok defa annesi de buna aldanıyor, kalbinde tatlı bir sevinç duyuyordu. Fakat annesine karşı gösterdiği edi neş'e hakikatte Nerimeyi pek yoruyor ve Pazar günleri öğleden sonra «Bül- bül yuvasına gittiği vakit Nuriye hâ- nımın boynuna sarılarak: — Zavallı anneciğim pek fena; D€ yapayım bilmiyorum... Ah, o kadın isteseydi, anacığımı doktorlar ve il†| larla tedavi eder, onu iyileştirmiy€ gayret ederdi. O kadından nefret edi" yörum Diyerek ağlıyordu. * Ramazanın son günleri çok soğuk İ geçmişli. İzmirde doğup büyüyenler, İböyle devamlı ve miüleessir soğuklar İ nadiren tesadüf ettiklerini söylüyorlaf, | hattâ ender yağan karı bekliyenler bi" Te oluyordu. Arife günü Nerime, gripten muris" rib olan arkadaşlarını sormak için Re” sad beylere gitti. Kapıyı Nejati açmi$ — küçük kızı salona almıştı. Burada Me liha hanım piyano çalıyor ve mi sesile Şöpenin bir bersözünü söylüyor” du. Nerime hemen piyanonun yanın b yaklaşarak genç kadın: dinlemiye Ko” yuldu. O müddet zarfında Nejad, mss nin üstünde duran çaydanlıktan bir çay hazırlıyarak iri bir pfrça keki? birlikte Nerimeye uzattıktan kendisi de bir parça kesip büyük iştiha e yemiye koyuldu. — Enfes bir kek.. Meliha halim İ” © mirden getirdi; böyle lezzetli şeyler Y€” mek bize pek nasib olmadığı için B9İ” ramdan beyrama olsun başımıza talih kuşundan azami derecede deye çalışıyorum. Yaşa halacığım, ss o Gi de olmasan bayram vesilesile bile lerimiz bir pasta çiğnemiyecek! Gülerek yiyor, içiyordu. (Arkan var)