FESTİVAL © çtanbulda festival başlamış; gaze- l teler böyle yazdılar; bu sene fes - tival için çok reklâm — yapılmadığına göre, inşaallah muvaffak olur, diye - Him; fakat, öyle zannediyorum ki fes - tivalin başladığını nasıl gazetelerden öğrendikse bittiğini de — gazetelerden öğreneceğiz. İşin daha hoş tarafı var: İstanbul festival yapar da başka — şehirler geri mi kalır? Elbet kalmaz. Onlara da bi- rer festival yapmak lâzım. Bir tanesi geçen sene yaptı, diğeri de bu sene ya- pacak, demek oluyor — ki memlekette festivaller çoğalıyor. Milletler ve kitab sanayii Milletler Cemi- Dünyanın me- geeti fikriyat büro- Yeni gıerkeılıe: - sunun bir istatiğ- den en uzak tel - tiğine göre nüfu- siz istasyonu Bü- su (63) milyon o- yük —Okyanusun Jan — Almanyada ortasında, Wallis (15000), — nüfusu adasındadır. Bu (126) milyon olan Sdanın en yakın Amerikada (6000), kara olan Avus - nüfusu (43) mil- İralyaya mesafe - yon olan - İngilte- rede (10000), gene nüfusu ayni mikdar olan İtalyada (3000) nüfusu (42) milyon olan Fransada perakende suretile kitab satan (60000) perakendeci vardır. * Bir müşahede kudreti 1930 — senesinin beş martında bir jandarma ile bir jandarma — zabiti Romada bir mü- cevherciye gelmiş we araştırma yü- pacaklarını bildi- rerek mücevherci- nin 30 milyon li- retlik elmasını al- —— mış ve jandarma dairesine götürmek ba- hanesile savuşmuşlardır. Neden sonra kendine gelen mücevherci derhal polise koşmuş ve dükkânında taharriyat yapa- rak mücevherlerini çalan adamları ora- da bulmuştur. Hayret verici bu hüdise şöyle olmuştur: Bu münasebetle zihnimden şunlar geçti: İstanbulda Sarayburnu Parkı ya pildığı zamanlardı. Türkiyenin her ta- rafında bir âdet türedi: İstanbula ge - len her belediye — reisi memleketine döndüğü zaman bir park yaptı. Hattâ etrafı tabiatın muhteşem parkile çev - rilmiş olan küçük köylerin bile park - ları olduğunu gördük: Orta yerde bir havuz, etrafında şebboy, hercai me - nekşe, bir de söğüd ağacı... Anadolu - da şimdi böyle ne kadar park vardir! Bunlar, Sarayburnu parkından alı- nan ilhamların eseri — olmuşlardı. İs - tanbul festivalinin ilhamlarını da birer birer göreceğiz! En uzak telsiz istasyonu &i 300 mildir. Bu ret etmektir. Telsiz memurları, çok de- fa, bir sene tek bir insan yüzü görme- den çalışırlar. * Tohumlarda mukavemet kabiliyeti ( : je Biliyor musunuz ki hiyar - tohumu iyi muhafaza edil- diği takdirde 10 sene, — maydanoz tohumu sekiz sene, humları 5, mercimek, domates tohumları 4, fasulya, prasa, pancar ve bezelye to- humları 2 sene dayanabilirler. ——— Bunların, yolun sağından gitmeleri lü- zım gelirken soldan gittiklerini görmüş İki hırsız sokakta giderlerken karşıla- | ve sahte jandarma olduklarını anlıyarak yına hakiki bir jandarma zabiti çıkmış. | tevkif ettirmiş. Bir çirkin Kadın bulundu Bir müddet evvel bir. okuyucum, Bay «A. K.» kendisine münasib bir eş bulamadığından şikâyet etmişti; — Çok çirkinim, beni hiçbir ka- dın istemiyor, demişti ve çok müte- essir: — Ölünceye kadar bekâr mı kala- cağım, diye sormuştu. Kendisine müjde vereceğim: — Ben de çirkinim, çirkin bir er- kekle evlenebilirim. Yaşamak ve an- laşmak şartlarında uyuşmak kaydı - ile, diyen bir kadın çıktı. Ben kendisini çirkin bulan, çirkin bulunduğunu da-söyliyen bir kadını şimdiye kadar.hiç tanrmadım, — en samimisi, en açık kalblisi olsa olsa, nihayet güzel sayılamıyacağım ka- — bul eder. Binaenaleyh bu mektub ve bu teklif hayretimi mucib oldu. Be- ni şaşırtan ikinei bir sebeb daha var: Bu mektub şimdiye kadar bana yol- Jananlardan birçoğunun aksine ola- yak gayet sarih bir de adresi ihtiva q.ıyor. Bu itibarla imzasını taşıyan tarafından yazılmış olmamasından — şübheleniyorum. Bunun içindir ki adresi kemali itina ile kendime sak- İyacağım. Mektub sahibi: — Bay «A. K islerse mukahele etsin, o zaman adresimi kendisine verirsiniz, düşünürüm, diyor. Bakalım, ne cevab çıkacak? e Bayan, yahud Bay «Hevesli» ye: Yazı heyetine sordum: — Maalesef mümkün değildir, de- diler. Hikâye sütunu haftanın her | gününde bir muharrire tahsis edil- || miş, içlerinden birisinin yazısımı te- hir ederek yerine bir yenisini koy- mak usul haricinde imiş, Tavassutum fayda vermedi, ma- İj zur görünüz. e «Bahtsız çiçek» e: Sizin vaziyetinizde bir genç kızın ilk teşebbüs edeceği çare evlenmek- tir. Mademki önünüzde iki talib var, bir tanesini seçiniz, ve nişan gibi || Ynerasimle vakit geçirmeksizin akd nizi yaptırtımz. İzdivac — teşebbüsü muyaffakiyet vermediği takdirdedir ki hayatı kazanmak düşünülebilir. TEYZE Şapkayı kendiniz yapabilirsiniz Hem şık, hem pek kolaydır. Önce pem- be mavi, bordo, siyah, vaz veya Vâci- ver yapraklar kesersiniz. Grogrenden yu- varlak ve önü inip kalopun üstüne bu yaprakları birinin sapı, öbürünün altın- da kalmak üzere üçer dörder ufak di - kişle tutturursunuz. Dikişlerin müm - kün olduğu kadar görünmemesine dik - kat edersiniz. Bütün maharet yaprakları bir boy ve muntazam kesip, tepeye sıkıp ve gizli dikişle dikmekten ibarettir. * Caketiniz ropunuza uymalıdır Şu iki rob ve ceketten hangilerinin bir- biri üstünden giyileceği bir bakışta gö - rülüyor değil mi? Sebeb?, Çünkü birinin plileri birbiri gibi, öbürünün yakası ro- bun yakasına uygun. Bu tarz elbiseleri - nizde buna çok dikkat etmelisiniz. Sağdaki rob pli ve band süslü. Plileri beyaz pikeden, kendi lâciverd, Ceketi de tıpkısı, Soldaki robun üstü saten, altı kalın kumaş. Ceketi kabarık pikürlü. Salâhaddin isminde genç bir mekteb talebesi hırsızlık suçundan Adalar sulh ceza mahkemesinde muhakeme edilmiş- tir. Suçlu hakkındaki iddia şudur: Pandeli isminde biri, yanında bulunan bayanla birlikte Heybeliadada denize girmişler ve eşyalarını da, sahilde bırak- mışlardır. Bu sırada Salâhaddin eşyaların yanı- na gitmiş ve bir fotograf makinesi ile i- çinde üç pasta bulunan bir kutuyu çala- rak, kaçmıştır. Hâdise bilâhare meydana çıkmış ve suçlu genç Adalar sulh ceza mahkemesi- ne sevkedilmiştir. Evvelâ suçunu 'ama- mile inkâr eden Salâhaddin, mahkeme- de: — Ben, bu fotograf makinesi ile pasta- ları sahilde bulmuştum. Maksadım, sa- hibini bulunca, iade etmekti. Demiş, fakat, şahidlerin ifadeleri ve toplanan diğer delillerle — Salâhaddinin suçu sabit görülmüş ve mahkeme bir bu- çuk ay müddetle habsine karar vermiştir. Ancak Salâhaddinin evvelce sabıkası bulunmaması ve henüz mektebli bir genç olması dolayısile, cezası bu seferlik tecil mahküm oldu Samatyada oturan Yanola isminde bir .| kadın, kocası Vasilden davacı olarak, po- lise müracaat ederek kocasının kendisi- ni tahkir ve tehdid ettiğini iddia et- miştir. Derhal karakola celbedilen Vasil, fazla .| sarhoş bir halde olduğundan, zabıta me- müurlarını da, tahkir etmiştir. Dün asliye 4 üncü ceza mahkemesinde muhakemesi yapılan Vasil, mahkemede: — Bir haftadır büyük Çekmecedeydim. Gelince çocukları alarak biraz deniz ke- narına götürdüm. Sonra, eve döndüm. Karımı bulamadım. Dün biraz fazla iç- miştim. Bu işlerin hiç birini de hatırlı- yamıyorum. Sarhoştum, demiştir. Vasil mahkeme sonunda iki ay 24 gün hapse 117 lira para cezasına mahküm edilmiştir. Davacısı ortada olmıyan bir suçlu tahliye edildi Dün, asliye 3 üncü ceza mahkemesin- de bir hırsızlık suçlusunun duruşması ya- pılmıştır. Avram Üsküdar iskelesinde bir miş- terinin kendisine emniyet ettiği bir torba eşyayı çalmaktan suçludur. Fakat, hâdisenin davacısı da, ortada yoktur. 4 aydanberi mevkuf — bulunan Avramın bu suçunu mahkeme emniyeti sulistimal şeklinde görmüş, davacısı da, ortada olmadığına Minazaran, suçlunun tahliyesine karar vermiştir. Bir yolcunun kolunun kopmasına sebeb olan şoför yakalandı Çatalcalı Feyzi, arkadaşları Ahmed ve Eyüb Çavuş ile birlikte evvelki akşam şoför Hasanın idaresindeki kaptıkaçtıya binmişlerdir. ' Bir müddet sonra Yenihan ile Çınarlı Plâja girenlerin sahildeki eşyasını çalan bir mektebli mahküm oldu Mahkeme suçlunun genç olması ve sabıkası bulun- mamasını nazarı dikkate alarak ç cezayı tecil etti arasından geçtikleri sırada, şoför Haşi- min idaresinde bulunan kamyon ile kar- şılaşmışlardır. Kamyon sür'atli geldiği için birdenbire kaptıkaçtıya çarpmış, Feyzinin pencereden dışarı bıraktığı ko- lu tamamile kopmuş, vücudünün diğer bazı kısımları da yaralanmıştır. Cüreba hastanesine nakledilen Feyzinin yaraları ağırdır. Şoför Haşim yakalanmış, tahkikata müddelumumi muavini Reşad Saka el koymuştur. Suçlu, gün geç vakit adliy.- ye teslim edilmiştir. Katil Osman sorgu hâkimliğine verildi Avas köyü cinayetinin faili Osman dün 2 nci sorgu hâkimliğine verilerek, hakkında ilk tahkikat açılmıştır. Poliste : Çimento taşıyarak sırtı çürüyen bir bir amele ölüm halinde hastaneye kaldırıldı Dün Eminönünde bağlı bulunan boş mavnaların içinde bir adamın uzun müddet yattığını ve bir eseri hayat gös- termediğini gören sandalcılar, zabıtaya müracaat etmişlerdir. Memurlar bu ada- mı yattığı yerden kaldırmak için uzun müddet uğraşmışlar ise de mecalsiz bir halde ve sırtının muhtelif. yerlerinin çü- rümüş ve etlerinin dökülmüş olduğunu görmüşlerdir. Yapılan tahkikat netice - sinde sırtındaki yaraların bir kaç gün evvel taşıdığı çimentonun sırtını yak - masından ileri geldiği ve bakımsızlık yüzünden bu kali aldığı anlaşılmıştır. 22 yaşında Diyarbakırlı Abdullah oğlu Tahir olduğu tesbit edilen bu zavallı a » mele, mecalsiz bir halde ve ölüm halinde Cerrahpaşa hastanesine nakledilmiştir. Tahirin daha evvel tedavi edilmek ü- zere herhangi bir yere müracaa: edip et- mediği tahkik edilmektedir, Dün Kuzguncukta bir ev yandı Dün Kuzguncukta Dereboyunda — Aralık sokağında Dimitriye ald ahşap evde bir yan- gin çıkmış, ev tamamen yandıktan — sonra itfatye tarafından söndürülmüştür. Dün geç vazte kadar yapılan tahkikat- tan yangının ne suretle çıktığı henüz kat'i- yetle anlaşılamamıştır. Bina ve eşyası &l - gortasızdır. Zabıta ve müddelumumillik tah- kikata devam etmektedir. Yenikapıda Alişan sokağında oturan ve Bakırcılarda Maksudun dükkânında çalışan 10 yaşında Haçiğin eline büyük bir demir parçası düşerek her iki eli de ezilmiş, Cer - rahpaşa hastanesinde tedavi — altına alın - muştir. Bir kadın dalgınlıkla sokağa düştü Kadıköy İsmâil Hakkı bey sokağında o - tauran 56 yaşında İspartalı Fatma, evinde do- laşırken oda kapısından içeri Biriyorum zannederek boşluğa açılan pencereye adi - mını atmış ve dört metre yükseklikten 230- kağa düşerek beli kırılmıştır. Piyano indirirken ayağı kırıldı Galatada Mazdıra sokağında oturan Kos- tantin ile arkadaşı Hüseyin, o civardaki Bam Tandi apartımanından piyano İndirirlerken Kostantinin ayağı kayarak piyano ile bera - ber merdivenlerden aşağı yuvarlanmış, salf ayağı kırılmıştır. iki ahbab çavuşlar: Çocuk için tutulan dadı