ettim! Guğuş mun Ker t olan teşhis le bi; Yin Heval manı Bonre hat vi mükeğ hiş zi maske mizde veyak dilecd Ber kaya bina g sıkı makıl! lamışte hafıza yahud bat, ydaya bütün olduğu bitten bir mi izim. vücud Ru ev! Nisan 3 fenerbahçe - Ateş maçından heyecanlı bir safha Dün İstanbul ve Ankarada milli küme maçlarına devam edildi. İstanbulda Fe. ner İzmirin Ateşsporunu 24, Ankarada da Demirspor Galatasarayı 2-1 yendiler. Ateşspor ile Fenerbahçe arasındaki maç Kadıköy sıadında yapıldı. Bir gün evvelki oyunda Vefaya 3-1 gibi bir farkla yenilen İzmiri'lerm Fenerbahçe karşısın. da alacağı netice merakla beklenmekte kd. Havanın çok güzel oluşu stada yedi bin kadar seyirci toplamıştı. Maçta 720 lira hasılat oldu. Seyirciler arasında Val ve Belediye Reisi Lütfi Kırdar da bulun- makta idi. iz Oyuna on altıyı elli geçe Fenerin akını ile başlandı. Bu akına İzmirliler sol taraf. lan vağıtasile derhal mukabele ettiler ve Fener aleyhine 'Ik korneri yapmağa mu- vaffak oldular. Biraz sonra Fener aleybi- ne ikinei bir korner daha oldu. Oyun mü- tevazin bir şekiide karşılıklı hücumlarla devam ederken İzmirliler sağ açıkları vasıtasile ortalanan toptan istifade ede- mediler ve muhakkak bir gol fırsatı ka. çırdılar. Bu esnada Fener aleyhine üçün- €ü korner oldu. İzmirliler bu kornerden de istifade edemediler, Ateşsporlular bir gün evvel bir maç yapmış olmalarına reğmen dün çok gayret göstermekte ve enerjik bir oyun oynamakta idiler. Fenerin bir hücumu esnasında santrafor Yaşar bir gol kaçırdı. Basrinin sıkı b nü İzmir kalecisi İb- rahim yere yatarak kurtardı. Bir aralık Hüsamettinin kaleyi terket- tiği bir sırada boş kalenin önüne düşen toptan Ateşspirun for hattı istifade ede. medi, Oyunun otuz beşinci dakikasında Pe- verli Şabanla Esad yer değiştirdiler. Şa- ban sağ içe Kad sol içe geçti. Fenerin) teşsporlular bu devrede birinci devredeki takımında yapıtın bu tadilât ta oyun üze-| gibi parlak bir oyun gösteremediler, rinde müessir olmaktan uzak kaldı. İz) Yirmi beşinci dakikada Ali Riza ile mirli oyuncuların enerjisi Fenerli foria- | Naci yer değiştirdiler.Biraz sonra Ali Rıra ra göz açtırmıyordu. yerini Şabana bırakarak sağ iç mevkiine Top ortalarda dolaşırken birinci ö Ateşspor da Ömeri tekrar orta hafa taym 0-0 berabere bitti. vi e baf- aldı, İkinci devre Oyun Fenerin baskısı altınds devam &- derken kırkıncı dakikada Esaddan bir İkinci haftayma başlandığı esnada Iz. mirlilerde yorgunluk alâlmi belirmişti.| pas alan Basri sıkı bır şütle Fenerin ik Orta hafları Ömeri for hattına alan Aİ golünü yaptı. Oyun 1-0 Fenerin galibi. Yukarda Matbuat - Beşiktaş mütekaidleri maçından bir sahne, aşağıda evvelki ( Dünkü Milii Küme Maçları | rm İ Fenerbahçe Ateşsporu, D. Spor da G. Sarayı2 - 0 yendiler yeti ile biteceği esnada, 44 üncü dekikada Basri bir gol daha atmağa muvaffak oldu ve Ateşspor, Fenerbahçe maçı da 20 Fe- nerin galibiyeti ile bitmiş oldu. Nasıl oynadılar? İzmirliler dünkü maçta bilhassa çok spörlmence hareket etmişler, hakem ta. rafından verilen kararlara hiçbir itiraz yapmamışlardır. Enerji ile oyun oynıyan bu takımın $ol içi, orta hafı ve sol beki iyi oyunculardı. Kaleci dünkü oyunda bilhassa çok şanslı bulunuyordu. Fenerbahçe takımı oyuncuları . dünkü oyunu kendileri de beğenmediler. For hattı insieamh bir oyun tutturamadı, Ati Rıza iyi çahştı. Yaşar ikinci haftaymda iyi idi. Hüsamettine hiç iş düşmedi. Hakem oyunu iyi idare etti. Takımlar sahada söyle yer almışlardı: Ateşspor takımı: İbrahim, Cemal, Se- zal, Avni, Ömer, Salih, İzz6t, Mahmud, Reşad, Ali, Ferid. Fenerbahçe takımı: Hüsamettin, Lebih. | Yaşar, Ali Rıza, Ayten, Mehmed Reşad, Naci, Esad, Yaşar, Şaban, Basri İzzet Kolay , Ankaradaki 6. Saray-Demirspor maçı Ankara (Hususi) — Milli küme maç-| larından Galatasaray - Demirspor kar-| şlaşması 20 bine yakın bir seyirci nünde oynandı ve Galatasaray 2 mağtüb oldu. Takımlar sahaya şöyle dizilmişlerdi: Demirspor: İsmail - Gazi, Şevket - Şemsi, İbrahim, Kâmil - kain, A- gün Ankarada karşılaşan G. Saray - A, Gülcü takımları bir arada rif, Orhan, Nuri, Zeki.. 0 Fener çok hakim oynamasına rağmen müteaddid goller kaçırdı. izmirliler gene temiz ve centilmendiler. Galatasaray ise Ankaradaki maçı havadan oynaması yüzünden kaybetti Fener - Ateş maçından diğer bir safha ee takımı dünkü kadrosi * .. Yalnız Lütfi oynamıyor. DME ilk dakikalarında Galatasa- ray hâkimiyeti ele aldı. Ve Demirspor kalesini sıkıştırdı, 24 üncü dakikada ilk tehlikeli akınlarını yapan Demir “ sporlular bir göl atarak galib vaziyete geçtiler. (Devamı 10 uncu sayfada) yem Neticeleri F “ener 2-— Ateş o D. Spor 2 —G. Saray o Matbuat 3 — Beşiktaş Mür. 7 Beşiktaş 3 -- Pera Kurt. Beykoz 3 -- Topk. a 2 — Kadıköyspor 1 Beylerbeyi ekçi, sopasını elinden bırak - madan ortalığı keşfetti. Bu ne- viden pek çok vak'elar görmüş olmak” tan ileri gelen bir soğukkanlılıkla, Be- berühiye sordu: — Bunu vuran kim? — Dastu.. Sadık isminde biri. — Ne deyi vurmuş? — Ne bileyim? Ben aşağıda idim. Gürültüyü duydum, fırladım. — Şimdi o uşak nirde ki? Kambur £ sinirleniyordu. Bekçinin hayret edilecek bir sükünla durmadan tekerlediği sualler, onun gerilen asa - bına siniri meydanda kalmış bir çürük dişin üzerinde soğuk suyun yaptığı te- İY. sire benzer bir tesir yapıyordu. — İlâhi bekçi dayı! Sorduğun şeye) ölü pak! dedi. Herif, vazifesi işkâl edilen herhangi bir memurun takınacağı infial tavrım | takındı. — Helbet soracağım. Vuranın kim| Dluğunu, nereye gaçlığını örgenmeden nası) tutacağım, he?! diye çıkıştı. Beberühinin kimse “ile mecali yoktu, — Kuzum bekçi dayı! dedi. Bana yardım ediver de, şuncağızı düşeğine yatıralım. — Yoh' — Neden? — Ben varavım karagola, tohtora ne- ye habar edeyim. — Ne olacak” — Ne olacah olür mu? Tohtor bi yol baha ki neden ö'dü.. sen de 6 ara, katil burya gelirse, dut: goyvirme, sahın! Kambur, herifin yüzüne aptal aptal baktı Olur... Bekçi, odadan ekmadan önce yerde yatan bedbaht kadının şekil ve endamı- na ve pori san elhisesinin meydanda bi- klere hayran bir nazar ndi: lar, güzel eadunumuş, de hel Hürmüz. karşıki odada kendi kendi” he alip veriyor. ayılıp, bayılıyor. dövü. imaz! Tohanma', uğraşmağa | bay ın ba nüyor, sakinleşiyor, tekrar coşuyor, te * piniyor, inliyordu. Neden sonra onu hatırlıyan kambur anına o gidiverdi. Hürmüz, ânalığının lümünden ziyade jaki betinin fecaatin - İden o müteessirdi , i Yatak odasına gir * diği zaman gö: üne görünen kanlı man* zarayı unutamıyor * du İkide birde, el - lerile yüzünü kapa- yıp: — Ay! Ay! diye haykırıyordu. Kambur onu te * seli edeyim derken felsefeye daldı... — Ölüm Allahın emri, evlâdım! Yal-; bir bir çıkar, safayı hatırla yet» beni nız sen bu işten ibret almalısın. Cena-| dinlemiş olsu, fena mı idi, Çamlıcada, hıhak taksiratmı a ; Ananın tut-| yahud ki Göztepe, Kızıltoprak taraf - tuğu ve sana da iutlurmak istediği yol| larında dört, beş odalı bir köşkçeğize ste böyle ekseriya bu feci akibete çı-| sığınır, yaşardık. Ben bahçeye bakar- kar. Rân8 hanım hemşiremiz kurt ge-| dım. Kuzu beslerdim.. ufacık bir kümes çinirdi.. geçinirdi amma, kurttan ya -| beş on tavuk bulundururduk. Seni de man sırtlafı olduğunu unuturdu. Ah!| kocaya verir, hatlâ damadı eve iç gü“ Kaç defa (dedim: «Hatun! Oyna -| veysi alırdık. Ne edeyim ki, sözlerim dığn Ove oynattığın o kadarı ye -| kulağına girmedi. Ne 0? İnsanlardan, er, Çekil oObir Oköşeye (Kızınılkendisine fenalık ettikleri için inti - bas göz et. Otur rabatına bak. Çok şü-| kam alacakmış. Nah, buyurun intika- <ür, nâmerde mühtae olmıyacak kadar | mı! İşte böyle günün birinde delik de- Yığın var. Amma, bu para haramişik eder, yere seriverirler, Ne oldu le kazanılmış. Ne çıkar? Mübareğin| şimdi? Kendi öldü, gitti.. bizleri de sü- haramı da belâlı da birdir, Ne biri ne|rünmeğe mahküm etti. Değil mi ya? öleki ayrıca koku vermez ki! İstiften!Sen onün nesebi sahih evlâdı değilsin Son Posta'nın Romanı: 93 kışın var, eyaz şemsiyeli! — Bir gömlek bir de pantalorla, bir solukta Yeşillumbadaki Kahveyi boylamıştı ERCÜMEND ki malı, mülkü, pa - rası pulu sana kal - sn. Yarın evkaftan buraya karga gibi üşüşürler. Kapılara, sandıklara, dolabla - vururlar; bizede: «Uhruç!>» Dral dedenin düdü- ğü gibi kadık mı or civanığınla, bu hüs nü anınla bir koca, Mir bilmem ne bu" tursun. Ya, ben? Zuhuri kolunda kambura da çıka - mam, Mecalim yok. Ne halt ederim? E- kâbirin (o kapılarını sıra sararlar, Ca..nım!, İyisi de o değil mi? Dünya yüzünde yorgan sahibi o * lara birer mühür deyiver - diler mi, tamamdır! tada? Sen gene bu > lamamış gidiye, ahirete giderken tah“ tadan ev.. yakışmış! Bizim yobazlar, bid'attır diye parmağına basur halkasi takmaz, sonra öbür dünyaya intikal « derken rü teşrifat ister, Eh, dünya! Külli şey'in aleynâ fân.. hepimiz, her şey fenaya mahkümüz, Marifet vâdeyi uzatmak ve son dakika ya kadar eziyet, azab çekmemek. Hah; hah!. Kimin elinde bu? Her birimiz, ha- val perdesindeki deve derisinden su « retler giki, ucu başkasının elinde duran birer değneğe bağlıyız. O bizi nereye sevkederse, oraya gideceğiz. çare yok Ne o, kızım? o Gene mi ağlıyorsun? “İHakkm var. Ne diyeyim? Büsbütün alnız ve kimsesiz kaldın.. hele mahlül kargaları yarın bir üşüştüler mi, baş mızı sokacak bir yer dahi bulamıyaca: &ız. Sebebi? Rânâ hanım insanlardan iç almak istediler, Lâkin, bekçi denilen o öküz ne ok du? Karakol, nah; şuracık. Köşeyi dö nüp de Tavşantaşına saptın mı, hemep orada. Aksi gibi, bu gece kol da gezmi yor. Ne oldu? Hatunu yerlerde mi sü * ründüreceğiz? Günahtır yahu? Bu esnsda kapı hızlı hızlı vuruldu Beberühi sofaya çıkıp, şahnişten eğildi galip avuç açmak.. aslâ! Allah etmesin!) sokağa baktı. Gördün mü, bak: Mide hazretlerinin hüküm ve nüfuzu yeniden - başlıyor. Habis! Akibet ne yaptı yaptı gene kar” — Kim 0? — Aç! Biziz. Kambur, karanlıkta bir takım gölge şıma çıktı, meydan okuyacak. neyleyim|ler görüyor, lâkin hüviyetlerini tayin ki ben, ben değilim. Yoksa, evvel Allah | edemiyordu. Gene sordu: bu sefer de üstesinden gelirdim. Hal- buki şimdi o mel'una râm olacağım.. Yahu! Nerede kaldı bekçi? Müslü - man yerde, kan revan “içinde yatıyor. Ne çenesini bağlıyabildik, ne ellerini — Siz, kim? — Zaptiye. Hemen aşağıya indi, kapıyı açtı. Siv- ri fesli, külhanbey tavırlı bir zabita Amiri, yanında, mahalle bekçisinden yanma uzattık. Kaskatı kesilecek, sonra| maada, avurdu avurduna çökmüş, yaşı tabuta yatırmak için zahmet çekeceğiz.. tabut dedim de, aklıma geldi: Acaba, altmış beşle yelmiş arasında, omuzuna kayışla asılı köhne bir Vinçister tüfeği ben göçersem, beni nasıl techiz ve tek-| taşıyan bir zaptiye neferile beraber eve fin ederler? Sırtımdakini ne yaparlar? | girdi. Sandığa koyarlar zahir. Yahud ki ha- Arkası var)