m kıyafetim nasıl? a he yor m: — Fazla ined etme kocacığım, yavaş Yavaş kizmıya başlıyorum. .. İşte bir tame daha... İşte, işte fevkalâde, , Kadınlara sastlıyorum. — —— İki kişi Yalnız bir tek eline eldiven taka Ma sordular: — Bir tek ele eldiven takmık moda Madir? — Evet modadır. Ve bu modayı bilen galnız iki kişi vardır. — Biri sizsiniz, öteki kim? — Eldivenimin öbür tekini bulun a - m. * Üste gelen Karı koca münakaşa ediyorlardı. (Karı) ne münâkaşası ederler ki, elbise yenünakaşası), Erkek karısına bağırdı: — Sence elbiseğen üste gelen hiç bir Ye yok mudur? Kadın cevab verdi; »— Olmaz olur mu, var, — Nedir? — Manto! » Gidiyorlar Yaşlı erkek söyledi: — Bizim zamanımızda misafirler eve gi terker ayakkabılarını kapının önünde bi- #akırlardı, Misafirlerin çabuk gitmeleri - hi istediğimiz zaman karım, ayakkabıla - tin sitlarına tuz koyardı. Misafirler de he- Men kalkıp giderlerdi. Genç erkek te söyledi: — Bizim zamanımızda misafirler eve ayakkabilarile giriyorlar amma; çabuk Bitmelerini istediğimiz zaman gene çare- Mini buluyoruz. Karım Piyanoys oturu - Yor. Piyano çalmıya başlayınca hepsi bir- dan kalkıp gidiyorlar. aman gözlerine bu keder fazla sürme SON POSTA siyah? — Karım öleli henüz iki gün oldu da.» Yazık değil mi ? Seni ben çok severim Bana yazık değil mi?.. Gelmezsin; gel, gel, derim.. Bana yazık değil mi?.. Bir haber iletmezsin, Kapında bekletmezsin; Söylerim söyletmezsin, Bana yazık değil mi?.. Hiddetlendin sen, neyek İstemem seni diye? Reddettin biteviye, Bana yazık değil mi?.. Kafam sanki boş gibi; Ne oldum, sarhoş gibi.. Kovarsın hoşhoş gib', Bana yazık değil mi?.. Şimdi budur hep tasam, Kabahati öşksam, Ben aklımı kaçırsam, Bana yazık değil mi?.. ..Bir tane daha, bu öte. kinden de güzel, İstanbul sokaklarından kamyon ge - çiyor, Serçelerden biri — Şu kırlangıcın ha- line bak, her sene seyahate çıkıyor, kibirinden yanına varılmıyor. -. Bir tane... Eyvah ka- rımmış, yandık, lu i — Bizim çeteye e amma) silâh kul « lanmasına bilir misin? Haydud namzedi — Bilmez olur mu yum. senelerce bir mobilyecinin ya- nında tabanca boyasi yaptım. — Bak bak, Necmiye babası; mar « tarh tüfek almiş. > Gikiküdik Yağmur yağmış, sokağı sel basmıştı. Karı koca odalarının penceresinden bakı- yorlandı. Erkek: — Bizim Venedik seyahatini hatırla - dım, dedi. Kadın şaşırdı; — Biz Venediğe gitmedik ki, — İşte ben de onu hatırladım ya. git- medik.. * İyilik Nişanlısı, genç kıza sordu: — Benden başka birini seviyorsun öy - İe mi?.. Onun Ismini bana söyler misin? Genç kız tereddüd etti: — Yoksa ona bir fenâlık mu edeceksin? — Bilâkis iyilik edeceğim, bana iade edeceğin nişan yüzüğünü ona ucuz fistla satacağım da,, * Bersöz Ev sahibi piyano çalıyordu. Misafir - lerden biri uyandı. Yanında oturan misa- fire sordu: — Şimdi ne çalıyor? —'Bir Bersöz! — Bersöz ne demektir? — Ninni, — İlk çaldığı de buydu galtba, Ben çal. miya başlar başlamaz uyuyuvermiştim. * Gözlüklerim var Muallim, gözlüklü talebeye sordu: — Koklamak için burnun, işitmek işin kulakların var. Ya görnek için? — Gözlüklerim var, ingiliz gözü ile bugünkü Yirmi dört yıl önce bir harb oldu. İn- harbin mes'uliyetini o zamanki Alman hükümetinin arkasında gizlenen bir harb partisine yükler, Alman halkı - na kabahat bulmaz. Alman ise, ayni samimiyetle bir başka fikre inanır, Büyük Harbden evvelki hü- kümetin siyasetini mazur götmemek beraber, Almanyanın harbe mecburen sü- rüklendiğini söyler. Rusyanın «Slav bir- ği. emelile Balkanlardaki #htiüâfı kö - rüklediğini, Fransanın unu 1870 mağlü- biyetinin acısını çıkarmak için bir fırsat ığını, Büyük Britanyanın da her han- iyette kendisinden müzaheret Rusyaya bildirmek hatasına nü, bu hal karşısında Almanya bilmek için harbi göze aldığını sırf milli varlığını Fransızlara kargı m vaktinde korumak kaygısile Belçi- kayı çiğnediğini ileri sürer. Her fki tarafı da kanaatlerinden dön «- ye çalışmak boştur. İyisi mi, görüş nı olduğu gibi bırakmah. Yalniz ih - tilâfları öyle halletmeli ki bugün ekilen tohumlar yarın harb değil, sulh gonca - ları versin, Almanyanın 1914 vaziyeti hakkındaki bu görüşlerini öğrenmek, Alman milleti » nin Versay muahedesine karşı takındığı tavrı ve bugünkü Alman kudretinin e - sasını kavrıyabilmek bakımından elzem- dir, Kabahati olmadığına inandığı bir ha reketin cezasını, silâhsızlandırılmak su - retile ödemiye mahküm eğilen Almany 1918 den 1933 e kadar. kuvvefl! komşu - İsrı srasında kendini tam bir emniyetsiz- rdü, Kara hududları emniyet. rmelidir. Yabancı k n ne oldu İnin on beş yıl ması! bir aciz içi dığını ancak o vakit anlıyabilir. İşte Hitlerin Alman milleti üzerinde bu derece nüfuz kazanmasına sebeb, onu ye- İni bir harbe sürüklemeden, böyle bir muahedenin esaretinden kurtaran yegâne | İnsan olmasındadır. Alman devlet şefi muahedeleri sulh yolile bozmakta devam ettikçe, en müfrit Nazi aleyhtarlarında bile bu bağlılığı bulacaktır. Fakat şayed harb çıkarsa, umum! min- net te sarsılacaktır, Geçen Eylül buhra- nında, nasyonal sosyalizm hükümetinin arda kalıp kalmaması hakkında Al -| önüne u ve Almarı " |eğeceği hakkında Fransa Almanya Alman halkına göre dünkü ve yarınki harb, Yahudi meselesi, beynelmilel hâdiseler ve İngiltere ile Fransa Mez» levhasını görmese Naziliğin kat yürekliliğini çabuk unutacak, * Nasyonal sosyalizm, yeni bir kıyafete bürünmüş« Prusya militarizm; i değildir. 60-70 milyonluk bir milletin zorla kabul iği bir mushedeye nihayete kadar baş ve İngilterede beslenen kanaatin, Almanyada yarattığı fanatik bir sksülâmeldir. Bu aksülümel, Jırk nazariyesi esası üzerinde yılmadan yürüyor ve onun uğrunadır ki kabile ah- k kanunlarını ihya eyledi. Fakat nasyonal sosyalizmin şöhretine b, ne ahlâk, ne de ırk nazariyesidir. bu şöhreti, Versaya karşı kazandığı zafer, memleketin içindeki başarıları ve halkın cesur bir iş adamına, tam bir Al man hayranlığile bağlanması temin et - miştir. Hükümet 6 milyon işsiz sayısını sıfıra indirmiştir. Bu, ne tamamen silâh fab- rikalarındaki faaliyete, ne (gerçekten bi- rer mimari kıymeti olan) kışlaların ya - plışına, ne nehirleri sefere kabiliyetli bale sokacak olan kanalizasyonlara, ne Berlinin muhteşem bir halde yenilenme - sine, ne garb hududlarının tahkimine, ne de kamplarda altı ay, orduda iki yıl sü - ren meoburi hizmete atfedilemez, İma » serbest reyleri toplansa, ek | hemen muhakkaktı. Buna mukabil, Sü -| İdetleri kurtarmak üzere harbedip etme- mek maksadile plebisit yapılsa, netice €- zici bir ekseriyetle harb taraftarlarının aleyhine çıkardı. İ Alman halkının çoğu, bilhassa orta si - İ mf, Hitlere âdeta bir «mesih» gözile ba «| kıyor. Ve onun arzusunu - yahud nasyo - nal sosyalizm prensipleri tefsirini - ahlâ- kın mibenktaşı sayıyor. Nasyonal 508 - yalizm hıristiyanlığa muhalif midir, de- gil midir, bunun ne ehemmiyeti var? Al- man halkı Adolf Hitleri kendine yeni bir din gelirmiş sayıyor, Katolik evlerinde! bile Führerin resmi Hazreti Meryemin| Toplanma kamplarına ve Yahudilere karşı yalnız Naziler değil, bütün halk ka- yıdsız.. Hepsi de «Yahudiler ettiklerini buldular, mali buhranları işlerine uydu - ruyor, yükl manlarsa fakirleştikçe (o fakirleşiyorduk. Onların, vatandaşlık duygusunu hiçe s2- yıp hep kendi hesablarına yontmak için, iktidar mevkilerine geçmesine mâni ola- mıyorduk» diyorlar, Nazi idaresinden ev- Gel uzun yıllar Almanya ve Avusturyada yaşamış olan ecnebilerin bu meseleyi ten- kid elmesine bak verilmiyor. Yahudilere yapılan tezyik pek açığa! vurunca parti mensubları haricinde an - cak bir iki müdafi bulabiliyor. Hüküme- tin salâbiyetli organı olan Yalvıdi aleyh- tarı Der Stümer, genç ihtiyar herkesin 0- kuyabilmesi için bütün şehirlere, kasa - balara yayılıyor, Fakat - Der Stümer müstesna - insan otellerin, yüzme havuz« resmile karşı karşıya asılı, | tutuyorlardı. Biz Al -! İlacının kapılarına asılı «Yahudiler gire- İşin esası müthiş bir sınal dirilmiye da- yanıyor. Nazi idaresinin icad ettiği siş cephesi», işçinin nazari olarak patronile iş birliği edebilmesi, ameli bakımdan da rahat yüzü görebilmesi içindir. Hususi bir teşkilât, gezmeler, eğlentiler de ter - tib etmektedir. İşçiye kalsa, kendi kese - sinden bunların birini yapamaz. Bunlar - dan başka «kış yardımı> projesi de mu - vaffakiyetle başarılmıştır. Hepsinin iyisi, bütün şehirlerin başına belâ olan hafta sonu gürültülerine, sokak kavgalarına, (Mayıs bir) nümayişlerine hihayet verilmiş olmasıdır. Başını dinle « meyi seven her Alman; hükümetin hütri- yeti değil, hürriyetin sulistimalini orta - dan kaldırdığına inanıyor. «Hitler gençliğiz teşkilâtı gençlerin bir yandan Alman memleketinin güzellikle - rini tanımalarını, bir yandan da vücud - lerini çevikleştirmelerini temin ediyor, Yaz günleri yollarda hep sırtında çantası yaya veya bisikletli Alman gençlerine rastlarsınız. Bunların, kendilerine telkin edilen siyaset ve kabadayılıklarını dinli . yen; içinde medeniyet namına bir acı du- yar Fakat iş kampını takib eden iki yıl İlik asker ocağından geçince bu palavra ların kaçta kaçı kalacaktır acaba? Zira odu realisttir, ağır başlıdır, tamsmile de Nazileşmiş değildir Fizik bakımdan, küçük çocuklar İngi « Wiz çocukları kadar gürbüz değil. Kırk ya. gını bulanlar İngilizlerde görülmedik şe - kilde, biçimden çıkacak kadar şişmanlı « yorlar. Fakat on beş ile yirmi beş arı daki gençlerde numarayı Almanlara ver. mek lâzım. Alman gençliğindeki bu üs - (Devamı 14 üncü sayfada) pre e RE e Me Ne A m in eml nimeminin sinin ii Si ln |