7 Temmuz 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

7 Temmuz 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İnkılâb tarihimize geçecek Şeret ve sevinç verici hatıralar (Baştarufı 1 inci sayfada) elmaktan duydukları hazzı anlatmış, bun- dan sonra bütün gazetecilerin göğsünü iftiharla kabartan şu sözleri söylemişti: — Size gazeteciliğin ne derece şerefli olduğunu gösteren bir şey söyliyeceğim: Bu Atatürkün de gazetecilik etmiş olma- sı ve bununla müftehir bulunmasıdır. Atatürkün edebi kültürünün ne kadar yüksek olduğu, edebiyatı ne kadar çok sevdiği, yalnız onun hususi hayatını bi- lenlerin değil, bütün dünyanın malümu- dur, Edebiyatın en yüksek zirvesi olan hita- bet, Atatürkün sayılamıyacak kadar çok | olan meziyetlerinden biri, - öteki yüksek meziyetlerine karşı haksızlık etmekten korkmasak - hemen, hemen en başta ge- lenii Bütün dünya bilir ki Atatürk güze ler, konuştuğu zam Bi birer edebiy telerini tabil bir belâgatle arman onun, kelir gelişindeki ahenk üzerini olduğu görülür. Türkçe lisan: çeresinde yalnız en güzel ahengini bul- en bu Lisanı bir liriz. an cümleleri en kuyumcu maharetile lelerinin her biri yalnız siyasi, içtimal birer kaymet değil, ayni zamanda edebi- Yat tarihlerinin asırlar sonra sayfaların! süsliyecek edebi parçalardır. Bunu hepimiz bilirdik: Yalnız üzi e fazla malümat sahibi olmadığım nokta vardı: O da Atatürkümüzün bir zamanlar ve elyevm gazetecilik etmekie oluşuydu. İçbakanımız bizi Meclis kürsüsünden bu hususta tenvir ettikten sonra, efkârı umumiyenin bu hatıra üzerinde göster- diği alâkayı tatmin etmek ve mesleğimiz için çok şerefli olan bu mesele otrafında daha fazla malümat edinmek üzere sayın Şükrü Kayadan bir mülâkat rica eti Bu mülâkatı kendisinden almak şer bana düştü. «Son Posta> nın 3 te: rihli nüshasında yazdığımız mülâkatta susta verdiği Alatürk eskidenberi gazetecilik — yap- mıştır. Ezcümle Minber gazetesinde yazı- r. Sıvasta çıkan (Hâkimiyeti ve anun devamı olan Anka- | radaki Ulusun sahibidir. Bu kadarını öğrendikten sonra, bu lümatı biraz daha tevsi etmek arzusunu yenemedim. Atatürkün meslekdaş hayalı etrafında en mevsuk membalardan şü Mmalümatı topladım: Büyük Şef en genç yaşlarındanberi €- debiyata meraklıdır. Daha o zamanlar bi- le arkadaşları içinde memlekelin en kiy- metli edibleri bulunmuştur. Yalnız as- keri ve tarihi eserleri değil, bütün ede- biyatı okur. Birçok manzumeleri ezber bilir. Kendisi fevkalâde güzel yazar. Hu- Sust mektubları birer edebiyat nümune- sidir, Yazılarında edebi kaidelere dikkat eder, İlk zamanlar, etrafında — yarattığı tesir onun büyük bir edib olacağı kana- ati idi. Ve hakikaten edebiyatçı Atatürkün Muhayyelesi en büyük bir edebiyatçı Muhayyelesinin erişemiyeceği bir kud- Tetle yepyeni ve bambaşka bir Türkiye tasavvur etmiş, fakat o bununla kalmıya- Tak bu bambaşka ve yepyeni Türkiyeyi hakikat dünyasında da yaratmiştır. Atatürk gazeteciliğe ilkönce Harbiye mektebi erkânıharb sınıflarında — başla- muştir. Kendi yazdığı, tertib ettiği gizli ve ihtilâlei bir gazeteyi şapirograflarla teksir ederek arkadaşlarına dağıtırdı. Bu onun mektebde iken başına bir sürü can sıkıcı hâdiseler getirmiş ve mektebden çıkar çıkmaz da Şama nefyine sebeb ol- Muştur, İşte gazeteciliğin zevkini ve mihnetini bu suretle tatmış olan Büyük Şef ondan sonra içindeki bu hevesi, gazetecilik he- vesini bir daha hiç yenememiştir. Çok daha sanraları Bay Fethi Okyar ile birlikte Minber gazetesini çıkarmışlardır. Orada da yazmıştır. Doktor Rasim Ferit merhum da bu gazetede yazı işleri mü- dürlüğünde bulunmuştur. Atatürk Sıvasta (Hâkimiyeti. Milliye) Bazetesi kurulduğundanberi devamlı &u- Tette gazetecilik etmektedir. Şimdi Ada- naya nakledilmiş olan bu gazete Atatür- kün imtiyazma sahib olduğu bir gazete- dir. Sahibi odur. Fakat neşrile genel sek- reterler meşgul olurlar. Ulus gazetesi de kendi gazetesidir. Fakat Atatürk yalnız kendisine sid c lan bu gazetelerde yazı yazmış değ . Onun her gazetede çıkmış makaleleri vardır, fakat bu makaleleri imzalamak itiyadında değildir. Müstear isim de kul lanmaz, Bazı zevatın imzalarını iare ede Başka başka imzalar taşıyan birçok yazılar altında Atatürkün üslübunun hu- süsiyet görürüz. Türk milletine şerefini, haysiyetini, ansanlığını, yaşamak hakkını, refahın..-ve devamlı bir sulh devresini bediye etmiş yün o hediyelerine bir de F ini İlâve etmiş bulunan Bü- zdendir, bizim gibi gazeteci- |* başlamıştır ve bugün gene le efkârı umumiyenin - külti st anlayış mertebesini, edebi zevk seltmeğe çalışmaktadır. lekdaşa sahib olmak, bü- ilerine bu meslekt» çek: kleri eziyet ve mihnetlerin hepsini unut- turacak kadar şerefli ve kıymetlidir. Suad Derviş İl fare yavrusunu emziren kedi (Baştarafı 1 ânci sayfada) anın içinde bir kedinin on bir tane fare yavrusunu emzirdiği görülmüştür. Ame- leler sandığı derhal mağazaya getirmiş- ler, bunu gören halk ta mağaza önünde toplanmağa- başlamıştır. Herkesi hayrete düşüren bu kedi, analık sevki tabilsi ile hiddetli hiddetli etrafına bakarken, pen- çeleri ile de yavruları korumağa çalış- mıştır. Mağazadakiler kediyi bir aralık sandı- içinden alıp uzaklaştı n serbest kalır kalmaz yer rak sandığa girmiş, fare yi stüne oturmuş, hepsini de di yarak emzirmesine devam etmi dise burada hayretle karşılanmıştır. İhale işlerinde değişiklik Ankara, 6 (Hususi) — Şartname formülle- Finin 9 numaralı kısmının 31 inci ve 3 nü- maralı kısmının 22 ncl maddeleri şu şekilde geğiştirilmiştir: İhale kat'ileştiği tarihten itibaren 15 gün içinde müteahhit muvakkat teminatı ihale bodeli üzerinden kat'i temlnat mikdarma çı- zarmıya ve mukaveleyi yapmıya ve noterli- ge tescil ettirerek alükalı dalreye vermeğe mecbur olacaktır. Bu mecburiyete riâyet edilmediği takdir- de protesto çekmiye ve hüküm almıya hacet kalmaksızın ihale feshedilerek muvakkat te- minat hazineye irad kaydolunacaktır. İkinel defa yapılan ihale daha masraflı o- lursa bu zararın muvakkat teminattan fazla kalan mikdarı hükmen müteahhidin emvu- Üne müracaatla tahsil edilecektir. Zarar nok- snn olursa teminattan bir şey geri verilmi- yecektir. İhale mevzuu fesih tarihinden itibaren en çok bir ay içinde vasıf ve şartlarda değişik- Jik yapmamak şartlle açık artırma ve eksilt- meye konulacaklır. Arlırma ve eksiltme ya- pılmiya tahammülü olmuyan acele hallerde pazarlık süretile muamele yapılacaktır. Yeni ihale yapılıncaya kadar geçecek 2a- man içinde ihtiyaç görülen günlük alımlar- gnn vesair İşlerden müterollid sararlar mü- teahhide aid olacaktır. Süveyş Kanalında grev Port-Said 6 (A.A.) — Süveyş kanalı müstahdemini dündenberi grev halinde- dir, İşciler yevmiyelerinin artırılmasını istemektedirler. Cereyan eden bazı hâ- diseler üzerine polis grevcilere hücum ederek içlerinden birkaç tanesini yarala- mışlır, Dört dilenci mahküm oldu Dün müddelumumiliğe Hatice, Sa- miye, Hüsnü ve Mekki isimlerinde dört dilencilik suçlusu sevkedilmiştir. Sultanahmed 2 nci sulh ceza mah- kemesi suçluları birer hafta belediye bizmetinde çalışmıya mahlgüm etmiş- tir. -|bea sebebi de, Şam hükümeti tarafın- .|herkesi umuml içtimaa çağırmışlar. Bu .|kongrenin akdinden makı Hatayı ıştırmak isteyenler (Baştarafı | inci sayfada) di. Dün, Cemil Bey rdama sordular: «— Türkiye ile F lâfa Şam hükümeti de muv miştir. Doğru mudür?» Dediler. Cemil Bey bu suâle aleni ve kat'i bir: «— Hayırl» la mukabele etti. Demek oluyor ki bugünlerde Türk askeri Hatay'a girmiş olursa buna Suriye hükümeti muvafa- kat etmiş bulunmıyacaktır. Bununla beraber, Türkiye ile Fran- sa arasında itilâfın artık muhakkak ol- |duğuna burası inanıyor ve bugün ol- yarın mutlaka itilâf haberinin geleceğine kani bulunuyor. Bunun baş- dan Fransanın yüksek makamlarına ve ine vaki olan müra- | protestolara hiçbir cevab bulunmasıdır. Gene dün, Ce- | u acı hakikati açıkca ifade et- | imiz - müracaatler |tesirsiz ve cevabsız. kaldı. Suriyenin hukukunu muhafaza için her şeyi yap- Cemil Beyin bu sözleri den, yani dündenbe: yi sız itilâfınin imzası muhakkak olduğu kanaati her tarafta hâkimdir. Hatay'a Türk te bulunduğunu gü bir delil de şimdi Ermeni komitecileri- nin Şama doğru başlıyan akınlarıdır. Dün, Ermeni milletinin de, Türk mil- letinin de başlarına belâ olmuş bulu- İnan bu şeamet kuşları hicret halinde- Girler! Birer, beşer, onar, Halebe, Şa- |ma, Beruta dönüyorlar. Onlarla bera- ber Türklere karşı gizli veya açık cemi- yetler kurmuş olan Arab eşrafı da mu- | hacerete başladılar. Bunlar şimdi et- raflarına ümidsizlik ve yeis saçıyorlar. inin verdikleri haber- Türkiyede Türk atletleri atletizm ve C Yazan: Guido Theolevi D Mısırda çıkan La Bourse Egyptienno gazetesi spor muharriri ısırlı atletlerle beraber İstan- bula gelen Guido Theolevi Mı- sırın tanınmiş spor muharrirlerinden biridir. Gazetemizin spor muharrirleri ile yaptığı anlaşmaya göre bundan san- ra Mısırdan Son Posta'ya yazı ve re- simler gönderecek, kardeş Mısırın spor hareketleini günü günümne bildirecektir, İlk yazıyı bugün koyuyoruz: 'Türk atletlerinin, burada, bütün Mı- “|bir at lan yarı mukavemetci Galib duğumdan maktayım. Ruhan sporcu olan Türk atletlerinin u müsabakada gösterdikleri gayretlerle bulunduğu bü; oksı nin ha ğ ziyetler, Tü deniz hav keti halini 1 atletler bu ilk n, iki bi T şilaşmasında az çok yet rmelerine mukabil, 'Türk sporcuları da «Handicappö&> o- malarına rağmen sonuna kadar uğraş: mışlar, yük gayret göster Bu gençler ellerinden geleni yaptıktan sonra mağlüb oldukları halde bile neş- elerini kaybetmemişler, böylece yük- sek bir spor terbiyesine malik oldukla- rını göstermişlerdir. Mısırlıların da yol yorgunu olmala- rı, on beş gün evvel Atinada, bir hafta önce de Selânikte müsabaka yapmış ol- İmaları aleyhlerine idi. Kendi memle- ketlerinde olmadıkları onlar için bir ılamaz. Çünkü Türk atletizm