13 Ağustos 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

13 Ağustos 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Con! — Con!!! Kalk, aşağıda bir tıkırtı var. Hırsız mı girdi nedir. — Mister Con homurdana homurdana gözlerini açtı. Bir iki esnedikten sonra, yatağın içinde doğruldu: * — Ne olmuş?. — Ne olacak. Dinlesene!, Bak aşağıda 1 dolaşıyor. â — — Yok canım sana öyle geliyor, ben | bir şey duymuyorum. “Bu sırada alt kattaki gürültü o kadar arttı ki duymamak kabil değildi. Madam garit dev gibi vücudüne rağmen kor- tudan titredi. — Haydi Con, ne duruyorsun? Git şu hırsızı yakala!. v Mister Con şaşırmıştı. Aşağı ınse teh- |like, inmese rezalet!., Silâh namına bas- tondan başka bir şey taşımazdı. Fakat maalesef 0 da aşağıda, sokak kapısının yanında duruyordu. Yumruklarına da üvenemezdi, Çünkü Mister Con ufakte- ek bir adamdı. Topu topu elli altı kilo liyordu. Fakat inmese karısına nasıl 'am anlatacaktı?.. Yavaşça yataktan kalktı, — terliklerini Bgiydi. Son bir ümidle: — Margarit, dedi. Galiba kaçtı. Nahak “yere aşağı kadar... Sözünü bitiremedi. Alt katta müdhiş bir gürültü koptu. Hırsız galiba bir şey devirmişti. Artık Mister Con için aşağı Şinmekten başka çare kalmamıştı. Bir iki “geye çarptı. Lüzumsuz gürültüler yaptı. Masanın üzerindeki fırçayı — düşürdü. Şimdiye kadar öksürük nedir bilmezdi. “Acı acı öksürdü. Vay aksi şeytan hırsız bu kadar gürültüye kaçacağına işi büz- bütün azıtıyordu. İnmekten başka yapı- Jacak bir şey yoktu. Büyük bir gürültü — İle oda kapısını açtı. Dışarı çıkmasile ka- pının kapanması bir oldu. Karısı kapıyı —arkasından kilidlemişti. Titrek adımlar- merdivenin yarısına kadar indi. Her t karanlıktı. Güç hal ile birkaç ba- /samak daha inebildi. Bu sırada yemek odasından bir karaltı göründü. Merdivene doğru ilerledi. Mis- — ter Con korkusundan titriyordu. Karaltı /| Merdivenin alt basamağına. gelince dur- — Sebeb İfakat hammi ile kocasını, Takvor, ikram olsun diye asansöre — bindir- mek istemişti. Kocakarı da öm- ründe — görmedi- ğil işitmediği bu ün açık kapısı önünde: y 4 — Ayol, a dost- |lâr! Miskinler tekkesinin çile odaları gibi bu dapdaracık yere beni ne diye sokmak istiyorsunuz? Üzerime kapıyı cellâdlar eline mi teslim ede- ceksiniz? Vallahi de, billâhi de, tallahi de girmem! / Diye ayak direyordu. Kapıcı, grum- |lar, otelin hamalı, bu acalb, sinirli yol- B cıkta durmuşlar, sükünla sey- F rdı. Tekvorun çenesi, İfakat hanım: âkıbet kandırmak ümidle ye- niden işlemiye başladı: — — Bayan efendimiz!. Canım, ciğe-« m!. Pardon, Gurabi efendimiz.. Baya- ha canım, ciğerim deorsam, fikrine bir şey gelmesin. Lafın pelesengi, kelamın — Mmahonudur. Ve lakin, bu asansor ki- Oyak icattır. Bundan korkulmaz. Bila- — kis, emniyet ilen binilir, tak beşinci ka- , yorulmadan, hip deyi çıkılır. — Haydi oradan, deli gâvür! Merdi- vehnsiz, insan, beşinci kata nasil çıkar- ? — Hazreti İsa yedi kat gök yüzüne nerdivyen ilen çıkmıştır?. — Ay? Bu ecel dolabı onun icadı mı? — Hetbet! Onu için, korkmazdan bi- ebilirsin! Asansörün peygamber icadı olduğu- a bu süretle kanaat getirdikten sonra fakat hanım gözlerini kapadı. Önce esmele çekip, arkasından da salevat /— getirerek, sağ ayağını içeriye atlı. Ban- ora da sol ayağını soktu. Gurabi efendi Takvör da kendisini takib etmişler- — di. Asansörcü çocuk düğmeye bastı. 4 | “Son Posta,; nın Hikâyesi * AKALANAN HIRSIZ İngilizçeden çeviren : | du. Cebinden el lâmbasını çıkararak yak- tı. Yukarıya doğru tuttu, ev sahibini gördü: — Hamdolsün, dedi. Nihayet inebildi- niz. Haydi yahul. Merdivenin yarısında ne duruyorsun, insene aşağıya. Hırsız elini duvara götürdü. Elektrik wdüğmı—sini çevirdi. Mister Con korkudan büyümüş gözlerle herife baktı: Çam yat- ması gibi bir şeydi. Hani bir sıkışta za- vallı adamın caninı alabilirdi. Hırsiz sa- bırsızlanmıştı: — Haydi.. insene!., Yeksa gönlün olsun diye mi bekliyeceğiz? Beni tevkif etmi- | yecek misin?, Mister Con hırsızın konuşmasından ce- saret aldı. Kekeliyerek: — Yahu, dedi, Vakit varken kaçsana! Hırsız makaralı bir kahkaha koyıj- verdi: - — Saçmalama be adam. İneceksen In, yoksa zorla indiririm ha! Zavallı adam yavaş yavaş basamakla- rı indi, Hırsızın yanına geldi. — Haydi ne duruyorsun, elimi, ayağı- mı bağlasana! — Peki ama neden kaçmıyorsun? Pi Uzun etme canım, dediklerimi yap. Ben buraya tevkif olunmak için geldim. | — Fakat ortada bir sebeb yok ki, hiç |bir şey de çalmamışsın.. | — Şimdi münakaşa edecek değiliz ya!.. | Hırsız başını eğdi. Derin derin — içini İgekli. Tekrar başını kaldırdığı zaman gözleri dolu idi: — Bilmezsin artık yaşamaktan bıktım, İki saal evveline kadar son dercce mes'uddum. Fakat şimdi her şeyden nef- ret ediyorum. Şöyle kapalı bir yerde ba- gımı dinlendirmek istiyorum. Mister Con korkusunu filân unut- Dmuştu: — Bütün bunlara sebeb ne? — Dedim ya iki saat evveline kadar çok mes'uddum. İki saat evvel acı bir ha- kikati anladım: Karımla geçinemiyoruz. — Madem ki karınla geçinemiyorsu- nuz boşa kurtul. — Ne diyorsun Allah aşkına, Şimdi boşamak o kadar güç ki.. aylarca mahke- melerde sürün dur, En iyisi ben mahküm olurum. O da tabil bir mahkümüun karısı Sezal Solelli olmak istemez. Böylece rahat rahat ay- rılıriz. — Buna benim vicdanım razı olur mu dersin? — Çok rica ederim, beni boş döndür- me! Bu-sırada ev sahibinin aklına bir şey geldi: — Peki sen buraya nereden girdin? — Bahçe Btapısi aralıktı. * Hay Allah belâsını versin!.. Mister Co- hun aklı başından gitti. Akşam kapıları, pencereleri kaparken bahçe kapısını u- nutmuştu. Şimdi karısı duyarsa ne di- yecekti?... — Allah aşkına beni müşkül mevkie sokma. Git başka eve gir de orada ya- kalan. — Olamaz. Eve girmeği o kadar kolay mi zannediyorsun? Büu sırada yukarıda bir pılırti oldu: — Con hırsızı bağladın mı? — Şey.; bağlıyorum. Bağlıyacağım a- ma ip bulamadım karıcığım. — Mutfakta olacağ. Sen bağla da ben de aşağıya geleyim. Macam Margrit tekrar odasına çekildi. — Allah aşkına, dinini, imanını sever« sen kalk git. — Olamaz! Mister Conun aklına bir şey geldi: — Peki sana beş lira versem? — Gene gitmem, — * — On lira versem? Hırsız biraz düşündü. Bu sırada yuka- rıda oda kapısı açıldı. Mudam — Margrit geliyordu. Mister Con telâşla hırsızın el- lerine sarıldı: — Gözünü seveyim. Al şu on lirayı ça- buk savuş. Hırsız,lâfi tekrar ettirmedi, hemen ka- pıdan sivişti: Mister Con ter içinde kalmıştı. Bir yandan mendili ile terini siliyor, diğer taraftan da karısına nasıl lâf anlataca- Binı düşünüyardu. — Hırsız nerede Con? — Kaçtı. — Ne.. kaçtı mı? — Kaçtı. Ben mutfağa ip almağa git- müştim. Geldiğimde bir de baktım mey- danda yoktu. (Devamı 15 inci sayfada) SON POSTANIN OMANI : İstanbul Gayrimenkul satış ilânı Emniyet Sandığı Direktörlüğünden: Bayan Safiyenin Sandığımızdan 20149 hesap No, sile aldığı 250 lira borcun; karşı birinci derecede ipotek edip vadesinde borcunu ödemediğinden dolayı hak kında yapılan takip üzerin 3202 No, lu kanunun 46 cı maddesinin matufu olan 40 cı maddesine göre salılması icab eden Eğrikapıda Cebeclhaşı mahallesinin Ce- becibuşı caddesi ve Cami sokak ezki $ yeni 2/1 No, lu kârgir bir evin tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya koönmüştur. Satış tapu sicil kaydına gö- re yapılmaktadır. Arttırmaya girmek istiyon (15) lira pey akçesi verecektir. Milli bankalarımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bü- tün vergilerle belediye resimleri ve vakıf icaresi ve taviz bedeli ve tellâliye rü- sumu borçluya aiddir. Arttırma şartnamesi 18/8/938 tarihinden itibaren tedkik etmek istiyenlere Sandık hukuk işleri servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve safr Tüzumlu izahat ta şartnamede ve takip dosyasında vardır, Art- tırmaya girmiş olanlar, bunları tedkik ederek satılığa çıkarılan gayrimenkul hakkında her şeyi öğrenmiş âd ve itibar olunur. Ririnci arttırma 11/10/938 tari- hine müsadif Salhı günü Cağaloğlunda kâin Sandığımızda saat 14 den 16 ya ka- dar yapılacaktır. Muvakkat ihâle yapıla bilmesi için teklif edilecek bedelin ter- cihan alınması icab eden gayrimenkul mükellefiyeti ile Sandık alacağını ta - mamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son arttıranın taahhüdü baki kal- mak şartile 1/11/988 tarihine müsadif Salı günü ayni mahalde ve ayni saatte son artlırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul en çoök arttıranın Üüs- tünde bırakılacaktır. Hakları tapu sicillerile sabit olmıyan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair iddialarını ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbitelerile beraber dairemize bil- dirmeleri lâzımdır. Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla hakları tapu si- cillerile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar, Daha faz- la malümat almak istiyenlerin 987/171 dosya numarasile Sandığımız hukuk iş- leri servisine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur. * DİKKAT Emniyet Sandığı: Sandıktan alman ga yrimenkulü ipotek göstörmek istiyenle- re tahmin edilen kıymetin yarısma kadar ikraz yaparak usulüne göre kolaylık göstermektedir. — (5411) FAO iek SABAH, ÖĞLE ve AKŞAM her yemekten sonra muntazaman dişlerinizi fırçalayınız. İstanbul Defterdarlığından : larla, numara almaları ilân olunur. Koca dolap yerden kesilip de yüksel- meğe başlar — başla- maz, İfakat hanım birdenhire neye uğ- radığını — bilemedi: Gözlerini açıp iki tsrafında tutunacak yer aradı, bulamadı, Bunun üzerine sım- Bıki kocasının kolü- na yapıştı. Bu da el- vermedi: Takvorun şakasını — paçasını çekmeğe, herifi yumruklamağa ko- yuldu. Derken haşı döndü, midesi bu- landı.. olanca şidde- tile öğürdü.. deniz üzerinde salra büs- tırmak için akşamdanberi neler tıkın- mış ise, bepsini oracığa salıverdi. O anda, kata gelmişler, Gsansör de durmuştu. Üstü başı berbad olan Tak- vor efendi, acı acı söylenen asansörcü- ye meram anlatmıya, eline, avucuna birkaç para sıkışlırarak hüdiseyi ört 'bas etmiye çalışıyor, diğer taraftan da Gurabi efendi, yardım ederek, kaskalı bir külçe halinde, kusmuklar içinde yatan kocakarıyı dışarıya çıkarmıya uğraşıyordu. Nihayet muvaffak oldular. Ve kat bizmetcisi de kendilerine illihak ede- rek, kadını odasına sürüklediler, üstü- nü sildiler, şezlongun üzerine upuzun yatırdılar. Takvor söylenmiye başladı: Sumsıkı kucasının koluna yapıştı. Son ra da Takvoru yüumruklamağa başları. — Zo, bu ne biçim karıdır? Hiç âün- yada konfor görmemiştir? Yevropa si- vilizasyonundan haberi, neyi yoktur? İnsan asansörde maldömere, yaniya ki deniz lutmasına uğrar? Bu ne çeşit mi- dedir ki, paporda sapsağlam — duroor, suspus oturoor da, dabanlı yerden kesi- lincez tavus kuyruğu çıkarcor? Enk- semdeki elbiseden düpedüz hayır kal- mamıştır. Karnaval palyaçosu gibi ela- lemin huzuruna nasıl çıkacağım? Gurabi efendi asla oralı değildi. Baygın karısının karşısında bir iskem- leye çökmüş, sersem sersem önüne ba- kıyordu. Bu uzunca deniz scyııı'!mll onu da sarsmış, yormuştu. 'Takvor odadan çıksın, gitsin da, ya- kıyordu. İfakat hanım göz- lerini araladı: — Su! diye mırıl- dandı. nın üzerinde duran tuvalet bir bardak su dol- durup uzattı. Koca- karı, mecalsiz elini uzalırken, sordu: — Şartladın mı? Takvor bu sualin manasını anlamadı. — Ne şartı? Suyu da kondisyon ilen i- çoorsun? İfakat hanım ya- vaş yavaş diriliyor- du. — Papas herif! Aklın, fikrin kumis- yönda! Bir bardak sudan da mı kumis- yon isteyeceksin? diye bağırndı. Gurabi efendi, başgösteren münaka- şayı ünledi; — Haydi, artık döşeklerimize gire- lim.. sabah oluyor.. dedi, Yarin tekrar- dan yola gıkacağız, Birkaç saat uyku u- | yumazsam, dünyada kımıldıyamam. Takvaor: — Geceniz havralsun, öyle ise. Hay- di sağlıcağla yatın! Deyip çekildi, onlar da yattılar, yi np Sabaha karşı otal müşterileri henüz Ermeni, lâvmana- | ibriğinden | i- G_ıyrlmübıdilkıün Noterlikler va sıtasile istihkak temellük etmiş olan- 2 — Gayrimübadil istihkakları İzerine fera Vasıtasile İhtiyati ve deraf haciz vazettirerek mülga Cayrimübadiller Ko misyonuna tebligat yaplırmış olanların, haklarının mahfuziyetini teyit için Gulatada Bahtiyar Hanında mülga komis - yonun dalresinde çalışan heyete 5/Eylül/938 akşamına kadar müracaatla birer (5315) runda bir vaveylâdır koplu. Acı acı ka- din çığlıkları, kalın bir erkek bağırma- sı, koşuşmalar.. O esnada, tesadüfen bir yangın rüya- sı görmekte olan Takvor, birdenbire u- yandı, dapduru yatağınm içinde doğ- ruldu, kulak verdi. Kulağına gelen ses- ler içersinde Gurabi efendinin derin |baso sesini tanıdı. Alelâcele yere sıç- radı, karyolasının ayak ucunda pantalonunu ayağına geçirdi. Dü; lerini iliklemeğe vakit bulamadığı için, şaşkınlıkla onu ters giydiğinin farkın- |da olmuyarak, öylece dışarıya fırladı. Meordiven başında bir hengâmedir kopuyordu. Gurabi efendi, sırtında basma gecelik entarisi, başında ibiksiz gecelik fesi, ayaklarında şıpilik terlik- ler, gözleri evlerinden dışatıya fırla- nuş, trajikomik bir halde, bağula bo- ğgula haziruna bir şeyler anlatıyor, kar- gısında üçüncü kalın hizmetci kızı, ge- çirdiği helecandan göğsü kalaycı körü- İğü gibi poflaya poflaya, gözlerinden de îyamıklarıı":aı doğru yaşlar aka aka, hiıç- İkarıklı bir sesle mutlasıl söyleniyordu. | Gece kapıcısı, grumlar, hamal, kat uşa- ğı, hattâ direktöre varıncaya kadar bü- tün ötel halkı, patırdıdan uyanan bir iki müşteri de dahil olmak üzere hep orada idiler, ve hâdiseyi seyrediyorlar- |d I Yalnız Takvor, otel direktörile kapı- emmım hiddetli olduklarını, diğerlerinin İde inceden inceye alay eder — gibi bir tavır takındıklarını farketti. Uyku sersemliğinden peltekleşen ağ- zile, Gurabi efendiyi muhatab edinerek isordu; — Ne olaor? Gurabi efendi bir kat daha köpücdü. Bütün vücudünü zangır zangır sars- makta olan öfkesini alacak birini bul- Müştu. — Ne mi oluyör? Elinin körü!, diye |bağırdı tağa uzanıp yorgunluk alayım diye ba-'tatlı uykuda iken, üçüncü kalın knn'du-i (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: