17 Kasım 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

17 Kasım 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İkinciteşrin 17 «Son Festar nın deniz romanı: Şarab düşkünü Ondon sonra da ğızdan — taganni — ediyorlardı. Bu| taganniler m çok hoşuma gi-| diyordu. Güftelerini pek o kadar an - lamıyorsam da besteleri bana — çok neşatlı geliyordu. Hele bandonun bü - yük davuluna âdeta meftun ve meshur olmuştum. Bu müzik bizim Dresden - deki kiliselerde işittiğim müzikten ol - dukça farklı idi. Fakat beni en çok en- terese eden bu teşkilâtın malik oldu - u bir gramofon idi. Evvelce böyle bir gramofon görmüş değildim. — Ben A - vustralyada Kangurilerile, vahşilerile r beyahan göreceğimi — sanıyordum. Halbuki ben burada muazzam bir me- deniyetin muhteşem bir eserile karşı - laşmıştım. Bunları — gördükten sonra kendi kendime: — Eh, Felix, diyordum, dünyada her şey senin düşündüğünün aksine çıkı - yorl. Size evvelce gramofon görmediğimi Söylemiştim ya.. Binaenaleyh gördü - hep bir a -I ğüm bu ilk gramofonu, halkı aldatmak | t miş bir oyun zannedi -|b için tertib edil bertaraf e- Bu âleti şöyle yakın ı süretle ne mahiyette y olduğunu anlamağa da imkân rsat bulamıyordum. — Zira her n vakit gitsem orasının daima kalabalık | T ve yalnız d seçmelerine mülsa dusu» na girmeğe k bir toplantı günü her girmek üzere ke lenlere takdim — etmiş; irtikâp eylemiş bulunduğumuz ahları itiraf ve fena birer i olduğumuzu beyan eti dan sonra da hiç bir vakit kuvvetli iç-| ki içmiyeceğimize dair birer sened im- | zalamıştık! etmiştim. Büy İkimi dimiz! marzk gü m . Sanradan öğrendim ki gramofon mü emmel bir şeydir! Bunun — içindir ki ordusu» beni kendisine mükem - n bağlamıstı. Hergünkü ferennüm ler ve irad olunan muvâzaalar beni di- mi gayrette en ileri safda bulunan bir genç yapmıstı. Yani ben de artık «sa - hibi din» şahıslardan — biri olmuştum. kilâtta hana bir de iş verme memişlerdi: Hayır hibe ettikler sahihlerinin tozu eki- p kacak 3 kcır lıktan da mülâzim ©- ordum. - aktan yani ebulaş müştüm - İleride m bir orduda hi ) am için Alman or - su» olmüş ne Çı- ? İşte ben yığın yığın elbiselere hem güve tozu ekmekle meşgul olu - yor. hem de gözü açık rüyalar görüyor kâşaneler kuruyordi Mademki artık ben, bütün güna lardan sıyrılmış, dini hidayete mazha olmuş ve mukaddes — bir teşkilâtta aza bulunuyordum, © halde bütün hakikat- leri meydans koymaklığım lâzım gel- mez miydi? Binaenaleyh bir gece top - lantısında bir takrib ayağa — kalkarak meonsuş olduğum «Rha ordusu» nun as kezlerine benim gerçek adımın — kont Folix Von Luchner olduğunu söyle - , bu hakika'ı Hiraf ettim. — Fakat rkesi de istiğraba salmış oldum. Hakiki hüvivetimin meydana kon - r üzerine bi ordu mensubları beni âdeta bir reklâm vasıtası yapmış- bir Alman kontunu «uhrevf bir hus - ran» a duçar olmaktan kurtardık! Ve ilâve ediyorlardı: — Buraya gelmezden, mıza gir - mezden evvel, bir balık gibi, viski içi- yordu. Şimdi Ise bütün içkilere töbe - r bir genç oldu. Eh artık.. hakkımda yapılan bu neş- n sonra kasabanın her tarafın - dar: bu «tehzibi ahlâk eylemiş Alman kortu» nu görmeğe geliyorlardı! Bizim teşkilât, şimdi benim vücu - dürnden başka suretle istifadeye kal HARE İ _""'wh% Bu, bütün Avustralya kıt'a uştı. Sırtıma giydirdikleri bir na ile sokaklarda ve çarşılarda arak cemiyetin hayırl dlarını ldiren risaleler sattırıyorlardı. Bu iş- de epeyce muvaffak olmuştum ve olu- . Halk bir konttan bu gibi risa- , almakta beis — gör Bu yüzbaşı — da olabi i iyordum. Benim içi veya onu içimekten vazgeçmiş bulun - zor bir şey deği ünifor- dolaş - gidişle bir tanımamış - e zencefil şa - için ulan ve i - sandığım | yor ve bunu | g7zet duyarak tadıyordum. Gir Ti yerlerde bana zencefil şa- zencefi! büyük J diğim ek İrahı iktam ediyorlar ve bu suretle be- Bumaarsa Mi Boldan Sağa ve Yukarıdan Aşağı: 1 — BSiyahlama, 2 — Arasını açmamak. 3 — Rahat eden kimseyi, * — Alâka dolayısile. 6 — Bir nevi uzun ceket-emmek masta- rından emri hazır-dahi. 6 — Gelmek-şart Jâhikası ca bayan-adod. hi nların « emini » sözleri - gölgem. ek-tecrübe, nevi geker-arzu. S 4BATBO i—İzlul> n |olm >i —- Rİ- > PARİS ve LONDRA'nın En son modellerine göre BAYANLAR için büyük ŞAPKA MEŞHERi gayet ucuz fiatlarla BAKER MAĞAZALARINDA Çünkü bütün | " 10 Türkçeye çeviren: M. Süreyya Dilmen sının en garbinda bir fenerdi — Kont, diyorlardı, bir zencefil şa- bi almaz mısın? Memnuniyetle bardağın muht dumn. Bu halim h ben de onların ; y | dum. — OKUYUCULAR NE DİYORLAR ? Atlaraına Ağlayanlar İağlıyor sana ruhun önünde tarihe - açtığın yaprak dalgalandırdığın bayrak kalbinde — taşıyan genç bahtiyar Ağlıyor sana şafaklarda Ağlıyor vana emanetini sana son ömründe mes'ud olan ihtiyar. sana işte, dün yüzük takan nişanlı, sana bugün, dün murad alan delikanlı kurtardığın yavrular, Ağıyor sana ağlarken güldürdüğün dullar. Ağlıyor Ağlıyor. Ağlıyor sana — yetimlikten Ağlıyor. Atamız Atam sana sonsuzluk mukadderken ezelden. Bağrımızda kan oldu firakın bilmem neden? Bu, bir ölüm değildir, bu bir miracdir ancak, Ürucunu selâmlar yerde yüzlerce sancak. Ahiret layam etmiş, melekler ditan durmuş. Diyorlar ki: Atatürk göklere çıkıyormuş. Yıldızlardan yapılan taklar yolları sarmış, Meğer sana biz değli lâhutiyan da yarmış. Tavsiflere sığmayan namında bir füsun var, 'Tam oön sekiz milyon kalb —senin — aşkınla çarpar. n bu eser, Allahı düşündürür, ebediyetler yürür. in bedefi takib için bepimiz, Bir daha and içeriz, bir dana and içeriz Gözterei Narzım Doğan Erman Büyük Ata'ya On yödi milyon Türkün; ” |im dindirir muka malı idi. Gerçi «Rha ordusu» mensup - larından çok hoşnuttum, bana cidden çok büyük iyilikler yapmışlardı. (Arkası var) Bir doktorun günlük notlarından Siyatik Geçenlerde bel tutukluğu yani Lumba- godan bahsetmiştim ve bunun romatiz- malı olanlarda sık sık görüldüğünü söy- lemiştim. Siyatik de aşağı yukarı ayni vaziyettedir. Siyatik de romatizan olan- larda veyohud artritik olanlarda daha tiyade görülür. Siyatik kaba etlermirin sağ veya tik müzmin ve şiddetli haste olan bacağı zayif kurutur, tubetten daha çok Hik tedavisi mümkündür hastalar tlaka iyi bir tedavi ile şifayab olabi rler. Kaplıcalar, yazın güneş ban Cevab isteyen — okuyucul çpulu yekamalarını ricn ederiz. Aksi tak- dirde Wtekleri mukabelesiz kalabilir. Nöbetci eczaneler Bügece nöbetci olan eczaneler yumlar- üır; İstanbul cihetindekller: Aksarayda: (Şerel), Alemdarda: (Ab- dülkadir), Bayazıdda: (Haydar), Ba - matyada: (Rıdvan), Bminönünde: (Ben- sasan), Eyübde: (Hükmet Atlamaz), Fe- nerde: ( Hüsameddin ), Şehremininde: (Hamdi), Şehzadebaşında: (Üniversite), Karagümrükte: ( Arif ), Küçükpazarda (Necati Ahmed), Bakırköyünde: (İste - pan), Beyoğlu cihetindekller! IklAI caddesinde: (Kansuk), Galal Jatada: (İsmet), Takstmde: (Nizamed - din), Kurtuluşta: (Neodet), Yenişetir- de: (Parunakyan), Bostanbaşında: (İtti- had). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: ( İskelebaşı ), Barıyerde: (Nurt), Kadıköyünde: (Moda, Merkesi, Büyükadada: (Şinasi Rum), Heybelide: (Tanaş Kaybetti Atasını. Ökeüz kaldı bu vatan: daha görsel Şimdi neler yapmalı On yedi milyan ök: Biz, Ata | Ayrılmıyan bir Türküz. Onun şanlı ruhunu, Rahatça yaşatmalı. İsmet Özarı Yas Denizlerin yeşili. göklerin mavi rengi; İSönsün, kararsın artık, Atamın gözlerinde. Dağılsın, parçalansın, yıldızların ahengi; Göz yaşları çağlıyor, yurdumun her yerindel. ÖOn yedi milyon Türkün, elleri düadaydı Hepsi de güle güle canını vermek için, Ağlardı hıçkırarak, yanardı için için, Hazırdı Tanrısına, tek ONU bıraksaydı! Görlerini aç ATAM, yüzünü göster bize; Kalblerin kara yası, o işıkla yıkansın. Kımıldanan yaprağa, dalgalanan denize; Düşman okdu gönlümüz onlar da seni ansım! Attila, Cengiz, Timvur, elleri kanlı gitti; Onlar göçtüğü günde, zaferleri de bttü. Benin şanlı zaferin, bittikçe başlıyacak; Baş'adıkça bitlmeden şahlan> >k artacaki B , senden alır hizini; Hangi eldir söndüren, ülkemin yıldımını! | Yarattığın eserin, filizlenen ber dalı, |Senden aldı kudreti, Çankayanın Kartalı! Beni gökler alsa da, bulutlar kaçırsa da; Yıldızlar taç olarak, başına takılıa da, Kanadsız bir kuş gibi, çırpınsak da arkadte Ben bizim yanımızda, kanımızdansın Atami Ona By Muükâaddes Ölül Mücizeler Kurtarıcı!.. Ruhun şâd olsun!.. Ölçühmez dehâ ve zebinla asırlardanbe “ ri düşmanlarına boyun eğmeyen, ve düşme- Üyi kend büyük bir zillet bilen bu necib Türk miltetini on beş yılda bütün engelleri yıkarak en uzun adımlarla lâyik olduğu mef İkie koyan sen değil misin? Bu millet bu azil (on yedi) mül yaratan yazık!. Bugün boşluğumu dölr mız Büyük Şefimizi ebediyeli hayır. İnanmadık. Ata “ Bir aslan hey ” betile bütün beseriyette kudret ve kuvveli £ m bu fevkalbeşer insan ölmezl. yaşıyor ve yaşayacaktır... Amasya M Orçuf Atam siyah, neye güneş karardı. T islak ve benizler sarardı. Öf u halk niçin ağtıyor, bu vatanda ne mi ün Türk milletinin tükönmez matemi YAf m demek ki sahi, demek ki sen de öldÜZ Demek ki mukadder xalması Türkü! 'Tancım sen bü kederi kalblere nasıl SA Nasıl gönülden tüten seslere uzak kaldın? ,|Busün on sekiz milyon kaybetti Atasımll umun enginine sindirip te yaşını, al bayrağına.. ktı Ankaranın mukaddes toprağınd. Merziyet B. UrAf / Ruh Fransız kabinesine müzaharet Dolaşan bir şayiaya gö - re sağ cenah partileri bazı şartlarla Di İladye kabinesine müzaheret edecekleri işlerdir. Fakat bu müzahereti te- binenin milif kal - partisini Paris kınmaya engel olan komünist feshetmesi istenilmektedir. Büyük ziraat kongresi hazırlıkları bitirildi Kânunuevvel ayı içinde Ankarada top- lanacak olan büyük ziraat ve köy kal - kınması kongresine aid hazırlıklar tama- men bitirilmiştir. Kongrede görüşülecek |olan raporlar da Ankaraya gönderilmiştir. Büyük ziraat kongresine memleketin her tarafından murahhaslar iştirak edecektir. Saat çalan bir hırsız yakalandı Abdullah isminde bir çocuk — evvelki gün Veznecilerde tütüncü Zekinin dük - kânına girmiş, tütüncünün meşgul oldu- gu bir sırada, masa üzerinde bulunan bir | saati çalmıştır. | zekinin şikâyeti üzerine Abdullah ya- kalanmış ve saat sahibine iade edilmiş - tir. Başvekâlet Hususi Kalef Müdürü İstanbulda Ankara 16 (Husust) — Ba; kalem müdürü Baki Sedes vü * mki trenle İ: SELÂNİK BANKASİ 'Tesis tarihi : 1888 Va İdare Merkezi : İSTANBUL (GA"A Türkiyedeki Şubeleri, İSTANBUL (Galata ve yenio“’u MERSİN, ADANA Bürosü Yunanistandaki Şubeleri? SELÂNİK - ATİNA e Her nevi banka masmeleli gea Dünyanın meşhur Şekercisi ALi MUHiTTiN HACI BEKiR Pazar günleri Mağazaları açıktı” İstanbul - Beyoğlu - Karaköy - Kadıköy Diş Tabibi Ahmed Maçka: eczane sırası Aysal apartıanı 1 nci kat. Hastalarıni 9-12 ve 14-19 a kadar kabul eder, Rontg ey8f 4 | Ç Cevdet Germ n ve Diyatermi eleki

Bu sayıdan diğer sayfalar: