SAÇ TUVALETİ çini bilmem amma, dışı itibarile şe » kilden şekile giren ve her zaman de Bişen şey kadin kafası olsa gerek. Kadınlar, bir zaman saçlarını topuz yaparlardı. Sonradan iki topuz yaptılar, Daha sonra ne oldu nereden bir moda TÜZ giri esti bilmiyorum.. topuzlara; örgülere der parmağını birbiri içerisine boşta kalan iki baş parmağını dışarı doğru döndürürmüş: — Ben, demişler, bundan başka bir g6Y bilmez misin? — Bilirim! Demiş, birbir! içerisine geçmiş olan fki geçirir, içeriden gür ee DRY lak kaldılar, Bal olnin dörder parmağını gene AYnl VEL da uzun sürmedi. Kısalan saçlar biraz u- zayınca mangal maşasile kıvırdılar. Bir zaman da böyle geçti. altı aylık denilen zenci kıvırcığı modası ortaya çıktı, çok görmedi. O da yerini başka bir modaya baraktı.. altı aylığı takib eden moda biraz garibâi. Kadınlar, saçlarını simid şeklip- ds tepelerine (topliyorlar. Tablası - mı bıraktığı halda başındaki tabla alt » ağını çıkarmayı unutmuş seyyar Yo - Hurtçuya benziyorlardı. Bu moda da geçti. Uzun saçlar biraz daha uzayınca onları başın etrafında çerrelemek güçleşmiş olacak kı. artık yalnız enseye gelen kısmı dışarı doğu kıvırıyor, rulo yapıp b'rakıyorlardı. En- sedeki saç rulolarının üzerinde gerçi tez birfkiyordu amma bir elhetten de fay - dam vardı. Baştak! o kepekler de orada toplanıyor, elbisenin, mantonun yakasına dökümü yordu. Son günlerde bu da değişti. Şimdi ka - ümlar, saçlarımı gene oenselerinde rulo şeklinde tophuyorlar amma yeni rulolar eskileri gibi dışarıya doğru değil içeriye Goğru dönük. Adamın biri, her zaman iki elinin ör. İyette tutarak, #ki başparmağını bu dışarıdan içeri döndürmüş. Galiba, kadınlara da: — Siz saçlarınız, dışarı doğru Kıvnl - mış rulo şeklinden başka şekilde topliya- maz mısımız? Demiş, olacaklar ki, onlar da: — Toplarız, Deyip, içeri doğru kıvrılmış rulo gek- inde toplamıya (başlamışlar. bakalım bu da ne kadar devam edecek? Bu yazıyı okuyan kadın okuyucularım belki bana: — Sen de bugünlerde kadın saçlarına parmağını doladın! Diyeceklerdir. Fena mi ettim; madem ki parmağımı kadın saçlarına doladım. Parmağımı saç- ları arasından usulcacık çektiğim zaman parinağıma dolanmış olan saçlar bir rulo halinde kalır; tekrar kıvınıp rulo yap - mak zahmetinden kurtulurlar. İsmet Hulüsk SON POSTA Kadın Köşesi Çocuklara nasıl oyuncaklar almalıdır ? iz Pek küçük çocukların (o oyuncaklarını glaüt, selülold maddelerinden yapılmış olanlardan yutulamıyacak kadar büyük ve yıkanarık temizlenebilen nevinden seçmeli, Yere düşmemeleri için de temiz bir kordonla bu oyuncakları bebeklerin beşiklerine bağlamalıdır. Hangilerini almamalıdır? Nikel tahta! oyuncaklarla madeni, sivri oyuncakları kat'iyen almamalıdır. Çocuk bunları ağ- ına koyunca ya boyaları ağzına bulaşır, Yeni ve büyük bir san'atkâr: Henry Fonda Amerikan sinemasının çok sevilen simalarından biri olan Henry Fonda, gençliğini en müşkül şartlar içinde geçirmiş, yapmadığı iş kalmamıştır yıldır Mauresm | Bunları biliyormu idiniz? | nehir ya dn sivri yerleri ağzım incitir. Hiç bir oyuncağı bebeklerin beşikle - rinin üst tarafına asmamslıdır ki ona ba ka baka bebeğin gözleri yorulmasın * il il lenceli bir film çevir« ves eylemiştir. Bunu O'Sulliven ie birlikte büyük ve eği e : ğ l ld wirebileceğini bem da sola Üniversitesinin gazetecilik kursları- bası hem fi çe eceğ ei na pia başlamıştır. İki sene sonra işine devâm edebileceğini ileri sürdün muharrirlikten fazla ressamlıkta istid- ğünden bu tarzı tesviye delikanlının ho dı olduğunu anladığından Üniversiteyi işuna gitmiş, işe başlamıştır, Fakat De işin yorucu bir ş6y olduğunu da anlamış tır, Aradan çok zaman geçmeden tiyatro Bebekler ağlayınca ne yapmalı” Sıh - hatli ve süt zamanları iyi tanzim edilmiş) * bir bebek iki süt arasnda ağlamaz, Be-| terketmiş. i Ufak bir tecrübeden sonra ressamlık!a —. EO Dünyanm en büyük nehrinin sahili ol- mamakla beraber bütün dünyadaki ne- Dünyada son defa olarak yeni yelkenli bir gemi yapılmış ve «13 üncü Cuma» di- ye adlandırılmıştır. Bu gemi, 1907 Kânu- nucvvelinde 16 yolcusle birlikte bat- muştur, bekleri daha doğdukları günden itibaren intizama alıştırmalıdır. Altını değiştir dikten ve sütünü de verdikten sonra ar- tık ağlamasına ehemmiyet vermemeli - dir. Hasta değilse ağların dursun, Sus - turmak için beşiğini sallamamalı, ağzına emilecek bir şey vermemeli. Bir defa böy| Te alıştırınca geceleriniz hattâ günleri - niz bile yorulmadan, zahmet çekmeden . | hayatını kazanamıyacağını anladığından iş hayalına girmeğe karar vermiştir. Les Studios tiyatrom müdürünün Ar) yangin san'at hayatına vakfeylemeğe &z kadaşlarından biri tanıdıklarından oldu- ğu için onun vasıtasile Foley adındaki bu müdür ile görüşmeğe muvaffak olmus | radığından orasını da terkederek Nevyon ve kısa bir provadan sonra küçük bir rol|,, gitmiştir. almıştır. Tiyatroda park kazanacağını $a- nun birinde bir müdür muavinliği vaz desinin şaünhal bulunduğunu haber ak dığından hemen müracaat etmiş, artık eylemiştir. Fakat bu müdür mu ğinde dahi muvaffek olamıyacağım am Henry Fonda mazisini tasvir eylediğ rahat rahat geçer: nan Henry uzun süren bir mülâzemet Süt zamanları: Bilhassa ilk aylarda de.| devresi geçireceğini anladığından büyük Hişik olur. Çocuğun ihtiyacına göze bu -|bir inkisari hayale uğramıştır. Fakat bü- nu doktor tayin etmi miyetle bir yaşını bi hirlerin mecmuunun suyu kadar suyu vardır, Bu nehir, meşhur Golf Strimdir. Meksika körfezinden başlar, Amerikanm gerk sahilleri boyunca akar, Newfsund- landın yataklarında kıvrılarak Atlas Ok- yanusuna çevrilir ve bu suretle nehirlik vasfını kaybederek müthiş bir anafor ha- Uni alır. V sıralarda bu devrölerin hayatının e müşkül, en hazin, en berbad devreleri İ olduğunu; birçok defalar açlıktan ölmek umu -İna rağmen rol yapmadan vazgeçmemiş-| -hikeleri geçirdiğini itirat eylemiştir, , o -İtir. Bu sayede birçok şahsiyet Ge yakım-| pdy müesseselerinin, tiyatroların, sh çecek aylarda her gin altı defa dan tanışacağını hesablammıttır. Gitgide | nema stüdyolarının. ülnlarını hergün dirmek kâfidir. Altıncı ayda tivatro san'atkârlığına çok büyük bir aşk | hatmeyliyen delikanlı bir gün iki müm her gün verilecek alı sütten ikisinin ye- /ile bağlanmıştır. Fvine ancak yemek 78-| hal iş bulmuştur. Biri bir çiçekçi mağm ii rine kaynatılmış sütlü un vedirmelidir. İmanları uğramağı başladığından. peder zasında satıcılık, diğeri de bir müesses a b ED Bebeklerin uykusu: İlk aylarda bebek-|ve validesi onu adamakıllı — azarlamağa | de kâtiblik. Kâtiblik vazifesini tercih ey. lin ğ ler mümkün olduğu kadar fazla uyuma-| başlamışlardır. lemiş, fakat, az sonra bu vazifenin ağın Dünyanın en hafif kerestesi > hı. Süt zamanı gelince uyandırılmalı, süt-| O vakit Henry yirmi yaşına varmış. ığından dolayı ayrilmak ğtrammı df Dünyanın en hafif kerestelerinden biri| 19 uncu asırda yaşamış olan meşhur|ten sonra tekrar uyumağa bırakılmalı «| Bu hayatı bir mevsim sürmüştür. Çalış-| muştur. Ekuvatorda bulunmuştur. Balsa ismi ve . | #5k87 ve devlet adamı Lafayet Amerika-İ|dır. tığı halde babasının ekmeğine muhtaç| Nihayet bir gün eyaletlerde piyeslet #en bu kereste, mantarın yarı ağırlığın. |21 IStUKİMI savaşında müstemlekecilerin| Çocuğun kusmasına mani olmak icinİ olmanın kendisi için bir ayıb teşkil eyle-İ oynamak için turneye çıkmağa hazırla DE TA yide dir bavsleği en meşhur simalarındandı. Pariste, Ame | süt vermeden evvel altını (değiştirmeli) diğini anladığından tiyatroyu terkedereklnan bir kumpanyaya dahi! olmağı mu NR Bim sem rikedan getirtilmiş bir toprağın içine gö-| Yatırıldığı zaman yan tarafını yatırıl -| maaşlı bir vazifeye teyinini babasından | vaffak olmuştur. Vazifesi roller yapmak, kerestesini iy taşıya-İmitlmüştür. Mezarı Amerika toprağından | mah, arkası üstü yatırılmamalı rica eylemiştir. kumpanyanın muhasebesini tutmak, de , Dört yaşına kadar bebek her gün 38 -| Oğlunun artık uslandığından dolavı'korlar yapmaktan ibarettir! Henry leden sonra muntazaman uyumalıdır. büyük bir sevinç duyan babası birkaç| Fonda bundan sonraki iki seneyi de ağın Bebeklerin germesi: Bebekler üç haf -| gün sonra boş yere sevindiğini anlamış-| şartlar içinde geçirmiştir. Yapmadığı iş talık olunca sıhhatleri iyi olmak şertileltir... kalmamıştır... va iyi havalarda hergün dısarı çıkarılmalı.İ Tiyatronun müdürü Mösyö Foley bir! Niha; ilmeğe Fakat yağmurlu ve sisli havalarda kat"-İ gün Henry'i çağırmış ve yakında çev're-| maş, ikin e ei yen gezdirmemeli, cek olduğu filmde kendisine mühim bir oynanacak olan mühim bir piyeste hat Dısarıva çıkarırken iyice örtmeli, Kulrol vereceğini bildirmiştir. rı sayılır bir rol almağa muvaffak ok cakta çıkarılacak ise bir pelerine bürü -|İ Müdürün müracaati üzerine Henryde| muştur, meli, Arabasında ( çıkarılacak ise kalın İtiyatro ve sinema hevesi yeniden ve bü-| Henry Fonda bu rolünde pek büyük biz örtü örtmeli, Rüzgri süzmek için de yüsİtün şiddetile baş göstermiş, bu yüzden muvaffakiyet kazanmıştır. Bu muvaffa #üne bir tül koymalıdır. babası ile de münakaşaya girişmiştir. Ba-| (Devamı 14 üncü sayfada) | Bscaksızın maskaralıkları: “ En meşhur müstemlekecinin Zavallı bir ananın Müşkül vaziyeti Dün, ellisine yaklaşmış bir kadın okuyucumdan bir mektub aldım. Bu mektub, bayatın hazin bir hikâyesi hi nakletmektedir. Kısaca anlata « yım: Bu kadının ortahalli bir hayat ge irecek kadar bir geliri var. Boğaz içinde bir köyde oturuyor. Kızı ise i henfiz 18 yaşındadır. Mektebi yeni Şamar, “ozman İcağma mia: bitirmiştir, hassas, temiz bir kızdır. Bütün gayesi de evlenip yuva kür - * mak, annesile bir arada yaşamaktır, Bu çok müşkül suale karşı ne de Aradan günler geçiyor, nihayet mebilir? Fakat ben gene bir kurtuluş bu genç kız bit gençle tanışıyor. se. yolu buluyorum: Kızın başka bir vişiyar ve nihayet nişanlanıyorlar. muhitte, neş'eli ve kalabalık bir çe- Bu genç, zeki, güzel bir erkektir. hirde yaşaması lâzımdır. Bu, belki Buna mukabil ahlâksızdır. Aileyi onu hayallerinden, daha doğrusu muhtelif vasıtalara müracaat ede - melinkolisinden uzaklaştırabilir. — sn harlı Clare İran. TEYZE gerek kızın ünasından durmadan pa- ra çekiyor. Kadıfi nihayet dayanamı- yor ve nişanı bozuyor. Fakat bu ma- ceranın asıl acıklı tarafı genç kızm bu ahlâksız adamı delicesine sevme- sidir. Kızcağız bu yüzden yataklara düşüyor. Hattâ kan tükürmeğe baş iyor. Anne muztarfb ve perişandır. Bana soruyor: — Ne yapayım, kızımı ölüme mi, Örümcek