a İA n Ç AT L -8 Sayfa ATATÜRKÜN HATIRATI Meclisin İstanbulda hakkındaki kadim fikir ve kanaatımızı Salih Paşaya kabul ve tasdik ettirdik Li Mebusanın intihabında serbestii tam bulunması lüzumu hükümetçe emredil- miş olması hasebile intihabatın iccasın. da, cemiyet heyeti temsiliyesince, müda- bale vaki aclmamakta olduğu beyan edi:- di Mebusan meyanında, İttihad ve Te- rakkiye mensub ve orduda seyyiatlı eş- has bulunduğu takdirde, bunların mebus intihab edilmesine meydan verilmemek için heyeti temsiliyece irşad suretinde, süreti münasibede bazı telkinat yapıl- ması muvafık olacağı da mülâhaza olun- du. Heyeti temsiliyenin bu babda suret tavassutu da, ayrıca bir formü! halinde üçüncü protokol olarak tesbit edildi. Mahrem, telâkki edilip imza altına a- lınmıyan dürdüncü protokol şu İdi: 1 — Bazı kumandanların tardına ve bir kısım zabitanın divanıharbe tevdile- rine da'r sadır olan iradatı seniye va e- vamiri sairenin tashih olunması. 2 — Maltaya nefyedilmiş olanlar hak- kında kendi mahakimi aidemizde taki « batı kananiye yapılmak üzere Dersaade- te celbleri esbabına tevessül. 3 — Ermeni zalimlerinin de mahkem2- ye verilmesi. (Meclisi mebusana terkolu- nacaktır). 4 — İzmirin tahliyesi için hükümeti merkeziye tarafından yeniden protesto yapılması ve icab ederse hafi talimat jle ahaliye mitingler aktettirilmesi. 5 — Umum jandarma kumandanı, mer- kez kumandenı, polis müdürü ve dahili- ye müsteşarının tebdilleri, (Harbiye ve dahiliye nezaretlerince). 6 — İngiliz muhibler cemiyetinin (ka- Pı, kapı dolaşıp) ahaliye kâğıd mühür- lettirmelerine mâni olmak. 7 — Ecnebi parasile satın alınmış ce- miyetlerin faaliyetlerine ve bu gibi ga- zetelerin muzir neşriyatına nihayet ves milmesi. (Bilhassa zabitan ve memurinin bu gibi cemiyetlere İntisab eylemele: nin kat'iyyen men'i). 8 — Aydın kuvayı milliyesinin takviye- si ve jaşelerinin teshil ve temini. (Bu hu- sus harbiye nezaretince tanzim olunur. Donanma cemiyetinin 400,000 lirasından Jüzumu kadarı hükümet tarafından -bu maksada taksis kılınabilir). 9 — Harekâtı milliyeye iştirak etmiş memurların umumca sükünet ve emni- yeti tamme husulüne kadar yerlerinden kaldırılmamaları ve amali milliyeye mu- halif hareket etmelerinden nâşi — millet tarafından işten el çektirilmiş memurı- nin yeni memuriyetlere - tayinlerinden evvel sureti hususiyede müdavelei efkâr edilmesi. 10 — Garbi Trakya muhacirlerinin sevk ve naklin'n temini, 11 — Acemi Sadun Paşa ve maiyetinin sureti münasibede ikdarı. İmzasız beşinci protokol da sulh kone feransına gidebilecek zevatın esazniş'ni ihtiva ediyordu. Maahaza bu hususta bü- kümet, esasa riayet etmek şartile, serbest bulunacaktı. Bu müzâakeratımız. mazbutatı meya- nında, en mühim noktanın, meelisi milil- nin mahalli içtimana aid olduğu nazarı dikkat âlilerinizi celbetmiş olacağını tah- min ederim. Meelisin, İstanbulda inikadı caiz ol- madığı bakkındaki kadim fikir ve kana: timizi, Salih Paşaya kabul ve tastik ettii dik, Ancak paşa, şahsan bu kansata işti. rak etmekle beraber, bu iştirakin şahsı- na ald olup. şimdiden, bütün kabine na: mına söz veremiyeceği kaydı ihtirazişsini de dermeyan etmişti. Kendisi, kabine er- kânımı ikna ve bu fikre iştirak ettirmek için elinden geleni yapacağını vâd — ve muvaffak olamadığı takdirde kabineden çekilmekten başka yapacak bir şeyi ol madığını beyan eylemişti. Salih Paşa, bu hususta muvaffak ola- mamıştır. Meclisi mebusanın mahalli içtimat me- se'esine tekrar avdet eylemek üzere A- masya mi atına #id maruzatıma hi- tam veriyorum. Şeyh Receb vak'ası Biz, Amasyaya gelmek üzere Sıvastan ayrılır, ayrılmaz, Sivasta pek te boşa gitmiyen bir hâdise cereyan etmiştir. Bu inikadı caiz olmadığı hâdise hakkında kısaca arzı malâmat e- deyimi Amasyaya muvasalatımızda, İtilâf ve Hürriyetçilerin, ecanible müştereken bir | takım harekâtı hiyanetkâraneye — teşeb«| büs etti ine dair malümat almıştık. | Bunu derhal tamimen tebliğ etmiştim. Sivasta da, aleyhimde, padişaha telgraf çekilmek gibi bir teşebbüs olduğunu ve- tihbar ettim, fakat inanmadım, E bette heyeti temsiliye arkadaşlarımızın ve ka- rargühımıza mensub zevatın, valinin ve gairen'n dikkati buna mânidir dedim. | Halbaki, şeyh Receb ve rüfekasından Ahmed Kemüal ve Celâl namında üç şa- hıs bir gece telgrafhanede, kendilerine | Prnensub bir telgrafçı vasıtasile, tikleri telgrafları çekmişler... ilhakika, Amatya telgrafhanesinden h Paşaya aid şu telgrafı götirdiler: Bahriye nazırı devletlü Salih Paşa hazretlerine Yaveri şehriyari saadetlü Naci Beyefendi | hazretlerine Aylardanberi memleketimizde cereyan eden hali anlamak ve mahiyeti meseleye vukuf peyda etmek üzere merkezi vilâ- yete kadar ihtiyarı szahmet buyurmarızı menafii mülk ve millet namına cümleten istida ve mülk ve millet nafnına makine başına teşriflerini kemali ubüdiyetie is- tirham eyleriz. An evlâdı Şemseddini Sivast Receb Kâmil, Zarelizade Celdl Ülema, eşraf, tüccar ve emaftan mürekkeb yüz altmış mührü havidir İlyaszade Ahmed Kemal Bana da 19 Teşrinlevvel 395 tarihli o- lan şu telgraf geldi: Amasyada Mustafa Kemal Paşaya Ahalimiz, padişah ve hükümet efkârı- ni bizzat Sal'h Paşadan veyahüd emin bir Jisandan işitmedikçe, aradaki ıhtilâfa hallehinmus — nazarile — bakamıyacıktır. Binâaenaleyh iki şıktan birini ihtiyara mecburiyetinizi arzederiz. An evlâdı Şemseddini Sivasi Receb Kümil Ş Zoaretizade İly e Celâl Ahmed Kemal Biz, bütün memleketi irşad ve tenvir ile uğraşıyoruz. Fakat, düşmanlarımız da, bize mukabil, her yerde ve hattâ biz- zat bulunduğumuz ve her suretle hâkim olduğumuz Sivas şehrinde bile, habasalk lerini tera ettirebilecek deni vasıtalar bulmakta, muvaffak olabiliyorlar. Bütün ikazlarımıza, ihtarlarımız: rağ- men, şahsan kaybubet eder etmez, Si- vastaki zevatın görülen dalgınlığı her yerde, ne kadar kayıdsızlıklar ve müc2- mabalar vukubulmuş” olduğuna çek gü- ze) bir misal teşkil eder. 19 Teşr'nlevvel günü Sivastaki arka- daşlar, «Heyeti temsiliye» imzasile şu telgrafı veriyorlardı: «Amasyada Mustafa Kemal Paşa hazretlerine Şeyh Receb ve rüfekasının zatı devlet- lerine çekilmek üzere telgrafhaneye şım- di verdikler! telgraf sureti aynen ber- vechizir arzolunur; Bu babda topçu binbaşısı Kemal Bey Aayrıca tahkikat iera etmektedir.> Bu telgrafa, aldığımı arzettiğim tel. grafın süretini ilâve ediyorlar. Sivas telgraf başmüdürü de ayni gün- de şu malümatı veriyor: «Mustafa Kemal Paşa hazretlerine An evlâdı Şemseddini Sivasi Receb, İlyaszade Ahmed Kemal ve Zarelizade Celâl imzaları ile yazılan tolgrafnamele- Ti takdim ederim. Bu telgrafnameler ge- ce getirilmiş ve memurlarımız hafe edi- lerek yazdırılmıştır. Her ferdin şeraiti mahsuza dalresinde telgraf yazmağe hak- kı derkârdır. Ancak makine odasına rast. gelenin girmesi memnu bulunmak şöyle dursun memurların tehdidi ve ihafesi Rİ- bi haysiyet ve vakarı hükümeti rencide edecek harekâta ietisar etmek doğrusu kanuna isyan mahiyetindedir, Keyfiyeti vilâyeti celileye arzettim ve memlekct- te tesisi Intizam için çalışmakta olan zatı SON POSTA Garib şeyler | Çekoslovakyanın eşsiz saati arzu et-| Çekaslovakyada bulunan — bu alim saat, devrinin harikası olarak — anılır. Her saat başında, bir horaz öter.. Saa- tin üst penceresi açılır, Hazreti İsa, 12 askabı ile geçer. Kadranmın yanındaki şekiller canlanır, (gurür) aynasına ba- (hasislik) paralarını toplar, ölüm elinde bir santlik müddeti gösteren bir kum saati i!'e geçer. Bunu icad oden san'atkâr Hanus'un, saatin bir eşini daha yapamasın diye güzleri oyularak çıkarılmıştır. * Vahşiler arasında 40 yıl yaşayan kadın Kırk yıl Avustralya vahşileri, yam- yamları içinde yaşayarak, onların âdet lerine uyan, yavaş yavaş anları yam - yamlıktan vazceç'rten bir İngiliz ka - dını son günlerde ölmüştür. Terekesi a rasında çıkan bir kitabda, kadının ha - rikulâde maceralar geçirdiği , ya: ır. Kadının ismi; Daisy Bates'dir. Daisy 1899 da Avustralyaya gitmiş, ve yer - liler arasına düşmüştür. Bunların ta - mamile taş devri hayatı yaşadıklarını görmüş ve hir türlü medeniyet icabla- rına uyamadıklarını farketmistir. Fa - kal yılmamış, onlar gibi yaşamaya baş- lamıştır. Yamyamlar bir mucize eseri olarak onu yememişler, bir çadırda o - turan kadın da yamyamların âdetleri- ne ses çıkarmamıştır. Onların yemek - lerini pişirmiş, hastalandıkları — vakit onları tedavi etmiş, bir ananın çocuğu- nü yemesine ses çıkarmamıştır. Daisy, kabileden kabileye giderek, kullandık: ları 188 lehceyi öğrenmiş, bunun üze - Tirne de, yamyamlar kendisinden hoş- lanmaya başlamışlardır. Fakat kadım, 40 sene evvelki modanın tuvaletlerile yamyam kadınların arasında — dolaş - tıkça, onların alayına maruz kalmıştır. Buna Tağmen nerede çadır kursa yam- yam kabileleri onunla birlikte bulun - maya can atmışlar, ve kendisine bü - yük anne (Kabbarli) ünvanı verilmiş- tir. Onda, Tevkattabla kuvvetler te - vehhüm eden yamyamlar, yalnız er - keklerin bileceği mukaddes — (lâhları kendisine öğretmişlerdir. Bu vahşiler, beyaz derili insanlarla temasa gelince de, yamyam kadınlara ilk gömleği giy- diren, erkeklerinin pantalonunu ilikli- yen Dalsy olmuştur. Bir keresinde ikisi kadın ve biri er- kek olmak üzere üç kör — yamyam ile aylarca bir arada yaşamıştır. * Garib ziyafetler Hayatım mühim safhalarından bâzı - larını ziyafetlerle kutlulamak âdeti pek eski zamanlardan kalmıştır. Bu ziyafetlerin içinde son senelerde öyle gariblerine rastgelinmiştir ki in - san kendini hayretten bir türlü ala - maz. devletler:me de arzı hal ederim. (Arkan tar) Bunlardan birkaçını nakledeceğiz: ! — Dünyaya gelişlerini tes"d eyle- mek isteyer neş'eli birkaç İngiliz o gün e FND ZÇNDS OA NU ELAR EE PREEAD - ÇOCUKLARIMIZ Nasıl Yetişiyorlar? Münevverlerle konuşmalar “ Yedi yaşından küçük çocukların cahil ana, babâ elinde kalmaları en büyük içtimat derdlerimizde? biridir ve bu derde ancak devlet deva olabilir. ,, — l Geçenlerde analar ve babalarla çocukla - rını pasıl yetiştirmeğe çalıştıkları hakkında zonuşmuştum.. Bugün de 'Türk münevyerlerinin, yedi ya- | gından küçüklerih şurada burada başı boş dolaşmamıaları ve basit, cahil ananın, baba - İnin fena terbiyesi tesirinde kalmumaları için 'yapılmazı Jüzün gelen işler hakkıngaki nok - |tal nazarlarını naklediyorum: Bayan Behice Ünkan (Muallim): | — u mesele hakikaten çok büyük bir iç- |timal derddir. Ve bu derdimiz de ancak dev- letin elile deva bulecaktır fikrindeyim. Çün- kü Türk allesi buğün umumiyetle orta hal - liden biraz Gana aşağı bir iktısadi seviyede- &ir. Her ana baba da hiç şüphe yok ki ço - cuğunun İyi yetişmesini ister. Pakat 0 im - kânları bulamazsa ne yapabilir? Hem bu a- fenin en büyüt kısmini da münevver olmi- yanlar teşkil ediyor. Bu iki şarttan mahrum ana baba da çocuğunu tabil kendi kendine bırakıyor.. Cocuk terbiyesi hakkında yapılacak her - bengi bir propaganda sanmam Ki müeasir bir vasıta olabilsin | Gene yukarda söylediğim gibi bu işi sade devlet basarabilir. Yapılacak şey de çocuk yıvaları ve daha doğrusu ana — mektehler! tezis etmektlir. Bugtin bizde ana mekteble - rinin sayısı a değildir amma matltb Ihti « yaca kifayet etmemektedir. yürde mühim bir nisbetle ölürler. “:. hastalıklarla birlikte hiç kontrolsüz , ler, Ve ruhi temayüllerinin iyisile d& sile de birlikte inkişaf ederler. Bizde çöcük işlenerek üserine — Üİ ’,J meydana getirilen bir eser değildir. fl" çocuk yetiştirmek bir memleket için ’”,ç Ş yapmak, hastane yapmak gibi ehem N, milli, İnsani bir İştir. Bunu ümuümileştirmede yalnız — devlet eli müktedirdir. Ana mektebleri, orta halli c0 - cukları alabilecek bir kadroda olacaktır. 'Tuh si! hayatı nası! bir silsile takib ediyorsa me- Belâ orta mekteba İit mektebi bitirmiren ©- Jınmazsa azın mektebini bitirmemls çocuk da 1t mektebe alımmamalıdır. Öna yüvada feab eden terbiveyi verecek mürebbilerin işini ar- tak bundan sonra devlet tayin eder... ğ , - $- TVorsunuz İN a di Tancel (Mühendis):| dive soruvorsunuz. Sualleriniz yal ae Ber Hona ( tebe gitmever cocuğun naml yetistifl çe — Cocuk İlk esyayı araştırmada basladı -|nin icab ettiğtni anlatıyor. Bence ÇOSÜ Ö fevirlerde ebevewninin vazifedi onun ha - | Hstirmek bir bötün iştir. Çoruk iva *i reketlerini, temavüllerini kontrol ederek O - | anasının karnına #irmeden evvel anAYİ gi < na istikamet vermektir. Jolmak. cocuk yetistirmek ne nnmf*“f:,ıı Bu — devirde çocük bir felsefe talebesine ye öğretilerek, ananın sapan ııııı:: çit benzer. O her seyi âğrenmek, — bilmek ister. |d veva sehirde vantığfı işler kon! bez .,ıı: Evalleri cevabaz bırakılmamalıdır. rek onlara anrelik kabiliveti. tyi NNT saahhatli ana olmak ve sıhhatli #T Onu iyi görmete, müşahedeye, dinlemelle alıştırmalı. Bu hususta baslt çocuk filmleri furmak tmkânını öldürecek Amillerit gecilerer baslar. vücude getirmek, çocuğun takib malekesini oi kuvvetlendirir. Resim müsahhas bir ifade - Rupun ikinel safhası eebe Kadını Frtiğ eti 't dir. Kelimelerden daha ziyade çocuk sitni -| Sür Üetincü safhası doğan GoctRE bi nin kavrama, teshit etme haszasını genlile- besli, gürbüz ve norma) yetiştirmek tir.. Bilhasın ona masal ve hikâye dinlemede nayfi Türkiyede Çocuk meseleri yalnız bİF ,.:'; birkac röodrtaj mevruu olmaktan GÜP Ve meilit bir dava olduğu gün 'Türk inkılâbi Tn &eh iyi bamleler icinde en büyüklerini Zei ehemmiyetiilerlnden birine — daha € Öit bulunacak. Bizde coeuğa naml ye' pti fedilen dikkattir. ördüne ee hıstırmalı.. Dördüncü safhası dimağı Islem p BC üvanmafa baslayan bu Kücük mahlöi ı Mektebe başlatmadan evvel onu başı 80 « | ynAş durmak, onun fena m"ıl""“’ nu olmiyan şeylerle mesgul edersek. Türüm- | mini 1cen öldürmek, Iyi iştidadiü , suz hayallerle uğraştırırsak o kendi kendini | sanamakt mektebe gitmeden © ü ge€ ae blar mosgul olmaktır. Göttikten sonra G Ç uk ” Nihayet bu hal içinden kurtulsa bile çok | yetin mürakabesini cocuğun üzerli geç inkişaf etmesine sebeb olur. Rasim B. H. (Ziraatçi): — Ralk çocuğunn nasıl yetiştirmeli midir? Cocuk bir fidandır. Sipesyalitesi olan bah « gçıvan yabani bir dağ gülüntün dalıma en na- dide cina gülü nasıl aşılarsa çocuk ta dt v sik elmemek, mekteb harlel nıunl':.',l: lerle mermül olduğtunn anlamafa V y mek, tabit non'esini öldürmeden fÜL şt Tini matlfib oları sahne'erde ıWf ketmek. bir kelime ile çocuk terbis tuk vetistirmek denilen en Insanf organize etmek lâzımdır. yetli ellerde tabil eldişile olacağından da! mükemmel bir insan olabilmek kabiliyetin - detir. Bunun için halkı, anaları babiâları sâap lamtıkları eski terbiye tarzından çevirmek izım. Onları tenvir etmek, kurslar açmak, kon - feranslar vermek, broşürler, mecmnalar neş- retmek yolunda çalışılmalı, çocuk — terbiyesi hakkında usuller öğretmeli, fikirler — aşıla - malı. Bilhassa genç kızlarımıza mekteblerde Ççocuk bakımı, ev idaresi dersleri yanında en ön plânda çocuk terbiyesi dersini —en kuv - vetti bir şekilde vermeli.. Bayan Suad Derviş (Muharrir): — Memleketimizde çocuk yaban! bir ot gi- bi hüdayi nabit yetişir.. Bünyesi hastalıkla - ra müstald 15e, yata — mükavemeti yoksa Çocuk doğdüğu zaman eğer ann? '"’:ç 8x, fakir ise hemeni bir teşekkill r::” 'a gül almalı, bü cocuğa silt, gıda * ",;!; N Çocukla azamf surette meşemi! Ol esseseler vücude getirmeli. sehirl M tiyaca FAf! mikdarda kreşler YAP' ı',ı’ Süt devrini geçirer çocuk !çin #07 #" yvalrı acılmalıdır. Buraları diplarESi bakıcıların kontrolü altında oimalk Uff' da çocuk, zekâsını inkişaf ettirecek ö la eflendirilmelidir.. İlk terbiyeyi baş hakkındaki ilk telâkkileri bu saların tesadüflerinden değti, dan almalıdır. .D 'Türk kadınları en müşfik ınl“'n,'. ııi:': kat çocuk yetiştirmenin yalnız #f madığını zannedersem buşln Yo kendilerini mükemmel bir surette kun- daklamışlar ve emziklerle mükemmel suürette ve dayasıya şarap İçmişlerdir... küvetler kullanılmıştır.. PŞ 3 — İngilterede, bir belediy? si diğer bir belediye dairesi lâlım kanalında ziyafet verT 4 — Pariste bir zengin adlmu yr daş'arından yüz kadarını ziyafe 3!4 vet eylemiş, kimse ziyafetin iştir 2 — Amerikanın en büyük hastane- lerinin birinde apandisit ameliyatı ce- çirmiş olan yüz kadar şahıs kendileri - ni tedavi eden operatöre mükellef bir ziyafet vermeği kararlaştırmıslar, ma- bilmiyormuş. Nihayet yemek © git salar öperasyon masaları şeklinde ha -| vermiş olduğu nutukta ziyafet' t zırlanmış, çatal yerine malüm pensler, düşmüş olan (son saçı) Şe i bıçak yerine neşterler, bardak yerine| ğini bildirmişi,