2 Nisan 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

2 Nisan 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EN H li . p . Kırılmış buzlaaın çıkardıkları gürültüden korkarak a I enin ediyesi I IÇ oldukları yerde duran sipuhiler sular içinde kayboldular m — mm ml a e > z Battal — Görüyorsun yal. Kale lamak için, derhal birkuç © yüz asker |ri, derhal sırtındaki gömleği çıkara - Tercüme eden: Hüsayin Cahid Yalçın ber taraftan çevrilmiştir. Kuş ölsan,İ gönderdi. rak, kılıcının ucuna sardı, ateşledi. Kı-| Fiyevri geçti Bir kaç gün içinde | alacaktı. Seferi yapmak için icab eden ağ uçup elimden kurtulamazsın... Kale) ; Askerler, kilisenin avlusuna girdik -İzil bir alev yükseldi. Ve, demir kapı - | Kapanan yara bana büyük bir şeref te -| kerleri seçerken umumi menfaat ile hüs halkına ası. Bizi, beyhude yere kan |leri zaman şaşırdılar. Gördükleri man” İnın arkasında * vıp giden dar bir yo: |T3İN etti ve bilhassa beni pek memnun bi- sust menfaat birleşmiş oluyardın. Ayrılan döktürmiye mecbur etme. Teslim ol, | zaranın azameri karşısında, (o hsyrette |lun karanlıkları içinde aksetti, raktı, ; (kuvvete ordunun mütebaki kısmı <a — Nâr ve nür hakkı için. bütün â -İkeldilar, | Battalın kalbinde büyük bir sevinç Zaporovieunes ovalarına girdiğimiz an- günü, İngu'u geçtikten sonra, yz Mar zizler bâş İçin abdettim. Bu canım| Gök demirlere © bürünmüş olan bir) uyandı. Arkasındaki eskerlere; danbeti, Asan şa çeki başi, ayFlİay e e merlimlelerle | ahlerazi EGALE EN tende beki kaldıkça, kaleyi teslim et- mem, — Şu halde, çık meydana. seninle yeke yek mübareze edelim... Dört ki-İ asm, ye tab üzerine yemin ediyorum ki; eğer beni katledersen, bu asker çekilip gt- İ decektir. Bir tek Amüryonlunun kılma hata gelmiyecektir. harebelerinde olur. Kale muharebele- rinde, usulden değildir. — Böylece inad ediyorsun amma, ka" Jenin başına gelecek felâketi biliyor. musun? — Battalın dediği olmaz. Allahın de- iği olur. m burada bitti, Battal Gazi, bü kurnaz tilkiyi işte - diği yola getiremiyeceğini - anlayınca, dönüp karargâha geldi, Kumandan Be- şirin çadırına girdi: — Şemas, teslim olmuyor. Çöresiz harb edeceğiz. Dedi. Beşir, daha hâlâ kuvvetine güverie - miyordu. Karşısında, göklere doğru yükselmiş olan, kartal yuvası gibi ka - leyi gördükçe, birdenbire hücumu gö- ze kestiremiyordu. ; Buna binmen, tekrar Battal Gazi ie müzakereye girişti. Kalenin” evvelâ muhasarı edilmesine.. halki bunalta * rak teslime mecbur etmek için kwleye giden #ir yöllerinin başka taraflara çev rilmesine.. ve sonra, hendeklerden bir kısmının taşlarla doldurularak oradan hücuma e karar verildi. , Geceleri, düşman tarafından bir bas- kına uğranılmamanı için, her tarafa nöbetçiler çıkarıyordu. Aradan birkaç pün geçtikten sonra, bu nöbetçilerder bazıları, kayholmava başladı. r Bu nöbetçilerin kayboldüklar, yerin civarında, küçük ve eski bir kilise var- dı İçi bomboş olar bu kilisenin her ter rafı arandı, tarandı. Bir tek canlı mah- lük bulunamadı. Fakat.. son derecede zeki olan Bat - ta) Gezi, bu boş kilisenin gizli bir tu - zek olduğunu anladı. Bir gece sessizce kiliseye yaklaştı. Oradaki çalılıkların a- e Beklemeğe başladı Urun seatler, sükünet / içinde geçti. Lâkin, sabaha İki sast kala, kilisenin avtusundr bazı hafif sesler işitti. Avlunun Kapısı, yavaş yavaş açıldı. Dışarıya bir takım Bölgeler kaydı. Bun tar, etrafi sraştırmağa başladı. Battal, bunları görüyordu. Fakat, -ayacakları İşi tamamile görüp anla » mek İçin ses çıkarmıyondu. Bu gölgeler, sinsi birer sırtlan gibi dolaştılar. Bir müddet, ortadan kaybol- dular. Sonre. başlarından ve bacakla - mından yakaladıkları birkaç Möbetçiyi tekrar kilise avlusuna daldı- kaçırarak y İt âi ğ ” — Yeke yek mübareze, meydan lk her tarafa sallıyor, etrafını sa a zaman Battal, (yerinden fırladı | giifenin hediye ettiği Dahmak adın - Pei kalıcı sıyırarak kapıdan içeri da) < de baz kâfir), ğ © Hay, düzen er. meğer öbetçilerimizi / *İZ avlar imişsiniz... di, dayanın bakayım. Şire bir nâra bast. Dahmakı, bütün vetile etrafına savurmağa başladı. kure her darbesinde, ac bir fer “ükaeliyor, birbirine çarpan demir yad yüke Vb actnlığı süküneti ara - | takım düşman askerleri, Battal Geziyi | — Anlaşıldı. Buradan, kaleye yol dum. Gece yarısına kadar orsda başbaşa | yürüyeceği, âkıncıları himaye etmek va konuşuyordı* Sonra, kürküne sarılarak geri gelmelerini beklemek için Sainte » ortalarına almışlardı. Bir kısmı, müte- madiyen ona kılıç savuruyorlar, bir rkadan kemendler atarak o nu yere düşürmeğe çalışıyorlardı. Fakat Battal, hiç telâş etmiyordu. A- | ğir kılıcını, gözle (o görülemiyecek bir) ranların: başlarına, ölüm yağdırıyordu. Durulac#k zaman değildi. Biran şa - şalamış olan, askerler de, derhal hü - cuma geçmişlerdi. Bu kanlı çarpışma - dan, #ilisenin' avlusu, bir maktel ha - line gelmişti. Düşmanın zırhlı askerlerinden, mey” danda ancak birkaç kişi kalmıştı. Bun- ler da, asıl t ının içine kaça” birer birer kerlerinin o hiç bir hare- zden kaçırmayan Battal, o rada gizli bir yer olduğunu anladı. Çe- vik bir kaplan gibi atıldı. Yüzüne ka” | pinan demir bir kapıya, bülün kuvve tile dayandı. Kapımır kananmasınâ in dan bırakmadı. Sonra, kendisini takib &den askerlere: — Çabuk, hir meş'ale... Diye, bağırdı. Bomboş isenin içindi le bulmak mümkün de kadar gidip gtirmek var... Ki ber veri asker ye' m. Kumandan oBeşire ha - orum, Arkamdan, Dive bağırdı. Ve bir hamlede, o de * rin karanlıklar içine daldı. Kaleye, bu yoldan girildi. Ve, Bat - talm heybetli nârssı, işitildiğ;i zaman, kalenin ıçi, bir mahşer haline geldi. Battal, elindeki kanlı (o kılıcı savura savurd oradan orays koşuyor.. ne ya “ vacaklarını şaşırmış olan askerleri ye halk kütlelerini yarıp geçerek: — Şemas.. Şemas.. nerede?.. Dive, bağırıyordu onunla, kalenin büyük bur- de karşılaştı. Bu imadet keşiş, maiyetindeki beş on sadık (adamı ile tini almıştı, Battal, hiç tereddüd etmeden, doğru- dan doğruya Semasın o üzerine atıldı. Onu adamlarının arasından çekti, al - dı. Bir hamlede, yere yuvarladı. Ve der hal söğ ü ni dayayarak kılıcının a z — Şemasi. Babam, Hüseyin Gezinin intikam Diye, bağırdı. Şem. acı gülümsedi: — Bir dakika sabret, Battal, Dedi. Ve sonra, gözleri yasararak: (Arkan var) Hasta- Eklerin KEŞİK KOLU ArnTMA-A—A Neş'enizi söndüren, çalışmanıza mâni olan kırıklığı . - GRiPİiN ile x»le ediniz. Bu sayede birçok büyük hastalıklara tutulmak teh- likesini de önlemiş olursunuz GRiPiN Bütün ağrı, sızı ve sancıları keser, diş, nezle, grip ve romatizmaya k bilhassa müessirdir, icabında günde 3 kaşa alına Aldanmayınız. Rağbet her şeyin taklit ve benzeri vardır. G başka bir marka verirlerse şiddetle gören SORAN b baş arşı (A / bilir. | Şİ KE) RİPİN yerine reddediniz. bir yastığa dayanır ve ist rahat Bana da ayni surette > areket için emir verirdi. Bu sırada iki iç oğianı pek lü - zumu olan ateşi idame ile meşgul olur- lardı. Maamafih, Kam benim istirahatimi temine ehemmiyet veriyorsa da uzun müddet bu istirahatten istifade etmeme vakit bırakmıyordu. Bu prens yalnız Sç saat uyku uyumağa alışkın idi. Ben ken- disinden ancak beş dak'kalık bir lütuf istihsal edebiliyordum. Bu sirada kahve hazırlanıyordu. O zaman uyandırılyor - dum. Yerimi hiç değiştirmeden bir gece evvelki vaziyeti tekrar alıyordum. Kam'ın çadırının buz Üzerine kurulmuş olduğu anlaşılmıştı, Fakat ancak güneş doğup ta yola çıkılacağı zamandır ki bü- İtün ordunun bir göl üzerinde karargâh kurmuş olduğunun farkına varıldı. Gölün salhını su tedarik etmek için namüte - nahi surette çukurlarla delik deşik et - mişlerdi. Bundan dolayı buzların çökmesi tehlikesi içinde idik. Yalnız Kam'ın ça - dırı dikili bir halde kalmıştı. Ben de ken- İdisile yalnız bulunuyordum, Birdenbire, İmaiyetime memur bir Lehli asker çılgın igibi içeri girerek ateşin üzerine atıldı, $0- yundu, Ben adamın Yanına koştum. Onu $ o$, yahud deli zannediyordum. Dışarı İ çikarmak için Kam'ın gazabına uğnya - cağını söyliyerek tehdid ettim, Bu sözle- l rahat bırakılması için bir işaret yapıyor- du. Çizmelerini çıkarmış bulunuyordu. 'Tam bü sırada, Krim Gueray esvabları - nin halinden onun suya düşmüş olduğu- nu gördü, Halim bir tavırla: — Bu zavsilıyı neye sıkışlırıyorsunuz? dedi. Ölmek üzere bulunan bir adam ar- uk hür değil midir? O yalnız kendisi kurtarabilecek olana be) bağlamıştır. Hü- kümdarlar onun nazarında hiç “bir kıy - meti Baiz değildirler, Kendisini rahat bi- rakalım, İ Biz çadırdan çıktık. Adamlarımu bu za." vallıya yardım etmeleri için emir ver -| dim, Ordu, hep şimale doğru ilerlemekte de- vam ediyor, büyük İngul'e yaklaşmağa salışıyordu. Bunun mevkii hakkındaki malümat pek müphemdi. Ön iki fersah - lik bir mesaleyi ciddi yürüyüşle katede- rek karargâhımızı bu nehrin kıyısında kurmağı muvaffak olduk. Metrük bir kaç ev ve etraflarındaki ot yığınları bizim çok işimize yaradı. Yeni Servie'ye erişmiştik, istilânm za- vallı halk üzerinde darbeler indireceği noktaya gelmiştik. Bir sefer için ne ka - dar askere ihtiyaç olduğunu kararlaştır. mak üzere harb meclisi toplandı. Mecliş toplanırken, bir aâi ile müfrezeler tara - fından alınmış birkaç esir geldi. Bunlar sağ tarafımızda, Calga sultan tarafın - dan sıkıştırılmış ve avuç içine alınmış Zaporovlen Kazaklarının bitaraflık ta — leb ettiklerini ve bu habda müsaade al - dıklarını Sainte Etsabeth umumi valisi. ne yardımdan bsirtina gösterdiklerini ha - | Esirler sol tarafımızda kâln olan bu | Kalenin İçinde kuvvetli bir garnizon bu- Tunduğunu temin ediyorlardı, Gene bu! malümat Kam'ı ve generalleri hakikt va- | ziyet hakkında tenvir ettiler. Bir sultan! ile müteaddid Mirzalarm kumandası al «| tında toplanan ve gönüllülerden terek - küb eden ordunun sölüsünün gece yarısi nehri göçerek müteaddid kollara ayni - masına ve bu kolları teksir ederek yeni Sorvienin her tarafını kaplamasına, bütün köyleri, yığılmış mahsülleri yakmasına, ahaliyi yakalarınsina ve sürüleri getir - mesine karar verildi. Akın için kullanılacak her asker için orduda iki ortek kabul olunması da ka rarlaştı. Bu sayade herkes, inksimde bir fark gözetilmeden, gan'metlerden hisse ederdi. , Blisabeth'i ihata edeceği de bildirildi. |, Sipahilerin detitini göstermiş oldukları tahrib kabiliyeti bu hususta o kader bü yük vâdler arzediyordu ki akına iştira etmeleri onlara teklif olundu, Fakat 80. İğuk, Sipahileri o kada: bitkin hale gös tirmişti ki hiç biri kımıldamak istemedi, Yalnız serdençeçtiler (1) vesair bazi 4 Türkler sultanın arkasından yürüdüler. Emri altındaki müfreze hareket etmiş« ti. Bir gece evveik'ne nisbetle biraz ha « fiflemiş olan soğuk geceleyin o kadar mülâyemet peyda etmişti ki buzların çös Yülmesinden okorkulab'lirdi. Hattâ su nehrin buzlarını örtmeğe başlamıştı. Kars şıya geçebilmek ümidi sncak çok acele €t« memize inhisar ediyordu. Biraz sonra Or« du hazır bitirdi. İngul boyunca Of» du yayıldı ve ayni zamanda hareket etti, h le seferlere alışkın bulunan Tatarlar ki birbirlerinden biraz ayrılarak hafif bir tırıs ile nehri geçtiler. 2 Fakat korkularından ağır ağır yürü « yen, kırılmış buzların çıkardıkları gürül. 'en korkarak oldukları yerde duran Sis pahiler suların içinde kayboldular ve gös zümüzün önünde boğuldular. Askere tek» rar intizam dairesinde toplanmağa va « kit bırakmak üzere karşı sühilde durmuğ İrim hiç fayda etmedi. Yalnız, kendisinin | *EK- (Arkası var) (1) Bunlar Türk askerlerinin o nefislerini feda etmiş ferdleridirler. o Ya galebe etmek ya ölmek için ahdetmişlerdir. Fakat hiç bi Bu gece möhetçi olan eczaneler şunlar. | dir: — İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Şeref), Alemdurda: (Ab- dülzadir), Beyazıdda: (Cemi), Samat » yada: (Rıdvan), Eminönünde:. (Meh - med Kâzım), Evübâe: (Arif Beşir), Fes » (Emilyadi), Şehremininde; (Ham di). Şehzadebaşında: (Hamdi), Kara - gümrükte: (Arif), Küçükpazarda: (Ne- cati Ahmed). Beyoğ.u cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Kanzuk), Daire « de: (Güneş), “Topçularda: o (Sporidis),| Taksimde: (Nizameddin), Tarlabaşında;| (Nihad), Şişlide: (Halk), Beşiktaşta; (A- M Rıza), Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: © (İskelebaşı), Sarıyerde: (Asaf), Kadıköyünde: (Sıhhat, Rıfat), Büyükadada: (Halk), Heybellde: (Halk), ROMATİZMA LUMBAGO SİYATİK ARKA BEL ve BÜTÜN AĞRILARA KARŞI

Bu sayıdan diğer sayfalar: