Hergün | Milletler Cemiyeti yerine - | Bir Avrupalılar Cemiyeti .'l k— Yazan: Muhittin Birges n nutku ile, Bay Hitler, bi- ze bir şey söyledi ki mühim- dir. Almanyaya ilhakı lâzım gelen «Sü- det toprakları benim Avrupada yapaca- Ham son toprak iddlasıdır. dedi; AlmAnk- yaya aid iddialarında ötedenberi aÇı' #özlü olduğunu yazdıkları ve rtpü:':: ile kâfi derecede isbat etmiş olan rerin bu sözlerine inanmamak için orta- da ekldi bir sebeb yoktur. Almanlığın birliği ve safiyeti davasım müdafaa eder- ken müfrit derecede ileri giden Bay .Hıt- lerin bu sözü Almanya hududh_n Km# başka milletlerin bulunmasını istemedi- Bi hakkındaki fikirlerile de hemahenktir. «Ben Çek istemiyorum!» — diye Çeklere aid topraklar Üzer inde hiçbir iddiada bu- Junmıyacağını söyliyen Führer, Yahudi- lere karşı gösterdiği müfrit taassub pren- sipinde ve Almanyanın kâmilen Alman- lardan mürekkeb bulunması kanaatinde musır demektir. Şu halde Südet mesele- sinin hallinden sonra Almanyanın, Baf Almanlık prensipine göre, Avrupada id- dia edebileceği toprak parçası kalmıyor demektir. Vakıâ Avrupanın diğer birçok yerlerinde küçük mikdarlarla da olsa ke- gif Alman nüfusları varsa da tarihin si- yasi coğrafyası bunları diğer milletlerle karıştırmıştız. Bay Hitlerin «Avrupada başka bir toprak iddiam kalmıyacaktır» sözü sade siyast bir vâd değil, belki ay- ni zamanda kendisi tarafından neşredi- len «saf Almanlık» prensipine de uygun olan bir sözdür ve aksi sabit oluncaya — kadar buna inanmamız için kuvvetli se- * Madem ki Almanya, dünyanın karşısı- na bu kadar büyük sulh iddialarile ve bu kadar kat'i hakka riayet davalarile çıkıyor ve kendi hakkına riayet edilme- sini istediği kadar başkalarının da hak- larına riayet edeceğini vâdediyor, şu hal- de, dünyaya huzur ve sükün vermek için, Almanyanın aldığı bu vaziyetten istifa- de etmek mümkündür. 918 galiblerinin yirmi senelik siyaset-| leri iflâs etmiştir. Bu iflâsın detinliği ve kat'iyeti üzerinde ısrara lüzum bile yok- tur. O tarihtenberi sulh ve medeniyet perisinin çektiği ıztırab acıklıdır. Zavallı Bulh ne öldü, ne de ondu! Onu her daki- ka yatağa düşüren kırık sıhhati etrafın- da, bu periyi seven milletler, her dakika helecan çektiler. 918 muahedeleri ve bu muahedelere hâkim olan ruh ile Avrupa- ya huzur ve sükün vermek imkânı olma- dığı tahakkuk ettikten ve Almanyanın Avrupada artık toprak iddiası kalmadı- ğını gördükten sonra bugün Avrupa işle- “ rine büsbütün başka bir gözle bakmanın imkân kapıları açılmış demektir. Bay Hitlerin son nutku bu bakımdan çok enteresandır. Führer nutkunda ken- disini bir sulh havarisi olarak gösterdi. Milletler için hukukta müsavat (Gleich- berechtigung) fikrini bir defa daha or- taya attı. Dünyaya ve Ayvrupaya sulh ve- recek teşebbüslerin her nevine giriştiği- ni, fakat muvaffak olamadığını söyledi. 'Bunun için de hâkim, galib diplomasisi- nin ortadan kaldırılması lâzım geldiğini anlattı. Şu halde bugün Südet davasını şu veya bü şekilde halleder ve 918 mua- hedelerinin defin merasimini yaparken 918 in ruhunu da ortadan kaldırmak ve Avrupaya yeni bir şekil vermek işini de düşünmek mümkündür. l * Mümkün değil, hattâ lâzım, elzem ve zaruridir. Bu gayeye varmak için bugün- kü Avrupa nizamını değiştirmek ve bu ni- zamı hak ve realiteden ilham alan bir ru- ha sahib kılmak icab eder. Bütün Avrupa milletlerini bir araya toplıyan bir kon- ferans akdetmek, Milletler Cemiyetini -temelinden değiştirmek bu hususta ya- pilacak işin esasını teşkil eder. Bugünkü Milletler Cemiyeti, sözde bütün dünya- nın, hakikatte ise bir kısım milletlerin gemiyetidir; bize lâzım olan ise bu değil, bir Avrupalılar Cemiyetidir. Dünyanın sulhünü ve dünyanın cemiyetini düşün- mezden evvel biz Avrupalılar, bir kere kendi sulhümüzü ve kendi cemiyetimizi kurmalıyız. Bunu tesis için şu aşağıdaki tarzda birkaç prensipin kabulü kâfidir: 1 — Avrupa milletleri arasında san ve kat't bir hudud tashihi. 2 — Gene bu milletler arasında hak ve Resimli Makale 1 Geçe kalan güçe kalır. Bir İngiliz Nazırının İngiliz kabinesi 22 azadan mürekkeb- dir. Buna rağmen, son içtimalarını ancak 21 aza ile yapmaktadır. Sebebi de do-| minyanlar nazırı, Lord Stanleyin Kanada | da tenis oynarken ayağını burkmuş, ve yatağa düşmek mecburiyetinde kalmış olmasıdır. Şimdi lordu sedye ile Londra- ya nakletmişlerdir. Fakat siyast hâdise- leri dakikası dakikasına takib etmek is- tiyen nazır, yolda sedye ile götürülürken bile gazetelere bakmaktan kendisini ala- mıyor! Bir hakem bütün bir futbol takımı oyuncularını tevkif ettirdi Yeni vazedilen futbol nizamnamele- rine dayanarak, bir İtalyan futbol hake- mi, kendisine oyun esnasında, küfredil- diği, maçtan sonra da el ile tecavüzde bu- lunulduğu iddiası ile bütün bir takımı tevkif etlirmiştir. Fakat oyuncular, şa- hidlerle, kendilerintn değil, seyircilerin tocavüzde bulunduğunu isbat ettiklerin- den, kendilerine yalnız ihtar cezası ve- rilmiştir. vazife müsavatı. 8 — Yeniden iddla edilebilecek her hangi bir hudud tashihine müsaade et- memek üÜzere, Avrupa milletleri arasın- da umumt bir tekâfül paktı ve bu pakt hilâfina hareket edecek olanlara karşı | iktısadt değil, askeri bir zecir prensipi, 4 — İptidaf madde ve müstemleke me- selelerinin yeniden gözden geçirilmesi. 5 — Silâhların tahdidi. Eğer garb demokrasisi iddialarında ss- mimi ise, eğer Hitler ve Mussolininin sulh sözleri riyakârlıktan ibaret değilse, bugünkü Avrupa vaziyeti, böyle esaslı bir iş görülmesine çok müsaid bir vazi- yettir. Avrupa milletleri bu fırsattan is- tifade etmek isterlerse meydan açıktır. Akıi takdirde sulh namına yüksekten a- tıp tutmalara mahal yoktur. Muhittin Birgen İSTER Dün akşam saat beşe doğru telefonun telin öbür ucunda bir erkek sesi kendi kendisini takdim etti: — Ben doktor Hayreddin Sezen, bugün öğle üzeri büyük devletlerin reisleri Münihte bir toplantı buna müteallik hiç haber aldınız mı? Bildiklerimizi söyledik, okuyucumuz nun üzerine bir sual daha sordu: İSTER Hergün bir fıkra —| Harb talihi İ Umumi harbde bozguna uğrıyan : bir fırkanın kumandanı, Mareşal Hin- ! denburga: — Ekselâns, demişti, günlerce çar- pıştık, fakat nedense harb talihi bize birdendire arkasını çevirdi. Hindenburg, kumandanın Bakmıştı: B Söylediğinize inanıyorum, fakat İ eksik söylediniz. Benim duyduğuma İ İ göre harb talihi size arkanmı çevir- | İ meden evvel, tiz düşmana arkanın İ j çevirmişsiniz. Böl aeit dme eee Halka sükünet Tavsiye eden Çek muharriri yüzüne Son Çeköslovakya —meselesinde ismi Bik sık işitilenlerden biri de meşhur Çak piyes muharriri Karl Kapektir. Mu- harrir, istisnasız her gece, radyo ile hal- ka sükünet ve itidal tavsiye eden nutuk- lar söylenmi Yeni kabinede de yer alacağını sö: dkle beraber, aslı çık- mamışlır. Kapekin son eseri, bir diktatö- rün hayatını tasvir eden, «Kuvvet ve e- mek» isimli piyesidir. 3 bin liralık banka defteri taşıyan dilenci Şikagoda, dilencilik ederken yakalanan |bir adamın üzeri aranınca, bankada 3 bin |Hra parası olduğunu gösteren bir banka delfteri bulunmuş, bunun üzerine kendi- |Si 200 lira para cezasına çarptırılmıştır. İNAN, İSTER çıngırağı çınladı ve — Rahatsız etmi: nerbahçı rın neticelerini takı Güldük ve — Lâakal 50 k: İSTER yapacaklardı, acaba memnun oldu. Bu- İNAN, — Bu mesele hakkı var mıdır ve kaç kişldiz? — Banırız, 7, &, diye cevab verdik. S9 | Evlenme merasiminden Manevra sahasına Alman orduları başkumandanı Gene- jzal Fon Bravhtiç Silizyada evlenmiş, ki- Tiseden çıkar çıkmaz, Silizya manevra- larında hazır bulunmak üzere askeri ka- rargâhâ hareket etmiştir. Yediği hapis cezalarının mecmuu 4Ü seneyi bulan adam Löondranın gayet zengin bir tüccarının oğlu olan, babası ölünce de kendisine iki buçuk milyon Türk lirası miras kalan Walter Kirby, bir zamanlar dünyanın en güzel sübayı diye şöhret bulmuştu. Re- simleri her milletten kadınların çanta- sında gezmiş, zamanının heykeltraşları, harb anıdlarında, onun tirelerini canlan- dırmışlardır. Boer harbine iştirak eden, Zulularla çarpışan Kirby'in girmediği iş, baş vurmadığı kapı kalmamış. Otel iş- letmiş, yığınlarla para kazanmış, fakat hepsini yemiştir. Talihli İngiliz 6 kadar çok para kazanmıştır ki, sayısını bile bi- lemiyecek bir hale gelmiştir. Bu zaman- larda 8 defa hapse girmiş, her seferinde bir kolayını bularak çıkmıştır. Bir kare- sinde bir banka soygunculuğunda haksız yere ismi karışmış, 10 sene hapis cezası yemiştir. Haddi zatında Kirby'nin yediği cezaların mecmuu 40 seneyi doldurmak- İtadır. Şimdi Londrada serseriyane do- Taşmaktadır. İlnek sağ taraftan mı, yoksa sol taraftan mı sağılmalıdır?| e| Yalnız çocuklar için ). 25 lira, 15 lira, T0 lira ve 100 kişiye de muhtelif hediyeler vereceğiz İneği sağ taraftan mı, yoksa sol taraf- tan mı sağmalı?. Amerikada çiftçiler bir- liğinde bu hususta yapılan ve saatlarca süren bir münakaşa ve müzakereden sonra, şu neticeye varılmıştır: — İnek sağ taraftan sağılmalıdır. Sol t m sağıldığı takdirde süt kabını tekmelemesi ihtimali vardır. İNANMA! da benden başka merak edip te soran yorsam bir noktayı daha soracağım: Fe- Galatasaray arasında yapılan hararetli maçla- riben kaç kişi merak edip sorar? bi verdik: 1 İNANMA|L Sözün Kısası Onlar düşünsün! E Talu eşrinisani 1918 de, Alman başı vekili Prens dö Bülov şu ke« rameti savurmuştu: «Yirmi yıl sonra Vie yanaya kim hâkim olursa, cihan harbinl © kazanmış olacaktır!» 11 mart 1938 tarihinde bu keramet tâe hakkuk etti, harbi umumi fiilen bitmiğ ve partiyi Bay Hitler kazanmış oldu. Zi« ra haritai #lemden gilinen Avusturyanım payitahtı onun eline geçmişti. Lâkin, Anşlusun ancak bu tarihte vu« kubulduğunu iddia etmek hatadır. Ak , Man, Avusturya ve hattâ Macaristan it« |thadı çok daha Önce, 1870-71 harbinla ferdasında bir emri vaki olmuştu. Daha © zamandan ırkan, lisanen, siyaseten bi olan bu iki devlet, galib müttfiklerin şu« Ursuz takibleri ve tazyikleri karşısında bugün büsbütün birleşmişler, yekvücud bir kütle halinde Avrupanın karşısmg çıkmış, meydan okuyorlar. Eğer, bundan yirmi sene evvel, henüz sulh masasının etrafına — turulmamışkepi, Preas dö Bülov'un kat'iyen gizli kapaklı olmıyarak sarfettiği yukarıki sözler müt. tefik devletlerin o zamanki erkânı tara« fından nazarı itibara alınmış ve teemmül edilmiş olsaydı, Avusturya parçalanmaz, ortaya Çekoslovakya gibi sakat bir te« şekkül, bir nevi yeni Makedonya çıkmâğ ve bugünkü harb tehlikesi de en az biş yirmi yıl daha gecikirdi. Güya zayıf düşürülmek maksadile pars çalanan Alman varlığı, artık bir daha kendini ıoı_ıhynmu zu'mile kendi haling bırakılınca, türlü entrikalara gahne oldu, Tahtlarından uzaklaştırılan Habeburglan gâh el altından, gâh açıktan açığa dolali |foevirmekten bir an hâli kalmadılar. A« vusturyada ekseriyet bunlara taraftat oldu. Macarlar tamamiyeti mülkiyeleri« ni elde etmek için revizyonist - muahe« delerin tadili ve hududların tashihi te« raftarı - kesildiler. Macar tahtı, sessiz, sadasız, senelerc bir Habsburglu hüküm. dar bekledi. Ve nihayet bugün başında kavak yele leri esen Çek Cumhurreisi Bay Beneş, eskiden kalma bir kin ile günün birinde bağırdı: «Habsburglar yeniden tahta çıle madan ise anşlusu bin kere tercih edox rim!» ve o ana kadar ufacık bir tehlikg dahi teşkil etmiyen Macaristana — karşı Küçük İtilâfı kurarak, cebhe aldı. Bu suretle Orta Avrupada, gerek Ver say muahedesini yapanların ve gereli, gene onların vermiş oldukları direktifle« re göre, sözüm ona politika çevirenlerin devirdikleri çamlar tarihte misli görüls medik gaflet şaheserleridir. Her ne olursa olsun, şu anda başvekil Bülov'un kerameti tezahür etmiş ve ü« çüncü Alman Reich'ının başkanı Viyana« ya yerleşerek 1914 harbinin hakik? gali« bi mevkiinde dünyayı tehdid etmektedir. Bize göre hava hoş; ufukta beliren fıre tınayı, bundan yirmi yıl önce Avrupa tarlasına rüzgür ekmiş olanlar düşünsün! E. Talu ŞTT Büyük müsabaka Bu sütunda her gün mumtazaman çıkacak birden on sekize kadar numg- ralı resimleri kesip saklayınız. Müsa- baka faydalı, eğlenceli, — ve kolaydır. Hal şeklini sva Tesim çıktığı gün ilân edeceğiz.