h SON POSTA geei “Son Posta,,y nın şHikâyesİı'w;ııııı-ıw-mg N DİLE Ku başlamıştim. Esasen bilgi olmasına rağmen temiz, ir kâtibime muhteşem bir alayı yaptığım için bana herkes şa: Muhakkak kimi ukalâ ve gö: fazla hassas, kimi de ifrat derecede mü rif de Şimd çok Bana bakal yan sevgi ve mi zlerinde parlı - lerdir. k çok defa içi- 'masamın bağıda, elim alnımda |me tuhaf bir titizlik bile veriyordu. rüm. Hayır, ben ne ukalâ ve| Bir gün, söz arasında bâna: , ne fasla hassas, ne de m - Sizi daha pek küçükketi sevmeğe Ben sadete zavallı, çok za-| başlamıştım beyim, dedi. nsanım. W - Beni nereden tanıyordun Osman? - Mahalleden... Ben de Aksaraylıyım. 1 | Sonra anne.. anneniz.., — Annem mi? — Evet, o & düşünü; göst bir vallı bir mim kendi sakin ve m Aksaray etmiş ze sık sık gelir, sizden bah- olan annem mrünün biricik ışığı Babamın | 3 Tağmen g bü - k senin an- ben, onu çok iyi tanıyan Ostmanla ön- dan bahsetmeği pek se için de onu Annem yanın o da benim m gibi © sek kadını idi, en gibi dis eder, ondan bahsederken onun | © gözleri de benimkiler gibi yaşarırdı: enim velinimetimdi ©. dakâr ve asil ruhlu aneden içeriye girince hay rladım; ellerine sarıldım. $lum senden bir ricam var. — Emirlerini bekliyorum anne... | y We annem, ömründe ilk ve son defa Onun bakışla b, benden bir şey i i bir kadıncağızın kırk oğlu varmış; onu mutlaka , v Yanımalı ahanlı tmişne Anamın ölümü beni bu zavallı adama Bu adâm ne iş yapabilir anne? — |Sok yaklaştırmıştı. O kadar ki, bir gün — Bilmem çocuğum.. zavallı bir adam- #Nİ bir kararla onu çağırdım. dır. Sen ona kendi yanında münasib bir! — Osman, dedim. Aksaraydakı ev bom- iş ver. — Belki dışarıda ona göte bir iş bulu- Orada yerleş. Bu vesile ile o ana yadigârı rum. |ev de hayırlı eller elinde olur, büsbütün — Hayır, onun senin yanında, senin hi-| Söcüp gitmekten kurtulur. mayen altında kalmasını istiyarum Ne -| Sevindi; o kadar sevindi ki iki elile jad, bu benim son dileğimdir. Onu her| *limi alarak ağzına götürdü... zaman yanında alakoyacağına söz ver. O zaman elime eğilen bu başın kimin — Peki anne... Adı nedir onun? başı olduğunu bilseydim! — Osman * Osmanı yanıma aldım. Pek işime ya-| orum nasıl bir kabahat rişti; ona darılmak için yanıma ça - şan bi acı bana fazla söz söyleter yatağında a- jman gözlerinde yanan derin ıztırabı rujda bir kından hatırlatmıştı. mutl Osman bir hafta yazıhaneye gelmedi.. dik bir adamdı. Hele beni öyle seviyor-| İğırdım; fakat gözlerinden birdenbire ta-| |boş kaldı. Çoluğunu çocuğunu al da git | Yazan: Muazzez Tahsin Berkand #GEEMHz |lerime dâlarak onu unuttüm. Zavallı a - damın esasen bana bir faydası dokunmu- yordu ki.. Dün sabah otomobilden inerken siyah | çarşaflı, perişan kıyafetli; orla yaşlı bir n yanıma yüuklaştı. istiyor efendim. — Ösman... Karısı im rar otamobile bir saraya giderke |ran bu kadıncağıza bir tek k scek cesareti bulamadan abdallaşmış gi- etral Aksaray anam.. ev onun - brom: ? Birdenbire onun ölümü tekr | ada canlandı. — Ne oldun Osman? Hastal Yok canım; böyle çocukça sözler sa- tşmaz; kehdine gel... diğimi biltrim ben; bunun için se- ğırdim, Haydi çık, bizi bırak | Huriy karyolasının durduğu mn.; öleceğim. Yalağa yaklaştım. İçimde garib, isim- siz bir helecan vardı, Ölecek bir ada - mın yanında bulunmaktan daha müdhiş , | bir helecan. — Biraz daha yaklaş. Zavallı Osman, şuurunu kaybetmiş, e- fendisine «senx diyor... Yatağın kenarına oturdum. O, kesik, tutuk bir sesle söyledi: — Ölüyorum... Anam ölürken beni sa- na vasiyet etmişti; ben de çocuklarımı sana bırakacağım. Sayıklıyordu zavallı.. Benim annem - den bahsederken sanam> diyor, çocuk - larmı da, yalnız beş Bönedenberi tanıdığı efendisine vasiyet ediyordu. — Hayır sayıklamıyorum. Aklım ba « İşımda... Beni dinle; sana ömrümüzün bi- ricik sızrını ilşa edeceğim.. o beni alle - decektir; biliyorum, Ve titrek sesile bana, annemin, anne - ciğimin babamdan eyvvel başka - birisini Merak etmeyin: Şimdi, nerede ise ele tavazzuh eder. Arad çeyrek saat geç - ki, pölis da- esinin — önünde bir otomobil dur- du. İki dakika sonra, koridorda bir gürül ol - du. — Yayvan bir sarhoş ağzı, gas - yan eder — gibi, kisi birden sıçra » — Ulan, amma da çekmişle a, kocakarı meydan bel de- ken, kapı açıldı. Dört tane ız - isin — zor zaptettikleri kocası arkada, fçe- İkisi de dut gibi idiler; uruyo: n — Kocakarının tepesinde tersine dönmüş, 1 meze artıkları ve şarap | rile ucuz bir lokantanın sofra örtüsüne ğinin pa - aybolmuş, gözleri şa » bir yana kaym yurabi efen nunkinden Jarak meyh. anlanmı durucuk benzer bir ha yafetl o - gözlerini büziyar, B insanları seçmeğe yordu. yandan da, muttasıl türki du: «Ben esmeri.. köfte ile..» «Ben esmeri..» Bu türlü suçlulara nasil muamele edileceğini uzun bir meslek hayatının giril- öku -| ğünü de bırak -| Hastalanmış. Evine adam gönderdim. | sevdiğini ve sotra, âilesinin, binbir iş « |Kuvyetli bir soğukalgınlığı dediler, İş - kence ile onu sevdiğinden ayırarak ba - SON POSTANIN EDEPİ.RPOMANI İtecrübelerile — bilen zabıta âmiri en cid- |di tavrını takın - |makla beraber, as « 1â tecavüzkâr olmı- yan bir lisanla Gu - rtabi efendiye hitab ettil —Bu ne hal mösyö” Gürabi? Takvor tercüme ediyordu. Gurabi e- fendi cevabını ke » |kelemeğe — çalışır ken, İfakat. hanım |atıldı: Halimizde ne var, canım.. cicim, aslan paşam benim? Torik müdahale Hüzumunu hissetti: — Utanmıyor musun yahu? İnsan, | laklarını geçön şeyleri besleyiver barim. hususile bir kadın, bu yaşta böyle ke- ler,. im!, paze olur mu? Zabıta âmiri sabırsızlanmağa başla- — Sus!. Sen.. sen kim oluyorsun ba- | mıştı. na kepaze diyecek? Yaşım.. yaşım ne-| — Bu komedi lüzumundan fazla sür- |dir ki? dü, de; Ö Kaşer! Şimdi bu arka- | — Daha ne olacak? Üç otuz! daşlarınızı bu halde size teslim edecek — Haşt, köpek! Kanlı canlı, pâlabı -| olursam, yarına kadar bir rezalet çı - vık erkekler peşimde koşuyorlar. De -| karmamalarını şahsen taahhüd eder min orada beni paylaşamıyorlardı.. ba-| misiniz? cakla: kollarım çürük içinde., Takvor Toriğin yüzüne baktı, To « 'Torik Necmi Gurabi efendiye dön |rik sord Ü: — Ne — İşit de 1ftihar et, beybaba! Senin- ki almış ya mevlâsını. — Ben..-esmeri.. havyar ile.. deyim? b — Öyle ya? İşin, gücün esmeri bes -| — Bilmem. Sen bilirsin, lemek. Elin değmişken biraz da şu ku- —qyle ya'Ne vakit ki iş sarpa sararsa| iylüyor? — Yarınacak irezalet çıkarmıyacak « larına kefil olayım deor., Ne cevab e - İstanbul Sular İdaresinden : İdaremizce nümunesi veçhile yaptırılacak olan 500 adet döküm buşakle ka- palı zarfla eksiltmeye konulmuştur. 1 — Bu hususa dair tanzim c rasız olarak âlınabilir. 2 — Taliblerin şartname hükümlerinegöre hazırlıy zarflarını 14/11/938 Pazartesi günü saat 15 e kadar müdüriyete vermiş olmaları lâzımdır. <TI30» ı Münakasa İlânı en şartname idare zım servisinden pe Kasımpaşa Orta Okulu Satınalma Komisyonundan : Okulumuz binasında şartnamesi mucibince «990» lira «15» kuruş keşif içindeki rat 7/11/938 Pazartesi günü saat on birde İstanbul Kültür Direktörlüğü bi - ** muhasebestiliğinde toplanan okul kamisyonunda açık eksiltme pilacaktır. ÜLÜ r mühasebe vez- Bu işe aid eksiltme şartnamesi ve keşi! evrakı okulda görülüp öğrenilir. ibaret muv ale saatinden evvel lisel tırılaca az 500 liralık bu işe benzer iş yaptıklarına hale gününden sekiz gün evvel İstanbul Nafi: den ve Ticaret ütte ko- misyona gelme Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal kes » .a İcabında günde 3 kaşe alnabilir. #W B bama verdiklerini anlattı. | Kurdc;ım._ ömrümde ilk defa bir scs Korkulu bir rüyadan uyanmış gibi OR-Vıbın.ı bu ismi veriyordu. Ölen.. kısıları bir manın yüzüne baktım. ses. — Sen.. sen bunca senedenberi nerede | idir — Benim babam annemin acısına daya- namıyarak öldü. Annem beni tanıdığı bir ihtiyar kadının yanına verdi. — Sen benim kardeşim olduğunu bi yor muydun? — Beş sene evvel ounu bana annem söyledi. — Annen mi? — Evet, annemiz.., © bendet çok seni |seviyordu; çünkü bana, hayatının bu sır- İrını senden gizlememi söylemiş in | onu hiç bir zaman affetmemenden korku- | yordu; fakat ben senin onu kabahatli bulmıyacağını anladım kardaşim. Beni bir defa öper misin kardeşim? Eğildim... Ağabeyimin balmumu gibi sararan yüzünü öptüm; sonra dudaklarım bilâihtiyar onun ellerine gitti — Ağabey.. çocukların benimdir; on- lar için üzülme.” Sağlığında sefalet çektiği halde muh- teşem bir cenaze merasimi ile son ika - raetgâhına götürülen adam benim kâti - bim değil; kardeşimdi. YARINKİ NÜSHAMTEDA: Bir gecenin hikâyesi Yazan: Peride Celâl herifler zanaatin erbabı değil. Sarhoş ayıltmak bizim barba meyhanecilere mahsustur. Bu esnada, zavallı Gurabi efendi us- lu uslu, hiç kim € de danışmadan, boş bir sandalyanın rine — çökmüş, başcağızını da bir yana eğmiş, yerler « de yuvarlanan kırk senelik ehline l - dırış bile etmiyerek, akşamdanberi tut- |turduğu türküyü boyuna mırıldanıyor: du: «Ben esmeri.. şalgam ile, hıyar ile, beslerim!» Nihayet, polisler güç belâ kocaka - rıyı zaptedebildiler. Kıskıvrak ederek, bir köşeye oturttular. Âmir gene ben bilirim olur. Be ni buraa pislik te - miüzlemeğe getirdi -| niz? Cinevre'de ye- diğim — dayakların | yerleri — enksemde ra hitab iler henüz kaybolma -| — Maattecssüf bu kadını bu halde mıştır, Bir posta da| salıveremem.. dedi, Siz ötekini alın, gi- bunda yeeyim? a. Ben şimdi madamı doktora hava: — ÂAÂdam, ne çı -/'le eder, tedavi ettiririm. Bir saate ka- kar, be? rım ki açılmış olur. —O vakit — Nasıl ne çıkar? Görmoorsun ne bi çim safroşturlar? - Buradan çıka- bm — da, ayıltması benden. — Öyle ise sıl olsa mem - leketi terkedi le, — ayrıca icab eden zahıt varakasını da tanzim etmiyorum Sızmı yüz tutan İfakat — hanım, kefil ol. oturduğu yerde baygın baygın sayıklı- — Olurum. Tek -| yordu: if et bakalım, ka -| — Herman!, Ki bul ediyor mu? Lükin bana kalsa tıyıb olur, Arkadaşlık, senin reddetmemeni Acab eder, Raconu böyledir bu işin. — Haydi, olsun! — Ben sana yarın, — deniz Üst Daha, zabıta âmirine dönüp de, Tak| gösteririm gıdıklanmayı.. diye mırıl - vor muvafakat cevabını veremeden, İ-| d W[ukm hanım, müdhiş bir gürültü — ile birdenbire yere yuvarlandı; — sırtüslü yattı, kusmağa başladı. Polisler kaldır- | ği ular, Ellerini tutmak ister- lorken, o da onlar meler savuru - yor, ağrısı tutmuş dişi köpek gibi ulu- yordu. sen r olma — sen, e mi yrum!, Ha, hay! üne ters ters bak - ti ve: )doş! dedi; kalk da » boza ile.. dl başlatırsın beni es- in yedi sinsilesinden! Takvor Toriğet Gurabt efendi kalktı, — iki tarafına — Beğendin? dedi; iyi kt kefil filân| salına salına yürümeğe başladı. İfakat olmamışım, Yoksam halının parasını|hanım sandalyasının üzerinde horlu « bana ödettireceklar idi, lyordu_ — BSuratını wlatsalar geçer amma, fArkası var)