İl Hergün İspanya harbi biterken Yazan: Muhittin Biryon emen üç senedenberi İspanya” H den halırlayacaklaı miş ana, baba, oğ nin arkalarından hep birden kerek kucaklaşacaklar! Geçirdikleri ha- ilenin derinliğini ve büyüklüğünü de İspanyollar asıl şimdi (anlayacaklar: Mamur Madridin yer yer birer virane halini gördükleri, köylerine dönüp de onları birer avuç enkaz (halinde bul- dukları, babalarını aç kuca lâdların' çıplak olarak göğüslü tıkları zaman! İspanyollar birbirlerile niçin dövüş - #üler? Hiç şüphe yok, sulhün verdiği İlk setsemiik geçtikten (sonra, onlar; birbirlerine bu sun'i de soracaklar ve verecek makul bir cevab o bulamıya - caklar. Fikir için mi dövüştüler? Evet, fa - kat, #fkir için dövüşmek isteyenlere Al- lah, «beyin» namında bitip tükenmek bilmiyen bir anjin deposu ve «dil» de- nilen yorulmaz bir silâh vermiştir. İs - penyanm kafası mahvolmadıkça ve İs- panyoleaylenilen dil yer yüzünde yaşa- dikça, İspanyollar birbirlerile, sulh i - çinde ve kardeşce pek mükemmel dö - vüşebilirlerdi. Bunu bırakıp da neden dolayı süâha sarıldılar ve birbirlerine hücum ettiler? Bu sur'in tek bir cevabı vardır: Dün- yanın bütün sırlarına akıllarını erdir - mek iddiasında bulunan insanlar, ba - zan sadece ahmak olurlar, İspanyollar da böyle oldular ve dövüştüler. * İnsan tarihinde hiç kimsenin avu - cumun içine girmemiş olan hakikati ele geçirmek üzere, fikir namına, İspanyol- ların birbirlerine karşı ilân ettikleri bu muharebede, bari İspanyollar kendi he sablarına harbetmiş olsalardı! Hayır, öyle de olmadı. İspanyada İspanyollar, İspanyollar için harb etmediler, Onlar, kamlarını, üç senedir, ( İspanvaya ya - bancı olanlar için döktüler: Rusya, Al - manya, İtalya, Fransa ve İngiltere i - , Onlar dövüştüler, kanlarını akıttı - Tar, Btekiler de va politika, yahud da servet yaptılar. Bahsettiğimiz devlet - ler, İspanya işlerine karışmamak için, harbin bütün devamınca, müzakere İle meşru! oldular ve her zaman o ş - lere karısmamaya karar verdiler, Fa - kat, Londrada bu kararı verdikten son- Ta, dönüp İspanyada harbin devamı i - çin birinci şart olan silâh ve mühim - matı bol bol vermeği de ihmal etmedi * ler. Bu suretle İspanvadan herkes is - tifade etti; Herkes. va politikesile, ya * hud kasavile, bu badireden kendisine bir hisse çıkardı. Bizim Ekrem Köniğ bile avuç avuç İspanyol kan: içti! Sosyalistler bir boğa gibi, nasvona - Tistler de bir Toreador gibi, üç sene birbirlerine saldırdılar, Dünya seyirei- Nik etti, dünyanın büyük kuvvetleri o- lan devletler de bu muwzzam haileyi siyasi! bir spekülasyon mevzuu yaptı -| Jar. İspanyol kanı, sel gibi, fakat İspanya için değil. yer yüzünde birbirile çar - pışmakta olan dünya (kuvvetleri için Ağ Bu kardeş barbini kimler tertib et - #iler? En büyük tertib eli, tarih namını taşıyan, göze görünmez ve bütün ta - biat ve insan hayatile birlikle yaşamış bir geçmise alddir. Bu el, başka ellerle birleşerek İspanyolları ikiye ayırdı ve bunları «tahrikâtcıs denilen bir takım insanlar vastastle, birbirleri üzerine sevketti, İnsanlığın ahmak (tarafını nın altını üstüne getiren harb nihayet bitti. Nihayet, İspanyollar bir- birlerinin kardeşleri olduklarım yeni - larından eksil- gösteren bir hakikat ta şudur ki bütün badireyi çıkarmış ve idare etmiş olan insanlardan hemen hiç biri kanını dök- müş değildir. Bunlardan bir kısmı şim di Madride fatih olarak giriyor ve dök- tikleri kardeş kanından dolayı tebrik- Jer topluyorlar, diğerleri (Ode Pariste, Londrada, beraber getirdikleri servet - ler sayesinde, mükellef otellere, yahud daha mütevazı olsun diye, Paris civa - rındaki villalara yerleşmişler, yorgun- Yuk çıkarıyorlar. Meselâ, Doktor Neg”) Bazı kimseler itaat elmesini de bilmezler, emir ver! de. Bu, bir yaratılış, yahud itiyad zâfıdi zamanla önüne geçilmesi mümkündür, Faka: taat dinesiz de, emir vermesini «de sevmiyenler vardır ki, bunların has- talıkları geçirilemez. Wi, tamir edi ir, benimsiyerek idare Her zaman için ve her yerde işgal etmektz olduğunuz iş'n alamı olunuz. Âmir mevkiinde iseniz emir vermesini, m&- nur iseniz itaat elmesini biliniz, ve her vaziyeti de severek, ediniz, kendinize olduğu gibi başkasma ızurab vermemenin yolu budur. SOZ ARASINDA İngiltere Kral Hanedanından Bir lord İrana gidiyor Prenses Alice ile İngiltere Kral hane - danından Lord Athlone (yakında İrana bir seyahat yapacaklardır. 11 Nisanda Tondradan ayrılacak oolan Prenses ile Tord Mayıs ortalarında İngiltereye dö - neceklerdir. Seyahatin hususi mahiyet - te olduğu, ve sırf İngiltere ile İran ara.| sındaki dostluğun tars'nine bir vesile teş- kil edeceği söylenmektedir. Beşinci Corcun mezarı İngikere Kralı beşinci Corcun meza- rının inşası nihayete erdirilmiş ve san” duka bu yeni mezara yerleştirilmiştir. rine'i alınız ve emsalini gözden geçiri- niz. Hepsi, selâmeti kenarda aramış ve cebleri kâfi derecede dolu insanlardır. Hele, su kâh «Kızı! Bakire», kâh Pas - sionar'a ünvanlarını taşıyan ( ihtilâlel kadın, şimdi Pariste, belki de dudak * larını kızıllaştırmakla meşguldür! Halbuki bunların hepsi de son dam” lasın« kadar kanlarını fikirleri uğrun- da akıtmak üzere kaç dela and içmiş - erdi. Şimdi onlar, Pariste Bordo şarabı içiyorlar; kanlarını başka'ları akıttılar! * Bugünkü İspanyanın kurşun değme - mis, bomba altında parçalanmamış biç) bir köşesi yoktur, Hiç bir İspanyol ai - lesi olamaz ki bü kardeşler muharebe! sine hiç olmazsa bir tek olsun kurban | vermemiş bulunsun. Ah, şu insanlığın ahmak tarafı! Yal - İSTER şikarıyoruz: Sordum: «Kapıdan g tince sol duvara asılıdır, diler, İSTER İNAN, Aşağıda okuyacağınız satırları bir okuyucu mektubundan —- Resmi da'relerden birinde satı'mak için artırmaya ko- rulmuş em'âkin Dstesini görmek istiyordum. Kergün bir fıkra Marsilyalı ikizler Mübalâğacı bir Marsilyalı Muşta. — Biz 'ki ikiz kordeştik, birbirimiz ze çok benzerdk. Mektebe gittiğimiz zamandı. Bir gün kardeşim bir arka- dağının başıma hokka atmıştı Beni zannettiler, Den cezalandım o PHüyü müştük, kardeşim kavgacı idi. bir gü bir kahvede bir adamiz kanga ete. Adamı dövdü. Beni yakaladılar, hap- se koydular, deha fenası ben bir genç kızla seviş , Genç kız onu bön zannederek, kardeşim'!e evlenili. F: kat günün birimle kardeşimden irti- kamımı aldım: Ben hastalanmış yat yordum. Ölüm geldi. Kardeşimi ben Zennederek, onu aldı, beni bıraktı, ; i i anlats Ke Fenüiz rek genç Bir yıllızın Haftalık kazancı «Büyüyen afacan kizlar» filminde ha rikalar yaratan sevimli yıldız Deanna Durbin haftada 4000 Kra kazanmakta - dır. 1936 senesi için. kazancını 208.000 fira olduğu tesbit edilmiştir. Alman komünistlerinin lideri Almanyadan bildirildiğine göre, 1933 senesindenberi mahpus bulunan Al - man komünistleri lideri Thaelmann yi kında serbest bırakılacak, O fakat göz Hapsi altında bulundurulacaktır. mn DIz Şu yirmi sene içinde birkaç misali- ni gördüğlmüz bu ihtilâl harabeleri ve valandaş muharebeleri, acaba, insanlık için bir ders teşkil edebildi mi? Mil - letler, kendi kanların: ancak milli var- Ickları için dökebileceklerini öğrendiler mi? Ümid edelim. Hem ümid edelim, hm de kendi hesebımıza mağrur ola - ım: Son oluz sene içinde obiz de çok kan verdik, çok iztırab çektikse de bu- nu, birbirimizle boğazlaşmak için de - gil, hep birden vatan için ve milli var lığın ebedi kurtuluşu Onamına yaptık. Büyük bedireler.ve büyük inkılâblar geçirmiş olmasına rağmen kardeş ka - nını muksddes tanımakta devam eden ve onun bir damlasın: bile akıtmayan Türk milleti, insanlığın ahmak tarafın- dan değildir! İSTER Baktım, cuverda ted'm, fakat mümkün olmadı, çünkü kâğıdlar üstüste Hör: Sıra teşkil eimişti ve en alt sıra benım boyumu 20 santim geçiyordu, Kapıcıdan bir sandalya istedim, çekinerek verd. Üzerine Ten4im, amma üsi sıraları okumak gene mümk'la olmadı Bu vaviyetle bu Uârları bu şekilde asmaktan fayda çıkacağına:, İNANMA! bakabilirsiniz» de- INAN, İSTER “©—XlÇabucak hiddetlenmek i Hastalığına tutulan Genç kız Bu genç kız bir otomobil sadames neticesinde yere yuvarlandığındanbe - ri çabucak itidelini kaybederek hiddet- lenmek hastalığına tutulmuş, Londra mahkemesi kararile otomobil ( sahibi kendisine 2000 lira tazminat ödemiş - tir. Sinemada kahkahadan ölen adam... Çok kere işitmişizdir bu suali: Aca - ba insan gülmekten ölür mü?. Kimi ölebilir diye cevab vermiştir, kimi de gülmekten ölünmez, demiştir. Meğer insan kahkahadan da ölürmüş! Bunu $u vak'a isbat eylemiştir: Geçenlerde İtalyada, Napoli şehrin - de bir sirema komik bir film gösteri - yormus, Film halk tarafından çok be“ ğenilmiş. Sinema salonu kahkahadan çınlayormuş... Filmin en komik nok - tasında kahkadadan kendini bir türlü alamıyan bir seyirci koltuğu üzerine yığıp kalmış. Hemen doktor çağırıl - mış, fakat seyirciyi ayıltmağa muvaf- fak olamamışlar. Adım ölmüştür. Bu biçare Napolide bir bankada memur bulunan 26 yaşın. da bir İngilizdir. Doktorların yaptık - ları muayeneye nazaran okahkahadan kalbi birdenbire (durmuştur. Komik bir film için bundan iyi reklâm olmaz, değil mi? İNANMA! belki tane kâğıl asılydı. okumak is- Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı z k az m Çanakkale köylerinde pan . , iki garib hâdise (Baştarajı 1 inci sayfada) yen've büyük bir şaşkınlığa kapılan ka- dın hiçbir mukavemet göstermeden ayı ile birlikte yola düzülmüştür, Kadının e« teğini bırakmıyan ayı bu suretle şikârını inine götürmüştür. Köylülerin anlattığı. na göre ayı gündüzleri inin ağzinı büyük bir taşla kapatır, yalnız geceleri gelerek yerine yatar, kadını da dışardan getirdl Bi un ve bal ile beslermiş. Böylece ayı ile kadın üç gün üç gece bereber kalmışları bu müddet zarfında kadın korkudan yamamış, ayl da gözünü kırpmamı sındaki küçük bir delikten etrafı gözetle miş ve var kuvvetile bağırmıştır. Dör, düncü günü in civarından geçen avcılap kadının sesini duymuşlar ve kendisini in. den kurtarmışlardır. Büyük bir korku ge4 Çiren kadın kurtulduktan sonra ancak dört gön yaşıyebilmiş, sonra ölmüştür. Ayının hediyesi İkinci vak'a da Evreşe nahiyesine bağlı bir köyde geçmiştir. Mehmed ağa adında ihtiyar bir köylü, köy smirı dahilmde kömür yakmakta iken büyük bir ayı yarına gelerek kömüs yanan ocağın önüne boylu boyuna uzan mıştır. Korkudan ne yapacağını şaşıran köylü bir taraftan yerde yatan ayının hos murdanmasını dinler ve diğer tarsftani başına gelecekleri düşünürken ayınn kendine mahsus işaretler yaparak, baçile ön ayağımı güöslerdiğinin farkına varmış« fır. Kendisine bir tecavüzde bulunmıyan ayının bir isteği olduğunu anlıyan Meh- med ağa hayvanın yanına gitmiş ve bü. yük bir dikenin ayının ayağına batmış olduğunu görerek onu çıkarmıştır. Diken, çıktıktan sonra ayı hemen ayağa kalkaş zak sıvışıp gitmiş, aradan bi” saat geçlik4 «en sonra sırtında kocaman bir koç oldui ğu halde tekrar gelmiştir. Ayı sırtında, ki koçu: Mehmed ağanın önüne bırakmış ve tekrar sessizce çekilip gitmiştir. Dün 5000lira kıvmetinda kaçak ipekli tutuldu (Baştarafı 1 inci sayfada) eşarp bulunmuştur, İpeklilerin kıymet 5000 lirayı bulmaktadır. Bunun üzerina kaçak eşyalar müsadere olunmuş ve icah eden tahkikata girişilmiştir. Tahkika: s0. nunda Ahmedin bundan evvet muhtelif tarihlerde dört defa daha İstanbula geh diği ve tanıdıklarından birinin evinda misafir kaldığı tesbit olunmuş, bu evde de dün gece Müddeiumumiliğin emrile bir arama yapılmıştır. Bu arama sonunda evde bazı kaçık eşyalar bulunmuş; buna lar da müsadere olunmuştur. Gümrük idaresi Abmedin bir kaçakçı. lık şebekesine mensub olup olmadığı et. rafında ehemmiyetle tahkikata devam etmektedir. Bu tahkikat sonunda Ahme, din kaçakçılığı yalnız başına mı, yoksa bir şebeke hesabına mı yaptığı kat'i ola. rak anlaşılacaktır. Kaçakçı Ahmed bugün asliye beşinci ceza mahkemesine tevdi olunacaktır. Gm mama) meme