Veminelgaraib Evin erkeği, eve geldiği zaman karı- sına, kızına haber verdi: — Yarın İzmite gideceğim. İsterse - niz sizi de beraber götüreyim. Karısı ve kızı sevindiler: — Ne iyi, ne kadar kalacağız? — Bir işim var, bir hafta sürer zan - nediyorum. Karısına döndü: — Senin yakası kapalı, vardı değil mi? — Var amma o giyilir mi? Hem onu hangi şapkayla giyeyim? i — Şapka giymeyiver. — Baş açık mı gideyim. — Ne münasebet. Baş açık olur mu? Başına bir başörtü örtersin. bir manton — Çok iyi. çok iyi! Karıs! söyledi: — Ben yeni yaptırdığım seyanat x08- tümümü giyerim. Valizime de bir iki rob, bir tuvalet alırım. a Kızı da söyledi: — Terzi bugün benim baharlık ro - bumu verdi. Onun üzerine muşamba - in erieeizi PEN Evin kızile, evin kadınının bakışla - Evin erkeği karısına sordu! |randaz — 6 A ie Acaba delirdi mi? — Senin seyahat (kostümü dediğin en bir ifâde vardı. Evin erkeği: — Ben başıma başörtü mi yola çıkacağım? — Evet! Kızına baktı: — Sen de, dedi. Kapalı bir şey giy - melisin.. amma çok kapalı olacak! Son- ra valizlerinize tuvalet falan sakm koy TAYIRIZ. örtüp, öyle Di ie — Ben ne dersem o olacak, dedi. yor musun sonbaharın ba -| —— peki , pında yaptırmıştım. — İşte o kadar... — Hani şu daracık kostüm değil mi? — Peki, itiraz etmiyoruz amıma, me- — Evet ol rak ettik.. — Göğsü de biraz açık! — Merak mı ettin. — Evet açık. — Kızıma döndü: — Siz bugün çıkan gazeteleri ozu - — Yeni yaptırdığın rob kolsuz mu? İmadmız mı? — Kolsuz tabii. — Okumadık. — Okumadınızsa okuyun! Ana kız bir gazete aldılar ve okudu- lar; «İzmitte açılan müstakil (ressamlar sergisinde teşhir edilen tablolardan çıp lsk olanlar sergiden kaldırtılmış ve a- — Ne demek istiyorsunuz? lâkadarlar mahkemeye verilmiştir.» Hiç. İsmet Hulüsi | Bunları biliyor mu idiniz? | Denizdeki dalgaların Dehşetle dile gelen cesameli sağır kız Fırtınalı havalarda deniz dalgalarının| oAmerikada Nev Jerseyde doğuştan, sa- otuz metre irtifaa çıkmakta olduğu söy -| dır ve dilsiz olan 7 yaşlarında bir çocuk lenir, Yapılan çok eidâi tetkik ve tah - Emme Ear kikler şu neticeyi vermiştir; gelmiş ve: Fırtmaların en müthişinın cereyan €t-| o«— Anne yanıyoruz!.> diye bağırmış tiği cenub denizlerinde bile dalgılarm! tır. Bunu duyan annesi vaziyeti polise boyu hiç bir vakit on allı metreyi tecavüz | haber vermiştir. Yengrı söndükten sonra eylememektedir. Hind Okyanusunda dal-| çocukcağız hüngür hüngür ağlamış; fa- galar 11 metre; Atlantik Okyanusunda 8| kat bir daha konuşamamıştır. metre ve Akdenizde 6 metreyi bulmakta- | Şimdi Amerikan doktorları bu garib dır. hâdiseyi incelemekle meşguldürl. GONÜL İSLER den iki yaş bü tür. Ben hiç evlen- medim, O evlenmiş ve kocasından an- Jaşamamazlık yüzünden ayrılmıştır. Tekrar şu noktayı tasrih edeyim ki, a- ramızda arkadaşlıktan münasebt yoktur. Size diğım bu vaziyet karşısında bana ne akıl verirsiniz?» * — Niye tahit oluyor. * — Baba baharlık bir rob kolsuz olsa ne çikar, bilhassa ben çok gencim. — Sen mi, ne münasebet. o gelinlik çağa gelmiş bir kızsın. Karısı ve kızı şaşırmışlardı. Bir okuyucumun Mektubu Ankaradan M, M. imzalı okuyucu- mun yazdığı mektubu âynen kopya €- diyorum: «Bir genç kadınla tanıştım. Kendi- sile aramızda bir arkadaşlık teessüs etti, Üç ay samimi ve ciddi olarak bir- birimizle konuştuk, kendisile her ci- hetçe anlaşmış bir halde idik. Fakat birdenbire bu genç kadnm benden yüz çevirmeye başladığını hissettim. Bu zehabımda aldanmadığımı hadisat isbat eti. Yavaş yavaş buluşmalarımız seyrekleşti ve nihaye* hiçbir münazaa ve münakaşa neticesi olmıyarak birbi. rimizden uzaklaştık. İrndem çok kuv- 'vetlidir. Ona karşı çok derin hislerle meşbu olduğum halde unutmaya, ken- dimi avutmaya muvaffak oldum Beş aydan fazla bir zaman geçti, Bu arada onu birkâç defa baska bir erke. ğin yanında. gördüm. Hiç tummadığım bir zamanda bu genç kadının bir ziya- retile karşılaştım. Aramızda hiçbir şey olmamış gibi eski ahbablığımız yeni - den canlandı. Bu defa bana eskisinden daha samimi, daha vakımn görünüyor. du. Şimdi benim arzum bu genç kâdın. la evlenmektir. Fakat üç aylık bir ko. 'nuşmadan sonra benimle alâkasını kes. mesini ve sonra başka erkeklerle gürü- nüşünü düşünüyorum, bu beni tered. düde sevkediyor, Ben oldukça tahsil görmüş, hayatımı orta bir şekilde ka. Zanan 26 yaşında bir gencim; o ise ber» Oğlum, Aranızda yaş farkı büyük sayılmaz. Evlilik hayatında kadının erkeklen genç olması gerekse de bu kadar az yaş farkı büyük bir ehemmiyeti haiz de. ğildir. Kadının mazisi hakkında iyi malü- mata sahib misin, yaşayış tarzın ya kından biliyor musun? Nasıl evlendik. lerini, nasıl ayrıldıklarım bu işi iyi bi. lenlerden öğrendin mi? Bu noktaları bir kere tahkik etmelisin. Seninle u- zun zaman bir arkadaş gibi konuştu. una göre senden ayn bülundağu 23: man da yanında gördüğün erkekle de arkadaş gibi konuşmuş olabilir, fakat bu küçük bir #htimaldir. Bu ihtima'in bir hakikat mi, yoksa bir tahminden mi ibaret olduğunu öğrenmek te müm- kündür. Kendisinden öğrenemezsin, fakat, seninle görüşmediği zamanlar. daki vaziyetini onun dostlarından 53. renebilirsin, Bir de şu var ki. birdenbi. re neden senden soğumuş, sonra tek. Tar sana gelmiştir? Onu da bilmen şart tır. Buriları iyice öğrenmezsen, onun. la evlendiğin zaman pek mes'üd ola- cağını sanmıyorum, TEYZE Kadın Köşesi i Fantezi etek - ceket Düz siyah kreple, siyah - beyaz karı - şik emprime krepten.. Emprimenin be - Yaz yuvarlaklarını yanyana dikerek ya- kasına ve ön eteklerine süs diye çekmiş-| ler. İlik düğme yerindeki banda ne renktir dersiniz? Siyahla beyaza en yaraşan ve anları en gösterişli bir hale koyan renk, yani yeşil Bu küçük band göz alan rengile kibar fakat biraz fazla ağır başlı sayılabilecek elbiseye canlılık katıyor. Bu renk taze - liği yalnız başına bir iakımı gençlerin o- lamamaktan kurtarmaya kâfidir. Elbiselerinizi kendiniz | boyayınız Kadın ve erkek elbiseleri o boyayarak İ yepyeni bir hale konulabilir. Bunun için masrafa girip boyaçıya gilmeğe de jü - zum yoktur, Evde kendiniz yapabilirsi - niz. Lâzım olacak şeyler evinizde mutla- ka vardır: 1 — Derinliği genişliğinden fazla (ba- kır, çinko veya alüminyom) bir kab. 2 — Düzgünce iki çubuk. Bunlar, bo « yanacak şeyi kabın içinde karıştırmak ve kurutmak işinde kullanılacaktır, 3 — Büyücek bir çalkalama kabı, 4 — Boyanan şeyi kurutmak için üstü | örtü ile örtülü bir masa veya geniş düz! bir tahta. 5 — Elleri korumak için kauçuk bir el diven, TEMİZLEME İŞİ: 1 — Boyamadan evvel elbisenir. sökü «| lebilen her yerini sökmetidir. Her kadın bilmelidir Öksürüğe karşı; İki üç gram meyan- kökünü bir çay fincan: sütte kaynatıp akşam yatarken içiniz. * Boğmaca öksürüğüne karşı: Yirmi beş gram çiğ kahveyi temiz bezden bir torbaya koyup bir bardak su icinde on iki saat ıslatınız. Sonra torbakı çıka- rmnız. Sudan Saatte bir çorba kaşığı go- cuğa içiriniz. Holivudun boğaz düşkünü. yıldızları kimlerdir? ” in | Şarlo mükemmel bir aşçıdır, çok leziz yemekler yapar, Marlen Dietrich vitamini kavvetli olmıyan yemekleri yemez. Greta Garbo daima bir Avrapalı gibi iyi yemek seçer. Mac West tam manasile bir aburdur. Boğazma düşkün yıldızlardan bir kaçı: Loretta Young, Greta Gurbo, Holivudun meşhur şahsiyetlerinden biri de hiç şüphesiz Pearl Karisen'dir. Bu zat uzun senler Los Anceleste «Brown! Derbys adındaki moşbur lokantasında aş- çibaşılık etmiştir. Şimdi tekaüde çekik miştir. Ekser vakitlerini sinema san'at - kârları arasında geç'rir ve sinema yıldız- ları da ona karşı büyük bir sevgi taşır. Jar. Yapacakları yemekler hakkında sık sık fikrini alırlar, Peârl Karlsen edinmiş olduğu tecrübe- lere, san'at âleminde geçirdiği macerala- ra İstinaden batiratını yazmağı obaşla- mıştır, Sinema san'atkârlarının en zayıf noktalarından biri olan «aç gözlülükleri» hakkında epeyce malümata sahib bulu- nan bu adamın hatıratı herhalde entere- san olacaktır, Bir Amerikan muharriri Pearl Karlsene müracaat ederek hatıratı hakkında malü- mat istemiştir. Karisen demiştir ki: «— Evet, hatıratımı neşretmek üzere- yim. Fakat mesele hâtırata göre bir «salça» uydurmaktır..Gerçi aşçılık yaptım, bili- rim. En âdi bir yemek çok kere üstadane yapılmış bir salça sayesnide nefis bir ha- le geli Fakat «salça yapmak; hususun- da siz gazetecilere erişemiyeceğim, Siz'n hergün yapmakta olduğunuz «salças ların karşısında bizimkisi hiç kalır. Çoktan altmış yaşımı O geçtim. Holi - vudda, Amerikada neler gördüm neler geçirdim... Gözlerimin üzerinde bulunan gözlüklerimin camları arasında ne man- zatalar seyreylediğimi tasavvur edemez- siniz... Hatırımda kaldığına göre bir Avrupa darbı meseli vardır: «Ne yemek yediğini söyle, ne çeşid adam olduğunu bildire- yim. Bu çok doğru bir sözdür. Bence bir adamın ahlâkı, hayatınm içyüzü, hare- kâtından, gözlerinden, tavırlarından 7- yade yediği yemeklerden, sofraya otürü- şundan, yemek yiyiş tarzından anlaşılır. yone 20 sana saman 8434403 AA0USUNA ne vasanomausü senn saren0nsmsasesanssna pane er AAuMeNE NA 490 uman mev Kema Tyrone Powerş Soldan sağa doğru: Kari Gable, Mae West Size san'atkârların bazılarının «yemek* İ hakkındaki âdetlerini anlatayım: Evvelemirde, herkesin göz bebeği ola? güzel sinema yıldızı Marlene Dietrichi &* le alıyorum: Marlene her yemekten ev vel, kalori ve vitamin cetvelini tetki$ eder. Falan balıkta ns kadar vitamin ver sebzede kalori adedi nedir?.. diye malümat edinir ve vücudünün ihtiyacınâ göre yemek intihab eder. Adetaâ ecza gibi bir şeydir. Greta Gerbo: Bu san'atkâr, evvelf «can: kaidesine riayet eder... Yani ew velemirde iyi yemek intihab eder... Vü* cudünün şekline taallük eden noktalari idman harekâtı ile temin eder. Gretâ Garbo yemek intihabında tam Avrupsli# dir... Öyle Amerika san'atkârları gibi pors takal. domates suları içmek ile vakit ge“ rmez. Bünlerin çocukça şeyler olduğu ford: Bilhassa et yemekleri” Sebzelerilen hoşlanmaz Et yemeklerinden sonra yemiş .. Toretta Young: Bu sinema yıldızı ka* İ nastkâr bir surette her yemekten Fakat çatalının ucile... Midesi çok zayıf tır. (Hoş kendisi de zayıftır ya...) Jennette Mac Donald: Bu güzel san'ate kâr yemeklere cidden meraklıdır. Aşçis lıktan pek güzel anladığı içim yemekteri büyük bir zevk duyar... Onun en fazlâ sevdiği lezzetli et yemeklı » Makas naya, bilhassa İtalyan usulü ile hazırla" nan makarnaya bayılır. Çafalının ucuna uzun makarnalar: takıp havaya kaldır dıktan sonra ağzına çekerek almk e büvük eğlencelerinden biridir, "Tatlıları te hos değildir... İ Mae West: Kadın sinema sar'arkârlari | dan haşlanır... Fakat çorbalar ile başı hig İlçinde onun kadar boğazına düşkün pek az bulunur... Hayatın diğer safhaları gis bi tam manasile açgözlüdür... Yemeklere de muhakkak surette içki istimal eder, . (Devamı 10 uncu sayfada) sense esemasanaımamanasll e m ee Pe ei çö empire | Eeceksızın maskaralıkları: Dedenin sakalı |