(Baştarafı 1 tnci sayfada) B de harbiye nazırlığı idi. Harbiye mek- yükselmesinde epeyce — çalışan “_“H'ılı ihtisaslarını soruyorum, engin Samimiyet ile bana cevab veriyor: — Alahazreti Hümayuni, Türkün en büyük evlâdı, Ulu Önderiniz merhum A- Tltürkü, bir kardeş gibi sayışor, seviyor- u, İran mülleti de, bu necib Türk mille- #ni ayni hislerle kucaklamaktadırlar. , Atatürkün ebediyete göçmesi haberi- azreti Humayuni, bundan teessir oldular; ve bizlere> noktadan — en tez, cn âz bir Jeş Türklerin derin ve engin Tateminde bulunmamızı emrettiler. Biz da öz vatanımızda imişiz gibi kar - filandık. Delegasyona gös üsnü #dülden, ve kardeş Türkiy esil - “tinin bize ibraz ettikleri samimiyetten, Siyadesile mütehassiziz. Bu Alemşümul fem, bizim de matemimizdir. münla beraber, — inşaallah bundan Ya, kardeş Türkiyenin hiç bir kedere tamamasını ve necib Türk milletinin a sevinçli günler yaşamasını, diliyo- f“hı:“Hşç şüphe yok ki, engin mateme ol- n Bibi, bu sevince de ortak olacağız. büyük arzularımızın biri de kardeşle- yükselme: » ilerlemesidir.... * Heyet azasından Sertib (Korgenerai) ik Kupal'a yaklaşıyorum. — Generel L;Tı İstanbulun hiç de yabancısı de ıım:'.'m"“î"“ pek iyi tanır. — Askeri Cütimizin de pek ıyi tanıdığı ve sevdi- tür î':lm'mndınd.ır. Filvaki General Ku- herbiyesini ikmal etmiştir. Bugünkü ku- W"Whlnmmzdın, büyüklerimizden ek- in yakın dostlarıdır. İstiklâl har - ,;'"ı sonra da Şehinşah Pehlevinin em- büyük zafer dolayısile Ulu Önder A- Ürkü tebrik, ve samimiyet ve muhab- ’.“H'luı takdim memuriyetile Ankara - Eelmiş, Büyük Şefin mazharı tevec - İı.,, Olmuştur. 1924 de de İran ataşemi - #Olarak İstanbulda bulunmuştur. irni bir Türk dostu olan sayın Ge- k ='10|u intıbalarını soruyorum. Gayet bir türkçe ile, Ulu Önderin ziyam- B doğan kederlerini kısa fakat candan h K ba i#fadeliyor, sonra: «Bu sözle « tün İranlıların hislerine tercü - nbul harbiye okulunu ve erkânı-| mman oluyorum,» diyor, arkasından Cüm- hurreisimiz milli Şef İsmet İnönünden bahis açıyor: — Alahazreti Hümayuni, 19344 de Tür- i|kiyeye vaki olan seyahatleri esnasında, © zamanlar Başvekil bulunan muhterem Cümhurrelsine pek büyük bir alâka, sem pali duymuşlardı. Kendilerinden daima )memnuniyetle bahsederlerdi. O gündon |bugüne kadar da bu alâka gittikçe art - maktadır. Şehinşah her ne kadar büyük dostları, biraderleri merhum Atatürkün &bi e intikal edişierinden ziyade r iseler de, sayın İsmet İnön nü neleri, teessürlerini, e- jler yor kün Pa: ve İ da Milli Şetin, Atatü Üyeceğ'ni, onun bırakt eserlerin inkişalında, kardeş T n letinin arasında asla boz k, sarsılmıyacak olan dostluk v ik bir him - | e Türkiyen n İranla olan sa - |mimi rabıtalarını bir kat daha kuvvet - lendireci f | .. Tahran birinci bi: ndan binbaşı Beyleripu kumandası altında gelen asker, Türk! yi görecekleri ve kardeşlerine kavu: cakları icin uzun yolun vermiş — olduğu ğu hiçe saydılar. Buraya vardık. da Harbiye —Okulunda her vlü istirahatleri temin edilmiştir. As - kerlerimiz Ankarada bulunduğu —mü detçe görmüş oldukları fevkalâde hü kabulden mütehassis olarak memleket - lerine dön lerdir. Mektcb sübayları - nın hak ıda gösterdikleri iltifatı asla unutmıyacak, her zaman minnettar ka - Jacaklardır. Neferlerimiz. — her ne kadar sade bir asker iseler de, Türkiyeden al - dıkları intıbaları, oradaki arkadaşlarına telkin edecekler, bu vesile !le de öteden. beri mevcud olan askerce samimiyetleri- ni bir kat daha arttıracaklarına emin bu- Tunuyorum.» diyor. Sayın Generale teşekkür ederek ay - rtilıyorum, İran askeri hey'etinin çarşamba veya Cuma günü — şehrimizden — ayrılmaları muhtemeldir. İbrahim Hoyi Fransada umumi grev teşebbüsü akim kalıyor Ükü - (Baştarafı 1 inci sovfada) N'ntinı ettiklerini — bildirmekte ve Ba temiyetleri mensuplarını çarşam- q.:'l normal olarak işlerine devama eylemektedir. ; Daladyenin nutku Paris 27 (AA.) — Pariste Başvekil .lü etı;.'"“ 20 de radyoda bir nutuk önce 24 “Teşrinisanide ya ve Lord Halifaks'ın Fran- ;';.'tik müşterek — müdafaa ve ahkim için en emin vasıtalar me- ',::hhıı tetkik ettikleri bir sırada, Pa - M':lıl ve aşağı Sen, eyületlerinde Tinin "rı grevlerin ve fabrika işgalle - Bün; e d & aa tlak verdiğini hatırlatmıştır. < yan sonra 25 Teşrinişanide Fran - Yar Alman müşterek — beyannamesinin Ve Pda tmza edileceği ilân olunduğuna Uhun derhal umum! grev tehdidi le İlr Rie Bi söyleyen başvekil demiş - y 1938 danberi birbirini takib e- M" başvekiller — tarafından ka - ,“.lı ğu İân edilen bu işgaller niçin? #n mütevazi vatandaşları muta - *den bu umumi grev neden? Ne ymumi hizmetleri felce uğratacak N liği ile Cümhvriyet kanunları - Ca Z etmeleri için memurlara mü- Olunuyor? Hangi sebeble sah ve N akşa Bünleri sabahın saat dördün - ş,,_b" Min sast yedisine kadar bütün : h-:;gmı ve otdmobilleri garaj - kh”'"hr Tmaları için şimendifercile - 'âne, M':mmmıt kararnamelerine karşı bulunmaktadır.» "m lâğvı veya tasvibini Tj ân evvel kararlaştır- 'ış,:::'l millet vekillerine aiddir. Mkwdın kalkınma — ceh - "b::ııuımu >m sü - Yoksa enerjisi ile dünya- —hm’mmı%rddeede- .th:kmm.n. k ald bir haktır. Veriliyor? Bütün bunlar için | Daladye, hükümet kararnamelerinin sosyal kanunları ilga etmediğini Ssöy - liyerek nutkuna şöyle devam etmiş - tir : Ne zaman paralı izni kaldırdık. ne zaman Ücretleri azaltmak istedik, ne en hafifletmiş olu- | ile memul | |teâ zaman haftada kırk saati artırdık? Yal- | nız bütün seleflerimin tasavvur ettiği gibi Fransanın iktısadi zaruretlerine ve milli müdafaa ihtiyaçlarına da tevfi - kan haftada 40 saatlik tatbikatını yı- muşatmak mevzuubahistir. n Daladye umum! grevin hakikatte meslekt mahiyette hiçbir metalibi ta- zammun etmediğini temin ederek de - miştir ki: Bu grevlerin ne maddi, ne de manevf hiçbir meşru sebebi yoktur. Umumt hürriyetler hiç kimse tarafından tel - did edilmemektedir. Diktatörlükten veya faşistlikten, bazı kimselerin sövle- meğe yeltendikleri gibi bahsetmek gü - lünç bır tasniden ibarettir. Almanlara göre vaziyet Berlin 27 (A.A.) — Alman matbun- tı bugün bilhassa Fransadaki grevlerle meşgul olmakta ve Daladye hüküme- tinin haricf siyasetine dolambaçlı yol- Jardan bir taarruz mevzuu bahsoldu - ğunu ileri sürmektedir. Gazeteler, Daladye ile, Bone'nin her n hücuma maruz kaldığını ve ist ajanlarının Bone'nin kellesi- tediklerini, çünkü, Almanya ile mukaronet siyasetinden ve İspanya ih- tilâfinın rüyet tarzından memnun ol- madıkların; kaydediyorlar ve mark - sizm ile Yahudiliğin hükümeti devir - mek için elele verdiklerini ilâve eyli- yorlar. TURAN TİYATROSU SON POSTA ve iktısad politikası (Baştarafı 1 inci sayfada) Halihazırda, İngiliz ithalktı, bazı ka- rarlar yüzünden sun"i bir surette tah- did edilmiş bulunmaktadır. Fakat bu, Tü ede ne taleb azlığından, ne de ödemek hususunda mal göndermek kahiliyetsizliğimizden ileri gelmemek- Son zamanlarda Britanya hüküme - ti Türkiyeye bir kredi açmış bulun - dır. Bay Celâl Bayar, bana bu nin bir kısmının İngiltereden si- tn alınmasıma kullamlacağını larında 4 desiroyer, dört denizaltı ge- isi, ve bazı sahil müdafaa gemileri yepılmaktadır. Türk hava kuvvetlerin- de de, en son sistem İngiliz Blenheim maktadır.) Bayar, sözlerine şöy- ştir: Kredilerin bakiyesini, geniş maden- cilik programımız içit lâzım olan mal- zemelere, Ilmanlara, Karadenizde de- o-İniz vollarına ve umumi sanayii geniş- e hasredeceğiz.» iye, Romanya, Yugoslavya ve ranistanın da bulunduğu Balkan paktına dahildir. Ayni zamanda da, t , Efgan ve Irakın iştirak ettiği Sâ- dâbud paktında hissesi vardır. Böyle - likle Türkiye Avrupadan Asyaya ka- r uzanan beynelmilel muahedelerin temeltaşıdır. tuğum bütün Türk devlet a - bana bir Avrupa harbinin vu- , bu 100 milyon nüfustan mü- rekkeb olan insanlık blokunun politi - kasmın ebitaraflık» olacağını kat'iyet- le temin etmişlerdir. Pay Celâl Bayar: Türkiyeyi idare e- denler, ekseriya «Ülkemizin hiçbir Ül- ke ihtirası yoktur.» diye beyanatta bu- lunmuşlardır. dedikten sonra şunları ilâve etti: « Evet. Ayni zamanda Türkiyenin herhangi bir ecnebi devletin menfaat- lerini de izrar etmek arzusunda olma- dığını da söyliyebilirim. Ayni prensip- ler, Türkiyenin haklarının da ayni cid- diyetle karşılanmasını, hürmet görme sini âmirdir ve Türkiye hükümeti de bu haklarımı kıskançlıkla muhafazaya devam edecektir.» Gerek Celâ! Bayar, gerekse yeni Ha- riciye Vekili Şükrü Saracaoğlu İngilte- reye daha fazla tütün satmak arzusun- do bulunduklarını söylediler. Toplantılar : Yeşilayın yıllık kongresi Yeşilay Kurumunun yıllık kongresi örümüzdeki cumartesi günü saat 13,30 da Eminönü Halkevi salonunda topla- nacaktır. Beyoğlu Halkevinde konferans Önümüzdeki perşembe günü saat 18 bucukta Beyoğlu Halkevinin Tepeba- şındaki merkez binasında mimar Sab - ri Uran tarafından «Modern mimart>» rmevzuunda bir konferanse verilecektir. Herkes gidebilir. Foliste : Bir sabıkalı bir kadının çantasını kapıp kaçarkoen yakalandı Galatada Tatarbey sokağında 21 nu- marada oturan Rabeka kızı Macar is - minde bir kadın, Kuledibinden geçer- ken Galatada oturan sabıkalılardan Mustafa Akçe, elindeki çantayı kapıp kaçmak istemiş, fakat açıkgöz sabıka- h polis tarafından derhal yakalanmış- tır. Bir sarhoş yakalandı Hasköyde oturan Kema! isminde bi- Ti, evvelki gece kendini bilmiyecek de- recede sarhoş bir halde sokakta gelip geçenlere sataşarak bağırıp çağırma - ya başlamış, fakat zabıta tarafından yakalanarak Adliyeye verilmiştir. Şoförden dayak mı yemiş? Şehremininde oturan İlyas, zabıta - ya müracaat ederek şoför Yakub İs - minde biri tarafından dövüldüğünü 1d- din etmiştir. Suçlu yakalanarak tahki- kata başlanmıştır. ERTUĞRUL SADİ TEK TİYATROSU Taksimde Bu yese KUDRET HELVASI meşbur vedril $ perde Tel : 40099 Tan askeri heyetinin intiba ve İhtisasları| Memleketimizin barış | Türkün 'eşsiz Âtası için n 'yapılacak (Anıd- Kabir) Generaller, ressamlar Eşsiz millt kahraman Atatürk için ya-| pılacak (anıd - kabir) etrafında umumi İbir hassasiyet ve alâka tebarüz etm dir. Buna bakarak münevverlerimiz ara- | ı”“d' bir anket yaplım. Onların söylediklerini yazıyorum: * Konya saylavı ressam Şevket diyor ki: e— Ebedi Şefimiz Atati Tacak (amd - kabir) in kur: nasib yer o yorum: Ankarada istasyandan caddede, Büyük Millet Mei şehre giden sinin önün- di | çük bir meydan halini almaktadır. Mec -| lis bahçesinin, Stadyamun — ve Gençlik parkının önlerinden hududu — çevrilmek üzere bu meydan genişlelilmelidir. Bu suretle modern ve büyük bir meydan şek linde tebarüz edecek olan —bü mahalle Atatürkün (anıd - kabir) i yapılmalı Abidenin ınşa tarzı hakkında bir söylemiyeceğim. Bu, mimarlara aid bi keyfiyettir. Yalmız, (amıâ - kabir) in şekli nasıl o- lursa olsun, fikrimce, tepesinde daimi su- rette yanar bir meş'ale bulunmalıdır. Bu meş'ale meselâ Nevyorktaki hürriyet â - bidesi gibi, gece gündüz fasılasız bir su - rette ziya neşretmelidir.» * Ordinaryüs profesör Dr. Mazhar Osman Uzman diyor ki: «— Türk milleti için pek büyük ziya olan Atatürkün büyüklüğünü zaman geç tikçe daha fazla anlayacağız. Şimdi tak - dir etmiyoruz veya sevmiyoruz. demek istemiyorum. Fakat dünya hâdiseleri yap tıklarını daha inceden inceye tetkike mü- said fırsatı verince, bu yaşadığımız ra -| manın fevkalâdeliğini ve Mustafa Ke - malin harikalığını daha çok anlayacağız | ve anlayacaklardır. Onu ne kadar sevsek, ne kadar büyük saysak gene azdır. Onun medfeni terak - kiye susamış Türklük için daimf bir ta - vafgâh olacaktır. Ruhu, en çetin günler- de bizi irşağ edecek, bize kuvvet ve ce - saret verecektir. Binsenaleyh o emsalsiz dâhi kartala Çankaya veya Ankara te - pelerinin mezar olması en muvafıkıdır. Fakat sade bu nokta değil, seçilen mev- kiin etrafının icabmda on binlerce ziya. retciyi alabilmesi, orada resmi geçid ya- pabilmesi de nazarı dikkate alınmalıdır. Onun için, bence Ankaranın düz sa - halarından birini tercih etmek lâzım ge- lecektir. Orada bir şaheser bina kurulması ve bunun bilhassa kübik ve rokoko tarzın - da olmayıp Türk ruhuna uygun bulun - ması doğru olur kanaatindeyim. Bundan başka gönül tabif Atatürk is - minin vatanın her köşesinde — on güzel şeylere alem olmasını ister. Meselâ An- karaya «Kemal ili» denilemez mi? Sonra her şehrin en güzel — caddesi, çeşmesi, mektebi <Atatürk, Gazi Kemal» isimlerinden birini alsa fena mı olur? Yapılacak parklarda Atatürküin büs- tüne; heykeline rastgelmeyi — gönül ne kadar arzu eder, Bu suüretle Türkün Tu- hunda ebodiyen yaşayacak — halâskârın her yerde bir hatırası; bir âbidesi görü - lür.» * General Halil diyor ki: «— Ebedi Şefimiz Atatürk için yapı - lacak — (anıd - kabir) in; bence; Gençlik parkı'nın içinde inşa edilmesi doğrudur. Gençlik parkı; Atatürkün son eserlerin - den birisidir. Bu itibarla; anun (anıd - kabir) i orada kurulmalı; bütün Türkle- rin kalbi ve daimi ziyaretgâhı olmak şe- refini burası kazanmalıdır. Esasen; Ankarada iken; — bana bunu sormuşlar ve onlara da ayni cevabı ver- miştim. (Anıd - kabir) in Gençlik parkı içinde nereye Inşa edilmesi lâzım geldiği hak - kında da şunu düşünüyorum: Parkın j - çinde büyük bir havuz vardır. Bu havu « zun ortasında bir ada yapılacaktır. İşte; (amıd - kabir) bu adanın üzerine kurul- 'malıdır. Zaten; mevzuubahs ettiğim ada- nasıl olacak? ve diğer münevverler “Son Posta,, ya düşüncelerini anlatıyorlar da; gekli ilibarile böyle bir (anıd - kâ « bir) in inşasına pek uygun goelecektir. (Anıd « kabir) i lince; bence; Ata disi inkılâbd. bir varlık olmal başkumandanlıktır. Önun tatürkün bu âbideni!i de kendi hi bunun aske A meydanındae güzeldir. İşte, (arıda Ge'bu tarzda; yanf anlığını tes olmasını te e — men: ün (anıd - sından ve bill bir cesamet ve & Sabih Alaçam | Pola NegriA—Imanyada tevkif mi edildi? (Baştarafı 1 inci sayfada) Bu mecmuaların yazdıklarına göre Pola Negri, 10 ile 12 eylül arasında tevkif edilmiş ve Dachau'daki t mü karargâhına sevkedilmiştir.. Tövkifinin sebebleri hakkında mulk telif rivayetler deveran eylemektedin Pola Negri'nin baştıca rakibi olarak tid büyük kadın siması zikredilmektedin Biri: Alman sineması reisesi ünvanını alan Leni Riefensthal, diğeri ise prens ses Stefani Hohenlohe'dir. Bu iki kadının Pola Negri'nin Af « manyada hâkim bir mevki işgal eyle « meğe başlamasını kıskandıkları söy » lenmektedir. Hakikt sebeb henüz anlaşılmamış « — tır. Bir eene hapse mahküm edildiği, yehud edileceği söylenmektedir. Çinde bir hâdise (Baştarafı 1 inci sayfada) doğru geçerek beraberlerinde bulunan silâhları ve askeri levazımı nehre at « — mışlardır. Fakat kıtaatın kısmı küllisi nehrin şimal! sahillerinde Japonları la şiddetli bir muharebeye başlamış. lar ve ancak ümidsiz bir mücadeledemi sonra yerlerini terketmişlerdir. O va « kit 60 kadar Japon askeri köprüden 400 metre kadar ilerideki geçitten nelie ri geçerek İngiliz mıntakasına 6 İngilhe askeri tarafından işgal altında bulune durulan 12 numaralı karakolun karşım sından girmişlerdir. p İngiliz askerleri herhangi bir hâ « diseye meydan vermemek emrini al » — mış oldukları için İngiliz bayrağını ina direrek karakolu terketmişler ve Ja « ponlar kendi bayraklarını çekmek su « retile orasını işgal eylemişlerdir. ç Yalnız İngiliz zabiti şahsen müra « eaat ederek Japonların geri çekilme « lerini taleb etmiş ve uzun bir münakıamı — şadan sonra bu talebini kabul ettir « miştir. Fakat “arası biraz geçtiktem sonca Japonlar nehrin öbür tarafın « dan bir mitralyöz ateşi açarak İngilta topraklarında bulunan Çinlilerden ab — tısı kadm olmak üzere yedi kişiyi l » dürmüşler ve on iki kişiyi de yarala « mişlardır. Diğer taraftan 150 Tapon askeri köp- Tüyü geçineğe teşebbüs etmişlerse de İngilterenin Midilseğs alayına men « sub aekerleri tüfeklerine kurşun sü « rerek süngülerle İngiliz toprağına ge çilmeği menetmişlerdir.Bunun üzerine Japon zabitleri ilerliyerek hurindum — Shun nehri üzerinde değil, 13 kilometı — re daha cenubunda olduğunu ileri sü » rerek kendilerine serbest yol verilme alayıma emretmişlerdir.Fa- — kat İngiliz zabiti bu iddianın yanlış ol — duğunu elinde bulunan harita ile 4e « bat etmiş ve bir saat kadar süren mü w nakaşadan sonra Japon kuvvetleri ri çekilmiştir.