Uludağda Üç f ares ema 02 4108 ANLATAN: NUSRET SAFA COŞKUN Dğda kar eğlenceleri: Düşen bir genç kız kar topu na tutuluyor. ei Bizden bir sâat sonra yarıyolda ayrılan Üç kaptıkaçtı ile arkadaşımız otele geli- yarlar, z Onların da iştirakile büyüyen bu neş'e- ında ağırlaşan göz kapak - gizli alış veriş ya- idareye çalışıyorum. Cemal şişman vücudünt ir gemi şeklinde iki hasır ük bir şekerleme yapı Bayan Nemide İpşir, dünya cenneti ol- duğunu sonradan tasdik ettiğimiz dağ hakkında fikirlerimizi soruyordu. Çıkmanın biraz müşkül olduğunu söy- ledim; hak verdi. Her vatandaş sporcu değildir, her turisti te kayak meraklısı olmaz. Binaenaleyh hiç olmazsa yolun kısmı azamını yorulmadan, matuz kalmadan çıkabilmesi lâzımdır. Bunun için de ya traktör, ya olaşeni de- nilen dağ otobüsü temin etm Bunu bilâhare sayın Bursa fik Soyerle de konuştuk. cu da plsa, enerjisinin y sürfediyor.. Bayan Nem'de diyor ki: — Buna rağmen dağın güzelliği şeyi unutturuyor. dünya cenneti isi Şe - a çikan spor- rısını yolda her dünya cenne- bıma a. üz gir tine bile gece öbür taraf! tında gireceksem, cehenneme gi eğe razıyım Nazik ev sahibeml; — Yorgunsunuz, miz odalarınız hazırdı “ Şömine mukallidi bir ocağın ısıttığı, derli toplu, beş yataklı temiz bir odaya götürülüyoruz, Ocağın karşısında, soyunup, dökünüp &eyif çatmak, bütün yorgunluğumuzu wv vutturdu. Bu aralık İlyas Sınal sırt çantasını aç- mış, iğne iplik çıkarmış, söküklerini di. kiyordu. — Bakın! diyor.. bir kayakçının çan - tasında neler bulunur? İlyas Sınalım levazım arabarına benzi- yen çantasında bulunanları yazmak, ya- rım sütunu bulur. İğneden iplikten tor. mavidaya, pijamadan havluya, şekerden benzine, fotoğraf makinesinden kitaba Kağar, aklımıza ne gel yantaya nasıl yoru Ocakt slm kütükler, çıtırtılar çı » kararak yanıyor. İçinde. vücudümün ge diyorum. Üstümüze tatlı bir rehavet çök- » Arzu ederse « muş bunlar, hayret edi. müşkülâta| Burası hakikaten bir; se var., bu küçtk! Oda hafif bir Kızıllık| Kayaklar ayağa geçtimi, iradenizde başını başın alıp ayağa gidiyor. Ya “başım gözüm Allaha emanet, | deyip kendinizi bırakacaksınız, yahud da sırtüstü yere düşmeyi göze alacaksınız! Zel Değneklere dayana dayant umumi felç geçirmiş bir hasta itinasile yürümeği başladım İtü: Dışarda rüzgâr, tipi dehşet. Pencereleri örten karların arasından beyaz yorganlı karanlık geceye bakıyo - İrum. Sonra yorganı, battaniyeyi üzeri - i me çekiyorum. — Geceniz hayralsur * Sabahleyin altıda uyandım. Gece 0 - cak sönmüş, üzerimden battaniyeler kaymıştı. İlk işim pencereye koşmak ol-| du, Kar yoktu. Fakat dışarının rengi dün- İya siyasetinin ufuklarına taş çıkartacak İ bir bulanık'ıkta idi, Ocağı yakmağa çalışan hizmetkâra yar- İ dım için rehberimiz İlyas Sınal: İ — Hava pek iyi değil! diyor, talihinize.. İ Korkutmamek için hemen i#lâveyi de ü- Butmuyor: — Masmafih korkulacak bir şey yok. biraz limoni. Bizim seyahatin İzerine ekşi bir lezzet serpecek olan bu havanın limon çeşnisi içinde devamını temenni ederek yemek salonuna geçiyorum. Herkes kalkmış kahvaltı ediyor, Soru « yorlar: — Nasıl cesaretiniz var mı, bu havada dağa çıkmağa?.. Üç tıbbiyeli genç gözümü korkutu « | yorlar: — Tipi bastıracığa benziyor. Direktör Bayan Nemlde İpşir: İ — Hayır, korkulacak hiç bir şey yok. İben de sizinle beraber geleceğim! İ Diye bize cesaret vermeğe çalışıyor. Bu cesareti gösteren bir bayanm ya « Imyo Gün ızdan | Jeponyanınen — Matsumasa Yon Eski sahne artisi, bug mühim siması y ay ünkü Amiral, Bahriye süvarisi kumandanı ve istasyon şefi | veya lord o- maktır. © Alman hülyası doktor veya | Japonun da bülyası yon şefi olmak» Bunun doğrulu - öunu anlamak için düşünmeli ki bir Ja pon istasyon şefi a. lelâde bir adam, bir şahsiyet o değidir. Meselâ Tokyo yük - sek sosyetesine men sub şahsiyetlerden çoğu «Fahri istas - yon şefi» Jâkabını mağa müsald olsa bayan tatlı canını teh- keye koyar da önümüze düşer mi hiç?. Çayımı yudumlarken pencereden dı « şarı bakıyorum: Bulutlar dünya meseteleri kesafetinde birbirlerinin üzerine yığılarak yuvari İktde bir, aralarında, aralik bulduğu pencerelerden güneş başımı u - zatıyor. — Dağda hava hiç belli olmaz! diyor - İar.. biraz sonra bakarsınız her taraf gün. lük güneşlik” Lâkin bizi korkutmak endişesile, gün- lük güneşlik yerine karlık tipilik sür -| prizini ilâve etmiyorlar, K. — Sıkı kahvaltı edin.. geç kalırsak acı- kırız, ihlarına rağmen gırilağım şuur - suz cesaretimi protesto eder gibi darlaştı, üc lokma ekmeği sürükliyen yarım fin - can çay içebildim. Bizimle beraber bu - raya gelen Bursalı üç genç dağa çıkmak- tan vaz geçtiler, Onlar akşama kadar burada kaldıktan sonra geç vakit Bursas ya avdet edecekler, Biz, başta İlyas Sınal ve Bayan Nemi- de İpşir olmak tere beş kişiyiz. Hep beraber aşağı inip kayakları a - yaklarımıza geçirdik. Benimkiler İstan- bul sokaklarını çiğnemiş bir otomobil Jâs- tiği külüstürlüğünde.. küçük bir tamirden geçiyor... tamiri yapan çocuğa soruyo - rum: — Evlâdım, sakın bunlar beni İstanbul İtramvayları gibi yarıyolda bırakmasın?.. Temin etti. Kapıdan heyamolalarla kara çıkar çık- haizdirler, Bu bir asalet ünvanıdır. Hem de çok| mergub bir asalet ünvanı.. Başvekil prens Konoye «Fabri istas-| yon şefisdir. Amiral Matsumasa da fah-! ri istasyon şefi idi, Şimdi hakikaten is. tasyon şefi olmuştur... Amiralın ismi- nin kısacası amiral Yonaydır... Japonlar umumiyetle kısa boylu in- sanlar oldukları halde amirel uzun boyludur. 175 boyu vardır. (Amiral Yonay Japonyada demiryollarının ba - bası ümvanını kazanmış olan meşhur baron Kentrao Okuku'nun torunudur. Buaile Satsuma hanedanına mensub - dur. Askı eri hayata intisab eylemeden ev. al Yonay komik şarkılar söy - şöhret kazanmıştı. Oğlunu ti- yatro kumpanyalarına almasmlar diye babası bu kumpanyalar müdürlerine avuç dolusu tahsisat bağlardı. Buna ramen genç Matsuma Oyonay uzun ddet sahnede çalışmak için uğraş- mış, nihayet babasının emirlerine inki- yad eylemek mecburiyetinde kalmıştır. Şimdi amiral 39 yaşındadır. Japon mun baş amirallerindendir. Meş- Bir nüfus Kaydı hikâyesi İstanbul Kadastro memurlarından A- saf Turay gazelemize müracasi oldi ve şu hâdiceyi anlatı 4— Yedi çocuk babasıyım. Altıncı ve ye- dinci evlâdlarım Muzaffereddin ile kız- mın nüfus kayıdlarının yollanması İçin Bursa nüfus idaresine müteaddid defa- lar müracaat ettim. Üç ay vur ki cevab alamıyoruz. Oğlum Konservatuar talebe- sidir. Nüfas kaydının osibi için mekteb maz, bir ayağım kaydı fleri gitti, diğeri takıldı, kımıldamadı, ben boylu boyum- ca arkaüstü yere yuvarlandım. Allahtan yerler, yeni hallâçtan gelmiş pamuk şil. telere benziyor. Sopalara dayandık, doğ- rulduk; ne yapalım, düşe kalka gidece - Biz. Yalnız kayak denen &letlerin bir hü- yu var: Biraz yokuş görmüyor mu, yüz bul « muş arsız çocuk şımarıklığile alıp başım gidiyor. Nasıl durduracağız? Tarif etti - ler, İnşasllah tatbik edebilirim. İki desteğime dayana dayana umumi fele geçirmiş, ilk defn sokağa çıkan bir hasta itinasile yürümeğe başladım. Kayaklar a yağa geçti ml, iradeniz de başını, başı - mızdan alıp ayağa düşüyor. İki adım atar stmaz, karpüz kabuğuna basmışınız gibi vücudünüzün merkezi sikleti arkaya gi- diyor, ya başım gözüm, Allaha emanet iz, yahud sırtımıza yerie onuzu çıkarın, ağır gelir!, Dediler, nmda cesaretsiz gözükmeği doğrusu er - kekliğe yaraştıramadım; hem hava boz- idaresine iki aylık bir tashhüdname ve- rerek kabulünü temin ektik. Halbuki ta ahhüd müddetin! bir ay geçirdik. Mekteb Maresi nüfusunu getirtmediğim için ço - cuğumu çıkaracak olm birşey söylemeye tasfle bir daha müracasi etmek mecbu - riyetinde kaldım. Keyfiyeti alükndar ma- kamların nazarı dikketine koymanın di- lerim.» * İcra memurlarının mükteseb hakları Okuyucularımızdan Olhengirde oturun bir icra mermaru yazıyor: İcra teşkilötnın intizamını temin mak sadıie Icra işleri meslek mektebleri açıl - dı ve birer senelik bu mesek mektebleri âli tahs'le muadti addedilerer buradan çıkan müslantik ve zabıt ikâtiblerine mük- beseb hakları büki kalmak kaydile dip - lomalari verildi. Yakın samana kadar ka- nunen fera memurları da hâkim amıfın- dan addediliyorlardı. Halbuki son hâkime ler kanununun maddal mahsuma bu mükteseb hakkı ref fe meslek mek - (Devamı 10 uncu sayfada) tabi mezunları icra memuru değil, icra hur amiral Togonun tam hayrülhalefi dir Çok feaal bir askerdir. Başvekil prensi Konoye Çin işleri hakkında toplanmakta olan konferanslarda mü « hakkak onun da bulunmasmı ister, Şimdiye kadar başkumandanlıklar daf- ma kara ordusu kumandanları tarafın, dan ihraz edilirdi. Japonyada bu sefer bu sıfatı bir amira) kazanmıştır. Amiral Yonay bir müddettenberi ye ni bir sıfat kazanmıştır. Bu sıfat onun itibarmı arttırmış bulunmaktadır. Mançuri demiryolları hatlarına te - varüs eylemiş olduğundan bu vesile ile bihakkin istasyon şefi ünvanını kazan- Bunca askeri vezaifine inzımamen gi mal Çindeki nehirlerde yapılan nak liyat işleri müdiri umumiliğini de ele almıştır Bu müdiri umumiliği gerek rakik bulunduğu «İdumo» zırhlısından gere Manchurian Ralways Kkumpanyasınır merkezi İdaresinden idare eylemekle dir... (Devamı 10 uncu sayinda) memur muavini addederk bedenni ettir « di İcra memurluğu bir ihtisas işi olduğu ve mükteseb haklar da kanunen tasrih e- dilmiş bulunduğu halde yeni şekil bu sı - nıfın gadrini mucib olmuştur. Bu sebeble meslek mektebi mezunu iera memurları - nın mükteseb haklarının tadesini diler ve bu cihetin yeniden nazari dikkate alna» cağinı ümid ederiz. * Üç aydn bir maaş alamıyan mekteh hademeleri Okuyucularımından Kınltoprakta Kör « dere sokağında Osman Akarsu yazıyor Haydarpaşa llsesinde çalışmakta olan garson ve hademelerin aylıkları 0ç aydır verilmemektedir. Mekteb ilaresine VAKİ müracsatler İse elşinize gelmiyorsa çalış mayınız» cevabile karşılanmaktadır. Her bireri alacakları cürl bir para ile çoluk çocuk geçindirmek mecburiyetinde bulu» nan faxi: müstahdemlerin bu müşkül va» #iyelten kurtarılması için keyfiyeti Maa- TIf Vekâletinin nazarı dikkatine arzetme- mizi rica ederim> * Polatlıya borsa lâzım Okuyucularımızdan zahireci Bahkesirii Ali Çevik yazıyor: İş ienbi Polatlıya uğradım. Senede 4000 vagon buğday, 100 vagon yapağı ve 80 vagon ürtk ihraç eden bu İşlek ticaret merkesinde bir borsa mevcud © ğını gördüm. Bu sebeble birçok yolsuzluklar olduğu gibi kıyıda köşede sinmiş olan zı möül ibeler zürram elinden malı. mı yok pahasına da almak Bu güzel yurd parç #natini koruyacak bir bdası alâkadar makamatın nazarı dikkatini bi lizamılu buldum. nda zür! cek