halk bunu his: le. | — Hataydaki vaziyet rab, Ermeni, hülâsa bütün halka ıztı- rab veren bir vaziyet olduğunun teyi- di, 2 — Muhtelif unsurlar arasımda mevcud olan ihtilâflara nihayet vere- cek tedbirlerin ittihazı, 3 — Muhtelif unsurların - birbirleri arasında vukua gelecek fena muamele- leri izale ve hoş geçinmeyi temin vazi- fesile mükellef komisyonlar intihabı, 4 — Sancak'daki bugünkü fena ha- lin Hatay halkının karşılıklı vaziyetle- rinden değil, devletler arasındaki si- yast ahvalden ileri gelmiş olduğu hu- susuna Arabların iknal.. Gibi hususlar imiş. Bu köngre, halk fırkası reisi Abdülgani Türkmen riya- seti altında yapılan bir içtima netice- sinde iki gün evvel kararlaştırılmış. Diğer taraftan Abdülgani Türkmen Antakyada resmi bir tebliğ neşrederek aşağıdaki hususları ilân etmiş: 1 — Türkiye kuvvetlerinin Hatay'a ne zaman gireceğinin ayrıca bütün hal- ka - ilâin edileceği, 2 — Halk fırkası tarafından seçilen bir komisyon Türk askerinin Hataya girmeleri münasebetile memleketin do- natılması ve askerin karşılanması için programlar tertib eyliyeceği. Bu resmi tebliğe dair gelen malü- mattan sonra, yani kırk sekiz saatten- İberi, artık Şam, 'Türk askerinin Hata- |ya girdiğ! havadislerini beklemeğe baş- ladı. Bu ahvalden dolayı somurtanlar az olmamakla beraber yüzleri gülenler de ne kadar çoktur! Ziraat enstitüsü Talebesi bu yıl Tatil gapmıyacak “Ankara 6 (Hususi) — Süöylenildiğine Bgöre ziraat enslilüsü talebesi bu yıl kamptan döndükten sonra tatil yapmı- yacak, profesörlerinin nezareti — altında köylerde tatbikatla meşgul olacaklardır. Bu suretle talebenin daha mektebde ik- mal etmeden böylece staj yapmak sure- tile mensub olduğu şubede daha kuvvetli ;bır eleman olmasına çalışılacaktır. Diğer taraftan bir grup talebenin de şark vilâyetlerinde bir tedkik geyahati yapacağı bildirilmektedir. Bu keyfiyet, turnenin en iyi ve en / Hatayda askerlerimiz tay e |lün izlerini beraber götürecekler rakteristik cihetlerinden biridir ki, büs tün Mısırlı atletler tatlı hatırasını mü- hafaza edeceklerdir. Yukarıda Türklerin «Handicappia vaziyette olduklarını söylemekten mak« sadım Melih ve İrfanın müsabakalara iştirak etmediklerini, iştirak edenler« den bazılarının da formlarında buluna madıklarını işarettir. Mükemmel bir m: 15 2/10 luk derecesini daha ilerletebi- leceğine ve ilerlemesi icab ettiğine ina- nım var. Receb işini bilir, sağlam, kabiliyetli ir. Cesur ve henüz pek ge! 'Türk sporunun büyük ele biri olabi Bunlar ve Jerfi ile König Türkiye« “|de atletizm kafrosunun şimdiden kuv- ve programını buna göre tanzim etmiş- tir. Bu sebeble, pek yakında Türki nin atletizm sahasında çok ileri gidece- ğine kani olduğumu tekrar ederim, Mısırhlara gelince bu seyahatte pelt iyi neticeler almışlar ve 31 müsabaka- da 24 bi k elde etmişlerdir. Bun« da Kadıköy pist! len iyi şeraitin de büyük tesiri olduğu aşikârdir. Sön olarak söyliyeyim ki bütün Mıs ırlı atletler, idarecilerden, sporcular- ın ve halktan gördükleri hüsnü kabu« ve WMış_ı'd:ı 'Türk sporcularını hararetle İn edilen bütün mıntakalara yerleştiler (Baş tarafı 1 inci sayfada) Akdedilen anlaşmaların heyeti umur- miyesi, bize, Fransa ile Türkiye arasın- da yeni bir dostluk devresinin başlangıcı olacağını samimiyetle ümid ettirecek ma- hiyettedir.> Fransız selirinin sözleri Diğer taraftan Fransız Büyük Eiçisi Bay | Ponso da Ulus'a şu beyanatta bulunmuştur: «Memleketlerimizi birleştiren samimi dostlu Bu tarsin eden bir muahedeyi Türkiye Harici- ye Vekili ile birlikte mzilamakla ne derece mes'ud olduğumu dün söylemiştim. 1921 de, yeni Türkiyenin Dk günlerinde, —müşterek faaliyetimize açık olan bütün sahalarda dostca bir elbirliğinin temellerini atmış olan lk Ankara anlaşmasını sihnimden çıkara- mazdım. Fransa 1936 temmuzunda, dünya- n bu kısmında Türkiyeyi âdeta sulhün bek- eli yapan Boğazlar anlaşmasına memnunle yetle Iştirak etmiştir. 29 mayis 1937 anlaşmaları, ayni zihniyete le, Türkiye ile Suriye arasındaki hududun (emniyetini tamin etmiştir: Bu anlaşmalarım Yakın Şark'ta devamlı bir nizamın totasü- süne gene faydalı suret$e yardım etmiş öl- dukları anlaşılımakta gecikmiyecektir. Bununla beraber vazifemizi henüz tamam- lamış değiliz. Ve dost Suriye ve Lübnan da samimi ve açık olan bu polltikaya zamanım- da iştirak edeceklerdir. Hasılaları dün aynen Deşredilmiş olan müzakereler ancak bu sa- hada cereyan etmiştir. Modern Türkiyenin mukadderatını sevk ve idare eden ve eminim kl memleketimiz hakkındaki duyguları da memleketi — için beslediğimiz sevgi ve yüksek saygı hisleri- nin aynl olan mümtlaz Şefi şu esnada hüre metle anarım.» (AA) inin ve tahakkuk ettirik. — S0defa mahkemeye giden (5 yaşında evli bir çocuk _.3 (Baş tarafı 1 inci sayfada) Sonra, İstanbula getirerek, burada Paris oöteline bıraktım, Derhal gidip, Bakırköy Mmerkezine haber verdim. Receb ile Ba- kırköyünde Hamam sokağında karşılaş- tık, Beni bu yüzden sırtımdan yaraladı. Polis memurları Ziya ve İsmail de, kü- çük maznunun vak'ayı müteskip ove kaç- tığını, kapıya gidip yakalamak iste- diklerinde, bıçak çekerek: — Girmeyin içeri, yoksa vururum sizi, yakarım! Diye bağırdığını, bir müddet sonra tes- Him olduğunu söylemişlerdir. Henüz mekteb talebesi olan 15 yaşın- daki suçlu çocuk ise, yaşından umulmaz bir ifade ile büyük bir adam gibi konu- şarak şunları anlatmıştır: — Bir kız seviyordum ben. Tuttunı al- dım eve. Altı ay beraber yaşadık. Bu kız Yeşilköyde bir yumurtacının yanmda çalıştığı sırada, İş Bankası kumbarası çalmış. İçinden de paraları almış. Bunu duyunca, onu polise teslim ettim. Sonra da, şimdi benden davacı olan Sabahaddin ve arkadaşının ricalarile babamı — kefil ettim, Karakol kızı serbest bıraktı, Hal buki, bunlar kızı Üsküdara kaçırmışlar, ğ ıBık. hele işe, Bana kalleşlik ettiler. Bu. — gün de yolumu kestiler, taşladılar, Evda raftan babamın bıçağını almıştım. Saba- haddini yaraladım. Fakat... polislere bı- çak çekmedim, Yaralı Sabahaddinin tekrar — doktora — muayenesi için, muhakeme talik edilmiş, — suçlu çocuk ta tevkif olunmuştur. Küçük maznun, kapıdan çıkarken, mu- harririmize: — Şimdiy kemeye düştüm, ama hepsinde de berart — ettim, Bakalım, bu sefer ne olacak? Demiştir. Suçlu, tevkifhaneye gönderilmiştir, İtalyan mültecileri Evian, 6 (A.A.) — Sabık İltalyan Başvekili Nitti, burada toplanan kan- feransa bir muhtıra vererek İtalyan — mültecilerine yardım taleb etmiş ve bu mültecilerin bir listesini konferans sek- reterliğine tevdi eylemiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: