SON POSTA Sayfa 7 Lütfullah Süruri !.?""t Tuhakkak ki bir ihtiyacdır. Bu i,”'—' her zaman hissederiz, Zakat hiç S önleyememişizdir. %'Nr Türkiyeye tiyatroyla — birlikte Ş&' - Onun da tiyatroyla birlikte in. Ç bügünkü tiyatromuzla hemayar AagiPtret — tiyatrosunun vücudü el - Nm' Fakat yok.. Bunun muhtelif se- ©i bu yazımda kısaca k isterim. & * x_wnur: Çünkü musikl — terbiyesi N::“h!ım sınıfları arasında yer al- Klür. Daha açıkçası evlerimizde şer- (:',"meyix. çalgı çalmayız ki, tiyatro- söyliyebilelim, tiyatroda — çalgı v « Yoktur: Bale haroket — ve vücud Nu demektir. Nı:: elde edilir. Evinde jimnastik Nzluklnıeîer hiç bir zaman baleye N& . Biz, bepimiz evlerimizde jim Yapmayız ki.. içimizden beşi. o - Ng nisi çıkabilsinler de bir bale vü- İeç ttrebilsinler. Br fıkrasını bilir misiniz? y , Emezan iftar vakti top atılma - xz"hlmn büyüğü, top atmaya me - x% her kim ise onu çağırtmış, sar- S Ç.f;” top atmadın, sebeb ne? p Yermiş: Sş::;: Ppek çok.. fakat bir tanesini &ç Pi Barut yak! e G& öperet yapamadık.. sebeb pek 'xh':he ikisini söylersek kâfidir: Ses le yok. y * '!ş fiyatrosu kadrosundan — ayrılan :n'ııkır, Semiha, Feriha, Şev « Yammer gibi operet — oynamak ü baiz birkaç yeni elemanla tak x'ı'lkı—ı şehir öperetini — kurmuş - lx ik defa gahneye koydukları ope - Tuntazam elbiseli sayıları — otuzu bele görmüştük.. Fakat sena- Geye yeni yeni operet — artistieri, Artan bir bale göreceğimize; yeni Ettistleri yetiştirilmediği gibı, ba- Yi da artmamış, azalmıştı. Ve Mll olacağına vardı. Şehir opere- ikkaten» denilerek müebbeden * N.*lk ODereti; fi ’ı"'!l 'elir işmlc bundan dört şe. 5—' PFransız tiyatrosunda çalışma « Setlkyan eski Süreyya opereli artist- N.'qk bir mevsim o tiyatroda çalış- 'N"“hü'ıb. bir mevs'm sonra tiyatro N İulamamak yüzünden yersiz yurd İ bi lar. göçebe halinde tiyatro ti- x:' tayızPaşlardı. Pu toşkil edenler, operet oyna - Nğ&m ve bunun için maddi ma - Nth'fuı fedakârlıkları göze alan genç B.'. 'Yet bu tiyatro mevsiminde es- Yan; kiraladılar. Kapısına, «Halk N u’luıııuı levhasını astılar ve ge- x'_mhı Bgünü ilk olarak Yusul Sü- N "4’::.' Seyfeddin Asalın beste- öperetini oynadılar. n SEŞ g l a * San'atına candan — bağlı olan, Halk Opereti çalışmağa başladı YAZAN : İSMET HULÜSİ Bu #ki güzellik de| Toto Lütfüllah Süruri, Toto, Nebahat, Meh - med, Celâl, Ali, ve bunlarla beraber ça- lşan Midhat, aralarına yeni karışan Se- vim, Alev, Leylâ Çarşamba akşamı «İç- İçe» operetinde sahnede göründüler. Ne mutlu onlara, kurdukları tiyatro - da kendi odalarında imişler gibi «#ahneye çıktılar. * İçiçe operetini yazan Yusuf Süruridir. Yusuf Süruri şimdiye kadar bir çok ope- retler yazmıştır. Onun operetleri nizim sahneye çok uyar, Kelime esprisıne de - BiL vak'a entrikalarına ehemmiyet ve - rir. Kelimesile az, vak'anın gelişile çok güldürmek tarafını iltizam eder. Bizim sahnede muvaffak olan eserler de bu tip- te olanlardır. İçiçe opereti bu tip eser- lerden biridir. İsmine uygun bir mevzu; İçiçe bir ka- rışıklık., Karışıklık Denuman'a — kadar devam ediyor ve ancak o zaman her şey onlaşılıyor ve güzel bir baleyle perde ka panıyor. * Öperet. sarkık oyundur. Pruy kadar, kattâ dahz fazla şarkıların ehemmiyoti vardır. Öperet şarkısı sevilmeli, beğenil- meli ve tekrar edilebilmelidir. İçiçe operetindeki şarkılar bu üç va - sıftan hiç birini haiz değildirler, Sebeb şu: Müusiki kelimelerin bünye- Jerine uygun şekilde değildir. Türktçe ke- Jimelerin uzatılmasına imkân olmıyan İheceleri uzatılmış, uzun heceleri kısaltıl- mıştır ki bu da şarkıların anlaşılmaması. na, bu yüzden de beğenilmemes'ne sebeb eluyor. İçiçe operetinin bestesini vapan Seyfeddin Asal müziğin güzelliğinden zi- yade mürziğin söze uygun bir müzik ol- masına dikkat etmelidir. * Halk operetinde oynıyanlardan — Lüt- fullah Süruri, Toto, Celâl, Mehmed, Na- bahat bu tiyatronun en iyi elemanları- dir. Ali yetisiyor, yeni girenlerden Se- vim, daha çok acemi, fakat iyi bir reji- sör elinde yet'şeceği muhakkak.. Sıtkı Ali, ve Leylâ fena değil! * Halk operetini kuran onu yaşatmak için çırpınan operet tiyatrosu Âşıkı genç- lere bütün tiyatroseyerlerle beraber ben da muvaffakiyet dilerim. İsmet Hulüsi Aziziye tüneli baharda bitiyor İzmir (Hususi) — Aziziyede yapıl - makta olan tünel İnşaatına devam o - kınmaktadır. Türkiyede mevcud tünel- lerin hepsinden elli santim daha geniş olan Aziziye tüneli baharda ikmal edil- miş olacaktır. Bazı yerlerinden su çık - tığı için inşaat bizzarure biraz uzamış- tır. 1.375.000 Hiraya mal olan bu tünel elektrikli trenlerin işlemesine müsaid- dir. Ve elektrikli katarların ilki bu hat üzerinde işletilecektir. Bu suretle işlet- mede ucuzluk temin olunacağı gibi yol culuk ta daha az saatte yapılacaktır, İtalya, Fransa İle Harb Ederse Zaferi Hangi Taraf, Nasıl Kazanır (“Son Posta,, nın deniz işleri ıgıntahassısı yazıyor ) Zaman zaman sü « künete kavuşur gibi olan Avrupa pulili « kası bu sefer de İtah yanların yeni bir ga. leyanı İle bulandı. İtalya yarımadası sa- kinleri katolik kar « deşlerinden Fas, Tu- nus, Korsika, Cibut! gibi mühim parçala- rı istiyorlar. Bu istek lerin ne dereceye kax dar makul olduğunuy kestirmek ancak sk yasi yazıcılara, mese. leyi halletmek — ise devlet adamlarına dü şer. Mesele nasıl halle. dilecektir? Bu da bi- zim halledebileceği « miz dava değil... Biz fikir yürütebilirsek ancak şöyle oir - sual karşısında yürütebi- liriz: İş topa, tüfeğe dayanırsa davayı Fransızlar mı, yoksa İtalyanlar mı kaza- nırlar? Böyle bir suale bir kelime ile cevab vermek; Fransanın veya İtalyanın kazı- nacağını lâhzada söylemek doğru bir iş olmaz. Ancak basit olarak şöyle bir yol takib edersek müstakbel bir harbin göli- bini bulmak hususunda iyi esaslar cle geçirmiş oluruz. | İtalyanın istediği topraklar hom İtal- yadan ve hem de Fransanın ana toprak- larından denizlerle ayrılmaktadır. Gerek ana vatanlar arasındaki hudud olan Alp sırtlarında yapılacak muharebeler ve ge- rekse müstemleke çöllerinde inkişaf ede- ©ek kanlı boğuşmalar denizlerden besle- necektir. Binaenaleyh denizlere hâkim olacak taraf netice üzerinde de büyük te- sirler yapacaktır. Velhasıl böyle oir harb denizlerin ve denizlere hâkim olmanın büyük ehemmiyetini dünyaya bir daha labat edecektir. Denizlere hâkim olmak için lâzım olan esaslar Fransa ile İtalya arasında, hedefi Ak- de'ze hâkim olmak olan, yarış daha bü- yük harbin hemen akabinde başlamıştır. Biz bu yarışım en çetin zamanımı 1929 Va- şington konferansında gördük. Bu könfe- ransta açığa vurulup, 16 sene içinde ha. nüz halledilememiş bulunan arzuların e- sası şudur: İtalya diyor ki: «Benim üç tarafım d-- nizle çevrilmi; Yaşadığım çizmede ise zengin bir varlık yoktur. Eğer Akdeniz- de hâkim olursam, vaziyetimi bir derece- ye kadar tashih eder ve yaşamak imki- rını bulurum. Bu da Fransa ile müsavi deniz kuvvetine malik olmakla mümkiün- dür.> Fransa da diyor ki: «Sahibi olduğum müstemlekeler dünyaya yayılmıştır. Bu kadar geniş bir varlığın korunması an- cak deniz kuvvetlerile mümkündür... Bundan başka ben ana vatanı koruyacak kuvvetleri âahi Afrikadan denizleri aşır- tarak getireceğim. Benim Malik olmam lâzım gelen deniz kuvvetleri İtalyanlar- dan fazla olmalıdır.» İşte bu esaslar dahilinde başlıyan yarı- şı ancak iyi hazırlanan taraf kazanır, Bu- nun için de şu noktaları mülâhaza etmek Tâzımdır: | D— Donanmaların mukayesesi. 2 — Donanma üslerinin mukayesesi. 3 — Malik olunan sevkulceyş nokta- larının mukayesesi, 4 — Sahillerin mukayesesi. B — Memleket ganayiinin mukayosesi. Donanmalar Eğer iki katolik devlet arasındaki ger- ginlik hakikat olursa ve böyle bir kavga dünyaya sirayet etmiyecek olursa - gerçi böyle bir şeye iâmkân vermek doğru ol- maz, Fekat mâksadım iki devlet arasın- da bir moeleme yapmaktır - Fransa tek- mil donanmasını Akdenizde kullanır, Bu MADRID d DNO ZS ? TUNUS” sızlarla müsavi kuvvette addetmek lâ- zım gelir. İki devlet arasında hakiki mu- kayese şudur: Fransa İtalyâ Zırhlı ? 6 İnşada bulunan zartılı ı 2 Büyük bruvazör t £ Küçük kruvazör H ı Müuhrib Denizaltı Takriben beraber Takriben beraber Donanma üsleri Fransanın ana vatanda Tulon, Şimali Afrikada Bzerta, Cezayir, Oran harb li- muanları vardır. Bundan başka Korsika adasında da bir üs vardır. İtalyanlara gelince Şimali İtalyada Spezia, Cenubi İtalyada Tarent esas ülerinden başka Si- cilya adasında Agosta, Sardunya adasın- da da Kal harb limanları vardır. Acaba bu limanların hangileri mühim- dir; işte bu ehemmiyeti muhtemel muh2- rebe durumu tayin eder. Eğer müstem- lekelerdeki kara harekâta Trablusgartb- den Cezayire yürüyorsa İtalyanın gar- bındaki limanlar ile Fransızların Baer. tası ehemmiyet kazanır, Bilâkis Şimali Alfrikadan Fransaya asker nakliyatı mev- zuubahs ise çizmenin üst limanları ile Kalpari ve Tulon limanı ehammiyet alır. Görülüyor ki birinci halde mesele iki taraf arasında sallantıda kaldığı haldo * çünkü her iki tarafın üsleri de harekât sahasına yakındır - Fransaya yapılacak nakliyatta Fransa zayıf görünmektedir. Bühassa İtalyanların Majorkayı buak- mamaları Fransız durumunu çak müş. küllere sokar, Akdenizdeki vaziyeti ve iki devletin harb Umanlarını gösterir harita 'Tunus ve Tunusta bulunan Bizerta üssü bahrisi İtalya yarımadasının denize doğ- ru olan çıkıntısını tamamlar. Eğer İtel- yanlar Tunusu da ele geçirirlerse, Akde- nizin şarkını. garbından ayıran kapıy' tamamen ellerine geçirmiş olurlar. Fas ta, aynen, Cebelüttarık “üzerine mües- sirdir. Bu iki mühim mevkiin İtalyan eline geçmesi İngilizleri pek heyecanlandırır. Buszunla beraber Tunus veya Fası almak, Venedik saraymın önünde (alacağız) di- ye bağırmak kadar kolay değildir. Keza müuhafaza etmek te, hükümet meydan- larında (vermiyeceğiz) diye bağırmak kadar basit değildir. Zafer perisi yuka- rıda da yazdığım gibi denizleri iyi anlıyan ve deniz kuvvetlerini yerinde kullanan tarafa gülecek, diğer taraftan yüz çev'- recektir. Sahillerin mukayesesi En basit bir harita Akdenizdeki İlalyan sahillerinin daha çök olduğunu göslerir. Fakat bu memleket 0 kadar ehemmiyet atfetmesine rağmen sahillerinde koruyu- cu tedbirler almış değildir. İtalya, düş- kün maliyesile, ancak birkaç üssünü topla koruyacaktır. Buna mukabil Fran- sada sahillere baştanbaşg dizilmiş toplar görüyoruz. Bu hal bize donanmaların a- lacağı vazifeleri göyle gösteriyor. Fransa donanması! Nakliye ve ticaret himayesi, düşman nakliye ve ticaretini imha. İtalya donanması: Ayni şeyler ve bun- lara ilâveten sahillerin korunması. Bazı kimseler donanmayı sahil koru- Binsensleyh Fransa asker nakliyatını| mak için yapılan bir silâh addederler. Atlantikten yapmalı ve ana donanması Donanma gene sahili korur. Fakat anun Ve de Cebelüttarık kapısında bekliyerek Güşmanı açık denizlere çıkarmamalıdır. İşte İtalyanlar bu korkunun neticesi ola- rak, Atlantikte faaliyette bulunaçak de- nizaitılar yapmağa başlamışlardır. Fran- sızlar için denizaltı tehlikesi, Cebelitta- rik bir bitaraf devlet elinde bulundukça bakidir. Pakat ne de olsa nakliye kafile- leri, denizaltılardan düşman zırhlıları ka- dar korkmazlar. Çöünkü yüksek süratleri sayesinde denizaltıların önünden kaçan gemiler, düşman zırhlıları önünde ntah- volmağa mahkümdürlar. Sevkulceyş noktaları İki memieket arasında rol oynıyacak esaslı naktalar İtalyanın istemiş olduğu güzel yerlerdir. Şimdi bu noktaları şıra- hyalım. Bir defa Korsika İtalya deniz sanayii- ni abluka etmiş bir durumdadır. İtaiya gdeniz sanaylini bir daire muhitine dizer- sok Korsika bu dairenin tam merkezin- dedir. Binaenaleyh burada üslenecek de- niz ve hava kuvvetleri İtalyanın istenilen noktasına müessir hücumlar yapar ve o- nu, belki de, harb malzemesinden mah- rum birakır, Fas ile “unusa gelince bunlardan birin- cı Cebelüttarık boğazını, ikinci de orta gibi hallerde İtalyan donanmasını, Fnı..lAkdmill kontrol edecek — durumdadır. |bu vazifesi endirek olarak ifa edilen bir wazifedir. Bir memleket sahillerin: ne kadar top ile techiz ederse, donanması o kadar tecavüzi iş görmüş ve muvaffak olmuş olur. Hülâsa sahiller bakımından Fransayı bahtiyar addetmek lâzım gelir. Memleket sanayii Müstakbel harblerin memelketlerin sa- nayi varlığile pek alâkadar olduğu tabiü- dır. Memleketlerin sanayii, sulh zama- mında stok edilen malzemeden daha mü- himdir, Herhalde istikbalde stoku fazla olan değil, harb içinde malzeme yapanı devletler daha muvaffakiyetle boğuşa- caklardır. Bu bakımdan Fransa ile İtalya arasın- da bir mukayese yaparsak meselenin ne kadar Fransızlar lehinde olduğunu görü- rüz. Bir defa Fransaya gelen yolların, Atlantik yollarının serbestisine mukebıl İtalyanın yalnız Akdenizden geçen yolk- ları tamamile Fransız tehdidine maruz- dür. İkinet mesele de şudur: Fransanın so- nayli ana vatan ve müstemlekeler ara- sında pây edilmiştir. Fransız müstemle. keleri trühim malzemelerini kendileri yapabilmektedirler. Halbuki İtalya müs- (Devamı 13 üncü sayfada)