26 Kasım 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

26 Kasım 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ateşe devam Yazan: Muhittin Birgen i ki gündenberi Ankaradayım. Atatür- kün ölümündenberi, ilk defa olarak Ankara etrafına bakıyor ve bizler de iki gündenberi etrafımıza bakıyoruz. Anka- ranın çehresinde değişen hiç bir şey yok; yalnız bir şey: Hüzün ve neyesizlik. Ata rün kayboluşu Ankaraya hüzün ver- ş. Fakat, bunun haricinde her şey yerli İe duruyor; Atatürkün kurduğu sağlam temelli bina, küçük bir sarsıntı değil, her hangi bir titreme bile geçir - , bütün heybet ve vakarile duru- * yor. Yeni devlet reisimiz İsmet İnönü, vazife başına geçmiş, siyasi hayatın nâ- ntrlığını eline almış. Celâl Bayar, Ata- türke ka zifesinı yapar yapmaz, milletin işlerile uğraşmıya başlamış ve bayramdan istifade ederek, çok ki l vermesi matlâb olan Zonguldeğa gitmiş. Bayram tatilini müteakıb tekrar çalış -| mıya amade duran devlet makinesi, Bü-| yük Montörün kurduğu sağlam makine-| dir, Atatürkün bıraktığı umumi teessür içinde, insana gayet hoş gelen bir şey varsa o da şudur: Atatürkün ölümü bir nevi devir değişme hâdisesi idi. Devir değişmiş, fakat hiç bir şey değişmemiştir s dedikodu | bile yoktur. Herkes, Atatürkün etrafında toplanmış olen birliğin bu defa da hükü- met, kanun, meci smet İnönü etra.| fmda devamı füzumuna kani ve bunu yapmak için de canla, başla çalışmıya ha- zırdır. Bu manzara insana ferah ve neş'e ve -| riyor. Demek oluyor ki on beş sene İçine! de, bu memleketin münövverleri Ata - türkün verdiği dersten en tamam mana- gile istifade etmişler ve Onun kurduğu sn'aneleri benimsiyerek, Türkiyenin müt- tehid bir millet kütlesi halinde hayatını | rikbalini"temin için bütün kuv- vetile çalışması lü fik kal mışlardır. Muvaffakiyetin, her şeyden) evvel milli birliğin devamına bağlı ol - duğunu ve du uğurda her nevi şahsi fe- dakârlığın kabulü zaruri bulunduğunu herkes anlamıştır. Şu halde, Türki yapacağı iş mey w: Milleti götürmek yolunda yapılar ateşe devam! mek ıslah ve munda 7 ileri cadelede, * Atatürk Türkiyeyi çok mükemmel bir vaziyette biraktı: Dahilen ve haricen son derece sağlam bir vaziyette ve Türkiyeyi | daha ileri götürecek olan bir sürü işler de tezgâhlarmış olduğu bir halde. Ata-| türkün tabutu arkasından giden cenaze türkün günü olduğu kadar Türkiyenin de vaziyetini ve on beş sene içinde dahil olmuş bulunduğu yük- selme mertei büy esini de pek güzel gösteri- yordu. Bu tabut arkasından, başta Türk | milleti olmak üzere, bir çok millet yürü- dü. Türklerin kalblerinde bir tek duygu! vardı: Atatürke t Türk iman ile dolu olan bir vatan ve rejim düy- gusu. Öteki milletler de Atatürke ve o- nun eseri olan Türkiyeve karşı derin bir hürmet ve dostluk duygusunu temsil edi- yorlardı. Dahili sağlamlığımızı yukarıda tasvir ettim; tekrar o bahse dönmiyeceğim. Ha- riei sağlamlığımıza gelince, Atatürkün cenaze alayı onu çok mükemmel bir su - rette gösterdi, Bu memleketin imparator. luk tarihinde hiç bir hükümdarın cena - zesinin arkasından bu kadar millet ma - tem tutmadı. Ankara toprakları Dârâ za- manındanberi hiç bir zaman İran aske - rini görmemişti. İranı temsilen ilk defa olarak Pehlevf askerleri Anadolu toprak- larına geldiler ve Atatürkün arkasından matemle yürüdüler. Şu dakikada Avru - pânın hiç bir büyük ölüsü, hiç bir büyük milleti, peşinde bu kadar enternasyonal bir teessür ve dostluk toplantısı vücude geldiğini göremezdi, Bunu Atatürk gör- dü; Onunla beraber biz de gördük, * Şu halde Türkiye dahilen sağlam, ha - ricen sağlamdır. Bütün kuvvetile ve bü-! tün dikkatile, Türk milleti istikbaline ba- kabilir ve istikbalde elde edeceği, etmiye | mecbur ve namzed bulunduğu müuvaffa-| Vstlere doğru yürüyebilir. Her şey yer- K yerinde ve herkes vazife başındadır. Aziz bir vatan otrafında ebediyen bir « azim ve SON POSTA Resimli Makale: Büyük Aleksandr mühim bir harbe çıkarken yerine bir vekil bırakacaktı, Ayni meziyetlere sahib olan üç kişi ara- sında tereddüd ediyordu. Hocası Arıstodan nasihat istedi, icommbe idiz eksiktir, bir adamı — Her üçünün de en fazla müptelâ oldukları hususi zevklerini öğreniniz, bunlardan vazgeçmelerini #steyiniz, | hangisi vazgeçebilirse onu tercih ediniz. ediniz, zi. vava 1009000100010nsa0nansmsnar ahenk sanma sENANAAA AN, Hergün bir fıkra Kendimi methetmek âdetim değildir Son Postada çalışan arkadaşlar a rasında bir tene de Kayserili vardı. Bir gün İsmet Hulüsiye bir yerde ye- ni tanıdığı bir zat sordu: — Sizin gazetede çalışan filânca da ; benim hemşerimdir, kendisini tanır £ mismız? — Tanırım, demek siz de Kayserili- siniz. — Evet, kendimi methetmek öde- tim değildir de onun için Kayseri! olduğumu herkese söylemem, bilmez- ter, Ziynet ve ihtişamı Terkedip sahneye Çıkan mihrace kızı Mister Çemberlaynın eski gömlekleri Dünyanın en büyük zenginlerinden biri olan Kapurtala mihracesinin güzel- liği ile şöhret bulmuş olan kın, bütün şaşaayı, debdebeyi, serveti, incileri, ek masları terkederek Londraya gelmiştir. Herhangi bir İngiliz kızı gibi hür yaşa- mak arzusundadır. Bu istekle de sahneye intisab etmiştir. Şimdi «Kalb yanmadı piyesinde esir bir kız rolünü oyniyâ- caktır. Mihrace, kızının bu serkeşliğine fena halde kızmışlır ve onun sahneye çıkna- İsina asla razı olmamıştır. Fakat genç kız 21 yaşına basar basmaz, sarayı terketmiş, İngiltereye gelmiştir. Prenses İndira, iki sene tiyatro san'atı okumuş bulunmaktadır. Madem Çemberleyn İngiliz Başvekilinin eşi, gazetecilere verdiği beyanatta, vâki olan taleb üze- Prensesin saf altından bir elbisesi var-|rine kocasının eski gömleklerinden bi- dı. Öğle ve akşam yemeklerini 100 kabirini Amerikaya yolladığını söylemiş - yemekten seçer, emrinde 500 köle bulu-|tir. nur, Kapurlalanın sokakları, © geçeceli| So/o yeni bir film yapıcak News Chroniele'in yazdığına inanı - lacak olunursa Şarlo, İngiliz ediblerin- İden Welis'e yeni bir senaryo bazırla- İmak üzere müracaat etmiştir. İ Bu senaryoda. kendisini diktatör sa- nan şaşkın bir Yahudinin hayatı ve maceraları tasvir olunacaktır, Bu rolü de tabiatile Şarlo oynıyacaktır. leşmiş olan Türk milletinin yegâne dü - şüncesi, bü memleketi daha güzel, onu i feyizlendirmek ve kabil olduğu kadar si ileriye doğru götürmektir. Daima ileriye, daima ileriye! Muhittin Birgen İSTER İNAN İSTER Bir sabah matbasya gel'yorduk, beş on amele toplanmış, Çemberlitaşın önünden Divanyo'unun bir kenarını kazıh- yor bulduk. Derin bir çukur açıldı, bu çukur Çemberlitaş- tan ti Beyazıd meydanına kadar uzandı, içinden terkos bo- rusu, havagazı veya elektrik tesisatı mı bilmeyiz bir şeyler geçirildi, sonra kapatılmasına başlandı. Bütün parke taşları sökülmüştü, tekrar birer birer yerlerine yerleştirilmelerine çalışılıyordu. Bize de bir merak gelmişti, sabah akşam ge- çerken bakıyor, sökülen bütün taşların aynen yerlerine İSTER İNAN, leştirilmedi tümsekler y ISTER maylillerini durdurup endi kendine karşı galebe eden bir adam kar- şısında mukavemet edebilecek hiç bir-kuvvet yoktur. e em e mİ | | yerleştirilip yerleşti: Bir hay sekdi, derken bunlar da ortadan kayboldu, bari cadde düzlük itibarile eski haline gelseydi, o da olm: dı. Çukur veya tümsek elân doludur. Bir sokak ihtiyaç gö- rününce kazılabilir, altından şu, bu gevir'lebilir, fakat tek- rar &ynen eski haline getirilmesi mecburiyeti yerleşmedik- çe biz caddelerimizin muntazam tutulabileceklerine inan - mıyoruz, fakat ey okuyucu sen: Azimkâr ve irade sahibi bir adamın muvaffak olamıyaca- Pı hiç bir iş yoktur, fakat azim ve irade de nisbidir, her şahsa ve işe göre derecesi değişir. Birisinde fazla, diğerinde n azim ve iradesinin ne derece kuvvetli olduğunu mu öğrenmek istiyorsunuz, onu kendi zayıf te- durduramamak bâhsinde tecrübe sıDikkat ediniz, IBakalım bu adamı Tanıyabilecek misiniz? Bu zatı tanıdınız mı?.. Belki hatır lıyamazsınız. 1906 da Zulu isyanında kilâtma girmiş olan bu zat, şimdi yarı çıplak dolaşan Gandi'nin tâ kendisidir. Nevyorkta Alman konso- loshanesini Yahudi polisler bekliyor Nevyorkta bir binanın on dokuzun- nin mânidar bir jest ve emrile, Alman könsalosluğu memurlarını muhafaza için Yahudilerden mürekkeb bir polis kıt'ası bu dairenin önünde nöbet bek- lemektedir. 7685 de yazılan vasiyetname yeni bulundu 14 yaşında bir-mekteb talebesi, İn- gilizlerin tanmmış ediblerinden Con Banyin'in ketdi el yazısile yazılmış bir vasiyetname bulmuştur. Bu tarihi ve- sikamu sahte olmadığı tahakkuk ettiği takdirde, genç talebenin gayet mühim rvet elde edeceği umulmaktadır. yetname 23 birincikânun 1685 te lmıştır. INANMA! niyeceğine dikket ediyorduk, yer - i arttı, artanlardar şurada burada INANMA! Hindistanda Natal'da, Sakibiahmer teş-| | Sözün Kısası Dahiliye Vekâletinin Ve Türk gençliğinin Nazarı dikkatlerine E. Talu ürkün sonsuz yasına İzlândadi* Çine, Moskovadan Cibuti kadar, bütün bir cihan hürmetle, seni yetle iştirak etti. Tarihin en Büyük mına yedi iklim dört köşenin en gul” rem simaları son vazifei tekrimi Ha aralarında müsabaka ettiler, i Milli hayatımızın bu en elemli ani rında, arkasından ğladığımız mus mukaddı zim gönüllerimizle — Taber, büt r yüzündeki insanları8 gönüllerini feth ve teshir eylemiş © ğunu görmekle mağrur ve müteselli duk. Bi kayıbım£ bir devlet” relsinâği ibaret değildi. Kemal Atatürk be mili muka ımuzın sembolü, idenlimizin müşehhas timsali idi. Ons 1 huzurunda eğilen yabancılar, el #htiramı Türkün maddi ve rlığına da tevcih ediyorlardı Dünya matbuatı hem Atamıza, hem ze bu münasebetle sütun dolu Yâzı tahsis eylediler. Bu dostane tezah ratın kıymetini bilerek, #ahiblerine SÖ suz şükran ve minnet bağlarile bağl dık. Matemimize iştirak edenler Tür kalbinde ebedi yer kazandılar. g Bu necib tezahürat arâsında, bi” nahoş sadanın da yükseldiğini esefle vi detmek mecburiyetindeyiz. Buzusl iğ bu - en hafif tabiri ile - derbiye ag cür'et edenler memleketimizde, $ yi kadar, eşsiz rağbet gören, efkârı um”. yemize oldukça nüfuz eyliyen ki dir. 'Tasrih edeyim: Pariste, açıktan açi krallık taraftarı değilse de, önemli “|, rette sağa meyyal, haftalık bir kaç zete çıkar. Bunlardan bir tanesi, meş Fransız filozofu (Voltaire) in kahıran larından birinin adına izefeten Cani ismini taşır, Candide Frenk lehçesi” ' «Enayi» ye pek yakın bir mana if9d€ a der, Mezkür ceride bu ismi seçmekle ” bir gey gütmüş, öru bilmem, LAkin, Hi di anlıyoruz ki, asıl çenals her e bu gazetenin (7000) nüshasını kemali halükle kapışan biz, Türk okuyucü imişiz! z “ Evet! Candide, tahkikatıma nazari memlekette 7000 nüsha satıyarmuş! Pp Ve Türk karilerinin bu teveccüi'y şükranla mukabele edecek yerde ai mürteci ruhlu varakpare geçen gelen 16 teşrinisani ve 766 numarali » yısında, Atatürk hakkında en aği, © z, en şeni iabirler kullanıyor, mâl » namı altında sania ve iftiradan iber€t 4 takım safsatalar meşretmekten yia” yor. Fransız dostlarımızın fıtri vari kibarlık ve nezaketlerini bilmemiş; YU. « matbuatının ekseriyetle vakur v€ Dn metkâr yazılarını, bu elim münast agi yakından takib etmemiş olsaydık, Dİ ol“ cu kalında, Alman konsolosluğu bu -İki bizleri Fransız seciyesinin yök lunmaktadır. Nevyork belediye reisi- | Binden şüphe etmeğe kadar sevk: ri cek mahiyette olan bu hezey”' aşırı mertebede müteessir olacaktik” g Likin bereket versin ki, Gandi? y4 hib ve muharrirlerinin hakikt mehi? e leri bizce çok yakından mali ye Mütereddi bir krallik Bineği sub döküntülerin kötü dalkavuk kendileri için şeref sayan bu mah dünya yâzünde mukaddes ne var Tyf olabilirse, onun düşmanıdırlar, BU gf lerin tapındıkları tarihi simalar, 7” ye şeri çi ) VHI Henri âyarında, namus ve lâkkilerinden uzak kalmış esafil (Devamı 4 üncü

Bu sayıdan diğer sayfalar: